eğ GEBE ME BE MER | Dünyanın en çok okunan yeni romanlarından birinin hulâsası SON POSTA T Yazan: Amerikalı Lamrenca Jayson | Çeviren: İbrahim Hoyi Coney İsland oparkında oturduğum sirâ- 'da lik defa olarak o sesi işittim. Ağır ağır ve yavaş yavaş: — Ceyson. sisin. Bir işe yarımazsın, Asla bir görülmedi. Bir işe de yarumadın. Besler o kadar vazıh, o kadar hızlı geliyor- du ki, civarımda bulunan adamların nerede ise bu lâfları duyacağını anlamıştım. Bunun üzerine ayağa kalktım. Ağır âğir merdi derden aşağ sesin tekrar etmesini bekleyip, seş sahibinin meydana çıkıp çıkmıyacağını veyahud da gene €s&si gid: bazifter ini düşünerek ile- rideki plâja dı ürüdüm. Önümde, ve uzanan, kül 1, üşütücü fakat huzur verici suları, Ku. ma vuran dalgalari bir daha tel seter de, kel x gürleye gürleye aksetme- ğe, bildiğimiz gibi değil de derinden de: gelmeğe başladı. Öyle ki vücudümün her ta- rafı kulak kesildi. Başım, bacaklarım ve par- maklarım söylenen sözleri duydu. Ses ağır ağır konuştu: — Sen bu kürenin üstünde hiç mi hiç işe yaramadın. Kimseye faydan dokunma, İşte karşında Okyanus duruyor. Kendini pekâlâ içine atıp boğulabilirsin. Sadece gir içine ve yürümeğe devam et... es diner dinmez, verdiği soğuk emirden, Jtaat etmeğe mecbur olduğumu anladım. Paltomu çıkarıp çıkarmamakta tereddüd etti. ğimi, ve sesin ne surelle hareket edeceğimi söylemek için tekrar geleceğini: ümduğumu diyordu... sen boş adamın biri. dayda: Onlar çokluk idiler. Ben ise tek başıma Idim. Fakat kendimi ber zamankinden dahs ku velli hissediyor ve tahlilsiyo simidine ulaş- mak için de nevmidane çirpiniyordum. A- damlar bacaklarıma, kollarıma (sarmış ve bana çuldan uzun bir gömlek giydirmeğe çalışıyorlardı. Üzerime dört beş adam çul lanmış olduğu balde, altıncı yatağa gitmeğe çabalıyordum. Nihayet alta düştüm. Uzun kollu gömleği hatırlıyorum. Bu düşünceler kafamda çar- pışıp dururken ben çoktan suya dalmış ve durmadan da dibe doğru gitmekle idim, Ses kaybolmuştu. Fukat verdiği talimat & N Hiçbir şey beni yolumdan alıkoyamasdı. Me“ gele basitin basiti idi. Biraz daha derine dince her şey bitecekti. Sesten maada hiçbir kimse Cöysonun hayatında muvaffak ola. madığını bilmiyecekti. Ahalinin bağırıp çağrıştığını duyabili dum. Arkamdan gelen su sesleri de takib €- Aldiğimi anlatıyordu. Acele etmeğe çalıştım. Bu ve kaygan kumla tutulan ayaklarım ağır. laşmıştı. Veben deli gibi daha süratle ket etmeğe, ierlemeğe uğraştım. Derken bö. ni tutap gelen bir tekım elleri gördüm. Beni tutan ellere vurarak, asılarak geri geri git-| meğe ve beriflerin suratlarına karşı, bırakı. mız beni, ben ne yaptığımı biliyorum, diye bağırmaya çalıştım. ve soğuk suların ağzıma ve kulaklarıma dolduğunu hissettim... * Kendimi yatakta buldum. Beyazlar giyin. miş bir adam da beni seyrediyordu. Sırtımda bana'ald olmıyan uzun ve pamuklan bir gö. celik vardı. Şüphe ile sordum: — Neredeyim?... — Kung's County hastanesindesin. Okya- nustan geçerek Avrupaya gitmek istermisin. Ondan sonra seni buraya getirdiler. Zorun ne id1?... Birden mahud sesi tekrar duydum. Gene eskisi gibi derinden derine âksederek kan. dırıcı bir tavırla konuşt | — Ceyson, dedi, Seni burada bir mahpus gibi tutuyorlar.. küçük bir adadasın.. karaya varman için biricik çare de boğazı yüzerek geçmektir. Sen iyi bir yüzücüsün amma, bu- radan kurtuledümen ancak bir tahlisiye ai.| midi bulmanla kabildir. Dolaysile, eğer sa-| dna düşen altmel yatağa gidecek olursan, o yatağın a işine yarayacak bir tahli. Biye simidi bulacaksın. Bes öyle bir mantık ve İtimad verici şekilde konuşmuştu ki, bu garib yerde biricik inanılacak vasıta olarak telâkki et- tim, Simidi ele geçirmek, hürriyete ak| demek olacaktı. | Beyazlar giyinmiş olan ada rak, derhal yatağımda doğruldum ve aşa; ya fırladım. Herif beni tekrar yatağıma bıkrı. — Ulun, acelen ne be?... diğe çıkıştı, böyle çarçabuk dışarıya tüyecek kadar kendini İyi leştin, sanıyorsun, galiba?, Cevab vermedim. İlirat etmenin bir #ay- dası olmıyacaktı. Haşin bir tavırla, yatakları kalkmak için birçok beşebbüslerde bulundum. Her seferinde beyazlı adam gitgide sabırsız. Yağı ele aldı ve beni şiddetle gerisin geriye yatağa filatarak nezaketsiiğini arttırdı. Şaşmadım. Zira onun düşmanım olduğunu biliyordun ve anlamıştım. İ Fakat tahlisiye simldme varabilmek İçi her teşebbüsüm akamete uğramasile, ses da ba itham edici, daha azarlayicı bir hal aldı ve hakaret dolu bir eda ile: Ceyson, diye söylendi. Sen bir kahbe. sin. daha hâlâ oraya varmaya muvaffak ©. Beyaxlar giyinmiş olan sdamı arkasını dö- nünceye kadar bekledim. Sonra hırazlama| adımlarla yatağımdan indim ve bu sefer yü- yü koyun bir vaziyette, #mekleys emekleye Altıncı yatağa doğru yollandım. Gardiyan, kabaga beni yakaladı ve açık elile tokatladı. uyup ben de ona karşınx ve . rerek, midesine bir yumruk çüktım. Birisi bir düdük ötsürdü. Her istikametten adamlar koşarak çıkageldi. Mücadele gok çetin oldu. vücudüme giydirdiler ve arkasından sımsıkı bağladılar ve bir domuz gibi kıskıvrak bağlı halde beni yalağa götürdüler, Sırtüstü yatırılmış, üzerime bir çul örtü. müş, Ostelik te yatağa bağlanmıştım. Sen bir kahbesin Ceyson, eğer birazıcık olsun gutsun bulunsaydı, şimdiye kadar simidi çoktar el. de etmiştin.. diyen sesin kulaklarımı tırma- layışile bu bağlardan kurtulmak için akur: ne savletlerde bulundum. . Bu ses gittikçe hırçınlaşan bir eda İle ip. leri gevşetmek, büsbütün kurtulmak içi yaptığım teşebbüslerle sıkıştıkça sıkıştı ve en sonunda acınacak derecede zayıf düşerek ağır bir uykuya del dım İçine yalnız bir yatağın sığabildiği küşü- cük bir hücrede uyandığım zaman sabah ol. muştu. Daha hâlâ bir manken gib! yatağa bağlı bulunmakta idim. Beyazlar giymiş bir adamı, düşmanı hayal meyal hatırladım. Buradan çıkmak mecbu- riyetinde $dim, veyahud da o buraya gelip beni dışarıya çıkaracaktı. Yalnız mahud ses bana odadu arkadaşlık ediyordu. Benimle alay ediyor, tana meydan İokuyor, kurtulmak için, faydasız, delics ha- reketlerde bulunmak için habire beni teşvik ediyordu. Nihayet bir takım ayak sesleri duydum. ımda kardeşimin yüzünü Keysennla gö- rür gibi oldum. Nasıl olabilirdi? Kardeşim, benim tabli düşmanımın refakatinde olarak buraya gelemezdi. Kurnaz Kurnaz kendimce bir muhakeme yürüttüm: Kardeşime benzi- yen bu adam, dedim... Muhakkak ki, beni al datmak, benimle eğlenmek Için kardeşim kılığına girmiş bir düşmandır! Sut o çuldan gömlek olduğu halde beni yataktan kaldırdılar. Bir sodyeye bağ. ladılar, ve bir sraba ile dışarıya çıkardılar ve-bir hastane otomobiline koydular. Yanı- pia da beyazlar giymiş adamla, güya bizim birader olan zatı Otomobilde yattığım yerden küçük su y iklerine emniyet getirmiştim. otomobil bir yerde durune aldılar, içinde muazzam bir ocuk bul büyük bir odaya taşıdılar ve orada derhal soymaya ko; mia manzarasi beni korkuttu. Dehşetten tirtir titretti. Düş- manlarım plânlarını değiştirmiş olacaklardı. 1 boğmaya razı değil onlar için ıren, nazikçe bir iş sayılırdı. Köpoğ- karar ve: Nibay Jula, ard. Müthiş bir mücadeleye girletim. Serbest kalan kollarımla çırpındım. Yumruğumu bi- risinin çenesine indirdiğimi've bir adamın olduğu yere yığıldığını farkettim. Fakat a. adamlar benden adedce çoktu. Hepsi birden me çullandılar. Heyecandan gözlerim nerede ise yerinden çıkacak bir balde, beni rmek için kurdukları plânı bozmak güy- tetile soluya solüya ve bütün küyvetimle ci- daleşmeme rağmen beni kıskıyrak yakala. dılar ve nakletiler. Beni, içinde ayakları muhkemce yere çivi denmiş bir yataktan başka 9şya namına hiç, bir sey bulunmıyan bir odaya bıraktılar. Kudurmuş bir köpeği, yerinden xpzıp zıpla! bir havlarış tutturdum ku sormayınız. bu şekilde uluyuşum işe yaradı. Üç dört tane Kölar 141 kıyım adamlar birden odadan içe- tiye daldınir, beni yaka paça ederek yana altılar ve tek bir kelime söylemeden, beni çı- mi çıplak kalıncaya kadar soydular. Akurane, bir savletle çırpınmakta devam ederken, altı. | Fükat iri kıyım herif saçlarımdan Şakaya. tacak derecede giddetii | İnsanlar herşeyi olduğu gibi ölümü de bir kudrete atfederler. Bu kudret çok bü yüktür. Önüne geçilmez, onunla başa çıkılmaz. Bu kudret bir gün, iki gün tatil yapsa, dünyada neler o- lir? Âlem değişir devran değişir. Düşünün insanlar ölmiyecekler, nebat - lar, kurumıyacaklar, yapraklar dökülmi- yecek. gün, üç iyese mevzu yapan piyes » daha birçok Trüg piyes hakikaten meraklı errüst da güzelse. a temsil edilen «Az- sinin omuharriri 8 r. Bu üç gün içinde dünya değişmiş oluyo mebil kazalarında kimse ölmüyor, taban eslar patlamıyor, Eyfel kulesinden düşen i # kalıyor. eto- İma geniş lak, ve soğuk bir ortü yaydılar, ve İbeni yatağın bir ueundan bir ucuna kadar) boş hir fıçı gibi yuvarlıyarak, bu örtüyü vö-| Icudüme sarmaya, dolamaya muvaffak cidu.|2€ lar. Arkasından ayni minval ile beni ikinci bir örtüye sardılar. müthiş surette üşümeğe ve ttremeğe başladım. Gene tek bir JAf et- meksizin, içlerinden bir tanesi başıma bir buz kesesi koydu. Ayaklarımda bir sesi bağindı. Sonra dörde sıralanı beni yalnız bırakarak dışarıya çıktılar, Derken örtüler! Ru geçt ve tuhaf bir sıcaklık hisset yanlarıma uzatılmış bir halde sımsıkı bağlı olduğum için, hareket etmenin imkânı yok. tu, sıcaklık dayanılamıyacak bir bal aldı. Terden de bunaldım. hesabda donarak ölmek yoktu. Terleye terleye ölecektim yâ. |ne bakılırsı hir.. örtülerin neşrettiği #caklıktan baygın düşerek uyumuşum. Kâpıhın ayak| sesleri ve vazıh olarak duyamadığım fısıltı- iaria uyandım. Korku ile gözlerimi açınca, başımın Üzerinde beyaz ceketli ik) kişinin durduğunu farket i, kut yapılı, iri kıyım idi. Kendisi olan arkadaşından daha heyheliice iki adam örtüleri çıkardılar ve beni içinde bir banyo bulunan bir odaya götürdüler. Müca- dele elmiy siz kalmıştım. İri kıyım adam, şiddetle beni içinde su bu. lunan banyoya soktu, Banyonun üzerine de, ortasında başım geçecek kad bir delik bu- lunan bir ördü gerdi. Sonra, esszizce banyo. nun yanındaki iskemleye oturarak, terleyi. r. Azrail, , onların duygularını, anlamıya çalışıyor. geçirtmi lar arasına klerini hisle: giriy var. ler arasında bir de aşk mev- cud, muharririn insan şekline koyduğu Azrail de seviyor. tatil bitecek, şlıyacak, Azrailin İnsan hayata bağlıdır, hayattan ay - rılmak istemez. çünkü insanı bhâyata bağlıyan birçok bağlar mevcuddur. Piyeste hayata en az bağlı olduğunu söyliyen şahıs du bir noktayı söylemi « yor.. onu da hayata bağlayan; aşk, aile, servet ne bileyim hiç bir şey yoksa ümid de mi vok. üçı ak bağların en ile karşı olursa, insanı Azrailin de kucağına atar mı?, Piyesde seven, sevdi Azrail di si koyan adam benimle başa çıkamadı. Adetâ Benden çıktığına asla Manamıyacağım ka, |t$ Kesilmiş idim. Yalvarıp yakarmalarına dar kaba ve Çatlak bir sere, sordum: | kulak asmadım, Hattâ, bana zorla yemek ye- Nezedeyim?. . dirmek için, mahud iri kıyım herifi de ça. Adam kısaca cevab verdi: Bırdıyas da, yene bir şey yapamadı. Zira, bu — Bir hastanedesin. hayat memat meselesiydi benim için. yemek Başka bir şey söylemedim, Ikinci bir adam | YEDİYerek hayatımı sigortalıyordum. . Açlık tep mekle içeri: . grevine girisn er konuşmadan olduğumuz yerlerde otur. Bana Jâf anlatmak, beni kandırmak İçin duk. Adam tepsiyi çengellerle bayonun kena | bir sürü adamlar yanima geldi. İnad ettim. rına yerleştirdi Bir türlü benimle başa çıkamadılır. Nihayet Muhafızmın bir kaşık yemek alip, bana içlerinden biris uzatarak ve kısaca? — Sonda ile ağızdan yemek verelim. de- — Haydi yel... dediğini hayretle gördüm. diğin! duydum. Başım: salladım. Herif muhakkak ki çık! inde uzun bir iâstik boru, bir şişe vaze. dırmıştı. Hiç kimse bünyoda yemek yemezdi. | lin, bir de içiğde sütlü bir mar! bulunan bir Yemiş se değildi, Bunu katiyen bilenierden.| dolça tutan bir adem içeriye girdi. Adetâ | dim. İ büyülenmiş gibi, bu suyu mek olacağını anlıyarak bu manzarayı sey- rettim. İnsan üstü bir kuvvetle, beni yatakla tv. tan ve boruyu bans yaklaştırmak isliyen a- İdi ve'sert Biz hareketle başi dırdi ve: — Ya bunu yersin veyahod da, zorla ağ- tıkacağım.. dedi. reğdettim, adam da sözünü #utarak| zorla ağzımı açtı ve tepeldeki yemeklerden, | karıp debelenerek, ip Kakıştırarak onların bir elile başımdan tutarken, ötekisi ile ala- | hepsini öldüzmeğe çalıştım. Amma, hiçbir bildiği kadarını boğazımdan aşağıya dökme. | fayda vermedi. Bir kere daha beni altetiiler He büşladı. Böreklen, sütten, çorbadan kar. ve #zerimde yarım düzüne soluyan adam ol. makarışık yedim. Herifçi oğlunun yır deli ol. | duğu halde yatağa upuzun yatırıldım. Bu #. duğuna tamamile inanmıştır. Zira kerata. | rada bir diğeri urun Jâstik boruyu eline aldı.| nın yemek yemek gibi btslt adabı miüaşeret İhtimamla vazelinle sıvadı ve - melân, ba. | usülünden Dile haberi yoktu. bis şeyi ısıracağından Böyle garib bir çekilde yemek yemelilni ni. değil, burnumdan boğazıma doğru sokup hayetine geldiğim sırada, İkinci © gardiyan 'İtmeğe başladı. Lâstiğin ucuna bir huni çaktı. içeriye girdi ve ikisi birlikte beni tekrar kü. | O sütlü mayli, son damlasına kadar boğazı. çük bülcreme taşıdılar. İma akıttı. Sicak banyo beni tamamile gevşemiş, yor. Bu merasim nihayete erince, beni tama. gun rücudümü rahatlaştırmıştı. Fakat eski-İ mile ezik, bitkin bir halde kendi halime #i gibi ayni kuvvet ve piddetle işliyen bey. | bıraktılar. Düşmanlarım bu sefer bana ga- nimde daha hâlâ şüpbe ve düşman korkusu ebe çaldıklarına ve mikrobların derhal ö. Ml Yimlü faaliyetlerine başlıyacaklarına semin Banyoda verilen ziyafeti batırlıyarak, pek| pulanuyorlardı. basit kafalı bir irsen olduğuma İnandım.) pir mücadelede bulusmadan ölmiyecek.| bunu, alelâde deli bir adamın hareketi GİYe| gn. Kafese takılmış bir aslan gibi, kapılara| telâkki etmek ne de abdalca bir buluştu? Bu) güm güm vurup yüklenerek, havlıyarak,| İbal gibi beni zehirlemek için tatbik ettikleri| meydan okuyup çığlıkları basarak, kapının | bir pikndi. açılıp ta içeriye ilk gireni miaşağı etmek kas. Öyle ya, mademki beni bir gezintiye Gö-İşde bekiverek odamda dolaştım. Bununla İ türmek, nehre yaklaştırmak, diri diri kızart. | yeraber ölmedim ve adamlar, habire ellerin- mak, dondurarak kıkırdatmak ve berlete ter-| ge yuz paketleri ile geldiler. Bana mütema- ete canımı çıkarmak denemeleri #68 GİK-| giyen banyo yaptırdılar. Zorla yemek yedir. İmuştı, şu halde herifler beni, yemeklere atl ği yukarıya kal. tıkları mikroblarla öldürmeğe karar vermiş İce İÜ O gün akşama doğru önüme bir başka tep- Günler geçti, fakat iletik boru merasimi devam etti durdu. Pes diyep ilkönce ben ol- a Azraile yabancı birçok hisler | alu ölüm de-| bir efendile yanıma geldi. Koş! sakalli damlardan kurtulmak için çırpındım. Tek-| denedim. Mübarek kanuşurkea ellerini meleyerek, iıratak, boğuk boğuk sesler çı-İturuyordu. Birden yeleğine çaprazvari Birineiteşrin 20 TİYATRO ehir Tiyatrosunda “Azrail tatil yapıyor, Yazan: İsmet Hulüsi düğü halde onunla birlikte gitmiye zıdır. * Perde açılıyor: Kapısı bahçeye inen merdivende #9 geniş bir salon görünüyor. Salon kars” lıktır. Vakit gece, gökyüzü hafif bulut! bir dekor, vak'aya giriyoru Otomobil k yanlar, mucizı koruşuyorlar. tesiri altın yi temsil ediliyor ki, rini kendim de da ir kenarın ak salâhiyetir ben tiy Il old oturmuş kendileri dıklarma benzetiyoru” ler o kadar tabil., halkı o kadar # cezbedebiliyorlar. Korkarak selo” giren Cahide, ayni korku tesirini seyi” ye de hissettirebiliyor. inüyor. Sahneler eski tabii in göze çarpıyor. üçüncü perde birinci hin ilk sahnelerinin güzelliğini 44457 edemedi. Daha fazla hereket var. raket İartistler bu perdelere daha yabancı KAV yorler. Bu arada canli rolü olanlaröf? rollerine az intibak etmiş olanlar &* çarpıyor. İlk defa sahnede görünen » başaramıyacağı bir rolde. Sebi k geçiyor. K gençleşmiş #öĞÜ den #htiyarın jestleri hoş tesir vermiyifi İEv sahibinin Azrail karşısında diz çöl İtitremesi iyi de son sabiti İddare etmesi bu halini unutturuyor. Azrail, sevgilisi, Azrailin sevgili annesi çok muvaffak oldular. * Piyeste vol alanların isimleri tevzi ki sıra ile şunlardır: Hüseyin Kemal, Said Göknar, Reşid Akif, Hâdi, Süavi, Necmi, Cahide, Nevin, ammâ, git? Şariş* dum, Burnumda bir lâstik boru ole€i ağzımda bir kaşıkla ölmek daha iyidir ©) diye düşündüm. ve etrafındakilere? İ — Bana hakiki yemek getiriniz. dediği Daha bâlâ «tecrid edümiş. bir va bulunuyordum. Günde belki bin defa Gülle bir ucundan öbür ucuna altı adımlık #eyi ölçtüm, durdum. Arasıra tüccar gi yinmiş, gri elbiseli bir adam, yanında © yazlı birisi olduğu halde haber vermedi dama girdi, elini sallıyarak neşeli bir # (verdi w yı» — Nasılsınız Mister Ceyson?., Bugün İlyisiniz ya?., diye sordu. gö” Bütün bu sözlere karşı zırnık kadar miyet Yermedim. Bir sabah ayni adam, keçi sakallı, — Nasil buradan memnun musun?” konuşmaya başladı. Herif konuşurken, gözlerimi ODA de haln hain yüzüne bakarak odadan kO si Ucunda dikkat bana PİE miş olan sas kösteği, yanan bir altın anabfar çekti, Bu küçücük altın anahtar, yabancı geli min yel sallanan ayıramadım. bu altın amahtarcıktan göl sına dokunabilmek işti rekete başladılür. Parınaklarımla İyoktamak için engin bir arru duyu! Adam kurnazca bir tabiye la yanyan Be başlyanp, gitgide yaklaşmama aldi Nihayet elimi uzattım. Zinciri tuttum”. a cunduki anahtarla oynamaya koyul dl $ dama karşı beslediğim emniyetsiziiği © mile vnutarak bu anahtarı merakla di neye başladım. Bir oyuncakla ciddi ciÖi” gi nıyan bir çöcuk gibi, anahtar: evirdini virdim ve üzerinde Amerikan kolejleri” yaf muhtelif cemiyetlerden birinin. alâmeti » Fi - Betta - Kapa işaretlerini gördük benim arkadaşlarımdAf ig Birden: — Bu kolejli. . ri. diğerleri gibi ve onlar kadar fer maz. Belki ona derdlerimi açabilirim Diye düşündüm. ağ Derken gene şüphelenerek düşündü” (Devam 11 inci sayfadö) iyordu. Büytlenmiş gibi. İyi üstünde bir aşağ: bir 7 ği z dolayı - ağsımdan! Ellerim, bu minnacık şeye, man sebeble alâkadaz olduğum bu ziynet xi e kile asabi asal > ana - # gi " api i ; i z