10 Sayfa —.. | “Son Posta,, nın Tefrikası: 21 | Cemilin amnesi bir çiftlik satışı için Bandırmaya gidiyordu; 3 genç; evde tamamile yalnız kalmak fikrinde idi.. ı Benim, etlerimi ve kemiklerimi satın | verdi. Onu, bir an evvel görmek isti -|yok. Gülteri de alır, beraberce gider - ı jalan (efendilerim) in emirlerine nasıl| yorum. Yarın değil, öbür gün tebdil| sin. İtaat ediyorsam, sizin arzularınızı da | arabasile Çamlıcaya geleceğim. Onu öylece yerine getirmeyi vadederim.|bir düzenle oraya getirebilir. misin? [ “Ammaana ...Aramızda, daima üç ka-|Şayet getirirsen, beni nasıl görüştüre- OLUMMAN SON POSTA ız ee Hitlerin mühim b itlerin mühim beyanatı (Baştaralı 1 inci yüzde) nın diğer her tarafı gibi, sulh zama- dedilir, yahut nazarı itibara alın -İnı garnizonlarına malik bulunacak- mazsa Almanya hükümeti Avrupa-|tır. Burada tecavüz maksadile as - yı yeni tekliflerle sıkmayacaktır! — ker tahşidatı mevzuu bahis değildir. Hitler Almanyanın Milletler Ce-| Çünkü: Miyetine gireceğini, muvafık bir za-| 1) Almanyanın Fransadan isti « man içinde müstemlekeler mesele -| yeceği bir şey yoktur - ve istemiye - sindeki — müsavatsızlığın — hallini, |cektir. ve Versay ile Milletler Cemiyeti is-| 2) İngiltere ve İtalyanın garanti tatüsü arasındaki münasebetin ke -| edeceklerin ademi tecavüz misak - ğ Lükan y) İsilmesini beklediğini söyledikten|larının imzasını Almanya teklif et- giltere Ren'in işgal |sonra: miştir. : edileceğini evvelinden Renin işgalinde tecavüzi bir ma-| 3) Askeri bakımdan da böyle bir Yazan : A. R. i rış mesafe bulunmak.. Ve siz daima, |bilirsin. Etraflıca cevap beklerim. Gö- (yaveranı hazreti şehriyariden, Cemil | Beyefendi); ben de, - affedersiniz, u- — mumi tabir ile söyliyeyim - (dokuzu t bir küfede gelen cariye, Cenan) kal - — mak şartile... Hürmetlerimi, kabul buyurmanızı rica ederim, efendim. y Kul cinsinin en talihsizi f Cenan xL Cemil, bu satırları okuyup bitirdik- ten sonra, gözleri bir noktaya dalmış; — kirpikleri bir kaç defa süratle açılıp — kapanmış: B — Olar pey dekül Olur şay, değil. n Diye mırıldanmıştı. Evet... Hakikaten, olur şey değildi.. Hafif bir leylâk kokusu sızan eflâtun zenkli ağır bir kâğıt üzerine yazılmış “olan şu satırlar, Cemile pek büyük bir hayret vermişti. Gözlerini, o düzgün yazılmış satır- Tardan ayıramıyor, başını mütemadi- yen sola doğru çarpıtarak: — İnanılmayacak şey... Demek ki, böylesi de varmış... Bu, ne mektup?. Ne ifade?.. Ne ince hassasiyet, yahüu.. ““Ayıp değil ya?. Ben bu satırların ya - — rısını bile iyice anlamadım... Ne di - — yor?.. Ne demek - istiyor?.. Bunun içinden çıkmak bile benim için epey - — ce müşkül bir şey... Nerede benim b :yıdıiım dangır dangır mektup... Ne- iyede, bu şairane ve zarifane cevap... Kızcağız beni adamakıllı matetmiş, — yesselâm... |" -Diye söyleniyordu. Aradan saatler geçtiği halde, şu — güale cevap veremiyordu: — Şimdi, ne yapacağım?.. Dilimi ağzımın içine sokup oturacak mıyım?. — (Yoksa, buna cevap yazacak mıyım?.. Ve.. Yazarsam, ne yazacağım?.. — Cemil, artık pencerenin önüne gi- demiyor, bahçeye de çıkamıyordu. Ce- nanla göz göze gelmekten, fena halde — ürküyordu. — —Ömründe ilk defa böyle bir kadınla karşı karşıya geliyordu... Dakikalar — geçtikçe Cenan onun gözünde büyü- — yor; erişilmesi imkânı olmüyan bir — şâbika gibi yükseliyordu. — Haydi.. Teşrif ediniz de, görü - şelim; diye kısa bir cevap yazayım. Fa- kat onunla ne görüşeyim?.. Saatlerce de havadan, sudan bahsedilmez ya?. — Şayet bu ince hislerinden bir şeyler çarsa, ben ona nasıl mukabele edeyim.. Allah müstahakımı versin.. Ben de, mma alaylı imişim, ha... Böyle bir â- Tif zarif genç bir kızın karşısında sük- — Büm, püklüm durmak.. Onun sözl! g — evet efendim, hakkınız var güzelim - — den başka cevap bulamamak; çok fi- - raklı bir şey olacak... —Anlaşılıyor... — Ben, bu sevdadan vaz geçmeliyim. Bu dar, gözüne görün! Diye düşünüyordu. Fakanat.. Cemil bu kararını kuv - — galsiz cazibesi gözlerinin önünde da — Gen geldiği belli olmiyan bir ses: — — Onu görmemiye nasıl dayana - — Bileceksin?.. — Diye kalbine garip bir sual fısıldı - — yordu. ğ * Cemil, burada bu suale verilecek ce- — wabı düşünürken bitişik köşkte de Ce- — man, Tahir ağanın saraydan getirdiği gu mektubu okuyordu: (Cenan kalfa!.. reyim seni. Malüm Cenan, bu satırları okurken çehre- sinde hatlar gerilmiş; rengi, haddin - biliyor mu idi ? (Baştarafı 1 inci yüzde) Londonderry, Beşinci Jorjun cenaze" merasiminden sonra Berlinde bulun - den ziyade penbeleşmişti. Elini dal - / duğu sırada Hitlerle bir mülâkat yap - gin dalgın alnında gezdirmiş: — Ne cevap vereyim, bilmem ki,.. Diye söylenmişti. * O gün, Cemil ile annesi karşı karşı- ya oturmuşlar, yemek yiyorlardı. Ka- pı, hızlı hizli çalındı. Dişarıdan bir ses: — Telgraf... Diye homurdandı. Ve sonra Gülter içeri girerek dört köşe bükülmüş kırmızı bir kâğıt uzat- tı. Cemil, derhal kâğıdı aldı. Açmıya başladı. Annesi : — Hayırdır, inşallah.. Acaba 'ne - reden?.. | Diye mırıldandı ...Bütün telgraf &- lanlar gibi, Cemilin halinde de bir me- rak vardı. Ağır ağır dudakları kıpır - |dadı. — A... Osman Efendiden... Bak; he yazıyor, anne... Çiftliğe, iyi bir müşteri zuhur etti. Pazarlığı kestim. Takriri vermek için durmayıp acele bu tarafa gelesiniz. Osman — İlâhi Osman Efendi. Bu adamın hali ne acayiptir. Habbeyi, kubbe ya - |par. İşitenler de sahi zannederler. Çift- lik deyince, herkes te bir şey zannedi - yor. Ne taraftan baksan bir meyva bah- çesi... Bu adamın sözüne pek o kadar inanılmaz amma.. Acaba sahi mi?.. — Görmüyor musun anne. Kosko- ca telgraf çekmiş. Artık bu kadar da maskaralık olür mu?.. Demek ki iyi bir talip bulmuş... Sen ona evvelce bir şey yazdın mı idi, anne. — Kaç defa... Ne yapayım evlâ - dım?. Ben gidip te orada bahçıvanlık edecek değilim ya?.. Senelerdenberi on para varidat almıyorum. Her — yıl vergisi birikiyor. Hiç olmazsa o satı - lırsa, parası ile burada ya bir dükkân ve yahut bir ev alırım da, kiraya ve - ritim; demiştim. — Fena fikir değil, vallahi... Afe « rin Osman Efendiye.. Demek ki iyi bir iş becermiş. Şimdi ne yapacaksın, an- |ne?.. — Bilmem ki, yavrum. Şaşırdım, kaldım. — Bunda şaşıracak ne var, canım?.. Derhal kalkar gidersin. | —E, seni nasıl bırakayım, a yav - — Aman anne ne tuhafsın?.. San- ki, ben, agguuucuk bebeğim, değil mi> Ömrümde hiç yalnız kalmadım mı?.. |Hem, gidip gelmen kaç gün sürecek. 'Sirkeciden vapura bindikten sonra, er- — kızcağız, buradan çıkıp gidinciye ka-| tesi gün Bandırma, Hadi orada da bir liyi Ç iki gün kal. Nihayet dört, beş gün son- ra buradasın, — Acaba Gülter sana bakabilir mi, /— vetlendirmiye çalıştıkça, Cenanın em-| diye düşünüyorum. hat bariz bir berraklıkla canlanıyor; nere-| — Gülter mi?., Gülteri ne yapa - İcağım, ben?.. Al'beraber götür. — A, A.. Sen, aklını mı bozdun, |yavrum. Hiç seni yalnız bırakır da, gi- İder miyim?.. Yemeği kim pişirecek. |Ortalığı kim süpürecek. | — İlâhi anne.. Düşündüğün şeylere İbak. Biz, asker adamız. Öyle şeylere laldırmayız... Hem, yetişkin kızın yal- nız başına benimle evde kalması ya - kışık alır mi, hiç ... Bikbb Canım, yavrum... | Mektubun bana büsbütün merak| — Kuzum anne.. Canımı, manımı mış ve Ren mintakasının mart ayın- da askeri hale ifrağ edileceğini bizzat onun ağzından işitmiştir. Faki bir İn- giliz nazırının bu malümatı alır almaz İngiltere hükümetine bildireceğinden şüphe olunmamakta ve böylece İngil- terenin hâdiseye peşinden vakıf oldu- ğu halde bunu sezdirmediği anlatıl - maktadır. RADYO Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Dans musikisi; 19: Haberlar; 19, 15: Muhtelif plâklar; 20; Sıhhi konferans: Dr, Profesör" Kâzım Esat — tarafından 20, 30: Stüdyo orkestraları 21,30; Son ha - berler. . Saat 22den sonra Anadolu — ajansının gazetelere mahsus bavadis servisi verile- cektir. ANKARA 19,30:Hukuk ilmi yayımı. 19,45: Halif müzik plâk yayımı. 20.—Karpiç şehir lo- kantasından nakil, 20,30: Ajans haberleri. 20,40: Karpiç Şehir Tokantasından nakil (Orkestra). BÜKREŞ 12,30 — 15,10: Plâk ve haberler; 18: Radyo salon oörkestrası; — 20,15: Ramon halk şarkıları; 20,45: Plâk; 20,55: Senfo- nik konser. 23,45: Haberler. BUDAPEŞTE 18,30: Piyano - şarkı; 19: Konferans: 19,30: Almanya - Macaristan futbol maçı zeportajı; 19,45: Çingene musikisi; 20,45: Haberler; 23: Nevyorktan nakil; «Natio- nal Broadcasting Companya konseri; 23, 35: Plâk. VARŞOVA 17,15: Hafif musiki; 17.45: Şarkılar; 18.15: Mozart'ın en iyi sonatlarından; 19: Salon musikisi; 19,30: Muhtelif; 21: Kon- ser; 21,30: Sözler; 22: Tiyatro; 22,40: Leh şarkıları, 23: Senfonik konser; 24,05: Dans plâkları, PRAG 17,10: Brüno radyo orkestrası; 18,15: Roob piyano ile eserlerinden — çalıyor; 18,15: Almanca musikili neşriyat, mute - KE; 20,30: Şarkılı musiki; 21,05: Prag radyo örkestrası - (Debusi, Menen); 22: Karışık şarkılı program; 23,15: Dans mu- sikisi. BERLİN 18: Piyano - keman sonatlacı (Bestho- ven); 18,30: Skeç; 19: Seslerle örkesira; 20,45: Aktüalite; 21,10: Dans; 23: Ha - berler; 23,30: Dansın devamı. MÜNİH 18: Piyano * keman sonatları; 19: Şen müzik; 20,45: Aktüalite; 21,10: «Fıçı Bi. rasır adlı skeç; — 23,30: Piyano — konseri (Bach, Mozart, Şopen); 23: Haberler; 24: Radyo orkestrası. VİYANA 18,40: Piyano musikisi; 19,10: Sözler; 20: Haberler; 20.25 : Piyano * vazkı; 21,05: Koro konseri, 21,45: Mizah, 22: Radyo piyesi; 23.10: Piyano müziği; — 24,05: Dans. a 13 Mart Cuma İSTANBUL 18: Muhtelif Vokal eserler — (plâk); 18,30: Muhtelif orkestra eserleri (plâk), 19: Haberler; 19,15: Hafif musiki vo si- gan havaları (plâk); 20: Halk — musikisi (Osman pehlivan — tarafından); — 20,30: Stüdyo orkestraları, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajanşsının gazetelere mahsus havadis servisi verile - cektir. hiyet bulunup bulunmadığı sualine tahşit manasızdır.» şu cevabı vermiştir: ğ süzleri « — Renin gayri askeri mıntaka - h':l:::;' eĞ Z sını işgal etmekle hiç bir tecavüz niyeti beslemiş değiliz. Ren mınta -| “Eğer M. Saro Strazburg istih - kasındaki işgal kuyvetini azaltmak k.iııılınnın Alman toplarım tehdi - diğer tarafın da ayni düşünceyi gö- di altında bulunmasına müsaade e- zetmesi ile mümkün olur. Muahe - demiyeceğini söyliyorsa şunu da deleri ihlâl eden Almanya değildir.| te*lim etmesi lâzım gelir ki Alman - Akar l deünaskayi Üa ya da Frankfort, Friburg, Karlsrohe sından beri Avrupada biri galip, di-| Sibi açık şehirlerini Fransız topla - ğeri ölüp, iki zü bulunuyor. |Ttaın tehdidi altında örmeyi o ka « Bir bede. imzalandığ E dır.;nı;ıı!mefı Böyle bir tehdidi, mağlup, muahedi iayetle mü -| *Pcak iki taraftan da ayni mahiyet- kellef tutuluyor. Galip ise işine gel-|te bir gayri askeri mıntaka gidere- diği gibi hareket ediyor. L Lokarno paktına gelince Fransa -| Hitler emri vaki yapmayı neden |Jnın Sovyet Rusya ile askeri mua -| tercih ettiği sualine cevap olarak |bedeler yaptığı sırada Almanyanın | daha önce ileri sürdüğü makul tek- hududundaki mühim bir kısmını mü-| liflerin kabul edilmediğini, geçmiş dafaasız bırakmasına imkân yoktu.| tecrübelerden istifade ederek mesti- İngiltere şunu nazarı dikkate alma-| liyeti omuzlıyarak emri vakii yap * lı ki eski gayri askeri mıntakada Çe-| tığını, kendi yerinde bir başkası da koslovakya veya Yugoslavya kadar|bulunsaydi, ayni şekilde hareket e- nüfusu vardır. Burası da Almanya-| deceğini söylemiştir. Lokarno devletleri bugün Londrada toplanıyorlar (Baştaralı 1 inci yüzde) eski ve sadık bir dostuyum. Başlıyan konuşmaların iyi bir netice verece * ğine inanmıyorum. Fransa — Kollektif emniyet esasına itimat ediyor. Her İngiliz Lokarnonun metnini bir kere daha okursa oradaki taahhütlerin mahiyetini anlar.» demiştir. Almanlar Londraya gelmiyorlar mı ? Londra, 11 (Husust) — Milletler Cemiyeti umumi kâtibi, — Mülletler Cemiyeti konseyinin cumartesi günü Löndrada toplanacağını Almanyaya bildirmi& ve Lokarnoyu imza eden bir devlet sıfatile Lokarnoya ait müzakerelere iştirak ediP etmiyeceğini sormuştur. Almanyanın bun u bir davet mahiyetinde telâkki haber veriliyor ve konseyin içtimama işlirak edip etmiyeceği henüz — anlaşılmam!? bulunuyor. İtalya ve konsey toplantısı Londra 11 (Hususi) — İtalyanın Londra müzakerelerinde ve konsey içtimaına N€ “şekilde hareket edeceği henüz anlaşılmamııştır. İtalya, aleyhinde zecri tedbirler tat* bik olunduğu müddetçe Avrupa işlerile yakından alâkadar olmak. istememektedir: İtalyayı yapılacak toplantılarda Sinyor Grandi temsil edecektir. Fransa şimdilik seferberliğe lüzum görmüyor Paris 11 (Husust) — Fransa hatbiye nazıri bugün resmi bir tebliğ neşrederek Almanların Rende 90.000 kadar asker toplamalarına rağmen — seferberlik — ilânin? karar verilmediğini alınan tedbirlerin kâfi olduğunu, icap ettiği takdirde ihtiyti hudut kuvvetlerinin derhal silâh altına davet olunacaklarını, bunları davet edip t0P” lamanın bir kaç saatlik iş olduğunu, fakat şimdilik buna da lüzum olmadığını diP” lomatik müzakerelerin neticesini beklemek lâzım geldiğini söylemiştir. Belçika başvekilinin dünkü nutku Brükesl 11 (Hususi) — Başvekil ve Hariciye Nazırı M. Zeeland bugün söylediii bir nutukta Belçikanın vaziyetini anlatmış, Lokarno devletlerinin müttehit hareketi l? bir çare bulunabileceğini, ittihat temin edilemediği takdirde bir felâketle karşılant cağını, Belçikanın Lokarno yerine yeni bir muahede yapılıncaya kadar sadık kalacağını söylemiştir. Hudutlarda hâdiseler başladı gea aai ddi eeet dsrem akair B eeet ee B - Nevyork IZ (Hususi) — Ünited Pressn Prag muhabiri bildiriyor: Altı N"'h_ askeri bugün Çekoslovakya Sududunu geçmiş ve yakalanınışlardır. Askerler yöoll yını şaşırdıklarını söylemişlerdir. Amerikadaki Almanlar aster kaydediliyorlar Von Hot ” ask Nevyork, 1 (A. A.) — Altımı konsolosluğu ataşesi Stegfried tiz Birleşik Amerikada yaşayan bütün Alman yurddaşları. muhtemel bir hizmeti için kaydetmek üzere emir aldığını gazetecilere söylemişztir. Bu Almanlar derhal silâh altına çağırılmıyacak, fakrt Avrupada vukuunda Almanyaya gitmek üzere hazır bülünacaklardır.