Olmuş bir vak'a Moskovada oturan oÇaşnikov renk ve canlılık verebilmek için; İse, ikizlerin düellolarını isminde genç bir kompozitör var Yazan : Leonid Leuç daha pek çok çalışman lâzım. İ Bu muvaffakıyetsizliğinden ö-! ' dinle- dikçe, mes'ud mes'ud gülümse“ yor, fakat ayni zamanda kızgın Yarın F. Bahçe ile Beşiktaş karşılaşıyorlar ti İstanbul lig maçlarının birlnel evresi yarın Kadıköy ve Şeref sa. halarında yapılacak karşılaşmalar. ö Şehir Dram Tiyatrosunda : “Kollege Krampton Yazan: Musret Safa Goşkun azan, Metresi 25 liraya sali, lan bir kumaşın, yari fiati- dı. Bu kempozitör, halkın çok i i ürü fevkalâde canı sıkılan Çaş- sevdiği, çok beğendiğ Jtü takım şarkı?ır bestelemekle şöh| nikov, mutfakta gürültü ile 80-| ir san'at.| Zan ve köfte kızartarak çalışma- ret kazanmıştı. kâr olmak itibarile bu gibi beste- i olan komşularına için. den küfür etmeğe başladı. ler Çaşmikov'u tatmin etmiyordu. O, ya bir opera, veyahud, hiç ol. o Münekkid gittikten sonra bes- tekâr, daha uzun müddet dü mazsa, bir senfoni Obestelemek tek arzusunda idi, İşönceli ve kederli bir halde piya Çaşmikov fırsat düştükçe arka-| wonun basında oturdu. Fakat son | daşlarna müstakbel oğlunu düşünerek! biraz sükünet buldu. Ertesi sabah eli titreyerek te- lefonu açtı ve doğum evini bul- du. Nöbetçi hemşirenin sesini) duyduğu zaman büsbütün heye.| canı arttı. —im, mı). Merak Tebr'k ederim: Karmnız doğurdu. Bestekâr sapsarı kesilerek: — Ne? Diye kekeledi. — İki kız. — Nasıl? Anlayamadım. — Kulağınızı açınız, dikkatle! | dinleyiniz! o Heceleye heceleve söylüyorum: Karımı ikiz de. ğurdu, İ çacvğu. Anladınız! mı? Çocukların ikisi de whhatte. dirler.. Karınız da 'y Doğrusunu sövlemek TBirso, hevadisi duvar duvmaz bes| tekâr biraz ürkti, Çünkü hesab-| da rikiz» yokta. Hazırlık bir çe- cuğn göre yapılmıştı. Çaşnikov paçaları ne, bir çifti 7 liraya verilen kadin sorabının, ayni incelikte, ayni kali. ede olanının yarıdan ucuza veril İdiğime şahid oluruz. satici, muhtekir değilse, kumaşın bir ye. | küçük bir kusur, çorabın bir İ noktasında şiş kaçığı olduğunu söy ler. En ince hesablarla | kurulmuş, muazzam fabrikanın, trikotaj ma. kinesinin de imalât arâsmda sakat mel çıkarması tabii sayılır. Kafa, İda, bir fikir imalâthanesidir. Kafala tezgâhında şaheserler doku. yanların, deha mertebesine yükse lenlerin de, Ki tavadaki soğan cızırtısının, odayı dolduran bu kudretli bu canlı sesler yanında solda sifir kaldı. Zını da düşünüyordu. Bütün bunlara rağmen Çaşni- kov «Doğum» senfonisini yeni baştan bestelemeğe gayret edi- yordu. Fakat şimdi, ancak ikizler uyuduktan sonra, parç kaçamak olarak çalışa ordu. Bu arada yeni bir mesele baş gösterdi. Çaşnikov'un sütminesi nin bira içmekten maada başka meziyetleri de varmış. Meğer kadıncağız evvelce otur- duğu evin duvar gazetesine şiir falan da yazarmış.. Bu vaziyet onun sik sık evden ayrılmasım icab ettiriyordu. Sütnine, ya. siirleri duvar gazetesi redeksiyo. numa götürüyor. Oradan yeni ta- limatla geliyordu. Sütninenm bu şidip gelisleri onun Duvar ga- zetesi redaktörünün evine kapı- lanmasile neticelendi, dan sonra bitmiş olacaktır, İyi bir | tesadüf olarak birinci devre maçla. Jrsmin sonunda Galatasarayla, İlan. | bukporu. Fenerbahçe ile de Beşik. taşi seyretmiş olacağız. Birlaci dev. renin bütün cazib maçları Fener . bahçe stadimla oynandı, bu suretle öllnel devrenin de bütün cazibesini yarından sonra Şeref stadı almiş o. lacaktır. * FENERBAHÇE STADI: Süleymaniye - Kasımpaşa Oyun tarzları ve gayretleri birbi. rine uygun olan bu İki takımın ma. çı kazanma şariları müsavidir. Bu yüzden büyük bir enerji sarfedile - İcek olan bu maçta hücumu elden İbirakmıyan taraf selâmete erecek . jtir, ğer ni veririm ki, hasedinden, Bethoven'in saç- ları bile, mezarında, dimdik ©- İur. Fakat, bugünkü şeraitte, mutfak işi de dahil olduğu halde İbütün işlerin görüldüğü şu biri. cik odada ciddi bir eser meyda- ha getirmeme imkân göremiye- ram. Manmafih, bütün bunlara rağ men bizim bestekâr büyük bir «ser vücuda getirmeğe karar ver di. Niyeti «Doğum» adlı bir sen- foni bestelemekti. Genç bestekâ- ra bu mevzuu ilham eden, genç ve güzel karısı Liya idi, Lidya idi, nerde ise bir çocuk etirecekti, karısını bir otomabi. le bindirerek doğum ev'ne götür- dü. Kendisi, fevkalâde mütehey- yiç bir halde, yaya olarak evine| döndü. Yolda, müzik münekkid. lerinden eski bir arkadaşına rast- idya Andreyevna | ecek bir şey yok. iki kaz| İkoydukları çok vakldir. Meselâ; işte Gerhard Havptmana ve Şehir Dram Tiyatrosunda oyna. nan piyesi College Krampton.. Seyrettikten sonra, kendi kendi. me şa Şayed bu eseri ben) kenpi Galalasaray - |. Spar (yaşş oi veee kerr saa | Sonrada, hususiyetlerine — ükkat Lis maşlarına muhielif mscera-| Milli y . etmemekle itha; i lar Içinde iştirek eden Galatasaray ve eser: baml dört tane, Oki için bu maçı da kazanmak artık bir. Almanların meşhur ve büyük edibi! sekiz açarak seyre çalişir. Ein sini de bitirmek fırsatını buldu. #1<f meselesi olmuştur. Fenerbah. Gerhard Hauptmaım, geçen Pazar. bazı cümlelerden, tan'atlsir my İ Zevkine itimad ettiği münckli? ** ve Beşikdazla oynamadığı maç - tesi günü 80 yaşına bastı. Hitlerin'nen boyacıiara, kopyacılara hür Skill şı bak larda otormabik bir şekilde puan ve bile, en mazik bir zamanda, cephe-İcum, san'aticirlerin verâzad plani ve ona senfensinin bu yen! sekli. dolayısile birlncilk veya Hkineilik .|deki umumi karargâhindan tebrik temayüllerine İşaret tevehbüm ey ni dinletti, Casnikev, eserinin mu' ten ey Me i oan ra a Nafile, tutmayor, vaffakıyetsizliğine emin, piyano. |Şin, artık. dan beşka kaybe - mal etmediğ, ve Friedrich - Wİİ Bazı oiyasler vardır, mev ie «mun Üzerine eğilmiz bir halde) dilecek birşey yoktur. Gerçi İstan.|helm üniversitedinn fabri hemşehri yınır sarmaz, Lâkin İçinde simi ESAD dutnd bal teşli bir takımdır, am, |lik payesinl verdiği bu yaşlı edib, i : r #nekkidin — yüzünü! bulepor çok ateşli bir ee bi yalar latin lokiyalnlle diği kuvvetinde cümleler, zarif espriler, Gerhard Hauptman l budalalığını tokrarlamasile ) u Fa. kat bu gürültü arasında senfoni oturuyor. örmemek sıvadı. Ru ma, Galatasaray da ket ince hücumlar, istihzalar, ladı. Çaşmikov'un bu o münekki arkadaşı, fevkalâde zeki, fevka- lâde kabiliyetli idi. Bestekâr, zevkine fevkalâde çok inandığı bu arkadaşı, yeni öserini dinlet- mek üzere kendi etti, Genç bestekâr çalışmağaı ko. yuldu, Hummalı bir faaliyetle, hiç durmadan çalışıyordu. Tam karısının doğum sancıları tuttu- ğu şece, eserinin ana hatlarını bitirmiş bulunuyordu. Çaşnikov, ince ve uzun par maklarile piyanonun tuşlarına son olarak dokunduktan sonra «Doğum» senfonis'nin arkadaşı üzerinde yaptığı tesi anlamak üzere şiddetle başını çevirdi. Doğrusunu söylemek aşnikov arkadaşımdan gü- rül bir alkış bekliyordu. Fa- kat alkış yerine arkadasının du- daklarımda ekşi bir tebebssüm farkettiği zaman epeyce canısı kıldı. Titrek bir sesle sordu: — Nasıl, hasedinden Betho. ven'in mezarı saçlarda (dimdik olacak mı?. Münekkid sakin fakat bir sesle: — Hayır, dedi. Benim kanaa- timce ihtiyar Bethoven parmaği- n! bile oynatmıyacak.. — Eserimi beğenmedin mi?. Münekkid biraz düşündükten sonra: —Biliyor musun, dedi, senin senfenin çok gayri maddi tarz da yazılmıs. Senfoninin birinci kısmını teskil eden çöcuğu bek- leyis, ümid ve hevecan kısmı ha- rikulâde güzel, Fakat senfoninin Vi kat'i evine davet! fevkalâde vaziyetin icab ettirdi- ği hazırlıklara g'ri: Her şey. den önce bir sütnine bulmuk 1â-| zımdı. Aksi gibi ortalıkta bir süt- nine buhranı vardı. Güç belâ bir sütnine buldu. Sütnine, ğından ötürü her gün | bira içme İtekâr buna da veyvallah» dedi. | Nihavet karının doğum evin- den çıkış günü geldi. Çaşnikov karısı işin çiçek satın aldı. Ağrı bira fıçisi gil okan sütnine de ortalığı topladı. Karşılıklı kuru- lan iki beşik, müstakbel sekinle- rini beklemeğe başladı. * Aradan iki gün geçince her sey "tabii seyr'ni takibe başladı. İkizler bir ağızdan «Uva, Nval» diye haykırıyorlar, anneleri kâk bir beşiğe, kâh diğerine sıra ile eğiliyordu. Sütnine fırsat bulduk ça birasını çekiştiriyor. Çaşmikov tamı Kemal hakkında verilecek konferans Eminönü Walkevi DA, Edebiyak şi. besinin tertib eitiği «Serbest O Kenfe. manslar» serisinin üçüncüsü Prof. ettin Fahri Fındıkoğlu tarafından «Na, | mik Kemal» merrumnda 20/11/942 Pa sartesi çünü mazt elite de verilecektir. LE mmm ebe birliği intihabı ni der yılma ald intihab hazırlık- larına başlanmıştır. Her faküheden İ Talebe Cemiyetine aza olmak iste 'n başmı arkaya çe virmiyordu. halde olmadığını isbata mecbur Birdenbire arkadaşının muzunda hissetti ve sesi du: — Dostum, sen harikulâde bir eser vücuda getirdin!. İşte ş'mdi senfoninde hayat sesleri duyulur yor. Çocüğun haykırısları, anne- nin ninnileri, tâ kulağıma kadar geliyor. Seni candan tebrik ede- retli bir maçı olacaktır. Fen'rbahçz - Beşiktaş Bu mevsim maçlarında İyi İtifne ve pek büyük bir içinde elele yürüyen Fenerbahçe İ Beşiktaş yarın 90 dakikalık bir rim. İv ve birbirlerini Mürlekkid; Çağalleb”'u kucuk) ole imi ladı ve hararetle elini sikir. Bu vinçleri Üzerine bir şişe şarab mek İstediler, Fakat bu sırada ikizler ağlamağa başladı. Çaşmi- kov, çocukların altım değiştir. mekle meşgul olan karısına yar- dım etmek mecburiyetinde kal- dı. Münekid, bestekâr: bir defa daha kucakladıktan sonra, ev. den ayrıldı. Basketholcular dün Edirneye sitti İstanbul üçüncü kategori basket- bol ekipi dün akşam Edirneye git. miştir, Sekix oyuncudan mürekkeb olan ekipe antrenör Feridun başkan- lik etmektedir, Edirnede yapılacak maçı kzazanan ekip 12 ve 13 Bi. rincikânumda (o Ankarada yapilacak ikinci kategori Ankara, İstanbul, İsmir takimlari oarasındaki seçme müsabelkalarına gireceklerdir. Bu maçın galibi olan ekip birinci ka - tegoriye terfi edecektir. aliya mma Milli korunma ye ir, tar Kadıköy çayırı çok çetin mücadeleye şahid ve sahne olac tir. ŞEREF 4$STADI: Taksim - Davudpaşa Big birincisi arasında yapılacak dır. Vela - Beykoz zorliyan bu iki da kat'i bir hüküm mümkün değildir. yürü varlıktır. Bu oyun, bu sebebler do-j Sikmiş, cidden mükemmel İayisile belki de haftanin en bara. dostluk etmek için mümkün olan her çare- Bir zaruret olarak dostluk çerçe. vesini açacak olan bu mücadelede Fenerbahçe mağlüb olmamağa, Be. şiktaşta mutlaka galib gelmeğe uğ - raşacakdardır, Yarin herhalde emek Birinci lig sonuncusu, ve Ikinci İlk karşılaşma bu bakımdan ente İresandır. İki taraf da bu maçi ka -| zanmak 'İçin ayni azmi taşımakta - Ömer Besim bir)dünya edebiyatında birinci plina erler vermiştir. Şürleri de, nesirleri de, piyesleri de kuvvetlidir. Almanların Götemiz» diye iftihar duymakta ta- mamen haklı oldukları bir şahiyet. tr, Nitekim, Bayan Seniha Göknü tarafından di- limize çevrilen «Güneş batarken» İlsimli 5 perdelik dramı, Muhsin Ertuğrulun da iştirakile oynanmış, İçok tekdir edilmiş, Fekat, tiyatro İmümekkidliği yerine, münekkld terkeltçiliği yapmağa başlayan, pi. yes, aktörleri bir tarafa birakip, bi sm tenkidlerimize takilmak gar?. betine düşen ve Şehir Tiyatrosunun fakri propaganda nazırlığı o vazile- inl benimseyen, Selim Nüzhet üsta, dımiza yeni bir çatma firsati ver mek için, hemen söyliyelim ki, Hauptmann'ın bu piyesmden hiçbir şey anlamadık, hiçbir fevkalâdelik bulmadık, bir kelime ile, bizi sar. madı, Movzu: Birçok eserlerinde olduğu gibi, Krampton da akademide bir resim İ profesörü, Kaşla göz arasmda, şez- longun altından İçki şişesini çıkarıp çeken ayyaşin biri. Vazifesine niha bir ile ak bir ak. ba Ligde ve lig harici yaptıkları her| yet verilip, karısının kaçmasile büs. maçta birbirlerini mütemadiyen takımın maçında daima sürprizli neticeler vardır.Bun dan dolayı bu takımların maçın - bütün serserileşen iradesiz bir mah ük, Kızı, akademiden matrud, zen- gin bir delikanlı ile sevişiyor. Bir İmeyhane köşesinde, sabahtan akşa. ma, akşamdan sabaha kadar kafayı çeken profesörü bulmak İçin, ham malı bir arayış. Profesörün satılığa çıkarılan atölye eşyalarını mübayan, nek «Yeni! 5 sene evval, yinei vardır. Bunların yüzü suyu bürme- tine tahammül edilir. Allah uzun ömürler versin, Hawptnann «Krampton« un da mebzulen kul. landığı «Köpeku kelimesinden baş- je kulağımızda kalan bir şeyler | söylemiyor. Kasıl oyrindı? Kül halinde zayif. bazı eşbas iti. | barde kuvvetli, Profesör OKramp- ton'u Hâdi Hün oynadı. Hem de İçok güzel, çok canlı, eserdelinden | daha tipik,, Bir rol ki, nankör mü nankör, şahsiyetsiz wi (şahsiyetsiz, mühim hâdiselerin haleti ruhiyesl, ni canlandırmaktan uzak, abuk sa- buk bir şey. Genç san'atkâr, dişimi tirnağına taktı, dördüncü perdede sarhöşlu- fumu bir aralık unutması müstesna. İson senelerde çok fazla üzerine dü İşüilmesinin, o yorulmasının müsbet neticesini gösterdi, tak. dirle seyrettik. Hâdiyi bütün sami. | pniyetienle tebrik ederken, bir de, | dişlerini sika sika, bütün yükü girt. İlağına vererek konuşmaktan vaz. geçmesini, bu takdirde, kendisinde hiçbir kusur bulamiyacağımızı söy- lemek isterim. Avni Dilligil için de, çekinmeden ayni takdirkâr kelimeleri kullanabi. İlirim, Müstehzi, müşfik, mütecessis hâletleri çok güzel canlandırdı. Ü- çüncü perdedeki keskin hareketler, İfazla oturup kalkmalar, muvaffaki. İyettinden çok bir şey çalmadı. Bil bassa çok temiz konuştu. nk, «Kiş Masali ndaki Avni deği Cahideyo gelince, Allah siz! inan dırsım, bu artistin o konuşmasından İhiçbir şey anlamiyor, konuştukları, balatasarayın kongresi Galatasaray o klübünün (senelik kongresi bugün saat 15 te klüb mer icezinde yapılacaktır. Toplantıda yeni idare heyeti de seçilecektir. Bir resim yaptirmak bahanesile hafızasını kaybeden Krampton'u €s ki yuvasına (o getiriş, Kiziyle, de. Hikanlının izdivacı, Profesörün uşa- «— Bu adam budala!» diye müddeiumumiliği İstanbul milli korunma müddel. umumüliğine 2 nci sinif adliye mü. fettişlerinden Mazhar Tüzel tayin edilmiştir. otağ kapusını aşındırırlar idi, kıntıda bocalıyan birkaç mavna| Âkçesiz «cennet» olsa gitmez - vardı. Eniştesinin önüne gelip)ler! (Derin derin göğüs geçirdi) durdu: yeniçeri ve sipahiden nefretimiz. — Ya, bu gece benimle gele.|ol sebebdendir. Âdâ ile savaştan cek misiz? kaçup yüz karalarına bakmadın — Tebdil olarak mı padişa -| Âsitanede meyhaneleri doldu -| him. rırlar, i — Beli, humbaracı kıyafetine| o Davud Paşanın gözlerinde bir girsek gerek. parıltı yanıp söndü: — Yedikule ve Samatya ve Kâffeşini kılıçtan geçürin Kumkapu meyhaneleri, gene kul| padişahı fendim gibi kahrı taifesi (3) seyrangâhi olduğu) manı kitisitana bu denlü yara - söylentir. maz «kul» yaraşık almaz! — Ya, ol civarda köklerini kır.| (Genç Osmanın yüzünde mem. mış değil mi idük. nunluk alâmeti belirdi: ls — Salt siz böyle söylersiz. Da- Sultan Osman tekrar sedire o-|ha dün akşam Dilâver Paşa lâ- turdu: lam: «Benim padişahım, yeniçe- aka paşa, bu asker adamliri ve sipaha rıfk ile muamele olmaz ve bü devleti âliye anlar -| eylen. Hikmeti devlet ve 8» dan faide görmez. (Dişlerini gr | muvaffakiyet bunda olup bu cırdattı) Hotinde Lehlüye karşu| feye zor kâr eylemez!e der idi. gitmekten kaçarlar ve başkaları | — Benim şevketlâ efendim. nın kılıç hakkından pay almak|Dilâver Paşa karındaşım ku- lunuz (Osözine itibar o bu - (3) Bir kem olayucular için: Yeni.İ yorman. Diyarbekir (oOeya -| 14) Askeri ile padişahın önünden ex. geriler dedik, İcönden gelme ve: «Hotin» de! çer, Geçid resmi, İnin tek kelimesini duyamıyorum. Sayıklıyor mu, mırıldanıyor mu belli değil. saniyor ki, dram, (Devamı 7 nci sayfada) son kısmını teskil eden «Hayatım baslanmcı» beni kat'iyen tatmin etmedi. Senfonin bu kısmı kup. kuru. Adeta hayattan mahrum his halda Kanestimce | eresina tefrikamız; 15 AKİLE HANIM ve EN yenler samzedliklerini bildiren bi - rer fiş doldurmak suretile mensub) gösterdiği alay (4) yüz rağ olmadır! — Beli, mükellef ainy gösler- miş idi. (Bahsi birdenbire geceki sarhoş yerfçerilere çevirdi) bi- lür misiz, ol sipahi yiğiti olma - sa idi, bostancıları alt edecekler lie Kiliknşi 8 yordu, Fakat nasl ve nerede bul. durabilecekti? Genç © padişahım yüzü birdenbire gülmüştü: Evet, gece Fenerdeki meyhanede adı. nm «Hamza» olduğunu söyliyen sipahi «Topçular» da oturduğu nu da söylememiş miydi? Haseki ağaya az yaklaşmasını işâret ete yerde eğlendirmeyüp bunda getürin, Hadımağası Mercan yerden temünnalar edip çıktı, On dakika geçmeden gel — Bostancıbaşı ağn kulunuza bir sipahi gelmemiştir padişa bım. Sultan Osman sakin sakin din- liyen Davud Paşaya döndü: — Bu sabah gelmesini ve bos- tancıbaşı ağayı görmesini söyle- memiş mi idük? — Beli benim efendim. i — Ya, adı oHamza» değil mi idi? — Hamza olduğunu söylemiş idi, Sultan Osman hadımağası Mer cana baktı: — Durman Mercan. Haseki a. yı çağır, Mercan bir daha seğirtti, bu sefer haseki ağa ile birlikte dön- dü. Hasekinin korkusundan elle- ri dudakları titriyordu, yer öpüp el bağladı. İkinci Osman Hamza Beyi saraya getirtmeği düşünü - Davud Paşa lâkırdının döne dolaşa gene Kelender Uğrusu ile Altuncıoğlu üzerine getirilme - sinden bir daba kuşkulandı: ipahi, elhak yiğit | Baka haseki ağa, şimd: Top gideceksiz, Anda bir si» pahi Hamza Bey vardır, anı al- lup getüreceksiz. Haseki yerlere kapaklana kas paklana geri çekildi: — Eyüb Topçuları mı padişas hım). Sultan Osman Davud Paşaya bakmca, pasa başmı salladı: — Beli, Eyüb o Topçularıdır. Kol zabitini bulursuz, elbet bi. Türler. NÇ,, OSMA ve “GE — Ibnaklarına idük padişahım. Bostancıbaşı ku- İumuz «kârını» tamamlayup dö - ner iken karşılaşmış idük. i Osman birdenbire batır. lamış gibi yerinden doğruldu: — Ya, bize, gelmesini söyle- miş idük. (El çırptı, içeriye gi - ren hadımağasına çabuk çabuk © mir verdi) durman, bostancıba. #ı ağaya varup «bir sipahi yiğiti| gelüp gelmediğini tahkik eylen.| Arab seğirdince ardından ses » lendi) baka, Mercan. Gelmiş ise yelişememiş - Ocakta şayi olmuş mıdır dersiz? — Bugün duyarlar efendim. Padişah el çırpıp şerbet iste: Şerbetleri içtikten sonra ayı kalkıp pencere önüne gitti. rayburnu alargasmda ( «kayar» »tbi bir kalyon süzülüyordu. Da- —ı. Haseki ağa «Topçulara» gel * diği zaman, vakit öğleyi geçiyor du. ; ÇArkam vor)