3 Mart —— “Son Posta,, muharrirleri Erzincanı in ita ikinci defa olarak ziyaret ettiler Erzincan köylerinde Mühendis köylerde yeni evlerin kurulmıya başlıyacağını müjdeleyince bir yavru atıldı: “ Ya mekteb ne olacak Kızılay hastanesinin çalıştın —5— Yehi Erzincanın inşaatında bir kısım Bahkümlar ve diğer vilâyetlerden gelen Ustalar çalışıyor. Nuri Demirağ fabrika- Mnın kurma evlerini çatmak için de İs - dan iki Monitör gelmiş. ikisi de güişkan ve gözü açık çocuklar.. kaşlagöz âsında bize birer kadeh likör ve birer 1 ikram edecek kadar da misafir - rier,, Bakınız bu yeni Erzincan binalarını 1 kuruyorlar: Seksen santim irtifa - Muntazam kesilmiş taşlar evin te - Melini teşkil etmek üzere murabba ola - Yak, fasıla ile & yere tesbit ediliyor. Ta - Per pek cüzt bir kımı, aşağı yukarı bir » topraktan dışarıda kalıyor. Bu ta- gn ortasını delerek, barakanın üzerine Ouracağı tahta iskeletin demirini içeri Yarak kurşunla donduruyorlar. Bun - sonra vidalarla yekdiğerine tesbit e- İş, al baraka geniş parçular halinde Şenerek bu iskelet üzerine oturtulu - Muntazam kesilmiş temel taşlarını ne teden bulduklarını merak mı ediyorsu - me hakikaten bir meseledir. Fakat e olan taşın bulunuşundan ziyade, Mi geklidir, Bu şekli ifşa etmek su- ri ilimi tutamıyacağım lâkin bu be- daşin ssum boşboğazlığım işaatcı arka- rn endişe ettikleri kadar mühim eleme doğurmıyacak kanaatedeyim. Dala #vaya kalkan her imar kazması - sapına yapışan «Evkaf» bu sefer bir Li giyemez sanıyorum efendim, bu mey pay yemetle Erzincanın meşhur İzzet - a camlsi de yıkılmış. Öyle yıkılış ey daha iki yakasını bir araya çetir- imkânsız. işte bu camtin sağiam ka M mMuvtazam taşlarını yeni Erzincanın ında kullanıyorlar, Bunu kim keş - miş ise aklile bin yaşasın! ma Bende bu fikirdeyim 3, ın çaçaronluğunu bilenler, küre öbür gün İzzetpaşa camisine varis eceğini hesablyarak © çekiniyorlar. Yüzden mühendisler: : — Aman dediler, sakın taşların h'kâ - i yazmayın! Evkaf kurduğumuz ev- hepeini söküp, taşlarını geri alır. bir memleket davasında Evkafın hasisleşeceğini tahmin etme - İçin, arkadasların endiselerine iş « etmiyerek yazmakta bir mahzur yorum. Hattâ Vali vekili müken - takıhyor: makin Sen cehennemde yanacaksın! Ca - Z taşlarını aşırıp ev yapıyorsun! van ben bunda bir uğur buluyo - ği vi taşlarile yapılan yeni bina- dak hşallah hiç bir manevi kuvvet bir 8 tartaklamıyacaktır. Az daha ünutü- man Erzincanda rastladığım entere- « manzaralardan biri de itfaiye talim- leridir. Miğim trak Ankara itfaiyesi mensublarından Hü- e Onat isimli çalışkan bir itfaiyeci, dir ei ahşab yapıldığı için, derhal fâlye grupu teşkil etmiş. muvak - grup âmirliğini yaptığı teşkilâbn Mon felâketten sağlam kurtulmuş bir özile neferlere tatim yaptırıyor. Ne »e olmaz, insan hali bu... Hortum "zün neresine takılır, su ne zaman bim nasl sıkılır? Bütün bunları üşen “den acemi efrada öğretiyor. Bir acemi ie yüksek irtifaa su sıkmak öğreti - 9z daha alçak irtifadaki bizler sır- m okuyorduk amma, ne ise şoför su- vaktinde kesti de kışda kıyamette ve- ?y, ve şefkatli müstahdemini TK, ınşaat faaliyetinden bir görünüş kitsiz banyo almaktan kurtulduk. Kızılayın 300 yataklı hastanesindeyiz. Sertabib Faiki salon haline ifrağ edilen banliyö vagonundaki dairesinde ziyaret ediyoruz. Bembeyaz örtülerile, iyi döşmm- miş sevimli dekorile bu vagondan boz - ma odanın herhangi bir sertabib odas dan farkı yok. Burada saatlerce dolaşma» nın basil ettiği üşüntüyü giderecek sıcak bir dam altı değil, ayni zamanda sıcak bir hüsnükabul buluyoruz. Öğreniyoruz ki, elyevm hastanede 80 küsur hasta vardir. 4 hekim, 40 kişilik müstahdemin kadrosile Kızılay hâstane- si bir ayda 300 vatandaşı bu çadırlar al- tında barındırmıştır. 1200 hastayada ayak tedavisi yapılmış.. Burada Kızılay memleket hastanesi - le askeri hastanenin de yerini tutmakta- dır. Kızılayın bir de halka yiyecek, giye - cek, yatacak dağıtan bir de zengin depo- su var. Bir kere daha Kızılayın yüksek ve temiz faaliyetini yakından takib et -; mek firsatını buluyorum. Birer birer toplayan Kızılay felâket - zedelere kucak kucak dağıtıyor. Onun 5 cak şefkatinin ne kadar büyük, gayesi - İnin ne kadar asil olduğunu bir kere daha anlıyorum ve ona karşı yardım vazifele- rimizi asla ihmal etmememiz lüzumunu binerse yazmak istiyorum. Kızılay İelâketler, musibetler, facialar ortasında İdalgalanan bayrağile tek başına bir te - 'sel'idir. Bakınız Erzincanın ölü süküne -| tinde yaralı yüreklerin sembolü gibi dal nan bayrağı bile, şehre hayatiyetin ifadesini veriyor. | Sant 14 oldu. Bizi köylere götürecek kamyonun bek lediğini haber veriyorlar. Bir çok Ana - dolu köyleri vardır ki, kafanızda, okudu-| ğumuz şiirlerin, hikâyelerin güllük, gü - Tüstanlık köy tasvirleri ile, maketini kur Iduğumuz hayaller, daha köy uzaktan gö- rününce çöküverir. Mukassı, solgun, ruh suz köyler karşınıza çıkar. Fakat Erzincan köyleri öyle mi? Kam- İyonet bizi Trabzon şosesi istikametinde tartaklaya tartaklaya, bazi yerlerini gü - ve yemiş bir halıya benzeyen nefti bir o- vaya çıkardığı zaman meyva ağaçları a- rasında yıkık cennetler gördük, Gördü- güm köyler, benim hayalimdeki şirin A- nadolu köyleri idi, (Devamı 11 inci sayfada) SON POSTA Sayfa 7 OR | Balkan güreş müsabakaları | Milli güreş takımımız yedi müsabakada da galib geldi Küçük Hüseyin, Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Çoban Mehmed tuşla, Mersinli, Büyük Mustafa ve Suad sayı ile kazandılar Altıncı Balkan güreş şampiyonasına dün Çemberlitaş sinemasında mera simle başlanmıştır. Çemberlitaş sine - İması baştanbaşa dolmuş, halkın büyük bir kısmı da yer buladnadığından geri dönmeğe mecbur kalmışlardır. Merasime Şehir bandosunun çaldığı Balkan marşile başlandı. Bunu sırasile Yunan, Yugoslav, Rumen ve Türk İs- tiklâl marşları takib etli. Bundan son - İsa İstanbul Vali ve Belediye Reisi İLütti Kırdar müsabakaların açış nut- lar grasındaki bu gibi spor temaslari- nın mevcud dostluğu bir kat daha ar- tıracağını tebarüz ettirmiş ve bütün | Balkanlı" dost sporcularını selâmlamiş- tır, Validen sonra Güreş Federasyonu murehhası Bürhan Felek bir hitabe - de bulunmuştur. Bunu diğer Balkan murahbhaslarının nutukları takib etmiş ve Yunan kafile reisi küçük bir hey - kel, Rumenler bayrak. Yugoslavlar da bir şild hediye etmişlerdir. Takımımız namına da Balkanlı dostlarımıza ipekli ve yazılı birer beyrak verilmiştir. Ol- dukça uzun süren bu merasimden 800- ra müsabakalara başlanmıştır. Dünkü müsabakalarda milli takı - İmumız: teşkil eden güreşçiler bütün | karşılaşmalarda gelib ( gelmişlerdir. İRumenler 3 galibiyet 4 mağlübiyet. Yuzoslavlar 3 galibiyet 4 mağlübiyet, | Yunanlılar I galibiyet © mağfübiyet i kaydetmişlerdir. Küçük Hüseyin, Ya- İşar Doğu, Celâl Çoban maçlarını tuş- Ja, Suad. Mersinli ve Büyük Mustafa sayı hesabile kazanmışlardır. Müsa - bakalarda güreşçilerimizin hemen hep si bütün rakiblerine faik olduklarını gösterdiler. Yalnız 6! kiloda Rumen Tojar Suada çok tehlikeli bir rakib ol- duğunu Yuçgoslavla yaptığı maçta gös- *erdi. 6 ncı Balkan güreşlerinin de ta- kımımızın bariz gelebesile bitmesi muhakkak sayılabilir. Güreşlere bu - İgün saat 14 te gene Çemberlitaş sine » masında devam edilecektir. £ 56 kilo Rumen Horvat — Yunan Jorj Orta hakemi: Seyfi (Türk) yan ha- kemleri: Yunan ve Rumen. Bu müsabakaya sıkı başlıyan Ru men Yunanlıyı derhal altına aldı ve 2 dakika 46 saniyede köprüye getirdik - ten sonra tuşla mağlüb etti. Küçük Hüseyin — Yugoslav İliç Emniyetli tutuşlarla güreşe başlı - kunu söyledi. Vali nutkunda Balkanlı-| -İdakika Suadın hâkimiyetile geçti. İ - Mülki güreş takımımız merasmide ve Celâl Atik rekibimi tuşla yenerken Rumen Tojer yan Küçük Hüseyin oyundan oyuna geçerek vaziyete derhal - hâkim oldu. İki saltodan kendini minder dışına &- tarak kurtulan Yugoslav ayağa kalkar kalkmaz Hüseyinin ani bir kafa kolu- 'na tutuldu ve 8 dalcika 13 saniyede air- tı yere gelerek mağlüb oldu. 61 kilo Suad Savaş — Yunan Mitropulos Rakibinin seri hareketlerine karşı Suad temkinli hareket ediyor. Bir kaç İel enseden sonra Suad güzel bir oyun- la rakibini köprüye getirdi. Yunanlı minder dışma kaçarak kurtuldu. İlk on bulunan Suad ittifakla ve sayı besabile galib ilân edildi. Rumen Tojar — Yugoslav Mozolyak Her ikisi de takımlarının en iyi gü- reşçileri. Müsabaka büyük bir sürat içinde geçiyor. İki tecrübeli güreşçi güzel oyunlarla birbirini sıkıştırıyon İlk on dakikayı Rumen kazandı. İkin- ci devrede de hafif bir hâkimiyet ku « ran Rumen neticede ekseriyetle ve sâ- yı hesabile galib geldi. 66 kilo Yaşar Doğu — Yugoslav Prokas Yugoslav sıkı tutuşlar yapıyor. fakat genç ve çok kuvvetli güreşçimiz der- hal rakibini altına saldı. Güzel bir bur- gu. Yugoslav köprüde ve minder dı - şınde,. Yaşar kalkar kalkmaz rakibini derhal bastırdı ve çevire, çevire 3 da- (Devamı 10 unew sayfada) kinel on dakikada ayakta Suadın mü- temarii hücum etmesi ve rakibinin mü dafaada kalması yüzünden hiçbir o - yun yapılamadı. 20 dakika sonunda, birinci devrede birkaç oyun yapmış