bulunan — yegâna anlatır. Holivut, (Hususi) — Amerikan ma âleminin bir babası var- Adı Levis ' Stone'dir. Levis öne elli yaşındadır. ve çok avalfak bir artisttir, bir yıldız- . Fakat alâyişi biç sevmerz, rültüden hoşlanmaz, cazbanttan ar, balık avlamayı, ava çık- ve okumayı sever. Hayatı isiz ve sadedir. Hatta biraz da ketecileri sevmez. Onu Metr idvin — Meyer — stüdyolarında düğüm zaman tek başma bir eye — çekilerek — iskemlesine ürmuş, çevrilecek — filim için ne — tertibatının — alınmasını iyordu. Öteki artistler gibi Bu sayfada İngüteredeki sine- faaliyetind birkaç defa ıılehııîş. İngilizlerin — sinema dasında Holivud'a, daha doğ- Amerikan — sinemacılığına bet etmek istediklerini söy- Hiştik. Her hafta gelen sinema Pemualarını gözden geçirince sözlerimizin doğru çıktığım Püyoruz. Evvelâ şunu söyliye- 4 ki bugün İngilterede çok emmel sinema stüdyoları vü- k getirilmiş, bunun iİçin de ? binlerce İngiliz lirası sarfe- iştir. İngilteredekl tiyatrolar Ş *n meşhur artistleri şimdi bu “PHyolarda durmadan filim çe- Bektedirler. Bunlardan birisi de ti henüz işitmediğimiz ve hesizki filmini de görmediği- Şarl Lavton'dur. Şarl Lavton pek gençlir. ve sinema na yeni intisap etmiştir. gösterdiği san'at kabiliyeti inde pek çabuk şöhret ka- Tuş ve sinema direktörlerini den sürüklemiye başlamıştır. Lavton henüz birkaç film viş olmasına rağmen birçok fler karşısında kalmıştır. Vedeki sinoma kumpanyalari “Son Posta, Holivutta busus! muhabiri Türk gazetesidir. livut muhabirimiz, her hafta bize mektu, gönderir ve «sinema Aleminin Holivut muhabirimiz Meşhur Levis Stone ile el sıkışıyor | içyürünü Ho Levis Stone Amerika jYıldızlîıîımn Babasıdır u İhtiyar Artist Gürültü ve Patırtıdan oşlanmaz, Hele Şakayı Hiç Sevmez gürültü yapıp şakalaşmıyor, İü- zumlu, lüzumsuz kabkaha atmı- yordu. Onun artistlik hayatından hoştanmadığının en büyük delili, imkânını bulsa, bu âlemden der- hal uzaklaşacaktır. Fakat kazan- dığı büyük para, onu, bu feda- kârlığa katlandıramıyor. Diyebi- lirim ki mesleğini parası için seven, fakat buna rağmen işinde muvaffak olan nadir adamlardan biri de Levis Stone'dir. Levis Stone Türk dostudur. Bu vesile ile benden, Türkiye balkına selâmlarını iblâğ etmemi rica etti. Bu satırlarla onun bu arzusunu yerine gelirmiş olur yorum. — Turan gilizler Bir Emil Yan- nings Yetiştirdiler bu yıldıza sahip olmak için müt- hiş bir rekabet Frtınasına tutul« muşlardır. İngilizler bu kiymetli yıldıza “İngilterenin Emil Yan- ningsi,, İsmini vermişlerdir. Sinema mecmuaları Şarl Lav- ton'un sebep olduğu bir rekabet yarışı hakkında şayanı dikkat malümat veriyorlar. Lavton ge- çenlerde bir film çevirmiş, bu film İngilterenin en büyük sine- malarında haftalarca gösterilmiş, ilâhi bir muvaffakiyet kazanmış- tır. Bu muvalfakiyeti gözden ka- yan — sinema kumpanyaları vton'un derhal peşine düşmüş- ler ve kendisine çok zengin tek- lifler yapmışlardır. Lavton birkaç kumpanya tarafından İleri sürü- len bu tekliflerin hepsini güzel bulmakla beraber hiç birisile mukavele yapmıya yanaşmamış ve İşl müzayedeye dökmüştür. Kumpanya direktörleri Lavtonu angaje etmek için ileri sürdükleri şartları kapalı zarf içinde bu yeni yıldıza bildirecekler, o da en müÜnasi; düğü teklife kaı nıuvıfıkılpc:?ı'hı gauceklif. ç Lavton sinema — direktorleri tarafından gönderilen teklif mek-« tuplarını birkaç gün içinde tetkik ederek kat'l kararını verecektir. l SON.POSTA: SİNEMA İstanbul Sinemalarında Yeni Filimler Önünüzdeki bir hafta içinde şebrimizdeki büyük sinema salon- larında yeni filimler seyredeceğiz. Glorya sineması bu akşamdan itibaren “ Şampiyon ,, isimli bir filim göslereceklir. Bu filimde küçük yıldızlardan Ceki Kuper çok mühim bir rol oynamaktadır. Majik salonlarında yine bu akşamdan itibaren sarışın Alman yıldızı Brigit Helm'in en iyi filmi gösterilecektir. Güzel Birigit'in bu yeni filmine “İçimizden birisi,, ismi verilmiştir. Brigit bu eserin- de yepyeni bir rol yaratmaktadır. Bir tesadüf eseri olarak Melek sineması da dün akşamdan İtiba- ren yine Brigit Helm'in “Bal ayı,, Ismindeki büyük filmini göster- miye başlamıştır. Brigit bu filimde maruf Fransız artisti Alber Pre- jan ile birlikte oynamaktadır. Elhamra sineması dün akşam İpek Filim stüdyosunun en son türkçe eseri olan “ Düğün gece- #i nin İlk İraesini yapmıştır. Sahnemizin yıldızlarından Naşit, Hazım, Asım, Halide ve Muazzex bu filmi kahkahalarla canlandır- maktadırlar, Artistik sineması yarın akşam- dan itibaren “ İki mes'ut kalp » lsminde Almanca bir filim gös- terecektir. Bu filim daha evvel *Mösyö, Madam ve bibi,, İsmile de gösterilmişti. Fakat bu Fram szıça kopyesi idl Opora sineması dün akşam *“Sarışın kızlar ticareti,, isimli bir Şampiyondan bir sahne filim göstermiye başlamıştır. Bu filim hazin bir maceranın hikâ. yesidir, İ — Musolini Konuşuyor Amerika sinema kumpanyala- rından biri “Musolini konuşuyor,, isimli bir filim çevirecektir. Ba filimde İtılyı Başvekili M. Muso- Hininin çocukluk, gençlik ve polk tika hayatı canlandırılacaktır, Nil Adamı Ramon Novarro — Hulivutta geçenlerde çevirmiye — başladığı “Nil adamı,, isimli yeni filmini bitirmek üzredir. İsmi Gizli Tutulayor Metro Goldvin Mayer filim kumpanyası Cenubl Amerikada büyük bir filim çevirmiye başla- mıştır. Bu filmin İsmi va mevzuu hernedense gizli tutulmaktadır. Bi - aa NC B Dof a aB 5 KOG A İ İ Z sayfası en yeni ı Meşhur Rejisör vari Şehrimize Geldi Türk Dostu Ölan _ğ y vi lelatlmi n kü y ni ğenkaniiyenen İ ai Güstav Frölik ve Geçenlerde yine sinema say- | liğini gösteren bir filim, Avrupa famızda meşhur. Alman erkek * yıldırlarından Güstav Frölih'in, bizzat imza edip gönderdiği bir resmini koymuş ve demiştik ki: Bu maruf yıldız “Boğaziçi şarkısı,, isimli bir filim çevirmek için İstanbula gelecek ve filikin mü- bim kısımlarını İstanbulda çevi- recektir, Filhakika bu haberimiz ta- hakkuk etmektedir. Bu filmin rejisörlüğünü Macar san'atkârla- rından ve Türk dostlarından Gaza Fon Bolvari yapacaktır. Bu zat Türklere ve Türkiyeye çok sevdalıdır. Fon Bolvari, se- vimli artist Frölih'in çok samimi bir dostudur. Bu iki dost, daima biribirle- rinin muvaffakıyetlerini temine çalışırlar. Şehrimizde en tatlı beyecanlarla seyrettiğimiz ( Du- daktan gönüle - Kim olduğunu bilmek istemem - İki kalp bir- Teşine ) ismindeki yüksok kıy- . metli filimler, bu iki san'atkârın müşterek eserleridir. Fon Bolvari, &an'at hayatına tam on sere evvel girmiştir. Şu günlerde, Münih şehrinde parlak bir merasim yapılacak ve bu zatın san'at hayatına girmesinin onuncu senesi tes'it olunacaktır. Bu kıymetli san'atkâr, yanında bir asistanı olduğu halde geçen hafta içinde İstanbula gelmiş, üç gün burada kalarak çevire- ceği iki filim hakkında tetkikat yâpmıştır. Muharrirlerimizden birisi ken- disile mülâkatta bulunmuş ve filim hakkında birhayli malümat almıya muvaffak — olmuştur. Bu 'Türk dostu san'atkâr, hissiyatını mubarririmize şöyle cümlelerle bulâsa etmiştir: “— Alacağımız filmin cereyan eden sahnolerini bulmak — için İstanbulu gezerken kendimi hay- retten alamadım. Bu soğuk, karlı ve yağmurlu havada bile, şehriniz okadar çüzel, okadar güzel ki.. Çok zaman bu güzelliklerden hangisini tercih edeceğimde te- reddütler içinde kaldım. Şimdiye kadar İstanbulun bu bedil güze- n B e b d aa AÇ Ü eti “Son Posla, haftada ikl defa bayatı ve sinema g lemindeki eereyanlarından Şarkısı,, Filmini İdare K Yb N Madiğle ei ":' e #İnema yapar. Bu sayfalarda dünyanın sinema — baberleri, — artistlerin san'at bahsedilir. ; Fon Bol- Bolvari “Boğaziçi Edecek ae Gara Fon Bolvari ve —Amerika'da —görülmemiştir, Buna, ben muvaffak olursam çolt bahtiyar olacağım. Ya, şehrinizin halkı.. Okadar candan, okadar samimi insanlar ki.. Bilhassa Vali Mubiddin Beyden çok büyük iltifat ve yardım gördüm. Ken- dilerine bilhassa müteşekkirim. Bir gece Darülbedayie de gittim, Oynanan hoş ve kıvrak opereti ördüm. Buna da memnun oldum. ilmem ki daha ne söyleyim.. Her balde Almanyaya çok iyi hislerle avdet ediyorum.,, Bize verilen malümata göre “Boğariçi şarkısı , filmi bu mev- simin nihayetinde tamamen biti- rilmiş olacak ve gelecek mev- simde — İstanbul — sinemalarında seyredilecektir. — Filmin — bütün harici — manzaraları — İstanbulda çevrilecek, yalnız maceraya ait kısımları - Berlin — stüdyolar nda yapılacaktır. * Boğaziçi şarkısı ,, filminin bilbassa musikisine çok ibtimam edilecektir. . , Amerika'ya Sinemayı Kim Götürdü? Bugün dünya üzerinde sinema faaliyeti noktasından birinciliği alan Amerikada 1898 senesine kadar sinemadan eser yoktu. Amerikalılar o tarihe kadar sine- ma denilen şeyi görmemişlerdi. 1896 tarihindedir ki Amerikalılar ilk defa olarak sinemaya kavup tular. Yeni dünyaya sinemayı ilk sokan adam Feliks Mezgiç ismin- de bir Fransızdır. Bu zat bugün hâlâ yaşamaktadır, Feliks Mez, sinema icat edildiği zaman t rik ettiği bir sinema makinesini Amerikaya götürmüş, orada kü- çük bir kasabada bir kahveyi kiralamış ve makinesini kurmuş- tur. Feliks Mezgiç bu kahvede meraklılara tamam on yedi ay filim göstermiş ve bir hayli para kazanmışlır. Bu müddetten sonra bazı müteşebbis Amerikalılar da sinemacı! ğa başlamışlar ve kısa bir müddet içinde birçok sinema stüdyoları ve sinema binaları apıldığı için Feliks'in kazancıma ieııt gelmiş ve o da Amerikayı terketmek — mecburiyetinde kab mıştır. i4 Bar aet Bi eeim a aa. h&h