aş : BD u harbin bidayetinde, Türkiye j wriyeti hükümeti, memleketi denizden ve Balkanlardan gelebilecek haz m de karşı korumak kasdile İnğil- işi, ço, amsa ile tedalüi bir ittifak aktet- Balkı, “önkü bu devletlerin, Akdeniz ve Sese pimi bizimkine tamamile uyu- i li Akdenizde ve Balkan- yi mâni mma etmek ve değişiklik- ittifak birçok ci il i ve çok cihetlerden ve iktisadi vga iii bakımlardan hesab ve vaziyete em nk bu sayede deniz aşırı &- gen mizi muhafaza etmekle bera- İçim de önmaca zÂf ve naksanımızı ikmal Onlar g, “ttefiklere muhtaç bulunuyorduk. enize serek Balkanlara ve gerek doğu bir tehlik, yEgeeih edebilecek herhangi imki,h ike helinde vin coğrafi ve askeri al dan istifade | edebileceklerdi. iy lüyor'ki bizi müttefiklerle ve mlrte, rek bir izimle birleştiren şey ancak müşte- terek as ihtimalleri karşında müş- ve korunma O kaygusudur. biz onlara sığınmış bir vazi- ne de onlar kaşılığım vere- Bizin; ç > iftikar durumunda idiler. bir ka müttefiklerle yaptığımız. ittifak, pir mii irsenin sleyhinde olmamakin bera- pik bir Akdeniz devleti bunu bida” endisine m; şlü andlaşmamıza hü- st bu büyük devlet sonra ba- türkiyenin maksadının syf do-! feel le ve Balkanlarda bürışla sta- ME olam olduğunu, anlıyarak sü- d Filbakika & Oğu Akdeni; mildi, Fakat nizde bi içlü muahedenin metni yalnız ze değil, bütün Akdenize şa- bizim meselâ orta veya batı! imali — sak baza gemilerle v i n da buralar: Yapabilecek bir şeyimiz de yoktur, O- afül olan muahedenin şü- Atibarile ve pratikte yalaiz! ğu Akdenize münhasır kal. di. O derecede ki biz bu mu- darı ig ile getirmemiş i- i misak haricinde bu- | da İtalya e iyi veya | r muyoruz. Bu sebeble) a delin tefiklerle yaptığımız muahede ile pi? Amavudluğa veya İZ adalara aruz değil topraklarımıza Karli bıyalardan. bize ve Yarrizları önlemek ve | karslıyabilmekti Şrakki ve inkişafımız için hizm olan suk idi yş ofaza etmek arzımuz © kadar bariz deki yukanda bahsi geçen büyük Akdeniz eti nihayet bu hakikati anlamıştır. müttel yaptığımız muahe- il rin de; ü, zaten m man bural, a siyasi ve diplomatik vesikalar neşri bizi şa- sırtmaz ve bunların tahrif edilmeleri de imparatorluğu ile Türkiyeyi biribirine rıştıranlar vanılır ve beren vava edilerek itaat altına alınacak biz Şiliz. Bunu Türkiye yakın birteh karşısında de YAZAN meemeeeemmessensen: Emekli general H. Emir Erkilet «Son Posts» win asker) muharrir! A bu cihetlerdeki büyük komşumuzla tam bi dostluk içinde idik. Bu sebeble bu Şa karşı her hangi hususi ve fevkalâde siyasi ve askeri tedbirler alınamıza lüzum kalmı: yordu, Hattâ, Sovyet Rusya aleyhinde bir hareket ve ittifaka girmek şöyle dursun, bu devlet, Almanya ile işbirliği yapmakta bulunması dolayısile, bir gün gelip te Sovr yet Rusya ile müttefikler arasında bir harb olursa, bizim bu badireye girmek mecburi» yetinde bulunmadığımızı müttefiklere sara- haten beyan etmiş ve bu babda mushede- ye bir de protokol bağlattırmız idik, Bu protokolun sadece zevahiri kurtar- mak için almadığı isbata mahtaç değildir. Bunu anlamak için Türk tarihine bakmak ve Türk siyasi şiarile, siynat ahlâk esasları" m a2 çok müdrik bulunmak kâfidir. Buna rağmen şimdi mahud vesikaların neşri ile Türk - Sovyet dostluğu parçalan- mak istenmektedir. Güya Türkiye, Sovyet Rusya vasıtası ile korkutulacak ve bu su- retle tazyik edilerek İngiltereden çözüle- cektir, Bundan başka güya batı Avrupa büyük demokrasi devletleri siyasetini tas- leri vib ve takib etmiş olan rica mevzuubahsmiş. Halbuki bu si vib ve takib edenin bütün Türk duğunu görmemek İçin Ve bu millet bugün ayni istemektedir. Bu siyaset, Başvekilin dün Büyük Millet Meclisinde izah ettiği gibi sulh ve müdafaa siy, setidir. Memleketin tamamiyetini, Tür- kiyenin şeref ve haysiyetini ve imzalanan munhedelerin ruhlarının masuniyet ve mer'i yetini koruyan siyasettir. Biz, vakm ve u- zak her millete karşı yalnız dostluk hissi- yatı bealeriz ve her devlet ve milletin hak- İarına rinyeti kendimize düstur biliriz. On- lardan istediğimiz de bize karşı kat'i iti- mad ve riayet göstermeleridir. Siyasetimiz açık ve dürüst olduğu için iyasetin takibini #i korkutmaz. Ölmüş ve göçmüz Osma, millet de- öyle zannederek siyaset yap- İyileri ramen iğ büyül mak yalnız büy e» Bain ayni zamanda tehlikeli bir oyund. “İve Romanyadan gelecek vapurla tk * Jar. bulacak ihracata tahsis edilecektir. Bu sene Ja bir sahada pamuk ekim! yapılmıştır ve 103 bin balye pamuk istihsal edileceği tahmin e. dilmektedir. Bunun 99 bin balyesi klevland ve 95 bin balyesi yerli pamuk cinsidir. Ru mıntakada geçen seneye nazaran 47 bin de. karlık fazla ekim yapılmıstır. Ve istihenlin! 8:7 bim balye fazla olacağı anlaşılmaktadır. | mamen katsılıyacak mahiye'te olduğundan, İrmir mntakam istihaslitmin Wracaia tah. sisi kabi) görülmektedir. An! maddelerine olduğu gibi geniş alâKa ve Terbiyesi kanununa ve bunun *atbikine da. ir kararname bükümleri! eemiyetimizin de ve il ti kışmadan evvel bizimle bir harbi, hem de sona kadar bir harbi, göze almak icab eder. İki gündenberi yazılarımızda, Rusyanm Alman tuzağına düşecek kadar gafil olmadığını, binaenaleyh, sırf Alman ajansının tabrikâtile, Yakındoğuda kendi- sini her hangi bir harbe sürükleyecek bir siyâsete kapılmıyacağını; o çünkü Sovyet Rusyayı doğuda bir harbe teşvik o etmek alarmın menfaati icabı - olabilirse de bunun Sovyetler Birliği hükümetinin men- İnatlerine uygun olmadığmı ifadeye çakş- tik. Ayni hakikatin bir taraftan dün Büyük Millet Meclisinde söylenen mutuklarla ve diğer sihetten Sovyetler Birliği o radyosile vaki beyanatla ifade edildiğini işitmekle memnun olabiliriz. Elhasl Türkiyeyi şu m da tehdid eden hiçbir tehlike yoktur ve Bü yük Millee Meclisi de bükümetin pürüzsüz ve dürüst dış siyasetini tesvib etmiştir ve böylece hadisin kendimize ve Milli Şefi- mize itimadla intizar edebiliriz. H. E. Erkilet Romanyaya pamuk teslimatına başlanacak Rumen eksperleri şehrimizdeki tiftik o ve yapak stoklarını depolurda tetkik ejmişler ve standard tiplerini matlüba muvafık bulmuş- lardır. Bu tetkikler burün de devam edecek parti 1200 ton sevkedilecektir. Tifük ve yapakların sevkinden sonra pa. muk teslimatına başlanncağı anlaşılmar'a. Romaryaya Shraç edilecek 30 tin balye pamuk İzmir mımtakasından verilecek © ve Adana mıntakası pamukları yerli ihtiyaca! karşılık tutulacak ve farlası bilibare voku, Adana mmtakamnda 221 bin dekardan faz. Bu miktar yerli fabrikaların ihtiyacim ta. Pamuklarımıza da diğer mensüsat ipi: e A MN e davet Avcdar ve Atıcılar Cemiyetinden: Beden ittihaz edilmek 9- like Sovyet | İiyesriimr.. sma e Bir harsizlık muhakemesi: Melek isminde bir kadının harsızlık cür- | PAK! münden en ay on beş gün hapse mahküm olduğunu gazetede okuyan bir dostum: — Ne garib şey, dedi, hırsızlık yapan Melek de hiç görmemiştim. Ona bir fıkra anlattım: «Genç ve oldukça iyi resim yapan bir temam iş bulamıyor, yiyecek parasını te - min edemiyormuş. Bir gün bir kilisenin ö- nünden geçerken aklına gelmiş, kiliseye gir- mis, papazı görmüş, iyi resim yaptığını, ki- lise için boğazı tokluğuna istenilen resim - leri yapacağım söylemiş. Papaz da, bn genç Tessama, bir melek resmi sipariş etmiş. Bir hafta geçmiş, ves - m yaptığı melek resmini kilisenin papa- zma götürmüş, Resim mükemmelmiş, ku - suru yokmuş, papaz resmi bastan aşağı sü- zerken yüzü gülüyormuş. Fakat aşaklara bakınca birdenbire değişivermiz. — Olmadı, demiş; siz hiç, ayaklarında ayakkab: olan melek gördünüz mü? vaziyetin sebebini anlatırken: Zil, belki bana vereceğiniz cevabı görürse yola gelecektir,» diyor. l tırları nişanlımna okutmakinn çe! Çünkü kendisile hemfikir olmadığımı söy» 1910 yılında, demi önüne 15 İenmek üzereymiş, fakat o suralarda geta da bir İttihad ve Terakki, Hürriyet ve İsi” varlığımız hududlarımızla tayin ve tesbit olunmuştur. Bunların bir karışını denin ne Karadenizle ve ne de şimal d. hadudlarımızla bir alâka mate Tabak tüler, ve Vazo altları için yuvarlak ör S Yüz adalelerinin gevşemelerini önlemek çareleri Yüz nânlelerinin gevşememesine çok kak ediniz. Çünkü biç bir şey çehreyi — Şek ve sarkık adaleler kadar ihtiyar gös , termez, Yüz adalenin gevşemesi kanla iyi beslen. Mmemiektön ileri gelir. Şu halde elldinizin genç kalabilmesi için adalelerinde kanın kolayca masını temin etmelisiniz. Burun İçin en İyi çare yüze barıf hafif vurmaktık. Fa- kat acaba neresine ve nasl? Parmakların ve dokunur gibi hafif hafıf ve birkaç Her kısma âyni şiddetle vurulmaz. Çeneye, Ağız kenarlarına, çene altını, yanaklara bi. Taz küvvetiice, Ana daha hafif. Göz ke - a büsbütün hafik. siz veremeyiz. Onun için propaganda tuza- ma düşerek biz «Son Posta» nın edebi tefrikası: intibakı huzusmda kara ile harb-| zere fiyelerin 14/1/940 Pa: b cemiyet merkezinde bulunmaları ehemmf - den toprak istemeye kal-' ye zar günü saat 10 da *le rica olunur. TI ; *kinmiş, 8z IF ihtilâfları varınıs, dostum çekinmiz. & sonra da Balkan harbi gıkmen büsbütün vazgeçmiş. Ben bü kısmı hatırlamıyorum, gem a e — Şekerim, dün el çantamı burada bırakmış olacağım, bir türlü bulamıyo - rum, Acaba senin odanda olmasın, kere gidip bak iki gözüm. Zeyneb dışarı çıkınca Halâk birden - bire tavrım değiştirerek onu tepeden tır- nağa kadar dikkatle süzdükten sonra: — Demek siz Zeynebin annesisiniz öyle mi? diye sordu. Beklemediği bu sual karşısında Meh- pare Hanım hayretle başını kaldırdı ve kaçamaklı bir cevabla mukabele etti: — Yerin dibinden birdenbire çıktı - ğrmı görünce şaşırdınız değil mi? — Yirminci asırda oolmıyacak sey yoktur. Binaenaleyh buna da hayret et- medim, — Galiba Zeyneb size söylememişti, — Neyi? — Kendisinin Nusret Beyin kızı ol - madığını, — Yanılıyorsunuz.. söylemişti. — Sizi ağına geçirmeden evvel mi? O halde tahminimden daha ahmakmiş! Bir imanın bu derece namuslu ve vic- danlı olabileceğini tasavvur bile edeme - diği için bu sözler bilâibtiyar ağzından çıkmıştı, .. Eğer Halük vaziyetin fecan - tini takdir etmeseydi belki bu acayib hal lere gülecekti; lâkin bu kadımn Zeyne - bin annesi olması! Demek ki o. bütün ömrünce, bu adi mahlükun yakınlığını kabul etmeğe mecbur olacaktı öyle mi? Zavallı kızcağız! Şimdi onun bir aksam evvelki ıztırabının ne kadar haklı oldu- ğunu daba iyi anlıyordu. Mehpare Hasım şimdi esrarengiz bir tavır takınmıştı: ğ — Saide Hanım öldüğü vakit ona iyi r para bırakmış değil mi? Halök sükünetle cevab verdi: — Seide Hanım evvelâ kendi kızını 'düşünmeğe mecburdu. bi aziz bir vücuddür amma herkes gibi 0- nun da bazı kusurları var. — Ne gibi? — Onun başlıca kusura, ortalığın pa- halılığım gözönünde *utmadan hasisliğe kalkışmasıdır. » — Paraya ihtiyacınız mı var? — Sizden niçin gizliyeyim? Evet, bu rada parasızım. Bu son sözleri söylerken Mehhpare Ha- nm şımarık bir çocuk tavrı takınmak is- temişti.. Halük meseleyi bir an evvel bitirmek için maksada geçti. — Kaç para istiyorsunuz? n — Meselâ, yüz lira verirseniz pek İşi” me gelir. — Manlmemnuniye... Yalnız bakm - yım, üzerimde bu kadar para var mı? olmazsa yarın veritim. Yahud isterseniz bir çek yazarım, bankadan alırsınız. Kaymvalidenin gözleri parlamıstı. Bu kadar parayı böyle kolayca kopamcağı- nı tahmin etmemisti. «— Ne iyi çocuksunuz Halâki şimdiden sizi hakiki evlâdım gibi sevece- bissediyarum. Genç adam tebir.den birkaç lira çı - kardıktan sonra çek defterini alarak mü- tebaki mikdarı yazmağa koyuldu. Bu rada Mehpare Hazım Tiraları sayma - ğa başlarmstı. Damadının müstehziyane kendisine baktığını görünce işi tekkifniz- liğe vurdu. — İnsan hali; olar ki yanlış sayarız! — Hakkınız var. İnsan parayi sokak- ta bile bylsa gene saymadan cebine koy- LN 5 — Tamam... Çok teşekkür birin « beni müşkül bir vaziyetten kur par Maamafib, ne de olan ben Zey- nebciğin annesi değil miyim, #iz de onun nan paraya ihtiyaci- . Mehpare Hanımın gözleri sevinç yaş- larile doldu. — Ah, ne Alieenab damadım var! Bu sözleri ömrümün sonuna kadar unutmı- yacağım. v Halük istihza ile güldü. — Bundan şüphe etmiyorum. . Mehpare Hanım paralannı çantasına koyarken Zeyneb içeriye girdi ve kapı eşiğinde durarak kaşlarını söyleinek için ağzını a syordu, n ke- 'casının bir işareti onu susmağa mecbur etti ve kan koca, muhterem ğa hanı” iyi k kadar teşyi ettiler. Li pes ettikleri vakit Zeyneb sordu: ŞE —— Parayı o mü istedi? Halik buna ehemmiyet vermiyormuş ibi silkerek: Li Eğe: dedi. Paraya ihtiyacı var - maş. şi v — Halbuki ben ona aylığını vermiş - tim. e — Neretlen bulup verdiniz? — Annemin, ya ün sonuna Dahe kadar annem bileceğim Saide Hanımın vaktile benim namımı bankada açtığı kumbara hesabındaki patamdan.. » — Siz çok serkeş ve mağrur bir ka - dınsınız Zeyneb... Benden para inte - mek size bu kadar ağır mi geliyor? — İlk zamanları #ğır geliyordu omma şimdi, görliyormunuz ki sizin evinizde, si- rin paranızla yasımağa alıştım... — Pu tebeddülün sebebi nedir? Zeyneb kaçamaklı bir cevab verdi: “Evvelâ kohmuz kınk olduğu için size yardım etmek maksadile burada kal- mıştım, sonra da evinizi idare için size fayda olduğumu anlıyarak gitmedim. — Daha? Genç kız tebessiimle muhatabına bak» — Dahal Öyle nazik ve sevimli bi tarzda veriyorsunuz ki, insan sizin ver- liğiniz şeyleri zevkle, TAM ee ŞUNDAN BUNDA bı olmıyan melek gördünüz mü de?» gördünüz mü ded. kânlarda, İstanbuldaki dükkânlardan de kırk, yözde seksen dahn pahalı imiş.» de ayakkabıcı dükkânları yok. ları, İstanbuldaki dükkünlardakinden de beş yüz daha pahalı olurdu dal. GÖNÜLİSLER Şimdi evlenmenin sırası mı? Bir erkek okuyucum nişanlısile ihtilâf ba | fakat 1914 yılı yaz uylarında nişanlandı £ ine düşmüş, bana yolladığı mektubda bul ğm bilirim. Sonbaharda © evleneceklerdi, | harb çıktı, vazgeçti, İstiklâl — «Bütün dünya karışmıştır, biz de bu) eden yıllarda artık karar vermiş gibiydi. toprağın bir köşesinde yaşıyoruz, yarın ne| Fakat aksilik bu defa da işleri biraz bozule olacağı belli değil, nişarlımdan kararın te-|du. Şimdi ihtiyar bir erkektir. Yalnız baş hirini istiyorum, fakat dinletmek kabil de-İna otürur, pişmandır. yorum. Yalıs riz, naenaleyh samimi isi satırları nişanlınıza göst gününü derhal tesbit ediniz. - rin kedilerden zeki ol - duklarımı söylerler. Fa- kat tecrübeler keğilerin Genç resen, bir resme, bir de papma A a e Fıkrayı anlattıktan sonra sordum: — Ya siz, bırtızlık yapmıyan bir m * Ayakkabı fiatları: «Ayakkabı fiatlar Beyoğlundaki dük « Bu haberi bir gazetede okumuştuk. Bir arkadaşımız: — Çok şükür ki, dedi, Mecidiye köyüne — Neye? Dedik, cevab verdi: * — Oradaki dükkânlarda ayakkabı İsmet İlulüsi 5 harbini taki) Bir başka erkek de tanırım ki, o evlen | ccektir " İmeyi hiç düşünmemişir. fakat mütemadi 40 Tahmin ediyorum ki, hay A. A. bu #n“İ yen evlenmek istediğinden bahseder, tene | de bir defa nişanlanır, gününü gün eder, Siz bu iki cinsin hangisindensiniz, bilnik öntilar içinde kalabili © ea e eo plana seniz sizden isterim, evlenmii iniz ve TEYZE Bunları iliyor mu idiniz ? Kediler mi zeki, köpekler mi ? Birçokları köpekle - Na > İİ çok zeki olduklarını 0- taya koymaktadır. çattı, Bir sey ğ mus tarla Bir musluk kenarında oturan pir kedi tuk ucunda toplanan ve sik fasıla düşen damlalardan birinin muay fasıla geldiği zaman düşmediğini fer. kına varmış ve ayağile vürmek suretile düşürmüştür. A Köpeklerde sadakat hissinin ku olduğunu söylerler. Köpeğin kendine yecek vereni sevdiği muhakkaktır. F “ kedilerde bu his başka türlüdür, Kedi yi yeceğini vereni değil, sev dmeeyi ei ver, * Gece gündüz yanan fenerler Son herbden evvel Polonya şehirlerin - den birinin sokak - karındaki O havagazi icnerleri gece ve gin düz yanar, biç gön » dürülmezdi. Gündüz- leri de bunlern yan- masının sebebi, &k - şamları yakmak için Istiğdam edil c ameleye verieleek ücretin fenerlerin gül düzleri de yanması için sarjedilecek E irmak aşeka