Çiftçisi Toprakla uğraşan ve geçimini “geri devir, bekli; pe ru an üzen İki kara dert vardı: Yağmursuzluk, verimsizlik. Kâinat sahibini yükseklerde VR dağ ve tepelere yağmur duası için çıkanlar öküzün kula- ğına da bol bol gübre yapması için fısıldamaktan geri kalmamış- lardır. On dokuzdan aşağı asır larin toprakları bütün verim ka- biliyetlerini geçen bulutun na, gezen öküzün hazım cihazın- daki kedrötine terketmişlerdi. İptidat zeriyatın nebisi topra- ğın kuvvetini arttırmak için şu üç kaideyi farz kılmıştı: Gübre- lendirmek, dinlendirmek, ekim neyini değiştirmek. Fakat son asırda çiftçinin el nini yoran şey artık toprağın ta- posu değil, elindeki mahsulün sevkolunacağı pazardır. Çiftçi tabiatile iptidai mekte- bin, iptidai tahsilin girmediği elektriksiz. battâ kiremitsiz bir köyün yalnız toprağını kazmasını bilen basit adamlığından çık- mıştır. Çiftçinin yanı başında trak- tör, öbür tarafta bizzat yolunu çevirdiği koca bir dere vardır. Bugünün çiftçisi piyasaları tanr mak, dünyadan malümat almak mecburiyetindedir. Yetiştirdiğinin en çok kısmını binnefs kemiren 18 inci asır çift- çisi ortadan kalkıp ta mahsulün ekseri kısmını satmıya mecbur olan bir çiftçi ortaya çıkınca iş değişmiştir. Fenni şartlarla ve iyi bakımlarla yetiştirilen temiz ve pre mahsul tıpkı konforlu apar- tımanlar gibi eskilerini gözden düşürmüştür. Yirminei asırda çiftçi sırtım ağaca değil, büyük silolara ve muntazam kooperatiflere da- yamıştır. Yirminci asırda çiftçi köy alı- tılannı, kasaba alıcılarını, şehir elicılarını değil dünya abcılarını tanımıştır. . Yirminci asırda Çiftçi dünya pazarını, dünya ihtiyacını bilen ve tartan bir insan ol- muştur. Ekim işindeki inkılâp ekiciyi öyle gelişi güzel, istediğini ekip kienek değil, istendiği ve lüzu- mu olanı ekip biçmeyi âmir kıl- mıştır. Bu asırda artık herkes beğendiği işi değil kendinden istenen işi yapacaktır. — C. B, Balıkesir'de i za arasında bu- sergi Kapandı, . Kurtuluş 3ayramı Hazırlığı Yapılıyor Balıkesir ( Hususi ) — Yerli mallar sergisi pek büyük rağbete mazhar olmuştur. Sergi pazar günü kapanması mukarrer il bu rağbet yüzünden temdidine lüzum görülmüş ve müddet salı günü akşamına kadar uzatılmıştır. 6 eylül ( şehrimizin (O düşman istilâsından kurtulduğu güne tesa- düf etmektedir. me gü- nünün parlak bir surette - tes'idi için (o hazırlıklar © yapılmaktadır. Halkevi de ayrıca o gün için mü- samereler' tertip etmektedir. Malatyada Bir Kaçakçı Yakalandı Malatya ( Hususi ) — Tüccar pazarındaki - İki kapıh handa misafireten oturan Antepli Abdül- kadirin vaziyeti şüpheli görülmüş ve odasında yapılan araştırmada kaçak olarak 240 kasket, 23 caket, 7 yelek yakalanmış ve kendisi o ihtisas Oo mahkemesince tevkif edilmiştir, Havza Kaplıcaları SON. İNİ memmmeme memek Ai Aişi 'den Ve Karlsbat'tan Daha Üstün Şifa Hassalarına Maliktir Ves, (Husu- si) — Havza sa- sahile 82 kilo- metre mesafede ve deniz yüzün den (650) metro yükseklikte dir. Gidiş geliş vası- taları bol ve ucuz “Yazlık, bir su şehridir. Yaz ayların | da Samsun-Hav- susi tenezzüh ti- renleri işler; 9050 “ tenzilâtlı- dır. Tabiatın hiç bir lutfunu esirgemediği bü va- tan köşesinde sağlam hava, temiz | su, çelikli kaplıcalar, yeşil koru- lar müstesna bir dekor içinde birleşir; ve cidden emsalsiz bir manzara arzeder. Bilhassa o kaplıçalarının, bü- yük kimyaker ve doktor raporla- rile müeyyet bulunan şifalı hassa- ları, suyun havi olduğu “radyo aktivite, miktarı, sıcak maden su- larında nadir tesadüf edilen bir Bartın Yolunda Feci Bir Otobüs Kazası Oldu Bartın, (Hususi) — Zafranbolu ye-| lunda bir otobüs kazası olmuştur. Şoför Nuri'nin idare ettiği otobüs yanlış bir manevra neticesinde şosenin kenarından dik bir bayı- ra yuvarlanmıştır. Otobüste bulu- hman yolculardan on bir kişi yaralanmıştır. Bunlardan dördü- Bünyarası ağırdır. Yarası ağır olanlar: Sinema- çı Hayri, Bartın icra memuru Hilmi Beylerle Safranbolu ebesi Naciye H. ve yolculardan Sabri efendidir. Akhisar Belediye Reisliği Akhisar, (Hususi) — Münhal bulunan belediye reisliğine Tireli zade İsmail Bahri ve Musa zade Rıza Beylerden birinin intihabı düşünülmektedir. | Havzadan bir manzara kıymet ifade eder. Alınan mutahassıs raporlarına göre, banyo ve içme suretile bu sudan istifade edebilecek hasta- lar şunlardır; Nevrastenikler, dimağ ve be- den yorgunlukları gösterenler; romatizmalılar, siyatik ve muhte- Nif alâmı asabiye, karaciğer, böb- rek ve kadın hastalıkları. Havzaya koltuk değneklerile ve hususi arabalarla gelen bu JAntalya'da Gençlik Hürekeleri alsin şehir bandosu Antalya (Hususi) — Halk fır- kası ve belediye reisi Hüsnü Bey memleketin ihtiyacın ve gençlik- te musiki o istidadının mİ te musiki o istidadınm. inkişafını | kabil hastalar10- 15 günlük bir su tedavisinden sonra en lenme yeridir. Ko- rularile, bavasile, suyu ile bir neş'e ve sıhhat kayna- ğıdır. Fazla olarak, Havza (o beledi- yesi ziyaretçilerin | her türlü istek- lerile yakın - dan alâkadardır. Otel, pansiyon gibi istirahat ev- lerinin; süt, yumurta, tereyağı, meyva gibi gıda maddelerinin temizliğine ucuzluğuna azami dik- kat ve itina göstermektedir. Eğer şirin Havzayı birkaç sa- tırla tanıtmak kabil olsaydı, onu Anadolunun vazi' bir Karis- badı olarak tavsif etmekle ikti- fa edilirdi. Halbuki o Vişiden de Karlsbattan da daha şifalı ve daha üstündür. Bir Şirketten 31 Bin Lira Oktruva Resmi İstiyor İzmit (Hususi) — İzmirde ve İ diğer mahallerdeki Turan yağ ve sabun fabrikalarını işleten İsteren &ut Oversis (O Piyodati (şirketi oktruva resmi ilga edilmeden evvel şehrimize ( getirdiği malları 15272 lira 52 kuruş tutan res- mini vermeden ithal etmiştir. Belediye keyfiyeti haber almış ve o zamandanberi yaptığı tah- kikat neticelenmiştir. Şirketlerin Bu oktruva resmi bir misli ceza- sile beraber 30545 lira dört kuruş olarak istenmektedir. Şirket bu parayı vermezse mahkemeye mü- racaat edilecektir. düşünerek 18 kişilik bir bando. muzika teşkil etmiştir. Gençler mükemmel ve hararetli bir çalış- ve aaliyete başlamışlardır. Birde ve te incesaz takımı teşkil edilmiş bu- lunmaktadır. Memlekette Zafer Bayramı İntıbaları 30 ağustos zafer ve tayyare bayramı memleke- | İ tin her rae ii büyük tezahuratla kutlulanmıştır. Bu meyanda Muş, Babaeski, İzmit, Gebze, Eskişe- hir, Bahkesir, İzmir, Çorlu, Akhisar, Düzce, Akşe- birde uazzam tezahürat yapılmıştır. İzmit Belediyesi | - Balıkesirde kolordu kumandanın nutuk söyler- ken, 2 - Akşehirde geçit resmi 'seyredilirken, 3 » İzmirde vali ve hükümet erkânı iç seyre- derken, 4 - Eskişehirde tayyarelere isim Resimlerimiz |kolordu kumandanını nutuk söylerken göstermektedir. -onulur ve 115 Pylak 4 Tariht Fıkra Tarihte Gariplikleri İstanbul Belediyesi bir müddet ev- vel şehrin mahallelerini muhtelif renk- ler& boyamayı düşündü. Acaba bu suretle İstanbul güzelleşecek miydi?, Yeksn penbeli, morba, zarlı, Maras alelacaip bir şey mi olacaktı? Bunu ben kestiremiyorum. Ne oldu?. Karar çıltımı?. Vazmı geçildi? Bilmiyorum. "Fakat şunu düşündüm ki, bu koca, bu ihtiyar, bu karmakarışık gebe bir zaman; ne boyanmak, De söslenmekle güzelleşebilir.. Hem, Belediye niçin böyle bir ça- reye baş a İstanbulu bilenler, ona yaldız vurulan da, yine tabanına Cn ne mal olduğunu anlar değil- midirler?.. Girit meselösinin halli, donanma- sın wlâh: ve mevacip ve mesarifd mal yetiştirmek.. Buna mukabil Tor- buncu da genç padişahtan iki şey istemişti : Paşa “ mali miri , yi her kimde © bulursa tahsil edecek, rey ve > kimse karışmıyacak ve Gürcünün tevel- hatı ilga olunacaktı.. Dördüncü Mehmetle beraber valide Turhan Sultan bu öç teklifi kabul etmişler ve ayrı ayn da hattıbüma- yunlar vermişlerdi. Merasimden sonra dördüncü Meh- met, huzurda Torhuncu Ahmet paşa- ya ilk ihtarı yaptı: — Baka paşa, dedi. Her vezir mazul olmaz. Sakın, eğer taksirin zuhur ederse, başın keserim!. Müverrih Naima, tarihinin bu bah- sında diyor ki: “ Gafil Torhuncu, bir sörü vezir ve vüzeranın altından çıkamadığı. bu İşi uhtesinden geleceğini zannetti... Bu ağır yökü sırtına yüklendi. Filvaki hazinenin wlâhında ve masrafların temininde muvaffak oldusay da,âyanın ve yakin dostlarının hatırlarını kırıp iltimaslarını reddedince “ akibet bu yolda kellesin verdi... Torhunev O“ mührü şerifi ,, alır almaz derhal şıkkı evvel defterdarlık- larda, tezkerei sanilerde, reisülküttap- lıklarda bazı değişiklikler yaptı. Ve divan hocalarına ayr ayrı: — Evvelki gibi hareket İstemem. Benim hatır için hiç bir işim yoktur. Hemen kanun üzerinde hareket edin ve beytülmali mâmür edecek masla- hatlara dikkat edin, dedi. Torhuncu Ahmet Paşa birkaç gün sonra çok gerip bir şey yaptı. Ve bunu kendince en büyük İcraat saydı Bir sabalı, Atmeydanından geçen halk, cellât taşları üzerine sarkıtılmış ve boyunları kopmuş beş altı adam gördüler. Hiç kimse bunları tanımı- yordu. o Çünkü (başları meydanda yoktu. Bu boynu kopanlanlann üzerinde ipek kenarı donlar ve gömlekler, sırmalı uçkurlar vardı. Herkes bun- ların birkaç devlet adamı olduğunu zannediyordu. Şehir evvelâ büyük bir korkuyla sarsıldı. Herkes kimin boynu koparıldığını bilmiyor, ortada bin türlü dedikodular dolaşıyordu... Atmeydanının önü mahşer Allah kalabalıklaşmıştı. o Cellât (taşlarının önünde nöbetçi olmadığı için herkes vurulanlara balbyor, vücudü- nün herhangi bir yerinden ta.ımıya yordu. vi Bey bunlar” “mutlaka ibbe veziri ve âyandan kişilerdi, et bu oruda şehrin zürafasın- dan birkaçı da orada bulunuyorlardı. İçlerinden biri kafasız cesetlere yak- laştı ve içlerinden lâalettayin birinin tabanını kaldırdı baktı. Ortalıkta derhal derin bir hayret uyanmıştı. Çünkü cesetlerin hemen hepsi de kü- rekte ve zindanlarda yatan manküm- lardı.. Torhuncu (Paşa, “ balk kılıçtan korkar, gayn şeyden kork: mazi, diye böyle garip ve gülünç bir icraata baş vurunca halk arasın- da zarif e nükteler savrulmıya bağlı u vöculları berbat zindan mehkâmu zavallılara bu sırmalı ke- narlı büyük adam elbisesi giydirilme- sine ne derler?.. — Halle korkutmak! derler. “a wer