8 Ağustos 1940 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

8 Ağustos 1940 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ç . *Alinin karım tarlaya mandaların gir. Tokatta Zelzeleden harab olan 105 köy birleştiriliyor i “Tokat (Hususi) — Zelzele ve beye-| lândan harab olan Tokat merkez ve mülhakatındaki yüz beş köyün bir. İleştirilmesine kara? verilmiştir. Bu işe &id kanuni formaliteler ikmal edile, rek Büyük Millet Meclisince tasdik edilmek üzere evrakları yakında De. hiliye Vekâletine gönderilecektir. Diğer taraftan merkezde ve Erbaa, Niksar, Reşadiye kazalarında inşaata büyük bir hızla devam edilmektedir. Nafın fen heyeti bu işler için seferber bir vaziyete girmiştir. Vali İzzeliin Çağpar bu işleri mahallerine gitmek Suretile yakından takib etmektedir. Bundan başka Tokat merkez kazasına bağlı Dökmetepe nahiyesinin Ahır köyü nümüune köyü itiühaz edilmiştir. İnşaat hummalı bir faaliyetle devam «mektedir. Çok şirin ve modern bir halde yapılmakta olan köyün Cüm. huriyet bayramına kadar İnşaatı bi- tirilecektir. Nazillide bir köylü kardeşini ağır surette yaraladı Nazilli (Hususi — Bu hafta Se . *yindikli köyünde iki kardeş arasında bir yaralama hâdisesi olmuştur. Kö; den Mestan oğlu Al şehirden indi gelmiştir. Ayrı evde oturmakta olan Mestan oğlu Mehmed birkaç defa gehirde olan kardeşi Alinin pamuk ve misir tarlasına mandalarını #3) vermek suretile zarar verdirmiştir. melerinden Mehmede şikâyet etmişse de o aldırmamıştır. Kardeşi Al şehir. den izinli gelince karısı bütün o . Jan bitenleri anlatmıştır. Öz kardeşi, nin bu hareketine içerlemiş olân Ali gece sant 22 sıralarında köy camll Önünde rastladığı Mehmedin yaka - sından sarılarak mandaları tarlaya bırakmanın sebebini sormuştur. İşi âztan All kardeşini yere yatırarak birkaç yerinden biçakla akır surelte #aralamıştır. Yetişen köylüler Meh. medi ölümden kurtarmışlarsa da ya rası ağırdır. Ali eli kolu bağ'anarak zabıtaya teslim edilmiştir. Yaralı Mehmed. Aydın memleket hastane - sine gönderilmiştir. Kâzım Dirik Edirneye döndü Edirne (Hususi) — Nafia Ve - kili General Ali Fund Cebesoy ile birlikte Geliboluya gittiğini bildir - diğim Trakya Umumi Müfettişi Ge- meral Kâzim Dirik bu sabah Edir- heye avdet buyurmuşlardır. Babaeski hayvan panayırı açılıyor Edirne (Hususi) — Babaeski hayvan ve emtia panayırı her sene olduğu gibi bu sene de Ağustosun İZ nci Pazartesi günü açılacak ve Üç gün sürecektir, Panayırın bu yıl daha canlı ve hareketli olarak devamına imkân verecek her türlü tedbirler alın -| yük rağbet görmüştür o Müsabakayı Maştı Çukurovada bereket Her çeşid mahsulün r ekoltesi çok yüksektir,! | bu yıl yalnız Hatayda 3 milyon kilo çeltik alınacak, satışlar başladı Adana (Hususi) Bu sene Çukur. owada her çeşid mahsulden rekolte- nin yüksek olması ve müstahşilin ma, una alıcı bulunması neş'eyi arttırmış va önlimüzdeki yu zirasif için daha geniş bir saha hasırlanmasını müm. kün kılmıştır Şimdi Çukurovada hemen bütün harman işleri Ikmal edilmiş ve mah. sul depolara alınmış bulunmaktadır. Alikadarların söylediğine göre hasad İşinin yüzde doksanı bitirilmiştir. Çukuroyada bu mevsim, diğer çe - şdli maheviler gfbi çelk.pirinç-zi, raati de geniştir. Cenub memleketleri çeltik mütehas. sısı Harun Onuk Halay çeltik bölge, lerindeki tetkikleririden dönerken bu mevzuda şu malümatı verdi: « — Cenub sahasının Hatay bülge- sinde kesik ve daimi sulamıya tabi olarak ekilen 60000 dekar çeltiğin tenebbüt vaziyeti çok mükemmeldir. Bu sene yalnız Hatay'dan 3.000.009 ki. lo çeltik alabileceğiz. Celtikleri har, man etmek Üzere çiftçi emrine bar - man makineleri tahsisi için teşebbüs. lerde bulunuldu. ” İslahiye mıntakasındaki çeliklerin su sıkıntısı olduğunu Ohaber alınca buraya gidilmiş ve sulama münave . beleri tanzim edilmek #iretile tedbir. ler alımmıştır. Erkenci çeşidlerin bu ay sonunda biçilmelerine (başlanacaktır. Cennb Anadoludaki çeltik mahsulü bu yil, diğer mahsullerimiz gibi bereketiidir.. Mabsulün satışı başladı Adana fabrikâcılari bugün bir ton. lantı o yapmıştır. Küçük ve büyük çiftçi ve tüccarların da iştirak Getir bu toplantıda o fabrikatörler Oçiltei elindeki bütün kütlüler .tohumu tef, rik edilmemiş pamuklaraın mübayaa. sını kararlaştırmışlardır. Bilhassa Malatya mensucat fabrikası yarım müyon kilo kün mübayna edeseğini bildirmiştir. Diğer taraftan Adana Ziraat Ban. İkası da çiftçi elinden kütlü ve koza mübayaasına (başlıyacaktır. Bundan maada Ziraat Bankası, amelesine ver. İ mek üzere çiftçiye avans da dağıtıyor. Malma daha tarlada iken alısı bu- lan Çukurova çiftçisi! sevinç Içinde çalkanmaktadır. Çukurovanın mazot #btiyacı Çukurova çiftçisi bu zirant mevsi minde mazot sıkıntısına maruz kal mıştır, Yapılan müracaat dikzate alan Ziraat Vekâletinin şebbüsile bu buhran bertaraf edilmiş bulunuyor. Dün İskenderuna gelen mazot yüklü bir vapur hamulesini bo- şaltmıya başlamıştır. Mazotlar bir ta. raftan ziraat bölgelerine serkezil . mektedir. . Adana hava meydanının asfaltlanması işi Adana hava meydanının asfaltlan. mast işi önümüzdeki çalışmalar Here miştir. Hava istasvonunun 15 Eylüle kadar modern şeklini alacağı tahmin edirmektedir Şimdiye kadar, meydanların ca » murlu olması dolayısile kin bava seferleri yayılamamakta tdi. Bu mah. sur bertaraf edilmiş olduğundan ar- ik hava postalarımız Adena.Ankara, İstanbul arasında kışın da işliyecek. tir. Fena havalar müstema, posta tayyatelerimiz haftada altı gün sefer yapacaklardır. Adanada genclik klüpleri Otuz Ağustosta açılacık olan genç lik klünleri kaydedilmietir. Bu teşkilâtın kurul - ması için çalışmalar devam etmekte. dir. Sebze ve kasalar hâli Adana vakıflar idaresinin insa et- #rmekte olduğu ikinel sebze ve kasab Gene vakıflar idaresinin iki büyük apartımanının inşaai da tamam. lanmıştır, Bu apartmanlar. normal bir kird ile ailelere verilecektir, Samsun (o (Hususi) — İnhisarlar £. daresinin, en iyi tütün den. gi yapmak müsabakasının ne ka - dar faydalı olduğu izaha muhtaç de. Kildir. Bu sene açılan müsabaka bü. kazanan köylü yurddaşlarımıza mü kifatları, yali tarafından tören ile verilmişkir. Resmimiz, Oo mükâfatın tevslini müteakib valiyi, müsabakayı kazanan köylü yurddaşlaria davetli, ler arasında, merkez tütün anbarı ö. nünde göstermektedir. için Adanada 3500 aza| Jar hâli son şeklini simak üzeredir! Şikâyetler İhtiyaclar Kâhtaya bir trahom dispanseri yapılınalıdır Kühtadan yazılıyor: «Doğu ve cenub doğumunun en bü - yük âfetlerinden biri trahom hastalığıdır. Bununla mücade- le için Adıyamanda ve Besni- de hastane ve dispanserler ol duğu halde Kâhtada dispanser dahi yoktur. Bilhassa o küçük gocukların bu hastalıktan çek- tiklerinin acısını duymakta o - lan Kâhtalılar Sıhhat Vekâle - tinden Kâhtada da bir dizpan- ser tesisini rica etmektedirler. Çünkü halk, Adıyamana ka - dar gitmek için muktezi maddi vastalardan mahrum olduğu gibi, Adıyaman trahom has tanesi bir tek doktorla binler- 68 hastayı esasen tedaviden mahrumdur. Gece, gündüz dur- madan çalışan Adıyaman tra - hom müessesesinin çalışkan tâ- bibini takdirle anarken Kâh- tanın muhtaş olduğu O trahom bakım ve iyi etme mücsesesi nin küçük bir örneğinin tesisini sabırsızlıkla beklemekteyiz.» | * Konyada kazaları sebeb olan bir şose Konyadan yazılıyor: 1938- 1939 senelerinde - Konya ile Meram arasında yeni bir şose yapılmış ve 940 yılında ba yol geliş gidişe açılmıştı. o Fakat yurddaki bütün şoseler gibi bu- nun genişliği beş metre olarak yapılmışsa da, kullanılış çok zor olmağa başlamıştır. Bura” da nakil vasıtalarına bu ge - nişlik kâfi gelmemektedir, ge - çen arabalar hayvanları ile be- raber yolun kenarina devril » mekte, bazan kazalar da vu- kua gelmektedir. Bu kazaların önlenmesi için bir buçukmetrelik bir geniş- lik şoseye katılmelidir.» Garbi Anadoluda sıtma arttı İzmir (Hususi) — Garbi Anadolu. hun muhtelif vilâyet ve kazalrında bu yü sıtma artınıştır. Denizli, Nazil U, Aydın ve İzmir muntakalarında birçok yerlerde sılmanın 'abribalı oldukça geniştir. bühaasa Nazli ka. rasilo İzmirin Menemen ve Torbalı kazalarında sıtma ile ciddi bir müca. dele açılması lâzımdır. Bası yerlerde zehirli sıtmadan 8- lüm vak'aları bile kaydedilmiştir. Ceyhanda iki hırsız yakalandılar Ceyhan (Hasusü) Burada çarşı ortasında şüpbeli bir tarzda geçmekte olan iki kişi yakalanmış, ellerindeki eşyaların çalınmış oldu- ğu, kendilerinin de Sadık ve Musta- fn adında iki hırsız olduğu anlaşıl 2) EK ze Yazan: Hasan Adnan Giz — Fakat niçin kendir yor? — Kendini öldürüyor, : çünkü Çılgın âşık duyuyordu. Fakat bu -rişanlıkların bir gayesi vardı Bay bars, gönlünü sevdiği insanın göbll Necmettinden pek haklı olarak nef (ile birleştirmek gayesi, jret etmekte ve.. — Evet devam et, — Ve beş senedenberi çılgın gi- bi Naymanla sevişmekte imi: Baybars pek komik bir le: hareket- — Ha şiradi mesele arlaşildı -di- ye haykırdı Demek kız Naymanla sevişiyormuş ha! Tevekkeli değil o melun bize ihanet etti Demek o rengi bozuk herif de beni seviyor diye yalan söylüyormuş, Tabit yalan söylüyor; yur - dune, amcasını satan bir alçaktan doğru söz mü bekliyorsun? Baybars bir sürü mühim işleri dururken sabahtanberi hep bu hi - kâye ile kafa yorduğuna sinirlenmiş bir halde başını kaşıdı: Orası öyle, fakat şimdi ne ya- pacağız? — Yapacak başka bir şey yok. kızı Naymana vereceğiz. ” O, ok gibi yerinden fırladı: — Ölürüm de bu işi yapmam. — Neden Baybars? — Sen çocuk musün yahu! He - rifin bize yapmadığı hiyanet - kal - madı; Düşman tarafına kaçtı, plân- İanmu onlara sattı. Bunlar yetmi - yormuş gibi üstelik bir baskın ve - rip o kadar askerimi kırdırdı. De- Gil bana kendini büyüten © müba » rek ihtiyara da en büyük — fenalığı yaptı. Yaptığı bu ( cinayetlerin her birinin cezası ayrı ayrı ölümken bir taraftan senin — ısrarın bit taraftan da o'eski hatıraların tesirile mel'u- nun: cezasını hapse çevirdim. Şimdi bu kadar iyilik © kâfi gelmiyormuş gibi herife bir kız verip düğün ya - payım ha! — Gene hiddetine mağlüb “olu- yorsun Baybars! Serin - kanlı dü - günmüyorsun. — Gayet serin kanlı düşünüyo -; rum, Ona gösterdiğim müsamaha nın askerlerim ( arasında ne kâdaı sun? İster misin yarın Sultan nasıl olsa affeder belki mer- bamete gelip Nayman gibi bize de bir kız verir diye her rezaleti mü - bah görsünler? — Onların yapacağı / rezaletle Naymanın yaptıklarını mukayese e- demeyiz. Nayman gibi bir insan gayet nadir bulunur. Ben onu kuv- vetle seven ve bütün gayelerini bu sevgi uğruna feda eden yanık bir insan olarak taniyorum. o Nayman o mağrur duruşuna ve hiç bir şey belli etmeyişine rağmen ruhan pe - rişan olmuş bir gençti. O kadar 8a- görünmesine rağmen iinde fır- tunalar kopuyor, o kâdar meziyet - lerine rağmen çılgınlıklar ve peri - sanlıklar içinde yaşamaktan kendi ni alamıyordu. Hiç bir zaman din - meyen bu ruh fırtınası onu kanun- mış, üzerlerinde de tabanca ve bı- çak bulunmuştur. İara karşı isyan ettiriyor. En mü - kaddes sandığı şeyleri yıkmaktan — Bir şâir gibi konuşuyorsun Fatma. Düşüncesi derinlere dalan kadın yanma oturarak muzaffer kocasının saçlarını okşadı: — Biliyor musun Baybarı? O * nun kanunlara karşı gelen, an'an leri yıkan isyankâr ruhu ile senin ruhun arasında büyük bir müşabe “ het var, Baybars kentlini butamıyarak bir kahkaha attı: : — Beni bir çılgın âşıka benzetir yorsun hal — Gülme Baybars! Sen de bif çılgın âşıksın. Senin gayelerin ve # mellerin uğuruna yıllarca perişan oldun. Kanunlara, törelere karşı gek din; hükümdarlara isyan ettin. Çöm kü fırtınalı ruhun mütemadiyen im kişaf gdiyor ve önüne gelen her en” geli yıkmak, parçalamak istiyordu. Çünkü senin perişanlıkların da bif gayesi vardı. O, bir gönüle malik ol mak isterken, sen bütün gönülleri birleştirip tek bir kalb halinde on * lara sahib olmak istiyordun. O bür tün kâinatı bir şahısta görüyor, sen ülkeleri, dağları, nehirleri ve he - sabsız milletlerile fethtmek istedi- ğin cihanı kendi şahsında görmek gayesini güdüyordun. Kendine bu kadar benziyen bir adamı, bir mem- leket, bir saltanat yerine yalnız bir şahıs sevdi diye mi mahküm etmek istiyorsun? Adeta zevkle bü sözleri dinliyes Baybars, gene kararından dönme “ miş bir halde cevab verdi: — Buslar güzel sözler Fatmal Fakat bu felsefeleri pek mahdud insanlar anlıyabilir. Ben, halkın an lıyabileceği, onların töresine uygun ararlar vermek isterim, — Pekâlâ! Onların töresine uy” gun düşünelim, Halk iyiliğe karı kemlik yapılmasını istemez. Nay * man bizi ölümden kurtardı, biz ons ölüme gönderiyoruz. — Öşle değil Fatma, Kotoz on lari idama mahküm etmişken kur * tardım ve yekden onları erdumun emi arasına geçirdim. Ba hare * ketimle iyiliklerini kat, kat ödemit oluyordum. — Güzel. Ondn ödeştik. Fakat Nayman beni iki defa kurtardı. Be ni Cerekten kurtarmasına mukabil ne yaptık? Sen borcunu (ödeyip nankörlük sıfatını bana mu birak * mak istiyorsun? Hayır Baybarı ka farın ne olurta olsun ben samusur mu kustaran bir insanı ölüme mah- küm edemem. (Arkas var) Handân müstehzi bir sesle ce- vab verdi: — Ben sizin ondan kaçtığınızı görmedim. o Anlaşınlan Turhan da bunun pek farkında olmadı ki sizin kendisine ümid verdiğinize hükmederek size daha çok yak - Jaşmak arrusuna kapıldı. İki kadın arasındaki muha - vere şiddetlenmişti. - Birdenbire Halük Zeynebe yaklaştı ve sa - kin görünmek istiyen bir tavırla ve sesinde soğuk bir ahenkle s0r- du: — Handanın söylediği doğru mudur? — Hangisi? — Nişan gecesine dair olanı, Zeyneb gözlerini kocasinin göz bebeklerine dikti ve şiddetli bir sesle: — Evet Halök, dedi. Fakat tekrar ediyorum: O alçak di bir mahalle çapkını gi na bücum etmek - istedi, mukavemet ettim. Başka ne ya- pabilirdim. Bağırsam herkes etrafımızı ku- şatır, bir rezalet çıkardı. Halük onu dinlemiyor gibi idi, Aci ve durgun bir sesle: > — O kadar zamandanberi mi? diye mırıldandı ve tekrar karı - sından uzaklaştı. Zeyneb #muztarib o bakışlarını kocasına o kaldırdı. o Gözlerinde yaşlar vardı: fakat bir söz söyli- Yecek kuvveti kendisinde bula - madan tekrar önüne baktı. Ne söylese Halükü. edemiyece- ini, onun kendisinden hâlâ şüp- he ettiğini anlıyordu. Handana gelince, karı koca a- rasındaki bu sözsüz (çatışmayı hemen farketmiş ve bundan ken- di lehine bir istifade temin et - mek fırsatını kaçırmamıştı. — Evet, Zeyneb hepimize kar- # oyun oynadı. Hem sizi, bem beni aldattı, Kocamın aşkın, ben- den çalmakla iktifa etmedi, ayni zamanda onu sevdi, hâlâ da se - viyor ,evet Turhanı seviyor. Bu artık gizli bir sey değil, bundan herkes bahsediyor, her #arafta bundan konuşuluyor. Senin Halebde O bulunduğun aylar zarfında bir düziye bera - ber bulundular, randevüleştiler, yalnızca görüştüler, hattâ birlikte sokağa çıktılar. Onu sokakta gö- renler gelip bana söylediler. Durunuz, sözümü kesmeyiniz Zeyneb! Henüz Halka her seyi haber vermedim; daha çok söyli- yeceklerim var. Son haftalar zar- ında Mehpara Hanımın evinde sık sık buluştular, orasını bir ran“ devü evine çevitdiler. Halük sert bir tavırla onun sözünü kesti, — O halde Zeynebi en çok rencide edebilecek bir çareyi bu sebebden araştınp buldun, onu bu sebebden cezalandırmak İste- din öyle mi? Şimdi her şey anla- siliyor, i Zeynebe Aşık olduğu dın, böyle çirkin manevralara te- şebbüs ettin, ortalığı o birbirine kattın, Daha fazla söyliyemedi, nefesi tıkanmış gibi birdenbire | sustu, Handan, gözlerinde kıvılcımlı nan bir ihtirasla amcasının oğlu- na baktı ve ondan intikam almak istedi. — Dünyada ilk ve son ola - rak sevdiğim erkek Turhandır. Seni sevmemiştim Halük, sen ço- cukluk arkadaşım (olduğun için ve senin bana karşı olan aşkın beni eğlendirdiği için sana yüz ve- riyordum. Başka bir sebeb daha vardı: Zengindin. Senin gibi bir «Son Posta» nın »debi tefrikası GARİB BİR İZDİVA gı Nakleden: Muazzez: Tahsin Ber tand adami her ihtimale karşı elimde tutmak menfaatim İktızası idi. Eğer karşıma Turhan çıkmasay - dı. hattâ seninle evlenecektim. Senin namus, âşk ve kadin ti lâkkilerine rağmen, ailenin mu - kaddes bir müessese (olduğuna dair bir papaz gibi vâzlar ot - mene rağmen gene senin karin ©- İncaktım. Lâkin Turhanı görür görmez iş değişti, o, tam mana- sile bir erkekei, Kadınlara söz söylemesini, onlara hoş görün - mesini bilen, kadın ruhundan an- lıyan bir erkek... | Onu derhal sevdim ve bütün dünya gözüm- den silindi Onunla evlendim. Mes'ud olacaktım. Şu dessas kar dın, sahte namusile, yalancı fazi- letile ve âleme meydan okuyan gözlerile karşıma çıkmasaydı bel- ki Turhan da beni sevecekti, Ko- camı elimden aldı Biricik sev- diğimi benden uzaklaştırdı bu ka- dın! Ucunda kızıl tırnağı paılıyan parmı dramatik bir tavırla uzatarak Zeynebi gösteriyor, ilk. defa olarak hakiki bir üzüntü ve acile titri; — Turhan onu seviyor, onun sebebile benden yüz çeviriyor! Aklı başından gitti, çılgina dön- dü, o dereçede ki artık hislerini benden gizliyemiyor bilel Bir çılgın gibi bağınyor, gözle- rinden gayız ve hiddet saçıyordu. — Anlıyot musun Halâk? Ko- cam Zeynebi seviyor amma, Zey- neb de ona âşık! Karın seni alda“ iyor, banim da koğamı elimden alıyor! Elleri titriyor, gözlerinden ateş saçılıyor, göğsü helecanla kaba - rıyordu. — Birbirlerini seviyorlar,” bizi aldatıyorlar! Zeyneb bu sözleri büyük bir hiddet ve nefretle “dinliyordu. Handanın son kelimeleri üzerine yerinden fırladı. Artık tahamaiü- li kalmamıştı. Turhan gibi alçak bir adama karşı kalbi ve bütün mevcudiyeti nefret ve İstikrahla titrediği halde onu sevdiğini id - dia etmeleri genç kızı isyanla b retiyordu. Turhan seviyordu öy- de mi? Helük bile bu şüphe al - tında kalmıştı öyle mi? O halde artık bütün ihtiyat, bütün ka dınlık gurutunu unularak bu in > sanların yüzüne büyük hakikati bağıracak, aylardanberi kalbini ezen sırrını meydana çıkaracak ve ondan sonra da, arkasına bile bakmadan bü yezlerden, bu a - damların arasından kaçıp gide - cekti, Asik sabrı tükenmiş, helecar son raddeye gelmişti. Güya © dada başka kinse yokmuş ve söy liyeceği sözler yalsiz onu alâka dar ediyormuş gibi kocasına dön- dü, bütün iradesini toplıyarak şu sözleri söyledi. — Evet, Turhan beni öptü. evet, kizin Halebde bulunduğu - nüz esada peşimi bırakma * yıp bir döziye 'beni aradi.. evet son haftalar zarfında beni Meh- pare Hanımın evinde gördü. bunların hepsi doğrudur. Yalnız, bütün bunlar benim arzum hari- cinde yapıldı. Mehpare Hanım benim bütün harekâtımdan onu haberdar ediyordu... Hattâ dün - kü vak'a da zene o kadınla Tur- han Bey arasında kararlaştırı! - mış bir tuzaktan baska bir sey değildi. İnsan ismini tâşımağa 18- yık olmıyan o iki mahlök, benim gıyabımda görüşüp konuşmuşlar, benim etrafımı bir ağla çevirmiş” lerdi. İşte size tatsilüt veriyorum. (Arkan var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: