— Birinel Teşel HEDÜNYA —| Matbuatında GÖRDÜKLERİMİZ Amerikalıların Linç Merakı 53 yılda 49S0 vak'a er bir istatistik neşredi- lir. Bu vesikaya ıMBı 1882 denberi - 1935 yılı başına kadar yapılageler ""B": diselerin miktarı (4950) yi bulmuştur. . DA mukabil bilhassa zencilere karşı tatbik | edilen Hnç hâdiseleri M Bee| ilk dokuz eyinda 14 linç vak'ası wi Miştir. Her ne kadar 1682 denberi linç sa- yıları eksilmiş ise de 1938 yılında, Ameri-| ka gibi bir memlekette dokuz ayda 14 linç âdi. "nıulııdnııî.l—'h”h'&u' kardan birinde hazır bulunur. Dabiliye nazı- | Tının bulunmaması, çocuğun — meşruiyelini inkâr demektir. Bunun menşei 17 nci asır- dır. O zaman, krallık tabtında bulunan ikin- € Jakla Mari dö Moden'in oğulları olduğu Zaman, zamanın dahiliye nazırı, bir aksi tesadüf eseri olarak dağum — evinde hazır lunamamıştı. — Bilâhare - İngiltere — tabta| Üzerinde hak iddia eden bu adam, doğu- Munda dahiliye nazırının hazır bulunmama- sından dolayı piçlikle itiham edildi ve bu iddia, aleyhinde büyük tesirler yaptı. Nite- kim, bu defa İngiliz kralının - ikinci oğlu dük dö Kenl'in karısı prenses Marina do- Bururken, civar odada, İngilir dahiliye na- zarı Sir Con Simon sabaha kadar beklemiş- tir, Fransada Yeni Tedbirler Alınacak Paris 23 (A.A.)— Saylavlar kurulu Fi- nans komisyonunda dün akşam söz alan Laval, parlamentonun ilk önce bütçe ve ilk- kânun nihayetinde kararnamelerin _b 'ması hakkında bir karar vereceğini söyle- Miştir. Bazı siyasal topluluk ve lııırı!l.ır faali- | yetinin halkın nizam ve güvenliğini lılıi-l keye sokup sokmadıkları bakkındaki bir Sorguya Laval: Dt ıaH:M' ü S ai*ı' _—u—k açın ya- Ptlan her teşebbüsü bastırmak için gereken | dişe tedbirleri alacağınıv teyit etmiştir. ŞS 41055 öi b İhsan abla, soran, ll:"“k istiyen Bözlerle yüzüme bakıyordu: t — Zekiye unutmuş olacak... Kâğıt- fa ne yazılı> k KA AÇ Cülümacdim. İhsan abla da, içini Sekti, gülümsedi: — Ben de alık gibi soruyorum... u Slacak? Ne olur? Çocukluk, değil mi? 'aten her halleri öyle... Hiddetleri de, ;*'îııa;uaı de, hepsi, hepsi çocük- Çantayı aldı, kâğıda sardı, tekrar kerevetin altına koydu: — Daha yaşları me, başları ne? Bü- Yüyünce çocukluktan kurtulurlar... İhsan abla, bahçenin kapısını aç -| Mış, bodur iskemlesini atmış oturmuş.| buğular içinde kamaşan pembe bahar güneşine karşı cıgarasının du - TManlarımı savurarak, güneşleniy! ordu: — Üç ay mı, dört ay mı, ne k"d_" oldu, artık hesap edemiyorum. B_"','m I_ş' hemen hiç, görünmedin l'b":_' öyle ayak üzeri, o da Karagözün kö- #eden görünmesi gibi, bir mi, iki mi ne, Böründün, sonra kayboldun... — | » taşlığa çıktı, bir iakemle ge KISMET' . PEKLİYENLER. * Deniz Konferansı Deniz Konferansı İtalyanın Iştiraki Muhtemel Amerikada dikkate de| Fakat Filo Tonajının İn- | Kondilis örfi Idarenin Kaldırılmasına irilmemesini İstiyorlar g:.. 23 (AA.)— Yetkili çevenlerde göre, İtalyanın gelecek Londra deniz mış olduğundan bu bususta alınmış bir ka- var yoktur. » K enler, deniz konferansının bir hjg_'f",__,“;_n toplantısı değil, fakat Va. şington andlaşması ile tasarlanan arsıulasal Krzmme n İtalya Vaşington a7 wwa. tona- M Danimarkada MenRi T Sosyalistler Seçim- de Kazanıyorlar Kopenbaz 23 ÇALA.) — Fölketing y » içli ı'hııeç'ımludf aN elan'7k sonuçlara göre soryalisler 5. kazanmış görünmek- '.':“:_"'" dürümlerim küvvet-| p lendirmiş bulunmaktadırlar. Buna karşı, h- beraller sol taraf ağır kayıplara uğramıştır. * ü Kopenhag 23 (A.A.)— Folketing se- çimlerinin kesin sonuçları şanlardır: Öteki partilerin durumu, değişmemiştir. Zenciler Ayaklandı ALA.) — lfııpıqvı”liıı—ıw Bir İngiliz harp gemisine mensup deniz silâh. endazları, düzeni sağlamak için polise yar. du;ehndıhdır. Ü biü zundan korkan Avrupalılar, büyük bir en- ice. isladeriedleri Temin edildiğine göre, bu kargaşalıklar, Habeşistanda harp baplıyalıdanberi beyaz x Ha a l DRğr Hai Kik güzel maşallah... Güneş, yaz gibi ısıtı- Ben oturunca, © da oturmuştu: — Ayol nerelerdesin? A, ölmüş ol- sam, haberin olmiyacak... Senden de sıtkım sıyrıldı... Sevdiğimi, her an öz- lediğimi bilirsin... Yoksa, naza mı çe- kiyorsun? Kinayeli kinayeli baktı: u T konferansına iştirak etmesi muhte-| — z Hükümete benüz biç bir davet yapılmas| »— * SON POSTA |Atinanada Cumuriyetçi- ler Gösteri Yapacaklar Kondilis tarafından askorlere Yukarıda resimde Kondilis söylevini verirken görülmektedir Atina 23 (Özel) — Cumhariyetçiler Bir- |liği, yarın stadyomda bir toplantı yapma- sına müsaade istemiştir. Hükümetin istenen izmi verip vermiyeceği belli değildir. İdare Kalkmıyor | Atina 23 (Özel)— ÜÖrli idare ve san- » | sörün cumartesi günü kaldırılacağı hakkın- bazı gazetelerin verdiği haberlere karşı İngilterede |da Grevcilerin İstediği Oldu Londra 23 (A.A.)— Bir hafta kuyular- nin grev yapan içşileri, dileklerine erişebil- İngiltere - Avustralyu Arasında Y Tiğetin Kroydon 23 ( - King- ford, bir İngiltere - Avustralya uçuşu yap- mak üzere saat 7 de havalanmışlır. Omuzlarım kaldırdı; 3 — Veresiye aylık olacağına, günde- lik olsun... Ellerini, dizlerinin üstüne koymuş- — Barçlarımızdan kurtulduk... Çok şükür Allaha... Artık ikisi de evin er- |keği oldular, elleri ekmek tutuyor... Bugünleri de gösterdi, Rabbim... Fer di Bey, ettiği ile kalsın... Ama, Zeki- yeciğimin, ona karşı hiddeti hâlâ geç- medi. Ne zaman adı geçse, sözü olsa, Dizleri üstüne koyduğu ellerini, tem- po tutar gibi vuruyordu: — Yavrucağın yerden göğe kadar hakkı var... Çok oyunlu tu. insanmışz, Karar Verilmediğini Söyledi e TEm hitaben bir söylev verilmişti. Başbakan Kondilis bunun için henüz kesin bir karar alınmadığını söylemiştir. Birçok Evler Çöktü Atina 23 (Özel) — Dün gece bir heyelân olmuştur. Kalamakis mahallesinde beş evle civar mahallelerde bir çok evler, bunun ne- u'eeılndeçökmii.l'ıw&ndcpolınhr mıştır. Amerikada BU GÜN Ha Ai < GK Damat Habeş Necaşisi, harbin başladığı günden- beri bir kaç şehir kaybetti. Fakat kuşku- suz söyliyebilirir. ki onu, elden çıkan şe- hirlerden ziyade elindeki bir fırka askerle İtalyanlara sığınan ve şimdi düşman ordusu- na kılavuzluk yapmakta olan Ras Guksanın ihaneti yaslandırmıştır. Bize ilk bakışta ma- nasız gibi görünen bir söz vardır ve: «ÂAk- Yabanın akrabaya akrep etmez ettiğine bi- çimindedir ve bu bir hakikattir. - Pireye kızıp yozganı yakan ahmak, kay- nataya küsüp vatana ihanet eden alçağa göre elbette akıllı sayılır. Ras Cuksa, büyük revolüsyon sırasında vatanına ihanet edip Avusturyalılara sığı- nan Fransanın şark ordusu başkumandanını taklit etmiş olaa gerek. Fakat bu maymun oyununu yaparken o kumandanın sığındığı yerde yüz bulamadığını, Fransanın o de- virde bükülmez bir düşmanı olan İngilizler tarafından da istiskal olunduğunu ve niha- yet karaya bir yüz, kara bir hayat ile sürüne #ürüne geberdiğini de göz önünde tutma- hydi. — Yurdünü sevmiyeni kimse sevmez. l:: vatan haini, sonunda, sefil ve zelil r. Osmanlı tarihinde de, ne kadar yazık, böyle örnekler vardır. Firari Ahmet Paşa denilen kapdanı Derya Fevzi Ahmet Paşa © örneklerin en belli başllarındandır. Bu adam, Sadrınzamm Hüsrev Paşa ile dargindi. Hattâ onun aleyhine urun bir jurnal yazıp İkinci Sultan Mahmmuda yollamıştı. Jurnal, Hünkâzın ölümünden sonra, İstanbula gel- di ve Hüsrev Paşanın eline geçti. Bu durumda Fevzi Ahmet Paşaya gele- cek ziyan, Başamirallıktan azladilmekten ibaret kalırdı. Nitekim Hüsrev Paşa da ona gönderdiği bir küğıtta İstanbula dönmesini ve gecikirse rütbeden, memuriyetten mah- rum kalacağını bildirmişti. Halbuki Fevzi Ahmet Paşa, düşmandan hıncını çıkarmak için devlete ihanet etmak yolunu tuttu, do- nanmayı Çanakkaleden kaldırdı, — Mısıra doğru yürüttü, yolda rasgeldiği Fransız Amirah Lalande ile de görüşüp anlaştıktan sonra bütün gemileri - © sırada Osmanlı or- dularını (Nizib) de bozmuş ve İstanbulu tehdit etmeğe başlamış olan - Masur Valisi Mehmet Ali Paşaya teslim etti, yani ordu- Ruzvelt Tehlike “ Atlattı Nevyork 23 (ALA.) — 4Huston» gemi- İsinde bulunmakta olan Ruzvelt Jamayik |denizinde hüküm süren bir kasırgadan mu- cizevi bir şekilde kurtulmuştur. Ruzveltin Habeş - İtalyan muhasaması hakkında Hull tarafından vorilecek olan söylevi dinlemek üzere perşembe günü Va şingtona gelmesi beklenmektedir. dik. “Yavrucak, kış kıyamet demedi, | sabah karanlıklarında, tatlı uykusunu bıraktı, sokaklara düştü. Hangi birine yanayım? guz. kk.hg kendi devletini donanmasız da baraktı, Fevzi Ahmet Paşanın Kavalalı Mehmet Ali ile kargılaştığı vakit onun ayaklarına ka- pandığını ve: «Sizde gereli, hü. kümdar azameti var. Bu sebeple elinizi, ete- ginizi değil, ayaklarınızı öpüyorum» dediği rivayet alanur. Ras Guksa da, şüphe yok, böyle yaptı. İtalyan Başkumandanının çiz- melerini yaladı. Fevzi Ahmet Paşa ne kazandı " va Ras Cüksa ne kazanacak?.. Bunu tarih tek bir kelime ile söyliyor: Lânetl... M. T, Tan şaşırıp iki ayağımız bir pabuça girme, sin.,. Ben, bunu, söyler söylemez; Ze« kiye, yüzünü buruşturdu: Hayır! Ha- yır! Arkadaşlarımız, cok yüksek, çak Affetmişe benziyordu; dudakların- da soluk bir gülümseme vardı: ' — Neyse, Cenabı Hak, sonunda güldürdü ya... Bu, yeni gittikleri şir- İket, Galatada mı, Beyoğlunda mı, bil- İmiyorum, Aklımda tutamam ki,,, lılr.l Köprübaşmın öbür yakasında imiş... Hele çok kibar, nazik, terbiyeli insan- larmış!... Zekiye de, Pakize de pek methediyorlar. Paralarımı vaktinde, ta- mam versinler de, ötesi neme İâzım! Gevrek gevrek gülmeğe başlamıştı: l — Ayni zamanda, eğlenceli iş te... şık adamlar... Otomobilden aşağı in- miyorlar... Onları ağırlıyamayız! İhsan ahla, güldü: — Benim, dünden canıma minnet,.. Yorgunluk, masraf bir yana; çocukla- vın hastalanmalarından — korküyorum, Bu cihetten içim ferah... Yalnız, bir şeyciğe biraz üzülüyorum; akşamlârı, pek geç dönüyorlar... Yüzü, hüzünle kırışmıştı: — Öğleye doğru evden çıkıyorlar. Sabahleyin, biraz erkence çıksalar da, Sana gücenirdim ama, ne ise... doğrusu... Ah, o Ferdi Beyin bulduğu | Bazı bir iş çıkıyormuş, vapurların kü- akşam vaktile dönseler; ne olur? Eh, Mademki gelip aradın, artık unutalım. Birkıhvenîfi'““ü""l_.-_'h üstü boş değil... Tencere, iki taşımcık daha kaynasın, kaldıracağım... ların saf sevinci vardı: " — Bu kadar zamandır; ne oldunuz? Ne sormuyorsun... Dudaklarını şapırdatıyordu: alde idiniz? diye de merak edip|lar; dışarıdan ötekinin berikinin iş şirketin foyası çıktı... Ne dolaplar, ne bileler hurdalar varmış... çüğü motor deniyor, çatanalar varmış, onlara binip Adalara, Boğaziçlerine gi- — Hafif hafif omzuma dokunuyor- diyorlarmış... du: |— Anlatayım da, parmak isir, şaş... Bak, ne yapıyorlarmış?. Üç beş yazma makinesi bulup bir iki adaya koyuyor. rini ahyorlarmış... Zekiyeciğim gibi, işin iç yüzünü bilmiyenleri aylıksız, — Zekiye de, Pakize de yeni iş bul-/sündeliksiz çalıştıriyorlarmış... Daha dular.. a 4 'y M :İ;:r lüzum olursa, dört gün... likleri de peşin... ü Gözlerini süzmüştü: — Aylık değil, M... Ama, ay- hığı aratmıyar... | Durdu, yüzüme baktı: Yüzü, hafilçe karartverdi: — Yazın iyi ama, kışın, biraz tehli- keli değil mi? Önümüzde, uzun bir yaz “|var... Kışın, motorla gitmezler elbette.. de- İÇılgın mi bunlar? Tesellisini bulmuş, yanakları pem- beleşmişti: — Bir gün, soracak oldum; yeni ar- rucü iyetin- | değil... Her-|fazla akdatamıyacaklarını — anladıkları| kadaşlarınızı eve davet etmek niyetin- 5 H?;":h üç gün... |zaman, şirketi kapıyorlar, başka yerde|de misiniz? dedim. Olur a, mecbur ka- Günde- |açıyorlarmiş... klrlar da, yemeğe filân çağırıverirler. Evvelinden hazırlıklı bulunalım. — Bizde, aylık verecekler, diye bek-| — Ellerini tekrar dizlerinin üstüne koy- leyip duruyorduk... yok... O kadar av tramvay parası ver- Yapmıyacakları |muştu: — Bir kere ağzım yandı,.. Telâştan dikensiz gül olmaz! İşler, geç başlıyor- muş.., Geç başlayınca da geç bitiyor- muş... Bunun üzerine, scs çıkarabilir misin? Bir cıgara sardı, çakmakla yaktı: — Huriyeyi de oraya alacaklar ama, yavrucak, daha pek küçük... Bir sene- cik olsun, geçsin... Cıgarasının dumanını — savurduktan sonra kulağıma iğilmişti: — Zekiyenin de, Pakizenin de yüz- leri gülüyor; galiba, gönüllerine göre birini buldular, buluyorlar gibi... Böy- le şey, çocuklara açıkça sorulmaz. ama, kendi aralarında konuşmalarından öy- le sezinliyorum. Ne diyeyim, hemen hayırlısı!... / KArkası var) lkeslke'la d eei Üa ;E. ae Fie'e AM vü