4 aatbuatı da | GÖRDÜKLERİMİZ Almanyada Balık Tutmak Kolay Değil lerinde okuduk, söyle- W diklerine inanılırsa Berlin hükümeti olta ii “ef eğlence için balhk avlamak isti - Yerlere mahsus bir nizamname yapmaştır. İN A aaa came her imiyen ene olayı gibi dere vaya deniz kenarına çö - © Fransız gazeteleri: “ia geçirdikten sonra ellerine almiya kalkışmasınlar, zira bahklar gürül. #İ “len çabuk ürkerler, diyorlar. * ala RNA gider. Boş vw gün kalır, Tenim > İn bazar bendi eninde yapumya de bir boru İİ Şen babası, müteveffa kral Jorjun emri olan bir Fransız zengininin evinde İoenobil ile Fransanın har tarafını dolaş - tar, İ Arlattıklarına göre bu seyahat esna - “ e Erkofier adihı taşıyan Franz ken- köğüne de ve veliahta köyü- | ün kilisesini göstermiştir. Bu #iyeret a Pile İöyün ayar papom da oraday- & Erkofier ihtiyar papaza yanmdaki gen- Sİ Böünrerek: — Papaz efendi size İngilir veliahtı yin ederim, demiş. Papaz tüysüz deli “ yanlıya bakmış, anlaşılan otu veliaht ola- v olgunlukta bulmamış olacak ki: — tar, Yaz Amma yaptınız hal diye bı il ate yapmak İml mala mevsimsiz addedilmektedir. £eçememişsiniz! LA KERVA Melemiyecek, daha evvel arkasna bir) Pekin, 20 (A. A.) — Bim haydut, takınak mecburiyetinde bulma -| Pekinin yirmi yedi mil şimalinde N YÜRÜYOR Çinde Karışıklıklar... Komünistler Ve Çin Haydutları Şehirler Zapteimiye Başladılar Muhtar Şimali Hopei Hükümetile Mançuko Arasında Canton, 29 (A. A.) — Komünist- ler, Kweiyang'a otuz beş mil mesa- fede kâin Kweiting şehrini zaptet - mişlerdir. Orada örfi idare ilân e - dilmiştir. Bir Şehir Çin Haydutları , Elinde... | kâin Chingfingehow'u ele geçirmiş- lerdir. Şimali Hopei muhtar eyaleti — Almanlar üniforma taşımıya bayı -| valisi general Yiyoukenz, haydutla- üniforma ile balık tutmaktan ağu -İrı kovmak için milis kıt'aları gön - k değillerdir, fakat arkalarına ünifer -| dermiştir. Şimali Hopel ile Mançuko Anlaştı Pekin, 29 (A. A. )— İyi malümat Sekizinsi Edvard Fran| mali Hopeinin Mançuko ile bir mu- sanın cenup sahille -| saedename aktetmiş olduğunu bik dirmektedir. Bu muahedename, şu ahkâmı ihtiva etmektedir: 1 — İki memleketin birbirini mü- Sekinmei Edvar F; ik seyahu, |tekabilen tanınması ve siyasi mü - Üni daha om see yaşında bir delikemimessiller temtisi, 2 — Sıkı bir askeri ve iktisadi me- Yapmış ve dört ay müddetle babasının | sai birliği yapılması, 3 — İki memleket arasında yol - ir kalmış, Ve bu müddet zarfında 0-İlar ve demir yolları inşa edilmesi. Çin Sularında Japon Gemileri... Svatov, 29 (A. A.) — İki Japon kruvazörü ile dört Distroyer Sva - tov limanına gelmişlerdir. Londra Şehri Fransa- dan istikraz Yapıyor Londra, 29 (A. A. )— Londra şehrinin Fransadan bir istikraz ak- tedeceğine dair olan ve ecnebi kaynaklarından sızan (o haberler, Londranın © finansal mahafilinde Bu mahafil, böyle bir muamelenin Sa- —40— — - Bürhan Cahit »— 30 -1- 996 Anlaşmalar Yapıldı | Fransız İngiliz , Görüşmeleri.. İngiltere, Rbinde Âdil Bir Tehlike Olmadığı Kanaatinde Paris, 29 (A. A.) — Oeuwvre gaze- tesinin diplomasi muhabiri, İngiliz ve Fransız devlet adamlarının Lon- drada yapmış oldukları görüşmeler Amerika âyanından Borah Amerika, Avrupa- dan Uzaklaşmak İstiyor.. Ayandan Borah, Ihtilât- ih eylemektedir. Ayni muhabir, İngiliz devlet a - damlarının Fransanın Rhin'in as « kerlikten tecrit edilmiş mıntakası- na tanllük eden siyasetine müzahe- ret etmeğe hazır olduklarını, yalnız larla Alâkamızı Kese'im | Büyük Britanyanın hali hazırda &- Diyor cil bir tehlike mevcut olmadığı mü- taleasında bulunduğunu ilâve et - Nevyork, 29 (A. A.) — Âyandan| mektedir. Borah yakında yapılacak cumur re'/” 7 k isi intihabı hakkında söylemiş oldu. - ğu bir nutukta demiştir ki: İ Belçika Hudu tla «— Bizim #iyasamizın o ©sas önü hattı, diğer la siyasal ihti z rının Tahkimi lâtları ile tamamile alâkamızı kes -İ| © Brüksel, 29 (A.A) — Hükümet mek olmalıdır. Avrüpa işlerine kar. | «Mewse» nehrinin «Liege» ile Fran- şı alâkasız ve bu işlerin haricinde || 917 Aududu aranındaki geçitlerine bü- kalmanın yegâne çaresi Avrupadan yeli eN, e A ms. İİ za karşı müdafaasını temine karar ronun saylavlar kurulunda itimat! Sek olsiğü vözhile; Bü yeşili reyi almasından evvel yapılması lerin tahkimi işleri için milyonlar imkânı olmadığını beyan etmekte.(| angaje edilmiştir. dirler. cımlanmak için kuvvetli bir nefes bek-'nüne çıktıkları zaman büyüklü küçük- ler gibi çıtırdıyorlardı. Hatip Ak Os-'lü herkes seyirtir ellerini öper” hizmet- man gibi halk üstündeki nüfuzunun lerinde bulunmak için can atarlardı. gittikçe kaybolduğunu görenler bu! O Şimdi hatır hoşluğu için değil âde- hali bir türlü hazmedemiyorlardı. ta eğlenir gibi: Artık ahali onların tılsımlı nefesle-| — Merhaba hocam! rine baş vurmuyor, hastası için onlara! © Diyenler cevabını bile beklemeden baş vurmuyor, hattâ onlarla düşüp bir şarkı tutturup uzaklaşıyor, ıslık ça- İ BW GÜN Kültür Nümunesi Kültür haltasının faydalı yazılarından ilham alarak bir arkadaşa sordum! — Kültür, aşağı yukarı, olgun ve dol - gun bilgiler.” fikirler demek oluyor. Kül - türsözlüğün tarifi nicedir? O, cevap verdi: — Kültürsüzlük tarif olünmaz, tasvir ve izah olunur. Bu da örnekle olur. Sözge - limi benim şahit olduğum bir sahne. Vak - tile ehemmiyetlice müsabaka imtihanla - nndan birinde mümeyyiz olarak bulun - muştum. İmthana girenlerden birine sor. (dum: Kendini bil, sözü kimindir. hangi felsefenin temelidir ve ne demektir?.. Böyle bir imtihana girmek hakkini nasıl kazanabildiğine hâlâ şaşageldiğim © genç bay, şu karşılığı verdi: Bu söz, şark filo - zoflarından birinindir, çaliba Tunuslu İbni Haldunundur. o Maleryalizmin temelidir. Ye, iç, keyfine bak, demektir!.. Arkadaş» İar gülüştüler. Ben genç bayı aydınlatmak istedim ve Sokratın bu sözü, Delf mabe - dinin kapım üzerinde görerek benimsemiş. olmasını göz önüne alıp yeni bir soru yap- l tm: — Del mabedi üstünde bir yazı vardı, hatırlıyabilir misiniz? — Bize Çin kitabelerini efendim! Ben sıfırı basmak üzere idim, başka bir — Namık Kemal, dedi, dedesile nere- leri dolaştı ve bu seyahatler onun karak - teri üzerinde ne gibi izler buraktı? Muhatabın hiç düşünmeden verdiği ce- vap şudur: — Namık Kemalin dedesi Viyana va « lisi idi, orada alımsnca öğrendi. Sonra de. | desi gene valilikle Beüksele gitti, bu sayac hat te ona fransızca öğrenmek © fırsatını | verdi. Artık. eBasu demek lâzmdi, dedik ve üç alın yapıştırdık. İşte kültürsüzlük buna derler. Benim bu kıssadan aldığım hisse, kül. tür sahibi olmak için hayli şeyler öğren « iba » f rettir. Kültür deyip geçmiyelim. Bu, kör. | (Mikten kurtulmak, topallıktan o kurtulmak ve yerde sürünürken kanatlanmak gibi bir şey. Kolay kolay erilecek nimetlerden de- M. T, Tan tiyar kadınların bulunduğu bu küçük cemaat onları teselli ediyordu. Şimdi kasabada gümrük muhafaza İmemurunun evlâtlığı Gültenin Avru- 'paya gitmesinden başlayârak (Güllü ! Nerminin portakal bahçeleri âlemleri- ne kadar biribirini takip eden bütün ,dedi kodular bayatlamış, Şövalye Ha- okutmadılar, menin gerekli olmasını anlamaktan gil "kalkmayı bile faydasız buluyordu. hp gönül eğlendiriyorlardı, isan Beyin yüz bin liralık değirmeni Müftü Hafız Halim, eski müderris| | Islık çalmak. Bu açıktan açığa şey- yirmi beş bine kapatması bile söylen- tanları davet etemekti. mez olmuştu. Hatip Ak Osman bunu cemaate! © Ortalıkta, kahvelerde, çarşı pazar- korkak insanlar da ktur. İlarda işçi gibi köylünün değil ; ida işsiz, haylaz bir takım insanlar pey- i yürüyen 0 bu Gi De veren ve er geriat namina kalkinmak e Islık çalan olursa hemen euzüleri kelerde esneyip duruyorlar, karanlık- EM . M ü i ileri i; dı. okumak, köpekler ulursa tebbetyeda- la üneşle uyanan aylak ihti; | gr ünmeyi önünde sendeleyip ezilme- | parça yapıları üzerlerine alan ileri ge- fakat cesaret edemiyorlar Yalıp güneşi uy ş ys” ye bunlar arasında zahireci | İbra- taştan bile para kazananların ekmeğine gibi durumu benimseyen, yukarı! yağ sürüyordu. : Kasabalar arasında yapılan yollar, Hafız Nuri Hatip Ak Osman etrafla- rındaki cemaatin gittikçe azaldığırı gördükçe ne yapacaklarını bilmiyor, kaç kere söylemişti. k , 0 gelen her hareketi doğru bulan, ! m hasa bile ona aykırı gitmekten çe- yeni köy mektepleri inşaatı yalnız ora-| p : ü 5 | En sadık dostları bir kaç yerli me-'yı okuyup üflemek lâzimdi. Birinde lar sabahtan akşama kadar kah- m Erin Mem e yaptıkları suçlardan dolayı iş-' şeytanlar kaçar, ötekinde köpekler su- velerinde çene slk bii i & yaa ve e ei ya yerleşmiş eski naha müdürü mü lerinden çıkarılan arzubalci Hafız Mus-' gard.” Er Kasabanın bu durgun havası bir. e böyle silik kalmak elbet hendis Saimle ortaklaşa bir çok hükü. tafa gibi bir takım şüpheli insanlardı. © Fakat gelgelelim şimdikilere bunla. denbire sarsıldı. te zl ve eri met yapıları almıştı. Bunlar hükümet işlerine karışanm- rı öğretmek imkân yoktu. Liseye gi-| | Ramazan gelmişti. ie bir de ca gibi kendi, Aliyeli Est Bey de son zaman-(Yor, fakat her yeni harekete önayak'den Şatır Zadenin oğlu bir gün elik! | Eskisi gibi ayı görmek için minare. X iğüdine tahammur eden sınıfı vardır larda bu işlere parmak sokmağa baş-/olanlara karşı gizli, aşikâr cephe ali-'çala çala giderken Müftü Hafız Ha-||,,. çıkıp beklemek, sonm Müftüye lamıştı. yorlardı. Bu aykırı düruşlar ve alttan lim görmüş: gİsidip şehidlik abek, yokta: Ay hezil Yor, kı katılma; lar- İnüyordu. : <A ği İEE tara görüşüler bile bu Yenilik.| İere bir kulp bulamıyorlardı. Fakat bu işlerle istifadeleri ve mev- Pug bilenler bile vardı. kileri bozulan bir hacı ve hoca sınıfı *on zamanlarda hükümetin | vardı ki için için, kalım bir marsık gibi İyi ra #nlenmsi için tuttuğu yol |yanmadan, yakmadan tütüyor, kıvıl. a bunlar arasında her devrin “çi, seelerluden, değişişlerinden istifa Kip inde ağır bir baskısı olmasa) © Eğikâmet hemen her köyde birlalta, açıktan açığa int dedikodular Sus evlât, şeytanları davet etme Jedilip öyle ilân ediliyordu. rÜP taşar, bazı kere tehlikeli bile biçimde, ır, temiz ilk mel bi-| çabuk gelip geçiyordu. emişti. Gi ML > maları e ktep Özele ilk şapka giyenlerden baş-! “Delikanlı Müftünün bu garip aza! Pi ei eği iki gün sonra rar | Kasabada bu sınıfı peşine takan bir| © Artık cami abdeshanelerinin bur. layarak, karılariyle beraber bahçeye, rından bir şey anlamamış, bu seler: |” eşi çe kaç kişi vardı nunun dibinde, yarısı dershane yarısı gezmeğe çıkanlara, yeni harfleri öğre-| (Sakın aldanma, ç Zaten bu ilân önce evkaf idaresi | Müftü Halim, Hatip Ak Osman (tabutluk eski mektepler (kalkmıştı, nenlere, kızlarını muhtelit orta mek-| ( Seviyor sanma, nin camilerde yaptığı hazırlıklarla baş” | N başta geliyorlardı. Eşraf ne kadar| Hangi köy mektebinin kapısı açılsa | tebe yollayanlara karşı gösterilen bu| (Aşka inanma, larmş ve bu aylak insanları harekete vim kendilerine zararlı olacak şeyleri |genç, uyanık bir muallim yüzü görü. İmalı, bakaretli hareketler piyasada iz Vallah yalandır. | getirmişti. | bırakmadan, mukabele bile görmeden eriyip gidiyordu. Çünkü halk bu yeni- liklere çabucak alışıyor, kaynaşıyor ve biribirini taklit ediyordu. Hele yeni yetişenler Müftüyü, ha- tibi hiç saymıyorlardı. Eskiden çarşıya, büyük şadırvan ö- Şarkısını tutturup uzaklaşmıştı. İşi gücü olanların bundan haberleri Gerek Hatip Ak Osman, gerek bile yoktu. Onlar mevsime göre çar. Müftü Hafız Halim ve kafadarları ye- şacak iş buluyorlardı Fakat wrn kah: ni yetişenlerin bu alaylarından yaka velerin gönlüliki müşterilerini teşkü 9 silkiyorlardı. "den bir *okım insanlar için rumazar si | pe. ğ Bereket onların yüreğine su terper | detâ bir kalk Börüsü Tesiri yapmıs, | sınıf vardı. İçinde dahn ziyade 2 (Arkas var, m |