a — PAZAR OLA HASAN BEY iii ei > Hasan Bey, Hasan B. Açıldı, > Ne açıldı 2... > İpekişin İstanbul şubesi. >> Aman hazret biraz yavaş Seç karim duyarsa oda ke ağzını açar. “ açmayıverirsin İ.. Bü. Daha fena o zaman kendi açılır, Hazine Beyi evinde ziyarete Bana evin odalarını Büyücek bir odaya gir- Zaman: Bezdirdi. z Üğimiz iyi bak, dedi, İ Ürü, Buraya sik büyük babam sağlığında e adamın:ş, bu odayı diye kullanırmış. Paralarını Bücevh, — Hasan B. bir be > Ne gibi bir yanlışlık... — Bu harine meselesini ge- Yen eker geldiğimde de an'at- sre Fakat bu odayı değil bir odayı göstermiştin., — Ha anladım. Öyle amma anahtarını kaybetmişler. Kadın, Erkek Kalabalık bir meclisti.. Alay day hanımlar alay alay beyler vardı, Mr Hanımlarin arasında genci, Miyarı, güzeli çirkini olduğu Bibi erkeklerin arasında da Hazan Bey bulunuyorrdu: Konuşurlarken bir aralık söz eklerin kadınlara her cihette m olmalarının sebeplerine İatikaş etti. Hasan Bey şu fikirde İdi — Ben, diyordu, kadını *ekeğin sözünü dinlediği onun ai erdiği yol Üzerinde hareket işi lözamlu lüzumsuz İtirazlar bulunmadığı zaman hürmete görürüm, yan, yaşlı, Man bir hanım Medi, yanlışlık güzelle (— çirkin bunu kabul Pia Siz, erkekler, dedi, tutup amizı kesseniz, yine sesimizi | tkartıp bir şey MM... demiyecek Eskiden böyle oynanırdı... Bam a. Ee sum Çalışmak Hasan Bey bir — dilenciye sordu: — Sen biç çalışmaz mısın? — Kiş mevsiminde çalışmam. — Peki yazın ?. — O zaman da lerim! Bir Yazı Münasebetile Hasan Beye, Hikmet Ferk dun'un (yazısından şu parçayı okudum : “23 yaşındaki âlimin büyük enerjisine hayran olmamak kabil değildir. Bizim de enerjili genç- lerimiz olduğu muhakkak... Fakat hayatin Rudolf Va ântinonun fa- vorisinden, Duglasın bıyıklarından ibaret olmadığını bir kerre daha hatırlatahm. ,, Hasan Bey dinledikten sonra., — Hikmet Feridun yazdı ba, dedi, sen onu tanırmısın?.. — Hayır Hesan Bey fakat nasıl bir adamdır diye merak ediyorum.. Hasan Bey anlattı. — Duğlâsvari bıyıkları, Valân- tinonunki gibi favorileri yoktur. Yaşı da elliyi şeçkindir! Seyr et Hasan gökte ayı ; Al davulu, vur sopayı... Oruç keyfi yan bakacak, Var mı bir tek kabadayı ?.. kışı bek- Dinleyene saz geliyor, Yüreğir ze” seller Duyan yoksa ne yapayım?. Davul sesi az geliyor. sr. vam Minareyi Çalan — Hash Bey metruk emvak den bazılarını gizliyorlarmış.. bir türlü aklım O ermedi koskocaman binalar saklanır. — Cundan kolay ne varki... Minareyi çalan kılıfını bazırlar derler. Bilmiyor musunuz?. Peyami bak bere giymiş, Yan yatırmış sola iğmiş. Görür görmez çok şaşırdım; Anlamadın bu nasıl iş, Eşref Şefik çattı şimdi, a arttı şimdi; Yaza yaza ortalığı Birbirine kattı şimdi. — > yi 2 İl ie Vw Açılanlar b EE | Karagöz | Ka, aminn e a C « i men Ki Hasau Bey komşusunu görüm ce hayret etti. — Ne o sen, çorapmı giyi- yorsun. Komşu güldü... — Farkında.dağil mizin?.. Üç aydır ayağımda!.. Dedi! Hasan Bey doktora gitmişti. Avdetinde sorduk. — Doktor ne dedi? — Her akşam yatarken de rece koyacaksın dedi. — Bu kadar mı?. — Hayır, şimdi de massnm Üzerine iki lira koyacaksın, dedi. Kalp — Hasan Bey haberin var mı? Aleksandıra isminde bir kadın tramvayda bir yirmi beşlik bor durmak istemiş.. — Biliyorum, biliyorum, kalp» ml... — Yirmi beşlik değil mi?, — Hayır canım yirmi beşliği süremediği için kadınl.. Gel gidelim komşu bize; İster bize, isler size, Onlar etsin ettiğini, Bakalım hep keyfimize. İsmim Pazar Ola Hasan, Birkafam var koca kazan. Mani okur dolaşırım ; Ramazanda bazan bazen! HOHE Meşhur Adam Düne kadar onu Bilmiyen bilenden çoktu.. Fakat şimdi bir tans bile bilmiyen kalmadı. Gazeteler isminden uzun wza dığa bahsettiler.. Herkes her yerde onu konuşuyor: Tramvayda, vapurda, sinemada, kahvede şurada, burada velhasıl onun, şu satırları yazdığım dakikada isminin anılmadığı hiçbir yer mevcut değil. Bu gidişle ya- kında açıkgöz bir kitapçı meydana çıkıp hatıratını neşretmiye kalkacak. İhtimal karipostalâa Hayım Efendi fatoğrafını bastırıp köprü üstünde beş kuruşa satacak ve bu yüzden mil- yöner olacak. — Bu adam ne yaptı? — vevridaim makinesini mi keşfetti?.. — Amerikada içki yasağını mi kaldırmaya muvaffak olda?.. — Bahrımahiti Kebiri taygare ile mi geçti?.. — Atlantik vnparunun me sebeple batığı mı haber verdi?.. Bütün bunlara cevap: — Hayır!. Bu adam ne bir kâşif, ne bir kahraman, nede bir siyasi dâhi- dir. Sanelerdenberi gazete sagfalarinda yızı yazmış, İmza atmış fakat imzasinı yüz kişi tanıdisa yüz binlerce kişi de görmemişti bile... Ben de Karaşözcüyüm, fakat şimdiye kadar ne perde kurdum ne şem'a yaktım, ne de kahve peykesinde oturup: « Başlıyalım wi, « Karagözün ovloi taşlıyalım başlıyadım mi?. » ?. Diye mahelle çocuklarile aym ağızdan tempo tuttum.. Benim Karagözüm küçük Ali Beyinki gibi deve derisinden değil., Hazımın ki gibi sinema perdelerinde Hacivadın ensesine prak diye tokadı indirmiyor.. Benim Kargözüm canlı.. — yenir mi, yenmez mi? Diye bir bilmece halletmiye çalışan meraklılar gibi sual s0r- mayin onü ben de biletiyorum. — Yenir mi, yenmez mi?, Anladım, hissediyorum.. yine dudaklarınız bir istifbam işareti şeklinde açılıyor.. — Bu bir Karazöz kuzumu?. — Hayır kuzu değil, fakat kuzu gibi. * Karagözümün gözleri usta bir işçi elile işlenmiş siyah kehribaya benziyor. OKirrikleri uzun ve dalğalı! Çamaşır ipine asılmış rüzgâr vurdukça İleriye doğra uçup dalgalanan bir siyab tülü andırıyor.. Karagözümün başında kavuğu yok, Onun yerinde gözleri kadar kara kirpikleri gibi ondüle saç- ları var. Karagözümün çakşırı yok, robu var.. Camadan yok, mantosu var. Perdedeki karagözü herkes güle güle seyredebilir; fakat canlı karagöze bakanların bir anda gözleri kamaşıyor. Deve derisim den Karagöz asırlarca bir Ha civatla eğlendi; berikinin yanın» da binlerce Hacivat elleri çe: nelerinde iki büklüm oluyorlar, yer öplyorlar.. » Hay bakl.. İbret perdesindeki sureti sey» retmek istiyen Karâyöze gitsin. Ben de karagözüme çidiyorum: “Ah yoluna fedayı can et» Hasan Bay — —xap LAFTANGİMRU ALINMAZ! — Bu lâvhayı ne münasebetis ouvara astın Masan Beyi. — Görmüyor musun azizin eve tols'on aldım. Şirket memurları fazla para isiesmiye kaikar. teren . Tesadü, lerde yazdığı yazısında Galatasaray'a sr g bu, onun bugünün en meşhur adamı olmasına sebep olmuştur. Şöhretinle bin yaş Eşref Şefik! Pazarola