4 Pa Genet A AY Bir senelik harbe umumi bakış mese YAZAN Emekli general H. Emir Erkilet «Son Pastasnın askeri muharriri 5 > rak edeceğimiz, 1 Aylül 1939, Alman kara ve hava ordularının Le. histana taarruz ettikleri ve, bü su - retle, şimdiki Avrupa harbinin filen başladığı bir gündür. Onun için, he . müz bir yaşım idrak eden harbe u - muml bir bakış atmak ve onun bir yılbk bilânçosunu gözden geçirizken daha me kadar süreceğini Ve ne su » reile nelicelenebileceğini düşünmek muvafık olur. Alman , Leh harbi başladığı za - man orun bu kadar çabuk ve Lehis- tanın tam bir imhasile biteceğini hiç bir kimse ummamıştı. Çünkü 35 ml yon nüfuslu Lehistanın 20 senelik bir mesai neticesinde kurduğu iyi bir 07. dusu vardı. Ustelik İngiltere ve Fran sa gibi denizlerde büyük donanma ları, havalarda kuvwvei (o filoları ve karalarda, gecen Büyük Harbde ga. b gelmiş, mükemmel orduları ba - İnan *ki büyük devlet onun mütte - fikleri ve garanları idiler. Almanyaya gelince, gerçi Avustur. Yanın fihak:, Bildetlerin geri alınma Mi ve Çekoslovakyanın parçalanmasi.. le büyümliş, nüfusu artmış ve kuv . vetlenmişti; fwkat Obeş senelik yeni Ordusunun ve genç unsurlar elindeki hava kuvvetlerinin kıymetleri az fer. Yolumuyordu! Bundan baska Avus - turyahlar, Cekler ve Slovaklar nere -. de ise ayağa kalkacaklar, hattâ Mit, lerin refiminden memnun olmıyan Alman halk kütleleri bile nerede ise yan edecekler ve Hitlerle arkadaş - larını parealvarak öldüreceklerdi! İşte mukabil tarafın. yaydı pro Pagandanın umumiyetle yarattığı te. Yâkki böyle idi. Ustelik Almanya ta, demirsiz, benzinsiz ve yağsızdı! Ordusunun tanklari tenekeden, elbise ve techizatı kâğıdden idi! Orduda ne) tam bir talim ve terbiye ve ne de ta. Dam bir disiplin yoktu! Hitlerin ha. Tekel ve muamele tarzı sübay ve ge. merallerde itimad bırakmamıştı! Ka. * sahibi kuvveti #0bay ve gene. railer birer birer ekarte ediliyor, 16 besmda Yalnız nabezeir ve müraler birakıhıyordut.. İste bu ve emsali sa. Yizlarır yeni itler Almanyasının ve veni Alman askeri küvwetlerinin kıvmet ve ehemmiyetleri sifira indi. Pilmek isteniyord. Bu prooagandaların, Tehifler üze - Tinde, Alman ordularını ehemmiyet - #iz görecek kadar, tesir. etmis olma | lari ihtimali inkâr alınamadığına göre bunların ük büyük mazarratla. Tin gene bizzat Lehlilere dokandığı Wa olunabilir. Kerilik İnsütere ie Fransanın, Lehistan faclasından s07- ra da, lârikile hazırlanmağa lüzum görmemeleri kendi nroossandalarına #ene en eok bierat kendilerinin ina mi3 bulunduklarını gösterir. Cünkü mksi takdirde intihar etmek istedik. terine inanmak icah eder Eibasıl 1 Evli 1938 #sbahı, Lehis. tan huduetunda “islsmede başlıyan Alman tenlernin sada akisleri du . Yulduğu zaman, evvelce yapılmış 0. lan bu prrnserandaların tesirile, he. Men hicbir kimse Almanların Lehis - İnna az semada bn kadar kat'i bir e darbesi vursendın ummuyor. undan baska Hitlerle Statinin bir Semi teravtin yaktı yanmak bosu - smart anlarmalarının giddivetine Mamlmak — dstenmivanin. Almanlar Tehistanda urun müddet ulrasarak yornlneaklar. bu esnada seferberlik - Yerini bitirmek olan müttefikler Zir. imei battım yararak Almanyanın yen erine »irenşirler, nihsvet Sovyet Mi üreten e istifade etmek eski 5 ve Almanvava taarruz ede. > nba terrdn fi iweler ku- haa Ve midle havale yal vermek, ba vi! #örmetten cekinenlere, da, » Yolar görünüyordu. Pokut Lehistan harbinde her sey temi aksine vaki odu. İyi ve. e ve gene farsolunan Alman 7 Ten ordularını narcalıya - ae darmadağınık etiler. Ruslara e. Za brnlar Atmanları vürscak ver, N aval Lehileri vurdular. Yakat etikleri ve Franamlar bir türkü ha. z ete #eimediler. Almanlara kara © taarruz sövle durenn havadan le birsev yapmak istemediler. Ya . Nİ. Lehiileri Almanlara karı yapa yalmz barsktılar ve bu talihsiz mil letin mağitbivetine seyirci kaldılar. Halbuki Almanlarla Leh harbini süratle basarmak”icin kara ve hava kuvvetlerinin en büyük kısımlarını ve zirh ve motörlül tümenlerinin he. men hepsini doğuya nakletmiğler ve Barb hududlarını boş bırakmışlardı. Men 7 mel sayfada) ÇO. 0 7 e SİNEMA > .Sinemacılarımız arasında anket arın birinci yıldönümünü ©-| Harbin sinema üzerindeki tesirleri ve bizim sinemalarımızın vaziyeti Melek ve İpek sinemalar mü- dürü ve İpek film teşekkülü aznsın- dn değerli sinemacımız bay İhsan İpekçinin cevabı: I — Bugünkü vaziyetin muhak- kak ki sinema üzerinde tesiri ol - muştur. Sinema mevsimi açıldığı va- kit bunun tesiri daha iyi anlaşılacak ve hissedilecektir, Geçen senenin Eylül ve Teşrini - evvel ayları ile mukayese yapmak bunu meydana çıkaracaktır. 2 — Avrupa sinemacılığı bugün meflüç bir haldedir. İngilterede, Fransada hiç film çevrilmiyor. Al «| manya ekseriyetle propaganda Fi. mi yapıyor. Almanyada © hafbden evvel yapılan *filmler bu sene ortar | ya çıkarılıyor. İtalya, vaziyeti hazıraya rağmen | film sanayiine ehemmiyet veriyor, | yeni filmler yapıyor... i 3 — Bu vaziyet Amerikan sine - macılığını herhalde sarsmıştır. Av - rupa, Amerik-n Gilm sana mühim bir mahrec idi. Şimdi mahrec tamamile kapanmıstır... Avrupada bugünkü günde Ame! rikan filmleri için o yalnız Balkan! memleketleri kalmıstır. Fakat bu! Amerikan film sanayii için pek ve «| rimli sayılamaz. Üstelik münakalât da yoktur... | Son günlerden o Basra yolundan bahsedildi. Fakat bu yoldan istifa! de ümidi pek zayıftır... | 4 — Memleketimiz özerinde bu! vaziyetin tesiri?... Herhalde ola - caktır sanıyorum. Memleketimiz si- nemacılığı tabiatile dünya piyasa - sna kuvvetle bağlı bulunmaktadır. Bugün Türkiyedeki bütin sinema -| ların bir senelik ihtiyatları vardır. Fakat burada can alacak bir nok! taya temas edeceğim, Memleketi - miz sinemacılığının atisi, hattâ pek cok yakın olan atisi, bu noktaya bağ" dır. Arzedeyim: Türkiyede © halen projeksiyon kömürü yoktur... Pro- jeksiyon kömürü bugün sinemanın ruhudur, ekmek pevniridir... Pro- jeksiyon kömürü Almanya ve A - merikada yapılır.” Biz, bunları bu memleketlerden temin ederdik... Almanvadan bir sey gelmiyor Amerika ile müvaridat yok... lece sinemalar günün birinde pro - jeksiyon kömürsüz kalmağa mah - küm' gibi O gözükmektedirler... Bu vüzden sinemalar icin vaziyet cid - den pek naziktir. Buna bir çare bu- lunsa sinemacılara edilmiş olacaktır. 5 — Bu husustn biraz ihtivath! davrandık... Her sinema, © elinden geldiği kadar film toplamağa ça - lıştı. .. Ecnebi filmlerimiz. tamam -| dır. Bununla beraber bu sene en fazla kendi milli nrodüksiyonumu. | za ehemmiyet verdik. Türkce beş) e İkisi bini. Ön ruz. İkmal edilenler sunlardır: 1 — Mahmud Yesarinin «Akas- «Son Posem f bu İ Suallerimiz Sinema mevsimi başlamak üze, re. Fakat. Bu seneki mev, sim tam mânasie verimli ola. sak mı?. Avrupanm en büyük devletlerini | birbirine düşüren harb, sinemacılığı me dereceye kadar felce uğratmıştır”. Esi gürel ve mutena filimler ayarın. da eserler seyredebilecek mi , Tir? Herkesin yekdiğerine sormak. ta olduğu bu suallere cevab te. min eylemek üzere «Son Posta» şehrimizin tanmmış sinemacı larle görüşmüştür. Ankete verilen cevabları der. ce devam ediyoruz! Sinemacılarımışı sorduğumuz sualler sunlardı”: 1 — Bugünkü variyetin sine. ma Üzerinde tesiri olmuş mu - dur? 2 — Avruna sinemacılığı bu, gün ne haldedir? 3 — Bu vaziyet Amerikan si. nemacılığını müteedkir ediyor mu? 4 — Memleketimiz sinemacılı. Pı üzerine bu vaziyetin tesirleri nedir? 5 — Amerika ve Avrupadan fim getirtebildiniz mi? 6 — Ne gibi filmler göstere , cekslniz? 7 — Sinema mevsimi için programlarınız tamam mi? 8 — Bu mevsim feln en çak beğendiğiniz. ve güvendiğiniz filmler hangileridir? 9 — Sinem: görüyorsunuz! ya Palas». Bu filmi Hâzim, e oynamışlardır. 2 — «Kahveci Güzelin. Bu film Binbir gece masallarından alınmış — tır. Münir Nureddin, Hözim, Nezi - he, Nevin tarafından çevrilmiştir. Hazırlanmakta olanlar da şunlar- dir 1 — Ertuğrul Muhsin ile Cahide- İnin oynıyacakları (Köskanç), 2 — İsmini unutan Adam , 3 — Büyük bir milli komedi. 4 — Tasavvur halindedir.. Biz bu mevsim icin bu Gilmlere ehemmiyet yerdik. Halkımızın rağ: Vasfi, büyük bir ivilik Jbedini kazanacağımızı umuyoruz. 6 — Ne gibi filmler göstereceği- e gelince: En çok Amerikan filmleridir. 65 i bulmaktadır. sayın. Bunlar: Metro Goldwyn Mayer, Foks, Uni- ted kumpanyalarınn eserleridir... Bu filmlerden on beşi türkçeye duble ediliyor... Aynca o Mısırdan yük film vapmayı kararlaştırdık, füc, dört film getirttik. Bu Misir ekilere devam ediyo - İfilmleri içinde «Leylâ ile Mecnünsa İyer ayırmak lâzımdır. (Devamı 7 nel sayfada) edebi tefrikası: 33 YEŞİL TULUMBA Yazan: Ercimeni Ekrem Talu — Başıma öyle bir iş geldi ki, sorma paşacığım! — Bir yerde boşboğazlık ettin de, vazifenden mi uzaklaştırdılar? — Yok, hayır paşacığım! Öylesi değil. Sözüm buradan dişan bir abdalın, bir meczubun tuzağına düş- tüm. — Ulan! Seni tuzağa düşürecek insan abdal, meczub d. hinoğla hin olmalı, — Ah, velinimetim ah! Ah, iki gözüm efendim, ah! İmamcağız, yana yakıla ve ba - ından mihrabına Okadar derdini döktü, Konuşurken de gözlerinden ip gibi yaş alatıyordu. Ferhad Paşa, | arada bir gülümsiyerek, bu hikâye- yi dinledikten sonra: — Tuhl dedi; çok enayi şeymiş- sin, be hocal — Öyleyim, sultanım! Enai değil, ebleh, abmak, aşağının aşağısi bir herifim. - Amma, niçin olduğunu sor- kurbanlar keseceğine yanıp yakılı - yorsun be! Olur şey değil!, — Ah, paşacığım! Bilsen... — Şeytanlar bilsin, mendebur' Kocakarıda gönlün mü var, yoksa? Pasanın neş'esi vardı. Hem söy- lüyor, bem de bol bol, gevrek gev- rek kahkahalar atıyordu. Ebülhayir efendi karna değil de elden giden mâmelekihe Oyanmakta olduğunu güç belâ anlatabildi. Pasa: — EK, ne istiyorsun benden ba- kalım? diye sordu. — Velinimetim! o Mahmudpaşa İkadısı olacak İâin, bizim sabık ha- İtunu o divaneden boş düşürmek i- çin fakirden rüşvet talebinde bu - Tunmuş. — Ver, kerata! — Olsa, vallahi veririm. Efen - dimi rahatsız etmem. Lâkin arzet - üm ya: Nem ver, nem yoksa he- tunun uhdesinde, Kendimin habbel vahidem yok. — O halde). muyorsun? — Ne sorayım devletlim? — Devletlü efendimin. Müste- şar Meşihati Ulya efendi hazretle- fakiri iltimas SPOR Gençlik klübleri merasimle. açıldı Yelken şampiyonluk ve Tenis müsabakaları çok zevkli oldu Beden Terbiyesi mükellefiyet ka - nununun 30 Ağustosta tatbiki dola . yısile dün bütün memlekete olduğu gibi, şehrimiz kaza, nahiye ve köy — lerinde kayıdı bulunan mükelleflere mahsus gençlik klüpleri faaliyete geç miştir, Zafer bayramına tesadüf eden bu hareket dolayısile dün yer yer genç. ler taplanmışlar ve açılış merasimi, ne bu suretle iştirak etmişlerdir. Belediye (o reisleri, kaymakamlar, nahiye müdürlerinin birer nutukla - re yapılan bu açılş merasimi 69. nunda gencler dağılmışlardır. Mükellefiyete ti! olan gençler bundan sonra haftada 4 gün mec . bur!, olan İzellik, beden hareketleri ve askeri tatbikattan ibaret (o olan hareketleri yapacaklardır. Yelken şampiyonluk tnüsabakları Alanlık tarafından tertib etilen yelken şampiyonluk müsabakalarına dün Moda koyunda o başlarımıştır. Klüpler tarafından büyük alika gö, Ten müsabakalara (18 tekne iştirak etmiştir. Müsabaka Onlatasaraylı Bürhanla Demirsporlu Feyyaz arasında «ıkı bir mücadele halinde devam etmiştir. Neticede bir saat 26 dakikada De- mirspordan Feyyaz birinsi, Galata. saraydan Bürhan 1 dakika farkla 1, kinci gelmişlerdir. Müsabaka esnasında birinci ve i kinci gelen tekneler birbirlerine ça. pariz verdiklerinden hakem heyeti burünkü yarıştan evvel bir karar ve. recektir. Müsshakaların ikincisine bugün sani 15 te devam edilecektir. | Tenis maçları başladı Taksim tenis klübü sahasında uzun İbir tarihi olan meşhur Çalenç kupa, İsi maçları dün başlamıştır. Uç gün İdevam edecek olan bu müsabakada - İrin tek maçında Vedad Abud, Hasan İtalyan; giftlerde Cimcog, Armitag. İArevyan, 'Tubini, Riza Derviş, Celâl bugün tekrar oyniytcaklardır. Sivasın yani muhasebe müdürü Tokad (Husu si) — Vilâyetimiz defterdarlık mu - hasebe O müdürü İbrahim < Artürk Sivas o muhasebe Ö müdürlüğüne ve İ ondan aşılan w hascbe müdürlü Şüne de Amasys muhasebe müdü dürü naklen ta yin edilmişlerdir. Resim yeni J muhasebe müdürünü göstermekte . dir. : Paşa yerinden sıçradı, çubuk düştü. — Senin hiç aklın yok, be hoca! Ebülhayir efendi bu ithamın se behini kavrayamadı. «Neden?» da- mek ister gibi paşanın yüzüne bak- b. O, bu zırani suale cevab vermek için: — Ulan! dedi; senin bana ar - lattığın bütün o kepazeliği Müsteşar duyduğu dakikada, seni imamlıktan da hatiblikten de o saat defler. Böy le şey oralara duyurulur mu? İmam boynunu büktü, — Ya, ne yapayım Fakire bir akıl öğret, Deli divane o- Iscağım. — Sizin mahallede hiç bir zorba, kabadayı vok mu, be? İmam düşündü. — Var, pasacığım! belâ Yusuf derler. — Yedibelâ mı dedin? O kada- İn fazla. Ne iş görür bu adam? —Hiç! Boşta gezer, arada fir- sat düştükçe hamallık eder, lerde yatar.. hasıh kopuğun dir. — EN işe yakışır mı? — Ne gibi, sultanım? İ — Meselk, kendisine bir işımmar İlansa, yüzüne gözüne bulaştırma - dan becerebilir mi? — Denemedim, - Sen onu bana, buraya gönde- ir misin? lasından geçen macera dolayısi- dedi, Yedi- biri - yebi Sivas| hayet bana Tasgelince, dekilmam biçar, t oturup çalıştığım odanın ka ES kapalıydı, içeriden ses geliyor - a? — Trajedi iki kelimeden mürek- kebdir. Benden evvel gelmiş, kapıyı ka- pamış olan kimse her halde bir eti- moloji meraklısı olacaktı. Kapıyı vurdum. Gel Kapıyı açtım. Etimoloji meraklı. sını tanımıştım. Dostum Meraklı id — Merhaba Meraklı, bu sefer de trajedi kelimesini merak ettin, 5ğ- reniyorsun ba! — İyiki geldin, merak ettim. O belli — Trajedi kelimesi, tragas, ve İOdi kelimelerinden o mürekkebmiş İyle mi? — Öyle imis. — Tragas keçi demekmiş, öyle mi? — Öyle imiş. , — Odi de ses. — O da öyle imiş. — İkisi beraber keçi sesi oluyor. — Öyle oluyor, diyelim. kaklarda o dolaşmak modası bazı Avrupa şehirlerinde o kadınlar Ayakları çıngıraklı kadınlar Ufak köpeklerle 36 - arasında ayak bilekle- İ ; rine çıngırak takmak modasına yol açmıştır. İkide bir s0- kakta yanlarından uzaklaşmış olan ufak köpeklerini çağırmak zahme - tinden kurtulmak istiyen o kadınlar ayaklarına taktıkları bu çingirak - lardan istifade etmektedirler. Çın - gırak sesini duyan köpekler, sesin geldiği tarafa ilerlemekte ve sahib- en uzakta kalmamaktadırlar, le Bıvastan bir mektub aldım. M. N. H. L. rümuzünü taşıyor. Mektub sa. bibi genç 30 yaşlarındadır, hali vakti yerindedir. Şimdiye kadar bir türlü bir imkân bulup evlenememiştir. XL hayet bu fırsat bügünlerde eline geç miş bulunuyor, Fakat derdi var, di- yor ki: — Uç ay kadar evvel bir aile mec. “sinde dul bir kadınla karşılaştı akışlarımız sık sik birbirini buldu » nihayet seviştik. Öyle ki, dünyada “ebir çift bizim “dirbirimize yakın olduğumuz kadar birbirine yakım 0.| lamaz.. O da, ben de ayni şiddetli aşkla birbirimize meclüb olduk Bu genç kadın beş sene evvel ko - casından boşanmış. Beş yıl gayet sa. şamahın değer bir şey Yamış. paşanın Yâl melül baktı: —— Afedersin, velinimetim.. ne türlü bir vazife gördüreceksin Yu - sufa? — Merak etme. Korktuğun gibi değil, habis! Haydi, vakit fevtetme- den dön, git. Yedibeliyı bul ge - tir. yüzüne me - cebin: götür- yere fırlatb. altının, yol Ferhad paşa elini dü, çıkardığı parayı — Al gu Kremin parası edersin. — Allah ömürler versin, efen - sultanım? | diciğim. Dünyalar durdukça sen sağ ioli | —ı1s— Çukurçeşmeli Yusufa (Yediba 14) lâkabı tıpatıp uyuyordu. Otuz yaslarında kadar gösteren bu herif yerden yapılı, lâkin yabani bir bo - ğa kadar kuvvetli idi. Uzunçarşı İ esnafından clan babası onu okuta- ımamıstı, O öldükten sona da, a - n bir hayli uğraştığı halde elifbe den öteye gö işti, Yu sit yedi, sekiz Yi tütüne, on ikisinde kumara, on beşinde es. rars alıstı. Babadan yediği miras bunların uğrunda tüketti, Anası ip- tide çıldırdı, timarhaneye kondu. Birkaç zaman sonra da felce uğra- yıp öldü. O andan itibaren Yusuf işi büs — bütün serseriliğe vurdu. Parasızlık kendisini kumardan o vazgeçidi ise de tütün ve esrar iptilânndan kur- TRAJEDİ atbaaya girdim. Her zaman| — İşte bunu merak de... Ayağa kalktı, — Merak ettim, gidiyorum » — Nereye? — Trajediye... * Ayni günün akşamı, çalgılı & İgelerden birine girmiştim: Sahne tabir ettikleri, ket «az çalınıyordu. Sesi akordsuz kadın güya saza uymuş şarki Hüyordu. Etrafıma baktım, iki masa ö meraklı oturmuştu. Gözlerini İ neden ayırmıyordu; seslendim — Meraklı Meraklı, burada işin var? Benden tarafa döndü: i — Merak etmiştim ya, | — Neyi? — Trajediyi, — Bari bulabildin mi? Başını gene sahneden tarafla virdi: — İşte... Cİsmat Slutüsi (7 Bunları bi iyor mu idiniz ? Amer'ka yerlilerinin i Beyaz irk kendi bil- pi gisi ve ilmile çok ifci- SN hez eder, Haka basan öl eski ve ipli avım- Şi Zil lerin kendisine derı İZİ verdiği olur. Kolom - © biyalı o yerli o kavimlerin gi garib ve esrarlı bir bilgileri va Gece dışarı çıktıkları vakit gözl yaşe dedikleri bir iliçtan | bi damla damlatıyorlarmış. Bu ölâ göz sinirlerini tenbih etmek ba varmış. O kadar ki en karanlık cede bu insan her şeyi iyice göz iyorlarmış. GÖNÜL İSLE Sevd'ği kadınla evlenmekte tereddüd eden bir ge Fakat nasıl oldu, bilmiyorum, lesi arasındaki bir anlaşamamağl tan dolayı bir gün Sıvastan Api ayrılarak Tokada gitti. İ O gündenberi kendisini delies İhusranla arıyorum. Arkasından kada gideceğim ve dvlenmemizi £8 edeceğim. Fakat ailemden çekin .İrum, Ne yapayım, bilmem ki?» Oğlum, tereddödünün sebebini İllenden niçin“çekindiğini anlaği muşsın.. Dilinin altında söylemek temediğin başka geyler mi var? mızda yaş förkı mı mevcud? Sevdi ve seni sevdiğini söylediğin kadim ni seyahate niçin çıkı? Neye buber vermedi? Bu noktaları an mazsan ben nasıl bir hüküm lirim. Mektubunu bekliyorum. Bu komşunun yardımlarile geçiğ Bir iki defa, kahveci çıraklığı, Bi gir sürücülüğü gibi işler gördü. sinde kavga çıkardı, kovuldu. hayet köşe hamallığında karar dı. Lâkin bir teviye çalışmak yoktu. Bu ona güç geliyordu. man olduğu, yani esrar bulup işemediği zaman ifrit kesiliyor, solu saldırmak ihtiyacını yet yordu. Derken dalgaya düşüyor, ni çifte kâğıdı sigarasını n miş bulunuyor, derhal süt dök; kediye dönüyordu. Harmanlık demlerinde önüne lenle debelleş olduğu için Yi «Yedibel demişlerdi. Hakika) .İkimseye fenalığı dokunmamış, kuduruk deminde bile kimsenin mn yakmarmıştı, Hattâ, esrarın sörile şuna buna küfür salladığı, sallat olduğu, zerla para szdırd anlar geçer geçmez, Yusufun mal lede vücudüne az çok tahammül dilmekte idi. İmam, tekrar kayığa binerek küdardan İstanbula geçiyorken, sufu açaba ne halde bulacağını şünüyordu. Mübareğin vakti val ne uymazdı kil Vezir iskelesinden tabanları dınp, Babiâliden Nuruosmaniy Tuvukpazarından Çemberlitaş, Bi makkap: yolile Beyazıda çıktı, $i dan da Aksaraya indi. Utancınd göze görünmemek için hep arka ikaklardan gidiyordu. Caminin © varında bir hayli dolaştı. > >