10 Haziran SON POSTA Açık bir şehir olan Paris müdafaa olunmalı mı ? A Iman ordusu, Aisne nehrini Sois » sons'un şark ve garbından ge$ “ mekle, 8 Haziranda Parise sadece 80 km- Bk bir mesafeye yaklaşmış oldu. Aisne nehrile Paris arasında yeni bir smüdafsa hattı teşkiline yarayacak hemen hiç bir ta bü mâni yoktur. Eğer Almanlar Aisnei büyük kuvvetlerle geçebilmişlerse © halde onların bugün veya yarın Parisin önlerine varmaları beklenebilir Parisin Madrid ve Varşova gibi bari - kadianarak müdafan haline konması bahis mevzuudur. Madrid. bir kısım dış mahal - İeleri general Frankonun eline düştüğü halde Cümhuriyetcilerin hükmünde kalan diğer kınmda sokakların barikadinnması ve müdafaaya elverişli kârgir ve betonar- me evlerden müteşekkil -bir mukavemet cephesinin kurulmam sayesinde İspanya iç harbinin sonuna kadar mukavemet edebil- MİR adrld gibi açık ve milyonluk bir şehir ölan Varşova dahi, 1939 Eylül Alman-Leh harbinde, kenarlarındaki | ve içerisindeki kürgir ve betonarme binaların halk ve as- ker tarafından müdafaa edilmeleri ve 10 - kakların barikadlanmaları sayesinde, hayli mükavemete imkân bulmuştu. Şimdi de bazı Fransız matbuatı açık bir şehir olan Parisin, Madsid ve Varşova hemşireleri g bi müdafaa edilmesini tavsiye etmektedir. ber asledakkam biz all değin O nun eski surlar ve dıt W ları modadan düştükleri için istihkâm olarak is sakit olmuşlar ve bi binalar ve mahfuz yerler, kışla, depo, imalâtbane ve bi diğer maksadlarda kulla- cephanelik sılmışlardı Bugünkü şartlarla Parisin müdafaa ha - ine konması demek Parisi müdsfaa etmek demek değildir. Çünkü Parisi veya herhsi gi bir şehri müdafaa için onun dış kenar - larından en az 15:20 kilometrelik kutru haiz olarak muazzam bir ım e bir çok zırhlı ve betonlu istihkâmlar yapmak” lâzımdır ki, hasım şehri uzun men zilli en toplarile dövemeksizin bu is - thkömlarla muharebeye mecbur olsun, Bü yük şehirler ancak bu suretle müdafaa © - İunabilirler. Fakat bu hesab bombardıman taşı - ir nasf tir uçaklarını, paraşütçü kıt'aları, kıt'a yan nakliye uçaklarını ve nihayet istedik - İeri yerlere gakulen inmek için üstten per - vaneli (Helikopter) uçakları tamamile w- sutmak şartile doğru gordu. Kezalik 130 km. den fazla menzili olan topları da u - nutmamak gerekti, Çünkü bütün bu vasıta lar şehrin uzağı dolaylarındaki | tabyaları aşarak bizzat şehri tahsibe imkân bulurlar. YAZAN » Emekli general H. Emir Erkilet «Son Post i i ruhi Jve at veya mevzileri İböyle bir tekâmülün neticeleridir. İ Elhasl görülüyor ki, bizzat Parisin ke- nar binalarile sokaklarını müdafaa haline koymak onu müdafaa etmek demek de - ğildir. Parisin müdafaası, © ancak hasmın burasını çabuk alarak pek mühim bir yol ve demiryol düğüm noktasını elde etme - sini bir müddet geciktirmeğe yarar. Fakat Jböyle bir müdafaa Paris şehrinin harab ol- masını mucib olur; Madrid ve Varşova İaibi.. İ o Parisin müdafansına lüzum olup olma - | dığını konuşmadan evvel bu şehrin mü dalaası kabil midir değil midir? mesele: ni münakaşa etmek lâzımdır. Madrid ve Varşova müdafaaları göster- İdi ki, büyük bir şehir, feda edilerek müda- fan haline konduğu takdirde muayyen bir müddet mukavemet edebilir; bilhassa şe « İ birleri zırhlı kuvvetlere karşı müdafaa ve İmukavemet imkânları fazladır; yani zrhb kuvvetlerle müdafan haline © konmuş şe - hirler hemen zaptolunamıyorlar. Lehistan harbinin ilk (Eylül) günlerin. de, Von Reichenau Alman ordusunun 40- İlunda Silezya büdudunu geçen OCenera' İReinhardt zırhlı tümeni, Posenan torbi İiçinde toplanan Leh tümenlerinin gerileri ne kadar ilerlemişti. Bu sebeble Alman zırhlı taarruzu erken olarak, Varşova üze- rine yürümek emrini aldı. Sürâti sayesin - de, 21 inci Leh piyade tümenile Wolynska Leh süvari alayını yolda bastı ve bozdu. & Eylülde Varşova önüne vardı ve şehrin -İgarb ve cenub cihetlerile olan muvasalası- ni kesti, General Reinhardt,. diğer kuvvetlerin gelmesini beklemeksizin, sırf kendi zırhlı tümeninin kuvvet ve vasıtalarile Polonya- nin hükümet merkezini zaptetmek kararı - nı verdi. Umumiyetle Vistüle'ün sol sahi « Binde bulunan Varşova şehri hemen tahki- malsızı 8 Eylül öğleden sonra zırh arabaları, şehtin batı cihetindeki varoşuna diler, Fakat her taraftan, evlerin pence- te ve damlarından, üze nevi mermi ve bombalar sebebile durm mecbur oldular, Bunun üzerine tümen ko: İmutanı 9 Eylül sabahı" için hücum emri verdi. Hücum iki sokaktan o yapılıyordu. Barikadları devirmek için de ayrıca ted birler alındı. İki zırhh elaydan biri, zırhh muharebe yorlardı. Buna rağmen bunlar bir kaç eve girdiler ve müdafilerini damlardan attı - lar. Nihayet zırhlı araba © kuvvetleri dör barikad zaptettiler ve asıl istasyona kadar ilerlediler. Fakat daha (fazla gidemediler. Çünkü zırhlı araba kolları | esas itibarile, büyük bir şehri müdafaaya Azmetmiş olan halk ve askere karşı bile acizdirler. Kezalik bir zırhlı tümenin malik olduğu töfekciler (piyadeler) büyük bir şehrin her . İns olunan binasını muhasara ve zapteda - miyecek kadar zayıftı Bu sebeblerle Reinhardt zırhlı tümeni nihayet ricatle Varşovayı terke mecbur ol du. Şüphe yok ki o, bu ric'ati mümkün kılmak için gerilerinde ve şehre girdiği yer | de bazı istinad ve himays kıt'aları bırsk - İmiş olacaktır. Yokun müdafiler onun geri lerinde kalan sokaklara, yeniden kuvvetli barikadiar koyarak zırhlı arabaların ric'ai yollarını kesmeleri kabildi. Bundan başka şehrin içine dalan Reinhardt zırhlı araba kollarının ric'at edip kurtulmaları ancak Varşova müdafilerinin topa malik olama maları sayesinde mümkün olmuştur. Yok - sa eğer Varşovada top olağdı sokakları boylu boyuna J surette tabiye ediley. ateş altına alacak er, keza eğer mü - jdafilerde bol miktarda müdafaa bombala- İn bulunsaydı zirhk araba kollar sokak - larda tabrib olunabilirlerdi. ,Malümdur ki Varşova ancak bilâhare, | Alman piyade tümenlerinin, ağır topçu - | mun ve uçak filolarının gelmeleri ve şeh - İrin bunlar tarafından yakılıp yıkılmasr ne - İticesi zaptalunmuştur. |, Görülüyor ki şehirler, “bilhassa | zarlı | kuvvetlere karşı müdafan kabiliyetine mn - liktirler. İçinden Sen nehri geçen Paris de, imüdafan haline konursa, herhalde ve bel. ki de uzun bir müddet için, Alman kuy - vetlerinin onun içinden geçip Fransız or - dusunu takib etmelerine mâni olabilir. Fa- kat bizzat kendisi | yanar ve yıkılır. Yani Parisin müdafaası bizzat Parisi müdafa, ve bunlar undan on, on beş gün evvel Mer- diven köyünde başı kesik bir ce- sed bulunmuş, cesedin hüviyeti anlaşıla - madığı gibi, cinayet hakkında hiç bir ipu- cu ele geçmemiş Bilmem hatırlar mısınız? Bundan on, on beş sena evvel de İstan - bulda bir kesik baş bulunmuş, , günlerce tahkikat devam etmiş, ve bir türlü kesik ba- şın hüviyeti anlaşılamamıştı. Tahkikat esnasında oldukça garib bir hâdise de olmuştu. Aklımda kaldığına gö- re kesik başı görenlerden biri bunun Lüle- burgazda Osmana sid olduğunu söylemiş, İstanbuldan Lüleburgaza derhal haber gönderilmişti. Ertesi gün Lüleburgazdan İstanbula gön- derilen birini kesik başın karşısına çikar - mışlardı. Adam kesik başa dikkatli dik » katli baktıktan sonra: — Bu baş benim başım değil. Demişti. Lüleburgazdan gönderilen a - dam, kesik başı, başına benzettikleri Os - manın tâ kendisi idi. Kesik baş vak'ası, kesik başa aid vücud ortaya çıkmadan kapanıp gitmişti. Seneler sonra da başı kesik bir cesed bulundu. Ni- hayet kesik başa eklenebilecek başı kesik cesed bulunmuş oluyor. demektir. * * Sütlerin kontrolü: Son Posta koleksiyonlarını karıştırıyor - dum. Bir arkadaşım sordu: — Ne sirıyorsun? GÖNÜL İŞLE Cevab verdim: — Bir sene kadar evvel sütten zehirle nenler olmuştu ya.. Birkaç gün sütlerin dikkatle kontrol edilec; bir havadis çıkmıştı. — Hatırladım. — Ben de o zaman bir yazı yazmış, kon trol işinin kısa bir müddet devam edeceği. İni ve tekrar sütten zehirlenenler oluru kontrol da tekrar başlanacağını yazmıştım — Şimdi gene o yazıyı mı arıyorsun? — Bir hafta evvel şebirde gene sütten zehirlenenler oldu. Ve evvelki günkü gas zetelerde, süt tevzi mahallerinin ani tef » işlere tâbi tutulacağını, bozulmıya meyyal sarışık sütlerin döküleceğini yazdılar. , — Onu da biliyorum. — Ben de evveke yazdığım yazıyı biğ kere daha tekrarlamak için arıyorum. Kira ihtikârı: Kira ihtikân yapan bir anartıman sahibi hakkında tahkikat yapıldığım, birçok a « parlıman sahiblerinin bulunduğu bir top » lantıda mevzuubahs ettim; hepsi hiddetleğ — Kimmiş bu ihtikâr yapan apartıman sahibi? Diye bağırdılar. Onlara bir fıkra anlağ. tm: — «Bekri Mustafa Bedestene “girmiş Bre edebsizler diye bağırmış. Bütün esru yerlerinden. fırlamışlar. Sen kime edebil diyorsun?.. demişler. Bekri cevab vermligi siz edebsiz misiniz?.. Ne diye Üzerinize gp» İiniyorsunuz?a Gi Silan ee Si RI Kadında bilgi Bir genç kız, hayır genç kız denilmez. İdeğil bilâkis tahribe vesile olur. Ancak u- | Daba on dört, on beş yaşında bir çocuk. mumi muharebe maksadı bakımından, A - isme düştükten sonra, Fransız ordusu için Majinonun sonunu teşkil eden Mantmedi- den Epemay'a gelen ve buradan itibaren Marn've Sen nehirlerinin cenub kıyıları bo yunca Paristen geçerek Man: varan bir hat tutmak ve bu bat üzerine düşen Pari - Madrid gibi mevz'in bir kilid yeri ola - İrak, müdafaa etmek faydalı ve hana lâ - İzm olabilir. müdafaa etme - lerinin birleştikle- ri yeri müdafaa etmemek olur ki bunun neticesi bu iki nehri de terketmeğe © vanı | İs O balde bunca paralar sarfile nihayet $€ -İtümenin tüfekci (piyade) kıt'alarile tnkib ve © zaman Fransız başkumandanlığı ar - hirleri karuyamıyacak — olan o müstahkem mubitler yapmakta ne fayda vardır?! O - hun için büyük şehirlerin, diş müstahkem müdafaası sistemi yerine müstah- paslarla ine kaim olmuştur. Nitekim Majine Bebekler için çok şık bir elbise ğini süslemek ne tatli, e göre mini. ceketler, En eüç Matarıyan Biçim in bebe Bir anne K'” De ü siz yevktir. Ona ar mini rob mantolar dikmek, katar örmek $ değil, eğleneedir modeller üç günden fala © çerkEn, bu küçücük ©$ dursun, gü- bir tee - a yanız. İÇ bulurken nt rübe, piki Hem Okuyuculara cevablar: Güzellik ; tavsiyeleri Bayan K ye: ö 1 & sali için dnima kabarık ep türler seçiniz. Kuşlarınızı herhalde İBee” az 7 € mızla aran nizi tri göstermek için K nı mümkün olduğu Ki ni kalem sürme ile HI — Madem ki dudakların: hıyorsunuz. Bol ve ai renkte bir rujla bakanların bütün dikigatini kendilerin? cok şekilde, itina ile boyamayı asla, il“ ız. Uçia ğ ; içimli bu. o. olunduğu halde ilerliyordu. Bunlar Lehli- erin sokaklara koydukları barikadlar »-a- sında gedikler açtılar. Fakat zırhlı araba - takib eden büfe (piyadeler) pen- cerelerden atılan tüfek mtexlerile | vurulu — Yeniden bir sükât... Tekrar Halüâkun sesi, bu defa ağır bir ahenkle odaya ya- yıldır — Biraz evvel kimseyi sevmiyeceği- nizi ve başkasının da sizi sevemiyeceğini söylemiştiniz, — Evet, bunu tekrar ediyorum. — Bu doğru değildir. Sizin sevebile- ceğiniz ve sizi sevmeğe hakkı olan bir adam mevcuddur. nç kız buimaya itirnz etti: — Ne diyorsunuz? . — Benim size karş bir aşk duyabile - ceğimi farzedelim... Siz beni sevebilir misiniz? Bu suali çok yavaş bir sesle sormuştu. Zeyneb birdenbire yerinden fırladı. — Ne? Genç ad etti: em soğuk bir tavırla tekrar — Eğer ben sizi seversem, sizin tara - fınızdan mukabele görmekliğime ihti - mal olur mu? Zeyneb hiddetle kıpkırmızı olmuştu, Böyle bir ihtimal kat'iyen varid o- lamazı Halük kansının öfke ile titriyen du - daklarına bakarak sadece: — Küfil dedi. — Aramızdaki anlaşmadan sonra ba- na böyle bir anali sormağa nasıl cesaret edebiliyorsunuz? Bunu soran sesi heyecanla kısılıyor, bası öfke ile satsılırken siyah bukleleri yanaklarında, gözlerinin üzerinde titri « yordu. e 7 — Niçin mi? Bunu bana soran siz mi- iz? siniz? ş Evet ve cevabınızı beklemeğe de kım var, bi ipone. Basamak belanı vi bildiğiniz halde nasıl sorayorunuz? İİ O kadar öfkelenmişti ki ne söylediği- i bilmiyordu. Güzel Handanın hayali pi onda mağrur ve fettan gözlerile kariom, onunla alay eden bir tavır almıştı. tik tamamile hareket harbi yapmağa mec- bur olur. Çünkü Majino, arkası #lnaca - andan dolayı, eceği gibi, gerilerde Loire'dan başka müdafaaya elverişli tabii bir mini yoktur. H. E. Erkilet Nasıl ve kimden öğrenmiş, nasıl akıl et - miş bilmem, bana bir mektub yazıyor. Ta- bii gönül işleri ile hiç bir alâkası yok, ol - maması da lâzim. Derdi büsbütün başka. Bu çocuk bu yıl orta mektebi bitirmiş- tir. Liseye devam edecek, fakat babası mâni oluyor: Bir kız için bu kadarı yetişir, bundan sonra evde kalacakvın, ev işi öğrenecek - sin, Fakat çocuk bu fikirde değil, arkadaş - lara arkadan bakmak kendisi için pek acı ve benden soruyor: Ne yapmalıyım? Söyledim, bir mektebin | başöğretmeni bu gerç kızm ailesine gidecektir, ümid e derim ki, karam değiştirtmeye de muvaf - fak olacaktır. Ne söyliyecek, ne şekilde hareket edecek bilmiyorum. Fakat mwade- Nakleden: Muazzez Tahsin Berkand — Soruyorum ve cevab bekliyorum Zeyneb. — Bu yaptığınız şey pek ayıbdır Ha- lük, bunu sizden beklemezdim. —Ayıb mı? Neden? — Sizin bal hislerinizi ve düşünce- lerinizi bildiğim halde bana kur yap - mak arzusuna kapılmanız ayıb değil de nedir? Halâk bu cevaba güldü, Onun gülü- şü genç kızın tüylerini ürpertti. Evli ve namuslu bir kadına kur yapılamaz mi? Zeynebin yüzü aley alev olmuştu. — Böyle ciddi bir meseleyi alay mev- zuu yapmayınız. - Hayır, alay etmiyorum Zeyneb. Biz saniye durduktan sonra kısık bir ilâve etti: — Fakat size kur yapmıyorum. Bu son cümleyi teliffuz ederken sert gözlerle karısına bakıyordu. e Bakışları birdenbire çarpıştı, birbirinin içinde kal- dı. Bu nazar Zeynebi şaşirtmaıtı. Tuva - let masasına dayanarak gözlerini hafifçe kapadı. ses dakikanız diğerine benzemiyor. Sizi an- lamak kabil değil! Genç adam, ayni sert nazarlarla ka - rısını süzüyordu. — Fakat ben size kur yapmıyorum değil mi? diye ısrar etti. Hareketsiz durmuş, cevab bekliyor - du. Zeyneb bunu işitmemiş gibi devam etti: — Birbirini tutmıyan sözler söylü - yorsunuz... Beni sinirlendiriyor, bana ha- karet ediyorsunuz. Halük, mutlaka sözünün cevabını is- tiyordu. Hiddetle sordu: — Fakat size kur yapmıyorum de - öl mi? — Siz bans takılmaktan, beni heye- cana düşürmekten, beni sinirlendirmek- ten bir zevk duyuyorsunuz galiba... — Fakat size kur yapmıyorum değil mi? : Zeyneb sini sesle haykırdı: — Allah nzası için başka bir şey söy- leyini velâ sözüme cevab veriniz: Si- ze kur yapmıyorum değil mi? — Hayır... hayır.. hayır. hayır! Kâfi mi? — Teşekkür ederim. Bundan pek e- min değil gibi görünüyordunuz da... Halükun sesi soğuk, hattâ küstahtı, Zeyneh hafifçe güldü: — Sizin sözlerinizle neyi kasdettiğiniz anlaşılmaz ki... — Şu noktayı izah etmekliğime mü- sande edi Ben bir kadına kur yap - mak çılgınlığında bulnursam onda beni cezbeden bir şey bulunduğuna ve benim hiç olmazsa onu sevebileceğime kani ol- maklığım lâzımdır. Bonsuvar Zeyneb. Bu sözlerden sonra, kapıyı şiddetle çıp dışarı çıktı. Genç kı eti nefsini fena halde rencide olmuştu. Bir saniye için ne ya - pacağın, ne sö âni düşünemedi. Elleri titriyor, kalbi kuvvetle çarpıyor - du. .Birdenbire bir çilgin — gibi kapıya koştu ve hiç düşünmeden, hiddetle ba- gırdı —Halük! Genç sdam kendi kapısını sordu: — Ne istiyorsmuz? Zeyneb ne söyliyeceğini bilmiyordu. Öfkesi arttı ve cevab bulamadı: — Hiç bir şey... Bonsuvar... Alelücele içeriye girerek kapısını ka- padı. Köndi kendisine: — Ne tuhaf adam.. beni öyle şaşır - tyor ki... Hiddetle soyundu, lâmbasını dürüp yatağına girdi. Başı yanıyor, ku- lakları uğulduyordu. Meamafih bü - tün bunlar onu sabaha kadar uyumak - tan menedemedi. Ertesi gün sükünetini ve soğukkan - blığını bulmuştu, açarak sön - (Arkası var) lenin görünüş tarzı tekti 20 inci asrın kadını sadece ev idart & den ve çocuk yetiştiren bir makine olmak» tan çıktı. vazifesi eski zamanlarda ol » İduğu gibi, hatâ ehemmiyetini | arttıraral aynen bakidir. Fakat bu vazifenin hakkile İ yapılması tahsile bağlıdır. Sonra şümulü dd İgenişlemiştir; üzerine bir diğer vazife in « İzimam "etmiştir: Bir kadın dünya kuv nin yarısını temsil eder, icabında diğer «iss! kuvvete yardım edecek, kocasile birlikte cemiyet hayatında görünecek, onun İşlerini kolaylaştıracak, ona yol açacak, nihayef İlan tahsil yolunda devam ederlerken on » | ber ihtimali gözönüne almak lâzım. Ha- yatta yalnız kaldığı, çalışmak © zaruretile karşılaştığı zaman hayatını kazanmasını bie İlecektir, Şimdi kadın ezki zamanın eksik ete mektan çıkmıştır. başlı başına rol anl Bu rolü yapabilmesi sığlam ve geniş bit bilgi #ahibi olmasına bağlıdır. TEYZE v Bunları biliyor mu idiniz P En nefis hindi kızariması Bir oyangında, » bütün bir ev yan - mış, ev içinde bu- İunan buz dolabı, yangından sonra açıldığı zaman do- labın içinde bulu- nan hindinin kı zarmış olduğu gö rülmüştür, Kıza ran hindiyi yiyenler bu kadar lezzetli bindi yemediklerini söylemişlerdir. Se Okumak bilmiyenlere rey kutusu ; İ Hindde yazmak okumak bilenlerin gö | si pek fazla olmadığından rey vermek icab ettiği zamarı her hamzed kendinğ mahsus bir işaret söçer ve bu iş: eti kemi dine ald olan rey kutusunun üzerine çi k yazmak bilmiyenler işaret” lerini kutuya atarlar, ; i * ehir dolaşan bina Şikago sergisinde yapılmış, olan Manore Palaş teker tekef