Kalecikte bir facia İki tahsildar köy odasında uyurlarken biri çıldırdı ve arkadaşını öldürdü " Kalecik, (Özel) — Burada pek fe-/ğu halde koşa koşa köy sokaklarında ti bir vak'a olmuş, bir çıldırma netice- Çılgın bir halde kahkaha atarak dola - Binde iki tahsildar ölmüştür. Bu ölen şarken düşmüş, parmağı hâlâ elindeki Karaman heykeli- e nin kaidesi bitti ( “Son Posta,, nın Dün gece gelen tel- | mesi İâzım geldiğini bir kaç gündenberi İtalyan ordusunun yeni taarruzlarına doğru Habaliderire Ahmet yöŞükkeir. İkle de Konur nahiyesine tahsilâta gitmiş- Ceceyi Agaylı köyünde geçiren bu iki arkadaş uyurlarken Şakir birdenbi- Te çıldırmış, yatağından kalkmış, ta - anı eline almış ve uyuyan arka- odadan fırlamış, elinde tabanca oldu - Kızılcahamamda Akdoğan köyü|Molla divanında tavuk kolerası Kızılcahamam (Özel) — Akdoğan köyü kaza merkezine giden umumi yo- lun geçtiği yoldur. Yolun bu köye ya- kın kısmında Karga geçmez — yokuşu denilen bir de dik yokuş vardır. İhti- tabancanın tetiğinde durduğu için bu düşüş esnasında tabanca tekrar — ateş almış ve bu sefer çıkan — kurşunlarla Tabanca sesini duyan köylüler dı- şarı fırladıkları zaman faciaya mut - e Karaman (Özel) — Atatürk hey- Adapazarı (Özel) — Kasabaya| kelinin kaidesi ikmal edilmiştir. Yakın- bağlı Molla divanında tavuk kolerası da heykel yerine konulacak ve küşad zühur etmiş, kaza baytarı derhal ma-|resmi için parlak bir proğram hazırla- halline giderek lâzım gelen tedbirleri nacaktır. Resimde heykelin - kaidesi almış ve hastalığın geni: üne ma-| görülmektedir. rin bir teessür uyandırmıştır . ileri sürdüğümüz yeni taarnazunun başlamak üzere oldu- ğuna delâlet ediyor - lar. Hattâ — denilebilir ki bu taarruz. kısınen başlamıştır bile. «Kı- mene deyişimiz, şim dilik yalnız cenup cep- hesindeki harekârt hakkında gelmiş olan, nisbeten kıymetli, bir haberden — dolayıdır. h (Bu haber 14 martBaz, acan öcre Gam , ü ve unümü İlalyan taarruzunun şimal tarihile Romadan ya -ve cemup cephelerinde takip edeceği istikametleri göslerir kroki zılan ve Gestre nehri boyundaki harekât - | iseler de azalarındaki mesale uzadığı bis - tan babseden telgraftır) Şimal cephesi| bette, ber ikisi için de tehlike artar. Bu hakkındaki haber ise benür büyük bir kanr- | tehlike şudur; İlabeşler bu iki gruptan ruz hazırlığının devam etmekte akluğun -| her hangi birisinin karşısında nisbelen 2a- genişlemesine Yar hey'eti köylerini çok kısa bir za-/'ni olmuştur. Hastalıklı tavuklara aşı Man içinde tanınmayacak kadar — gü- tatbik edilmiştir. Zelleştirmeğe muvaffak olmuşlardır. Köy namına bir iki tarla ektirilmekte, | mektedir. Köy muallimi de bu - çalış- bunun parası köyün imarına sarfedil-'malarda köylüye rehberlik etmektedir. İ Bdi DDi a Ulüdağda Bir kayakçı hafilesi dan başka bir mahiyet arzetmemektedir. | yıl kuvvetler bırakarak, © grupu oyalayıp TAsmaradan 14 mart tarihile verilen tel - gref) O halde her iki cephe bakkındaki ma - . Kırkağaçta bir Eıvga lümata nazaran vaziyeti tetkik edelim: A) Şimal cephesi: İtalyanlar tarafında İki kişi öldü, 1 kişi ağır İbüyük bir taarruz hazırlığı; Habeşler tara- i kişi hafif findaise sükünet mevcuttur. Bu cephede îkı klşı dc— YATA aldı başlıyacak olan İtalyan taarrarunan Tana Kırkağaç (Özel) — İlyaslar köyün-|SSlü amukasına da teşmil edilmek üzere de köylüler arasında bir kavga nlınuş.ıbuw. b—ıd.ııın z ’.-hı-:m. cinayetle neticelenmiştir. Kavgayı ya- RAREAİ aöti Ki B n cephesinde hem Amba Alagiden cenuba; panlar Ali oğlu Ali ile Ali oğlu Yusuf, |e de Aksımun garbinden ve cenulmundan Yuıulııı'ı karısı Hamide, Yusufun kar- başlıyarak Tana gölü umumi istikametine deşi Lâtif, Halil İbrahim, karısı Hatice, doğru olmak üzere iki ayrı grupun taarru- Haticenin oğlu İbrahim, kardeşi Aki-İ 4 mevzuu bahistir. TTelgrafların bahset- © İledir. Bunların arasında biz bağ alım. üği ve büyük İtalyan hazırlıklarının devam ve satımı meselesinden kavga çıkmaş, İettiği Selaklaka mıntakası Aksum'un 25 ki- kadın erkek biribirlerine girmişler ve ' lemetre garbindedir). Ancak Amba Alagi nihayet bıçaklara sarılarak biribirleri- | ttepünun taarruzu, sırf Üzerine kuvvet ni yaralamışlardır. çekmek veyahut karşısındaki — küvvetleri Bunlardan Hatice, ve İbeahim — )- |kendiine bağlamak veksadile'“elacakta. müşlerdir. Akilenin de yaraları ağır | Sünkü: balen Takazze mehri “şimalinde Bursa (Özel) — Geçen hafta Bursa pek kalabalıkti. Kiş ve kayak sporu|dır. Hamide ile Alinin yaraları da e-| Yapmak üzere buraya pek çok misafir gelmişti. Yalnız bir günde Bursadan | hemmiyetlidir. Bu kavgadan sağ| Yalovaya 600 yolcu taşınmıştır. Bu kalabalık bir yolcu kütlesi taşınmıştır . Bursada soyadı alanların sayısı GÜ bini geçmiştir. Yenişchirde yapıl -|lardır. Akile Manisa memleket hasta- makta olan saat kulesinin inşaati - yakında bitecektir. XI h'dı'ıjı —82 — Soyunmağa başladı. Fakat ne kadar olsa yabancı bir er- kek önünde karnını açmağa alışma- Tıştı. Bu beceriksizliği gören hatip o- Pa hem dili hem eliyle yardım ederek: — Kitabın emrettiği her şeyde ke- — Tamet vardır. Nasıl ki şeriatın kestiği Barmak acımaz derler.. Ve genç kadının artık kapanacak, Üünecek tarafı kalmadığını görünce Yine dualarla karışık tedaviye başladı. — , Hatibin sakalı titriyor, elleri titriyor, !’l(eı!eıi kısılıyordu. —.. Bu müşkül vaziyette kadının göbe- ki etrafına ağır ağır bir besmele yazdı. | İ Bu heyecan sahnesi nihayet buldu- Zaman Hatip bir anda eski sakin, 'hani haline dönüverdi. — p, Senç kadın örtülerine sarılırken Ha- * 5D önceden hazıtladığı bir muskayı Muşambaya sarmağa başlamıştı. — Elveca'tü minelbatın bu nüsbayı | 'ğ'hıunu takın. Amma ve lâkin kimse- ** bir şey söylemekten sakın! ; Muskayı bir kaç yüz kere muşam- t h"' sardıktan ve bir çok dualar oku- — “Stan sonra kadına uzattı: — Huda şifasını ihsan eder — elbet. kitabın emrini yerine getirmekte | dür etmedik. Dermanını — da cenabi | — Bürhan Cahit — yel işlemeğe başladı başlıyalı bu kadar| kurtulanlar hemen kaçmışlarsa da ya-| pılan takibat neticesinde yakalanmış- Honlaa, Böcdenimişlir, | — Berhordar ol! Cenabı vacibilvü- cut hazretleri sen kulunu ilelü emraz- dan masun eylesin. Haftaya yine gel.| Ve onu ancak oda kapisına küdar | geçirdi: — Beci kağüyk çekiver kadınünt - Hatip onuli küğiğe yavişça çi 15 .8- 996 ğini işitti ve öteki odanın pencaııîn-l hak vermekte gecikmez. Yalnız bu'den gözlediği zaman da süklüm pük-! nüshanın ve karnına yazılan âyetlerin |lüm, etrafına bile bakmadan gittiğini | kimse tarafından görülmemesi şarttır. | gördü. Hattâ kocan bile görecek değildir. Bu seferki avı daha zevk vericiydi. Bir hafta sonra yıkanmak iktiza et- Genç kadın ona Meryemini hatır- tikte yazılar tabit silinecektir. Artık 'latmıştı. H sebilillâh yenisini yazarız. Vakit öğleye yaklaşıyordu. Karısının gelmesi ihtimali vardı. O gelmeden genç kadını savmayı doğru bulan Hatip ona: — Haydi kadınım, dedi. Büznillâhi Ükccmğe barlklış «Bir bakışın âşıka cana bedeldir | Vallahi — güzel gözlerin billâhi üzeldi ».0 '::Mmö*mt Bunu Konyada inedresede öken her E_M'Mdbh"*l l."" füş ede |Sün söyler dururdu. Orada mevlevi-| yisirelünal Ü Sliin Beratlik buıhıne büyükleıııiuşl.ü—i_on-' demde Yirske b:üı “güzel | Man herkesi kırıp geçiriyordu. Bir göz-| hatırın için. Sırf sevaba girmek için. |*i vardı. İnsan bakmağa kıyamazdı. Anlıyorsun yal Sözde bu şarkıyı o kıza gönül ve- Genç kadın pek bir şey anlama-|ten bir doktor yüzbaşısı - çıkarmıştı.| mıştı. Fakat muskanın kerametini ka-|Konyada çocuklar bile öğrenmişlerdi çırmak korkusuyla sesini çıkarmı -|bu şarkıyı. yordu. Fakat içinde yeminle, kasemler Hatip elini uzattı: oluşu Konya medreselerini dıılıh.ın' — Öpğ te dua edeyim! çörezlerin de hoşlarına gittiği için on- Genç kadın duanın, muskanın, ki-|lar da bellemişlerdi. j tapta yeri olan bu tedavi usulünün ru-| — Ardından bir başka şarkı hatırına haniyetini, kerametini kaçırmak korku- | geldi: suyla Hatip ne derse yapıyordu. | Çeşmi hüsnün hasretiyle cismü Yaklaştı. Hatibin elini öptü: tenim dağlarım | | İ Karısından, gelenlerden bulunan, diğer grupun harekâtıimı bekle - meğe mecburdur. Eğer ona beklameden, yalnız başına cenuba ilerlemeğe taşebbüs ederse münferit şekilde, yani diğer gruptan uzakta ve ayrı olarak müharçbe — etmeğe mecbur kalır. Her ne kadar bugün dahi bu iki grup birbirinden oldukça —uzakta —L—TİEE Kara gözlüm karalar giydim senin ğğ ü kata gözlünün bıraktığı tesördi: Hatip keyifli keyifli gezindi, dolaştı. Bu yeni tuttuğu yol hoşuna gitme- ge başlamıştı. Demek hâlk — şapkaya, yeni harflere rağmen onu bırakmamış- tı. Hâlâ dinleyeni vardı. Hem de onu memnün ediyorlardı. Hatibin gün geçtikçe neş'esi, işti- hası ve ümitleri kabarıyordu. Altı ay- lık hapishane hayatı me zamandan be- Ti alışmadığı bedeni ve uzvi dinlenme- gibi filizleniyor, şahlanıyordu. Hele şu şapkâ giymek meselesi ol- masa., Bir de dışamı çıkabilset gaç Jzaman kazanmağa çalışırlarken diğer grup ıkıııııırır!ı daha üstün küvvetler toplama- ğa ve omu yalmız başına mağlup — etmeğe çalışabilirler. Şimdiye kadar cereyan eden harekât göstermiştir ki Habeşliler bu gibi sevkülceysi hareketleri başarabilecek bir hareket — kabiliyetine, sevk — ve idaneye maliktirler. Hele şimal cephesindeki Ha - beş arazisinin fevkalâde sarp aluşu da za- man kazanma hususunda çok elverişlidir. Binaenaleyh Amba Alagi grupunun ken- disini münflerit bir tehlike, doğru münferden ilerlemek istemiyeceğini kabul edebiliriz. Esasen İtalyan ordusunun sevk ve idare tarzı dabumu istilram eder, Öhalde bu grepunda yakında düğer grupla beraber - girişmesi tmuhtemel olan taarruzun hedefi mahdut ve makaadı da olacaktır. Buna nazaran şimal cephesindeki taarruzun siklet merkezi Takazze grapun: da bulunacak ve bu grupun taarruzu uzün hedefli olacaktır. Esasen yapılan büyük |hazırlıkların Aksurr garbi ve cenubu ayni |Selaklaka mıntakasında oluşu da bu mü- Tâhazayı teyit etmektedir. henüz Takazze nehri cenubuna geçmemiş tir. Bir defa bu geçiş büyük müşkülüta maruz kulacaktır. Çünkü evvelâ bu neh - rin her üki kıyası da çok sarptır. Ondan sen- va da büyük kuvwvetlerin geçmesine müsait yerleri çok mahdut ve mevout iki yolun is tkametlerine münhanıdır. Bu istikametler Aksum'un 60 - 70 kilemetre cetubu gar - !biu'nde Takazze nehrine dayanırlar. Bina- enaleyh istikametleri ve yerleri malım olan bu geçiş teşebbüsü Habeşleri tamamen akim bırakamasalar bile, İtalyanlara hayki paha- hya mal edebilirler. Nehrin geçildiğini ka: metine doğru arazi 6 kadar sarptır ki bu hazmtakada ilerlemek ve pol yaâpmak pek *büyük müşkülâta maruz ve çok üzun Za - mana bağlıdır. —İkalyanların -bu çok sarp mantakayı (Seminen dağlanını) — garpten dlolaşınağı tasavvur etmiş olduklarına dair Hatip keyifli keyifli odada dolaştı. sini de temin etmişti. Şimdi yavaş ya-'iki gün evvel gelmiş bir telgeaf haberi var. Ve o anda aklına gelen bir şarkıyı vaş mevsiminde budanan kart bir a- dt Her ne kadar bu dolaşma işi, müşkü - (lâtr kımen azaltabilime de zaman uzunlu- Munu telâfi edemez. Bundan başka bu Se- minen dağlarına çekâlmek —ihtirmali — alan İNabeş müfrezeleri Takazze — yrupundaki Hatip bunu düşünmüyor değildi. vy l L L Ö getilerinde Müderris Hafız Nuri gibi başına İbiyük bir tehlike vücude getirebilirler. kasketi geçirmek bir günlük meseley-İş. halde İtalyanlar ya Seminen dağlarını göre Halk'buna o kadar — alışmıştı ki şarıyor. hattâ alaya alıyorlardı. Hatibin medrese kurnazlığıyla bü- yüyen kafası bunu bir cihetten hazme- demiyordu. Şapkayı giydiği gün bu günkü yarı evliyalık vaziyoti bozula- caktı. Onun için evde kazandığını dı- şarda kaybetmekten çekiniyordu. Hütibin dışanıda Kaybeltiği Yenli. igini evinde bulması kasabaya geldiği zarnan iliklerine kadar işleyen ümitsiz- liğini biraz bafifletmişti. (Arkası var) işittiğine ga mecburdurlar, maşmağa, yahut ta bunları garpten dolaşma- Birinci şık çok gik ve gok zamana muhtaçtır. İkinci şik ise teh İşimdi sarıklı, fesli hirini görünce şa-İlikeli ve keza çok zamana mütevakkıftır. Bu mülâhazalarımızdan — çıkaracağımız netice şüdür; Şimal cephesindeki İtalyan ileri hare - kâtı artık son aylardaki sür'atini de kay « betmiştir. Yeni taarruz muvaffak ol da, | olmasa da İtalyanlar yağınur mevsimine ko- dar Takazze boyundan ve Amba Alagi c | vatından uzaklaşamıyacaklardır. | Celâl Dincer Yazımızın hacıni genişlemiş olmam ba sebile cenup cephesi hakkındaki mütalea Tarmızı 17 mart nüzhamıza terkediyorum. j c.D. Lükin bu grup * eei llli 'bul etsek dahi cenuba, Tana gölü istika - —