Amerikada Gümüşün Millileşmesi Bir (o müddettenberi a na: ük re yakl aluyari Bu güzükelü tara lerin nebi Yenidünyanın geçirmek- ta ee meli ve içtimai bulran- dır. Masmafih geniş halk tabakalarının sümayiş ve memnuniyetsizlik ifa- deleri mevcut buhran eksiltmiyor, bilâkis farlalaştırıyor. Memleketin huzur ve sükünunü ai? üst eden bu sıkınt vaziyeti bir çare olmak üzere Reisicümhur Mf. Ruzvelt bir karar verdi. Bu kararın kanunlaştırılmasım temin eden forma- Uta de nhiren ikmal olundu. Şimdi, bu karar mucibince Amerikada mev- tut bütün gümüş madeni millileşti- Hilmiştir. Yani Amerikan vatandaşları, ileride mevcut gömüşleri muayyen bir İlat üzerinden Amerikan. hazinesine Satacaklardır ve satmıya mecburdur- lar. Bunun Için ga prag beş günlük vade 3 suretle Sie edilecek gümüş karşılığı olarek piyasaya dolar çıkarılacak, ve teda mevcut Amerikan parasının dörtte üçünün kazşılığım altın, dörtte birinin karşılığın da gümüş teşkil edecektir. Relsicümhur M, Ruzvelt tedarüldeki kâğıt para miktarını ço- Baltmak suretile bir nevi enfilasyon Yapınakta ve memlekete, bir müddet İçin bir parça geniş bir nefes aldır mak istemektedir. Fakat bu tedbir, mevcut buhranı esasından halletmiye a değildir. Olsa, olsa rar muvakkat sayılabilir, a mile tösiri de zail olduktan sonra Amerikanın mevcut buhrandan daha şiddetli müşkülstin karşılaşması ihtimalleri kuvvetlidir. için en çetin mücadele saf- büsı işte ozaman . Silreyya Londra Ortasında Teyyare Meydanı Londra, 14 (A. A) — Londranin City denilen iş maballesinin orta- sinda bir tayyare meydanı yapılması düşünülmektedir. Bu bapta bir proja hazırlanması (omütehassıslara (tevdi edilmiştir. Bu proje birçok zevat Bezdinde rağbet görmektedir. Tay- Yare meydanının inşası tleareti azami derecede inkişaf ettirecek mahiyette telâkki olunmaktadır. Sovyet Tayyarecileri a Liyon, 14 (A. A) Sovyet tayyare filosu buraya gelmiş ve Belediye Yeisi sıfatile M. Heryo Hlaraıştır. Milli ve edebi tefrika 82 Mülâzım Selimin ( sargılarını açacakları günün akşamında, ya- Ba gidip oturdum, beyaz bağ- ların arasındaki o üç delikten bi- fine, zavallı ağrıma kaşık kaşık ayran akıtırken, tablatımın bAâlA silkip atmadığı hayal düşkünlüğü le de, bütün bu yalan oyu : hoşlanarak: — Eiiyotma ze Bo? Ferihayı bu kaza, a raha dırdı. Sizin fazla güzel bir erkek olduğunuzu söyliyordu. * Bundan sonra içim ferahlıyacak. Yüzünün bozulmasna £ seviniyorum. Sade benim olacak, Onu sade ben ** Veceğim. Başka hiç bir kadının Bözünü alamiyacak! ,, diye sevk Diyordu, dedim. Ötekine gittim, başka bir te* Belli yalanı, berikine gittim, başka iç ilâcı verdim. “Onlar, a daha yakın olmak kin, Nazilliye hareket eden sıh- 8 bölüğüne ben da kendimi nn Bir yüzbep, bir de heyeti kar- | Almanyanın TR ÇÖL GİBİ Amerikada Kuraklık Ve Yangınlar Nevyork, 14 (A.A) — Kuraklıktan. muztarip (4) eyalette yağmur da, mahsul, bundan maslecef hiçbir fayda görememiştir. Bununla beraber ömitler büsbütün zail olmuş değildir ve Nebranka'nın bir kısmında mah sulüin az çokk müsait olacağı tahmin edilmektedir. bavalisine, iki ağ la eyaletlerin da hafif yağın sorpmigtir. x Şikago, 14 (A. A) — 17 Hühâmet dahilinde yağın ve kopan fırtınalar dolayısile arlık kuraklığın hitam bulmuş olduğu tahmin oluma- bilir, Hararet derecesi, 38 den 216 leri emniyet (6,000) dönüm çayır mabvolmuştur. Cezairde Kasırga 10 Kişi Öldü, Mahsul Oldu i Cezair, M (A.A) — Cezair'in (150) kilemötre uzağında Sedduk'ta kopan bir kasırga esansında (10) kişi telef olmuştur. Sular, bazı evleri ağ rüklemiş, hayvanlar boğulmuş ve 0 mıntaka içerisindeki bağlar ve mah- sul tamamile mabvolmuştur. Çeklerin Almanlara Hucumu Berlin, 14 (A. A.) — ( Deyi Tek graf muhabirinden) mat- buatına ahiren Alısan ricali aleyhinde vaki olan tecavüzkürame neşriyatını, Prag Sefir, (Hariciye Nezareti nezdinde protesto etmiştir. yanii xe N 1/7 Dİ cik! Sik mülâzmm doktorumuz, altıniş ne- ferlik sıhhiye ve muhafaza efra- dımız ve birde 50 yaşlarında eczacımız vardı. Şişman, kırmızı suratlı, ili kat evseli, yusyuvarlak bir adam olan eczacı Antalyadan gelmişti. Şi Ni b da başka bir hanımı daha oldu- ğunu söyliyorlardı. Eczacı Bey m evlilik hududünü herhalde tam bir şekilde doldur. mıya niyetlenmiş ğa ha Nazilli yol — bile bana göz slizmiye, güldürücü hikâyeler nakline başladı. Bereket ortak hanımlar elleri maşalı cinsindesdi. İkisi © birlik olup, ber halde eczacı beyin özünü korkutmasın iyi ei ". “dörde kadar cevaz vari, iğne bu ateşli müdafiinin < erin çektiler. Bölük yöz- dizginlerin çektir “el başısının da galiba kulağını büktüler. İngiliz Manevraları Donanma, İngiltereyi Müdafaa Vazi- “ği fesini Ha kkile Başarmış Airon Duk'un topları ateş halinde İngiliz ana vatan filosu İngiliz sahillerini muhtemel bir düşman tecavüzüne müdafan verilen ki dosanma İngilizlerin büyük gemi ———-- Avusturya vazifesini Üzerine alarık manevraya başladılar. Bu manev- haberlere inanmak caizse tam bir muvafiakiyetle meticelenmiş vazifesini yapacak bir halde olduğunu İspat etmiştir. Bu hâdise, wear etmelerinin böle kıymetini muhafaza ettiyini bir defa daha te'yit eylemiştir. ehemmiyet ve Hâdiseleri eanunaaammansansananaansnans0 se saaasaa saanen ea Başvekil Dolfüsü Öldürenlerden Dördü Daha Idam Edildi bösine İştirak ettikleri anlaşılan 4 zabıta memuru, Divanıharp tarafından ölüm cezasına çarptırılmışlardır. * Viyana, 14 (A. A.) — Röyter sjan- sındanı Ölüme mahküm edilen (4) zabıta hane uvlumemda elektrik tertibatı be muşlardır. Avlunun methalinde, mah- kümların dost ve akrabaları ağlaşı- yar, yüksek sesle mahkümlan çağın- yor ve darağaçlarına kadar sokulmıya çalışıyorlardı. Mahkümlar ise, soğukkanlılıklarım temamen muhafaza etmiş ve hiçbir heyecan ve korku eseri göstermeksi. zin ölüme gitmişlerdir. * Viyaan, 14 (A. A) — Deyli Telg- raf muhabirinden: Nazi'lerin yeni bir sulkast teşebbüsü keşfolumarak, zabıta memurlarından (200) kişi tevkif edilmiştir. Vardha, (Hindistan) 14 (A. A.) — Gandi, bu sabah orucunu bozmuş ve soda ile baldan mürekkep bir Bu defaki orucunu da ii eatlendireiş olmanadan Jaay kendisine birçok tebrik | telgrafları İ gönderilmiştir. Danimarka Kıraliçesi > MA ii — Danimarka male Mimme en e olan piyeslerini görecektir. e amimiermiere in. Harici telgraflarımız burada bitme- miştirLâtfen 9 ancu sayfamıza bakın LAR A VR DAN ZA Telâkki Farkları.. Hanımteyseya, Siz bütün yazılarımızı harfi har fine okuduğum için bu hitabı söyles miye kendimde bir küvvet hissedi- yorum. Üğ- dört gün evvel gezetenizde ve sütununuzda bir küçük hanım: (İlk delu konuştuğum bir erkek benden puse istedi reddettim ikinci erkek te aynı muameleyi yapınca reddettim) diyor. Şimdi ben çize ve o hanım kıza soruyorum: Bir kızla konuşan bir er- kek çocuk puse isterme bu samimilik- ten ileri gelmez mi? Sonra bu hanım kıs bu teklifi reddedince erkeği sew mdiğini ifade etmiyor mu?.. Julie bik hanım kız ceke anlaş dir. Ba gibi hanın iacımız yepyeni bir aşk icat etmişler üyle ize. Aşkta puse bir sudur ki içilmeden durulmüz. Ye sık o bunım kıza bu deliller aşk mef. humunun gitgide kalktığını ispat etmi. yor mut... Ben ki hayatta hiç sevilmi- yen bir genç... Ayn zamanda cinsini koruyan bir kadın düşmem... Yazıma kim cevap vermeye kal karsa dinlemeye hazırım et Siz şimdi benim için demişinizdir kit “mektubu defter kâğıdına yazan budala; aşkı senin nene lâzum,,, Fakat mecburiyet tahtında yazım ve kiğr dımı böyle intihap ettim. Hörmetlerimin kabulü, kusurlarımın. alını riça ederim efendim. İsmim bu işaretledir. Tur, Kem, B. Birkaç gün evvel bir hanım kız, ik defa konuştuğu bir erke- ğin kendisinden hemen bir buse istediğini anlatmıştı, şikâyet et- mişti, Eğer hatırımda Iyi kaldıysa ben de ona: — Bu erkeğin bu harekete teşebbüs edebilmesi için sizin tavurlarınızdan (Oosa o cesaret verecek bir lâübalilik bulunma mış mıdır, acaba sizde kabahat yok mudur? Demiştim. Bu müna- sebetle bu sabah bir başka mek- tup aldım; sayısını çok fazla tah- de fayda buldum, aşağıya üslü- bunu ve ifadesini aynen mube- faza ederek naklediyorum, müta- lâalarına derhal cevap vermiye de lüzum görmiyorum. HANIMTEZYE vardıktan sonra ba- | şekkül etme küçük kıt'alar, bu zrlanan yirmi kişilik müfrezeye | kıt'aların kumanda gruplarında lâzım olan çadır, hasta teskeresi | da zabitler vardı. ve buna benzer şeylerle beraber, mülâzim doktorun yanına, beni de kattılar. Böylece beni cepheye yakın olan “Köşk, istasyonuna göndermekle, gözümü korkutup, hâkimiyetlerini bir şey Y. Gözlerinde (sessiz şimşekler çakan bu insanlar, resmi elbise- lerinin yalnız pantalonlarmı taşır lar, arkalarında spor ceketleri, başlarında deri kalpaklar, apo- kafama sokcak letsiz omuzlarında tüfek, belle tıklar çantalarda da küçük yu- De m ibik örüşülen, kun murta bombalar ile, benzeri kurşunlarının vızıldadığı yerlerde yaralı mıya, teskerecilik yapmıya Dasıl gönüllü olduğumu, bunun için de Denizlide iken, ne teşebbüslere görülmemiş vasıtasızlıklar içinde taşır | eşi olmıyan bir imana taparlard.. İlk zamanları esaslı çazpışma- lar oluyor, sade geceleri düşman siperlerine baskınlar yapıyorlar, bulunduğumu biliyorlardı. Alkılla- | dağ yollarında atlı efelerin akın- rınca da hoşuma gitmiyecek, gö zümü yıldıracak bir şey yaptık- larını sanıyorlardı. İşte Nesrin, yusyuvaslak gö- bekli adamın uyandırdığı kıskanç- lık sayesinde ben “köşk, e böy- lece gönderildim. : Birkaç gün içinde, istasyon daki, demiryolu amelesi ve me- murları için yapılmış tek katlı ahşap binalara, hastanemizi yer- leştirdik. ları duyuluyordu. Ağır yaralıları, canını yurda bağışlıyanları, arkadaşları taşır getirirdi. Kurşuna kafa tutabilen hafif yaralılar da ilk tedavilerini müfrezenin baskın veya akına çıkmak hazırlığı sırasında yanla- rına verilen sıhhiye neferlerine yaptırıp, kendi kendilerine bize gelirlerdi. Müfrezenin yemeği askerlerden ayrılmış çolak bir nefer pişirirdi. Buranın tek bastabakıcısı ben- | Sabahları çay, öğle yemeğinde etli dim, Fırkanın kumanda heyeti de Ocivarda, yakında idi. zamanlar cephede daha çok efelerden te- kizi öünükmlii mİ dini ismi sebze, akşamları da pilâvla hoşaf... Yaralımız da, hastamız da di- ririmiz de bunu yerdi Nesrin. Ahçı askerin şaşı gözlü bir yamağı, günün birinde yavrulu bir keçi bulmuştu. Biz bu keçinin sü- tüme bol su katar, içi hasta, ateşli Mehmetçiğe ara sıra fevkalâdeden muahallebi veya sütlâç pişirir ve- İşte kızım, burada ben geliba biraz ölüme alışır gibi olmuştum. Ölüme değilse bile, kana, ya- raya, acıya her halde alışmıştım. Cephe yakınlarındaki sargı yer- lerinde tabur doktorlarına yahut teskereci askerlerin ilk tedavi olarak kanı durdurmak için bol pamukla etleri morartacak kadar sıkı sıkı bağladıkları yaraları çö- zerken, kanı, pıbtıyı temizlerken, git gide ellerim biç titremiyordu Nesrin. Küçükken parmağına batan bir tahta kıymığı çıkarmak, veya dizinde açılan küçücük bir yarayi yıkamak için gönül eziklizi, boğaz kuruluğu, titremeler duyan annen çok değişmiş, çok “terakki, et pek acıdığı İçin sızıldayan bir askere, o da dok- toru gidi, oldukça katı, oldukça erhametsiz m anma : RL imiş asker ?.. ayıp! diye çıkı 4 Arkası var )