| Romanyanın vaziyeti ve | bugünkü askeri kudreti Romanya bir harbde ordusuna güvenebilecek bir hale gelmiş bulunmakta ve gün geçtikçe milli müdafaası bir parça daha artmaktadır ç yaptığı nlerde bahsetmiştik (1). Şimdi de YAZAN Emekli lee H. Emir Erkilet, nın ask: ri m har tahkimatları yuan Tumu ve bugün mı b devletler arasnda alelümum beynelmilel sahada birinci derecede -iyasi ve askeri bir rol oyna - & mevkinde bulunmasından ileri orta, doğu doğu Avrupa arasında ne kadar ehem- tli bir covrafya durumuna malik ğunu anlamak için haritaya (bir kere bakmak kâfidir. O, Rusyanın Bal kanlar üzerinden Boğuzlara ve Akde - niz8 uzanan istilâ ve genişleme yolu - Bun üzerinde ve başında bulunmak - adır. Bu sebeble Romanya ayakta dur » Balkanları şimal doğudan ge- İeesk hicbir tehlike tehdid edemez Orta Avrumadan kaynıyarak Kara - lan Tunanın n onunce- hududlarını nuh teşkil etmesi menbamın lan doğruva Ru - men toprak nda bulu u Roman - yaya Avrupanın beynelmi! ve ehemmiyetli bir su münska'it yoe- luna hâkim bir durum vermekte o ve orta Avrupa ve bütün dünya ile !ktı- Sadi ve ticari münasebetlerini pek ko- İavlastırmaktadır. Romanya Büyük Harbden bir m büvümüs olarak çıkmıştı. Çünkü devletleri tarafına iltihak etmesine v bit uğurds ordusunun imha edilmi ve memleketin istilâya uğramasım 7e almasına mükâfat olarak Macer İsnİN Besarabvası, Ukranyanın Tren #ilvanvası ve Bulgaristenm cemib Dob- Ticesi harh sonu ona verilmişti. Fakat bu yerlerle beraher Romanvava bir - © yabancı ve ayrılmak taraftarı un- 1 en büyük ri Fular girmis ve bu suretle Romanya), toprakew ve nüfusça bü ve art- Mis olmasına rağmen diğer vandan mil W birlik Siharile zavıflamıstı. Bundan baska Sovyetler Birliğinin Bözü Besarabvadan bir türlü ayrılma- diktan baska Macaristan da kendi va- tandaslarile dolu Transilvanyayı . her İrsbtin ac'ken ger! istemekten çekin - medi. Eğer bugün. İlalyanm tesiri Transilvanva metalibelinı tehir etmiş Börünüyere, bu ilk fırsat zuhürunda hak ve iridialarnı yeniden ortaya at - mak icindir. Bulgaristan da cenubi Dobrice | isteğini terketmiş değildir. Her fırestta, burasım milli emel ola- Tak öne sörmektedir. Romamvanın zenein bir petrol hav- Zâsma malik ve sahib oluşu ona iktı- saden cok müsaid bir durum yaret - maktadır. Fakat ayni zamanda petrolü olirısan ve bıma bilhassa harbde mek muhtac olan Almanyanm hırs ve he - Vesini üzerine çekmektedir. Romarva &vni samara — sulak ve münbit geniş ve müteaddid ovalara da maliktir; bu sebeble Avrumanın birinci derecede bir buğday vesair hububat memleketi ol - Mistur, Onun orman mahsullerinin ve bilhassa kenerte istihsalâtının bevnel - Mmilel ticaretteki mevki de pek ehemmi yetlidir. Bunlara maömen Romanvanın ihti Tâs ve adavetlere marüz hududlarının müdafaası pek kolay değildir. Onun en Das i ” İ memleketin, coğrufya du - #bii zenginlikleri dolayısile. | ve ve cenub münakalât yolu o-| *(kusur etmemekte ve yer ve hava kuv- İD Son Pastanın 19 Mart tarihli nüshasına i niz, İstcede bizim karşımızdaki Toprakhi -| Karol hattında dikenli tel örgüler barilkadlardan biri kuvvetli tabit müdafaa hatlarını teş - İkil eden Karpatlarla Transilvanya dağ | ve Rüs fırkaları ları artık Rumen - Macar hududunu il etmiyerek memleketin ii ie eri | c mza- viyenin içinde kalan Transilvanya da bw suretle memleketin diğer kısımla» vpdım tabiatçe ayrılmış bulunmakta - dır. Ukranya ile Romanya arasındaki hududu teşkil eden Dinyester oldukça ehemmiyetli tabif bir mâni sayılırsa da bu gibi nehirlerin müdafaası için iyi; kuvvet ve twhkimat isler. Elhasıl Ro- maenya ile Bulgaristan arasındaki Dob- rice hududu da tamamile açıktır. Yal- nz Totrakan'ın garbinden itibaren a - lan cenab Romanya hududu, genis Tu- na nehri mecrasile tabinten mahfuz - dur. Bu sebeble Romanya, yarım vü- danberi, seferber ettiği bir çok ümele kuvvetlerinden istifade ederek, şimal- de Macaristena. doğuda Sovyet Rus - aya ve cenubda Bulgaristana karşi 0- lan hudud bölcelerini tahkime başla - İmı'ş bulunmaktadır. İ Fakat yalnız tahkimatla memleket İmildafaa olunmaz. tahkimatı işcal ede. cek ve muhörebe yapacak kuvvetler İvani ver ve hava orduları lâzımdır. iDurumunun nezsket ve mü#üllerini müdrik olan Romanya bu hususta da vetlerini ıslah ve genisletmek elinden peleni yanmaktaklır. Raomanyanın barış zamanı 22 piya - de 3 süvari ve | hudud fırkasile 4 av- cı Hvası vardır. Bir seferberlikte o - nun, falimli ve talimsiz, toplıyabilece- #İ efradın sayısı iki milyonu geçer. Fa- kat onun malfk olduğu silâh ve harb vasıtaları nihayet | miyon adamı se - ferber elmeğe müsajddir. Bu suretle #kinci milyon. ordunun zayistını ta - mamlamava yarıyan güzel bir ihtiyat teşkil eder Geçen Eylüldenberi, tedricen silâh altına çağınlan efradla muvazzaf bü- yük birlikler seferber edilebildiği gibi bir miktar da yeni fırka teşkil olun - meştur. Romanya ahalisinin takriben dört - *e üçü çiftçi ve yalmz bir çeyreği ame- le vessire som'at ve meslek erbabin - dan mürekkeb olduğu için Rumen aske ri umumiyetle kenaatkâr, mukavim ve cesur sayılır. Bu münasebetle Büyük Harbde e - dindiğim bir hatayı anlatayım: Dob- için daha muhari! düşünülenin sadece 0 riri Maksi! le ve muhtelif tertibatla yapılan jsar - Gobadi'no hattın bir kaç Rumen işgal ediyordu! Bu » Türk ve Bulgar fırka - ekkeb Makenzen ordusu kti. Bu tanrruz öyle ter - Alman kuvvetleri Ru - ndan işgal olunan Top - hatta Alman larından taarruz ed tib olundu ki menler tara sakbhisur ii rek hattı buruda yaracaklardır. Bu es- nada ise bizle Bulgarlar karşılarımıza düşen Rus kuvvetlerini sadece işsal e- derekt'k; çürkü umumiyetle zan ve farzolunuvordu ki Rus kıt'aları Ru men kı ndan daha mükemmel, ve cesurdur, Taarruz İş- » bir gün sabah erken hak'kette vaki olan sey oldu. Yani Rusları yacak olan bizim altıncı or dumuz öğle vekti bunlar iki müs - tahkem hattını aldı ve cenheyi yardı. ve fakat asıl yarma taarruzunu yapa- cak olan Almanlar ise o gün Toprak - hisarı alamadılar. Gerek bu hâdise| bende Rumen kıt'alarımın herhalde Rus | kıt'alarından daha iyi ve daha kıymetli | oldukları hakkında bir fikir ve el bırak rr. Romanva, diğer memleketler ibi, ordusunu, sırf ken- di sây ve istihsalâtile, modem silâh ve vasıldlaria kâfi derecede donatabi- lecek bir sanayle malik değildir. Ke- zalik, normal zamanlarda, ordusunun bütün eksiklerini haricden tedarike 0- nun parası kâfi gelemiyor. Bununlu be raber. şimdiki bubranın başındanberi memlekette zırhlı ve motörlü araba İ- mel edecek fabrikalar vücude getir - mek için büyük gayretler sarfolunmuş tur, Ayni zamanda mühim mikyasta motörlü vasıtalar harice sipariş olun - mastur Piyade teslihatı Afi ve iyidir. Bir- kaç ay evvel orduda ancak pek az tank te bu tert basladı, Fakat ikinci yi müdafaa silâhları vardı. Keza mevcud muharebe arabaları da bir alayı teca- vüz etmiyordu. Uçak müdafaa topla- rı dahi kâfi miktarda değildiler. Fa - kat bütün bu silâhlar cihetile Rumen ordusunun durumu gittikçe iyileşmek tedir. Memleketin ovalık kısmındaki yol « lar hem az ve hem fenadır. Bunun se- bebi ovalarda çakıltaşı bulunmaması we uzaklardan naklinin pek pahalıya mal olmasıdır. Dağlseda da, zaten çi yapmak nisbeten güç olduğu için, bun lardan ancak pek az vardır. Bu hal e- sasen ordunun fazla motörleştiril - mesine mini olmaktadır. (Devami 11 inci sayfada) VALLARF Fıkrayı bilirsiniz: «Müdür havale ettiği her kâğıdın ü- zerine «âcelez kaydını koyarmış. Acele kaydı olmıyan kâğıd kendilerine havale edilmediği için memurlar, bu kayde aldırış etmez olmuşlar. Bir gün müdü- irün eline hakikaten acele neticelendiril- jmesi icab eden bir kâğıd gelmiş. «Acele» diye havale etse diğerleri gibi günlerce sürüncemede kalacağını biliyor. Düşüm müş ve kâğıdın altına; «Vallah billâh acele» Kelimelerini yazmış. Yolda yürürken kasab dükkânlarını . hepsinde ayni tarzda eti- “Kinrük: 60 kuruş» Acaba kasab'arda kıvırcık diye satılan etlerin hepsi kıvırcık mı? Meselâ birindeki dağlıç, ötekindeki ki- zl karaman olamaz mı? Fakat daha ö- İtekindeki belki de hakikaten kıvırcıktır. Peki amma nasıl ayırd etmeli? Etiketi: «Vallah billâh kıvırcık: 60 kuruş.» Tarzında mı yapsın?. Yoğurtçu bağırıyor: — Haniya Silivri yoğurdu. Acaba bunun yoğurdu hakikaten Si- livri mi? Bir başka yoğurtçu da bağır- yor: — Haniya Silivri yoğurdu kuru kay maklı. Acaba bunun yoğurdu da hakikaten Silivri mi? Daha başka bir yoğurtçu da bağırıyor: — Haniya Silivri yoğurdu. Belki bununki hakiki Silivridir. Peki amma nasıl ayırd etmeli; — Vallah billâh hakiki Silivri, Diye mi bağırsın? Bir kadın gördü; Saçları sarı. Bir tane daha gördüm: Onun da saçları sarı. Bir tane daha gördüm. Onun da saçla- İrt sarı, Birincinin sacları be'ki hakikatte si-| bölgesine hücum ads -İyahtı da, sonradan sarıya boyarmıştı. | | Eunlar biliyo | iliyor mu idiniz? |. ;l Nebatların ilâcla tedavisi Çiçekler de in - Strasburglu bir ganlar gibi i'âçla 0/ ayakkabıcı (— dük- i> tedavi edilebilir - kânının (o çatısına iler. Bağcıların as Jmaları muhafaza biçin kükürd ve i İ göztaşı kullandık - larını biliriz. Solmaya yüz tutmuş bir miş, ayakkabışı İgülün suyuna bir parça aspirin atmak ta ğında a, gülün yeni baştan eski rengini ve canlı İokumu SOİD temin eder. GÖNÜLİSLERİZLİ Kızım kısaca! söyliyeyim. o akra- ban kanunun evlenmenize müsaade edeceği derecede bir akraban mıdır? Yoksa çok yakınin mı? Eğer kanu - nun evlenmenize müsande edeceği derecede akrabamsa. niçifi senden başkasile evlemeyi düşünür? Bunun cevabını beklemiyorum Kat'i bir şey söylemeyip bu tarzda soruşum da mektubunun buna ald kısmında pek az tafsilât vermiş ol « mandır. Herhalde İyi bir insan ki sizi hi- mayesine almış, size baktyor, bu iyi insan yanma aldığı himaye ettiği genç kızı kendisine zevc olarak ta alabilir. değil mi? Şimdi asıl senin ami derdlerine temas edeyim:Bir kere yanlış düşü nüyorsun, kendine mânasız üzündü. ler icad ediyorsun. böş yere kendini mağmum bir hale sokmuşsun. Senin | Nereye gidiyorsunuz? | BİLLAH |Belki ikincinin saçları da öyle. Üçüneğ- Jmün saçları tabiatten sarı olabilir değil mi? Nasıl ayırd etmeli, kadın sokakta İyürürken: — Vallah billâh tabintten sarı, Diye mi bağırmalı. Muhtehif radyoların se havedizie- rini dinliyorum. Hiç birini de yalan diye vermiyorlar mu ki... Güya hepsi doğru: — Bu havadis yalan olabilir. . Belki bu ikinci havadis te, « Ya bu üçüncü havadis doğru ise?. Nasıl anlamalı; spikerin: — Vallah billâh bu havadis doğru! Demesi mi lâzım? Mağaza vitrine, rinde ilânlar va; «4 lira, altta «2 lira., üstteki «lir» çaprast bir çizgiyle çizilmiş (OFs- kat kim bilirki... Evvelce eti- ikette yazılının fi «2 lira, olmadığı İçaprast çizgile çizilmiş «4 lira» nın son- İradan müşteri aldatmak için konulmadı- ğı ne malüm. «Fevkalâde tenzilât ilân- ları da bu hokkobazlığın reklâmından başka bir şey değilse!... Peki amma, karşıdaki mağazada ayni tarzda ilânlar, ve etiketler var, Hakika- ten orada fevkalâde bir tenzilât dıysa nasıl bilmeli, ilânlar: «Vallah billâh hakiki tenzilât; — “Biri, vallahi billâhi bir ilân yapsa ötekiler de onu taklid etmezler mi? Olabilir, fakat bizde yeminden bol ne var. Arıtmdkça artırmak mümkündür. «Vallah billâh, Allah canımı a'sm, iki gözüm kör olsun, şuradan şurava selâ- met gitmiyeyim, yediğim ekmek Karam olsun vesaire vesaire. Gene diye niz kir — Neye bu kadar çok yemin var? O da başka derd. Kim bilir belki çok yalan söylediğimizden. £ dünnt JJ velet i gelen bir kırlangı- cı yaka'ayıp: «Ne- reye gidiyorsun?» yazılı bir kâğıdı bir muşambaya sarıp bacağına asmış, Kış gelmiş, kırlangıç u- çup gitmiş, baharda kuş gene oraya gel- kuşu yakalamış. Baca- muşambayı çözmüş ve şunu Aİ ikomilceği Mile Bir genç kız e m insanın gülmesi ve acı dü- şüncelerden ziysde tath hayallerle Okuyucuma cevabım anâini avutması Rİ (S. S)e Neş'esiz, sornurtkan, ve yaşamak» tan bıkmış olmak niçin? Neş'e, güler yüz ve yaşamak arz su.. işte bütün bunları elde etmek, senin saadetini temin edecektir. Ni- hayet bunu sen de takdir edersin. Böyle olduğu halde neden yapmı « yorsum neden gül müyorsun: neden hayatı yarın seni saadete ulaştıracak bir yol olarak telâkki etmiyor, ve bu yolda neş'eyle ilerlemiyorsun? Haydi kızım, sen benim sözümü dinle; hayatta hayatı sevmek kadar saadet olamaz. Yarın ne olacak? Eğer bütün insanlar bu düşün » ceyle yaşasalardı, hiç kimsenin yüzü gülmezdi N Kızım bir kere daha sana yazdı pi Em cevabın fik satırlarda mevzuu bahsettiğim ciheti düşün. “ yap TEYZE © |