SON POSTA Medreseyi Bitiren Hocalaralca-i zet Verilmeye Başlanmıştı 55 Tamam Yirmi Altın Pulat şaşıp kalmıştı. Bunları hiç te hoş görmüyordu. Anlapıları Yeniçeri ocağın - da başlıyan düzensizlik ve bozulduk şim- di medreselerde de başlamıştı. Lâkin © yalnız İnciyi düşünüyordu. Başka taraf - lara .biç aldırmıyordu. Hattâ Hoca Nas - rullah Elendinin diğer bocaları nasıl al - dattığını veya onlarla nasıl anlaştığını da merak etmekle beraber öğrenmek sevda- f leşin para gelirdiğini sanıyor, ihemen yola| çıkmak için hiç bir engel kalmadığını İü—' şünerek büyük Gir sevinç ve heyecan du- | _— Üsküdara Girer Girmez ta. İlâsi de birbirlerinin boyunlarına atilır / do ğinmi beşincü yübes “Üakdenne $i Cor aeti bürpendeniden Gi TÜ —S |ibin jübilesi yapilacak. insanı karanlık snaden — kuyularında fsmail Gafip. sabneden fazla — y geçizilen yamm asırdan fazla yapratır. eyini, ve rolünden fazla yalnız 7c' yirmi beş yıl geçirdiği sahneye yirmi beş günlük bir heveskür aşkı ile 7 ycesinden Öğrenmek istedim: Ceamün avlısuna çıltığı zaman — Keleş bağlıdır. Ve ©, deruni we zahiri dinc- Mehmedi kızgın kızgın bir kenarda softa- liği korumanın anlaşılmaz sırrmı çok Güder di Fukat Caki. larla çekişirken gördü. Hemen yamına koş- (iyi bildiği için alacak, aahnede doldur- ködar minmoş ki, seni yabekyollİ duğu yaşmdan bile genç kalabilmistir. | 5 A L Ea e ra ada W Sahne Hayatı i. Galip Arcan'ın Jübilesi Bir kaç güne kadar sahne haşistın- yayan döner ve evime, çikarken 8f ihtiyatıyla girerdim! Bence, sahnede yürmi beş yal, bir — YAcal Bir aile erkeği sayabilec Fakat buna söğmen İ. Gülip, içinde sini sever. Ben, İ. Galihin en df hâlâ kuylarını, onu en yakından — tanil — Bir gek aktörler, asahneyi sahıı; sına düşmüyordu. Pulat kemerinde kalan yirmi üç altın - dan yirmi tanesini verdi. Yol parası gön - dermeleri için (İçel) € de hemen mek - tup yazdı. Beklenen gün geldi. O gün bütün çömezler Fatih camüne toplanmışlardı. Hocalar önde bir dizi ol - muşlardı. Çömezler de onların arkalarına ve ders kürsüsünün önüne diz çökmüş bu- kınuyorlardı. Ayrıca geride, sağda — veya solda kalabalık bir halk oturmuştu. Na » mazlar kılındı, dualar okundu. Heyulâ Nedür? En sonra Hoca Nasrullah Efendi kür - süye çıktı. Şimdiki zamanın (kozmoğ - rafya) u manasına gelen (Heyulâ) kita - Binin en sonundan iki sahifasını ağır ağır we bir ölü duası gibi okumeğa, anlatmağa bşladı. İcazet alacak olan çömezler ara- sında Hoca Nasrullahın ağamdan (He - yulâ) sözünü duydukları zaman yanla - rında olurana eğilerek: —— Karındaş, bu, beyulâ denilen wesne ne ola ki?,.. Diye soranlar bile bulunuyordu. Anlaşılan onlar da altı ayda icazet al - manin kolayını bulan kafalılardan idiler. Pulat çömezler — arasında seden sakınmamasile tanındığı için son da- kikaya kadar bu sır kendisine biç açılma- maştı. Delikanlı bu sırrı öğrenmek için te- sadüfün kendisine yaplığı yardıma o ka - dar borçlu idi ki,.. O zamanları andıkça: — Ya öğrenmeseydim... Bir hiç uğru- | KeRla a aylar ve soneler burada diz çürütecek -| (* Şütleri karşılaşmamıştı. tm, diyordu. Hoca Nasrullah Efendinin okuması bit. Ü. Tekrar dua edildi. Fıkıh hocası kürsüye çıkarak çömezlere, her gittikleri yerde Tanrının — kitabından ayrılmamalarını, doğru olmalarını, Allahın her zaman doğruların yardımcısı olduğu- nu, Allahın bu dünyayı (ülema hatırı) için di ve icazeller dağıtılmıya başlandı. Pulat bu mühürlü kâğıdı bir an önce ele geçirmek için sabırsızlanıyordu. Alır al - maz medreseye bile uğramadan dosdoğ- ru Bahçekapıya inecek, bir kayığa dlıdıv[ ğı gibi Üsküdara geçecekli. Oradan ba- cakları sağlam bir at alarak yola çıkmak çok kolay bzir işti. Fakat yanında ancak bi raltın parası kalmıştı. Aradan — bir ay doğruluğile | her şeyi açıkça söylemesi ve sözünü kim -| Cakip yan gözle eşine bakaruk i kucaklaştılar. * | B çarit qu::'la;. Kdeş!,.. Türk sahnesimin biriçok — mensup- tETİ ş:dl_ : — Hoş gelmedim vallahi, beyl.. ları, fakat adetleri düzümeyi —dakdur-| ERÜRNET e ters gitti. İmayan muayyen kahramanları vardır”?)| Zı:;cm Ç A — Niye ulan? Benim işlerim pek tıkı - Bu muayyen kahramanlar, san'at-| —— .îhh::ı tamal l Ve rında... İcazeli aldım. İşte!... kârın «oyuncu» diye tezyüf gördüğü, hünhw i ba _:î: — Yaaa... Ne çabuk?... ve «hakku şehadetten hüle malırım v_mH—-k_ıâ yaısn — Elbet... insanda sağlam kafa ölun- brrakıldığı zamanlarda sahneye çikan dü, ;;mn ilâve etti: ğ aei G ai Sadllesd vi S GOĞ x0 :....,.Oh.:_ Bt © Dü MAT ç 'atin «kara sevda sına tuttlar tesiri altında kalışımı anlatmak isti Ne: ea u fedailer, nankör sahnenin maddi,|dum. Galip, kaskanç bir erkek Üa “_ z SAA Öi '“_- manevi bütün müahrumiyetlerini, #ü- çıktı mıydı, acısını ben çekerim. ılı:ı.” HAÜ TA Nİ ARN YŞ $- kenmez bir feragntle huıııtınhhıü.l «İhtiyar» rolü yaptığı — Elbet gideceğiz... Bu sahre kıh- (Arkası var) ramanlarından bi UA y n eee ki aka 1 | Ti oluskl u Culllle İşler Hocalar toplanmış, — icazetlerin değitilimnmeni bükliyarlardı Yarın akşamdan itibaren | — Ben, diyor, Ayni zamanda sesin gekliği tarafa bak- bir çok kara kış &. gecelerini sekne kolislerindeki ak- |sesuvar şezlong- larına — kıvrilarak ve eski yırtık per- Keleş Mehmet onu görememiş, bözleri- le hem arıyor, hem de ana: — Otur barada... Bekle!!... Allahan evinde gürültü almaz. Yoksal.. diyen sof- taya cevap yetiştiriyordu. vginin Wesi FERAH sinemasında B delerle —örtünüp — Oturamam hemşeri, işim accle... Bi-| — htetuf Beledişesi Tepehaşı Şehbir A : rak ta bakivereyim. Belki burada değil -| Şehir Tiyafrosu Ş trüyerek yeçir İdir. Boş yere beklemeyim. Tiyatrosunda — | mişimdir! | — Öyle ise çık dıyarı.. Sana burada dür Bir Bursa « 1936 . « |diyeruz. MA SO O yahatinde, Ertuğ- Keleş #kşamı saat 20de | rul Mühsinle, ve kadınlı — erkekli _w_:"'î Kai GEĞİKEN — | Göc. arkadaşla, el nn Gaez Gümlr Ka Bdi CEZA | yataksız bir otel M UNK DLR AU SAĞ anda berm- bir an o tarafa baktıktan sonra başını önü- İne çevirmiş bulunuyordu. O bir an içinde mış, ve bazı gün- ler, bir okka kuru ökmeği rak geçinmiştik! O zamanlar; bizim — içimizde, sahneye - çıkabil- mek için ceketle. rini satıp ta Ma N şit » Estuğrul Sadi - Halide Şehzwlebaşı TURAN Üyatrosunda Bu gece axat 20,50 da Bir Rüya Gördüm 1 tabılo Keleş Mehmedin sesi gittikçe uzaklaşı « paylaşa yordu. Pulat, onun gösterdiği heyocana kiç bir mana vermiyondu. Hattâ kendi kendine: — Ne diye böyle gürültü çıkarıyor? Bir kaç dakika beklemekten nme çikar? Eh, Koleş aklı bu?.. Diyerek yarı kızıyor, yarı gülümsüyor. vodel 8 p tronunda & Halk Öporoti | Pakyana — rüşvel İcazeti alır almaz dışan fırladı. Bu .."2.2“'" & vuı;ı:e;üı:;::”- . Galip Arcan ğ_î:q.::n h:hh:ı:’::: aüi operet 8 pııdı. h memur halinde çalışan yeni san'at-|haline bir mecalsizliktir arız olu! çıkdırdı. ör) yakmda: kârlar arasında, sâhneye çikmaktan | — Hasis mlune çıktığı haftalar, Halbuki Pulat kiç oralarda değildi. Ke-: DENİZ SI (kurtulmak için bahane arayanlar görü-| içinde bazirgânlara zahmet ok! - - ——— — ÜYoruz! bir hesabilik takanır... Konuşmağa başlamışken İsmail | Galipten, sahneye intisabınm hikâye- sini dinlemek istedim : a Hele o Napolyon yak mu? O polyon... Ahirette iki elim yapışacak kâfinin.. Galip onun 10 çıkmıyor mu? Dünya bana zand Bu akşam kadar geçtiği halde (İçel) den - beklediği para da gelmemişti. Şimdilik canmı sıkan | Hyıl—hıili.hyid-nı—-i dıktan sonra buralarda daha çok bekle- gibi bir şeydi. Fakat bugün yarın her halde gelirdi. | 'ı' ü R K Sinemasında ANNABELLA - JEAN MURAT CHARLES VANEL-J. P. AUMONT tarafından — temsil edilen SONUÇUŞ ( L'Eguipage ) , Bir hi Sezea n S TeT LAf Mwumluüuq&—y—“_— adamın ruhlarındaki insaal hiasiyatıa rmeksizin bir büyüklük tasvirimi venen endisinde bütün hıssiyatı beyeriyeyi gizleyen «ldırmız. — Tel 40680 İ ae (aa Keleş Mehmet... İcazeti alma sırasının Pulata — gelmesi için henüz dokuz kişi vardı. Bu sırada ka- pıda birisi bağırdı: değil ya... Tanrının evi... Ben tâ (İçel) y den gelmişim... Acele işim var, diyorum. v — Patladın mı? Biraz intizar eyle!... İ — Ben intizar mintizar bilmem efen - di!... Ben Pulat Beyi arıyorum. O nere « de? İçelli Pulat Bey... Pulat bu sesi derbal tanımıştı. — Hah!.. Bizim Keleş Mehmet.., Pa - yayı getirdi... Her yer 1B kuruştur. Birinci flm: ÇARDAŞ FÜRSTİN kinci fim: KORKUNÇ CANAVAR Ayrıca: Deniz Kızı Eftalya'nın Çoban Ayşe Kız we anlattı: |detçe, evin içini haraca kesiyor: i, İluyor.. Napolyon rolüne çıktığı — Daha mektepteyken, — kürsüye eli önünde, öbür <hi arkasında Gaıdüm: | —O hwilde siz, mütemadiyen Şehzadebaşından geri dönmek için bin, genç, sevimli, nazik, © mültefit, hattâ biraz kilibik bir rölüne çıkmasına dua U durt O da güldü: — Ben GCalihin hir şeyinden Helğvesi Hakkı şikâyetçiyim | BAD el a ae Za elindii — Söyleyeyim mi? Calib, sevimli bir tevekkülle rasıntlan 'bir 'kedi gibi geçer, ve müne- İnunu bdk:—_ ie A ip bir iköşeciğe yerleşirdim. — Sen n a Tiyatrodan sonra Beşiktaşa — yine (Devamı 11 inci yünde)