BON POSTA Beşinci Mehir ç ee Hünkârın emri: “Gelsinler!, Gümülcüneli, başkâtible başmabeyncinin dışarı çıkarılmalarını istiyor! - Hünkâ- rın hiddeti - Muhaliflerin istedikleri ve aldıkları cevab, iflerin kinlerinde inad ile, wrar dolduran bir sis yığını varı, sanki yere liste dinliyerek görmüş, anlamıştım. O - neden bir sebatı vardı; va te -(İyi oturmamış bir merdivenin üzerinden nun şöhreti de malümdu. Gayet atak, ha- inde, o kinin tezahürlerine bol de, hareket -| lerinde her vesile ile görülen bir takil k Ferid paşanın de gelen ve ters dönen heyetten an geçmedi, bır gün Talât şmabeynciye telefon ederek meb'uslar arasında Hür haliflerden, bazı maruzatta bul olunurdu. ak ü-| zere kalabalık bir heyetin saraya gelece-!dadı ve büyük biraderi gibi kalın sesliİkendime: — Ç ğini haber verdi, ve bu heyetin huzura kabul edilerek söyliyeceklerinin sadece dinlenmesini, ve hünkâr tarafından mü- masib bir şekilde mukabele olunmasını tavsiye etti. Bu kalabalık heyet geldi ve bermutad aşağıda intizar odasında toplandı. Lüt-| # bey bu defa onları âne kabul € - derek Padişaha arzedeceğini söylemiş. Zaten onların geleceğinden haberi olan hünkâr da: «Gelsinler!» odeyince hep birden, dizi halinde yukarıya (o çıktılar.| Huzura böyle bir heyet kabul (edilince başmabeynci ile başkâtibin padişah nez- dinde hazır bulunmaları usul mukteza - siydi. Hünkâr mutaden oturduğu deniz cephesindeki büyük odada ve oradan ge- gilen küçük odanın kapısı yanındaki koltuğun önünde ayakla idi. Biz, ikimiz de, bu küçük oda kapısının diğer tara -| üzümüz hünkâra müteveccih, uk, Heyet hakikaten, kalaba -| nlar kimlerdi? Bugün her bir ayrı ayrı gözlerimin önüne getiremiyo - rum, fakat meclise gidildikçe muhal oldukları görüle görüle tanılan simalar- dı. İçlerinde hocalar, ezcümle Sabri ve Hamdi efendiler, Rumlar, bu m Kozmidi ve Buşo vardı diye tahattur e- diyorum. Hünkürin karşısında bir yarın kavis tersim ederek ve odanın bir büyük kısmını örterek durdular. En evvel Hün-'dan, daha bilir miyim, nelerden bahset -|rişti, kâr söze başladı: — Bir mi var? dedi. O zaman bunların arasından Gümül - güneli İsmail saftan ayrılıp öne doğru bir adım attı ve: — Evet, baz: maruzalta bulunmak istiyoruz; fakat bunları lemeden evvel başmabeynci ile başk bin dışarı çıkmalarına müsaade ediniz! dedi. Heyet Azası hep birbirine bakıştılar,| batib olarak intihab ettikleri bu adamın | değil hünkâra karşı, alelâde bir şahsiye-| te karşı bile söylenmesi pek ziyade ede- be mugayir olan bu sözlerini bir mâna ila birbirine baktıktan yüzlerini ona çevirdiler. Herhalde an -| İamışlardı ki hatib pek fena intihab e - dilmiş ve mülâkat, pek nahoş başlamış - söyliyeceğini led — Bir üçüncüye teşebbüs etmeyin hanımefendi, dedim. Bunlar size der olsun. her zaman benim gibi bir feda ği hle yüklenerek evinizi en kurtarmaz. imeyie ğim bir nokta var: Şoföre dokunmadılar, amin ediyorum ki| i var. o mü- ayartmıştır. * ALTINCI SAFHA MATBAADA Genç kadının romanı bilmişti. kir. piklerinde sıralanan damlalar, yanak- larından yuvarlanmak için bekleşi Or- lardı. — Sizi çok sıkt biliyorum, fakat anlatmam: istemiştiniz. İşte benim ha- yatım.. babamı da yatak işgal ediyor diye haotaneden çıkardılar. Şimdi bir tek yer odasında ikimiz yarı aç, yarı İnüne kadar gitti, onu yakasından tuttu:| gen, Rumlardan etibbadan, ld başaşağı yuvarlanacak gibiydim. arın mukadderat: tehlikesindedir. Hünkâr bize hitab edi rek: — Biz dışarıda bekleyiniz! deseydi, İne olacaktı? Bir iki saniye içinde bunu gördüm ve yet ve İtilâfa mensub mu: başımı dolduran gislerin arasından bn: | karabili kârı işittim. Hiç öyle olmadı. Bütün ec - olan ve kızınca sesinin kalınlığına bir fazlalık gelen hünkâr derhal mukabele) | Muhaliflerin teşebbüsü bununla bit - . Bir gün gene Babıdliden ha-| etti: — Onlar benim adamlarımı ve J)daima yanımda bulunurlar. Tamamile mahremdirler, onlardan hiç bir işim yok| tur ki saklanmak lâzım olsun. Geniş bir nefes aldım. Bununla bit - medi, söyledikçe hiddeti daha ziy İbaran bünkâr, bu gevşek ve lapa nolunan ihtiyar birden son bir feveran ile, sanki damarlarında Yıldırım Beya - zıdın, Yavuz Selimin ateşten kanları tu- tuşarak, ilerledi, # Gümülcünelinin ö - de kn — Benimle, mutlaka isti, İbir muhataba müfred sigasile söyliye: ek)! gel içeri gidelim... Dedi. Küçük göstererek... Ben korktum, Onu bö berikinin yanına kadar çi —E ; dedim; tok acak? Ne fe. İsmail kekeledi, Ne dedi, bile a o. 8 etmek müm nin istibdadından; her işi kene adığından, başka türlü nenlere söz söylemek imkânını bırakmaaığın - elinde düşü er. Büsbütün metanetini kaybeden İs- a şu bu da söylüyordu. Hün kâr atık bulunan bir itidal il: dinledi, nihayet hiç kendisinden beklenmiy: mukabele İle mülâkata nihayet — Sizler, milletin vekillerisiniz. Meclis- te de her istediğinizi söylüyorsunuz. Şu halde?.. Evet, şu halde benden ne bekliyorsu- nuz? demek istedi. Hünkâr eğer boş bulunup da, saltana tın haysiyetini unutarak bizlere (dışarı İçikmak emrini verseydi, biz ne yapar - ib eden dık. Yapılacak tek bir gey vardı: Hemen|snı ben de isterim... dedi, ve beyet zi sopra'aşağıva inip istifanamelerimizi yazmak. |yaret maksadının temin edildiğine ka Fakat bu da hürkâra bir ders vermek kabilinden olurdu, amma yazılacak şe - ye öyle hir şekil verilebilirdi ki onda bu neviden bir mâna kalmasın. z mec. yoruz. Hiç bir iş bulamadım. kten korkuyorum.. hayal, cemi alih beni hep bu ükwbete doğru , Korkuyorum, Karanlık haya- tında aydınlık kalmıya muvaffak ol « muş, iri parlak gözlerini kaldırdı: — Nasıl beyefendi, dedi. Pir masal bir masal gibi: değil mi ba- vorum kendi kendime. bir| insanın başından bu kadar felâket ge- bahtszlıklarla dolu mudur? Ömrüm bir masal sanki.. size anlattım. masal te- siri yapmadı mı sizde?, Keşki masaf ol- zan -|. riğe bir cemile ılmaki odada kabulünü & ger m*?. Hayat bu kadâr tesadüfler ve | linde, kalinde hiç bir zarafet kaydı ol - miyan, dalma «var mi bana yan bakan”; diye pervasız, fütursuz gezip tozan, be - linde çifte çifte tabanca taşıyan, keltesi iğunda bir kabadayı idi. Hünkâr o- rken bir tehevvür ham- k belinden tabancasını çı- Bunu o zaman düşün. düşündükçe de kendi ocuk! diye güldüm. * miş olma İber verdiler. Bazı metalibelerde bulun - İmak arzusile Rum patriki maiyetinde Rumlardan birkaç meb'us ve patrikbane mensubininden üç beş zat İle bir heyet sek üzere £ i, ve bu Beyetin kabulü i - i söylendi. Başmabeynci bu - nu ârzedince öyle zannetmiş ki hünkâ - rın zaten bundan malü: de zannı doğru idi. cab ede tı vardır. Belki Hünkârla temas e - tüccar dan, Mini bühilmiğii bu haberi ehemmiy: lâkki etti. Mutad makamında, heyetin s0. Bu « mabahçenin hakikaten pek ziynete tağrak, san sıydı. E Heyet a Dol müs- oda - ikârane yapılmış bir mahfuz oleş gerektir ada kabul o ındu. ıkâr: 1sedec de lüzum gü ledik. eri söy - i patrik söze başlıy: İmanı vasıtasile uzunca bir t gi ki hünkâr nasıl m edeceğini zihninde tasarlamakla meş dür. tere. gi- gul bahşedilmiş olan bel haklara tecavüz e - dilmesine müsaade buyurmayınız!, tar- zında idi. O, sözünü bitirince hünkâr bizimle vukua gelen istişarerden hatırın- da ne kaldıysa onu söyledi, fokal ilâve ederek: — Ecdadı uzamım , tarafından size verilmiş olan İmtiyazlara, ferman - Jlara, haklara tamamile riayet olunma - İnaatle memnun olarak saraydan çıktı. Bu ziyaret etrafta ve matbustta bü yük bir alâka uyandırmıştı. Biz aşağı bir çok muhbirlerin beklediklerini gör dük, Onlara anlattık, bitlebi ertesi gün sydr. Çünkü masalların sonunda kah- amanlar murada ererler.. halbuki ben. Doğrulmuştu. Bu ıztırabin yoğurulmuş genç kadına merhametle bakıyordum. öyleyiriz. dedi.. Böyle bir ilân vermekte, bir insan aramakta haksız m? Bir kapı arıyorum ki. sahibi babamın bitmiyen ömrü, benim bitmiyen ıztırabım nihayet bu- luncaya kadı lâzım. böyle İbir insanı nerede bulabilirim? Ona şu cevabı verd — Aradığınız tipte bir minci. sır dünyası içinde imkân yoktur. an olsun insansı yir- bulmamıza bele | mama Son Posta Galatasaray, İstanbul ve Bo Mektebler arası liğ maçlarının en mühimleri dün “Taksim stadında yâ - pıldı. Birinci maçı Galtasarayla. Kaba - tı. Küme. şam- plıyan bu ; çok güzel ve © nisbette heyecatılı ye Hafif bir hâ-! kimiyetle ilk devrede bir göl yapan Galatasaray devreyi 1-0 galib olarak İ bitir İkinci dev İraberliği de Kabatak takımı be- temin için çok gayret sarfet- ti ise de Galatasaray ti bir oyunld bütün hi muvaffak oldu. ha n oyununun sonlarına k vam ettirdiği ha yapıl 3-0 Galetas : Boğaziçi - İstanbul lisesi maçı İkinci maç, Bi anbul Ti- sesi tekıml Galatasaray parlak oyun ndı. melerinin iki kuvvetli takımı çok sü - ratli bir şekilde oyuna ba: ılar, Dev- renin sonuna kadar İstanbul Tisesi ta- ze çok mile hâkim oynadığından, Bo kımı anci müdafaa yapabildi İsuretle birinci devre sıfır sıfıra erdi. İ İkinci devrede Boğetiçliler hâkimi- yeti ele aldilar. Arka arkaya attıkları iki gol ile maçı 2-0 galib bitirdiler, aziçi ta- sona buna dair çıkan yazılarda hünkârin son sözleri öyle bir şekilde göründü ki bu - nun'a meşrutiyetin saltanat makamına il ettiği vazifeye münafi görülecek bir fıkma yoktu. Halid Ziya Uşaklıgil On gün sonra:. Gazetede zabıta © işlerine bakan ar- daşımız Ferdi, o günkü zabıta raporla- yan işleri müdürünün masasına koy a muştu. Ne var. ne yok. diye gözden ge- çiriyo: Ahırka; larında bulunan genç kadın cesedi ile, Fatihde. bir yer oda- sında ölü bulunan ihtiyar adam, hava- disleri arasında irkildim. Zatıta muhbiri elinde bir resim tu- tuyordu: —Bu cesedi bulunan kadının resmi.. özerinde » bulundu. ; benzetiyor mu- yum acaba. ben on gün evvel bu kadı- Kü -| (lacaktır. 4000 metre olan koşuya ğır besen bir oyunla tama-| Bu Dün yapılan mektebler arası lig maçları Dün yapılan maçlarda Galatasaray Kabataşa, Boğaziçi İstanbul lisesine, Pertevniyal İstiklâl lisesine, Haydar- paşa da Vefava galib geldiler ğariçi Şer maçı sında xlan mektebler e İstiklâl ara - güzel ih geldi. Son maçı Haydarpaşa ile Vefa ta - ptılar, oynıyan Pertevniyal ne karşı dal Galatasaray denizcilerinin jimnastik şenlikleri Gal ü jimnastik yapılmıştır. şen i dün klüb merkş- hafeketlerinde yet göstermişler lerdir. Mektebler kır koşusu Mektebler arası kır dördüncüsü bugün Ks koşularının yde yapı - 17 mektebin 170 atleti girecektir. Boks şubesi Beden Terbiyesi İstanbul “Bölgesi Boks Ajanlığından: Şimdiye kadar a - İlâka gösterilmiyerek terkedilmiş bir vaziyette olan boks şubelerinin bu ke- re yeniden ve canlı bir sürette faali - yete geçirebilmesi için bölgemizce e- saslı tedbirler alınmıştır. Klüblerimizin bu şubesinde çalışan ve çalışmağa istidadı görülen eleman- Jarın isim ve sokletlerini gösterir bir Jistenin bir an evvel 20.3.1940 terihf « ne kadar ajânlığa göhderilmesi teb - in yanınızda müştüm. Onun resmi idi. Görmüş gibi biliyo- Tum: Güönercik bir gün gene iş bulama- maktan mütevellid bir yeisle yer oda- sına döndüğü zaman babasını ölmüş buldu. Ve.. çok evvel verilmiş olan ka- rarı yerine getirdi; intihar etti. Genç kadının ızlırabı, bitmişti. Za- vallı, diyeceğim amma, bunu kim için eceğimi bilmiyorum. Lüter, yer- ğe kadar hakkın var: «İnsan gü- doğar, onu günaha sokan cemi- söy! den £ nah yetlir.» Sayın okuyucum. romanımdaki bti- tün li nlar, bütün insanlar gibi günâ r. Yalnız içlerinde üç ta- nesi var ii ben onlara «Cennetlik gü- nahkârlar» diyorum. Hangileri; bunu siz tayin ediniz, Nusret Safa Coşkun i/10/900 Yeşilköy e) BİTTİ