ri E 7 Vaz Moltke, Türk askerine hayran —9— HU afız Paşa aşağıda küçük bir tepeden harbi seyre- diyordu, Ganimetler ve esirler vnun yanına getirildi. Kanayaü Yaralar içerisinde erkekler ve ka dınlar, her yaşda çocuklar, ke -Jâ silmiş kafa ve kulaklar, Bunlar» dan her birini getirene elli - yüz uruş ikramiye veriliyordu. Mül bah elinden geldiği kadar esirle- FİN yarasını sarıyordu. Kürdle - rin kederli susuşları, kadınların bıçkırıkları yürek parçalıyan bir manzara veriyordu. Fakat dağda bir dahili muharebeyi böyle fc Caatlere meydan vermeden nasıl Yapmalı? Bizim ehemmiyetsiz. değildi. Bey ve Mehmed Pasayı hücum müfrezesd'in önünde — gördüm. Mehmed Paşanın atı vuruldu. Ertesi gün istirahat ettik. Da ha sonra dağlara doğru hareket lerimize devam ettik ve bir sürü esir daha aldık. Bon artık kıt'a Yı takib edemez olmuştum. Son kuvyetimi barcayarak dağların kenarındaki karargâha paşanın le geldim. Ve burada dört giin Ağır hastalık geçirdim. Fakat bu aralık harb bitti. Herkes af dile- mektedir, Kürd isyanını hakiki memba bunların uzun bir sakerlik müd- detinden korkmalarıdır. Redif pekerini bile tam bir muhafaza iWası olarak vasıflandıramayız. unların mürettebatı üçde bir Daaşla ve gayri muayyen bir za- man için terhis ediliyor. Aakere Mehmed dalmaya oni maaşı için büyük ük olduğu halde ki a ve ferd has zayiatımız da| bir'nevi boş durma gibidir. Türk kıt'alarının ikramiyesi bu küçük harb hareketine iştirak edeliden- beri Türklere güvenim arttı. E- atıldılar. Tabiidir ki bu iş - lerde zâfa uğramayan bir fata- izm ve ganimet ihtirası cesaret- lerinin kuvvetli manivelâlarıdır. | Çünkü hasımları Yezididirler ve zengindirler. Techizatımız fenâ- Fakat hava iyi gidiyor. Ka atikaları üzerinden ve bi ırmaklardan aşan yolumuzu İbizim livanın askerleri ayakka- ibılarını ellerine alarak çıplak © » Neferler harb giyim eşyalarını paltelarile beraber kalçalarının üstüne sarıyorlar ki fena bir a- kıl değildir. Silâhlar fenadır. İsa betleri zayıftır. Askerler nişan almadan atıyorlar. Bir köyü mu- hasara ederken bir çavuşun hs- vaya attığını görünce arkadaş dedim, nereye atıyorsun? Şu ce vabi verdi: Zarar yok babam in- şallah vurmuştur. Nefer bunü söylerken ayni istikamete bir da-| ha atış ediyordu. Şurası da mu- hakkaktır ki yaralılarımız çoğu kendi kurşunlarımızla yaralan - miş bulunuyorlardı. Bu kursun lar arkadan atılan kurşunlardı. Türklerin karargâh nizamları da bizimkine uymaz. Asker ye - Tnce evvelâ matrasını doldu - ruyor, su içiyor ve bulabilirse terli terli suya giriyor. Sonra bir iki saat uyuyor. Güneş batınca çadırının yanına bir çukur ka - ini ve yemeğini pi - skere verilen un yu Çeviren: Sadi Irmak muşak bir hamur haline getiril. dikten sonra ateş üzerine getiri len saçta omlet gibi pişiriliyor, bu tertibat nadirdir. Unutmaya- Ira ki eski iaşe depoları usulün - de en cesur kumandanlar bile antak beş yürüyüşlük mesafeyi göze alabilirlerdi. Çünkü fırın - cıların talebini hesaba katmaya mecburdurlar. Gıdamız çok bok dur. Arkamızdan büyük koyun ve keçi sürüleri getiriliyor. De - veler pirinç ve un taşıyorlar. As- kerlerin sıhhati fevkalâdedir. Re sid Paşa zamanında bir Kürd köyünün 3-4 bin ki; hayatına malolduğu halde bizim kıt'ada bastalık baş göstermedi. Ben bu- nun sebel çodrisvin buluyo- . Bu çadır güzel bir seydir Yarım milyonluk bir olu ile se fere çıkılmadığı takdirde bizim; orduda da çadır usulünü ihdas| etmek iyi olacek. Cünkü açık ka-| »»rsâh icin d n İvi hava İster,| Rövle havalerin bile bizim a kerler aöne dallarından çok zel barakalar vapıvorlar. Çadır ovada askeri günesin sıcağından ve gecenin avazindan korur, Su kadar var ki çadır o yükümüzü arttırıvor. Falcat cadir sayesinde asker daima harbe hazır bula « nuyor, bir katır rahat rahat dört cadır tasıyabilivor. Ve bir tabu- run çadırını 1612 katır tanıya - biliyor, develer çok dafa fazla| #se yararlar, Ru mübarek hay »| anların İki #enesi bir taburun wine kâfidir. Son zamanlar. An Arahlardan birkac yüz deve| istinam ettik. bir daha vonha -| vebe oluvsa bunlar çek isimize SON POSTA 1942 - 43 mevsimi futbol maç stadında kendi halinde bir pro; stadyomlardan bir hayli zaman çekilmiş olan meraklılardan pek çoğu mevsimin bu ilk hareketine gelmediklerinden dünkü toplantı pek kalabalık olmadı. Maçlarda Maarif Vekili Ha- san Ali Yücel de bulundu. | Merasime 15.34 de bahriye bandosunun iştiraki Birinci ve ikinci lige da kımın arkasında eski milli takım oyuncularının o bulunduğu geçid; resmi çok zevkli oldu. İstiklâl Marşından sonra Vefa Klübünden Muhtesem «Futbolcü ler namına, memleket sporun hizmet etmeği ve Türk merdliği ile çarpışmak için and iceriz!» dedi. ve günün merasimi böylece Witmiş oldu. M.lli takım ha”enler maçı İki takım arasındaki oyun ya- rım saat oynandı. İlk golü Milli takımdan Alâeddin yaptı. Oyu- nun son dakikasında hakemi. beraberliği temin ettiler. i takımda kaleci Hamid, Burhan, Yaşar, muavin hattında $ekib, hücum hattında Leblebi *İ Mehmed, Alâeddin ve Bedri cok takım incelikler muyaffak oldular. Milli oyuncuları pek çok yaptılar.. Maçın hakemliğini avukat Ab dullah yaptı. Iki muhtelit arasın taki maç Dün karşilaşan muhtelit talam ların maçına sant 14,55 de Maa- l in vuruşile başlandı dan birine Leblebi Meh h İsmi veril ci dakikasın- da Şükrü Leblebi takımının ilk sayısını yaptı. Davet edilen oyun culardan bazıları geknediği için yaravrcak, Deva takımlar Mevsim başı olduğu için Jâyı- hareketlerinde aksaklık da fazla ramla yapıldı. Uzun müddet mu-| idi. İlk golü yemiş olmasına rağ-| bitte futbol Jâfı edilmediği için) men Sabih takımı mutlak suret-| te iki sayı kaçırdı. Oyunun mü- him kısmını daha hâkim oyna yan Sabih takımından Melih 33 üncü dakikada beraberlik sa- yısını yaptı. Hücumlarında daha fazla canlı olan Sabih takımı 38 inci dakikada Melihin vuruşi- le ikinci bir dakika sonra da Nacinin vuruşile üçneü golü yap- tı. Devre 3-1 Sabih takımının ga- libiyetile bitti. Leblebi takımının ü pek zayıftı. Bu yüz acimlerine yardım ede- memiş ve daimi bir baskı altında kalmıştır. İkinci devrede Leblebi Meh- med takımında ufak bir değişik- lik yapılmıştı. Üçüncü dakikada Şehab Leblebi takımının ildnei golünü kaydetti, Artık iki taraf için de müsavi bir şekil almağa (başlayan oyu- nun 25 inci dakikasında Şükrü üçüncü ve beraberlik sayısını yaptı. Oyun da bu suretle 3-3 berabere bitti, z Dünkü maçın mevsimin ilk o- yunu olması dolayısile büyük bir kıymeti vardi demek veya bu maçta böyle bir kanaat besle- mek şüphesiz doğru değildir. ir arada toplanmiş olan yirmi oyuncu daha yüksek bir kabi i liyet gösterecek bir topluluktu. Bir buçuk saatlik oyun içinde Şükrü, Küçük Fikret, Murad, E- sad, ve Naci mevsime oldukça hazır vaziyette girmiş oldukla rını ispat edecek derecede bir varlık göstermişlerdir. Mevsim maçları için klüpleri- mize muvaffakıyet diler, hazırla nan bu günden dolayı da İstan- bul bölgesini tebrik ederiz. Leblebi Mehmed takımı: Os- man — Enver, Muhteşem — Eş- Sayfa 3/1 Futbol mevsimi dün büyük törenle açıldı rad, Muammer — Ömer, Esad larının açılışı dün Fenerbahçe) kile formda olmıyan oyuncuların Kadri — Gazanfer, Kadir, Me lih, Mükerrem, Naci, Hakem: Doktor Nihad. Ömer Besim Dünkü at yarışları İstanbul Vilâyeti koşusu dür Veliefendi yarış mahallinde ya pıldı. Dünkü 1 Maile ei çok kalaba müşterekler dolgun para verdi, Birinci koşu; İki yaşında İn giliz taylarına mahsus 1200 me relik yarıştı, 1 — Yıldırım, 2 — Gürsoy. Ganyan 110 kuruş verdi. İkinci koşu: Üç yaşında Arak taylarına mahsus 1200 metrelik kazanç yarışı idi. a — Hızır,2 — Dabi,3 — Ve cize, Ganyan 100, plâse 100, 150 ikili bahis 180 kuruş verdi. Üçüncü koşu: Üç ve daha yu karı yaşında yerli İngiliz atlan arasında 1800 metrelik yarıstı. I — Davalaciro, 2 — Denk 3 — Heybeli, Ganyan 10,50 lira, plâse 270 120 ikili bahis 20.50 lira, çif bahis 875 kuruş verdi. Dördüncü koşu: Üç ve yukarı yaşta yarım kan at ve lasrakları metrelik, bir mesafe yapıldı. 1 — Meneviş, 2 — Al Ceylâmn 3 — Tiryaki, Ganyan 150, ikili kuruş verdi. deha İngiliz arasında 2.00 dahilinde bahis 246 Beşinci koşu: Dört ve daha yukarı yasta saf kan Arab at ve kısraklarına mahsus (220 metrelik yarıştı. 1 — Tarzan, 2 — Bora,3 — Kuruş. Ganyan 125. plâse 100 kurus (Devamı 4/1 de)