29 Ocak 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9
SON POSTA Sayfa 9 Yazan: Gerhart Ellert Attila; | TÜRKHLER « ROMA KAPILARINDA: — 76 1 e R 20/1/936 Çeviren: Harp Edeceği Bir Saha Arıyordu '.n_çünkü bana Ferreolüs ve Sangi- 'dan bahsettiğin halde az — kalsın W hakkında malümat vermeği u- Butuyordun! Ben artık seni - kullana- ha Attilânin parmakları hakimin bo- ti gittikçe daha ziyade sıkmağa ğından Odoksiyüs güçlükle ne-7 İR4 aha bir adara baliyle: — «Tanyü, bırak beni gideyim!» B bir çeyler Galdayabildi. Attilâ'nın Parmakları Ro— «Seni gidi edebsiz herif — seni, Malıların asker üniformasını — taşı- m! Hem de gitmek — istiyorsun. Sen Roma tabiiyetine girmişsin. De- E_”“P gitmek de istiyorsun? Gidebilir- Tn Şüphesiz git.. Âttilâ bunu söylerken Odoksiyüsün Yüzüne bakmıyordu. Gözleri yalnız ça- dein bez duvarlrını görüyordu O bez W rakibini, yegâne rakibini gö- Tür gibi oluyordu. Kaplan pençeleri Bibi kımıldanan, titreyen — tırnakları l'lîl'uiıı boğazını bırakmıyordu. Atti- H bu hareketinin farkında bile değil- di. Hattâ, önünde duran kurbanı artık hınldamağa başladığı halde Attilâ bu hnlh!l da işitmiyordu- O yalnız: — «Demek sen artık Galyadasın, Âctiüs. Artık Galyadasın.» diyordu. Kral bu esnada bir ayağından öbür AYağına yaslanıyor, tırnaklarını Odok Tİyüsün gırtlağına daha ziyade geçiri- Yor, kendisini bekleyen yakın atiyi ya- amak için senelerce sabrettiğini dü- #inerek: — «Acaba ben mi senden — daha| kuyvetli çıkacağım, Aetiüs, yoksa sen Mi benden?.. diye düşünüyordu. Boğulan Casus Attilâ heyecanını teskin edemiye- Mütemadiyen: , — «Aetiüst» diye bağrıyor, ken- den geçiyor, elleri ise önündeki ün boğazını sıkıyor, onun mu- h"mtüıı karşı, katiyyen farkında Olmıyarak mücadele ediyordu. Birdenbire Odoksiyüsün mukave- Teti kırıldı, vücudu yere yuvarlandı. Attila da onunla beraber yere düşe- tek gibi oldu. Elleri hakimin boğazın- dan Sözülüp ayrıldı. Şimdi yerde ya- tan Vücut, boğulduğu için yüzü mos- f: bir renk alan bir cesctten başka tey değildi. Attilâ iğrenerek: — «Az kalsın pis herifin Üüzerine düyecektim.» dedi. Boğduğu — casus :*hn-h başka hiç bir şey düşünme- * —Hünler, Gepidler!. Alan'lar, Ostro-| Rot'lari,. Rugiya'lılar ve Turçiling'ler! | Herüller ve Skirler!a Hepiniz beni gö- :W' musunuz? Hepiniz beni işitiyor üz)» Hepsi birden gümbürdeyerek: — «Evettn diye haykırdılar. | | | ::'"ln ateş onu yukarıdan aşağıya ka- aydınlatıyordu- — KAttilâl.. Attilât..» Arkamdan Geliniz! ta Çök gürlemesi gibi çıkan bu ses, * o'oluııüıüm şehrinden işitiliyor- elkeri Tada benzi uçuk bir papaz, titrek » h:'lıkde tuttuğu en müukaddes bi M 'a göstererek önünde diz çöl isinler. İstirahat etmek isteyen ise isti- |Kaybedilecek vaktimiz yok.» 28 .1.1936 Akşamın aydınlığında kralım küçük Türk Devlet Borçları kır atına bindiği ve yola doğru indiği Lira fdra Attilâ bir tepe üstünde — duruyor, | Attilâ hakimin boğazını sıkıyor, hırıltılarını duymuyorda bile... sini işittiğini ve gördüğünü anladıktan |mezdi. Her şeyi tesadüfe bırakır, öy- sonra dedi ki: lece harbe atılırdın. — «Yorgun musunuz? Bundan bir| — İki sarışın dev arasında yürüyen ve saat evvel size yağmaya dalmamanızı | bir esmer cüceye benzeyen Attilâ ce- ve uyumanızı söylemiştim. Fakat ne vap verdi: yağına yapmağa, ne de uyumağa vak-| timiz var. Bununla beraber, size emı! retmiyorum. İşte atım burada. Ben | şimdi ata binerek yola devâm ediyo—l . SM—_'_..—. İstanbul Gelir ve Para Yi Azlağtilüd gelmali bekeçelür gel | BORSASI (Arkası var) rabat etein, yarın arkamdan gelsin.— 95 78'T.B. I1 2880 | 96 8 Hazine B 61,8) görüldü. Attilâ ne ardına bakıyor ve ÖÇ 75 T.B.II 21,70 | Dahili Istikraz 99,00 ne durüyordu. Arkasındaki —gürültü-|| 95 75 'T. B. mın.z0 yü, «silâhim nerede, atım nerede?» | i seslerini, çadırların çatırdatılarak top- lanmasını, harekete gelen araba teker- | Ercant ;*:; || Anadolu ;:zn 42,50 keklerinin gıcırtılarını hiç işitmiyordu. BC Eadoki 'RE CU Bir saat sonra bütün karargâh bom- Tni Lira Na « '" boş kaldı. Attilânın arkasından gitme- | 4, ». w 0x00 || İst. Tramvay 226 yip kalan tek bir muharip bile görül- | » » Ha 9,85 İ| Bomontl 8,0) medi, » » Name — 9,60|| Terkns 1475 n Merkes B.D. — 61,718 | A. Çimento — 10,20 Harp Meydanını Bulduk.. ŞA ÇEKLER Ç Daha o gece, Katalaunum'a giden li mxnn. B KOT L. için ildi | Tin KS B 9,7697 yolun yarısı _km,d'“" İîal:al ond—vınL D Krema” TAM ) Dolar Ka sonra kısa bir müddet dinlenmek - lâ-|| —— | zım geldi; atlıların azmi tükenmemiş K:AKIT | " M ee | k Krş. | olsa Fıık. atların dermanı keıılmıquı 20 F Frangi 16700|| 1 Mazk 22 Ertesi günü akşamı Katalaunum şeh- | 1 bolar YM,A 20 Drahmi — 2400 rine erişildi. v İsterlin — 621 | 20 Leva u - Ki 20 Liret 158 || 20 Ley 1380 — «Yağmaya vakit yok. Çabuk, ça- | — v Diğin — buk ileriye.» DK ' vK Daha ertesi günü ordu Katalaunum | kredi Fonsiye I Mübadil Bon. 74 ovasından geçti. 1981 senesi — İ0R00 Güyri » » 16,35 1908 » 6400)/ Altın 940 Atelâ, Ardarih'le Valamir'i yanına çağırarak? — «İşte burası bir harp meydanı ©-| labilir.» dedi. Ardarih'le Valamir bir tepenin üs- tüne çıkarak etrafı tetkik ettiler. Ardarih gülümseyerek: — #Harp meydanını bulduk amma | ortada düşman yok!» dedi. İki Sarışın Dev ini © 82,50 || Biecldiye a Tiftik Piyasasında Hararet Hemen hemen bir iki senedenberi pek canlı bir vaziyette olmayan tiftik piyasası son zamanlarda hayli gelişmiştir. Alman- ya ve Rusya rekabet edercesine tiftik al- maktadır. Fransa da hararetli bir alıcı va- ziyetindedir. Son bir hafta zarfında Al - manya 1229 balya, Rusya da 1245 balya tüftik almıştır. Tiftik fiatlan yükselmiştir. En ziyade Akşehir ve Çangırı malları üze- rine muamele — yapılmaktadır. — İstanbulda stok azaldığı için Anadoludan mühim si - parişler yapılmıştır. Bu tiftik muamelesinin şehrin iş hayatında da bir genişlik yapaen- Valamir ise, kayıtsız bir neş'e ile şu sözleri jlâve etti: — «Aetiüs'e rica edelim de ordusu ile beraber buraya gelmek lutfunda bu- n z Va ve tiftik işlemek için yeni ameleler is « Attilâ onların sözlerini işitmiyor- | tihdam edileceği umulmaktadır. muş gibi davrandı. Sağ tarafı göste- yerek: sü , P LA Geneni üçi| Tecavüz Vak'aları nahı idare edersin. Diğer cenahı da| — Saip talebedir. Moskova pastahane- —— «Dua ediniz, dua - ediniz, o za- dlywd'.ı.hh bizim yardımcımız - olur.» Kimin imanı daha kuvvetli? Atti- Mi trile; Ülı:ı...u lö—llgle.çıhnnlım avazları Valamir, maiyetindeki Ostrogot'lar ile sinde otururken içeri Etem ve İbrahim tutar, ben de merkezi idare ederim.» — İnamında iki kişi girmiş, bazı mânalı Bu sözler üzerine Valamir bir kah- sözler söylemişler. Münakaşa başlamış kaha savurarak: ve ikisi bir olarak Saibi " — aKral Attilâ, dedi. Ciddi bir va-| —x Emin namında bir genç de İstik- a Kati S 5 SĞ ei el G İdas . SAa b SA SA B eee G ea Ti G hat Cenü Ekselâns'ın Gö: Dost Yunan Elçisi... GeçenHâdisedeBir Anlaş- mazlık Olduğunu Bildirdi . a « sterdikleri A âkayı Te- Ordusile Mütemadiyenllerleyor, şekkür Ve Memnuniyetl2 Kayd »diyoruz Ankara 28 (Özel) — Geçenler -! de bu sütunlarda dost ve komşu Yüu- nanistanın yeni Ankara elçisi Bay Ra- faelin Ankaraya gelişi üzerine ken- disile görüşmek üzere gittiğimiz el- çilik binasında karşılaştığımız ka - bul tarzı üzerinde durmuş ve bek- lemediğimiz bu vaziyetten dolayı | beyanı teessür etmiştik. Bir çok iyi ve kuvvetli bağlarla | bağlı bulunduğumuz dost Yunanis tanın yeni elçisinin Ankaraya gel diği ilk anda kendilerinden bu sv- 'retle bahsetmiş olmaklığımızdan bü- yük teessür duyduğumuzu burada ifade etmeğe lüzum yoktur. | | — Biz yalnız bir gazeteci olarak ve daima iyi karşılandığımız dost bir elçi- liği ziyaret ederken Ankaraya ge - liş ve gidiş gibi günlük hâdiseleri ve | vak'aları sadece kaydetmek gibi mesleğimizin icaplarına uymuş ol - maktan ziyade komşumuz Elen |milletinin salâhiyettar bir mümes - silinden ihtisaslarını ve arifesinde bulunulan yeni Yunan intihabatı ve muhtemel neticelerine ait düşünce- lerini öğrenmek ve bunları Türk ef- İkârı umumiyesine en doğru bir su- İrette aksettirmek gibi bir arzu ile '_mülehıııiı bulunuyorduk. *_ Bu kadar samimi bir düşünce ile yaptığımız ziyaretin intibalarını ga- zete sütunlarına kadar aksettirme- ğe saik olan ve her iki tarafça da yanlış bir anlaşmanın tevlit ettir - diğine şüphe olmıyan hâdiseye bu - gün burada temas edişimiz Son Pos- ta neşriyatına yeni Yunan elçisi Bay Rafaelin göstermiş olduğu yakın a- Yunan Sefiri Son Ekselâns Raracl disile görüşmüş ve hâdiseyi ancak bir yanlışlık olarak ifade ederek demiştir ki: — Eski bir gazeteciyim. Bu ba - kımdan böyle bir hâdise karşısın « da duyulacak teessürü takdir ede « rim. Ancak şunu bilhassa tekrar kaydetmek isterim ki ortada sade- ce bir anlaşmamazlık vardır. Bu « rası dün olduğu gibi bugün de ga« zeteci meslekdaşlarımız için en iyi dostluk havasının estiği bir yer ola- caktır. Bu görüşme arasında iki dosi memleket arasındaki rabıtayı bir kat daha arttırmayı en büyük ve en şerefli bir vazife olarak saydığıni lâkadan ileri gelmiştir. kaydetmiş olan ekselâns, gazete « Filhakika dost memleket mümes-|miz için bir de fotoğrafını vermek sili hâdiseye muttali olur olmaz An- ' suretile bir nezaket eseri göster « kara muhabirimizi arıyarak ken - |mişlerdir. Sâika:tçığâ;ın Muhakemesi (Baş tarafı 1 inci yüzde) güşed e ranünn Bugün müddeiumumiyi makamın - İki Hırsız Tutuldü da ziyaret ederek, kendisine, perşem -| Hayreddin nammda biri Fenerde ||be günü iddiasını yapmak için hazır - bir madamın evinden eşya çalarken, lanıp hazırlanmadığını sordum. |Haspa adında bir kadın da Karnaval — Hayır, dedi. İsakağında beraber oturduğu apartı « Bu vaziyet karşısında perşembe gü- | man komşularının eşyalarını — çalmal; İnü iddianamenin okunmuyacağı anla- şuçiyle tutulmuşlardır. şılmaktadır. İddia makamının perşembe günü . NDT ü mahkemeye yeni delâil göstermesi ve- Bir Taba ca Kazası ya tevsii tahkikat için yeni bir talepte Ortaköyde, Papazoğlu sokağında bulunması muhtemeldir. Samsundan 'oturan mütekait mülâzim — Rağıp ta- getirildiğini bildirdiğim eşhasın da bu bancasını temizlerken kazara sol böğ « delâil arasında bulunması, uz.ıd.oı.!*mnd:n yaralanmış ve ağır bir halde sa ihtimal dahilindedir. hastahaneye kaldırılmıştır. da _lmtihan Tnhisarlar — Talipler imtihan oluyor inhisarlar Umum Müdürlüğünde vazife almak üzere müracaat edenleriri imtihanları dün Üniversite konferans salonunda yapılmıştır. — Bunlardari muvaffak olanlar. idarede bir münhal bulunduğu zaman tahsil derecelerine
