.. Hergün ene para bahsi Yazan: Muhittin Birgen, s on aylarda paramıza dair bazı yazılar yazdım. Bu a- altından da bahsettim, Mem- le dikkat ediyorum ki bu ım muhitte iyi tesirler yaptı; n okumuş olan birçok zat benim fikirlerimin doğruluğunu ik ettiklerini gördüm. Bunun n günlerde gelen Suriye ga- i okurken gözüme çarpan ü üzeri tekrar bu fâtırları yazmayı münasib buldum. “Suriye, yeniden altına rağbete d r arahık hayli düşmüş ©- fiatlarının orada yükseldi- or. Suriyede altm fintla- n yükselmesi demek, Türkiyede ayni hâdisenin vukuu demektir. olursa olsun, kaçakçıhğa karş n bütün takibata rağmen, i den Sariyeye geniş miktar altın kaçırıldığı muhakkaktır. için iki sebeb olabilir: Biri, biz- Fıansızların alın o toplamaları, eri de iptidai Arab zihniyetinin| na karsı duyduğu meclübiyettir meclöbiyeti bugünlerde ayrıca lendiren sebebler de vardır: de rejimin değişivermesi, gü- birinde Suriye parasınm kıy- Balde Arab, bir dereceye kadar, tkâr olmakta haklıdır. Bu ip- zihniyet şunu düşünemez: A. Suriyede değişmesi muhtemel rejim altına o kadar rağbet ir vi? Bana kalıma göster binaenaleyh o Suriyenin para i bütün ihtivatlara rağmen açıktadırlar. Fakat, altına ta- iptidai zihniyet bunu düsüne ve düşünemediği için elindeki kri gene kendi elile rezil ve iy eder. * Şunu bilmek Iizmdir ki, gerek Wwriyedeki, gerek Türkiyedeki altın ası, dünyanın hiçbir yerindeki in piyasasile hemahenk değilki ii hiçbir yerde altın fiatı bir se- de, herhangi bir millet parasına “öre, bir misli artmamıştır. Bilhassa raf memleketlerin paraları bir enberi altına nisbetle kuvvet iş, fakat zayıflamamıştır. Tür- de bu memleketlerden biridir; isleyh, Türk parasınn düş İiesi için hiçbir sebeb yoktur. Deni- lir ki, Türkiyede tedavülde bu para hacmi artmış olduğuna ire Türk parasının düsmesi zaruri il midir) Hayır. Türkiyede te- wülde bulutun para hacmi art bu hacim ile birlikte Türkiye- iş ve mahsul hacmi de artmıştır için Türk parasının kıymeti kaybetmesine hiçbir sebeb yok- | © Bumu zaten muhtelif eşya fintla- hareketlerinde de görüyoruz. kiyede ihtiyac maddelerinin fi ii ekseriyet itibarile yükselmiş il Bazı vükselmeler vaki bunlar harbden evvelki de fintlarına nisbetle gene asağrda Su halde paramızın Ouymeti, valnız düsmüstü ise, bugünkü vaziyette hiçi di hizmet görmediğine ve h ici tatmin etmediğine göre, ki- kemane değil İ n Gİ Üehmimiz, eski kafamız, para ile al in madenini birbirinden ayıramı- am eski görüşümüz! “Kına keseceğim: Dünyada hiçbir k ve mali hâdise ve sebeb nr ki altının bugünkü fiatın ve zarari göstersin. Bugün iptidai kafasile tekrar altına i yarın da ayni ruh Eğer biz ih) İLT «Son Postam nın edebi tefrika ULUMBA Fransada bir mazmun masıym oldu. İgu halde, bütün deldi aleyhinde gö- ründüğü için mahküm edilmişti. Yan, hışlik yirmi sene sonra anlaşıldı ve © zaman da meşhur bir Fransiz âvuka. Si şunu söyledi: — Adalet saati mutlaka çalar. Bü. tür kabahati bazan gecikmesinde, dir. Fakat yanlışığa kurban gideni de büsbütün kabahatsiz bulmıyalım. İnsanlar hayatlarının herhangi bir safhasında gadre uğrıyabilirler. Yan. aş bir karara kurban gidebilirler, Fa. kat uğradığı haksıshk, (karşılaştığı yanlış karar milnhasıran aksi tesa - | Zafer Bayramı büyük merasimle kutlulanacak 30 Ağustor Zafer bayramıhın 18 nci yıldönümü yarın bütün mem. lekette ve şehrimizde büyük mera- simle kutlulanacaktır. İstanbul Kumandanı tümgeneral İshak Avni Akdağ yarın sabah ko- mutanlık binasında ordu o mamına yapılacak tebrikleri kabul edecek, e etmek üzere toplanan askeri ler ve diğer teşekküller teftiş nacaktır. Şehrimizde yapılacak merasime bütün askeri birlikler ve hava filo- larımız da iştirak edecektir. Bundan sonra en kıdemsiz bir sübay ve tanbul Komutam tarafından birer nutuk söylenecek, Cümhuriyet abi- desine muhtelif çelenkler konulacak ve geçid resmini müteakıb merasi- ohu- *İme nihayet verilecektir. Saat 12 de Sarayburnundan 21 atım top atıla- caktır. Gece fener alayları | tertib edilecek, balolar verilecektir. Ankara Kız Meslek Öğretmen Okulunun bu seneki mezunları tayin edildi Ankara kız meslek öğretmen o- kulunun bu seneki omezunlarından İ Nusret Şensoy İstanbul Akşam Kız İSan'at okulu ev idaresi yemek pi: me stajyerliğine, Binnaz Gürsoy küdar Kız Enstitüsü nakış stajyerli ğine, Huriye Gürbüz Samsun oAk- İşam Kız San'at okulu çamaşır öğ- İ retmenliğine, Tevhide Özencel Ka- dıköy Kız Enstitüsü resim stajyerki- ne, Snbahat Ocaklı Bursa Necati- bey Kız Enstitüsü moda öğretmen- Bine, Münevver Öngelen Kayse: İKiz Enstitüsü çamaşır stajyerliğine, Fethiye Onuk Kayseri Kız Enstitü sü moda stajyerliğine, il kum Kayseri Kız Enstitüsü biçki ve j e, Saime Üçel Ar- 3 si moda stajyeri ğine, Tevhide Candanel Trabzon Kiz Enstitüsü nakış stajyerliğine Fikriye Arkunt Trabzon Kız Eneti- sü biçki ve dikiş stajyerliğine. Şi rüye Toker Trabzon Kiz Enstitüsü çamaşır stajyerliğine tayin edilmiş- erdir. İde burada caki kafa ile onlara yar- İdim edecek olursak neticede yalnız İkazanacak olan şu mahud sarraf- lardır. Paramıza itimad edelim, vatan- daşlar. E Yazan: Ercümend Ekrem Talu disatın bu şekilde cereyanı, hâsıl esin işine gelmişti Ertesi sabah İdtisi ele geçirip, o- boşamağa bu sefer de kadını dırmayı gene tellâl Hanıdi E - di üzerine alıyordu. keye gider, orada' kalır.. İsterseniz bir de oraya bakın Onu bu suretle ele geçirdiler; Hamdı Efendinin karşsına getirdi - ler. Tellâlin deliye sorduğu ilk sual şa oldu: — Nerede idin be İdris? İnsan gerdeğe girdiği gün evinden kaçar mı? Deli, muhatabının yüzüne tük - rüklerini saça saça gülerek, cövab verdi: — Ne yapacaktım evde? — Karınla oturacaktın.. konuşa- cakrın.. iltifat edecekti. —Kime? O maymun — eurath, kara koncoloz kıyafetli. > Şehir Cümhuriyet | A meydanında geçid resmine iştirak! re uğrıyan maddi ve manevi baya. (roketleri e uğradığı âkibet arasnda | görürsünüz. Tamamen masum mah - düflerin acı bir neticesi değildir. Gad.)| tını azaşıracak olursanız kendi ba .jaz çok bir münasebet (bulunduğunu) küm ender bulunur. ımtiyazını i tecrübe yapılacak, Belediye, otobüs işletme imtiy İzin kullanmağa başlamak üzered i zamanda bir tecrübe mahiye- tinde olacak. olan otobüz işletme ilk defn Keresteciler - Eyüb hattın- da yapılacaktır. Belediye, bu hatta çalışmakta olan otobüsleri satın a- âfi gelmediği için j bunlara dört büyük otobüs doha ilâve edecektir. Elyevm işlemekte bulunan otobüsler 18 er kişilik ok duğu balde yeniden servise enk olan 4 otobüs 28 er kişilik Bu suretle hem Keresteciler - E İbhattı muntazam bir hale sokulacak, hem de halkm daha rahat seyahat etmesi imkânları temin edilmiş ola- | caktır. Belediye Keresteciler - Eyüb hattı fatlarınnda bir miktar tenzilât yapmağı da düşünmektedir. Bu tecrübe işletmesinden alınacak neticelere göre Belediye işletme im- tiyazıı diğer batlara da teşmil 6- decektir. İSTER İNAN, | Fransada şeker stoku eksildi, pirinç, makarna ve emsali eksil- di. Benzin ise bulunmaz hind ku- maş: halini aldı. Boş çuval, müsterisiz pastacı ve işlemeyen benzin pompası ba- kana hüzün verir. İlk günlerde ansa ıztırab içindevdi. şimdi sıkmtıya karşı koymanın çaresini aramakla meş- güldür. Hükümet « atuvar açıldı. K üiraat ve iktsad m ışçı tencere başında, Şimdiden şekersiz pasta, yağ- #z sabun, ve kakaosuz çikolata yapıldığını iyoruz. Fransızlar: — Bizim aradığımız ve bul duğumuz. daha iyisini de yape- cağımız şey Almanların erzaçı, kaymakamı değildir, salbtan son- ra da kalacak ve kullanılacak favdak şeylerdir. diyorlar, Lâboramvarda yapılan tecrü. be yiyeceklerini vivenlere bakı hırsa lezzet fena değil, muhakkak ki, aldatıcıdır. i ' vnda bir lâbe- ager, doktor, sin fendi için için memnun (oluyordu. İdris, karıyı demek ki beğenme - mişti. Boşatmas kolay olacaktı. — Peğenmedin karmı ha, İdris? — Nesini beğeneceğim onun. A- sam yerinde karı o, bel — Boşa öyle isel Deli birdenbire eiddileşti. Ayni zamanda başını yukarı kaldırarak: — Anhi dedi; boşama! Tellâl hayrette idi. — Neden, be İdris? — Aahi Boşamam onu. Zorin değil a? Sebeb söylemiyor. #öylemiyecekti. Hamdi Efesidi ciddi endişe duymuğa başlamıştı. Oğlu - nın büsbütün şüphesini tahrik et - İmemek için işi yavaştan almağa ka» İran verdi. — Beğinmediğin karıyı ne diye tutarsın? dedi. Bu sefer delinin bakışlarında azıcık da husumet seziliyordu. — Bana dün onu metheder.. al iye zonlıyan sen değil mi idin, am- bir, Eiahk Belediye otobüs otobüsleri satın alacak i o İSTER İNAN, İSTER İNANMA! ok, ELİ Birgen NX... — Ne bileyim? Seversin, hoşla- 208 wi kullanacak İlk olarak Keresteciler - Eyüb hattında belediye bu hattaki Belediyeye otobüs satmak tekli- finde bulunan firmalar bunları harb vaziyeti delayısile memlekete itbal edemediklerinden Belediyenin şeh- rin bütüm otobüs servisini ele alma-| si gecikmektedir. Fakat bu otobüs- İllerin ilk imkân hâsil olur olmaz ge- trtilmesine çalışılacaktır. Denizci talebelerimiz bir tetkik gezisine çıktılar Deniz Ticaret mektebi son devre talebelerinden kaptanlık ve çarkçı-| hk stajımı yapacak olan İZ talebe) dün mektebin talim gemisi ile Ka-| İrmderize hareket etmişlerdir. Yedisi İkaptan ve beşi çarkçıdan ibaret o-| lan talebeler Karadenizde 60 gün dolaşacaklar ve muhtelif lmanları- İman uğryarak eti yapacaklardır. Karadenizden avdeti müteakıb ta- İlebe 60 gün sürecek olan Akdeniz İseyahatine çıkacaklardır. STER İNANMA! Dahası var: Carbur de Calehum yapan kü- çük bir fabrikanın sahibi bu mad- dede müştak olarak (o eparak dehyden isminde bir «ma'yit çe karmış, bu su yar yarıya benzi- we katıldığı takdirde benzinin yakma hassağnı hiç o değiştirmi yormuş, işte size yüzde elli ta- sarruf... Bu fabrika sahibi çalışmayı biraz daha ileri götürmüş, gene ayni maddeden bir başka su çi- karmış, bu ikinci madde hiç ka- bksz olarak benzinin işini aynen yapmaktadir. yalnız fat bizim paramızla beş litresi yüz kuruşun üzerinde... Bizim için iyi amma Fransada biraz pahalı görülüyor. Fakat şüphe yok ki, zamanla ma- liyet flatınm eksiltilmesi mümkün olacaktır. Bu vaziyette insana öyle geli- yor ki, harb biraz daha uzayacak olursa istikbalde petrol, * yağ, seker sanayii tehlikeye gi cek, bütün bu maddelerin yerle- rini sun'ileri tutacaktır, üirsin sandım. — Sevmedim amma, yene boşa- mam, Beni ne sandınız, siz? Ne oluyordu? Dek birdenbire akıllanıyor mm idi yoksa? Hanıdi E- fendi o anda daha ileri gitmeyi mu- taralı gördü. — Sen bilirsin, oğlum! dedi; ben sana: «İlle ki boşa'n demedim. — Neden çağırttın beni, amca? — Dün eve gitmedin. Bunun a- yıb olduğumu söylemek için. sah bu kadar! Oldum olası aptal bellenmiş bir adama bu türlü izahat vermiye mec- bur olmak Hamdi Efendinin geri - bine gidiyordu. Hele, İdris, alıy © der gibi: — Hoşça kal, amca! Diye, sıntarak uzaklaşınca, za - İcullı adamcağız büsbütün afalladı. İOradan doğruca yorgancı Salih a- Oğayı bulmağa gitti. İ — Birader! Mesele sarpa san - dedi. e Kabahatsiz kabahatli eri Sokaklara çöp atan 13 kişi yıldırım cezasına çarptırıldı Dün şehrin muhtelif semtlerinde yapılan teftişlerde 6 dilenci yakala- narak, haklarında takibata geçilı 28 kişinin de tramvaya atlamaktan haklarmda zabıt varakası (o tanzim edilmiştir. Ayrca, her kasab dük- küzunda etleri muhafaza için ya buz dolabı, yahud ince telli dolab bu- anması lâzımken, buna riayet e miyen 17 kasab, 5 ciğerci, | tavuk çu, 6 aşçı ve lokantacı, | sucu, | fırıncı, İ şekerci, 4 bakkal, | börek-| çi, 2 kahveci, İ yağcı, 2 paçacı, | xeytinyağcı, | sütçü dökkünlerni pia tuttuklarından dolayı cezaya çarptırılmı, Sokağa çöp atan 13 kişi de yıl dım cezasile tecziye edilini: iştir, Yankesici bir çocuk tevkif | edildi 15 yaşında Arif isminde bir ço-) cuk Edirnekapıda Raşid isminde) başka bir çocuğun cebinden parası-| m öşinrken, yakalanmıştır. Adliyeye verilen “ suçlü © çocuk, | Sultanahmed | nci sulh ceza hüki-| mi tarafından tevkif edilmiştir. Preveze zaferi yıldönümü | 20 Eylülde Preveze znferirin yıl dönümü münasebetile | Barbarosun türbesinde merasim yapılacaktır. O zamana kadar Barbaros türbesinin tanzimi işi bitmiş olacaktır. Son yoklamaya çağırılanlar Yabancı Kadiköy Askerlik Şubesin. den: 1 — Kadıköy, Ünküdar ve Beykoz kazaları dahilinde bulunan 326 do - kumlu ve bu doğumlularia muamele. ye tâbi eratın son yoklamalarına ? Ayihi 940 günü yabancı Kadıköy as. kerlik şube binasında kurulacak as - kerlik meellisinde başlarlacnk ve 15 Eyidi 940 günü nihayet bulacaktır. 2 — Yoklamalar herrün öğleden sonra saat 14 den saat 18 e kadar de. vam eder. 3 — 336 doğumlu ve hn doğumlu - larla muameleye tâbi yabancıların ta yin edilen günlerde ikamet, vesikası, 3 fotoğraf, nüfus cüzdanisrie tahsil. de bulanların da ayrıca okulların. dan alacakları vesikalarile şubemize başvurmaları. 4 — Yukandaki ilâmın yabancılar için yoklamaya davet pusulası yerine geçtiğinin bilinmesi Hân olunur — İdris karıyı boşamak istemi- yor? — Allah Allah! Neden? Ne di- yor. dediği yok. «Boşa - yak diredi. ini sıkıştıralım. İina - ima söz verdik, ayib olur. İkisi bir olup müezzini buldular. Sözün kısası Romanyalı garsonlar ! Ve Sigortacı Yasef E. Ekrem Takı anının günü gazetelerde, haklarında yapılan neşriyatı okuyu okuya içime merak oldu.. ga ie gazinosunun o meşhur Ro » manyalı garsonlarını görmeğe git - — görmeğe git inonun güzelliğine, numara - lann zenginliğine, muhitin kibarlık ve zarafetine bir diyeceğim olma - dı. Haniya, bütün bunların arasin- da servisi de beğenecektim amma, garsonların vaziyeti, gerçekien be- nim de sinirime dokundu. Üç ar » kadaş idik, Birimiz bir don ma, birimiz bir kahve ismarladı Ben de bir şişe Karahisar istedim. Bizden sipariş alan temiz yi düzgün kıyafetli garson; «Dond ma, neli var?» sualini ayı kaval din ler gibi dinledikten sonra «Karahi- sar» kelimesini de ilk defa işitiyor « muş gibi yüzüme baktı, Dilekl mizi fransızca tekrarladık, onu da pek iyi anlamadı. Eski konak ağa- lann hizmetini gören (ayvaz) lar kabilinden, siyah birer Çin gömleği giymiş çömezlerden birini Oçağmp | ona tercümanlık ettirdi. Ismarladıklarnmız — geledursun., İben sigortacı Yasefin hikâyesini ha- arladım: Yasef adında bir yahudi. on beş yirmi senedenberi Yemiş iskelesinde orta simsarlığı edermiş. Ken oradaki, ekseriyeti Karadenizli tüccara ahlâkile, neş'esile, göster diği kolaylıklarla sevdiren Yasefi onlar, sade, müslüman olmadığına jesef ederlermiş. Ve ikide birde, fır- sat düşürüp kendisine bu hususta telkinlerde bülunurlarmış: — Yasaf efendi! Bu kadar yıl « dir aramızdasın. Ne olur? Hak di - nini kabul etsen de, n öbürgün ahirette de birbirimizden aynlma » sak! O da: — Peki! dermiş, amma, nasin musurman olunur, ben bilmem. Karar vermişler.. pata topliya - caklar,. Yasefi Trabzona, (...) kö- yüne yollyacaklar. Orada saf, züht ve tekvam ile meşhur, ermişlerden, Temel hoca adında biri onu irşad & decek, ona ihtidanın âdab ve erkâ- mını, islâmin şartlarını öğretecek ve tam bir mümin olarak Yasefi burm- ya iade edecek. — Gider misin, Yasef efendi? — Yiderim. Muşalla, maşalla! Aradan bir ay geçmiş, köye gön“ devrilen Yasef de geri gelmiş. Bu mefruz yeni din kardeşini hacı kar- şılar gibi karşılamışlar, ikram et - misler, izaz etmişler... Ve emin ol- mak için de, söz arasında sormuş « lar: — Nasıl, Yusuf (1) efendi. tik müslüman oldun, değil mi? Yahudi, başını sallamış. — Yok! demiş; ben musurman olmadım amma, Temel hoca sigor- ta oldul!. Onun gibi, kaç aydır «Karahi « sarmn ne olduğunu belleysmiyen Romanyalı garsonlar bu gidirle türk çeyi öğrenemiyecekler amma, biz İstanbullular rumenceyi mükemmel konuşacağız. E. Elem Cal Nafıa Vekili Valiyi ziyaret etti Nafıa Vekili Ali Fuad Cebesoy dün akşam saat 17,30 da Vali ve Belediye Reisi Dr, Lütfi Kırdar Be- lediyedeki makamında ziyaret ede- rek bir müddet konuşmuştur. ar- — Adamına göre. — Sen her halde buna bir çare bulursun, İdris senin sözünden çık- maz. Müezzin vâtletti: — Çalışırım amıma, #öz vermi « yorum. Delinin inadı tuttu mu, kim se Vazgeçiremez. O da: — Ben oğlanın huyunu bilisim: Üstüne düşülürse daha ziyade inad eder. Araya biraz zaman girsin, ben onu kandırırım.. di — Nasıl olur, Hafiz? İmamdan biz bu işi yirmi dört satte paklarız diye para da aldık. Müezzin, Ebülhayır Efendiyi hiç sevınezdi. Omuz silkti, —Orun parası çok, Versin var- İyi Günahtır, be Hahız! — Kırk yıllık âyalini durup du - rurken boşamasaydı, o da! — Bir iştir olmuş, Allah keri- — Aman, Hafiz! Görelim seni Mahallenin namusu oynuyor bu iş- te, — Mahallenin namusunu ası) dü- şünmiyen, gözetmiyen o torba sa” kallı imam, — Canımi Arada bizim hatn - mız da yok mu? — Ben de onun için, çalışacağı” diyorum. — Eksik olma. Fakat müezzin de, Üzerine #k dığı vazifede muvaffak (olamadı İdris ne eve geliyor, ne de Şayenf Hanımı boşamağa rza Bösteriyo” — s0, ürken var)