Hergün Haab harici “kalan Üç devlet harb Ekrem Uşaklıgil 8 u harb yalniz üç devleti harici gördü, fakat harb harici tâbirinde bulunabilecek müphem mana yalnız sadece ikisi hakkında muteber ola- bilir, Harb haricinde kalan üç devletten bi- risini teşkil eden Türkiyenin siyaseti ka- dar, maksadı, gayesi de vazıhtır, hariçte #ulh, dahilde sulh istiyoruz, fakat muay- yen taahhüdlerimizin &a dahilinde bir taarruz hareketi bel na silâh kuvvetile kârşi ki zır bulunuyoruz, arzv, herkes için aşikârdır. devlet hakkı; e söylener hem, şok müphem ola n talya, ikincisi de Japonyadır, * Siyasi tarih İtalyadan (bahsederken bükmü yıllardanberi cari olan bir müte- arileyi hatırlatarak; — İlalya sulh zamanında dalma Al manyanın yanındadır, fakat harb zama- nında hemen İngiliz safına geçir, der. Bu harbin ilk haftalarında da bu mü-| tearilenin hükmünü gene icra edeceğini! sananlar olmuştu. Aleihusus ortada izahı | mümkün, fakat telifi güç yeni bir vaziyet! vardı. Almanya bugün Rusyanın, Sovyet Rusyanın yoldaşıdır, iki devleti yekdiği- rine bağlıyan beğ tam manasile bir itti- şey, ayni tlert i tekdirde o-| rincisi İ-i SON İnsan sevgisini vermekte mantığından ziyade hissinin esi- ri olur; hiçbir zaman bitaraf olarak düşünmez, bitarafane bir karar vermez, dalma muhtelif ve ekseriya geçici hâdiselerin tesiri altındadır. Londra polisinin yeni |// R Elektrik lâmbası fak, askeri bir anlaşma olmayabilir, yal muz bergün biraz daha sıkılaştığı, hâdise- lerin sevki ile belki de tam bir anlaşma yolunda bulunduğu görülmektedir. İtalya ise Sovyet Rusya demiyelim, komünizm aleyhtarı olarak gelmiştir, hattâ biraz da-! ha ileriye giderek komünizmin Orta Av-! rupaya yerleşmesine lâkayıd kalamıya- cağını ilân etmiştir. Vaziyete bakarak: — «Berlin - Roma mihverinin çelik ka- idesi sarsılmaktadır. hükmünü verenle- rin iddiaları bizim sütunlarımıza bile geçti. Fakat hem vaziyet! yanın menfaatlerinde b bir şey yoktur. Vaziyetin olduğunu biliyoruz. İtalyanın menfaatlerine gelin- ce, bunların hiç değilse söylenen kısmı Alman menfsatleri ve düşünceleri ile! elân mutabık görünmektedir, fakat bu bahsi bizzat İtalyanların dilinden dinle-| mek daha muvafık olur. | * Sinyor Mussoliniden doğrudan doğru- Ya ve her vakit ilham almakla tanınan es İtalyan güzetecisi Sinyor Virginia ayda geçenlerde bir İngiliz gazetesinde, Sunday Dispateh'ta bir İtalya gazetecizi bu mak, mun vaziyetini anlam Versay mü&hedesinden kalmadığını hatırlamak je: Müyordu. Fikrine göre V. Avrupa milletlerinin da mevcud nisbetsizli artırmıştı, » m İtalyanın kendisi için e dünyada hususi bir menfa- st aramadığını, bununla beraber Kalle- dilmesi icab eden h ususi menfaatleri bu- ray hatırlattıktan sonra şöyle de. işti: — İtalyanın balll artık geciktirilmeme- si icab eden menfaatleri MN İtalyan halkının inkişaf edebileceği İtalyan toprağında ve bir si ulh bavası içinde çalışmaktan başka bir şey istemi- yen bir İtalyan halkı, Kendi işleri üzerinden bir kontrolun makale neşretti, alesinde İtalya- nak için İtalyanın aa memnun ab ettiğini söy- €rsay muahedesi kaynakları arasın- ği eksilterek yerde| herhangi harci kaldırılmasını istiyen bir min yaratılışına iştirak w bu iniamiii harbi Bil, her ihtimale harici bir devlet are gayri Makalesinin başında İtalyanın kedi için Avrupa içinde ve Avrupa dışında husus! menfaat istemediğini O keydeder, ken yazısının sonuna doğru mümbit top- raktan bahseden İtalyan gazötecisi bu ki noktayı nasıl kabili tejif görmüştür, daha yakın zamunlarda muhlı ç yişler esnasında. il azminde. i bitaraf bir di. i Hergün Harb dolayıstle TER Londranın gece - leri o kapkaranlık Marsilyalı mi kaldığını biliyor - türlü kazslara mâni ol - için, şehir belediyesi oseyrü- sefer memurlarına beyaz gamselâlar da -İ: Bılmış, ve piyadelerle, nakil vasıtalarını daha kolaylıkla idare edebilsinler diye de, resimde gördüğünüz gibi kırmızı ışık-| lar neşreden elektrik lir sunuz. Her ; larak aslanlar arı mak ; iie di :i tı. Mariyüs dört İ te gösterilmişti, i : — Reşmin alt; i aları dağıtmış- Lloyd George'un | meb'usluğunun e'linci senesi| i v İngiliz artis iki boşanma ler en fazla sevdikleri müzik hol san'atkârı Grecie Fieldsin kocası Birkaç haftaya kadar Londrada Avam Kamarasında Lloyd George'un meb'uslu- unun ellinci yılı tes'id edilecektir, Lloyd George 27 yaşında olduğu halde 1890 se- mesinde meb'usan meclisine dahil olmuş-| tu. O vakit Carnavon meb'usu idi. Yarım | asırlık meb'usluk hayatı herhalde calibi dikkat bir şeydir. Fakat Avam Kamarası tarihinde keyfiyet bir rekor teşkil eyle- memektedir. 1895 senesinde Wolverhampton meb'us Tuğuna seçilmiş olan Charles Pelhan Vil- Mers 35 sene müddetle meb'us kalmıştır. Lloyd George şerefine yapılacak mera- İngil «Archie Pitt» emp mışlardır. Mahkeme ayni kararı daha verrmi gin mond ile Oliv Bira ko Yirmide bir cesamet i bir ressama giderek, Afrikada aslan $ avı yaptığını ve bunun bir hatırası o- İ tediğimi söylemişti. Ressam resmi yap- İ da ayakta duruyordu. Resimde &s - lanlar da, Mariyüs de tabii büyüklük- 5 ğendi, Yalnız ufak bir ilâve istedi: de bir cesametinde resmedilmişler - ire cümlesini yazımız, dedi. mış olduğu boşanma davası geçen hal- ia hitama ermiştir. San'atkârlar ayrıl. 'e aiddir. Bu san'atkârlar da ar- tik boşanmış bulunmaktadırlar. Bu çifte boşanma Londrada bir hay- li dedikoduyu mucib olmaktadır. POSTA 5 Kör sevgi, kör düşmanlık — Bizi kendimizden büyük olanlara bağlıyan sevgi ekseriya dikkat etmeden yaptıkları bir Otifattan doğar, onlara karşı besliyebileceğimiz antipatinin kaynağı da gene ekseriya bil- meden yaptığı sert bir harekettir. SOZ ARASINDA Gandinin 1930 da Söylediği sözler bir fıkra übalâğacı | Mariyiis asında bir resim is - ii Eği gi ” ZE Lİ | İngiliz gazeteleri bugünlerde İngiliz a- leyhdarhın yaptığı idâfa edilen Hindit N- der Gandinin 1930 senesinde Deyli Eks- prese vâki olan beyanatının bir kısmı ve ezcümle şu satırlarıni neşretmektedir- ler; «— Şimdi yanlış da anlaşılsam, İngiliz. ler pek yakın bir atide, onların hakiki dostları olduğumu anlıyacaklardır.» tane aslanın ortası Mariyüs resmi be - na «Aslanlar yirmi / #leri arasında Baline balığı ve harb Harb çıkalıdanberi balina yağının fia- ta üç misli artmıştır. 1989 senesi Ağustos ayında 2300 frank olan balina balığı yağı Kânunusani 1940 da 7000 #ranga çık- mıştır. Bu lereffü neye atfedilebilir? Tehtelbahir harbi balina avcılığına te. sir yapmaktan hâli kalmamaktadır. Bali- na avcilarının ekserisini Nörveçliler teş- kil ediyordu ve bunlar da harbin başlan- gıcındanberi bir hayli kurban vermişler- presarlo aleyhine aç- günde bir boşanma ştir, bu karar aktris| san'atkâr Laurence nserveleri sim çok parlak olacak, resmini ibtiva €- den p'âketler dağıtılacaktır, ——— aaa yanin elân bir muamma halinde kaldığı aşikârdır. Bu muammanın malüm olan tek noktası çıkabilecek her fırsattan isti- İade etmeyi beklediği, ona göre hazır Amerikada muhtelif gıdaların konser- ve halinde satışı günden güne çoğalmak- İtadır. Son aylar içinde pastil halir t; bisküvi halinde mayonez; tablet halinde kırmızı şarap satışa arzedilmişti. Şimdi de bira konservesi ortaya çıkmıştır. Buna bira konservesi demek pek te doğru ci- dir, hâlâ da vermekte devam ediyorlar. Diğer taraftan balinayağı, harb zama- nında gıda sanayiinde çok aranılan bir maddedir. Balinayağı vasıtasile margarin yağı yapılmaktadır. Mühimmat, sanayli de balinayağıra muhtaçtır. Mevaddı infilâkiyenin başlıca elif nüma- eriyc atılan iddi da nasıl unutmuştur, bilmeyiz, dikat bal, landığıdır. masa gerek... * Yeni harb karşısında harb harici kslan üçüncü devlet Japonyadır ve onun Vazi- yeti de tıpkı İtalyanınkine benzer, bir muammadır. Fakat bu meseleden bahset- meyi bir başka zamana bırakalım. Ekrem Uşaklıgil lardır. İSTER İNAN, | İstanbul adliye sarayı binasının sahası yeniden ve bır de- l fa daha günün mevzuu haline geleceğe benriyor: — Hayır, sahanın üzerindeki eski bina eski bir Türk sara- yının enkazıdır, yıkılmamalığır, denilmişti. Yikıldı ve yıkılırken görüldü ki, saray enkazı olduğu iddia «dilen şey adi bir han enkazıdır. Fakat meseleyi bitmiş san- mMuyalım. Şehir mütehassısı adliye sarayının biraz daha ge- ride yapılması için arka taraftan biraz sahanın istimlâk edil tavsiye etti, adliye sarayı biraz daha geride yapılınca taş daha ferah, daha haşmetli olacaktı: — Hayır, denildi. İstim) a m e “e çok para gider, adliy? bu pa İ İSTER iNAN, Çünkü bira gene mayi halırde İmuktadır. Yalnız içi emaye edilmiş kon- sevre kutularına konulmaktadır. Amerikada konserve biraları rağbet kazanmıştır. İngilizler de şimdi! askerleri için bu yeulü tatb'ke başlamış- iptidai maddesi olan giiserin şimdi ekse- riya balinayağından çıkarılmaktadır. Son on sene içinde yalnız Atlantik Ök- yanusunda İİÂf edilen balinaların sayısı 400.000 i bulmuştu, ğ Yalnız «Norveç. balina balığından se- nede bir milyar franlık sia elemi ğ bir temettü temin kak müthiş STER İNANMAJ Fakat mesele şu veya bu şekilde halle dil rince ortaya bir başka mesele etıldı- mibasna gi- Meğer yıkılan barabenin altından bir duvarda Bizanstan eski zamandan kalma imiş. Alınız size yeni bir itiraz tufanı; — Ortaya çikan eser gerçekten kiymetliğ i dan buruya ziyaretçi celbedecektir, m sinir mahdır. Gi Biz bütün bu hâdineleri hatırladıktan sonra esas maksadın saraydan, kiliseden, harabeden ve tarihten Ziyade adliye sa- rayını o sahaya yaptırmamak olduğu söylenirse bu iddlava verilecek cevab bukıunamıyacağına İnânıydnuz, fakat ey 0- kuyucu sen: STER İNANMA! duvar çıkmış, bu bir kilisenin eseri Sözün kısası Palatikacı! E. Ekrem Talu F i dedelerimiz, başından büyük işlere karışan, dalma yök» | sekten atan hemcinsleri hakkında: — Ayranı yok içmeğe, atla gider gez- meğel. demişler.. Pek te «gezi bir tabir kullanmışlar am, onu şimdi tekrar edemem. aslını bilenler, münasib gö | miyenlere söylesinler. ani ya, Herhalde, benim verdiğim kılıkla da 0 manasını kaybetmiyor; bana da mana 18- zim, Demem o deme değil, Son zamanlar- da sayısı artan kahvehanş pu rına fena halde içeril ivalini bir tenkid, bir tenkid ki deme git- İsin! Dört satırlık havadisten ahkâm karma'lar, çeşid çeşid kel lar, etrafa bedbinli lar, görülen işleri sistematik bir £ e beğenmeme- ler, güya daha makul, daha müsbet hal çareleri tavsiye etmeler.. gırla!. Herif, ikide birde âteşi tâzelenen nar- gilesinin marpucu ağzında çirafa ne hil metler savurmaz. Dünyanın en büyü diplomatları, kumamdanları, maliyeciles ri, iktısadcıları, onun yanında baltetmiş. Ayni zamanda hem erkânıharb, hem dev- let adamı, hem ekonomist kesilir. O :£8 ki, (yedi buçukluk) denildiği zaman b nun bir top çapı olduğunu bilmez de in- hisarın yeni bir sigara çeşidinden bahse- diliyor sanır. Umumi malümatı; Helsin- kiyi mayasılı iyi eden bir kök, Majinoyu İbir otomobil markası, Göringi Abdülha- midi tedavi etmiş namlı bir doktor, Ce- belüttarıkı Yemende bir kabile zannede- cek kadar kıttır. Öyle iken boyuna atar, tutar, gazeteleri yalanlar, havadislerin manalarını tahrif eder, yakında bizim de muhakkak harbe gireceğimizi söyler, binbir kötülük, binbir felâket haber ve- rir, kahve müşterilerinin en saflarını ze- hirler, ürkütür ve kemali gurur ile çıkar gider. bu sefer başka yerel i Böyle'erinin cemiyet için ne kadar müyrr oldüktermi söylemeğe, bilmem ki kacılas çıs net savurma İ hacet var mı? Bunların işyüzlerini cek olursanız, hiçbir kasdi mah reket etmediklerini anlar, büsl şarsınız. Kahvehane pulatikacısının opsikolı basitin basitidir. O, hayatta başka türlü nazarı dikkati çekmenin, tema nin yolunu bulamadığı içindir ki bu yolu tutmuştur. Sözlerine kulak asanlardan iki kişinin tasvibkârane baş sallaması 0- nun gururunu okşamağs, kendi hakkın- daki hüsnü hazarı teyid ve takviye eyle- meğe kâfidir. : Pek güzel amma, bü adam, cemiyetin düzeni bakımından zararlıdır, düpedüz bir bozguncudan başka bir şey değildir. Yabancı propagandayı bir tehlike ad- deden bizler, gözlerimizi biraz da bu fa- rafa çevirmeli, kahvehane pulatika nin çanına ot tıkmalıyız. E. Ekom Cal ada uzun bir harbe hazırlanıyor Ottawa 8 — İntihabat mücadelesini a- çan Makenzi King radyoda bir nutuk söy lemiştir. Hatib, parlâmentonun feshinden bahsederek, demiştir ki: «İlkbaharda vukuuna İntizar etmemiz için birçok sebebler mevcud olan taar - ruzlardan evvel intihabat yapmak zaru - retinde bulunuyoruz. Binsenâleyh Ka - nadanın uzun sürecek bir harbe hazırlan» İması lâzımdır» asuman 00001004101 540000000 AUAUMEN NANE SAN TAKVİM UBAT Kan rum. Dünya ah“,