4 T üğkdük .h- h | Miya davet etmektedir. 6 ğ Ağuıııı ZCT #Hatbuatında GÖRDÜKLERİMİZ. Bir Seyahat  ni İ centesinin Garip Bir Teklifi ! Bı:!dî—ı'ı bir seyahat acei- tesi, bir müddettenberi va- tandaşlarını, hu- duttan — atlayarak Fel ge gldip bir gezinti yap- Bu ge Zinti sabahleyin snat (6) da Brük- Kel şehriide başlar, otomobil ile başl.ca Felemenk şehirleri gezli- dikten ve bir de öğle yemeği Yenildikten — sonra &| saat (6) da yine Brüksel şehrinde ni- hayet bulur, seyahat Ücretl her Şey içihde olmak Üzere, bizim Paramız ile 3 adet Türk lirasıdır. Bu ucuzluğun sebebi, iki memle- ketin bitişik, ve her ikisinin de Avuç içi kadar küçük oluşundan- dir, yoksa oralarda hayatın daha İyi tanzim edilmesini bildiklerin- den mi, pek belli değildir. * Nındım Dö Pan Fransa'nın tarihte ad bırakmış, ger- Bu işin ke- ramet nere- sinde? Bi çekten asil nilele- e bskdüt rinden birinin son MOSAR mümessilidir. Eski Zamanlarda asaletl kadar sağlam Serveti de vardı. Fakat dünyanin değişmesi, hele buhran — serve- Üni bırakmadı. — Bunu sonunda asaletinin — biraktığı — şerefi de göçürttü. Hadise şudur : Madam dö Pann bütün serve- tini kaybedince, yaşayış şeklini değiştirmemek için para kazan- Mayı düşünür. Fakat ihtiyardır, İş te bilmez, ne yapsin ? Komşu- larından zengin bir ailenin küçük Çocuğunu —kaçırarak — allesinden para koparmayı düşlünür ve teşeb- büse de girişir. Fakat ne çare ki yakalanır, —mahkemeye — verilir, gördüğü ceza hafiftir. Fakat ma- hevi kısmı büyüktür. Zira tarihte torefle başlamış bir ad, acı ile #önmüştür. lrak - Almanya Tecim Anlaşması Berlin, $ (A. A.) — Irak ile Ale Manya arrandaki tecim — İlgilerini :nv m eden bir andlağma İmza edil« İgtir. Edebi Tefrika Gecesin bu saatinde bizim Sirkeci istasyonunda bile hiç ol- Mazan iki, Üç sarhoş, bir ikl po- İa buluhur. Burada ne sarhoş var, ne de Po'is. İnsan adeta terkedilmiş bir Şehirde kalmış sanıyor. Yokuşun Sonuna doğru — otomobil solda Zeniş bir. camlı kapının önünde durdu, Ortadaki kapı açıldı. Iri, pala bıyıklı bir. adam Yaklaştı. Çantalarımızı adeta bir amyonet gibi yüklendi. Gözlerimden uyku akıyor. Ali Sami Bey kapıdan girince Sağda geniş yazıhanenin arka- #inda bizim gibi uykusuzluktan g_öıleri kızarmış - sarı, bebek gibi ir kız. Tutulan oda numarala- Tni söşledi. Bir deftere bir şeyler Dot etti. Ve asansör kapısında ökleyen bir garson bizi üçü cü âta çıkardı. Burasının fevkalâde ir otel olmadığı belli, Çok lüks değil. Fakat çok temiz, Yan yana iki 'oda. Birl iki yatak'ı, birl tek. Ali Saml Bey önüne bakarak SBordu; — Hangi odayı almak İstersin. ANASİNIN ) A M vaya BİZİ Ü ) Amerika İle Japon- ya Arasında Bir Karikatör, Bir Hâdise Doğurdu Vaşinglon, $ (A. A.) — Bir Ame- rikan gazetesi, geçenlerde — Japon l torunun gülünç bir karikatö- r:lııyl";ı:ıı'ı- Toklo hükümeti, bu sel ©o derece #hemmiyet vere ::lm:i'ı: ki, Amerikadaki — Japon Büyük Elçisi Amerikan hükümet ma- kamları e bu dlı’|| :*i—-.: zuniyet müddetini kısaltaral :l'ı.:;ı'u dönmek zorunda kalmıştır. Bu bapta “Vanity « Fair, mizah mec. muas direktörü Frank Brovalushieldi “Amerikallar, karikatörün — ne demek o'duğunu bilirler, mecmuamı- hsiyeti, Tüzumsuz kızgın'ıkları 'ıı:m'ı.ıı etmeğe yetmelidir. Cumur başkanı Bay Rooseveltin — yüzlerce h:likılöıınl yaptık. Başkan, :ıııılnı tebessümle karşıladı ve arkadaşlarına d.ıııcıık üzere, karikatörü çıkmış n nüshadan yüzlerce satın âldı., tir. ktör, mevzuubahis aushadan 500 kadarının — Japoayaya li :(.S:J":ıllılı olduğunu söylemiştir. * Tokyo, 5 (A.A) — Dış Bakanlı; adına — diyevde buluman Kzat, * Vanity Falre ,, adlı Amerikan moc- muasında — Japon İmperatoru — İçin hakaretâmiz bir karikatör neşredil- mesinden ötürü, Japonya'nın Vaşlag- ton nezdinde diplomasi bir hakarette bulunduğu hakkındakl haberlerden bahsederek, hükümetin Japonya'da satılığa çıkarılmasını yasak - ettiği bu mecmua nüshalârını toplattığını ve çüakü İmperator ailesine bağlı bulu- nan Japonların yalmız gazeteyo karşı değil, belki —Amerika hükümetine kargı da gösterilörde bulunmuş olaca. gını söylemiştir. Vaşlagton'daki — Japon — büyük elçisi, meneleyi, ya Amerikan hükü. metl nezdinde bulunmak, veyabut mecmua direktörü ile doğrudan doğe ruya görüşerek kotarmak hususunda Bagür bırakılmıştır. Lohistanda Komünlet Gösterişleri Vargova, 5 (A. A.) — Komünistler dün Varşova sokaklarında gösteriş yapmak teşebbüsünde bulunmuşlarsa da polis kendilerini dağıtınış ve 72 kişiyi yakalamışlır. Geceleyia” baş göhrin güphell ma« ballelarinde yapılan bir baskında 20 si kadın olmak Üüzere 250 kişi daha yakalanmıştır. Anlamamazlıktan geldim. — O kadar yorgunum ki han- gisi olursa — olsün. İşte *burası pek iyi, j Bunu söylerken —iki yataklı odada idik. Annem de — küçük çantasını yataklarının birinin Üstüne bırak- mıştı. Bu vaziyet karşısında Ali Sami Bey mırıldanır gibi: — Pek güzell — dedi. Yarın görlüşürüz. Bir istediğiniz — varsa söyleyin. — Hiç bir şey yok. Bonne nuit adımları adeta geri gidercesine sürüklendi. Odasına geçli. Anneme: — Çok — yorgunsum — anne, dedim, hemen yat. ğ Ben odadaki — wsıcak ;udgı Ü sümün yarısına kadar yır,ı.:ıdıııı."lğiu sessizlik, bu temizlik ©o kadar hoşuma gitti ki. Ömrümde ilk defa biryabancı yerde yatarken yüzümü hiç çe- kinmeden yaslıka sürdüm. Çok titizdim, misa İrliğede bunun İçin gidemem. Zaten bizim misafirlik ece yatısı — misafirliği — âdetini Lıııın için sevmem, Evlerimiz zaten kendi rabatı- SON POSTA Haboş meselesi karşısında Avrupa yine “kara,, düşüncelere daldı. |İzvesliya) Eski Bir Alman Komünist Mebusu Idam Edilecek Berlin, 5 (A.'A.) — Buradaki halk mahkemesi, Relehtag'daki eski ko- münlat saylarlarından, — 86 -yaşında Albert Kayser'i ölüm cezasına mah- küm etmlşür. Kayser, komünlet parltisi merkexz direktörlüğü tarafından, — bu partiyi yeniden kurmak — ödevizle, merker? Almanyaya gönderilmiş — ve orada 1934 yalı Martından, 1935 yılı İkinel kânununa kadar çalışmıştır. — Suçlu hâkkındaki esbabı müşeddede şudurı Kendlisi bir köre tevkif edilerek temerküz kampında alıkonulmuş ve komünletlikten — yana — çalışmamak ve hükümete düşman her türlü faa. liyetten vargeçmek hususunda 82 verdiği için Özgür bırakılmıştı. Cenubi Çinde Bir | Bir Alman Casusu a)- Hâdise Tokyo, 5 ( A.A ) — Kuzey Elı'lı yatsllel bölgesinde bir hâdise çıkmış- tır. Japon kaynağından bildirildiğine göre, 4 Çinli Luanşoyt'teki Çin polisi şefi İle bir Japon polisini öldürmüş- lerdir. — Çinlilerin öçü yakalanmış ve * Mavl Gömlekliler Birliği ,, üyelerin. den oldukları anlağılmıştır. Japon Süol makamları, bu hüdiseyi Çin memurları merdinde protesto etmişlerdir. miz bize — veremiyecek kudar biçimsiz ve konförsüz olduğu ha de yazın bir türlü, kışm bir çe- | sit misafirler davat ederiz. Bazı- ları da kendiliklerinden gelirler. Ben oldum olası; bu âdetin alöyhindeyim. Ahbap olsun, ak- raba olsun ne olursa, kim olursa o'sun şehir içinde, hattâ uzak bir yerden de gelmiş olsun bir insanın akrabasına gece yatısına gitmesi kadar manasız, saçma, gülünç şey olmaz. Ben İll:ikıl daha kızken bir sile erkânı arasında Iıyowrlylm bizim evde Ka yatısı misafirliğini kaldırdım. Ne lüzumu var efendim. Canı gezmek istiyen otele gitsin. Beni özliyen —ziyaret günümde gelip beni bir iki sast görsün. Gönler: ce oturmakta no mana var! Bu çirkin, saygısızca âdetten kurtulamıyanlara Şaşıyorum, Gittikleri yerde nasıl rahat edi- yorlar. Herkesin yeri, yurdu, na- sıl diyeyim, bardağı, havlumsu, ça- talı kendisinindir. İnsan bun'ara bağlıdır. Ben bir misafirlikte eli- mi bavluya silerken bile kuşku: Tanırım amma evimdeki havlu bel- ki daha kirli. Zararı yok, Benim olsun da. Sonra herkesin yemeği, işi, bizmetçisi, yemek yiyişi kendine göredir. Her nilenin, her evin bir çoşit gidişi vardır. Bu misafirlik meraklıları hay- di kendileri gittikleri yerde va- hatsız olmıyorlar. Ev s«abibinin kendilerini ağırlamak için yaptığı Belçikalılar Tarafından Yakalandı Liege, 5 (A. A.) — La Mense ge- zetesinin hâber — verdiğine — göre, Eupen jandarması, Primadyul adında bir Alman casusunu — yakalamıştır. Bu carus, doğu sınırında yi olan tahkimata ait belgeleri - ları- Çalmakla suçladur. Tokyo sücl çevenleri, bu hüdiseye büyük bir Önem yermektedirler. Cevaplarım *“ Arkadaşlurımın her biri bir erkeh ile konuşuyor. İçlerinde yalaiz ben şinidiye kadar bir erkek arkadaş edinmedim. Kızlar benimle alay edi- yorlar, Bazan ben de köndi kendimden #üpbe ediyorum. Çok mu çirkinlm, yoksa çok geri fıkirli mi? Bunu karar- Taştıramıyorum. Ben de arkadaşlarımın Bitkiği yoldan gideyim mi ? Hürriyet Sizin yolunuz arkadaşlarınızın yolundan — iyidir. — Onlar - şimdi mes'ut görünüyorlar. Fakat ov- lenmek zamanı geldiği gün, yap- tıkları hatanın ne büyük olduğunu anlamakta — gecikmeyeceklerdir. Bizim — erkekler, — konuştuldarı kızlarla eğlenir, fakat evlenmez- ler. Halbukl bir kız İçin varılacak güye mihayet evlenmektir. * “Dört sone bir erkekle seviştim. Beni hep evlenmek vadile oyuladı. Nihayet yaşım 20 yi geçti.. Başka taliplerim — çıkmıya — başladı. Fakat reddediyorum. Yalnız son samanlasda sevgilimden ümldimi keameye başla- dım, Beni aldattığını sanıyorum. Yenl taliplerimden birile evlensem mi der- «inla ? ,, Behiye Bence — tereddüt — etmeyiniz. Maksadı evlenmek olan bir adam sevgi müddetini bu kadar uzat- maz. Uzatması, niyetinin samimi olmadığının en büyük delilidir. Onun sizl dört sone bekletmiş olması, ondan intikam almak için kâfi sebeptir. Yeni talibiniz varsa tereddüt bile etmeyinlz, * “ Kız kardeşime bir talip çıktı. Fakat kardeşim, ben evlenmedikçe evlenmeyeceğini #öylüyor. Ben ise onun İstikbeline mâni olmak İstemiyo- rum. Doğru düşünmiyor muyum? Rukiye Haklısınız. lsrar ediniz. Kar- deşinizi kandırmıya çalışınız. Elbet bir gün de sizin kısmetiniz çıkar, TEYZE fedakürlktan istifade ediyorlar. Peki amma günlerce döşeklerini Çürüttükleri, sofralarında ziftlem dikleri ev sahiplerinin — rahatsız olduklarını da hesap etmiyorlarmı? Ben bir gece, bir başka yatak- ta yatsam gözüme uyku girmez. Hem ahbap olsun, akraba olsun birbirlal rabatsız etmiye ne hak- lari var canım, Amma İnsan çok zengin olur. Evinde, köşkünde dalma misafirleri için bir dairesi hazır bulunur, ve misalirlerini kendi evlerinde olduğundan da- ha rahat ettireceğine kendi de inamır. O zaman da davet edi- mek şartile misafirliğe gitmeyi ve misafir kabul —etmeyi anlarım. Romazlarda okumuştum. Eski ve kibar zenginlerin şatolarında böy- le hususl apartmanlar - varmış. Banyosundan kütüphanesise kadar ayrı, müstakil dairelermiş. Evvel- ce hizmetçiler bu daireye misafir edilen dostlara, ahbaplara hizmet ederlermiş. Böyle misafirliği ve böyle ev sahipliğini anlarım. Fa- kat bizim evleri, mahalle evlerini düşünün bir kere.. Zaten tahta- dan, bağdadi. sıyalı, bir yerirde öksürsen radyo gıbl her yerine ses gölüren evlerlmizi düşünün bir kere. Bir taraltan pis pis, mutfak kokar, bir kat çık- tın mi İeş gibi açtesane kokar, Avuç kader sofa üs ünde, turşu kavanozu gibi odalar. Buralnra misatir kabul ederiz. Bu halimizi bilmeyiz, böyle yer- Tere misalirliğe gideriz. Benin aklım bunu almaz — vesselâm. Hem ne zorlak var a canım. Insanın — bir ziyaret günü olur. O gün rahat rahat mlsafiri- ni kabul edersin, Hattâ <liyaret gününü de bırakın. Hergün öğ- leden sonra misafir kabul eder- sin. Misafir de oturur, konuşur, akşam olunca kalkar, evine gider. Bizde misafirliğin saati, güntü de yoktur. Tam evinizde koca- mızla — oturuyorsunuz, — yahuüt ço- cuklarınızla uğraşıyorsunuz, yahut mutfağa — girmiş yemeklere ba- kıyorsunuz. Kapı çalınır, Bir. de bakarsınız. ya komşu, ya bir ahbap. Bir kere sabah ziyareti mtfna- #ebe'szliğin sunturlusudur. Her kesin sabahtan öğleye kadar evin- de işi olur. Hatta üç, böş hizmaet- çisi olan bile sabahları kiç olmazsa bhizmetçi'erine talimat vermekle meşğul olur. Yahut evinde pija- ması, ev kıyafeltl ile gelişi güzel oturmak, yalmak, uzanmak İster, Bu zamanda gelip rahatsız etmek hele mahalle kadınlarının: — Sabah kahvesine geldik! Diye en münasebetsiz zaman- larda kapı 1 aşındırmak — terbiye- sizlikten başka birsey değildir. Bütüa bu fena âdetlerimizi düşü- we düşüne dalmışım. * Iki gece'ik uykusuzluğun acısı Hotel de Ja Paix'nin kuş tüyü, tertemiz yataklarında çıktı. ( Arkası var )