24 Kasım 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

24 Kasım 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mr A A e Er > lal peri çi © küm sören huzer ve sükünü ihlâl ile * diyordu. Cünk Hergün Harb bize Yakın mıdır? Yazan: Muhittin Birgen « ükümet tarafından peyder pey alınmakta olan tedbir- İere bakanlar için, kendi kendilerine bu suali sormamaya imkân yoktur. k Bu suzle cevab vermeğe çalışa - m £ Bugünkü dünya mücadelesinin doğmannda biz hiç bir unsur rolü oynamış değiliz. Bunun gibi, harbe İutuşmuş veya tutuşmuları meahte. mel milletlerin hiç birile, hiç bir su- rTetle görülecek bir hesabımız da yoktur. Arz üzerinde, on sekiz mik yonluk nüfusumuzla işgal oltiğimiz toprağı şenlendirmekten başka hir gayemiz olmadıktan başka, bizim etrafımızda çarpışmakta olan men- İsatlerin hiç birine doğrudan doğ - ruya mukarer olacak bir vaziyeti - miz, bir niyetimiz veya bir hareke- Himiz de gösterilemez. Bizim yegüne derdimiz, kendi- topraklarımızın & - zerinde kendi nyaklarımızlı yürü - mek, kendi kafamızla düşünmek kendi kalbimizle devmak endişesi - dir. Şu halde, harbin bize yakın ok mas için biç bir sebeb bulunmamak icab eder. Fakat, buna rağmen ted- bir alıyoruz ve son aldığımız ted - birler de harbin bizden uzaklaşmış olduğunu gösteren tedbirlerden de Bildir. Su helde, bir bu tedbirleri almıya niçin İizum görüyoruz? * Sadece şunun için: o Bugünkü dünyada artık, akıl, manbk, bak, insaf kalmamıştır. Dünyayı sulh ve milletleri emniyet içinde yasatan iki Mmüvazene unsurunun ikisi de bazul muş bulunuyor. Bunlardan biri kuv- vetler arasındaki mâvarenedir ki, 939 Eylüllüne kadar bu müvnzene, enternanyonal hayatta bir nevi müş terek zabıta vazifesini görüyordu. inci müvazene unsuru da millet - ler arasındaki münasebetleri tanzim eden bir takıre manevi ve ahlâki zabıta esaslarıydı. 939 Eylülünden - beri, ortada bunları da görmüyoruz. | Herhangi bir menfaat hesabı, her| hangi bir aklın yelkenini rastgele bir istikamete çevirdi mi bir lâhzada harb o istikamete intikal ediveriyor. | İşin en garib. daha doğrusu acıklı o- lan tnrafr da şudur ki, yelken dö - merken sözler, nazariyeler, hesabler| ve felefeler de beraber dönüyor | Meselâ, Norvçte harb cereyan etti- ği sıralardaki moda, İngiltere ile Fransanm harbi yaymakla, şark ve çenubu şarki memleketlerinde hü - itham edilmeleri şeklinde tecelli e © zaman harbin bu tsrafa yayılmaması matlöb idi. Bu- gün övle değildir. Garbde kolay - Tikla sökülebilecek bir cephe kal - mayınea, bütün o eski nazariyeler bir tarafa stıhyor ve harb bu tarafa | yayılabikyor. Belki de yarm başka bir âmil, başka bava, beska bir yelken harbin bizim sahalarımızda yaptığı buhran nöbetini buradan alıp başka| tarafa götürebilir. Fakat, biz bunun böyle olacağını nereden bilelim ve! bu hesaba neye güvenelim? * Bir bakımdan harbin bizimle bir alâkası bulunmamak Jâzm gelir; fakat, diğer bir bakımdan harb her dakika bizim kapımıza gelebilir. Dünya bugün bu haldedir, biz de o haldeyiz. Harbin bize kadar gelmesi a sebeb hem yoktur, hem vardır. gün bizim emniyet sahamızda harb var, binaenaleyh tetik dura - öz. Yarın hâdiseler değişebilir, Bimize, azmimize güvenip uyanık duracağız! i İşte, bugünün vökınsı budur. İİ Şimdi görü , 7 kaldıktan sonra © yoktur, şa halde kendimize, kuvve- Borç inanın boğazına geçirilmiş ağır bir zincire benzer, bir veu borcu hlanm boğazında se öbür ucu borcu verenin elindedir. Hür ve serbest bir adam olmaktan çıkarak orta asırların esâri haline düş. İnek istemiyorsanız borç almaktan şekinimiz ve dama kendi gelirinizi Göre yaşamıya bakınız, Son günlerin zabıta vukuatında zayüd yok Işıkları söndürme ve maskeleme tle, emniyet müdürünün riyasetin - de, bütün emniyet âmirlermin işti - rakile bir toplantı yapılmıştır. zabıtanın o şehrim bilhassa geceleri emniyet ve asayişi almakta ve tatbik et - kumdan nokta ve devriye adedleri arttırılmış, ber türlü mânü zabıta tedbirleri alınmıştır. Diğer taraftan bekçi teşkilân da gece mesak bir kilde ayarlanmış bulunmaktadır. Gece vazife alan bekçiler gün - düzleri hiç bir işte çalışmıyacakler, bütüm bir gece müstemirren faali - yette bulunacaklardır. ş Bu suretle vazife gören bekçi - erin teker, teker ri tesbit ©- İİ ainde ve ufuk bir amal ve tekâsülü görülen bekçilerin va - Bfelerine derhal nihayet verilecek» ör. Bu hurustaki teftiş ve kontrolle- n alâkadar emniyet âmiriikleri ya- pacağı gibi merkez teşkilân da, ak, sk mürakabelerde bulunacaktır. Alâkadarların #5vlediğine göre vokuatta bir tezavüd yoktur. Şehrimizde bulunan Yunanlıların sevinmesi Güörleenin Yunanlar tarafndan saptı şehrimizde Yunan koloni ara. sında böyük bir sevinç uyandırmış - He. Limanımızda bulunan Yunan ban dıralı büyük, küçük bütün merakip Yunan zaferi şerefine bayraklarla do. natılmıştır. Almanyadan gelen ithalât Almanyadan Salzburg vapuru ile limanımıza yeniden mühim mik- darda ihracat esyası gelmiştir. Bun- lar arasında radvo, sigara kâğıdı, demir ve vi ayy demir, ye nişadır, ateş , Vapur motö! ve kemik tutkah bulunmaktadır. Maliye Vekili şehrimizde Z er karsıl Maliye Vekili, tir. DR vr gün 'münavebe talarının seyrüseferlerinin bakkındaki ka- koordinasyon heyeti ran düm; şehrimizdeki alâkadarlara tebliğ olunmuş ve kararın tatbiki et- rafında, hazırlıklara (o başlanmıştır. Dünden itibaren şehrimizde benzin vessir ile mütehar- rik biç bir kara ve deniz vamtasına yeniden seyrüsefer müsaadesi ve tosikletler ve tenezzühe mahsus mo- törlü deniz nakil vamtaları işliye Bir çocuk ağacdan düşerek Hiizepnanda öte” 1 adini rında Cemal adında bir çocuk, dün İ evlerinin önündeki ağaca çıkarken 5 metre irtifadan düşmüş, vücudü- nün, sanhtelili :yorlarindas-oğre'ms — rette yaralanmıştır. Cemal bayzın bir halde Şişli ço- cak hastanesine kaldırılmıştır. Yeni Bozkır kaymakamı İstanbul vilâyeti maiyet memur - larından Kemal Aygün Konyanın İ Bozkır, kaymakamlığına tayin olun- Şaş. e Kendi gelirinize göre yaşayınız 8 Çarşambadan itibaren hususi otomobiller işlemiyecekler Şehrimizde mevcud 912 taksi de biret ile çalışacaklar Benzin vesair petrol müştaklari-| miyeceklerdir. Şehir ve belediye hu- le mütebarrik kara ve deniz vam -|dudinr: dahilinde çalışan taksi oto- tahdidi| mobilleri de birer gün münavebe ile çalışacaklardır. Bir sabal al - tasindan ertesi sabahın altısıma ka - dar bir gün tek numara, bir gün çift numara taksiler sefer yapacaklardır. Resmi kayıdlara göre şehrimizde ha len 719 hususi otomobil, 912 taksi| bulunmak! ve 240 motosiklet tadır. Hususi otomobillerden bir kısmı doktorlara ve kararnamede | sefer müsaadeşi verilen müesseselere aid bulunduğundan, bunlar işliyecek - lerdir. Çarşambadan itibasen ber - gön 456 taksi çalışabilecektir. Japonya ile yapılan ticari ağır surette yaralandı £ |temaslar henüz neticelenmedi Japonya ile memleketimiz arasın- da yapılmakta olan ticari temaslar henüz neticelenmemiştir. Japonya ile Türkiye arasındaki 937 de nkte- dilen anlaşmanın mer'iyet müddeti 7 Teşrinisani 1940 tarihinde niha - yet bulmuştur. Yeni bir anlaşma ya- pılmamış olduğundan bü tarihten itibaren iki memleket arasmdaki t- cari münasebat 2/12664 sayılı ka - rarnaame hükümlerine tâbi olacaktır. | ir v İSTER INAN ISTER INANMA! İ$ Almanlara bakarsan: İŞ Ba muharebenin en hayret verici İl buluşa tank, tayyare, denizaltı ge- İf misi, eins cins torpi ve elev saçan j makine deği, sadece soya fasulye. İ sidir, Zira bir avuş fasulyede ayni ağırlıktaki etten dört dela, buğ - daydan beş defa, şundan bundan da şu kadar defa daka fazla besle. yici madde vardır. Üstekk bu fa - | sülyenin unu lezsetsizdir. İçine han- gi esansı korsanız onun koku ve lezzetini verir. Senelerce saklanmı. ya mülebamınil, hülâsa misli gö - rülmemiş tir gdadır. Yalmz Al - manlar bu, buluştaki mehareli ü - zerlerine almıyorlar. Soya fara) - İİ yesinin Zıymetini evvelâ Çiniler, İl bem de iki bin sene evvel keştet - ! j ilerdir, Almanların yaptıkları şey | i tabiatta esasen mevcud olan Kuy. A «Son Posta,nin edebi romanı; İl — Aşkla | Oynanmaz! Nakleden Kulaklarm tıkalı idi, sa - İrılaşmış, « işlmek (ve an - lamak (kabiliyetini keybetmiştan, Tünügeİşitiyonum. i — Ne görüyofsünuz? . Ne işi yorsunuz? Ne ankyorsunuz? — Bunları izah etmeğe beni mecbur etinenize teessüf ediyorum. Sizi çok iyi tanıyorum, izdiyacımız- İldan evvel aramızda hüküm süren İİ arkadaşlığın aşkıma zararı dekum-|* du. Siz kendiniz» hâkim olmamak- la hata ettiniz. ahlâkınızın fena ta- İ| raflarını, hırçırlığınızı, asabiyetinizi meydana vurdunuz, aşkımla, hisle- rimle çok fazla oynadınız ve ben yoraldam, bıktım. Bu sebebden, henüz daha vakit geçmemişken, dü“ : Muazzez Tahsin Berkand de hayır olacağını düşünüyorum. ehir etmek... Cesaret edip! te ayrılmak desenize... İ — Nasıl isterseniz... Nesrinin hıçkırığa çok benziyen gübüşü tekrar duyuldu... Bu tedbir- siz, bu şımank çocuk, aşkla oyn yan, nişanlısını bir oyuncak adde- den bu genç kız ne kadar azab çe- kiyordu. — Beni dinleyiniz Selim. Bu söz- ler bize yakışmyacak kadar İlinç... Bu sabah, sinirli bir « de, biç düşünmeden telefon. İlediğim sözler nazarmızda İ bir “ehemmiyet almış. Bunu ne siz, ne de ben istedik. O zaman ben öfkeli idim, sonradan siz öfkelen-|d i veti yeni vaziyete tatbik etmekten: ibaretiir. Amerikablara bakarsanız! Boya fasülyesi mühim bir kiymet olabilir, İakat sarın (o yürüyüşüne göre geri kalmış bir kiymettir. Zira Şikagolu bir bilgin öyle bir gıda 1.5 cad etmiştir ki, bu gıdadan yapı - lan 20 gramlik bir hap güçlü kuy. vetli bir adam için dört başı ma - mu> bir övün yemeğe tamamen mu- adildir. Biz, Almanların “olduğu gik A - merikalıların o idöalarını da inkâr etmiyoruz. Bir avuç fasülye veyn 20 gramlık bir bap bir insanı tama - men Besliyebilir, mümkündür, Pa — kat insanın bugün olduğu gibi bun. dan bir asır sonra da pembe pembe yeni kızarmış bir ekmeği her türlü hap ve fasulyeye tercih edecekleri rruhakkaktar. e) #ebrimizde iki gin! İSTER İNAN ISTER İNANMA! yanı teessüf sözler geçti. Çok söy- ledik, de hakikatte odüşün- mediğimiz birçok şeyleri söyledik. Halbuki biz birbirimizi o seviyoruz, ciddi ve samimi bir aşkla seviyoruz. Buna eminim. O kadar ki bana #öy- lediğiniz fena sözleri düşünmek ve hatırlamak bile istemiyorum artık. Ben yalnız bu sabah çok ağır sözle- rimle #zi gücendirdiğimi biliyorum ve bunun için sizden af diliyorum. Bugüne kadar hiç kimseden af taleb etmediğimi biliyorsunuz. at bu- gün-bunu bilerek ve istiyerek yapı- yorum. Sizin izzetinefsinizi teneide edecek» sözler söylemiş olduğumu ve buna cidden müteessir bulündu. Kumu itiraf etmekle mes'udum. Gö- rüyormunuz ya sizin *karsmızda bir cocuk gibi alenhyorum: çünkü hid- detinize mağlüb olarak güzel ve müstesna aşkımızı o öldürmenizden korkuyorum. Aşkımız mukaddestir Selim, ona dokunmayınız. Simdiye kadar size kars lâkayıd göründü- Züme bakarak bu askın yalmz bir tarafı olduğuna hükmediyordunuz. mi? Halbaki ben, bütün harici İlvakit evrakile birlikte ihtikâr suçun. | İsveç esaslı ticar münasebat tesisine talib Birçok 'İsveç firmaları memleketi - mizle esaslı bir surette aliş veriş yap- 'mağa talib olmaktadırlar. Bunlardan! bazları iihalât şirketleri oldukları! halde, ayni zamanda ihraç edilecek mallar üzerinde de nümüneler arzet- mişlerdir. İsveç firmaları bizden me- vadı meseiye, kuru yemiş ve pamuk istemektedirler. Vekâle; bu talebleri Ticaret Odaları vastaale alikadar| törcaflara bildirmiştir. Gönderilecek| Bümtnelere münasb Satlar verildiği takdirde serbest dövüle İzveçe mal| satmak mümkün olabilecektir. "Teklif. ler alâkadar tüccarlar tarafından tet- kik edilmektedir. Diğer laraftan Fınlandiyi e mem. ğ Su air" anlaşması, I Künunvevvel 1940 tari. Binde mer'iyet mevkune gireceğinden alâkadar Ful ve Türk firmaları ara. sında konuşmalar cereyan etmekte - Gir, Ticari mübadele tediye ünlaşma. sı hükümlerinden ziyade nakliyat me. seleleri üzerinde olmaktadır. Finlan - diyaya gönderilecek ve Pinlandiyadan getirtlecek mevad Helsinki - Odesa yolundan serkeğilecek, bu yolla ya» piacak makliyatla İranut bedeli Rus. yayr peşinen ve alâkadar devtetler ta. ralından ödenecektir. Evinde 2.500 liralık demir saklamış Kumkapıda kaymakçılık eden Zam. göç isminde birinin evinde 2500 bira değerinde demir saktadığı haber hn. miş; bü ihbar üzerine zabıta memur. ları dün, kayrmakeımın evinde ani bir arama yapmışlardır. Bu arama neti. cesinde, filhakike bir hayli saklı de. mir ele geçirilmiştir. Zamgoç derhal Emniyet Müdürlü. Küne sevkedilerek, Aakkında cürmü meşhud zaptı tutulmuş ve dün geç İdan'adiiyeye verilmiştir. Fakat, mazmun müddeimmumilikte yaplan sorçusu sırasında bunların demir olmayıp, çelik olduğunu ve be. yannameye tâbi bulunmadığını söyle. miştir. Miüddetmmumilk, bu cihetin tahkiki içim, evrakı zabıtaya iade et. miştir. Bir amele haşlanarak öldü Fenerde bir yağ fabrikasında ça- şan Salih oğlu Esad isminde bir a- mele, birdenbire makinede vuku - bulan bir arıza neticesi islim soyu ile vücudünün muhtekf © yerlerinden haylanmaştır. Derhal hastaneye kaldırılan a - mele birkaç saat sonra ölmüştür. Hâdise etrafında adli tahkikata baslanmıştır. | hakiki hislerimi dışarıya vermiyecek | kadar çekingenim. Size karşr bugü-| ne kadar, sizin bana gösterdiğiniz sevgi ve alâkayı göstermediğim için beni likayıd zannediyordunuz. Ya- nılyorunuz Selim; sizi beni sev meğe mecbur eden, bu hususta bin- bir hileye baş vuran benim, çünkü benin aşkım sizinkinden © eskidir. Hayatlarızmın yakmda birleştirece- gimizi, başbaşa mes'ud bir seyahat yapacağımız o düşinerek ne kadar mes'ud oluyorum bilsen! Bu seya- hatin her gününü, her saatimi >ih- nimde sisliyerek hazırlıyorum. Sen benim nişanlımsın, -yanm seninle elele verip bütün hayat yolunda beraber yürüyeceğimize yemin ede- ceğiz. Bu harikulâde saadeti ufukta görürken şimdi onu kaybetmek teh- İikesine maruz kalmağa tahammül edemem, Hayır bana sensiz yasaya» cağımı söyleme Selim, buna imkân ve ihtimal yoktur ve şayed herhan- gi bir sebeb bizi birbirimizden avı- racak olaran uzum zaman bu dünya vüzünde kalmı; yemin edi- yorum. Sensiz olduktan, sonra yaşa- İbsından sonra işık | Sözün kısas! | Fakat rahumuz Aydınlıktır Cümhuriyet avlanmaz. mes'ufyetini mi ei Millete karı, valana karş vee karş! Avrupada bir buçak MH, kdar parkyan harb ateşi" iresini hergün bir parça tiyor. İhtiras yelinin savurdu yıkımlar rastgele, Avrupa b3Üğe sının muhtelif noktalarına dür te ve orasını ( tutuşturuyeni” dir. il Milletlerin istiklâli bir it tetisin oyuncağı oldu, « nindirle düsturu dünyayı harci” ce sürüklüyer. di Bu vaziyet karşısmda tedbijj mamak gafletin en büyüğüdüf bir alnaksa, tecavüze bazli yeğ demek değildir. İşte biz de *9g* 32 değil, müdafaaya £ hazırleni ruz. Zaten hazızız, bazırlığfilığ? znal ediyoruz. Zira azmimiz Ky# dir: İstildölimize el sürdürmüt teğiz. Onu biz kendimize daP8” yakında, çok pahalıya aleti” , Bir iki gündenberidir, bül mizin gösterdiği lüzum yurdumuzun her tarafında, larımız yor. Evlerimizin içine kı andan itibaren dışarısı ii betimiz kesilmiş gibidir. Nak utalarına usul usul ve röltüsüz geçişlerini bile Tayoruz, Koyu İâciverd bir ürünmüş sokak fenerlerimiZ Aİ N # s ii N & sadır. Lâkin buna cağız. Tâki, kapımızın önün sokulan fesad ateşi iyiden iyif” rar uzaklaşsın. Hem ne beis var? Kararas #0 cak mahitimiz, © dekaramuif karanlığın içinde milli "deni milli şuurumuz apaydınlık Hem de eskisibden daha fa o manevi ıığı, tarihin de olduğu en büyük, en kudreti aleninden aldık. Yıllardanböf” lumuzu o aydınlattı, Onun selâmete çıktık. Onun canlandık ve yaşıyoruz- i İstikbalimize emniyetle sak, © meş'alenin en uzaklaf. ği beyan gösteren kuvvet V€ A sayesindedir. Varan soksk' li caddelerimiz, evlerimiz KA kalan! Onların içinde, ö4tÜMÜN ne biz varız. Biz vani asl ebedi yolcular. İçimizde Dur da tarihimiz kadar ezeli varlığımız kadar ebedidir! O karalı, bunun böyle 9 inanmuyanlar içindir. Belki 2 gelecek, o mukaddes msi aldığımız nur, onların bir ha gözlerini kamaştı “ Her zaman olduğu giPk de biz o ayni imanla yal Ve onun içindir ki, bil m 2 milli Tah ve Şrurumuza m bulman bakışlarımız, şu © ranhktam, basit, insiyaki bi likten başka bir şey duymuzau Evet! Nurummz içi © nurun kaynağını tükendi “. denler aldanıyorlar!, bulumamıyan oSalâhallin tarihi lândan ikbaren 9 tında adliye o eacümenine eylemediği takdirde müstafa Şehir Tepebaşında e Gündüz sn3t “g0 Akşam şasi Ayak takımı İstiklâl caddesinde komedi Gündüz saat 1540 ©” Akşam saat 20,30 Ö DADI Cemal Sahir jübde9 8 Birincikânün Salı sün Şehir Tiyatrosu komedi BAŞİD RIZA Taral BALİDE PİŞKİN 24 İkincileşrin Pazar gis Beşiktaş Gürel o GE ram

Bu sayıdan diğer sayfalar: