b Bulgar Kralı Majeste Borisin culâüs yıldönümü münasebetile Kral Borisle Büyük Ha SON POSTA Günl rbde ,,,, ayni cephede silâh arkadaşlığı etmiştim gemermmeesmanetanssesesıta, r dek — İsraf yaymıştı: K defa olarak, Türk Mib b heye, 3 Bi SAPMA aa, €; Andre; MVw Bulgar hudud gar. ! Se Borisin tahta aş M mürasebetile ksa dusma tebrikleri- Sübayları Amdrejevoda Bld resmin, dir. 8 ve verilen dikkati çaça, PAİR Balkan ha- Unutun, ya çekmedi, fa. TEP BİML Evet bütün e çünkü maa- ruhu ba hösü oğ-| va gp lkanhiarla fara) eke a Daha doğrusu! yn ald bütün bigileri. | ” "upaya deniz veya de-| « Seçilğimiz veya pek! BA Sirima (e alarma mrün- onat tâ ekseriyeti; pek ve Kiğoğim vi Yunanistan, Bul. | ia bilsak bakımdan 2 Yerine ve amcasına! mrk e and, me e ei âk bizim ge adelerie tetkik uluna-| Pe Güzel geyler ee pek çok doğru, iştimaj, Sprei Ketlarini. ” ere ad değil, Ukzumdar) ve hattü Yierinden | iri ve na da çülerinden 10“ ö kat ne Rusyaya bil a, bak, bütün Bükinmmız gi Şeirmek için Jeket ve xw MARA tıka b MA la ça ik amşu biliğisiziğin i de Saylaların, garı mere | İzli mal. Azis Ye i Oris diği çok gil öğe HASAT Ve sönü nihayeş, vermek. maz me bül Ere SUK Ballğiye mesele Rimana birakarak, valyeye lerimi Bönyayı Hepsi böşmi İ bulunanı; ve hattâ Rnnesinin > daya Gi hakkındaki tebdkdlerini de dan ç dülresine Me Eler Boca ola Mittye Sm “İ Olu mes'yd Me Miyik bir kadın olsn ve! biz de her seye yağış *“7 Yoluna girecek, Memnun olacaktık, > . Bakı : sandetine yi gibi çıktı ve ez m Bizim tah- acemili “ahid genç - Sonya, İline kurban olay, “2 Dilarak, evlendiğinin ilk « Senesi, kendisine olan çaltmesı aşka 3 ve ona sadece me Elmas - gelmiyor, her gün u yayı bir masraf çı. si © k ayların çil Diz nr Cahide birdenbire bie vi aa ann mahiyetini anlamış ir bütü, © İSİ; fakat artik ger mba tı Oi Çünkü birkaç ay mi Baba olmak ümidi va etti ve karı aflârına RBöz Yu, Beli de tali, Omu basi — kâfi r gün vordu. O kadar ki i dönmesine sonr Çocu. MW zaman amin şımarıkhklarına mass er #ebeb oğüu. a yoldan y Toma el ge rm Mağ, X olkcaktı; akar - “BU Sli nesli belirgiz | YAZAN Emekli General H. Emir Erkilet > eri muharrri Majeste Borisin son resimlerinden biri olduğunu tebarüz ettirmek için kral Ferdi- nand büyük 5 lesinde meğer fena bir hastalık varmığ Ye çok defa doğan çocuklar, çarpık, kavruk ve- ya budalal olurlarmış. İşte zavallı Ahmed de gördüğün gibi bir ucube halinde dünyaya Beldi ve onu dünyaya getirir getirmez Son - Ya da çıldırdı. Biçare Cahid çırpındı, memlekette ve Av- rupada birçok doktorlara baş vurarak Wa - rımnı ve oğlunu tedavi ettirmeğe çalıştı am- ma bütün gayretleri boşa giti Ne birinin, ne de diğerinin iyi olmasına imkân yoktu. Bunun üzerine ikisini de ayrı hastanelere koyarak itina ile bakltırınağı başladı. Son - yanm deliliği vakit vakit geliyor ve bilhassa kocasını gördüğü xaman bir buhran şeklini alıyordu, Bazı zamanlarda, #kilh ve normal Insanlar gibi konuşuyor ve onun akı) hastasi olduğuna kimsenin inanacağı gelmiyordu. İşte böyle bir muvakkat sükünet devresinde çocuğunu hatırladı ve onu istedi, Artık gih — hinde ondan başka kimse yoktu. Bir düziye Ahmedi çağırıyor, ağlıyor, saçını başını yo- yesen öyle oi» |loyordu. Doktorlar baska çare bularmyarak | rada: ws kadınının 21. İzadıns oğlunu vermeği kararlaştırdılar, E -İDalma benim » ordularına karşı birbe memur olan Bulgar ordusu karargübim memur etmişti. | Bu suretle yalnız Bulgar ordusu Ruslara kar- $1 mükemmelen bürbetmekle kalmamış, ve. ahd ve sübay Boris te asaleti, kibarlığı, $-| deliği, Bulgarların ana yasasına olan hür- met ve riayeti, icabında cesaret ve gecsati İle ordunun ve mittefiklermin hürmet ve tak. dirini kazanmıştı. Boris, Bulgaristanın Büyük Harb sonu va- ki olan mağlübiyeli üzerine tahttan çekilen babasının yerine geçmiş idi ki bunun bile başlı başıma genç bir hükümdar için ne ka- dar güç bir şart teşkil ettiği kendiliğinden anlaşılır. Fakat Büyük Harb mağlübiyeti Bulgaristanda çok derin ve estalı İç sarsıntı. Tarı vukuuna da sebe olmuştu. 1923 te İs- tambullaki hükümetinin devrilmesi Üzerine baş gösteren kısa bir iç herbi, bunu takib eden zirsatşi komünistlerin kıyamı, komü- nist tethişçilerinin tedmiri, 1025 te krnia sulkasd, birkaç gün sonra Katedrslda santi bomba infilâkı, ve İlh.. gibi hhdisaler Büyük Harbden sonraki Bulgur tarihinin Kisa ve trajik hikâyelerinden bazılarıdır. Üstelik o bitip tükenmiyen meclisi meb'u- ann şiddetli ihtilâf ve mücadelelerinin ciddi bir hal alması Bulgar devletinin kanuna ?i- ayetkâr olan başkam Için ağır meşaleler teşkli etmiştir. Fakat bu meşgaleler, bilhassa 1934 Mayısında askerlerin siyasete müdaha- lelerile pek ağırlaşmış ve nihayet onu idare. yi tedriçle eline almağa #tvketmiştir ki 6n- dan sonra kral Borlan, yeni fikirlerin icab- larını da hesaba katarak memleketini sabır, Jazim ve tedbirlerle idare ettiğini ve Bulga- ristanı «kontrollu bir parlamanterizm» © doğru götürdüğünü görürür Halen de ora- da meri olan ve sakin ve salim bir idare yaratanı usul budur. Bütün güçlük ve engellere rafmen halk, hükümdarın şahsına olan bağlılığını onun evlenmesi ve sonra dâ veliahdin doğması münssebetlerile gösterdikleri gibi bn defa 4a, müşkül dünya vaziyetlerine rağmen, cü- 10s yildönümü vesilesile gene yaptığı teza- hürlerle ifade etmistir. Halkın bn bağlılığı memleketin birçok sahalarda tekemmülâtı- ni k#allarının şahal nüfuz ve mesaisine med- yun olmalarile berrber istikbalde de Bulga- ristanm, dahli ve haricte, onun nezaret ve idaresinde iyi idare olunarağına kanaatin- den "eri gelir. Komşu Bulgaristanıa Mnjese Kralının cülüs yıldönümü münüsebelile söyliyecekle- eimizi bitirmeden evrsl, benim eski bir kita. bım olan Yıldırımdan şü hatırıyı aynen nakletmeği faydalı buldum. «Büyük Harb içinde Türkiyeye yıldı- ne sıfatile te Maksad Türkiyeye gelecek olan bazı Al- man teşkilâtım. teftişti. Sofya istasyo - nunda trenimize Bulgar velinhdi Prens Boris mitenekkiren râkib oldu.Müşarün- ileyh Balkan treninin yataklı vagonlarin- den birisinde adi bir yolcu gibi bir kom- İpartiman isticar etmiş, maiyetsiz ve gü- (Devawu 7 İnel sayfada) vede sasen çocukeağız öyle bir halde idi ki ne olursa olsun, kiminle bulunursa bulunsun, bir şeyden haberi olamazdı. O, bir hayvan- dan, fakat hissiz bir hayvandan baska bir İsey değildi. : Bu vaziyet karşısında Cahid oğlunu ana - sına teslim etmekte bir mahsur görem 21, Fa- kat bir tek şartla: Yanlarında dat sorette bir bekçi bulunacaktı. Oğlunu yanına almak Sonyanın üzerinde cok iyi bir tesir yaptı, Hattâ onun, çocuğu- nun zayalli vaziyetini anlamak şöyle dur - sun, onu dünyanın en harikulâde insanı ad- dettiği ve ona presteş ettiği görüldü. Bunun üzerine doktorlar, her zaman de - nizi sayıklıyan ye öelki de Rusyada bir ba - Mkçı kızından başka bir tey olmıyan bas - tayı denizin karşısında bir evde oğlile bera ber yaşatmağı münasib gördüler ve Cahid, bunun için en münasib yer olarak burasını buldu. Fühak!ka, denize yakın, yüksek, ba- r ve insanlardan kismen uzak bir yer.. nesaretim altında bulunan bir «Son Posta» nın tarihi tefrikası: 19 Sayfa 5 Yazan: Reşad Ekrem Sultan Muradın rüyası Genç padişahı kadehini bir hamlede boşaltır, kocuman avucu İle ince bıyıklarını ve kivi cık kumral sakalını bir Kere sıvazlar, sonra avucunu bir kere koklardı. Musa Çelebinin işareti üzerine, billür meze tabakların: tu - tan hizmetkirlar da. padişshın (karşısına hemen dizili bulunurlardı. Murad tabaklara şöyle bir göz gezdirir, bir iki lokma bir şey alır, sonra, gene Mus Çelebinin işareti ile çocuklar hükümdarın önünden süratle çe- külirlerdi. Meclisteki daysililere de, başka sakiler ve hixinetkârlar tarafından ayni su- rette hizmet edilirdi Genç imparator, içkiys hemer dalma fav. kalâde neş'eli olarak başlardı. Bir müddet İsonra bakışları dalaınlaşır, sık sik bıyıkları İle oynar, ve ekseriya, bir İmparator sıfatı ile en mühim evrakı o zumun günden geçirir ve imzalardı. Bu hali çok uzun sürerdi. Sonra kesik ke- sik, asabi ve hırçın, gölme nöbetleri gelirdi. İşte o zaman, en yakın adamlası müstesna, biraz ihtiyatlı olanlar, padişaha farkettir - meden yanından sıvışırlardı. Zira bu kesik ve asabi gülme nöbetleri, bir fırtınayı ha - ber verirdi, Ve çok geçmeden de fırtına ko- pardı. İşte o zaman, Sultau Murad, hunbar, gaddar, zalini ve kanl: bir adam olurdu. Yok etmeği tasurladığı adamiazın idam emirleri- İni o zaman yazdırtırdı. En sevgili müsehible, İtiyat De kendisini götürüp yatağına yatır - mağa çalışırlardı. Muvaffak olamazlarsa, ba- nu da bir sızma devri takib ederdi. Murad, Musa Melek Çelebiye işaret eder. dişatın önünde diz çöküp durur, başını onun omuzuna koyardı. Bu vaziyetie bir müddet kaldıktan sonra Musa Melek. € İsendisinin omuzunda duran bağını uzulca - cık tutar, bir yastığın üzerine kor, üstüne İde, mevsimine söre bir şey örtülürdü. İşte balıkçı güzeli Ahmedin kaçırdığı gö- ce, Sultan Murad, Basan Halife bağınn| meşhur fıstıkları altında bu suretle sızıp kal. muğla Güneş üç mızrak boyu yükse'mişti. Fakat, | futıkların altına bir damlacık aşığı bile gir- 10$ ve serin İf fevkalâde bir ih - gayet ince, hafif bir atlas yorgan a İ Hasan Halife, padişahın kencisinde misa- fir olduğu geceler, sabaha kadar uyumazdı.| Efendisinin canını kondisine emanet etâlğini | İ hatırlıyan bu sadık gözde, Yeniçeri ocağı - nın #kuhtelif odalarından seçliği güzide ne- #erlerden mürekkeb bir muhufır kıtası teş- İkli etmiş. Bağın elvarından kuş uçurtul - İmazdı. Muradın itiyadlarından biri de, her sabah muhakkak hamama girip yıkanması idi. Ha- &an Halife, onun bu mevsimde ekameriye hamamısmı çok sevdiğini bildiği için erkenden hazırlazmıştı. Sureti mahsusada bü genç hükümdara hizmet etmek üzere getir- #ilmiş olan Gürcü tellâklar, bellerine ibrişim futalar sarınımışlar, «kameriye hamamı» min mermerleri üzerine ipek kaliçeier döşüyorlar; dışarıda ise, altın kameriyeye sarılmış gül ve yaseminlerin üzerine, ayaklarından incecik altın zincirlerle bağlı nadide kanaryalar yer- ieştiriliyordu. Billür sürahiler içinde karlığa konmuş olan ilmon, kızılcık ve elma şer - bellerini, Hasan Halife kendi elile hazırla « moştu. Musâ Melek Çelebi, Muradın ayak ucuna uzanıp yatmıştı. #fendisinin itlyadlarını, vü- endü öyle kavramış, güneş üç muzrak bo - yu yükselince, derhal uyanmış. aradan bir. xaç dakika geçmeden, Sultan Murad da göz- — Musat.. Diye seslenmişti. — Buyur padişahım. — Bugün şünlerden ne? — Salı padişahım — İyi öyleyse... Şimdı hemen dirana va « Tari... — Emir efendimizin... — Musa! — Buyur padişahım! — Bugün kaymakamın kaydını göretirsem gerek. — Siz yer yüzünde Allahın gölgesisiniz, siz. den hiç'biz hatalı iş çıkmaz padişahım. — Uykumda bütün gece onunla uğraştım. Nimetim hakkı kahretsin mel'unu. Vene — dikliden üç yüz £ese almış... Bre mel'un. Bre nankör, Murad yattığı yreden konuşuyordu. Elini Musaya uzattı. Musa Melek Çelebi padişahım elini tutarak destek oldu. Murad kalkıp o « turdu ve sön kelimeleri o zaman bağırdı: — Bre mel'un... Bre nankör, Musa Melek Çelebi padişahın ayaklarına kapanarak öptü: — Padişahım. Kaymakam paşa kulun bir Ihtiyar cahil adamdır. Sizin gibi Ali Osman güzidesine bir ihtiyar veziri af yaraşır. Ona azl İle tekaüd en büyük cezadır. Diye yalvardı. Murad güldü: — Musa! Musa!. Bilirim namuslu çocuk * sundur, Hakkında kıl kadar şüphem olsaydı, şimdi seni, sonra da onu cellâlda verirdim, Bilirim, malda gözün olsa, yetmiş padişah ülkesine sahib olan Sultan Muraddan ister « sin Dedi. Musa Melek ağlamağa başlamıştı Murad irl pençesile onun sırtına birkaç defa vardu: — Ağlama çocuğum. Ağlama Mel'u senin merhametini ve şiddetime siper ediyorlar. Ve birdenbire yerinden fırlıyarak bağırdı: — Kalk, Sü gözlerini! Musa titeiyen ellerile kuşağından çevre sin) çıkarmağa çalışırken Murad seri bir hâ- reketle kendi çevre çıkarıp attı: Al bumu, çevre aranmal Sonra etrafına bakındı. Fıstıklıkta kimse yoktu. Padişahın muhafazasına memur Ye- niçeriler de, en aşağı yüz elli, iki yüz adım uzakta, ağaçların arkasına sinip gizlenmiş. lerdi. Murad gür sesile bağırdı; Hasan!... Bre Hasan! Padişahın kalktığı nöbetçiler tarafından Yeniçeri ağasına zaten haber verlimişti. Has gan Halife de gelmek üzere idi, Padişahın 68- sini işitines koşmağa başladı Muradın hu. zuruna Yarir varmaz hemen yere kapana » rak ayaklarını öptü ve karşısından elpemçe durdu. Murad: — Bre Hasan. Bu fıstıklıkta iy! upunur » muş. Ne söylemedin idi şimdiye kadar ba na7... Haşan Halife, telâşla Muradın tekra? ayak. larına kapandı: — Aman padişahım. dedi, efendimiz em- rettikleri için sisi kaldırtmadım içeri . A. çocuğum... benim adalet İman padişahım. saçınızın bir teli incinmesin diye Hasan kulun başını feda eder... Murad: Haydi kalk.. seni de bilirim... Sen! de bilirim. ben lâtife ettim... dedi. Sonra Mu- saya gözile işaret ederek ayağını uzattı. Mu- sa Melek padişahın uyağına, ceylân derisin. den yapılmış yemenilerini giydirdi. Murad birkaç defa, mafsallarını çatırdatarak ge - rindi, mâni olmak, bekçileri arttırmak, tedbir al mak lâzım... Zavallı Cahid! Nahide Hanım susunca, müthiş bir kâbus- tan uyanıyormuşum gibi: ve işlerini görüyor. — Ne müthiş şey! dedim. Zavallı Cahid Bey karısının ve çocuğunun bu hallerine kim bilir ne derece üzüldü ve hâlâ da üzülü- yor. Onu en son ne zaman gördü? — Bu yaz henüz görmemişti. Gecen hafta” bir sabah gitti. Fakat onu görlince kadın öy- le müthiş bir bubrana tutuldu ki bekçileri kadın ve bir erkek onları muhafaza ediyor| butmasalar Cahid Beyin üyerine hüetin ede. cekmiş. Oğluna gelince, onun kimseyi tani - İşte bu suretle seneler eşli... Zavalh Ca-| dığı yok; yalnız annesi bağırca o da yay - hid, vazifesini ihmal etmemek için ve belki| sarayı koparıyor. de babalık şefkatinin getirdiği ihtiyaçla, her Oğlunun hali Allahtan gelme bir felâ. sana bir ay kadar buraya zeliyor, karısını ve > X & oğlunu görmeğe teşebbüs ediyor; fakat ba - en m karısı niçin ona bu derece kin zan, kadının uyküda bulunduğu sirada, ç0 - cuğunu görmesi kabil oluyorsa da o karisile karşılaşması kabil olamıyor; € — Delinin ne düşündüğü belli olur mu &i- önkü Gnhidi | 2097 Esnsen kocasını sevmiyor ve onun pa- uzaktan görünce Sonya müthiş bir bubrana | Yasını çekmekten başka bir gey düşünmü kapılıyor. yordu, hastalanınca da aklını onunla boz - Son âylar sarfında kadının buhranı arttı) mus Buraya doklor gönderip bem onu, hem ve.sıklaştı. Hattâ bir Iki defa çocuğuna karsi | oğlunu muayene ettiriyor ve bütün hekimler bile bazı garib sözler söylemeğe, Onu KOC “İgmid olmadığını söyledikleri halde © gene bi. kutmağa başladı; fakat bu hareketler henüz vahim bir şekil almadı; yoksa çocuğu ken - disinden ayırırdık. Ancak, bugünkü hâdise beni pek şaşırttı: Demek bekçilerin gözleri kapal: ve kadırın kıp usanmadan vazifesini yapiyor. - Buna eminim” Esasen onun gibi yük . sek ruhlu bir adamdan başka türlü bir ha“ reket beklenmezdi! Fukat ne feci bir vaziyet beyninin arkasında gizli bir plân var. Kaç- “Yarabbi! Onun "gibi iyi kalbi bir adamın mak istiyor. Klm bilir, belki de bu tarafa, , |böyle müthiş bir felâkete çarpılması na bü - Belki de uzaklara. Belki de kendisine veya yük haksızlık! çocuğuna bir sülkasâ!, Buna De yapıp yapıp (Arkası var) A MY NM YA