Usulsüz di dilli Mekteb kitabları Yazan: Muhittin Birgen ,. profesör o Erelin imesinden bahsederken ne mütercimde, ne Tıb Fakült de, ne de Üniversitede, dil ve ati- Jah bakımından bir usul bulunma - diğini göstermistim. Ayni usuls İk, ayni seklile ve ayası acıklılığı ile Maarif Vekâletimizde de vardır. Mekteb kitabları kanştrırken göze pek bariz bir surette çarpan bu hâdise, dilimizi mümkün olduğu! mertebe temizlemek için takib edi- Jen yolların birbirlerine nd, tama - men birbirinin aksi U östikametlere müteveccih bulunmam seklinde te- zahür eder. Ayni mekteblerde ve ayni sınıflarda okunan kitablar a - rasında küçük bir tetkik yapalım. İl : başka bir kitab, ölçülerden bahse derken, bunun yerime Binometre 1s- tılahını kullanır: Binometre Yü- Zometre, Önemetre ve ilh.. Bir de başka nevi bir misal: Türk gede aortak» diya manası cilmlece melâm bir halis Türk kelimesi var- dır ve bunun da bir takım müstak- katı: Ortaklık, ortaklama, ortakçı vesnire. Bu kelimeyi değistirmek hiç bir Türkün hatırına gelmez, Fakat, Maarif Vekâletine tâbi bir hora bu- vu değiştirip yerine wpay arkadaşın manasına gelen bir kelime getirmeği r ve bunü Vekâletin ka - Bir merde böylece kulla- Halbuki Pavdas kelimesini tama -| men Türk kelimesi olarak kabül et mekte tereddüd kabil olduktan baş ka farisi Pâpdüş veya Hempa şek-| inde birde fenalık arkadaşı ve! Pnytna (4) şeklinde de macarcada sadece arkadaş manalarına gelir. Şu halde ortak kelim aldınp ye-| Yine Paydaş kelimesini kullanmanın me İizumu ve ne manas ii Mekteb kitsblarında tesadüf e - dilecek yüzlerce misal arasında yal mız şu İki misal üzerinde biraz dü - mekteb çatısı altın- da, çocuğa iki mefhum için ayn ay- : imek terbiye kaide- ne muhalifte. ikrar, onun kelimelerinde sebat ve| jstikrar ile kaimdir. Salisen, eğer dilin tasfiyesi lâ - için da muayyen bir ve bu weulün bü- olnsanlar içinde müstakil fikir tı kalınız.» Tarihten sayfa'ar 350 sene evvel Manastır şehri Mülliyeti meçhul tayyazelerin Max nastın bombaladığını bildiren İ beri okuduktan sonra çocukluğu Osmanlı imparatorluğunun bu yük beldesinde geçmis yaslı bir n gözleri, bi” müddet, gazete an üzerinde avare ve dalgın Arab harfleri ile « tasamıflığına». cüml türün muttasirün fel, okuyan yobaz tekerlemesi, «Se ki sarı çizmeli Mehmed Tuna boylarındaki | karagöz birbirine eklenerek, hazin tedai beni Evliya Çel ni karıştırmağa ni #Minna si- nnehün diye Üç yüz elli sene ev Osmanlı imvaratorlı eyaletinde büyük bir şeh dağın eteğinde, ve hir n ve solunda kurulmuş bir sehir ic yerinden ağaç ve k bzdi, Sehrin dört e | nehir, kö tarafı ve şeh bezenmisti. Bi gitmeyince şehri göremezdi on sülerle tün maarif faaliyetine hâkim bu - anması lâzımdır. Her kitab yazan maarif adami için başka bir usul o- az. İ Eğer, dönmekte olan faaliyet do-! Tabi bu şartlar içinde işliyorsa, hük- pwetmeğe mecburuz ki bu dolabı döndüren mesrif erkânı harbiyesi bizzat yakasını usulsüzlük ve anar-| şiye kaptırmış demektir. * Biraz daha düşünelim: Türkiye de bir ölçü inkılâbı yapıldığı za - man, bunu istiyen fikir, Türkiyeyi “Avrupaya Ouydurmaktan ibaretti, Avrupanın en ileri memleketlerin- de bile henüz bir takım dabik ler devam edip giderken - bizde “dahili ve harici ölçüleri birleştirme- nin gayesi, entemasyonal bir siste- mi olduğu gibi kabul etmekieki bir takım emeli faydalar Otemininden ibaretti, Bunun için ölçü ile birlikte iatılahı da, ların kisa işaretlerini de aldik. Gözel. Bu suretle, bir “Türk, bir ecnebi mikdannı ken- di mikdarile ve kendi. işaretlerile anlıyabilecek, kendi kelim de edebilecekti. Bu faydalar mul bilinde kabul ettiğimiz bir sistemin kanmu da vardır. Şu halde Kiloyu, Hektoyu yerlerinde rahat birakma-| se: miz İzm değil midir? Hayır, içi - mizden biri çkıp dün yapılanı bu- gün bozmıya kalkmazsa rahat ede- ix. Bunun neticesi de mektebin bir kitnbmda Kiloyu, öteki kitabında Binoya vücuda getirir! Eğer, maarif dolabımızı döndü -| zen erkânı harbiye bu işde bir usul! bulunduğunu iddin ve bat edebi-| İirse benim için diyecek söz kalmaz. * Son Maarif Vek Ali, Vekil | * olduğu zaman Vekiletin adı ka - Bunda aMenrif Vekâleti; olduğul kanlığı idi. Kanunun ya Bn bazamıyacağını düşüne «firma» mın düzeltilmesi ile basli Yeni Vekilin bu Vekilete doğru b dil usulü getirmekte olduğuna de İlet eden bu hâdiseyi böyük Obi © yaemnuniyetle karmlıyanlardan biri de ben öldüm. Burunla berabel| mnarif makinesi halen düzgün, ya, Kterid bir oml ls işlişemiyor.! Ben bunu gerç Maarif (O Vekilinin enerji noksanile değil, memlekette e Manastır, yirmi bir mahalle, bin kadar büyük ve kü kiremitli ve ikişer katk ev Yet-! İmiş aded cami ve mescidi vardı Bü yük köprü başında İshakefendi ca- misi, çarşı içinde Mahmudefendi camisi, Gazi Haydarpaşa camisi, Çi kırıkçılar içinde Hacıbey ca e desten yanında Cavaş camisi en meşhurları idi. Dokuz O medresesi, dokuz yüz dükkânlı bir çarşı var- dı. Çarsımında çıkısıkçılar ve terziler içi en mükellef yerleri idi. Kırk a - ded kahvehaneleri, ve demir kapı bir metin bedesteni vardı. Şehir etrafında yirmi sded me -| vardı, ama en meşhur tefer- öç serapa sie idi, Burada, salkım sö tında nice arklar vardı ki üzerle - rine kebab çevirecek su dolableri kurulmuştu: Selar akarlar, ucu bi - Ter çarka merbut kebab gişlerini a- beste aheste çevirirdi. Seher vak - Snde, bülbülleri, âşıkı biçarelerin kalbini dağlardı. Manastır beliğ ve fasih yetiştirirdi. Amma medreseleri, şair yetiştirdiği kadar başlarında perişan | çatal palaları ile softa eskiyası da yetiştirirdi; halk ile sefahate dalar- İar, dilber köçekleri sine bülbülü e-| dip beslerlerdi. Kahvehaneleri do-! lup boşalmazdı. Bütün halkı şuh ve Âşiftemeşrebdi. Evliya Çelebi Manastırda blu - murken Babo adındaki bir havdud, beş yüz Arnavud keleresile dağlar- dan geceleyin meşalelerle per cs Manastıra inmiş, bedestenin ka- pılarm kırarak yetmiş bin kuruşluk kıymetli kumaş kaldırmış, top ve vaparak çıkıp gitmi çıka İSTE Şu fikrayı okuduk: — «Ramazanda oruç tutmadığı $, sen bir tek yiğit çıkmamıştı. Reşad Ekrem Koçu sine? münevver kafasının, kültür sahasın- © da, ber sevi damak birer Asi, vd diyorsun?» Denilince şu cevabı vermiş: tanın firuzesi kadar nadir bulunur. leri ve heyecânı vardır ve hepimiz de söz söyliyen adamın tesiri al- İsek tahsil İceğine zâhib değikiim. Savr SON BOTA TE EM pek azdır, Habeşis- hepimizin de his - sahibi olanla: Buna muk, İnsanda his ve heyecan daima galibdir. & Muhatabınızı istediğiniz yola g etirmek ve o yol üzerinde yürütmek daima mümkündür. Fakat ber şeyden evvel istediğinizi bilmek, doğru, İzi şartile, tmek sure > dürüst bu arada da muhatabinızın hissine ve IB AĞI EMAYE HA Es İl. TEE YAZAN: Zal Ziya Usabdgil. —'— Veda& da geldi Ne emeğe çalışıyor, ke, sur, e mekden başka yapılae 1 delhis edey Uzun bir zaman geçmeden Ankars-| ya gidemezdi, Burada anasının ba - | basının yanında kalacakdı. Elbette; onlar kendisini kabul ederlerdi. Yük. inden ancak altı aylık bir Bbuksan vardı. io İkmal etmek id. bir kısa k bir iş yoz a mi. buki onın meslekine en ziyağe m tık olan hukuk idi. Burada ne kad müddet icab ederse o kadar... Huk Daşkâ - tibliğine çıkmış, maslahatgüzar miş olan bir genç üdam sifatırı unu. İtarak yeniden bir mekteb çocuğı ola-|” feakdı. ! Meslek tebdili, meselâ yeniden ban. kacılığa rücu mevsu bahs ola dı. gandi ber vakitden ziyade azm rezm sahib: di. Ankaraya gid naklarıle, dişlerle (b nın meşhur ta'birtle kukunı müğafa'n ve karar vermişdi. Bon buna yördim, örn böyle cidal gelen kuvveti fıtratından çık a4 etmeğe 1abam- spa 2 bilirdi. Fakat cidnl? O saman hukuk kısmı Res olan serçe yuvası destarları ve bellerinde| yaran Tahsin Ayn! ile wliyare etdim. ken, / Vedadın beş yıllık yüksek sahsi ile teadül nsğlinden istifade et imkân vardı, şu şart ile ki son in handa ilk devrelere &'id derslerin hep sinden birden imtihan vermek icab edermiş. Bunı Vedada söyledim: O, sudan bir tahsil istemeyor, tam ma'.| nesle hukukun yapmak ( istayordı, bususile, Vekâle mümkin o mer - te göç gidecekdi. Böyle söylerken sanki oradaki düşmunlarına dişlerini gıcırdatıyordu. aşağıdaki (o şâlonlardan birini aya evin şurasmdan ladığı, kendisine en yade sevilen eşyayı da ilive ederek, İgecaseri yatak, ri divan ha, R INAN, # halde akşamları muntazam su - rette saati saatine, dakikası dakikasına iftar eden bir bektaşi, kendi - — Ayol, sen oruç tutmuyorsun, ne diye tutuyormuş gibi iftar & - AN, | Cerrahpaşa hastanesine İSTER ılşimdi vazıhan gö, Uk yarısı geçmiş olduğın. kitabları, İzi aralarında bir ittifak varmışcası -| an tedariik edilmiş nüshaları ve rin yanında £ ayin kita: yacı te'm re buldi Hazır olunca müraca rine şahid Hal cek iş Vekâleile ol pasebeti idi. Evvelâ mezun makla işe başlandı, o müddet Wtip Ankarsya avdet etmeyince (mlsta'f) s4 edidi. O da bun: bekleyordı Artık vas'ıyet tebellir etmiş oldı Hayatının, gençliğinm en mühim bir) wemini meslekine ovakf etdikden ve bu uğurda nice emekler sarf ctdik .İm 1 aşosış ve hör gen. atdığı bir olan bu sdari, atde düşmiş o. dan memnun mı idi? Bi kerdime 1 dü" erdim. Menn fakat müsterih idi ve & - İkün öle, ötdal “de, gözleri bep ileriyaj*4” ma'tuf, geşirmeğe karar vermiş Ol - öt ai -İ tel in «ben bu â'ilenin Edhem görünmeyord. Bu Bu üç üşteki r devresi üç sene sürdü. e içnde on her um, * Vedad kendisni dâ'ıma ma'küs İsahbi La, gık sik tevili ederdi. Kendi hakkında kullandığı ta'bini Hâkikaten garib bir tesadüf tara - edilmiş tezadiar zannı #urelde bazı 'ilelerde kar- arasında tali" ziddiyelleri gö - Bia kendi ö'lemaöe bunun son zamana âid dört müsalini büiyoruzBü. munta - ber törlü İ tazimen tmda yalnız ajans haberi İ yurddaşlar da yarı .. .. £ Atatürkün A ... . ikin olümünün Iki .. .. “tag yıldönümü (Baştaraı 1 inci Üniversitedeki toplanlıy! kıb talebeler başlarında P ri olduğu hi Sarayburnu P giderek Atatürkün heykelins koyacaklardır. Bütün ilk, orta okulleriz de, ecnebi ve ekalliyet ok da inat dokuzu beş geçe ei öğretmehler mektebin mnüneik salonunda toplanacak ve bf, ka ayakta tazim sükütü Y' dır, Müteakiben bir mall türkün baystı, eserleri VS bir manlıkları hakkında kn iğ bede bulacak, ve Milli Sef” İete beyannamesi okuna.A! Şehrimizdeki bülün si yatro, gazino vesair eği na kadar kapalı kalarak teme iştirmk edeceklerdir. haberleri vi İri yarın sabahtan Pan , da yalnız ayans cektir. Radyo sabah neşriya haberlerinden sonra Milli İnönünün beyannamesini ve milletin büyük elemine sacaktır. Öğle cek, akşam meş jans haberleri, Şefin beyannam, ü huriyetin 10 9” ında yaptığı tarihi hita! seslerile nakledecektir. Yabancı mesileketlerde sab dukları yerlerdeki elçilik Y8 uk binalarında toplanan! merasimi Yapı Ankarada A I günün halde, | kabirlerini l 3 Üsküdar Ha'kevinde Atatrk Üsküdar Halkovinden! Ebedi Sef Atatür ie İlkin, 1940 Pazar # tam 9,05 te.Halkevi xalont kacak. htifa * Almanya müh miktarda itha'ii eşyasi ge Almanya ıle yapılan ERİ laşmasının tatbikine benik, üseyin efendi tamamile tersine ola-| şekilde başlanmamış © rak talrin ma'kös terahürlerine kur - ban olarak bütün ömrüni hüsran i - çinde geçirmişdi. Onlardan sonra ge- Jen batında Hacı (o Al efendinin iki oğlu, babam Hacı Hall efendi de am- eam Sadık bey yine böyle o mülevâk #e (yaşadılar. Babamm erine mukabil amcamın bir te'a - hayatlarını daldurdi içinde de büyük başa hicran ve İ seradlar Jsub de bütün İBabanım çocukla; j kardeşimin n küçüği ben, dâima mes'ud tesa- ummadığım, — beklemediğim | muvaffakiyetler içinde (yaşadım. İki! kardeş arasında yezâne nokta" mü - #abebet evlâd aci old. O da hen de bu acıyı mükerreren ( çekdik, Vedad beyiyim!.» düşünüyor ve kendisile iü Bülend arasındaki mazhariyet nı kasd ediyordu. Halid Ziya Uşaklığil Dünkü vesaiti nakliye kazaları Sarıyerde oturan Aris genç bir kız, dün köprüden geçer- inin idaresindeki 2180 sa; otomobilin çarpmasile | vücudünün müteaddid yerlerinden yaralarını” nbuda “İter. Yaralı kız tedavi altma alınmış, İğ i bata başlanmıştır. Çenberlitaşta Vezir hanı odala- ında oturan Sadık adında bir genç te, dün Srikeci - Topkapı hattına iş- liyen vatman Selimin idaresindeki samvayla Fatihe giderken, müva- zenesini kaybederek düşmüş, başın dan yaralanmıştır. Sadık ta tedavi edilmek üzere kaldırık maştar. — Maşallah! Oruç tutmuyoruz, lm?» Bize kalırsa Yunanistana yıldırım ültimatomu veren ! Dün cezalandırılan İ esnaf ve şoförler Emniyet 6 ıcı şube memurleri, dün de beledi nizamata muhalif İhareket edenler hakkındaki kontrol İve takiblerine devam etmişlerdir. Karagümrükte Fevzipaşa cadde- sinde 176 sayılı Emine sid fırında vezsi noksan 5Ü kilo ekmek bulu- narak müsadere olunmuştur. Ayni semtte 199 sayık o Abdurrahmana aid fırmın da temizliğe riayet etme- diği görülerek hakkında takibata başlanmıştır. Otobüslerine fazla yolcu alan üç biletçi ile, kar- nesiz çalışan 7 şoför cezaya çarptı- ılmışlardır. ber ilk parti Alaan menfi Salzburg vapurile iman iş bulunmaktadır. Tuna 7 n bu eşya arasında, lüzumlu birçok mevad bu dır. Gelen eşyalar, yün “8 ği ve ambalaj kâğıdı, tibbi 9 ecza, dokuma ve yazı m samı, lâboratuar eşyasi, rinden ibarettir, Almanya ile yapılan Ge* sebatın bu suretle er ve Ankarada temaslarda Al vet hayesini leketimizden alınacak il kında görüşmelerde ar çel “7 İaşılmaktadır. Almanya aki ticari münaseba! delesi şeklinde Kl lağunda, siyade lehimize cereyan dir. Bu suretle ergeç piY: ihtiyacı olan birçok madd€ nanyadan getirtilmesi bilecektir. Almanya il8 öcari münakale Tuna Bi Bratislava üzerinden Yi j ayni zamanda tren Y' istifade edilecektir. Tren Dagi pılacak nekliyat ise Kö rinden olucaktır, Önümüzde! manyadan büyük pe im itbalât eşyi intizar lena, Ispartada z€ Jsparta, 8 (A.A.) <5 simizde 13 4 5 geçe gisi gelen bir yer sarsmtisi “ istinb o haddinden)” ”“- Üç taksi şoförünün de taksimet-|| edilerek tutul re kullanmadıkları tesbit bunlar hakkında da zalot muştur. INANMA! bir de iftardan mı mahrum kala - İtalyanlar da aMadetnki yıldırm harbi yapmıyacaktınız neden buna lüzum gördü- nüz)» sunline bektaşi gibi cevab vererek: — «Maşallah, yıldırım harbi yapmıyoruz diye yıldınm ültmato - musun cakasından mahrum mu kalalım?» diyebilirler. R INANMA!,