9-12. 985 Pavla; Nuri Beyim Ait izler Aradığını, Sanıyordu Bura lamur ın, atlara bineceğiz. Evvelâ İb- Çe sahil tarikile avdet edeceğiz. Nasıl?.. Yi bir program değil mi?.. — Çok iyi, efendim. — Bahusus siz, böyle kalabalık at gezin- tilerini çok seversiniz. — Evet, efendim. — Bu gezintiye, Kont Benedik ile yeni l Metresi de iştirak edecek. ppi Onun İoviçler yapsınl “İm Bilirim; meraklısınızdır. mm çok güzel timar ettirir ve eğerleri > iyice temizletirsiniz. Ben doru ata bine- teğim .Şarlotu, bindiririz. Babasına , kırı veririz; olmaz mı?. — Olur, efendim. p— Kont, eski atına metresini bindirecek, kendisi kefe yeni getirttiği ata bine- tekmiş, , şu atı da görürüz... Hana, ınız, az kalsın, unutuyordum. Vakıâ Ta m Avusturya karargâhından iki silâh Mag alacak ama, siz de, karargâha haber BAM bir kaç silâhlı süvari getirt - i Efendi hazretleri!.. Karargâhta, za » Sie me var. İhtimal ki onlar da va- —— Canım, vazifeleri olup ta, ne olacak? , şuraya.. Gel buraya... Düşman kapıya #lmedi ya?... Bir gün de vazifeye gitme- > inler. . . Yanımızda adam olmazsa, 7, malüm ya, gideceğimiz yerler, ta - Seg le tenha. Ne olur, ne olmaz?.. Siz, her p< karargâha haber gönderiniz. Hiç ol - Ama, beş altı süvari getirtiniz.. Şimdilik Ulaha ısmarladık. Ben hareme gideyim de, istirahat edeyim. * , Yaver Nuri Bey de odasına çekildi. le müddet, dalgın ve düşünceli bir de, aşağı yukarı gezindi. Ve - ra, kararını (o verdi. Derhal Yazı Asasının başına geçti. eli ye satırları yazıyor; yazdıkça kalbindeki acı, hafifleyordu: Aziz kardeşim; : Harp, bütün manâsiyle feci bir safhar Eriyor. Bütün © arkadaşlarım, cephe e kan ve ateş dalgaları arasında Yü“ tüyor. Halbuki nam sızlıyor. İstirham ederim; beni İerin, o i den öperim, aziz kardeşim. yaveri, yüzbaşı Nuri — öşküne giderek orada bir çay içe-|bir iz. Sonra da, Bentlere kadar giderek, dö:|ne de Siz, Tokatlıyana haber ve -| gözel bir çay hazırlasınlar, | karargâhrumum, içleri bol havyarhı san- li İ Atları, hiç| Yakin! Maziye Kendinde, Nuri, bu mektubu yazdıktan sonra, zarfa koyarak zarfı Üzeri- şu adresi yazdı? (Büyük Karargâhi umure! den, Binbaşı Hilmi Beyefendi.) Ve sonra; zile bastı. Gelen emirbe-! rine: — Mehmet! rargâhtumumiye başı Hilmi Bey yok mu Dedi. Mehmet, aldığı erari etti: — Efendim! Bu mektubu alacağım. yeye gideceğim. Hani 7. Ona verece-| 4 Yaverlerin- Bu mektubu al, Ka git. Hani bizim bin- ?.. Ona ver. tekrar bizim Hilrni Bey yok mu ğim. — Amma.. Bizzat, ceksin. kendisine vere- İ efendim. Zatının, kendisine | vet, vereceğim. Mehmet, sert adımlarla odadan çi- kar çıkmaz, Nuri Bey kendisinde bü- yük bir ferahlık hissetmişti. * — Al bakalım, Hofman. On beş vâ- gonluk bir vesika. — Yaşasın, prens. .— Ne?.. Yaşasın, prens sana, kaba herif — Ya, ne demek lâzımgeliyordu. — Yaşasın Payla... Hofman, bir kahkaba attı: — Yaşasın, Pavla!... Diye bağırdı. — Hiç gülme dostum. Anlıyorum ki, zengin oldukça, kabalığını da © nis- bette arttırıyorsun. İki sene evvel, fa- kir bir şişeci esnafı iken, daha nazik- tin. — Yapma, be canım. —Yapması, var mı?. Baksana, Ve- sikayı eline alır almaz, yaşasın prens diyorsun. O kâğıt parçasının, ne İnce mi?.. Bravo ben, burada âül bir sa- maharetlerle eline geldiğini bir saniye | düşlünmüyorsun . o Muhterem| bu kâğıdı, artık o fe-| olsun, prens hazretleri; ri sönmüş gözlerinin hatırı için takdim etmediler, zannederim. Eğer şu zavallı Pavlacık olmasaydı; değil bu kâğt parçasını almak, prensin en küçük bir iltifatna bile mail olamazdın. Hofman, elindeki kâğıdı, dikkatle tirdikten sonra, genç cüzdanına yerleş kadını omuzlarından yakaladı. Hafif hafif sarsarak iki tarafa salladı. Sö” ta Y hayatı yaşıyorum, Bundan dolayı, vic- lag ; bu zilletten im ütün kuvvetini sarfederek beni ia erden birine göndert. Bu, benim çi üyük bir lütuf olacaktır. Sabırsızlık- lütfunu bekliyorum. Muhabbetle göz” Şehzade Ali Efendi Hazretlerinin lerine bir çocuk şivesi vererek: — Aman da, Pavla. Canım da, Pav- ia.. Hoplala, hoplala... Hepla... Diye şakalaşmıya başladı. Pavla, iki elile Hofmann göğsüne dayandı alayı bırak. Şuraya kar-| şıma otur da, seninle biraz ciddi konu- şalım. Diye mırıldandı. (Arkası var) Pe LL po YY enkei e li yep YAY ET etle Li Rİ EZ fa £ rE bİr POTTER 850 gramlık ambalâ| y ve bütün yemekler TURYAĞ saf, hazmı kola nebati mutbah yağıdır. için kullanılan mükemmel bir Çek idareli olup, ateş maddeyi muhtevi değildir. Kendi ambalâjında bir kaç ay taze olarak muhafaza tesirile tebahhur edecek biç bir Saf nebati TURYAĞ ile pişirilen yemekler çok lezzetli at ON TüRKiYE YAĞ VE MAMULİTI SANAYi 'LiMiTED ŞiRKETİ istanbul - izmir mı m mm Hem kendisi ıztırap çekiyor, Hem de başkalarını üzüyor. Devasız bir dert mi” - Hayır, Birkaç kaşe GRiPiN ile geçecek şiddetli bir baş ağrısı GRİPİN Bütün ıztırapları dindirir. Uşütmekten mütevellit sancı ye karşı çok mlües: rdir. ufak bir ağrı hisse- İ piş, adele, bel ağrılarını, ve sızıları keser, Gripe, nezle GRİPİN 3 kimyagerleri tarafından imal edilmektedir. AAIR AN VET İL dürlüğünden: ni İstiklâl caddesinin en işlek ve ay polis merkezi olarak ndaki dükkânlar parası pe- bir bin dört yüz seksen iki Istanbul Milli Emlâk Mü eski Caddeikebir Ye: inde bulunan ve halen Gala umaralı kâgir bina ile altı. ilmek şartile 91482 doksan den 30/12/935 pazartesi günü u 24 veya 12 adetlik şerefli bir yerii kullanılan 277 ni Tira muhammen kapalı zarf üsulile satı teklifnamelerini sözü defterdarlık binasında t liralık teminat mek « lacaktır. İsteklilerin 6862 örde kadar eski geçen günde saat on di komisyon başkanlığına vermeleri. uM» «7472»