iğ öreyanın İngilterenin müt tefiki olduğu zamanlarda, Londra, İmparatorluğun Uzakşark- taki, Hind ve Avustralya denizlerin deki vaziyetinden emin idi, İngilte- renin en büyük servet kaynaklarını hüva eden bu geniş deniz ve kara sahaları, huzur ve emniyet içinde bulunuyor ve İngiliz bayrağı bu su- larda rahat rahat dolaşıyordu, Ja. pönya; İngiltere ile olan ittifakmı yehileştirmiye «lüzum © görmediği, kendisini uruk kâfi derecede kuv- vetli ve müstakil bir siyaset sahibi olmiya namzed talidığı zamandan İberen, İngiltere bu geniş “dünye i geewwetli Haritaya bakacak ohursa-| rsünüz ki dünyanın birçok büyük dehiz yolu buradan | geçer. Bu, Akdenizin iki kapında olduğu gibi, dünyanın bu sahadaki bütün yollarının yegâne değildir. Bu geçidi bırakıp diğer istikamet- lerden dolaşmak da o kabildir. Fa- kat, Singapur öyle bir mevkidedir ki oraya arkı sıkı yerleşmiş olan bir deniz ve bilhassa hava kuvveti bü tün dolaşık yollan kontrol edebilir. Bunun içindir ki İngiltere 923 tari. binden itibaren Singaporu tahkime başladı veya bu işi yavaş yavaş ile- ri götürerek orada yeni bir Cebelit! tank vücuda getirdi. : Malaka boğazının en hâkim bir| noktasında karaya pek yakın bir ada halinde bulunan Singapuru tah | kim etmekle, İngiltere bir taraftan Avustralya müdafaası, diğer taraf, tan Hind sularının emniyeti, diğer) bir taraftan da Çin sahasındaki! menfaatlerinin himayesi bakımından | fevkalâde ehemmiyeti hair bir isti. | mad noktası vücuda getirmiz ohe-| yordu. İngilterenin bu sahadaki ha- yati menfaatlerinin ehemmiyetini an )smak içi düşünmiye | lüzum | yoktur. Birkaç rakam, bü ehemmi.' yeti göstermiye kâfi gelir: İngilterenin senelik kauçuk ihti- yacınm yüzed doksanı, çinko ihti- Yacının yüzde doksan altısı, yün ih- #yacının yüzde seksen dokuzu bu boğazdan geçiyer. Diğer birçok ip-! tdat madde ihtiyaçları da, daha aşağı nisbetlerde, hep bu boğazdan geçer. Fakat, meselenin ehemmiye- ti sade «boğazdan geçmeden de. ğildir; bütün o sahadaki menfaat- İerin icabında silâhla o müdafaasını temin edecek olan bir istinad nok- tası olmak itiberiledir ki Singapur ehemmiyet kazanır. çok Singapur'un tesisi mi İngiltere ile Japonya arasındaki münaferetin se bebi oldu, yoksa, Singapur, sırf bu iki memleket arasında bir menfaat çarpışması devri gelmiş olunasından dolayı mı tesis edildi? Bu noktayı bilmek o kadar mühim değildir. Bi. inecek cihet şudur ki Singapurun tesisindenberi Japon ve İngiliz men fantleri, bu sahada gittikçe birbiri- ne karşı muhtelif mevkiler almış bulunuyor. Japonya, Singapurun tesisinden sonra Siyama hulül siya- setini takib etti. Hattâ, bir aralık, Maiaka yarımadasının en dar bir sahasında bir kanal açmak fikrine düştü, Singapurdan bir sene zarfın- da geçen gemilerin yansının yalniz Japon bayrağını taşıdığına göre, bu işe O Mikadolar İmparatorluğunun vermiş olduğu ehemmiyet kola aşılır. Malaka yarımadasında, yam toprakları üzerinde bir açmakla, Japonya, hem ticare kolaylaştırmak, hem de Singapımın ehemmiyetini ortadan kaldırmak is! tiyordu. Fakat, Japonya bu fikrini yürütemedi; çünkü, o zamanlar, İn- Şiltere karsısında yapayal Vette idi, Bunun için ce aşmak işini! bir tarafa, y kn bir zamana bırakarak Çine mek teşebbüsüne geçti. | Hal Japonya için, nüfuz alına almak bakımından enteresan olan (o suha, Çin değil, cenubdur: Büyük ve he- sabsız servetlerile meşbur olan Hol landa müstemlekeleri. Singapur, bugün İngiltere için! © fevkalöde mühim bir istinad nokta-| si olmus bulunuyor. Başka bir #ade| ile, Singapuru tahkim etmiş olma. pın ehemmiyeti bugün meydana çık tu diyebiliriz Bir zamandanberi, İn! giltere, oraya asker gönderiyor, er-| zak ve mühimmat biriktiriyor. tay- yare ve hattâ gemisi gönderi. yor. Amerika da oraya bir hayli tayyare gönderiyor. İngiltere bu ha-| ” zırlıkları sebebsiz yapmaz. Elbet! kendisini süpheye düşüren ciddi se-| bebler vardır Japonya, fırsat bek yapmasın, b Hindi disine temin ettiği Taponyanın bugünkü dünya vaziye- | tini en münasib fırsat za ola. zak telâkki etmesi çok mümkündür. Bundan dolayıdır ki İngiltere, son haftalarda Singapur etrafındaki ha- (Devamı 7 mei sayfada) leyip sürpriz| memlekettir amda, ken- m sonra, | ında sanı Düşünmeden, incelemeden, sır! hisse kapılmak suretile muay - yen bir mesele hakkında peşinden bir karar vermek göze sırasina srasına göre de kara camdan bir gözlük geçirmek göre pembe, demektir. İnsanı dalma pembelik, yaştır, düşmesine sebeb olur. İngiliz ticaret gemilerine yapılan bir taarruzu gösterir (tasviri Müdafaam e mükellef bulun - duğu gemileri kurtarmak için kend dender İngiliz feda © İngiliz süvarisi o Edward Feganin büyük kahramanlığı de- niz haerbinin serefli sayfa dan birini teşkil edecektir. Bu deniz harb cularımıza bütün h delim 5 Teşrinisani 1940 sonra ilk saatlerde .. nt ü- malinde uzun bir gemi kafilesi iler- İemektedir. Bu kafileyi teşkil eden gemilerin sayısı otuz sekizdir. Muh- ve bu Jervis tafsilâtim okuyu- yecanile nakle - Öğleden telif memleketlere mensub, muhtelif tonajda ve muhtelif yaşta gemiler- den mürekkek tüz sekiz bacasından çıkan duman. lar yükseldikçe bir tek duman ha lini alıyor ve Okyanusun üzerinde çok uzaktan görülebilen bir bulut teşkil ediyor. Kafileye mensub en süratli ge « iler yollarımı, en yavaş giden ge- milere uyduruyorlar. Ancak on mil üzerinden yol ali- miyor. Saat tam on ikide kafile 52,45 erece arri şimalide; 32,13 derece garb tul derecesinde bulunuyordu i Yani Kanada ile İrlâinda arasndaki in tam yarısı üzerinde. . Bu suretle tehlikeli | yolculuğun yarısı selâmetle başarılmıştı. Gemi » lerdeki nöbetçiler etrafı tetkik edi- yorlar, hareketlerinde kaydi var. İrlânda sahillerine 1500 mil yakla- sıldığı için tehlikeyi azalmış görü - mesaf ren bu kadar uzaklara kadar açıl - makitadırlar. Bombardıman tayya- releri buralara kadar uzanamıyor - lar... Kafileye refakat o eylemekte olan Kanada kruvazörleri iki aksam evvel onlara veda ederek geri dön. | müşlerdi, Ertesi gün Okyanus üze imlerin yanındı miz birçok ta genç birçok eseri daş gird içer Kend muharrir öl rde Harb ağ kruvazürü kahramanlığı jyalkaz bir adam biliyordu. j Edward Fegarty ” yordu. Arkaya doğru yorlar, Alman tahtelbahirleri nadi. Ni bir hayli de şöhreti endisine takıldık: — Yahu bu ne İştir; senin birçok romanın, hikâyen, sayıs İSTER a Peşinden verilmiş hükümler.. Hakikat tabiatin kendi renginde, kendi şeklinde, gizli, yahud açık vaziyetinin esasındadır. Bunu olduğu gibi görmek, gördükten sonra incelemek, nelicesine göre hüküm vermek lâzımdır. Herhan- gi bir işde olursa olsun hisle hareket etmekten, peşin verilmiş bir İZ. LU ZİRAAT | Ağaç kesmenin 68Zası yahud dalma karanlık içinde l | 0 İĞ tür. Artık bizde de rastgele ağaç yan bir zihniyet yerleşmiştir. Kananlarımız, ulu orta & ğaç kesmeyi kat'i hükümlerle önlemiş bulunuyor Ağaç her zaman için sevgi ve saygıya lâyık görülmüş ini Koğ balanin Yazan: Tarımman Tanıdıklardan * birisi anlatıyor -İlur) diyor; medeniyet, (Ağağ. te- s rakki ve kemalin mikyasıdır) di - — Köyümüzle komşü köy ara -İyor sındaki yol üzerinde tek başina bi Bütün bunları çiğniyerek ağaçları İyümüş ulu bir ağaç vardır. Kim bi *İtahrib edecek kimseden ne Allah, lir kaç yıldanberi gelip (geçenlere pe Peygamber, ne de insanlık elbet konaklık ediyor. Son Aİ ram'âlimini, soysuzun biri buna dadanmış: Kâh! OO hoyrat adamın bir cezası yok ,, İbaltasile gövdesine kertikler aça -'mudur? diye soruluyor. En büyük esim İrak gücünü denemekte, kâh dibine! ceza bence işte budur: Ölen ve ya- rinde İngiliz ge -|çali çırpı yakarak key mekte -| sıyan bütün bir âlemin lâneğil milerine rasgeli -|dir. a ki onu Kuru 3 kastı 9 eeeği omuhak | var! En son üstünden koca bir dalı, lal ge .. Mini iğ iner balkalayıp a ||, AÂmmenin vicdanına tercüman © li herkesçe | ##rmiş, Güzelim ağacın bu feliketi- ” huldü, Tica . me acın öyle ci gemileri süva çaresi yok m rileri bundan ha.! | — Ata berdar değildi . | ağaca kıyabilmek için insan çok ka- ler, & yürekli ve duygumuz olmalıdır. E- Süvari Edward Fegarty Fegan Ticaret leri arasında ka » rarlaştırlan ran -| mahallini | zamanl muavin tayin & 516 ve 5 nci Tü leri, ağaç üzerinde şahıs tarafından kasden yapılan tahribatı; 518 nci madde ise hayvan sokmak suretile sebebiyet verilen tahribatı o gözö - nünde tutmuştar, 516 ncı madde- nin tatbiki için ağacın meyvalı olup olmadığına bakılır. Ağaç meyvalı değilse ve o maddenin ilk fıkrasına İ giriyorsa, sahibinin şikâyeti halinde bir seneye kadar hapis ve yirmi &. raya kadar ağır para cezas verilir. myan kalmadı, Bunün bir (“” dur) ve » yadigân olan o ulu ydı, mede » kesenin bir | olmak yakışıra - ğer azcik d Bay in Kanun, şöphesiz böylelerini ce - zasız bırakmaz, Fukat bu gibi a valde kanunun suçluyu cezalandır masile, elden giden - yaz'k ki - geri getirilemez. Öyle ulu bir ağacı yeni İ baştan yetiştirmek, ekseriya bir öm- rün kilayet elmiyeceği kadar zaman ister. Onun için ağaç dikimini, in- sanlığın en diğergâm ve hayıhah hareketlerinden biri olarak göste - tirler, Filbakika o çeşid yol ve mey-| (FK-) danlara dikilen ağaçların, Seyir ve meydan yerlerindeki a gönül açan manzara veya gölge »| ğaçlar üzerinde herhangi biri ta sinden Faydalanmak uzak bir ihti -; fından yapılacak kötülükleri de ka- maldir: Ağaç o çağa eriştiği zaman | nunun ayni maddesinin ayni bendi onu vakfedenin payına ekseriya bir! cezalandırmaktadır. Sarahaten yol (Rahmet) düşer, İkenarlarındaki ağaçlar hakkında ce Surada burada rastladığımız heriza kanunu sakit kalmışsa da, 1528 ulu ağaç bize atalarımızın bir ya »İNo. İı aşılama kanununun 27 nci dizâr ve emanetidir. Onları koru -| maddesi bu noktayı doldurmuştur: mak, atalarımıza botçlu olduğumuz! İster simendifer, ister şose, ister köy hürmet hissinin bir ciabıdır, Bu â -| yolu, olsun, bütün zeçid kenarla - bideler bizden sonra gelecekler için! rindaki ağaçları tahrib edenler bu benzerlerini yetiştirmemizi dı kanuna göre; o ağaçların yeniden kıran birer öşarettirl yetiştirilmesi için muklazi paranın tan itibaren herkes bilmeli: i misli bir tazminata mahküm ol taların emanetine hiyanet makla beraber, altı aya kadar da rın hayırlı nasihatlerine (aykırı) hapis cezasile cezalandınılırlar. E - &k, ruhlarım incitir ve bisi Me-lğer işbu Gilin yapanı bulunmazın rine müstahak kılar tazminat, o yolun hududu dahilinde Vaktile Viyananın Bir caddesi balünan köy medlisine yüklenir, tanzim edilirken yolun münas:bet- ç keserken suçüstü yakala - siz yerine düşen ulu bir ağaçls kar-| nanlar, cü yakm karakolda tanzim sılaşılmıştı da; mühendisler ateların| edilecek bir zabıt Yarakası ile, he- bu güzel eserine bir türlü kıyama -| men müddeimmemiliğe haber veri - mışlar, ve, wrf ağacın hatırı için pid. | lir. Müddeiumumilik bunlar bak - nı değiştirmişlerdi. İşte ağaç, bu de-|kında 1528 No. İı (yabami ağaçla - rece sevgi ve saygıya lâyık görülü -| yın aşlanması hakkındaki) konumun or. İ23 üncü maddesi dekiletile, | cesa Allah, ( r da benim Âyet. |kanumunun 516 ncı maddesme gö- lerimdir) di Peygaı (Hepjre çeza ister, dikiniz: Cünkü her diki ağaç size ve torunlarınıza bereket kaynağı o- deve Bu da Jerviz Bay' kumanda e- den İngiliz bahriye U zabitanından Fogandır. Jervis Bay da di ziyor. 1922 dirilmiş. «Aberdeen and Coimon- wesleh Line» kumpanyasma £ subdur, Harbden evvel İngiltere Avustralya arasında muhacir taşı - meyili tek bir bacam vay. Yaşlanmağa yüz tut. lanlardan ise, hâdise ayni 6 ncı bendine dahil olur, Ve şikâ- yetname mranmaksızın takibat ya - pılarak üç aydan iki seneye kadar hapis ile beraber iki yüz elli biraya kadar para cezacı bükmolunurn. muş eski bir yolcu vapum manza - ram arzediyor. Bu helinr teğmen direğine harb filâması takılmıştır ve bir muavin kruvazördür, İngilizler aH, M, armed ona Süvari Edward Fegarty Fegan'a gelince Ulsterli bir İrlândak olan bu denizcinin babası bir amiraldi. Orta yaşta, güçlü kuvvetli bir adamdır.| Gemide kendisini saydırmış, herke-| se itimad telkin etmiştir. Gemiye ku on mandan tayin edilince tayfaları top. amış ve onlara kısa bir nutuk ver « miştir. Düşmana rasgelindiği o tek-| dirde ona mukavemet edeceğini ve tayfasina güvendiğini anlatmıştır. Fegan müdafaasile mükellef bu- gemi kafilesine kumanda srüsünden göz gezdiriyordu. Güneş biraz soluk görünüyor, ha va gözel, Faku ki sent sonra gurup başlıyacak... Düşman göründü! Bay'yin önünde giden bu (Devamı 6 ner sayfada) y Jervis (Devamı 4 üncü sayfada) çe —— ——— —— İSTER Kütübbanelerimizden biri 6 cililik bir e INANMA' ilerdensin de seni antolo- INAN, ISTER ojisi neş | zın var, jiye almamı, Arkadaşın haklı olarak canı sıkılmıştı. Listeyi eline aldı. Fakat isimlere bir göz almasile de gülmesi ve müsterih neles alması bir oldu. Merak ettik Nasıl sevinmiyeyim, dedi. Bu isimi sında bulunmak benim için bir kazanç » ya- | eder. Gene muharririn bu görüşünde haklı olduğuna: Bl Ee INANMA! den sonra yelişi airlere k #hret | eserlerini görme- apılıyordu. Bu olan genç bir »den Birçoklu iNAN, i ğer ağaç meyvasından faydalanı -" ii © küçük deneme Sözün kısası | İki sözlük E. Ekrem Ta'u Kiya” kasr “öö N çikan kitablar arasında biri lisaniyata, diğeri de (folklorumuza İhizmet edecek iki eserden (burada bahsetmek isterim Burma erkek ve askeri o Kseleri fingilizce (öğretmeni Bay M Gülbaharın ingilizceden türkçeye hazırlayıp da bü kere birinci cildi. ni neşretmiye muvaffak olduğu (Re simli ve telâffuzlu büyük lügat) « dediğim ksymetli eserlerden biri- dir, | Kitab tetkik edilince görülüyor ki, müellifi olan genç meslekdasım tedrisini üzerinesaldığı çok güç bir dilin bütün * ineeliklerine vâkıftır. Ayni zamanda çalışkandır da, Lisan hocalığının ne türlü çetinsbir iş duğunu ve hocanin okuttuğu dile bihakkın velewfu olmadıkça © hiçbir zaman muvaffak olamıyacağını 'sk İdir edecek mevkide bulunmaklığım ivbarile ortaya böyle bit assr ko- yan Bay Gülbahâri da, talebesini de tebrik etmeyi vazile bilirim. | Aynen kıvancını mucib olan di. ğer bir cihet de kitabin. bol resim- İlerile, Bursada tertib ve tabedilmiş | olmasıdır. Yabancı dilde bir sözlü. ğü böyle temiz, yanlışsız, omunta- zam dizip basmanın teknik ne çok güçlüklere maruz bulunduğunu bi- İen san'at erbabı memnuniyetimin neden ileri geldiğini kolayca takdir ederler. Şüphesiz Cümhuriyetin feyzi ile, yurdumuzun her tarafında, bet an'at şubesinin ne kadar ileri git. tiğini, herhangi bir vilâyet merke ğimizde M. Gülbahar gibi Alın üğ- İ etmenler ve onun eserini lâyık ol. | duğu itina ile basıp neşreden müte- kâmil matbaalar bulunduğunu mek lerimizi iftiharla (Okaber. tacak vâkıalardır. | * | Bahsedeceğim, diğer kitab, Türk Dil Kurumunun çok çalışkan bir iş- yan olan Ferid Develü'nün tertib (Türk argos “tarihçe ve Ydür. «atgo» tabiri belki istihfafla karşılanır; aşağı hı tabakasının, setsetilerin, o kopu nn lehçesi olan bu lehçenin bu tür. lö tetkike ve böyle himmetlere de- geri olup olmadığında tereddürler baml olur. Kaziyye öyle değildir milletin o evolüsyonu tetkiklerini yaparken onu bir kül halinde gözönünde tutmıyn ve hiçbir noktasını ihmal etmemiye mecburdur, Argo camiaya dahil bir zümrenin özel dilidir. Onun da bir sei, bir tarihi, morfolojisi, fo. ği ve hususiyetleri vardır. Hattâ kelimelerindeki beyan umumi lisan © sal ötmekte te- a k bazılarımı. orun bazı kuvvetini beğenen elele: ön reddüd. göstermemiştir. erid Develi üzün ve ciddi araş incelemelerden sonra su kabilinden esetile folklor merakklarımıza müfid bir çalısma esası ve: Indan evvel, Osman Cemal gılı'nın “da bir © arge tü vardi ki, (Ferid Dev. İnün O sözlüğünden (bem daha sahih, hem de biraz daha mufassal dır. Lâkin Ferid Develü seçtiği ta- irlerin hangi kökten geldiğini araş trmak ve keydetmekle eserine da. ha ilmi bir kıymet vermiştir. Kitabın başındaki ( tarihçe de cid. di bir tetebbüün mahsulüdür. Bununla berab: er çok muhti sardır. Birçok mmm, zeban- zed tabirler unutulmuş Veya ihmal edilmiştir. Bu tetkiklerin men. banda yapılmadığından ve mehaz olabilecek bütün kitabların tetkik edilmemiş olmasından ileri geliyor. Kehle mukabili ufaklık, aptal mânasna saloz, yayan yola çık- mek w- patiniyi tutmak, cebren - matozöri, çocuk kopil, fırli gibi argodan hattâ halk diline kal etmiş “bazı tabirlerin . yokluğu başka türlü izah edilemez, || Gene de böyle iken ve barı köke İerin yanlış tahmin edilmiş olması. ha rağmen sayin müellifin himmeti hi memmusiyetle karşılamak kadir bilirlik olur. ormalar, lüga. ni. 3116 sayı orman kanunümu -