ii pm EŞ PAR İç an da biliri & zencilerden aldıkları Milli bütünlük Duygusu için Yazan: Muhittin Birgen we ir zamandanberi dikkat e- diyorum: o Amerikalıların kala şişirici musiki, bizim gençlerimiz arasında kuvvetli bir rağbet buluyor. Halbu- ki, biz ne zenciyiz, ne Ameri- kah. Zencinin yalnız adalelere Deş'e veren garib musikisinden ma- Sil zevk alınacağını ben anlamıyo- um: belki, genç nesil benden daha anlayışlı veya duyguludur. Fakat, şonu söyliyebilirim ki, vaktle, İs- tanbulda çok zenci vardı ve benim çocukluğumda bu zencilerin uku bak» denilen iptidai aletle yaptık- ları ayni musiki, herkese gülünç ge- İirdi. Zenciler, bu «kabak» ları ve #lepinme» musikileri ile sokakları dolaşırlar, maskaralık ederler, her- esi güldürürlerdi. Bugün de gramofonlar vasıtasile bu mu- siki kahvelere Okadar yayılmakta olduğu gibi hattâ kendilerinde yük- sek bir kültür iddin eden yüksek salonlar bile bu musikinin temposu ” öle tepinip duruyor. Bu musikiyi dinliyenlerin bir kıs- #m ondan zevk shyor, bir Ameti- © kah veya bir zenci gibi, garib garib © sesler çıkararak ayaklarını tempoya ve figüre uyduruyor, diğer bir-kıs- * mı da bu esnada kulaklarını tıkıyor. Demek ki, buzünkü Türk cemiyeti içinde büyük bir zevk tehalüfü vu- wFena örnek çok kete 80 - kaktan gelir. Ve kötü tema - yüller görenekle itiyadlaşır.» «Menfi tesir aile ile mek - Yunanistana 2.500 ton mısır satıldı Yunanistana Ağustos içinde tes- lim edilmek üzere 2500 ton mir salmıştır. Bu satışın 5,28 kuruştan yapıldığı anlaşılmaktadır. Yunanistana yapılan bu salış ve Yugoslavyaya 400 vagonluk bir ih- racat yapılacağının anlaşılman pi- yasaya tesir etmiş ve fistlar 4 ku- ruştan 4.50 kuruşa yükselmiştir. Adapazarı ve Bandırma mınta- © kum gelmiştir; bu bir hâdisedir. * Zevklerin mütemadiyen | değişir şeylerden olduğunu bilmez değilim. # Benim büyük babamdan aldığım Zevki, torunumun aynen muhulaza etmesini istiy kadar da muher fnzakâr değilim. Burunla beraber, ki, eğer bir milletin içinde zevkler - ve fikirler ve anla- yışlar - lüzumundan fazla bir teba- İife uğryacak olursa o milletin milli bütünlüğünü tehlikeye maruz kalır. Bunun içindir ki, bir zaman- 'danberi çek dikkatimi celbeden bu hâdise, benim gözümde büyüyor ve şmühüm bir içtimai mesele halini a- yor. Belki ifrat ediyorum, belki tehlikeyi zihnimde Oo büyütüyorum; , bilhassa şu encamı o meçhul dünyada bir millet ferdleri arasın- 'da ne kadar az fikir, anlavış, duy- gu, zevk farkı olura o kadar ir, * Türk devleti, Türk fikri, Türk görüşü ve Türk anlayışı gibi hep- * sinin de yüzde yüz Türk olması Jâ- — wetleri arasında, bizi birbirimize “ il nedi N satın alınan rengârenk kumaşlar or- şacaki» diye İzniyara ayırmıştı. > Kulaklarımızın meladi zım gelen içtimai fikir ve ruh kuv- bağlıyacak bir kuvvet te Türk mu- #ikisidir. Harab ve geri de olsa, bi- zim olduğu için aziz olan bu vata- Bin bir kütlesi vardır ki Türktür. He- pimiz o Türkün birer parçasıyız. zevki, bu kütlenin zevkine ayar edilmiş de & gile kendimizi tanımakta tereddüd etmeliyiz. Anadolunun even üz“ İrlanda, sallanan dallarında. ço- Tak ovalardan geçen cılız Türkün dolaşan bir meledisi ye döğru gitmek olmalıdır. Bilhas- 'sn dünyanın bu büyük devrinde ku- Yaklarımızın bu melodiyi her za- man duyması ve onun içinde hasret *İlnmış ve sihhi ündad ötomobilile 18 © Bizim bütün gayretimiz bu melodi kalarından alınan haberler bu sene rekoltenin iyi olacağı (o hakkındaki ilk tahminleri teyid etmektedir. Yangın çıkaran bir meczub hastanede öldü Galatada Mumhans caddesinde 11 sayılı dükkânın üstünde bir oda- da yatıp kalkmakta olan yarı mec- zab Nuriye adında bir kadının ods-! #ından evvelki ğece duman çıktığı! görülerek, zabıtaya | bildirilmiştir.! Gelen memurlar oda kapısının içe- riden kilidlenmiş olduğunu görmüş- ler ve kapıyı güçlükle kırarak içeri- İye girmişlerdir. Bu esnada Nuriyenin eli yüzü yanmış bir halde etrfın ateş istilâ eden odanın içinde fütursuz bir ta- vwrla dolaştığı görülerek dışarıya a- hastaneye gönderilmiştir. Bir müddet sonra hastanede ken- disine gelen Nuriye: Odayı gaz döküp yakacak e seyrine bakacaktımı — demiştir.! Kadın aldığı yaraların | tesirile bir müddet sonra ölmüş ve cesedi muayene eden adliye doktoru Salih Haşim defnine ruhsat vermiştir. Devrilen kamyonun altında i kalan bir adamın kolu ve bacağı kırıldı Şehremininde Taşmekteb o soka- da 6 sayılı evde oturan İbrahim, 63 sayılı kamyonla Hadımköyün giderken Çakmaklıköy civanındaki virajda kamyon devrilmiştir. Kam- yonun altında kalan İbrahim vücu-! dünün muhtelif yerlerinden ağır ve hicran ile çırpınan Türk ruhunu | rette yaralanmış ve sağ kolu ve sağ kendi ruhu gibi tanıması lâzımdır. | bacağı kırılmıştır. rü para kazanmak hırsı uğurun-| o Yaralı sıhhi imdad etomobilile da ayıldınm harbin yapmaya çalış-| Cerrahpaşa hastanesin: kaldınlmış- h Mekteblerimizde çifte tedrisata nihayet verilecek Dün akşam Ankarya (hareket eden Maarif o Vekili şehrimizdeki tetkiklerini birkaç gün sonra tekrar gelişinde ikmal edecektir. (o Vekil, şehrimizde bulunduğu müddet zar fında ilk. tedrisat, orta mektebler ve Üniversite işlerinin o tetkiki ile meşgul olmuş, bu hususta alâkadar- lardan izahat alınış, icab eden işler hakkında direktifler vermistir. iversite kampı edilecek Vekil İstanbula bu seferki gelişi emasında Pendikteki o Üniversite kampına uğramış, talebenin yernek- lerini, yatak yerlerini gözden gecir- miştir. Hasan Âli Yücel kampın ku- ruluş © şeklinden, (o yemeklerinden! memnun olmamış, gelecek (seneki kampların daha mükemmel olunası ieab edeceğini alâkadarlara ve Üni-| versite Rektörüne bildirmiştir. lecek seneki kampın daha müsajd orta tahsil derecesindeki mekteble- rimize gösterilen rağbet yüzde yir- mi nisbetinde artacaktır. Bu sene ilk mekteblerden mezun olan tale- benin miktarından bu neticeye ver rılmış bulunmaktadır. Maarif O Ve- kili, İstanbulda çifte tedrisat yapan orta mekteb ve liselerin bu şekline tamamen mâni olmağa karar ver- miştir. Vekilin, şehrimizdeki tetkik- lerine bilhassa bu bakımdan büyük ehemmiyet atfedilmektedir. o Çilte tedrisatın mahzurlu olduğu ve tale- belerin bu yüzden istenilen randı manı vermedikleri müteaddid mü- tehassis müfettişlerin raporlarından anlaşılınış, Hasan Âli Yücel de bu hakikati teslim etmi Çifte tedri- sata tez elden nihayet verilecekti İlk mekteblers rağbet artıyor İ 1940-1941 ders senesi başında bir yerde daha iyi bir tarzda kurul | stanbul vilâyeti ilk tedrisat çağın ması için kıştan itibaren hazırbkla- Ta geçilecektir. Profesör kadrosu genişletiliyor Vekil Üniversitedeki tetkiklerini henüz ikmal edememiş olduğundan, birkaç gün sonraki gelişinde bunla- n bitirecektir. Şimdiye kadar yapı- lan tetkiklere göre Üniversite pro- fesörlerinin kadrosu bir miktar dar ha genişletilecek, profesörlerin ma- aşlarına yeniden bir miktar zam yapı k, doçent ve asistan sayisi arttırılacaktır. Her sene görülen ku- surların ıslah edilmesi ile Üniversi- temiz en modern bir şekle Okona- caktır. Orta tahsil talebesinin miktarı daki çocuk sayımın 73 binden 90 bine çıkacağı anlaşılmaktadır. Ve- kâlet bu hususu ehemmiyetle güzü- günde bulundurmuş ok ndan ilk tedrisat umum müdürünü tetkikat yapmak üzere dün sabah İstanbula göndermiştir... İlk tedrisat umum müdürü tetkikatını ikmal | ettikten sonra Maazif Vekilini İstanbulda bekliyecek, bir kere de Vekilin iş- tiraki ile tetkikat yapılacaktır. İKöy enstitüleri 24 e iblâğ odiliyor Maarif Vekili, köy enstitülerine de ehemmiyet vermektedir. Hali #tüsünden iyi netice alınmış oldu- ğundan, enstitü adedi bu sene 24 e artıyor Önümüzdeki ders yıh o başında ISTER İNAN, İSTER İNANMA! Gazetelerimizden biri: — Bir gazinoda lokum yiyen adam çıldırdı, başlığı altında bir haber neşretmişti. Bu haber bilir hare bütün diğer gazetelerde: — Bir gazinoda lokum yiyen adam zehirlendi, şeklinde çıktı, Hâdinenin aslını bir defa daha makla geçen Amerikalının o zenciltir. Bu kaza esnasında kamyonu i- musikisi bizim (kulaklarımızı çokldare eden şolör Ahmede hiçbir şey doldurursa Türk ruhunun iztirablar | olmamıştır. na tercüman olan Türk melodi pe yabancı kalmak tehlikesine dü-| Beşiktaş Halkevinin balosu Beşiktaş Halkevinin senelik sosyal yeriz. Bence mesele, sade bir zevk meselesi değildir; bizi kütleye bağ-| yardım balosu 10 Ağustos 1940 Cu -İş : i ıyan bağların kuvveti, derinliği ve |martesi günü akşamı saat 21 den sa- hassaslığı idi indir |baha kadar devam etmek üzere Be. ki üzerinde durmaya bek bahçesinde verilecektir. «Son Posta» nın edebi tefrikası: 9 (EŞİL TULUMBA Yazan: Ercümend Ekrem Talu Bir sabah, o mağrur, o aza-|Usta, İzniyan aşağıda nöbet oda - metli kadın hiç ummadığı, bekle -|sında buldu. bir hâdise karşısında kaldı.| — Kız! dedi; efendimiz seni is- yeni bir entari biçilip di - tiyor. kilecekti. Haremi hümayunun güm-| © İzniyar, muhatabının yüzüne bile delikçi | terzilerinden (o Sinemköylü| bakmadan, otutduğu yerde, ters Madam Filomeni sureti mahsusada| ters cevab verdi: celbolunmuş, Kapalıçarşıda can -| — Ne yapacakmış beni? Bıktım, fesçi Karabet ağadan, kallalar için | usandım artık! Çamaşıtcı ustamın ağızı açık kalk dı. —— Kime söylüyorsun, ayol? diye sordu. — Sana söylüyorum — Ne vakittenberi alıştın, böyle konuşmağa? taya konmuştu. Bu kumaşlardan her birinin nidiyetini Valide Sultan biz- Zat tayin eylemişti. Üzeri sarı mine- giçeklerile işlenmiş mavi bir ipek - İiyi: «Haspaya ne de güzel yara - ü aldırmak üzere — Ne vakittenberi canım istedi! mus, , İkokanaya tahkik ettik, öğrendik ki, halif $ bir kaza geçiren Manol Korata - İ kidir, ve yediği lokumdan sonra İ çıldırmamış fakat zehirlenme â- $ râzı göstermiş. bundar dolayı da İ Şişli hastanesine kaldırılmıştır. Maşallah! Haydi kalk.. ça - buk! Efendimiz bekliyorlar. Senin ağızının payını ben sonra veririm. — Zor verirsin, Bir şeycik yapa- mazsınız hem bana. Ne sen, ne o, ne de başkası. — Şuna da bakın, helel Yüz bül- dukça bulmuş, utanmadan kafa tu- tuyor. — Utanmaz. sensin! Kerli ferli çamaşır ustası birden- bire fanlıklar zeçir: Otuz yıldır saraya gireli, daha böyle bir mun - meleye maruz kalmamıştı. Kavgayı uzatacak olsa, neticede haksız çıka- sılacağını müdrikti, Zira, Valide Sultanın bu kıza toz kondurmadığı- 21, hattâ bu yüzsüzlüğe onun, yersiz nüvazişlerile sebebiyet verdiğini bi- liyordu. Öfkesini alamadığı için, olanca kanı başında? ahal, morümor, ters | İresinde aldı. Pertevniyal Valide Sultan, yal - dızlı, muhteşem bir koltuğa otur - önünde, yere diz çöken terzi emirler veriyordu. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! İyüzüne döndü, soluğu Valide dai - çıkanlacaktır. Tahkikimizi biraz daha derin- leştirdik, o zaman da öğrendik ki, son zamanlarda zabıta vakuat va- porlarına kaydedilin üç «tesem- müm» hâdisesi bu Tefikimizde muntazaman «tecennün» şeklin - de çıkmış! bunun üzerine de ate- semmüm« (kelimesinin delirme değil, zehirlenme manasına gel - diğinin tasrih edilmesine lüzum görülmüştür. Hâdise İstanbulda olmuştur, aynen vakidir. Fakat ey okuyu- m kk, Ustari! dedi; haniya, nerede İzniyar? — İradenizi söyledim, aslanım... Fakat gelmiyor. Üstelik de beni te i — İlâhi, ustacığım! Kim bilir na- lerde sinirli, hasta, Hepiniz de yav- İrucağı kabahatli çıkarmağa çalışı yorsunuz. Kapıyoldaşlığına o böyle İki. ediyorum — diye, Dilhayat!, — Efendimiz! Kapı dibinde elpençe divan du- leyip temenna etti, durdu, bekledi. İ — Dilhayat! Bak, İzniyar nerede damaya ölçü versin. — Başüstüne, efendim. Kız, geri geti odadan çıktı, aşağı- da idi, Ona: sığmaz. — Hayır, aslanım! Emin olun(rum. | say, ie Ba onla ağlialışr |; Diliyek” çekemiyorsunuz. | sokuldu.. a indi. İzniyar gene nöbet odasın-| yor, bilsen! Pontoslu bir kafile Yunanistana gitti Svanetya vaparile bir müddet evvel şehrimize gelen 251 kişilik kafile, konsoloshane tatafından ki- ralanan Trabzon vapurunda ikamet etmekte idiler. Dün limanımıza g«- len Margerita vapuru bu kafileyi a- larak Yunanistana hareket etmiştir. Pontuslulardan birkaç kafile da- ha geleceği ve bunların da Trabzon vapurunda bir müddet (kaldıktan sonra Yunanistandan gelecek | va- purlarla Pireye gidecekleri bildi: mektedir. Mayoyu zarif bulduğu için çaldığını söyliyen mi dı bir hırsız Bir müddettenberi Kadıköy ile Haydarpaşa arasında işliyen vapur- larda muhtelif hırsızlık vak'aları ol- makta idi. Bu arada, Moda vapu- rundaki kamarot ve memur kama- ralarında birçok eşya çalınıyor. /â- kat faili bulunamıyordu. bu hırsızlıkları yapanın Kemal is minde bir amele olduğu anlaşılmış ve suçlu gene memur o kamarasin- dan bir deniz mayosu (çalarken, cürmümeşbud halinde yakalanmış- tır. Maznun derhal meşhud — suçlar İkanınuna göre ndliyeye ( sevkedil- İmiş ve Asliye 8 nci ceza mahkeme- İsinde muhakeme edilerek, yapılan sorgusunda: s— Bu maya pek gitti, Dayanamadım, aldım» mi zarifti, hosuma de- Kemalin tevkifine karar vermi Tiftik ihracat birliğinde bir toplantı yapıldı faaliyette bulunan on dört köy ens-| Evvelki gün Ankaradan şehrimize gelen tiftik ve yapak ihracat birliği Nihayet ö hâdisesi İstanbul Emniyet Müdürlüğü dün akşam bir ihtikâr hörlisesinin tahki katına el koymuştur. İhbar ve iddiaya nazaran, Üskü” darda oturan ve 2167 sayılı ot0* mobilin sahibi bulunan Mahmud # dında bir zat, evvelki gün bu ot©” mobile diş lâstiği almak üzere Tak” simde Cümhuriyet meydanında 010 mobil yedek aksamı satan bir mÜ eseeye gitmiştir. Bu müessese Mahmuda beheri #0 lira değerinde olan iki otorol lâstiğini mevcudu kalmadığındop bahisle 140 İiraya satmuşlır, İhya” cını gidermek üzere İstenilen o b8 140 Tirayı ödemeğe mecbur kalan aaa A A Nİ Mahmud, dün Emniyet Müdürlüğün ne müracaat ederek elindeki fat” rayı ibraz etmiş ve bu satışta ihtikâf olduğunu söylemiştir. Bu müracaat karşısında | derhal faaliyete geçen zabıta, mezkür mü esetenin sahiblerini Emniyet Mü dürlüğüne Ibederek (o hâdisenit tahkikine başlamı Keten tohumu fiatları düştü Macarlstana satılan 500) çuvsl keten tohumunun san partileri 17 vE 20 Ağusloste teslim edilecektir. İnrüs catçıların taahhüdlerini tamamlamıf olmaları dolayısile mübayaava nibâe yet vermeleri Üzerine Tlatlar 15 parö noksanile 17,10 kuruşa düşmüştür. Keten tokumunun mühim bir ki mmı yetiştiren İzmitte de mahsulün İyi olduğunun anlaşılması da fiatla- İzin gerilemesinde müessir olmuştur. Hamiyetli bir vatandaş Hava Kurumuna 1200 lira verdi Milli havacılığımızın inkişafı öçid teberrüler devam etmektedir. Göz # tepede oturan ve isminin nesrin; ie temiyen bir 'Türk vatandaş İstan! #ubesi veznesine 1200 lira yatırmış v8 bu teberrüü her yıl yapmağı taahhüd miştir. İti'hadı MINI Sigorta Şirketi de 169 lira vermiştir. Bir çocuk cesedinin büviyeti tesbit edildi Kumkapı sahillerinde 9 yaslarınd” Kadar tahmin olunsbilen bir çocu cesedi bulunduğunu dün yazmıştı. Hüviyetinin tesbiti için Morge kald” nlan ölünün Üsküdarda Bolaxsira makallesinde 71 sayılı evde otura8 Suphinin 9 yaşlarındaki oğlu Feri - dun olduğu anlaşılmıştır. Ölüm bâ- disesi etrafında müddelumumilik 195 kikat yapmaktadır. Yeni neşriyat SAVAŞ — Bu askerlik, kahra * manlık, velanperverlik mecmuâsınl? birlik merkozindı reisinin iştirakile erkesinde | 10 uncu sayısı da çıkt dün bir toplantı yapılmışlır. Toplantıda. Romanyaya ihraç eği- lecek tiftiklerin laksiminden müte - veliid neşriyat etrafında görüşüldü .| ğü anlaşılmaktadır. Tevgal, listesinde hisselerine TİYATROLAR Raşld Rıza tiyatrosu 15 ve 10 tonluk birer parti verilmiş 0.| Bu akşam Usküdar Doğancılar lan ve bazı ilirezları celbeden Üç aza ihraç haklarından *razgeçmişlerdir. Dün «lâkadarlar arasında birlik ida, re heyetinden bazı zevatın istila et- mek tasavvurunda Oldukları şar olmustur. ( Küçük haberler | Bina enkazı satışları — Yıkılan bi. nalazdan elde edilen keresle ve tah. taların satılmakia olduğu görülmüş, bunların yalnız muayyen yerlerde satılabileceği alâkadarlara bildiril - yitir. Haydi, k dimiz erarediyorlar.. pusat biçile cek, gel! dedi. Ayparita ONLAR ERMİŞ MURADINA vodvil 3 perde ERTUĞRUL SADİ TEK Bu gece Büyükderede ale bahçesinde KARIM KAYNANAM vodvi 3 perde HALK OPERETİ Bu akşam Bir defaya mahsus olarak Takaim, Altıntepe bahçesinde LEBLEBİCİ HORHOR Ne yapım nafil Genç saray” -İlk da, çamiaşırcı usta gibi, vazife * sinde muvaffak olmadan avdet et — Gelmiyeceğim! ti, Valide Sultana ayni nahoş ha * — Çıldırdın mı? beri götürdü: - — Hayır; Çildırmadım amma,| — İnad ediyor, gelmiyor, efem sıl söylemişindir? Kızcağız bugün -| gelmiyeceğim! Valide efendimiz irade edi - -İyorlar diyorum sana. — Allah emretse, nafile! Bu sa- atten itibaren kimseyi dinlemiyo - İstersen git, böylece söyle. Nasıl söylerim, ben? kapıyoldaşının yanina — Haydi, yapma İzniyar! Oh. benim cici kardeşim! Asi çocuk, rıfk ile boynuna do - ran genç Çerkes kızı iki adım iler -İlanmak istiyen eli dürüşt bir tavır- emir | İn itti. — Bırak beni! — Deli olma, kalk! Efendilere İise, git, bul, Söyle de, gelsin, ma -|karı durulmaz, bilmiyor musun? İzniyarın yüzünü öptük - ten sonra ısrannda devam etti: — Sana ne cici bir pusat dikili - Gil dimiz! İşte, İzniyarın maksadı bu hâ “ disenin üzerine tahakik lanma Tiryal kalfanın da tahmin eyledi gibi, fakat hiç hırpslenmadan, k!£ derhal saraydan çıkarılmıştı. Lâkin bu çıkış onu sevgilisine ka" vuşturmamıştı.. İzniyarın, saray âdeti veçhile «ir marax çıkarıldığı ev, Abdülmecidi9 saraylılarından birine siddi. Kendi” sini oraya gönderirken: — Münasi? bir koca bulunarak tezvici.. emi” buyurulmuştu. Bu münasib kocayi arayıp bulmak vazifesi de hare: hümayun ağalarından Server ağay havale edilmişti. Server ağa, arada bir gidip İzni yarı yokluyordu. Yeni bir ihtikâr (Arkası var) ü |