GERE GN 20 Haziran inlemiyen Fransa ci dra radyosunda, Ge De ilerleme Fam kabinesinde, pek kısa bir ln > i lığı eden General Gas 1 Bn. e Fra m ferid sulh yapsa da, Fransız SW İpe i, ihendislerini velhasıl işe lerimi, Franz bera Dürüm Fransızlar İsg tere ile birlikte sona kadar muhare - beye davet ediyordu. ai “e makinelerile Fransayı, bir sel gibi, nasl istilâ ettilerse gene si ve sıtalarla onları ric'ate ve MS > Se sevketmek için Fransızların. İngilizleri yanında ve İngilizlerle beraber | kai yam etmeleri lüzumuna kani olacak &i vr” tereke talebi için Fransada hükümeti ire man Mareşal Peten kabinesine girmiYeri İngiltereye geçmiş ve orada İngilizlerle be- iştir. raber çalışmıya karar vermis! 5 İngilterenin harbe devam etmek azmini biliyoruz. Onun tarihinin, #zun süren ve üst gelinciye kadar dovam eden musirrai i karı harblerile dolu olduğu da İmalâmdur. Bu sebeble, bunlara benziyen imdiki Alman - İngiliz mücadelesinde bir # Fransızları İngilizletin etrafında tep Sorak mühim rol oynyacağı anlaşılma! in “lan General Ganlle'ün hüviyet ve sesi lar ayak faydalı okur. Fakat < Gonen “2 hüviyetile beraber, Fransanın ME iii sebeblerinden ba - enmiş olacağız. bir İsviçre mecmuasında oku - in General Genile. be sevk ve idaresi metodlarında biri ve değişiklikler olmak ye - ile gören ve ona göre hari z esi istiyenlerden biridir. Bü: i ” nın en kuvvetli sonra birçok ye e elik bir kara le lunan Fransız or- em roi ayara de hakikat güneşi dusunun Sü ğa kimselerin bulunması doğmadan #İa bunlann başında gelen e de General Gavlle'dür. ©“ le uzum müdelettenberi askert nu - mev lak Fransanın diş ve içinde fev- hari Siir şöhrete sahib olmuştur. «Mes- kai rdusuna doğru» adlı kitabından alı - Jel yazılar onun intikbali gören açık Fi- xirrerini gösterir. «Meslek orduları gelestkie bop et i et edeceklerdir. Her bir kıt'a e e ge A ve hek bir ii MRAb olarak değ ve dereler - pre ütüleceklerdir. Bu gibi vastalarln ri hiç bir adam, hiç bir top, hiç ral ns "ir erzak çuvalı kalmaya taktır. Bulunduğu yerden sabah nci KADIN İm eğnml Yün örgü bluz rinin önüne iğrei gatine açık renk- ak açık yakk ?“ miş ve dçilmiş. Bu düğmeler. ne daha ver. Kollar, © Yuvarlı bir parça güve edil le karışık bir düğme den bele kadar iKi mumlar ye BE solda bir dikiş VE taraflar düz. Yalnız wet edilirseniz. Bir yere am 4 Herkesin yi yalıyı kendinizi eğlen- teklif etmekten e ezan. ve direcek bir Me ğ yaptırmak için kim- iyi etmeyiniz. bur seyi sine riea? usulünden bah- Başka irdeki kabul : o .yiniz. ai eğer onları methederseniz seti ok k larla # tir olduğunuz EV sahibi kendini onla, pi vene ettiğimize, kritik ediyorsanız on yi sn sekilde kritik edeceğinize hükmeder. General Gaulle, Almanlar, | ssenraesenszsssesaz YAZAN sesüseemresmemeneez. i Emekli general . İ OH. Emir Erkilet İ «Son Posta» nın askeri maharriri olan büyük bir askeri bütün, akşam üstü 50 mil (takriben 85 Km.) ötede bulunacak - tr, Böyle bir bütün, nasl bir arazide bu- lunursa bulunsun, bütün kısımlarile, yürü » yüş nizamından muharebe nizamına geçe- iyecektir. bilmek için en çok bir sürat ii Ayni suretle, icab edince, düşma: kesip ateşin dışına süratle çıkabilecektir. « Yürüyüşleri ve hareketleri yavaş, gayri kâfi keşif vasıtalarına melik ve yollara pek bağlı olan 1914 senesininki gibi ordular, ne yanlarını ve ne de gerileridi açamazlar. Ha- reket kabiliyetleri ziyade olan geleceğin kıt'aları ise bu külfetten kurtulacaklardır.» Fransız sübaylarının en ileri gelenlerin- den biri olan, o vazitki albay Gaulle'ün tetkikleri Fransız parlâmentosle oFransız harbiye nezaretinin teknik dairelerinin dik- katini çekmemiş değildir. Hattâ, İsviçreli mecmuaya göre, daha on yıl evvel, Gaul le'ür fikir cereyanlarınm taraftarlarından biri de, (Mareşal Petenden evvel Fransız basvekili olan) bizzat Paul Reynaud imiş. Bu zat daha 1931 de, #modern zırhlı ara- balardan müteşekkil bir taarruz ordusu ilk...» teklif etmiş ve bunu temin için kanun İyihasını meclise kabul ettirmeğe beyhude çalışmıştır. Fransız politikacılarının kör gözlü ek İseriyeti, kuvvetli bir meslek veya taarruz ordusu teşkilâtında bir nevi diktatörlük ko- sİkunu duyduklarından, bu hüsusta söylenen şeyleri duymak bile istemiyorlardı. 1935 d Paul Reynaud 10 aded zırhlı ve moti tümen teşkilini teklif etmis fakat s5 dinletememistir. Onun o vakit, bu maksad- la ileri sürdüğü sebeb ve deliller. güya bu- günü gözile görüyormuş bibi söylenmiş ol duklarından onları İsviçreli gazeteden ay- nen alıyorum: «Yarın bir harb olduğunu ve Belçikanın İzapt ve istilâ edildiğini bir kere d Bm, Eğer biz, Belçikaya derhal yardıma kö- şarmazsak ve doğu hududlarımn muhafaza- #ında ona yardım edemezsek snra ne ola- İ caktır? Belçika ordusunun denizden uzak- laştınlması mümkündür; bu ise bizim için simali Fransada müdafaası icab eden 350 Kı. lik açık bir hudud demektir. Kıymetli şimal vilâyetlerimizin ana vatandan ko - parılmalarına rıza gösterecek. araba büra- da bir kimse var mıdır? İlk...» Fakat bedbaht Fransanın 1940 da fe - Mikete uğraması mukadder olacak ki ne Reynaud'nun ve ne de Gavlle'ün sözleri, «Son Posta» nın edebi tefrikası: Ts O gece o, hem beni tuzağa dü- şürmek hem de size hiyanet et mek istemişti. Size, onun tarzı harake- ünden kat'iyen mes'ul olmadığımı söy- liyebilirim. Handan düşünceli bir tavırla cevab verdi: — Sizin tarzı hareketiniz ne oluna olsun, bence mühim olan şey onu elim- den aldığınızdır, Sizi be ince Zeyneb onu yola getirmekte müşkülüt çekeceğini anladı. Ah, Halâk artık bu kadını görmek, bu mülevves sile ile görüşmek arzusundan vazgeçse, De iyi olacaktı! — Bu sözleriniz beni cidden mütees- sir etti Handan; çünkü Turhan beyi gerbetmek için hiçbir şey yapmadığıma yemin ederim. Fakat, anlamadığım bir nokta var; bana karnı duyduğunuz öf- kenin acısını neden kocamdan çıkarmak istiyorsunuz? — Siz benim sevdiğim udamı elim- den aldınız. ben de sizinkini alacağım. Zeyneb birdenbire yerinden kalktı. Heyecan içinde olduğu sırada zihninden şöyle bir fikir geçmisti: «Handan benim Halüku sevdiğimi ve bunun için onunla evlendiğimi zannediyor. Acaba ona ha- kikati söylersem kocumnu işkence | et- vazgeçer mi?» Bu düşüncesini bitirmemişti ki kula- ğına müstehzi bir kahkaha geldi. — Ben yaptığımı biliyorum. Halök dün beni seviyordu, büwün de seviyor, yarın da sevecek! Sizinle, ancak bana inad olsun diye evlendi. Bunu siz bil yor muydunuz? Yoksa sizi sevdiği söyliyerek sizi kandırmağa mı kalkıştı? Zeyneb mağrur bakışlarile ev sahibini sözdü: — Ben Haldikun sizi sevdiğini biliyor- dum ve her zaman da bilmistim. Bünu izdivacımızdan evvel söylemişti ve beni hiçbir zaman kandırmağa kalkışmadı. Esasen kocam böyle bayağı oyunlara te- W/lcaris Bir SON POSTA General Gatlle ve onu vaktile SARI ONLUK — Onluk buhranı var. ss Onluk bulunamıyor. Li . Derken, onluk birdenbire çoğaldı. Hem de yeni yeni ve sari sarı. Bir söz vardı — Horoz kavga bitti. Derler, Biz de şimdi: ibtarları ve kitabları fayda vermediler. Fransanın mukadderatı memleketin hakiki ve milliyetçi evlâdlarının elinde sağlam bir surette bulunmaktan çok uzaktı, Bu meseleleri Le Temps'da izah eden Pierre Fervague o vakit Charles de Gale ile olan bir mülükatından bahsederek şöy- le anlatıyor: «Karşımda iri, solgun, genç. mütevazi ve az gösterişli bir adam vazdı. Melânkolik bir tebessimle bana | şunları söyledi: «Nihayet, benim nazariyelerime dönülece inden şüphem yoktur. Yalnız korkuyo - rum ki, bu avdet çok geç olacaktır.» General Ganlle'ün geçen Büyük Har - bin başlangıcında 21 yaşında, bir teğmen j olarak, o zaman mıralay olan Petain'in İ maiyetinde, bulunuyordu. Bu harbde yara- land: ve 1916 da Verdun muharebelerinde | Almanlara esir düştü. Harbden sonra Po - İlonyada askeri muallimlik etti. Sonra Saint- Cyr'e de muallim oldu. Nihayet 47 yaş - larında albaylıkla bir zırhlı muharebe pe alayına komutan yapıldı. O, 6 sene İvel şunlar da yazmıştır «Memleketimi İşimal doğusunda korkunç bir gedik vardır. | Vozi dağlarının kuvvetli bir sed teşkil et- İsilleri muhakkaktır; fakat hunlar, cenub- İdan, Belfor vadisinden veyahud simalden Belçika üzerinden çevirmek kabildir. Mo - zel ve Möz nehirlerinin ehemmiyetli mün: İler olduğu da doğrudur. Fakat bunlar kâfi derecede derin olmadıklarından bir hata ve bir dikkatsizlik bunları kaybetmek içi kâfi gelir... İlh..». Sedan yarmasım, Ganl- le çok vakitle, nasıl güzel tahmin etmiş de- İğilmir! Fransayı vaktinde ikaz için yalmz Gavl- il, daha birçokları da didinmislerdir. Fakat onlar da dinletememişlerdir. Mesel bunlar arasında, 1927 de kendisini tanımak değil, ayni zamanda onunla mü - kerrer mesleki müsahabeler ve seyahatler yapmak şerefine mazhar olduğum orgene- cal Masrin de vardir ki bu yazıları yazarken | onun L'armâe moderne adlı kitab: gözü - İlin önünde durmaktadır. Bu kirabda bir İ milleti, modem bir ordu sahibi olmak yo - lunda ikaz için her sey vardır. Her halde, bedbaht Fransa gözlerini hakikate bu de - İsa ısrarla kapamamış oleydı bugünkü İmukaddetatına müstahak olmazdı. Erkilet Eminönü Halkevinde konferans Yarın skşam eat 5 ds Eminönü Halke . arkadaşımız Nusret Sefa mevzulu, bir konlerans verilecektir. Konferansı Hal kei orkestrasının dolgun programlı bir kön.. vinde muharrir Coşkun tarafından «Mili Birlik, seri takib edecektir. 48 — Onluk çoğaldı, kavga bitti, Dedi, okudum ve tecrübe ettim — «Bir insanın kıymeti!» Arkadaşım uzaklaşıfken de yeni asri on paralığın bir tarafındaki yazıyı o okuyur- dum: — «10 para 1940.» * Genç snirlerden birinin yazdığı yepyeni Diyebiliriz. Çünkü artık ttamvaylarda: (bir şüri okudum: «Sevgilimin saçları için,» aNiçin?)u — Hanim on para yok. —.A olmaz, hep böyle söylersiniz. — Onluk yaratacak değilin yal Gibi lâflarla başlıyan ve iki tarafın ve taraftarlarının bağırışmalarına, birbirlerine acı sözler söylemelerine kadar varan kav- galar olmuyor. * Yeni onluğun bir faydası daha oldu: Altının yirmi dört liraya çıktığı bu 2a- manda gerçi altın olmasa da, gerçi kiymeti on para da olsa, altın renginde parayı çan- tasında taşımak insana bir teselli veriyor... Diyebiliriz ki: Altının sanki bundan ne farkı var?.. Paraysa, bu da para, Rengi sarıysn, bunun da rengi san. Hem ötekinin kıymeti düşer, bunun ise kıymeti hiçbir vakit değişmez. Ne on iki paraya çıkar, ne de sekiz paraya iner. İnsanın zarar etmek korkusu da yok. * Cebimden yeni sarı onluklardan bir ta- ne çıkardım. Üzerindeki yazıyı okuyacak- tm. Bir arkadaşım yanıma geldi. Ecnebi dilde çrkan bir mecmuadaki bir yazı ser- levhasını işaret ederek: ması nedir? Biraz daha İlarda bir defa bahsi lenin ikinci safhası ile karşılaştım. Bu mese- leyi tabii ben de unutınuştum. Alâkadarı - İnn gönderdiği mektubla hahtırlar gibi ok dum. Üç çocuk sahibi bir baba tasavvur edi - niz ki, birdenbire hayatının en büyük iha- neti ile karşılaşmış ve karısından ayrılmış” tır. Bana müracaat ederek şunu söylüyor: — «Kadın bir müddet âşıkı ile yaşadı sonra yalnız kaldı, düştükçe düştü, nihayet buna müracaat etti, yalvardı, tereddüd için- Ben şu cevabı vermişim: — «Mademki çocuklarınız çok küçük- türler, mademki ihtimama ( muhtaçtırlar, farzediniz ki, evinize alacağınız kadın eski karınız değildir. bir mürebbiyedir, bir hiz- İZDİVAÇ Nakleden: Muazzes Tahsin Berkand nezzül etmiyecek kadar asii ruhlu bir a- damdır. Bunu sizde pekâlâ biliyorsu- nuz da onun size karsı olan hislerinden istifadeye kalkışıyorsunuz. Handanın dudaklarından o muzaffer bir tebessüm geçti ve boynundaki inci gerdanlıkla oynıyarık cevab verdi! — Halük hakkında çok iyi fikirleri hiz var, — Evet: bunda hekliyim da... On rahat bırakmanızı ve sizi O unutmasına müsaade etmenizi isleb etmeğe beni sevkeden sebeb de budur, — Bunun için ne yapmaklığımı em- redersini? efendim? — Şimdi yapmakta olduğunuz bazı şeyleri vapımamanızı rica ederim. — Meselâ? — Siz benden iyi biliyorsunuz amma mademki mecbur edivorumuz, söyliye- ceğim: Onu sik sek görmekten, buluş- tuğunuz vakit gözlerinizi ondan ayırma- maktan, onu kolunu tutup okşamaktan, dudaklarınızı ona uzatmaktan © tevakki edebilirsiniz. Handan omuzlarını kaldırdı ve her kelime üzerinde durarak şu sözleri söy- ledi: — Kardeşimin nişan gecesi kocamı yanından ayırmıyan, onunla o öpüşmek cesaretini gösteren bir kadının bana bu nasihatleri vermesi pek garib doğrusu! — Tekrar ediyorum: Ben Turhan beyi hiçbir suretle teşvik etmedim, ©- nun tecavüzkârane hareketine mâni ol mak için elimden geleni yaptım, Fakat kocanız çok küstah bir adam; onun müstekreh hareketlerinden ben mes'ul olainam. — Böyle söylemek işinize geliyor. Handanm müstehzi sesi ve bu oyun- da sonuna kadar devam edeceğini gös- teren ateşli gözleri Zeynebe, kocasını kurtarmak için yaptığı bütün fedakâr- Yiklann boş olduğunu isbata kâfi idi, ö sonuna kadar tahammül et- vesdi, — Eğer harekâtımda beni serbest bı- raksalardı kocanızın yüzünü ömrüm ol- dukça görmezdim. Bu sözler ev sahibini kızdırmıştı: — Bütün bu sözlerinizin bence hiçbi kiymeti yoktur. Beni alâkadar eden ye- gâne nokta kocamın size karsi olan his- İeridir. Sizin sözde namuskâr tavırlarınız, ukalâca sözleriniz her nedense onu tes- hir etmiş... — Buna cidden teessüf ediyorum, — Bu kâfi değildir. Aralarında uzun bir süküt oldu. Zey- neb Halüku düşünüyordı lu vahşi ka dın, kocasını kıskandığı Halüku kendisine tekrar bağlamak ve bu suretle Zeynebden intikam almak istiyordu. Bu tehlikeli'oyunu sonuna kadar devam et- tirerek kocasmın yeniden kendisine av- det etmesini temin etmek için en büyük alçaklıkları bile irtikâb edeceği apasi- kârdı. Zavallı hassas Malik! Zavallı cesur ve azimkâr bir insan olduğu halde bu fettan kadının ağlarına takılarak bocalı- yan yüksek ruhlu Halök' Uzun sükütu gene Zeyneb ihlâl etti; — O halde, bütün bu söylediklerim siye tesir etmiyor. — Kat'iyen! — Kocama karı oynadığınız oyun- da sonuna kadar devam edecek misiniz? — Bu karannızdan sizi hiçbir kuv- vet çeviremez mi? — Hayır! — Bundan böyle aramızdaki müna- sebeti kesmeğe, bir daha birbirimizi gör- memeğe Tazı olmaz mısınız? — Hayri — Halbuki bu suretle kocanızla beni de ayırmış ohursinüz. Bunu hiç düşün- memiş miydiniz? — Bunlar hep nazariyat! Turhan sizi pekâlâ gizlice görebilir. (Arkası var) Bu sabah, üç dört sene evvel bu sütun -|metçidir. Çocuklarınız reçmiş, eski bir mese-| katlanabilirsiniz.» nginde, diyorlar bilmem.» «Onluk renginde.» «Çünkü bir arkadaşımın bana yeleğinde.» «Bir tek onluk buldum.» «Sokuldumn «Sevgilime baktım.» aBaraktımı» «Onluğu saçlarının atasınan «Ayni idi renkleri. verdiği * Çok geçmez gazetelerde böyle bir Ka- vadis okuruz: «Yeni on paralıkları çeyrek lira diye, saf adama satan sabıkalı güruhundan filânca, öç gündenberi yapılan taharriyata rağmen ele geçmemşitir. Polisin istihbara- tiha nazaran bu yolda aldatılmış daha bir çokları mevcud olduğu çeyreği diye satan açıkgözler de m diddir... Vesaire... Vesaire ; Damat GÖNÜLİSLERİLİİ sabrediniz... in bu fedakârlığa Ve okuyucum beni dinlemiş, nikâhı ta. zelemiye kadar gitmemekle beraber kadın, eve almış, fakat bu defn da dostlarının muahazeleri ile karşılaşmış. bana şimdi gönderdiği mektubda hulâsaten şöyle di, yor: — «Yüzüme kapanmıyari dost evi kaj - madı. Kısa bir zaman içinde bütün mu « hiti kaybettim.» Mümkündür, olabili, kraldan ziyade kral taraftarlığı edenleri her zaman, her yerde görürsünüz, bazı ahvalde kendilerini hai da görebiliriz. Fakat çare yok, tahammlı edeceksiniz. Çektiğiniz derecenin tahmin ederim. Yalnız bu szsb büsbütü karşılıksız değildi mükâfap, çocuklarınızm sevincinde bulursunuz, b; daha sabrediniz. TEYZE Bunları biliyor mu idiniz P 23 senedir uyuyan genç kız ğ Brezilyada, şimâi yir- ” mi sekiz yaşında olan “ ci bir genç kız, beş yaşın: > il danberi oOuyumaktadır d Bü genç kiz beş yaşı iken bir gün dağısile birlikte soköönegii ” mış, atlıya atlıya eve dönmüş, di yolda birdenbire ağladığını ve ne uğraştıysa susturamadığını - söyl, Çocuk eve gelince gene bir müdâ, mış ve yatağına yatarak uyum zamandanberi mütemadiyen Uyumak dir, Arada rada gözlerinin açıldığı kidir. Bu zamanlarda bir an etraf,,. iy makta ve gülümsemekte, çok Etçi de tekrar uyumaktadır. Doktorlar. pği gayretlerine rağmen onu uyandır i maktadırlar. Genç kız fevkalâde gü, ti Evlenmek istiyen olmuştur. a buna muvafakat etmişler, hattâ olmuşlardır — Evlenirse belki uyanır! dirler, ma bali Memi demi R Sib'ryaya düşen hacari S9mayile Sibiryaya düşen ha- ecri semavilerin en so- LİR nuncusu 1037 de düş- ERİ müştür. Düşerken kü. İ kürt ve barut kokusuna | “i müşabih bir koku geniş gi v bir mıntakayı kapla” X mıştır. Düşer düşmez, toprakta geniş bir çukur açmış ve saplanmaştır. Ayni mıntakaya en i baceri semavi 1908 tarihinde düşp O kadar büyüktü ki, 5 kilometre g TİE ba bir ormanın bütün ağaçların; yi ve büyük bir yangın çıkmasına sek muştur. il