Hergün Harbin iktisadi tesirleri Üzerinde düşünceler Yazan: Muhittin Birgen ünyanın her tarafında oyapbığı iktisadi tesirler bukımından Ci- ban Harbinin tam bir eşi olarak mütalea edebileceğimiz bugünkü harb, yani mah- dud muharibli yeni Cihan Harbi, bütün dünya hayatında bir takım akisler yapı- yor. Her ne kadar bugünkü harbin askeri ve siyasi muharibi, hiç olmazsa şimâilik, mahdud ise de iktisadi bakımdan bu mu- hârebenin tesir sahası içine girmemiş o lan memleket yoktur. Bunun için, bü barb de, öteki muharebenin milfetler ha- yatında yapmış olduğu bütün akisleri tekrarlıyacaktır. Aradaki fark, yalnız nisbetlerin ve biraz da mem/öketlerin de- ğişmelerinden ibaret olabilir. Cihan Harbi, mülletlerin bayatlarında| büyük değişmeler yapmıştı. Bu defaki muharebenin de böyle değişmeler yapa- cağı şüphesizdir. Meselâ, birçok memleketlerde köylü borçtan kurtulacaktır. Bu hâdise, hatta harbe iştirak etmiş olan memleketler için bile muhakkaktır. Harbe iştirak eden memleketlerin köyünün nülusu büyük zararlar görse dahi, geriye kalacak olan nüfusu borçtan kurtulmuş bir kütle olur. İktisadi şartları çok fena idare edilmiş 0- lan Cihan Harbinin Türkiyedeki tesiri böyle olmuştu. Eğer, Türkiye bu defaki harbin haricinde kalır ve köylü de çok çalışıp bol bir istihsal yaparsa, köy saha- sında memleketimiz çok mes'ud bir inkı- lâba şahid olur. Eski hocaların: «Borçlulara eda, derdlilere deva, has- talara şifa'» Diye yana yana göklere doğru yükselt- tikleri dua, muztarib insanlığın bu yal varan sesi, bu harb esnasında köylü he- sabma göklerce kabul edilmiş ve işitik miş bir istirham olur. Hiç olmazsa, köy- de gene derdi ve hasta bulunsa bile, borçlu artık görülmez. Türk köylüsü, Ci- han Harbinden, bütün o aldığı derin ve ağır yaralara rağmen, börç bakımından| olsun tertemiz çıkmıştı. Onun yeniden! borçlanmaya başlaması 925 ten sonra oldu. * «Mahdüd muharib yeni Cihan Har-| bis nin yapacağı tesirlerden biri de bü-| tün devletlerin borçlanmaları şeklinde tecelli edecektir. Nitekim, öteki Cihan Harbi de böyle olmuştu, Harb tehlikesini kapısının eşiğine kadar yaklaşmış hisse- den her memleket, kendisini müdafaa için bütün gayretile silâh'anmaya çalışır. Fiilen muharib olanla olmıyanlar arasın- daki fark, yalnız bir nisbet farkıdır. Harbedenin borcu daha çok, her ihtimale | karşı hazırlanma mevkiinde bulunanın- ki daha az, fakat herhalde, bütün devlet- ler, bu yeni badire içinde, mutlaka borç-! Yanacaklardır. Borç hiç kimse için iyi bir şey değildir. Bununla beraber harbedenlerin ve bil hassa mağlüb olan devletlerin borçlan- maları çok vahim, ölçülemez derecede — akıbetlere kadar gidenildiği halde, arbe iştirak etmemiş olan devletlerin e korkulacak ve taşmamıyacak bir TERE ia Çünkü, harbetmiyen a milletin iktisadi hayatı o kadar geniş bir inkişaf derecesine vâsıl) olur ki bu inkişafın devlet iradı üzerinde yapacağı mes'ud tesir, en ağır borçları Ka kifayet eder, arbe iştirak etmiyen devletlerin biç biri için, tehlike duyçusile yapılmış veya yapılacak borçlardan korkmaya mahal yoktur. Çünkü, bu nevi memleket. lerde mill! (ktısadın her sahada yapabi- leceği inkişaf, millet hazinesinin iradı artıracaktır. İktisadi detikliline sahib, kendi hayatını dilediği gibi tanzim et mesini bilir ve miHli teşebbüslerini hima- yeye kadir bir memlekette, bu defaki harb de bütün iktissdi kuvvet unsurları- Amerika palisi bir evde araştırma yapmaya mecbur ol muştu. İstediği küçük bir seneddi, evi günlerce, hattâ hafta» larca araştırdı, döşemelerini söktü, eşyasını delik deşik etti, fakat aradığı kâğıdı araştırmaya nihayet vereceği gün son dakikada buldu: Yazı masasmın üzerind sının altında dörde bükülmüş olarak dur İnsanın en güç gördüğü hakikat ken. Çörçil'in Sevdiği şapka İngiltere bahri- ye nazır Çörçil gemici şapkasına pek (meraklıdır. Pransadaki İngiliş hava kuvvetlerini teftişe gittiği sıra- larda kendisine bir çelik miğfer takdim olunmuş ise de, Çör- çil «Ben bu şapkayı daha ziyade tercih jederims diyerek miğferi reddetmiştir, a an a a miyet tabakasını teşkil eder. Bizde oldu- ğu gibi dünyanın her tarafında ve dün- yanın her tarafında olduğu gibi de bizde, bu zümre, hayatın pahalandığını görecek ve şikâyet edecektir. Harbin yeniden bozduğu iktisadi mü- vazeneyi cemiyetin muhtelif tabakaları arasında yeniden tesis edecek bir nizam vücüde gelinceye kadar şikâyet edecek şartları uzayıp gidecekse bu mesele, biz- de de kendisini gösterecektir. Bu meselenin halli, bir taraftan iş üc- reti piyasasının arz ve taleb kanunlarile, diğer taraftan iş ile Ücret arasındaki muva zeneyi kontrol eden devlet elile yavaş vaş kendiliğinden tahakkuk eder, Evvelâ tcaret evlerinden başlıyarak fabrikalara ve umumi mahiyeti haiz müesseselere ve oralardan da resmi veya yarı resmi mü- esseselerdeki memurlara doğru giden bir hâreketle iş ücretleri yavaş yavaş yeni fist seviyelerine göre ayar edilir. harbin doğurduğu pahalılıklara karşı iş Ücretinin yeni bir seviye üzerine seviye- Jenmesi hareketinin kendisidir. Fakat, bi'hassa bu zümrenin kendi olan bu zümreyi harbin tesirlerine karşı|i müdafaa etmek her memleketin başlıca; İiçtimal meselelerinden birini teşkil eder. 8 Nitekim yakın bir zamanda, eğer harbi? le, mürekkeb hokka- sarfetiikten sonra ruyordu, disine en yakın bü- AE Bekâr olduğunuz ne belli Perisli evli bir erkek Sen nehrinin geldiği istikamette Paristen harice çıkmış, nehrin kenarında müteessir 0- furuyordu. Bir polis gördü: — Nehir kenarmda ne bekliyorsu- nuz? Dedi. Mütçessir adam polise cevab verdi: — Karım nehre düştü, cesedini ci- sun bulmak emelile buvada oturuyo- rum. Polis sordu: — Kannız nereden nehre düştü. — Paristen! — Peki emmi, siz ters tarafa gel- diniz, nehir buradan Parise akar, Pa- risten buraya akmaz ki. karak cevab verdi: — Bekâr olduğunuz ne belli, kadın- ların hepsi aksi hareket bilemiyorsunuz. kk Sale ki Tam 100 senelik hapis cezası Amerikan gangsterlerinden 27 ya - “İşımda Snub Forbes | Kânunusani 1940 İtarihinden itibaren yüz sene hapis ce- zasına mahküm edilmiştir. Hapishanede hüsnü suretle hareket eykyecek olduğu takdirde ancak alt -| yaşma geldiği vakit affa olabilecektir. mazhar m a fevkalâde fiat hareketlerine karşı m'ida- faa etmesini temin eyler. Maalesef, bugüne kadar memleketi- miz bu işe lâkâyıd kalmıştır. Son günler- lunan hakikattir, en faydalı hedef te en kolaylıkla gidebile- | ceği yolun sonunda bulunur, fakat bu hakikati de, bu hedefi de birçok yorulduktan, hayal sukutlarına uğradıktan, emek mızı, daha sonra da muhitimizi görmeye çalışalım. Yakını görmiyen göz insanı mutlaka düşürür. SOZ ARASINDA Kazanmanın nn Hergün bir fıkra (|| Mektubların sansürü Müteessir cdam polisin yüzüne ba- ilmurlardan birini bir mektubu ettiklerini i i maişetini müdafaa için başka memleket-İde Ticaret Veki'imiz, bir aralık bu bahse lerde çok muvaffakiyetle kullandığı hal-| de temas etti, Ümid ederiz ki memleke- de bizde henüz teşebbüs etmediği bir| çin bilhassa böyle bir zamanda çok muh- tedbir daha vardır ki fki ke'ime ile del4aç oldağu bu hareket, yakın bir zaman- bunun üzerinde durmak isteriz. Bu ted-| da tatbikatını göreceğimiz bir tenzim bir, ücretli, aylıklı, yani sabit gelirli) plânemn ana maddelerinden birini teşkil zümrenin İstihlâk kooperati"eri vasıts-| edecektir. #ile kendisini gerek alelimum ihtikâra ee ve bilhassa harb zsmanlarına mahsus nı harekete getirecektir. Hangi memle ket harbin bu çalıştırıcı, yarstıcı ve artı- rcı kuvvetlerinden çak istifade ederse © memleket İleri gidecektir. Bununla bera- ber, bunun imkân derecesi, o merileke- tin elinde olduğu kadar kendisini çevi- ren dünya şartlarınm gidişine de tâbidir; yani harbden edilecek istifade, biraz da talihin getişi ve tarihin gidişi meselesidir. * Yeni harbin dünya üstünde yaptığı ve yapacağı tesirlerden biri de, sabit iradiı, yani aylıklı, ücretli, yevmiyeli insanların maişetleri ünerindeki akisletdir. Geçen gün söylediğimiz gibi. bü zümre harb te- şirlerinden en fazla müteessir o'acak ce- İSTER INAN, Bir okuyucumuzdan şöyle bir mektub aldık: > «Bây ve bayan kelimeleri artık dilimizde yer etmiş sayılır, p Tıpkı Frenklerde olduğu gibi, a , ayni şekilde kullanıldığı zaman kulağı hiç'de tırmalamıyor, yalnız maalesef kullan- ma yerini ve şek'int henüz temamile öğtenemedik, kadın ema am ç hatti hanım kelimesinin. kullanılacağı yerde G bade kullanıp gidiyoruz, yavaş yavaş elbette üzelitiriz. yalnız be düğüm bir nokta daha ii e Macarca müstesna o'mak üzere dünyanın bütün dille - İSTER İNAN, SERER siz ne dersiniz?; İSTER a m m m a m a m m m — r Sözün kısası Yeni yıldız E. Ekrem Talu ye Üniversitesi profesörlerin - den biri gökyüzünde yeni bir yıl- dız keşfetmiş. Bu keşif, muhtemeldir ki fen âle « minde, her yeni buluşlar gibi ehem - miyetli bir aksülümel yapsın. Birçok salâhiyetli gözler kuvvetli dürbün a- deseleri arkasından geceleyin. saatler süren araştırmalar yapacak. başlar, İ- çinden pek güç çıkılır hesabların üze - rinde günlerce eğik duracak, #limler arasında muhabereler. münakaşalar 0- larak, ilmi cemiyetlerde buna (dair konferanslar tertib edilecek. kâşife hâ- raretli tebrik mektubları ogönderile - cek. hasilı bu keşif kozmoğrefya tari- hine harika nev'inden bir muvaffa - kiyet şeklinde kayda geçecektir. Halbuki, İstanbul Üniversitesinde - ki profesörün keşfettiği bu yıldız'yeni birşey değildir. Onu biz biliyorduk. Türk vatanmın ufkunda o senelerden - beri doğmuş. hergün biraz daha artan şa'şaasile pırıl pril parlıyor. Bu yıldızı, Türk varlığının ikbal yıl- dızını yeni keşfettim zannı batılına kapılan profesör mazurdur, çünkü ya- bancıdır. Valâ. yıldızımızn parıltısi yabancı gözleri de kamaştıracak ehem miyette ise de her göz ayni derecede keskin olmaz ve o şa'şaayı farketmiye- bilir. Sayın profesörün ir noktada İsa- beti var. O da, yıldıza LAnkara) adını vermek isteresindedir. Filhakika, An- kara veni Türkiyenin baş şehri olmak- yp. ayni zamanda yeni 'Türk cevherinin de sembolü sayılır. Bu yonmla. muhterem kâşifi suku- tu hayale uğratmak istemem. Yeni yıl- dızı. Ankara yıldızını keşfetmiş olma- nın sevincini ve şerefini kendisinden böylece nez' ediyorsam buna mukabil heniz adlandırılmamış olan onun isim babası olmak hazzını kendisine bihak; km terkediyorum. : (Ankaral, cök kubbede tekmil par e bülend mevktini o muhafaza çe aziz Türk bütünlüğünü de olan- satvetile yer yüzünde görürüz. Evvelâ kendimizi, sonra yakını- İngilterede İl Tİ ett ca azamet ve payidar olsun! VE Civan Malı Harb cilvelerinden biri de mektublara ! konah gansürdür. İngilterede harice gön-| derilecek mektubları tetkik etmek, san) İsürden geçirmek üzere muazzam bir teş- İkilğt vücude getirilmiştir. Bu resimde, | seesesemen bü teşkiliün, hi. knmnda şişen we) Betzin've gezin yehi inceden " İsnceye tetkik ederken görüyorsunuz. fiatla'ının mer'iyete Lİ girdiği tarih Nikotinsiz tütün istihsal Ankara, 16 (A.A.) — Dün ilân edilmiş ai a edilebilecek mi? olan yeni benzin ve gaz fiatlarının 15/1/ İtalyan alimlerinden biri İtalyada 940 tarihinden itibaren mer'iyete konul- Scafati'de nikotinsiz tütün elde eyle -' duğu bildirilmişti. Bu fiatların 13/1/940 mek için tecrübelere girişmiştir. Alim! tarihinde mer'iyele girdiği anlaşıldığını domates, patlıcan köklerine tütün fi -İdan keyfiyet tashih olunur. deleri aşlamış ve çok ümidbahş netice- em e Ee ler elde eylemiştir. Malt höülâsalarının fiatı Patlıcan ile domatesin nikotini erit- tesbit edildi tiği kat'i surette anlaşılmıştır. İnhisarlar İdaresi tarafından yakında Bu alim gelecek seneden itibaren bu! piyasaya çıkarılacak olan Malt hülâsası- İsurerle vasi mikyasta zeriyatta bulun-İnın şişe hacmi ve fiatı tesbit edilmiştir. mak rivetindedir. Malt hülâsaları 35 santilitrelik şişelerde > piyasaya çıkarılacak ve şişesi 45 kuruşa satılacaktır. ! Londrada eczacı Smirrel mahkeme ta - Bir amele dinamit ateşlerken rafından 215.000 Türk lirası tutan cezayı yaralandı pakdiye mahküm olmuştur. Londrada bul Anadolukavağında Umur yerinde Va- na nakdi ceza rekoru denilmektedir. Ce- silin taş ocaklarında çalışan amelelerden za şu sebeblerden dolayı verilmiştir: | Mehmed, lâğım patlatmak üzere dinami- 1 — Ecza mütredat defteri günü gânü-| ti ateşlerken kendisini gizliyememiş ve şi infi'âk eden barutun tesirile ellerindef 2 — İ'âçları rmuhtevi dolab kilidsiz 0-| ghemmiyetli surette yaralanmıştır. Tarak Dühaneneişinz. Yaralı amele cankurtaranla Beyoğl 3 — Eczacı asistanlığını yapan kızın! hastanesine kaldırılmıştır. diploması yoktur. sami iz Emi TAKVİM Nakdi ceza rekoru İNANMA! rinde bir madamdan, mösyöden başka bir matmazel, bir Herden fravadan başka bir Fravlayn, Mistrdan, Misisten başka bir Mis vardır, kadın İle genç kız ayırd edilmiştir. "Türkçede bayan denildi mi kadına, bay denildi mi erkeğe hitab edildiğini anlıyoruz. Fakat genç kızı gösterecek keli- me eksiktir, bayanın yanında bayanca, beyince, bayca ve- saire gibi bir kelimenin icadına şiddetle lüzum görüyorum, Bu ckuyucumuzun işaret ettiği noktanın gerçekten bir eksiklik olduğuna biz de inanıyoruz, fakat ey okuyucu sen: 8. İD. . Şal 7 $. |D.|8. |n. A Jsafız Joa 9jsaju |— INANMA!