BEYAN EZ ERİ Matbuatında Su Gibi Fışkıran Petrol | Kk Bir. öekçiği Jeondacı gece kulübe Soğuyorda | İşinde uyurken müthiş bir infilâk gürülüsile uyanmış. Birdenbire ku- übesinin döşemesi havaya fırlamış ve açı n delikten petrol fışkırmağa başlamış, ir kaç dakika içinde petrol, sondacının line Kadar yükselmiş ve güç belâ dışarı fırliyarak canını kurtarmıştır. İ ... Ameriksâ bir tuğla harma Vergi Borcu | sahibi veri borcu öde İŞİN tuğla İrnek için para bulamaz MIŞ, Vergi taksitine mukabil maliye tahsil #ubesine 1500 tuğla göndermiştir. ... İngilterede Linkolnser €- İyaletinde Skoly köyünde İbahçivanlık yapan bir a- İdam ölen bir kuluçka ta- Yoğunun altında. kalan üç yumurtayı alıp bir mendile sarmış ve koynuna sokmuştur. Ç gün sonra yumurtaların her üçün- en de civcivler çıkmıştır. ... Koltuğunda Volga - İMoakova ile Volga nehri 9 MOR İazamada açılmakta olan kanal, dünyanın en bü- Yük kara kanalı olacaktır. Bu kanal 1937 Hehesinde | seyrisefere açılacaktır. Sovyet 1 meti bu kanalın inşası için 14 milyon yiz iran, yani bizim paramızla takriben 88 milyon lira tahsin etmiğtir. Bu kanal bir $ok sanayi ve zirmat merkezlerini biribirine Paptedip Moskova ile Leningrat arasındaki a iktisadi inkişafında büyük bir âmil olacaktır, Çinde Muhtariyet Hare- GÖRDÜKLERİMİZ | Emma özö1 ALLEN BAR Fransada Radikal Sosyalistler Memnun Değil | wectn 25 ça a 5 A.) — Jalisco hükü - Kongrede Heryo Salonu /meli içinde, hükümet Terketti Paris 25 (A.A.) — Radikal ii ee kongresinin genel siyasa k: .omisyonunda bir.|de 52 Meksikalı hay» çok hatipler ve hele Daledier, sokuklarda |dut öldürülmüş ve ce- nümayişler, silâh taşınması ve rejimin müs| setleri öteki haydutla- İdafaası hakkindaki kararnamelerin kâfi ol-İ ra dore Mi İmadığını söyiyerek şiddetli tenkitlerde bur aog ay em yerse karamameleri müdafan etiniy, | erPda teşhir olen - | Gl MR Kararlarına karşı yapılan | muştur. bücumların şiddetinden mütessir olarak mü-| £ Haydutlara © karşı Eğ zakere salonundan bir saat kadar çekilmiş | yapılan harekcetleri i « tir. dare eden iki general, Tekrar toplantıya geldiği vakit finansal yp dd İ kararnameler, bilhassa siyasal bakımdan in- ii gi rm müzakereler «halk cep- di bir hırsızlık vak'ası e lm öp elli ünl SE İl oya söylemiş » henin kendisini parlamentoda ve hatta hü- tir. kümet sahalarında göst <— ini, bazıları müdafaa etmişlerdir. İtalyada Cezairde Fişek Fabrika- Bir Otokar Denize | sında Patlama Yuvarlandı Oldu | Meksikada Karışıklık, 52 Haydut Öldürüldü eksika Cümhur Reisi Lazara Kardenas a Mailesile. Sağda eski Cümhur Reisi Plutarka Galles İngilterede Bir Genç Kızızın Marifeti Londra 25 (A.A.) — Avam Kamarası nın dünkü toplantısında tribünlerin birin- i ,/ de bulunan bir genç kız, saylavların otur - Cezayir 25 (A.A.) — Gezginlerle dolu Milân 25 (A.A.) — Belledok kasabasın: » ” feyi de 700 mil kadar azaltacağı için| bir otokar, Cicelli yakınında denize pek ya-da önemli bir fişek fabrikasında sebebi bel- | dukları sıralara yüzlerce komünist propa - kın ve 49 metro yükseklikte bir yoldan ge- li olmıyan bir patlama olmuşur. çerken direksiyon karilmış ve otokar uçu -| © 4 işçi ölmüş, ikisi ağır yaralanmıştır. rumdan aşağı düşerek kayalara çarpmış ve denize yuvarlanmıştır. Sekizi çok ağır ol- mak üzere 34 yaralı vardır. Grevi ganda kâğıtları atmıştır. Genç kız, derhal dışarı çıkarılmıştır. İngilterede Maden | Amerika Ve Deniz Konferansı! Dersim Yenileşirken Dersim. Osmanlılar devrinde kanayan bir yara idi. Çünkü idarenin dayandığı kas lem, kızıl cahil idarecilerin elinde bir iğne, bir çuvaldız, bir neşter ve bir hançer olu- yordu. Bir çok yerler gibi, Dersimi de yara İ yapıpı kanatıyordu. Bir yandan Murat, bir yandan Karasu çayları Dersim topraklarını durmadan sular ve bu iki wmağı Dersin sayile” Peri suyu kuvvetleştirir. Fakat Dersim topraklar; yarı yarıya kuraktır. Çünkü dört su, kendi yataklarında akar, Ne bir ark, ne bir kanal onların feyzini, be- reketini yana, yöne ve çevreye taşımaz. Dersim, uzun yıllar unutulmuş bir köşe gibi yaşadı, sonra birden vilâyet haline kon: du, daha sonra sanc-klığa indirildi Harpum ta bağlandı. Fakat her idari kalk altında da bakımsız kaldı, karışıklık kaynağı tanıldı. oranın nasıl ii götürülüyordu, arkasında on iki çekiliyordu. Sağında solunda üç yüz kavas, zaptiye ve uşak vardı. Valinin yüzünü gören yoktu, kanlara tahtarevandan uzanan bir el selâm veriyordu. Vezir hazretleri ; müyordu. Yalnız dağdaki eşkiya ele başi larına haber yollamış, dinine imanma and jiçerek aman vermiş ve onları Hozata ça: ğurtmıştı. i Elebaşılar geldi, bir kaç gün beklettiril. İdikten ve yedirip içirildikten sonra valinin "huzuruna çıkarıldılar. Onlar, karşılarında ne biçim bir adam görmüşlerdi, bilir misi; niz?,. Göğsü sırmalı bir palto giymiş, © sırmaların arasına bir sürü nişanlar, hatta elmas küpeler, bilezikler, gerdanlıklar tak Tın Nobel Mükâfatı 'denciler grevini barış yolu ile halletmek hu- | tarafından deniz konferansına iştirak için keti Genişliyor «Tokyo 25 (A.A.) — Japon kaynağın - al dan gelen haberlere göre, Sarı nehir çevre» Stokholm 25 (A.A.) — Tıp mobel mür) susundaki bütün emekleri boşa gitmiştir. Ta 2 vi (A. A.— Hükümetin deniz padişahın kendisi gibi yüz bin uşağı bukun ede başkyan mnütariyet hareket, bilhas| kâfatı, Frefberg ünireceri Zeo peofrj İşe m emen Hi, 22, 13 Bimel beya eek nedaki İngilln davetimi doğum ve böyle bir padşaba yan das! de işçiler arasında bir anket yapacak ve jlerin ezileceğini anlattı, heriflere beşer onar - ÜA Hopei süratle inkişaf etmekte «| görü Alman Spemann'a verilmiştir. iği bildiril ir, “ opei ilinde sörü — ER La a ini kabul ettiği bildirilmektedir. Bira dağıttı, mabeyine de «isyanı yatıştırdı: Amerikada işsizleri al Yugoslav Kabinos nla (Bn müjdeliyerek Harputa döndü! Hendersonun Cenaze va iz nelik Dibyied nlaşmazlık Yox İmiela e Aa Vaşington 25 (A.A.) — İşsizlere Lehistandan Çıka Belgrad ge ğine ii X ke) Vm a Silahsızlanma |dım sandığı 1933 tenberi beş iy esi Çekler Başbakan “ amele se gla piremaya kont, kanı Hend esmeye iş bulama ve bunların beli Peoğ/25 (AA) — Lahiilandan gkati. arasında görüş farkları olduğu hakkındaki söysal bir yüz ve bir ruh alabilmesi için en Merasimi li birçok tanınmış şahsiyetle- ye dolar kazanmış olduklarını İan altı Çek ailesi Ostravaya gelmiştir. yayınlıları kesin olarak yalanlamaktadır. — | yüksek tedbirleri alıyor. M.T. TAN itirakile yapılmıştır. — el adamı, naz çeker mi? içinden yaralı... lunmuş gibi olmaktan körktu; hemen ven 1$ Mani, sıraya koyup ta bir hafta birin- » bir hafta birinde, bir hafta birinde .Salsam, diyorum... demesi, kolay ama, Yapması güç! Ben, evimde uğraşmağa, inmeğe alışkınım... İşte mutfakta, aşıktı, çamaşırdı, avunup gidiyo - Tum... Çocucakların evlerinde kalır - tam, göçebeye dönerim... A,'bu ihti-)- Yar halimde, yerimi yurdumu şaşırır” Çim ns yapanm? Tedirgin olurum. DEKLİYENLER. Dizlerindeki beyaz ince pike örtüyü, zayıf parmaklarile düzeltiyordu: | — Daha çocuk, sayılırlar ama, ch, yavaş yavaş akıllanmaları lâzım gel mez mi? Ele güne karşı, kendilerini ida re etmeği, artık öğrenmeli, değiller mi? Çocukluk ta bir dereceye kadar... Herkes, onların genç irisi olduğunu bi- lirler mi? Biraz ağır durmalı, ağır sat- MET” — Zekiye ile Pakize, ii ilirler... Fakat Huriyenin zana” ie. Eh, onunla birlikte bir kaç sene avunurum... Bir kaç seneye kar ie dar da, ben, göçer giderim... Onların mürüvvetlerini gördükten sonra öl - gözlerim arkada kalmaz... ! ni Ünü uzun içini çekti; — Kız kısmı, ne kadar ağır durur, 10 kendini ne kadar ağır satarsa, kısmet- Sp ş kadar talihli çıkar ... Sonbahar... Öğle üstü... İhsan ab- ein Ün di Hi, dolu, çok iç- İlanın kapısını çalıyorum. Taşlıkta, YO-|yi idi; taşacaktı. Durdu, gözlerini kır- pıştırdı, yutgundu; açılmaktan, söyle- sem de, ıştnımıştı. Man- galın ateşini eşeledi: — Hava, çok'soğuk değil mi? Mangalı, önüme sürdü: — Üşümüşsündür... Isın... Teldolaptan, çay ibriğini çıkardı: geriledi: — Onlar, evde olsalar, bizi rahatsız etmezler ya... Eh, şöyle serbest serbest konuşmak elbette, daha iyi... Hani, in: san, boş bulunur da iki mâna çıkar bir sey söyleyiverir. Şeytanın işi yok, kus — Sana, çay yapayım... Sıcak sıcak 'laklarına gidiverir... Hemen alınırlar... iç, biraz canlanırsın... İbriği mangala sürmüştü; çaydanlı. ğı, çay bardağını, küçük kaşıkları, tep- siye dizdi, hazırladı; bodur iskemlesine oturdu: ş — Seni çağırdığıma canın sıkıldı mı? Sıkılsa da hakkın Var... Senin semtle burası, dünyanın yolu... Ne ise, bir yandan içim ferah, hava biraz açtı. Neye evin içinde, dırıltı çıksın? İbrikteki suyun kaynayıp kaynama: dığına baktı; — Birazdan çayın hazır... Ben de bir kahve içerim... Cezveyi mangala sürdü, tekrar eski vaziyetini aldı: — Derdim büyük.., Rahat rahat, serbest serbest konuşa iz mi? İ gun takunyeler tıkırdadı. e kaç gündür, ne idi o tipi?.. Dinmiyecek! bileceğinden emin olmasına rağmen 86- Anaları, kız ld vk kğ Ge - İm ablanın başı yan mekten vaz geçmiş gibi elini salladı: — |diye korkuyordum... sini yavaşlatmıştı: İz İnsan değilimdir ama, eh. el in- run aras baruşar veni eler Aman... şi artık,., Başını sallıyordu: — Çöcukler, evi beğesimiyorlar.s. sanları, huylarını: soylarını bilmiyo" *| — Hastayım... Üzerine afiyet, Ğ yi a 5 , — Zor... Kışın, hele fıkaralar için,| | Durgun durgun baktı; Tüm, bızlarına göre şerbet kırıklığı varr oturdu) , Kesir soğuk bir kış günü... Öğleyelçok zor... ii — Bunca yıldır barındığımız evi, be» mi SE Mutfakta, hemen " İdoğru açan güneş, dona çekmiş karları, | Tevekkülde tesellisini bulmuş insan-| ğenmiyorlar artık... Ev, küçükmüş!,, vermeli... Bu yaştan sonra külâh mı I ? Kızlarımdan hoşnut olebi - ler, bakalım benden hoşlanırlar mı? Neye onların da rahatını bozayım! > Sesinde, bir iç sızısının aci titreyişi li >— Yavrucaklar, evlerini barklarını bilsinler rahata ersinler de, varsın, ben, tedir: "Bin olayım... ve dizlerinin üstüne ince pike örtüyü| ,caklardan sarkan irili ufaklı salkım çekti: : salkım buzları eritiyor... — Bizim, işten güçten yana hiç tali- | Rüzgâr, ıslak bir demir gibi, insanın himiz yok... Zekiye de; Pakize de ar-| yüzüne çarpıyor... tık şirkete gitmiyorlar... İhsan abla, kendisini görmekliğim Durdu, gözlerini açtı: * Jiiçin, eve sırt sırta haber göndermemiş — Ama, bu sefer, şirkette kabahatlolaa, bu zehir gibi kış gününde, Topka- ok... Pakizenin densizliği... Oradaki|pı yolunu tutmağı, biraz düşünürdüm. ya birile, bir iş yüzünden) Beni, kapıdan, durgun bir yüzle kar- ların kanaatile elini göğsüne yapıştır. mıştı: — Robbime, gene bin şükür! Aç değiliz, açıkta değiliz... Ama, kışın derdi çok... Bir cığara sardı, yaktı: — Asıl derdim, bu değil ... Söyliyecekti, birdenbire durdu, başi: le tavanı işaret etti: Semti, uzakmış!.. Sokak, bozukmuş!.. Mahalle, bayağı imiş!.. Komşular, fena imişle. Gövdesini geriye iterek kollarını aç- tı: — A! Hangi birini sayayım?.. On- İlar, söylerken, ben, şaşıp bakıyorum... Evimiz, bu kadar kötü imiş te, yeni mi farkına varmışlar? Şimdiyecek ne fes hin ink ie lardan A ka Göz pınarlarından taşan yaşlar; BİM e şıladı. Gözlerinin süzülüşünden, kaşla-| — Açık havada geldiğin iyi oldu... (nalığını görmüşler? Bu zamanda, iki 4 damla yere dökülüyordu: EN iki yana sallıyordu: rının düşüklüğünden, dudaklarının bü-'Çocuklar, sokağa çıktılat; rahat rahat! odalı bir kulübesi olan, konak sahibi ; — Analıkl.. Ah, analık!. Bağrıma "Yavrucaklar, evde şımarık büyü-|külüşünden, halindeki | kırıklıktan an- konuşuruz. limiş gibi, gert gert geğirerek öğünü” taş basacağı, lara bir şeycik : i ipa iie İp, j , gene onlara ş i alıştılar da, her gittikleri |lıyorum ki, o, bugün; ne işten, çırpın. 'akat gıyaplarında dahi «yavrucak- yor... beli; etmiyeceğim. .. düler, şımarık > İmaktan yorgun; ne de geçici bir e ın aleyhinde bulunmuş değil, bu: A a dö A Sesi, boğazında düğümlenmişi: . |yeri öyle sanıyorlar