SON POSTA Akdeniz hâkimiyeti için 2.000 yıldanberi cereyan eden mücadele Akdeniz dünya medeniyetinin bir ül sayılır. Yer yüzünde iz bırak - Miş bütün eski medeniyetler, Akdeniz inde yetişli.. dünyaya hükme - imparatorluklar Akdeniz çevre - #İhde kuruldu.. fakat bütün bunlar - dan mana Akdenizin bizim için bam- başka bir hususiyeti vardır: Akdeniz Yllârca Osmanlı o İmparatorluğunun bir gölü olarak sayıldı. fakat Osmanlı ratorluğu çöktükten sonra da Ak. denizin bizim gözümüzdeki kıymeti a- Zalmadı.. çünkü Akdeniz bugün de gö- z değilse bile, başlıca denizleri » Mizden biridir. En mühim limanları - ımız Akdenize açılır. arazimizin en ne kısımları Akdeniz kıyılarında. Akdenizin bize göre olan hayatt e - miyetini daha iyi anlayabilmemiz İçİn, Akdenizin muhtelif milletlerin ta. Mhinde oynadığı, Akdeniz etrafındaki Mücadeleleri bilmemiz lâzımdır. Akdenizin sathı, 2,965,900 kilomet - te murabbaıdır. Akdenizin, çok eski za Manlardan beri büyük bir ekonomik e- »miyeti vardı. Devir devir, Finike- rin, Mısırlıların, eski Yunanlıların, rtacalıların, eski Romalıların ticaret gemileri Akdenizde mekk dokudu. Da 4 gözü pek gemiciler, Hellespont (şim Karadeniz boğnzı) tarikile Kara - 'enize, ve garbde de Cebelitarıka ka - dar uzanırlardı. Milâddan önce ILI üncü asırda, Ak - denizin garbımde, iki büyük (rakibin: Romahlarla Kartacalıların menfaatle - Tİ çatısmağa başladı. Nihayet Romalı - larla Kartacalılar arasında vukua ge - Üç osaslı muharebe (Milâddan ön. Ce: 241-264, 201-218, 146.149) Karta salıların mahvmı mucib oldu. Biraz ol. Sun tarih bilenler, Kartaca muharebe. lerini, ve Kartsica şehrinin muhasara » MI &snasında, kadın-erkek Kartaca hal- in gösterdiği cesaret ve fedakârlığı $ok iyi hatırlarlar. Kartacanın mahvından sonra, Akde- nizin garbindeki bütün ticari ve strate- jik yollar mutlak olarak Romalıların hâ kimiyetine geçti. Orta çağların sonlarına doğru Akde- NİZde çarpışan en esaslı iki kuvvet, Ve hediki'lerle Cenevizliler oldu. XV nti yüz yilda, Afrikanın cenubu- hu dolaşarak Ifindistana giden doğru Yolun keşfedilmesi üzerine, Akdeniz Wcareti bir hayli azaldıysa da, Akde - biz hakimiyeti etrafımdaki o mücadele türlü bitmedi, Osmanlı İmparator - luğu birkaç asır imtidadınca Akdenizin hâkim devleti oldu. Avrupanın Kolonyal devletleri, Ak - deniz kıyılarmdaki Afrika topraklarını Ve stratejik noktaları ellerine geçirerek Yeni koloniler elde etmek için birbir - g7 YAZAN j Hasan Âli Ediz eme saaasanseansu son saaneesaraannosanassassei yeni müstermleke yarısı, oemperyalist devletler arasında esasen mevcud olan rekabeti (bir kat daha şiddetlendirdi. Hele 1869 yılında Süveyş kanalının a. çılışından sonra bu-rekabet büsbütün arttı. Nihayet Fransa, uzun muharebe ve mücadelelerden sonra, Afrikanın şima. ilindeki müstakil Arab beyliklerini, sa- hilden içerlere doğru atarak, esaslı dir surette buralara yerleşti. Fransanın bu aldığı yerlerden Cezayirin messhai - sathiyesi. 577.200 kilometre murabbaı, nüfusu da 6.553.000 di, 1881 senesin- de Tunus Fransanın himayesine girdi. murabbar, nüfusu da 2.410.000 di. Fas, 1912 senesinde Fransanın himayesine girdi. Fasm mesahası, 415.000 kib. metre murabbaı, nüfusu da 4.229.000 idi. Fransanm, Afrikanın çşimalinde ele geçirdiği bu müstemlekelerin ekono - mik ehemmivetleri bir hay büyüktü. Bu yerlerin beşlıca #hracatı: Buğday, tütün, meyva, zeytin yağı, ve muble - Vit fosfatlardı. Buna mukabil bu yerle- rin Fransadan çektiği şeyler: Manifa « fura eşvası, madeni eşya, makine ve - sairedir. Bundan başka Fas, Cezavir ve Tunusun Fransa için bir başka ehem . miyeti daha vardır: Buraları, Fran. sanın «renkli asker» o membelarından biri sayılmaktadır. Afrikanın ştmalindeki İspanya müs. temlekesi, İspanya Fasından ibarettir. | Burasmın mesahası 104.600 kilometre mrurabhaı, nüfusu da 600.000 kadardır. Cebelitarıkın tam karşısında 380 ki- lometre murabbaında bir saha tutan ve 72.000 nüfusu olan bir mıntaka da bey nelmileldir. Almanya da Fnsa göz İkoymuş ve fiilt hareketlere bile geç - mişti. Az kalsın bir dünya harbi kop - masına ramak (kalmışken bu hAdise 1914 gılında akdedilen beynelmilel bir konferansla tatlıya bağlanmıştı. Diğer emperyalist devletlerden geri kalmak istemiyen İtalya da, (911 yı - lında ansızın Garb Trablusuna asker thraç ederek Osmanlı İmparaorluğu 4. le harbe tutuşmuş ve 1912 yılında bu- relermı tamamen ele geçirmişti. Libya namı altında birleşen Garb Trablüs ve Bingazinin messhası 1.906.000 kilo - metre murabbaı, nüfusu da 1.000.000 kadardır. Ekonomik bakımdan Tibya pek de mühim bir rol oynamaz. Çünkü nüfusunun azlığı dolayısile bir ihracat pazarı Tol oynayamadığı gibi ham madde 'pazarı olarak da bir kıymet İ- fade etmez. le Fransa arasındaki mücadele geçen | asrın ilk yıllarında o başlamış ve 1904 senesinde İngilterenin kat'i galibiyeti. İle neticelenmiştir. Bu suretle İngilte » re, gerek ekonomik #erekse (stratejik bakımdan dünya ölçüsünde mühim bir | oynayan Süveyş kanalının da fiili c'du. İngilterenin burada eline geçen ara- zinin mesahası (o 1.003.600, nüfusu da 14.200.000 di. Bu araziden 39 bin ki - Jometre murabbaındaki saha ekilip bi. çil faydah olup, bilhassa pamuk iyatı için kullanılmaktadır. Yalnız 1932 senesinde Mısır limanlarını ziya- ret eden 8017 geminin meemu tonajı 29.979.000 tutmakta idi. Mısırın cenwbunda, İngiliz.Mısır Su- aminn eee 7107000 İilmekre | 1 bulunmaktadır. Burası, Fransız - larla yapılan uzun mücadelelerden son- ra 1899 senesinde İngilterenin nüf mıntakasıma girdi. İngiliz - Mısır Suda- ninın mesahası 2.620.000 kilometre ımurabbaı, nüfusu da 5.600.000 dir. Su- darım ekilmeğe müseld bütün arazisi, hemen hemen kâmilen pamuk yetişti - rilmesine tahsis edilmiştir. 1933 yılm. da buradan ihraç edilen pamuğun tu - tarı 1.402.000 İngiliz lirası kıymetinde idi.. Bundan maada Sudan, dünyanın başlıca zamk ihracatçısıdır. 1933 yı - lında yalnız Sudandan istihsal edilerek ihraç edilen zamkın miktarı 1.593.000 İngiliz lirası kıymetinde 17 bin ton. dur. 1914.18 dünya harbine kadar Akde. nizin sağ kıyıları Osmanlı İmparator « luğunun elinde idi. 1914 dünya har - binde muzaffer çıkan (İngiltere ve Fransa buralarım paylaştılar. Mecmu İmesahaları 137.000 kilometre murab - ba, ve nüfusları 3.600.000 tutan Su -| riye ve Lübnan Fransanın; mesahası 26.20 kilometre murabbaı ve nüfusu da 1.035.000 olan Filistin de İngiltere- nin hissesine düştü. Akcdnizde bir müddet (o bu'vaziyet devam ettikten sonra, o İtalyanın eski Şarki Roma İmparatorluğunu yeniden ihya etmek tssavvurları, Akdeniz üze. rindeki hâkimiyet için cereyan (eden mücadeleyi tekrar şiddetlendirdi. Bil. hassa İtalyanın Habeşistanı ilhakı, bun dan tki yıl önce, Akdeniz yüzünden bir dünya harbinin patlamasına sebebiyet verecekti... İspenyada cereyan eden © vatandaş harbinde, muhtelif devletlerin göster - dikleri alâkayı, gene Akdeniz rekabe - tile izah etmek TAzımdır. Bugün Akdeniz, İngiltere, Fransa ve müttefiklerinin mutlak hökimiyeti al - tındadır, İngiltere, Fransa, Türkiye a- rasında akdedilen son itilâfname de bu vaziyeti bir kat daha kuvvetlendirmiş- le şiddetli bir rekabete girdiler. bul Mısıra hâkim olmak için İngiltere i-İtir. Kömür bu — Yahu kömür bulunmuyor. — Bulunuyor amma güç. — Ben kok aldım memnun değilim. — Benim kömürcüye sömikok gele- cekmiş, bir aydır bekliyorum. — Ben bir kömürcüye gittim. Tonu- na yirmi dört lira istedi. — Hemen alsaydın. — Alscak oldum, meğer ben yirmi dört lirayı verecekmişim, o da kömür gelince evime gönderecekmiş. — Kömür geldiği zaman yirmi dört Hirayı verir bir ton alırım, deseydin. — Onu da dedim amma, adam gül - dü. O zaman hava alırsın, dedi j a Bütün bunları ben ve evim halkı dinlemiştik. — Bari biz odun alalım! Dedim. Karım biraz düşündü: — Acaba ısıtır mi? Çocuğum, henüz yakıldığını görme-| diği bir şey olduğu için: İ — Odun al baba! Diye ısrar etti. Annem yözlerini ka- adı., — Doğrusunu isterseniz, senelerdir çini sobanın hasretini çekmekteyim. O- nun yanışı hiç bir şeye benzemez. Hizmetçi işin kolaymı tercih ettiği için annemden tarafa çıktı. — Odunun temizliği vardır. Bir kib- rit çakınca parlayıverir. Ekseriyet, odunu tercih ediyordu. 'Hizmetçive sordum: — Bizim çini soba nerede? — Cini soba mı? — Çini soba dedim yal — Ha sahi vardı. — Yok olmadı ya, geçen sene dört liraya satacaktık kimse almadı. — Ha o mu? — Ha o! — Parça parça! — Ne dedin, tabak, bardak kırdığın yetişmiyor gibi üstelik bir de çini so - bayı mı kırdım. — Vallah billâh ben kırmadım. Ken- di kendine ayrılmış. — Ayrılmış o başka, kırılmış sayıl - mez yaptırırız. * Sobacıyı çağırdık. Dağılmış sobanın montajma altı lira aldı. Kurmasına da iki: Yekün sekizi buldu. Kömür soba- sınm boruları çini sobaya uymadı. Dört buçuk lira da boru parası ödedik. Yekün on buçuk! Çocuğun odası soğuk kalacaktı. Ora. lamayınca ya da mini mini bir ördek soba uydum duk. On lira da o: Yirmi buçuğa gel « dik değil mi? Misafir odasına da müs tamel bir soba aldığımız: ilâve ede yim' O da yirmi! Soba masrafı umumi yekünu tam kırk bir buçuk lira tut * muştu. * Oduncunun, odun sergisine girdim; — Merhaba efendim. — Merhaba bay, odun mu istiyor sun? — Ha evet! — Senelerdir görünmüyersunuz? mür yakıyorduk da. Güldü; ve sustu. Keşke bir şeyler söy leseydi de sustuğu zaman içinden ge » çenler! iş ç demek istiy — 'Bana muhtaç olursun işte! Şimdi sans odun venmesem ne olur: ... Donarsın yal ... Düşün hele. Kara kış, kar buram buram yağıyor, sen boş sobanın kar « şısında tir tir titriyorsun. ... Senin gibilere meheldir. Onun aklından geçenleri kisa kes - imek için sordum: — Çekisi kaça? — Üç yüz on! — Üç yüze olmaz mı? — Senin için olsun! Gene yüzüme bakıp güldü ve sustu. Keşke bir şeyler söyleseydi de sustu « ğu zaman içinden geçenleri işitmesey- dim. O kim bilir neler demek istiyor. du: — Beş lira desem sanki ne yapacak- tın! ... Yedi buçuk liraya da olsa alacak tın ya' ... Çoluk çocuğun nafakasından ke « secek. üstünden başından kesecek ge « ne alacaktın! ... Ne kadar fnsaflı hareket ettiğimi anlamadın yazık! Aklından geçenleri kısa kesmek için? — On beş çeki! Dedim. Ve hesabladım: — Kırk beş Ira eder değil mi? Hesah:, evvelki (o hesahina birleştirip yekün yaptım: Kırk bir buçuk: Kırk beş daha seksen altı buçuk etmişti. Kömür bulamaymca, iyiden iyiye snmamak Üste caba; cebimden seksen altı buçuk Hira çıkmıştı ki, kömür bul. saydım bu paranın en azdan iki mislini tasarruf etmiş olacaktım. CTemet İlsilizi | Bunları biliyor mu idiniz? | Ay dünyaya kırk kilometre kadar yaklaşmış Kaliforniyada bir orasadhaneye konulmuş (oolan adesenin kutru beş metre uzunluğundaki teleskopla aya bakıldığı zaman, ây dünyaya kırk kilometre yaklaşmış kadar büyük görünmektedir. Bir kadın Parası Genç, çok genç bir erkek okuyucum- dan uzun bir mektub aldım. Bu oku. yucumun #smini olduğu gibi mektubu- nun tamamını da nakletmeye salâhi- yetim yok, pul göndermiş, hususi mektubla cevab istiyor, arzusunu ye- rine getireceğim, fakat mektubuna mevzu teşkil eden mesele üzerinde durabilirim. Bu okuyucum bana bir genç kız tipi hakkında uzun uzadıya Otafsilât verdikten sonra diyor ki: «— Eğer ben bu kızla evlenecek o. lursam, zengindir, tehsilime devsm imkânını da temin odecektir, esasen benim istediğim de budur, yalnız...» * Okuyucumun «yalnız kaydı ile başlıyan hikâyesini kendisine ve be- nim bu husustaki düşüncelerimi husu- Bir günde 12 yumurta yumurtlıyan tavuk Teksazda o bir çiftlik tavuğu bir gün içinde 12 yu. murta yumurtla « 5 mıştır. Yumurtaların on fkisi de bir çay fincanma sığacak kadar küçüktürlen Her birinin ağırlığı iki gramdan biraz 4 olarak yollıyacağım mektuba bira, kalım, bence her şeyden mühim olan nokta: «Yüksek tahsilin de üstüne çıkmak arzusunu, göstermekte olan bir genç erkeğin erkekle kadın ârösindaki müs nasebeti Idare eden iptidai ahlâk kat- deleri hakkında en küçük bir bilgiye, bir hisse, bir sezişo dahi malik olmas masıdır. Medeni dünya bir cemiyet halinde yaşamaya başladığı gündenberi bir erkekte bilhassa iki noktayı affede, mez, Birincisi: Kumarda hiledir. İkincisi: Kadından para almaktır, Bu iki nokta sadece yüksek, orta veya basit tabaka mensubları arasın- da değil, hattâ kürek mahkümları ara- sında dahi şilinmesi, affedilmesi im, kânsız bir utanç damgasıdır. TEYZE