7 Ağustos 1942 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

7 Ağustos 1942 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

l HIKAYEC Civelek Ziver İZMİR HİKÂYESİ) Yazan : Helid Ziya Uşaklıgil Evvelki gün çıkan kısmın külâsası Üstad, henüz 26 yaşında, İzmirde banka memuru iken Kordonboyanda Ya Yuz İbrahimin mensilbamesinde sargile İçişini anlalıyer, Yavuz İbrahim ger - Keçirmiş bir adamdır, bu sebebden kah. veye devam cden gençlere ağabeylik et, mekte, onları peşine takarık seyrunlara çıkmaktadır. İşte Civelek Ziverin hikâyesi böyle bir seyran esmasındn başlıyor. Yavuz İD. tahim İmmir diyarında olaran zenrile, rin her sene yaptıkları bayramı sey - relmek üzere yanın: beş genç Alyor, Kadilekaleye gidiyer. Buradı 10 yasin. rmda güzel bir Finbeş oğlamına tesadüf #tiyortar. Çocuğun adı Ziyeriir, anası babası ölmüştür. Kendisine Gudye Me. seret abin İsminde bir kadın bakıyer. Onun kulesinde yatıp kalkıyor. Ya - yuz İbrahim çocuğa hemen bu Gnâye Meserret abiayı butup gelirmesini s7. Müyor, çocuk seğirtiyer, onlar dn ark » sından gidiyorlar. (Hikâye devam ediyor) izi Güdye Meserrut abla, iyice yaş, lanmış, kevmerk saçları ağanmışı gözleri bulanmış, fakat dişleri hâ- Jâ sağlam ve beyaz, bir ihtiyar ka- dıncıktı, Yavuz İbrahimi hemen tanıdı: — Ayol... Ben seni bil -| mez miyim? diye başladı ve hİÇ tereddüd etmeden Ziveri vermeğe razı oldu: — Onu istediğin gibi büyüz, adam olsun!... Yalnız biraz okutup yazdır, dünya hali bu.. Belki lâzum obur. Ne kadar olsa bize yarigârdir... diye tavsiyede bulundu. ğe Hemen o gün Ziweri önlerine katarak, Kadifekale sırtlarından, Temaşakklan kayarak Tilkiliğe, Menzilhaneye imdiler. Ziverin a - yakları çıplaktı, çekirge gibi bo - kaldırımların üzerinden seke. pr hepsinin önümlen yürüyordu. Ogün, kahvede başladı, Yavuz İb- rahimi büyük » telâş aldı. Her şeyden evvel kahvenin karşısında berber Zeyneli e tenerek: — Bu akşam bunu a saçlarını bir güzel kesersin, amma cascavlak yapmamalı Sonra onu #ürür, evde senin Zekiye kadına e edersin. Ben ona çamaşır filân göndereceğim. Onu bir temiz kasr inin ayaklarının tırnak. ya e temizlesin. Burada hamda odası hazır Ey iki üç size misafir Olsun. ie SE doyarmal. Çocuğun gü. tamsmile meydana çiksın... tavsiyelerden sorra berber Zeynele yaklaştı ve sarki söylene- cek şey utanılacakmışçasına yavaş sesle ilâve etti: — Bilirsin 2, dedi; masrafırızı bol bol verir...» © Bunu söyledikten sonra etrefin: çevren delikanlılera bekdi, bir de Zweri sözdür — Şuna bakın! Ne güzel, ne kıvırcık, ne endam. düzgün bir yavrucak. öyle civelek bir yurmuncak Xİ... Yalnız âdi ho. sama gitmiyor. Ben Ödemişte iken ğ bir Çerkes vardı, ona Ziver derlerdi, aman ne huysuz, ne uğursuz bir adamdı o!... Ondan itim kalkmamaatı. Gençlerden biri cevab verdi: , Yavuz İbrahime ağam!,.. diye hitab ederlerdi: — Sen kendin o na bir ad verdin Civelek dedin. çağırtıı, Zive «| Bundan sonra onu hep Civelek di. ye çağırırız... Ziver bu cereyan eden sözleri zeki gözterile takıb ediyordu ve şaşıyordu: Bu adam, şu delikan - War onunla ve kadar meşgul olu yarlardı! Yavuz İbrahim onun ya. naklarnnı küçük küçük şamarlarla olaşadı, Ziver habeş değildi, zenci kadın. ların beyaz ırktan er leşmesinden doğan ve İ cana diye #milan rengi açılmağı yüz tutmuş siyahilerden İdi, Bun. s)lar nesil değiştikçe ve her deği . | sişte gene Araba bir beyaz karıştıkça hep siyahlı Taşır, fakat hiç bir zaman tem ma. nasile beyaz olmadan en açık ha. İbeşlerden daha açık bir renk alır. dı, Amerikada zencilerle beymiarın çiftleşmesinden bövle beyazlığı » | yafklasan birçok zenciler vardır ki stladıkları tabakalara göre bir. ümvanla tanılır, fakat hiç bir za - man bevaz ırktan diye telâkdzi edi. lemea, İzmirde de böylelerine sik sık tesadüf olunurdu; fakat garib. dir, galiba kan ihtilâtı neticesile bu çocuklar pek güzeileşmiş, pek tatllaşmış olmakla beraber çok nahif olurlardı, İclerinde uzun müddet vaşıyacak kadar kuvvet bulan pek nadirdi. Zwer bunların en tatlı, en se . vimli örneklerinden biriydi. Di gün bir endamı, ince bacakları, kolları, ışıl ışıl parıkiayan, kıvir. cık kirpiklerile gölgelenmiş zeki Hözleri, kadife bi yumuşak bir teni vandı; hele hali Yavuz İbra - himin ona verdiği Civelek ünva. nile pek uygun idi, İş Berber Zeyneie verilen vazife ile bölmedi. Yavuz İbrahim etra . fına belki, ilk önee o mahikemei şer'iyede mühim bir vezife sahibi olan İzmirde mwüsevvid efendi di. ye pek hürmetle amlan zatın oğ- lunu gördü: — Cevdet, yevrum!.. dedi; bu işi babana anlat Ellerin. den öperim. Bunun usulü nedir? Hüccet mi lâzımdır, ne lâzurdir. bana bunu yapwersin. Sağlam bir iş görelim... Sonra gene etralıni alan genç - pek maruf Hacı Hayri Efendinin oğlu Halide hitab etti: Sen, akşam oldu, eve gideceksin, baban da belki gelmiş bulunur. Sana bir para vereyim. Onunla Zivere mü. nasib bir pantalon, amma kısa öl sup, ancak dizine kadar, çamaşır. bik patiska, ayakla güzel bi - rer ayakkabı, hattâ ik: çift Çorab lâzım değil, Ziverir hilkatten ço - rabları var, Çapkının ayakları da pek güzel, dikkat ettiniz mi? İnce uzu! . Bu işler *bittiklen sonra Yavuz İbrahim Halide w kesesinden | termeden, Yi Şimdi bana mi çıkıp çocuğun odasın: bir yoluna koyayım.. Sonra ocakta, pinek'iyen #tiyar 4 — Ç ar yo benden caba bi. rer kahve!,.. diye emir vendi. Cimriliğile meşhur olan Yavuz İbrahim kesesimn ağzını açmış ve| bu yanlış şöhretinin fi'li bir tek. zibini vermeğe başlan. Hanım yukarı katı dasının yanında bir 'küçi a! seçti ve burası için emirler verdi, Oda baştan başa badana olacak.| kapısı ve pencereteri, hattâ döşe .! meşi boyanacakiı. Oraya küçük! ve yenice bir karyolk yerleşecek. ti; bunun düşeğ”, yastıkları, örtü - leri en yenilerden ve temizlenden seçilecek ve başkalarile karışma. sın diye birer tarafına nişan kona. caktı. Bunlar için Yavuz İbrahim han ödebaşısma sık: sik: emirler verdi, Hiç bir masraftan sakmmı. yordu, artık kesenin ağzı açılmiş- tı, Öyle ki üç beş gün içinde bütün iğler yapılmış oldu, artık hüccet meselesi de yoluna girdi, artık Ci. velek Ziver berber Zeynelin e . vinden büsbütün, gıcır gıcır yeni dens meselesinde zahir oldu. Yavuz İbrahim Gudye Meserret atlanın tavsiyesini unutmamıştı. Bunun da te: çaresini Kolu Hia buldu. Bütün o “civar d ikanlıları kahvesinin ve onun dostları idi, Bunların 4 rasında mahalle bi hocası Hafız Necbin oğlu Abdullah da vardı, O da babası gibi hafızdi ve mektebde babasına kafalık eder. di Onunir anlaştı: Hergün mek - teb bi mn sonra gelecek, Cive. Jek Zivere biraz yazı ile okumak, ei da rakam dökmei — Ne olacak? diyordu. Nihayet kahvede tabi" olacak, değil mi? Biraz de bana el ulağı olsun. Ha. nın besablarını bir tarafa yazıver, sin yetişir?... Kâtib olacak değil ya... Sonra ona namaz sürelerini de belletmeli. Abdest almsk, na - maz kilmak usullerini Oöğrensin. Bereket versin. onu vaktile bir düğünde sünnet ettirmişler, O iş , da... Oğlanı hem adam, müslüman yapmak için ne ünse yapacağız. Değil mi Abdu Tah, çocuğum? Elbette senin k tatıklarını da unutmıyacağım... Buna karar verilince Abdulla « ban safına birkaç hafif yumuk » Üstadı ziyaret (Baştarafı 3/1 de) mez eserlerile sabırlarına hayran olduğunu söyledi, Birçoklarımız daha orta yaşa varmadan domur - Yaşmış, kısırlaşmış veyahut yavan. aşmış iken, eski hatıralarına da. yanarak yazl bir tokım hikâ . yeleri, türlü türlü mevzularda mü sahabeleri olduğunu tebşir etti. Zaman ve mekân mefbamunu halde, gercek olan şa saattenberidir büy esvabla, pek güzel ayakkablarile, yüzü gözü açılmış, yanaklarında şu yeni dünyaya girmiş olmaktan doğan bir meserretin dalgasile menziihaneye gelip yerleşti, Edeple terbiye ile Yavuz İbrahimden böş- lyarak orada hazir tul tün gençlerin ellerini ocak başında öbtiyar tabi'i bile Mm. mal etmedi ve derhal bu yeni dün yasında kendisine sevimlilikle do. a çocuğu böy - ilk bürhanlermi saat, bir göz açıp kapaması kadar bile sürmemişti bizim için, Fakat gene de onu daha fazla yoramaz. d#. İzmini istedik. Hürmetle ele. tinden öperek vepveni, yıkanmış, haz dolu bir ruhla âşiyanından ay- * Bu büyük Üstad. Halid Ziya VU. şekle, öç kafadar da sekreteri . miz Cevad Fehmı, sor'atkâr res .| -İ derhal sevdim, O henüz - | şa, kahvede ora İ titiz, çıngırak gib; vurdu. Onun idi. okşama tarzı böyle Ben Civelek Ziveri bu tarihten dört yıl sonra gördüm, tanıdım ve on dört aşında ve pek güzel, açık hı renginde bir çocuktu. Elimle ma. oraya Seğirtir, müşterile esme Mteş ye. henklar sesile — İki zarif! Bir o! şeker olacak, Biri Su, Şaşal suyundan ve soğuk ta. rafından... diye siparişler verirdi. Epeyce okumak yazmak öğren. mişti. Biraz da cem' ve tarlı yapa. cak kadar hesab biliyordu, zarba ve taksime kadar çıkışamıyordu, hele karat cedvelini bir türü kavrıyamamıştı. Ona delikanlıları — Civelek, yedi kere sekiz me eder? diye sorunca gevrek ö'r gü isle sıvışır, uzaklaşırdı. O sade kahve müdavimlerinin değil, bü » tün eivar halkının sevgilisi olmuş tu, Sokaktan geçerken dükkânlar. — Civelek nerey . Bize sana!... derler, hele köşe ba. da mahallebici ona mutlaka ya abek kazan dibi, yahud bir se aşüre yedirmeden çocuğu salıvermek istemezdi! ŞArkam ver) H. Z. Uşak'ıg'I Doktor |. Zati Öz» Belediye karşısındaki mu” hanesinde öğleden sonra b* Ürmemem larını kabul eder. Doktor Hafız Cemal (Lokman Hekim) Divanyolunda 104 No. da hergün basta kabul «der, Telefon: 21044-23398 ilân Tarifemiz Tek sütun santimi maktu 500 kuruş sahife 400 » sahife sahife sahife sahife sam Münif Fehim, bir de bendim. İbrahim Hoyi sah'fe

Bu sayıdan diğer sayfalar: