Kız mektehleri arasında dün yapılan voleybol maçları İstiklâl Tisesi - Kiz lisesi (yukarda) Cümhuriyet - İnönü (aşağıda) takımları Kiz mektebleri arasındaki voleybol maç -|bir kır koşusu tertib etmiştir. Koşu 11/Şubat emmi Kız Muwilim mektebi salonunda | Pazar sabahi Fenerbahçe stadından başlayıp İk müsabaka Cümhuriyet ile İhöntü ie -| <20X07* S4 çi lari arasında & yapılmıştır. Neticede, 15.8) Hareket işareti saat 1030 da verileceğin - 15.3 İnönü lisesi takımı gelib gelmiştir. & İden müsabakaya girmek isteyenlerin saat 10 m müsabaka: Şişli Terakki ile Kandl.|da Fenerbahçe stadında hazır bulunmaları, arasmda idi. Şişli Terakki gelmemiş, Kan ber isteyen iştirak edebilir. dil iisesi takımı da hükmen galib sayılmış Sn tar. Üsüncü müsmbaka İstiklâl ile Rrenköy H - leri takımları arasında oynanmıştır. Netiesde gök hâkim bir oyundan eonra zı Erenköy Yisesi takımı galib gel - Galatasarayın jimnastik müsahakası Şehrimizde kışlık yüzme havuzu bulunma. dağından kıp aslon jimnastiği ve yuhtej? Oyunlarla geçiren Galatasaray yürücüleri a. 5 bir jimnastik müsabakası tertib © etmek üzere stada teşrifleri rica olunur: Adil Giray, Ömer Besim, Semih Türkdo. gan, Nal Moran, Ali Riza, Faik. Verilecek hediyeler şunlardır: Birinciye - Eşolman elbisesi, ikinelye - Çivili ayakkabi, üçüncüye Bveter, dördüncü, ve beşlnciye ve altırcıya muhtelif hediyeler. Birinci küme Jig heyeti toplanıyor Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Futbol Ajarlığından: Görülen lürum Üzerine birin. ci küme lg heyetinin toplanmasına karar verilmiştir. Klüp murahhaslarının 9/2/1949 Cuma gü. nü akşamı sani 18 de Bölge Merkezine teş - rifleri rica olunur. Nevyorkta mühim bir boks maçı Boksör Fred Apostoli Nevyorkta Madison Bagüsre Garden'de 16 bin seyirci önünde ra- kibi Melo Bettina le yaptığı revan; maçını iştir, Müsabuka paralel bar, kasa atlam, nl SA, Marmanma, beygir ve minder üzerinde yala > harekâttan #barettir. Şubat Cumartesi günü saat 4 de klübün Hmnastik salonunda ders edilecek olan bu lan balaya herkes gelebilir. bakayı müteakiben Robert Kole aütmleri de Gülatasaray © basketboj kei Arasında bir maç yapılacaktır. Kadıköy na'kevinin kır koşusu! kai kain gayesle Bilaz , #Porunu)kib 12 nci rarumdda beknik nakavt olmuş - bana VİMİZ zaükâfetlı ter. Apoetoli de hastaneye kaldırılmıştır. İsimleri aşağıda yazlı sevatın hakemlik! SON POSTA << EE O ER, | Arorikadan 1000 ton demir geliyor Amerikaya yapılmış olan ve 3000 tona ba. 1iğ olan profil, levha, çubuk ve tel halinde- kl demirin bugünlerde yüklenmesine başla. nacağı ve Mart ortalarına doğru Mmanımı- sn gelmiş bulunacağı öğrenilmiştir. Ba de - mirierin Kilosu 34 kuruştan salilabilecektir. Gene Mart ortalarına doğru 250 ton ka - dar teneke gelecektir. Şehrin üç aylık ihti - yacına tekabül edecek olan 29 ton kalay da burünlerde gümrüklere çıkarılacaktır. Mı - sırdan ağır sığır derileri gelmekte olep, A - merlkaya verilen siparişlerin de gelmesi bek. Jermektedir. Arpa ihracma müsaade edildi Birkaç gün evvel İhracı menedilen arpa Ihracına yeniden müsaade edilmiştir. Yal - nız fbracatşlar dahili ihtiyaca tekabül e - decek bin vagon kadar bir #toku alâkadar. larin emrine Amade bulunduracaklar ve bu- nun haricinde ihracat yapabileceklerdiz. Bu sebeble dört kuruş otuz paraya kadar düşmüş olan arpa fiatları Afin baş kuruş 0 tur paraya fırlamış, şehrimize gelen 5 va - gön arpa bu fisttan satılmıştır. Arpa #zerine hararetli muameleler ve #- Hvre satışlar başlamıştır. Alman ticari anlaşması gümrüklere tebliğ edildi Almanya İle aramızda akdedilen yedi bu. çuk milyon Ilrahık son ticari anlaşmanın metni dün gümrüklere tebliğ edilmiştir. Haber aldığımıza göre (anlaşmanım boş milyon Yiralık kısmının hemen tatbikine baş lanacak ve bu kategoriye dahli bulunan İki mliyon 700 bin Uralık tütün, bir milyon M - «Son Posta» um tarihi tefrikasr 134 BİNBİRDİREK BATAKHANESİ Yazan: Reşad Ekrem Fedakâr sevgili Kapı tekrar açıldı, odaya birbiri arka- sından üç sipahi girdi; birbiri arkasından üçü de sadrazamın eteğini öptüler ve ka- pi yanında el pençe ayakta durdular. Re- ceb Paşa kaşlarını çattı; — Bre ağalar vezir sarayına hodbehod girmek olur mu?. Bre bizim vezirlik »r- zamız yok mu?! Bre bu iş şerlate uyar mı?.. Bre bu iş ne iştir?.. Sipahilerden biri bir adım İleri çıktı. Bir müddet Musa Melek Çelebiyi süzdü, sonra: Devletlâ sultanım... Musa Çelebi gelmiştir diye işittik. kendisini görmeğe ve almağa geldik... Camii şerifte bu ge- ce cülüstur derler. sarayı hümayuna baskın vardır.. Bu birinci sipahinin sözünü tamamlamağa çalıştı; — Bizler padişahımız Sultan Murad Hanın sadik kullarıyız... Olmıya ki pâ- dişahımıza bir hata ilişe,.. ikincisi ralık fındık ve bir miyon 304 bin liralık in.| Nihayet üçüncü sipahi de: dir, üzüm. pamuk çekirdeği, küsbe ve hurda incirin ihracına başlanabilecektir. — Elbet Musa Çelebiyi alır camiye gö- itürürüz... Padişahımızm Musa Çelebiyi İkimei kategoriye dahlı bulunduğu söyle -| bizden esirgemediği görüldükte kul dahi nilen ve İki buçuk milyon Mraya baliğ ola: afyon, deri, palamır, hülâsam ve palamut, seylin yağı ve tifüğin ihracı hakkında he - nüz bir malümet voktur. Mezünen memleketine gitmekte olan Fran sanin Moskova elçisi Nagglar dün öğleden sonra Sovyet bandıralı posta vapurile şehri. mize gelmiştir. Kendisini gören bir muhar. ririmize sefir: — «Merunen memleketime gidiyorum. Ya. rın Ankaradan İstanbula gelecek olan Pran- savın Ankara sefiri dostum Massigti #le ko - nuşacağım.» demiştir. Sefirin birkaç gün şehrimisde muhtemeldir, kalması Ankara borsası Açılış - Kapanış 7/2/M0 Piatları 8.21 120.19 2m 1.0404 1 Sterlin 160 Dolar 100 Fran 100 Liret 160 İvi. Pr. 100 Florin 100 Beiça 100 Drahmi 109 Lava 100 Peçe'a 100 Pengö 100 Ley 100 Dinar 100 Yen 100 İsveç Kr. 30.7625 30.8215 Esham ve tahbvilât Türkiye Anonim Lâstik şirketi 0.90 | cila Tâfin ağıza almaz... Dedi. Birinci sipahi de ilâve etti: — Umarız padişahımızın Musa Çelebi gibi bir sevgili bendesine zarar İlişmiye... Receb Paşa Musa Melek Çelebiye döndü: — Musa Çelebi oğlum, bu ağulara ne Diye sordu. Musa Çelebi, bir elile sad- razamın üzerine atılacıkmış gibi duran Gfillü Fatmayı tutarak: — Ya sultanım şefaat etmeği taahhüd etmiştiniz, bana kıymak reva midir? Dedi, Receb Paşa Güllüyü gözünden kaçırmıyarak homurtulu bir sesle cevab verdi: nıyor, o güzel yüz biran içinde mahvolus veriyordu. Çingene rakkase yıldırım şü- rati ile kararını vermişti: Musa Çelebiyi belki de pek az sonra bir maktel olabile- cek bu odadan çıkarmak, onu hareme sokmak, ve sonra, arkasından da kendisi hareme dalmak, harem kapısını kapadık- tan sonra, Receb Paşayı bir hançerde de- virmek, haremi dehşet içinde bırakarak birbirine katarken sarayı tutuşturmak. sonra, bu korkunç karışıklıktan istifade ederek Musa Melek Çelebiyi kaçırmak... Ya dördüncü Murad,.. Güllü Fatma artık ne dördüncü Muradı, ne de onun #altar natını düşünüyordu. Gözünde bir tek in- san vardı: Musa Melek Çelebi... Gözlerini bir kaplan bakışı ile sadraza- ma dikti, burun delikleri açılmıştı, göğ- sü körük gibi inip kabardıkça, bol mintas nının altında kolaylıkla gizlediği küçü- cük ve tıkız memeleri, mazarı dikkate çarpacak kadar beliriyordu, bir kuyudan aksediyormuş gibi: — Receb Puşu.. Musa Çelebiyi tiz ha“ reme al götür... Dedi. Sadrazam şaşırdı, esmer deli. kanlı üzerine sıçrayacakmış sanarak bir adım geri çekildi, dışarı çıkmak ister gis bi davranarak: — Hele görelim... Belki defolurlar... Diye kekeledi. Güllü Fatma nâra atar gibi bağırdı: — Vallah katline izin vardır... Musa Çelebiyi tiz hareme al götür... Dedi, “Ortalık iyise kararmıştı. Sadrazam ba- şile de işaret ederek: © — Yürü Musa Çelebi!... Dedi, Receb Paşa önde, arkasında Güllü Fat- ma, öyle ki, cesur kadın, etrafında ceylân sürati ile dönen gözleri ile sadrazamı ve — Oğlum. ne işliyelim. cülüs Jâfın adamlarını ko'luyordu. Musa Çelebiyi de, işittik. padişahımızın vücudünü Muha-| bileğinden sımsıkı yakalamış, göğsünü faza için senin ve benim gibi yüz bende ona siper yapmış olarak yürüyordu. feda olsun... Sonra sipahilere döndü: Sofada, paşanın içoğlanlarından Yir- miden fazla tuvana delikanlı vardı. Ağa» — Hele siz şimdi dişarı gidin şehbsz-İğı taşlık ve merdiven İse yalın kılıç ve lar... Musa Çelebi bana emanettir. si-| zinle camiye varmağa razı oldukta beni taahhüdden halâs eder... Dedi. Sipahiler sadrazamın huzurun. İyalın hançer, sipahilerle doluydu. Ha İrem kapısına doğru ancak üç dört adım İatmışlardı ki. paşanın oğlanlarından İri İbir genç, Güllü Fatmanın sağ görü üze“ dan edeb ve terbiye ile çekilirler iken,'rine müthiş bir yumruk savurdu. Şöyle üçü de bir ağızdan: — Bu Musa Çelebiyi elbet isteriz, bi-' baştanbaşa çaprast'ama geçiriverdi İbir silkinen kadm, oğlaam yüzünden zim İle bile camii şerife götürürüz. ve bir müthiş nfira işitildi: illâ dağılmayız... Azim fitne olmak mu- bakkaktır... — Yaklaşmayın yakarım!,.. Fakat, hangi taraflan savrulduğu bi Dediler. Onlar çıkıp taşlığa indikten linmiyen zalim bir yatağan, Güllü Fat âz sonra, dışarda tekrar müthiş bir uğul-'manın, Musa Çelebiyi tutan 801 elini b tu, bağırışma başladı. leğinden koparmış, Musa Çelebi de, biz Güllü Fatmanın gözleri önünde kanlı |omuz vurularak parmaklıktan taşlığa yu» bir sahne belirdi: Musa Melek Çelebi | varlanmıştı. Bu sırada Receb Paşa da ha- yüzlerce hançer darbesi altında parala-'reme kaçırmıştı. (Arkası var) — Ne macerası?. — Şu Garidis macerası! | — Onda ne var kizim?. On altı sene | evvel... | — Hayır!, On yedi sere evvel! — On yedi sene olduğu nereden Xim?. İ — Kendi yaşımdan. ben henüz on al.| tasındayım. Hani hinemin sevgilisinin se- ni kaçırdığı yaşta... Halbuki sen bana bir sene evvel hamile kalmıştın., i — Garidisten ha?, — Bilsem sana sorar muyım?. — Ayol; ben o gece, dur bakayım; bir, fki, üç, dört, beş; tamam beş kişinin ilânı aşkına tahammül ettim. — Aman Allahım!, Beş kişinin mi?, Evyeli bir Romanyalı ile bir Avustur. yahnın; sonra bir Gagavozla bir Yunan. nun, yani Garidisin; en nihayet te saba- ba kadar Süleyman isimli bir Türklel — O gecemi... — Senin doğum hesabına göre öyle... — Eyvahlar olsun!, Acaba hangisi? Sen ne dersin anne?. Bu Ulahhı, Sırblı, Romanyalı, Bulgarlı, Yunanlı, Gagavoztu, Avusturyalı, 'Ma- Mma-| Emrini verdi. Kız çekildikten sonra karısını benim yanıma çekerek: — Benim sevgili, sadık karıcığım; de- di, kurtuldum! Kadın sevinçle bağırdı: — Aman?... kulli oynamanın ne demek olduğunu, ha- bis Manolesko, şimdi Tunanın dibinde öğrensin. Fakat herifi amma da cuplat- miştık hat, — Yavaş söylel.. larından tutunca Hip Tunayal.. Yaşasın Tunat... — Mahkeme ne yaptı?. Sihirli göz konuşuyor! a | — Çok iyi. hiç parazit yapmıyor... — Demin kız peler anlatıyordu?. — Seni ne kadar çok seviyor ayol?. — Yok canım?. — Vallahi!. Demin sen gelmeden ev- vel; «Anne!. Bu babamı rahmetli kocan, — Sus, telâş etme. mahkemeden bu- Yani ben'n; has babam Katireskodan çok gün beraet kararını aldım. Beraber bas-/daha fazla seviyorum» diyordu. tığımız kalp yüz leyliklerde bana kata. — Vay canına!, Sebeb?. — Sebeb; Tadyo... — Anlamadım... -—— Ben ona «radyoyu baban senin için aldi» demiştim... — Hani gönlüne bir şey gelmesin ka- — Kafasına bir sopa; düşünce a- rıcığım; sen söz açtın da aklıma geldi. yağına bir taş; ben e sen ayak. | Rahmetli kocanı mı çok severdin, yoksa? — Sus haln!, Ömrümde iki erkek yü- zü gördüm; rahmetli çok iyi bir adamdı; fakat sadece kocamdı. teskin ettiler, * — Birer kehve emreder misiniz?. Nadide Koçerin şakrak sesi yükseldi. Ab bu Nadide, ah bu Nadide!, Eşref Şenerin radyosu Milletler Cemiyetizade matmazel Maryoradan sonra bir de be nim şu Nadidem: görse, acaba hangisini daha üstün bulacaktır?. Nadideye kocası için eşu herifi aşır» 'diye işaret ediyorum; «ne fayda; bu var!» gibi Eşref Şeneri gösteriyor. Nadide bir doğursa?. — Ah benim şeker evlidim, ciğerpa- İrem!.. diye okşayışı ne ömür olacak?. kuzucuğu yanlışlıkla ben bağrıma basarsam?. Amma felâket hal, sirti sıra sekiz, on parazit yaptım; ses düğmemi biraz sola çevirerek asabımı | Ur sark, Türklü; kestirim ifadesile, «Millet- er Cemiyet temiz famtiyanın içine na- ml düştüğümü teessürle düşünürken içe- riye Nikolesko girerek kızına: — Annenle beni biraz yalnız bırak! franın babasını nasıl bulabilir?. — Bay Eşref Şeneri, — Emrediniz efendim... — Estağfurullah! Sizden bir şey rlea edecektim, — Buyurun bayan!, — Makineniz yalnız sizinle mi konu şur?. İ — Zannetmem; belki sizinle de konu — Ah buraya getirseydiniz!i, Hemen atıldım: — Sakın hal, Aman Nadide; şey, par don, Bayan Nadide; ne lüzumu var efeti- dim?. Cin midir, şeylan mıdır?, — Hani cinlere, şoytanlara ehemrmiyef wermezdiniz?. — Ben mi?, Kat'iyen!. Rica ederimi Makine olduğu yerde dursun!, Her nasilsa Lütfi Koçerin bu akşam zekâsı üstünde. beni ve karısını hiç ola mazsa nükteyle iğlenemek için: — Ben de ayni fikirdeyim; dedi, «self münaleyküm kör kadı: diyecek kadar İdoğru konuşan bir makine bizim bayani ve bayanla beraber aziz dostumuzu Tü Ya ondan hamile kalır da, Lütfi Koçer-İhatsz edebilir. Vay lâhana dürümlü kat, kat efendi vay! — i bulamadı, yırdık.) — Ya ben?. SaNa bulsaydı ye gayri) — Hem kocam, hem Ben iki kocalı bir katının mevhum ço- mevkuf cereyan eder miydi?. Neyse karı-| — Hem? cuğuna aid babayı keşiften #ciz kalıyo- cığım; bunu umutalım ve keyfimize baka-| — Sevgilimi... rum; ya o zavallı Romanyalı; hayır, Ro- Lâmbalârım öyle çarpmağa başladı kilmanyalı değil de Romanya tebaasmdan lım. Nasıl; radyo #yi işliyor ya?. sandığımı tokmaklamalarından korkarak imilliyeti meçhul kadıncağız kızı Maryo- Ben duymamaslığa geldim; fakat Na dide dayanamadı: — Âferin Lütfi; dedi, beni doğruluk tan korkacak kadar eğri mi buluyorsun? (Arkası var)