- RR ee 10 Sayfa SON POSTA Birinci Tgı_l ğ — -— Hint Denizlerinde Türkler Yazan: M. Turhan Hadım Süleyman -Piri Rels- Murat Rela Fırtınalar Böyle Bir Netice Alınmasına | »-« Engel Oluyordu Basrada tutulan kü- rekçilerden henüz ge milerde çalıştırılanlar, yeni bir harp — ihti- malinin belirdiğini du- yar duymaz yaygarayı bastılar, — sandallara doldular, gemileri bı- rakıp karaya dökül- düler. — Elde ancak 'Türk askerler kalmıştı. Bunların da çoğu ya«. ralı ve hepsi yorgun- du. Seydi Ali Reis bunlardan bir kısmını küreğe oturttu ve he- men demir alarak yola çıktı, dile ve kaleme gelmez güçlükler için. de — Surat limanına varıldı. Basradan çıkılalı tam doksan gün — olmuştu Artık ne gemilerde denize dayanacak hal, ne de askerde bir de- niz seferi daha yapa. bilecek derman vardı. Kalafatlar açık, direk- Ter kırık, dümenler bo- zuk, toplar haraptı. Cophane yoktu, yiye- cek yoktu, para yoktu. Seydi Ali Reis için bu durumda Süveyşe doğra yola çıkmak mümkün değildi. Çünkü ne gemiler, ne de arker, onun vereceği emre itaat edecek kudrette değildi. Suçlu Kim? Talisiz amiral, vaziyetin enini boyunu kesapladıktan sonra ağır ve acıklı kararı verdi. Mısıra dönmekten iİster istemez vaz- geşti, o delik deşik gemileri Surat Valisi Hüdavend Hana sattı. Fakat parasını ken- di almıyarak İstanbula yollattı, — bu şartla yapılan alışverişe ilgili belgeleri alıp koy-| nuna koydu, askerleri diledikleri gibi hare- | ket etmekte serbest bırakarak kendine can- | dan bağlı elli Türk ile karadan yola çıktı. Hindi, Sindi, Horasanı dolaştı, Acemistana ulaştı, oradan Anadoluya geçti ve İstan- buldan çıktığının dördüncü — yılı biterken yine İstanbula geldi. Dört Yıl Sonra Kanuni Süleyman Edirnede idi, Seydi AR Reis oraya gitti, Hünkâr ile görüştü. Başın- dan geçenleri birer birer anlattı, kara yol- culuğunda uğradığı yerlerin hükümdarların- dan, beylerinden verilen mektupları sun- du, sonra diz çöktü: e şevketlâ Hünkâr, dedi, ben de fi- Yoyu Süveyşe getiremedim, değersiz kellemi &üç kurtarıp yurda gelebildim, suçum varsa Cezamı ver, K Kanuni Sultan Süleyman, insaflı davran- dı, şa cevabı verdi: — Seni deniz, fırtına, tufan yendi, düş- man yenmedi. Haydi var, rahatına bak, Seydi Ali Reis, dört uzun yıl süren bu eyecanlı sergüzeştini kaleme aldı, adımı #Miratülmemalik» koyup kendinden sonra bı—lıcok mesillere armağan »bıraktı. Bu ser. Büzeştten dilimiz bir de mesel kaldı: Dört yüz yıldanberi Türkler, bir adamın folâ- ketlerle dolu hayatını anlatmak için «Ba- gına Seydi Ali halleri geldi» derler!... Hint Denizi Seferlerinin Neticeleri Seydi Ak Kaptanın Portekiz donanmala. rını yenmesinden müsbet bir sonuç çıkama- | ması - yazdığımız veçbile - fırtınalar yüzün- | dendir. Eğer bu felâkete uğramamış ve H | Tosu hırpalanıp işe yaramaz bir hale gel. memiş olsaydı o zeki ve iş bilir adamın Um- man ve Fars denizlerindeki Portekiz müs. temlekelerini baştan başa yakıp © devletin bu sulardaki eğemenli ün- den sarsacağına ve yeni bir Hint seferinin hem açılmasını, hem şerefli neticelere erme- sini kolaylaştıracağına şüphe yoktu. Fırtınalar böyle bir netice alınmasına en- gel oldu. Fakat Türklerin Hint denizlerin- den donanmalarını çekmeleri büsbütün de izsiz kalmadı. Portekizlilerin yedikleri dar- | belerden başkaları istifade etti, yerli halk ta | * Türklerin sillelerile hayli sersemleşmiş - Portekizlilere kafa tutmaya başladı ve s0- nunda İspan lar açık gözlülük edip Por- tekizlileri Hin denizinden uzaklaştırmışlar- dir. Maksat Ne Idi? İmodelleri ile çok Türklerin Hint denizinde sefer acmaktaki , Beyit All Rels çok kederli görünüyordu maksatları bir değil, bir kaçtı. Bir kere, Habeşistanı ele geçirerek Misri sasuz . bi- rakmak ve Cidde yoliyle Mekkeyi almak gibi çok büyük emeller güden Portekizlileri Kızıldenizden — uzaklaştırmak — istiyorlardı. Sonra Arap yarımadasını tamamile kendi hakimiyetleri altmda bulundurmayı emel edindiklerinden Portekizlilerin Umman de- mizinde, Fars denizinde dahi bulunmalarına son vermeyi gerekli buluyorlardı. Bu su- retle ileriye sürülen Portekizliler, Hindis. | tanda yerleşiyorlardı. Orada ise bir çok Türk ve milyonlarca müslüman vardı. Bun- lar, silâhlarının kuvveti o asırda bütün dü yayı titreten Türklerden yardım dileyip du- ruyorlardı. Hindistan ise zengin bir kat'a | idi. Bundan dolayı İstanbul, oraya da el atmayı doğru buluyordu. İkl Zafer Bütün bu maksatlara Timurlenkin torun- ları tarafından Hindistanda kurulan İmpa- ratorluğu yıkmak ve bu suretle aksak ci- bangirin Yıldırım Beyazıda indirdiği dar- benin öcünü almak düşüncesi de katılabilir. Fakat bu düşünce devletin değil saltanat; dır, Yavuzla oğlunun içinde yaşıyan bir ül- küdür. İstanbul bu çok önemli maksatlara vara- bilmek için çalışmaktan geri kalmadı. İlkin Selman Reis kumandasındaki bir filo ile Kızildenizdeki Portekizlileri sürüp çıkardı, Aden körfezinden dışarı attı (1525). Son- ra Hadim Süleyman Paşayı büyük bir “la| ve büyük bir ordu ile Hint denizine yolla- dı (1838). Daha sonra Terki Yusuf ve Ter- ki Hüseyin Beyler idaresinde iki harp ge- misile Hindistandaki müslüman hükümdar- lara cephane ve silâh gönderdi (1543). O- nun ardından Piri Reis Adene ve Hinde gönderildi (1551). Murat Reis, yarım ka- lan seferi tamamlamıya çalştı (1542). Nihayet (1553) de Seydi Ali Reis s*hnede göründü, Portekiz donanmalarını iki defa yendi. Türk Gücü Eğer Basradaki donanmanın Süveyşe ge- tirilmesi düşünüleceğine o donanmanın ne yaplığımı bile araştırmadan oraya ikinci ve hattâ üçüncü bir filo gönderilseydi Hindis- | tan, hiç şüphe yok ki, Türklerin eline ge- çerdi. Bu netice, tarihin seyrini tamamile değiştirecek ve söz gelimi bugünün. İngil- teresi bambaşka bir sima alacaktı. ©O devirdeki Türk gücü, böyle bir iki de Bil, üç beş filoyu da yaratmaya ve yürüt- meye müzaitti. Fakat kışa düşünce, kua görüş ve başka yerlerde ardı arası kesil. meksizin yapılan çeşit çeşit döğüş, Hint yol- culğunu unutturdu, iyi başlıyan bu büyük veferler, kötü denilecek bir biçimde bitti. Son Yeni'ü'e.ğ'riyıl Holivut Holivutun 16 ilkt TİN Bayısı en son kadın 1 resimleri ve hafta- nın filim mevzularını yüklü olarak çıkmıştır. Spor: Sovyet Dostlarımız Ankarada Yarın Orada Ilk Futbol Maçı Yapılacak Sovyet Rusya sporcuları dün, ikinci müsabakalarını yapmak üzera Ankaraya hareket etmişlerdir. Kafileye saylav Cevdet Kerim, fut- bol federasyonu başkanı Hamdi Emin, idarecilerden Mahmut ağabey, Va- mık, Çelebi Sait, Adnan da iltihak et - mişlerdir. Ankarada güreşecek pehlivanlar sa- bah trenile, futbolcuların bir kısmı dün gitmişlerdir. Bir kısmı da bugünkü pos- ta ile hareket edeceklerdir. Ankarada ilk Futbol maçı yarın, ikinci maç ta pazartesi günü oynana - caktır. Ayni günlerin akşamları da es- krim ve güreş müsabakaları yapıla - caktır. İstanbul eskrim takımı da federas: İyon başlm Pündü Üüiralade Aüka £ Askerliğe Çağırılanlar Eminönü smkerlik şubesinden: 1-L Teşrin 1935 celp ve sevkinde hangi sınıflardan hangi doğumlularına kadar çağ- rılacağı ve bu amıflardan bedel verecekle- rin de hangi tarihe kadar bedellerinin ka sırasile aşağıya yazılmıştır. Dikkatle okunarak ona göre bedel verecek- lerin vaktile şubeye bedel vermiyecek lerinde şubede bulunmaları lâzımdır. A) Deniz sınıfına ayrılmış — eratlardan 329 bakayasile 330 doğumlular 24/L Teş- irin/935 günü sevkedilmek üzere şubede toplanacaklardıt. Bu sınıftan bedel vere- ceklerin de bedelleri 23/L Teşrin/935 ak- şamıma kadar kabul olunacaktır. Üracant etmeleri — ve de toplanma gün- B) Jandarma sınıfına ayrılmış eratlar- dan 329 bakayasile 330 doğumlular 24/ L Teşrin/935 günü sevkodilmek Üzere şu- bede toplanacaktır. Bu sınıftan bedel ve: ceklerin bedelleri 23/1. akşamına kadar kabul © C) 316:327 bakayanı dan geri kalan piyadeler ve 316:328 da- ğumlu iki senelik sınıfa ayrılmış olanların bakayasile 329 doğumlular 24/1. Teyrin/ 935 de şübede toplanacaklardır. Bunlar: |dan bedel vereceklerin bedelleri 23/1. T abul edilecektir. günlerinde şübeye müra- n hakkında aakerlik mükel lefiyeti karumunun ceza maddesi ahkâmi tatbık edilecekdir. Adliyedn Davet İstanbulda olduğu anlaşılan Tirebolu C. deiurnumisi Esadın hemen memuriye- Teşrin/935 günl aktır. doğumlu- Eski . İzerleri Sevenlar Eski izerleri sevme adille açıla- cak olan bu kurumun gayesi, eski |mak olacaktır. | Türk tarihi araştırma kurumu ile anlaşılarak alınacak direktiflere göre yayın işine ehemmiyet verile- cektir. | Neden ve ne iciril! Herkes kullanır, çünklü: Çıkmaz, bulaşmaz, iyi ve ucuzdur. «« (tuk uzattılar ve hâkim, önceki yazılı izerleri sevmek, sevdirmek ve tanıt-! |e—— — Brayton - Hu | — Bu mektup- İlarm bir sahtekâr elinden çıkmış ola- bileceğini hiç ak- İlimıza — getirmedi- niz mi? diye sor- du. Kadın: — Böyle bir şe- yin imkânı yoktur! cevabını verdi. Kont döla Tre- muy ile evlendiği- mi bilen tek bir fert olmadığı gibi evlendiğimiz “yes den bu kadar u- zakta bulunan bir kimsenin bundan N |haberdar olmasına hele hiç imkân İtasavvur edilemez. Sonra, imzasını bu derece tıpkı tpkı- sına taklit edecek ve eski kocamla benim Jancak biz ikimizin bileceğimiz bir ta. kım husüsiyetlere vâkıf olacak kadar İKontu yakından tanıyan biri olmuş ol- İsa, bu şantajı irtikâp etmek için ne diye on yıl bekledi? Bu düşünce, her bakımdan doğru aramızda, idi. İlk muhakeme burada kaldı. Hâki - min ısrarlarına karşı, doktor - Meliş, hastasının daha ertesi gün bizzat gelip fade verebileceğini, fakat yarım saat. ten fazla mahkemede alakonulmama - sını söyledi. İki gün sonra, mahkeme salonu ön- cekinden daha da kalabalıktı. Tiyatro artistleri, muharrirler, hu - kukçular, iş adamları, orada yer kapış- mak için bayağı dövüşmüşlerdi. Maznun tamamile sakin olarak içe- riye girip te sandalyesine oturduğu za- man Bay Morton orada değildi. Biraz sonra, solmuş, zayıflamış ve ıöıleıi[ çökmüş bir halde, doktorunun koluna | dayanaraktan gekli. Kendisine bir lwl-; ifadesine ilâve edecek bir şeyi olup ol- madığını sordu. Ve Bay Mortondan al- dığı menfi cevap üzerine: — Lütfen, maznunun yüzüne iyice |bakıp, sizi pansiyonda odaya götürüp |te bağlıyan adam bu mudur, söyleyin!| dedi. Bay Morton maznundan tarafa dön-| dü, baktı, aşinâlık etti ve sonra da hâ-| İL: j | kime teveccühle: | — Hayır, bu değildir! Bu zatı ben MÜSABAKALI uuixâvnınn Yedinci Vak'ası t Ü A evvelden de tanırım. Kendisile burada, bazan da Londrada tım. Bana tecavüz eden adamla Vj arasında hiç bir münasebet yoktt” vabını verdi. Mahkeme salonundaki halkıf daklarından bir sayhai hayret yorken, hâkim: — Emin misiniz? diye sordu — Yemin ederim ki o değildir! — Ya?! O halde, size teeca' adam nasıldı?. Tarif eder misimit” — Uzun boylu, zayıf, esmef: İ kaşlı ve dik bakışlı idi. İngilizce” fif bir yabancı şivesile konuşuyo Kısa boylu, şişman ve kırmız! olan maznunun bu tarife kat'i! yar ciheti yoktu. Derken, Skinerin avukatı şahit ikame edip te, bunların dö den, vak'a günü sabahı saat kırk beş geçerek, maznunu Br8! dan Viktoryaya giden ekspres t gördüklerini yeminle söyleyince büsbütün yıkıldı. Ve mahkeme, bunun üzerint Skineri, özür diliyerek, hemen bıraktırdı.. 4 Şimdi bu işe siz ne der, onu Nt " izah edersiniz, bakayımP I. (Sayın okuyucularımızın bu # örten esrar perdesini kaldırmağ” zat çalışmalarını dileriz.) muhtelif cins mobilye kapalı zarf Bakanlık malzeme müdürlüğünde Isteklilerin tekliflerini Ticaret muvakat teminatları ile birlikte muhterem yolculara ilân olunur, | v 22/10/935 tarihinden itibaren iş'arı ahire kadar Hay karaya salı günleri, Ankaradan - Haydarpaşaya çarşamba günleri sürat katarları tarifesini takip etmek üzere birer yolcu katarı hareket cektir. Haydarpaşadan saat 9,40 ta, Ankaradan saat 7,03 te kalkacak bu katarlarda her sınıf yolcu arabalarile, bir yemekli - vagon — Nafıa îşakanlığın-da: 18193 lira 50 kuruş muhammen bedelli 555 parçadan ibarl usulü ile eksiltmeye konulmu Eksiltme 1 ikinciteşrin 935 cuma günü saat 15 de Ankar! .yapılacaktır. Odası vesikası ve 1364,51 |i 1 ikinci teşrin 935 cuma £ n saat 14 e kadar malzeme müdürlüğüne tevdi etmeleri lâzımdif” | | Istekliler bu husustaki şartname ve Ankarada Bakanlık malzeme müdürlüğünden alabilirl. klerini w Si ', *Davlet Demiryolları ve Limanları İşietme Umum idara: K " Tet || Kü (3013), (6474)