İngiltere Ve İranın Petrol .yA iİhtilâfı İngiltere e f Ang'o - Persi vaziyeli — münasebetile , İran hükümetinin kendi mde mevcut son ecnebi tırı da koparılıp atılması müna: kozaşu memleket hesabına m olunacak bir hâdiredir. Fakat İ: lerin idedla ettikleri gibi ba il hakmız bir fezih kararından doğu- yoraa, bunun yakın bir. zamanda büsl eteceği akaülümeli de bekle- mek âzımdır. Bu aksülüâmel, şimdi 15 kânunuevvel Amerikan borç tak- #ti meseleri € meşgül - olan İngilte- renin, ilk serbest kalacağı zaman tezahür edecektir. hükümetl ara« Masul petrollarından © Bx bahriyesinin elinde ye, tut petrol membat Cenubi daki bu ocaklardır.. Hatta 1913 #onesinde yen? sermayeye — ihtiyaç Sateren bu membalar, ecnebi el BA geçmek üzere iken lâzım olan sermayeyi bizzat İngiliz hükümeti Yermiş ve bu sure!le Ânglo - Persiyan tirket ala mevcudiyetini kurtarmıştır. Şimdi bu şirketin sermayesi (145) milyon İngisiz llrasına yakındır. Bu- nun €7,5) mi'yon İsterlİnlik birsesl Me beazat fagiltere hükümetinin elindedir. Diğer taraftan, İran hükümetinin her sene bu şirketlem, imtiyazı vermiş memleket aifatile alageldiği hisse mühim bir yekâün tuluyordu. Meselâ 1930 senesinde İran bütçesi takriben sekiz ml yoa İngiliz lirasına baliğ olurken Anglo - Persiyan ş'rketincen aldığı hisse (1,014,505 ) İngiliz lirası tutmuştu. Fakat geçen seno bu hisse birdenbire düştü ve (134) bin İngisiz Urasına indk Bunun sebebini Izaha davet edilen Şirket petrol ve petroldan çıkan bü- tün maddelerin dünyada para etmez olduğunu beyan etti. Hatta kuyı işletilmesinin — tahdidi zebebin! de buna atfetti. Halbuki İran bükümeti, hlssesini aralttığl için esasen bu tahdit keyfiyetine muarızdı. Şimdi, bu şirket, yeni bir anlaşma luncıya kadar faaliyette bu- mezundur. 'akat müstakbelde yapılacak iti- İâfın komşu İranı ne derece tatmin #debileceğini bize zaman gösterecek de biz, bunun tam İstenen bir netico o'abileceğini zannettmiyoruz. Çünkü bu münasebotle İagiliz meb'u- san mecl el sorulan bir suale, İngiliz Haric'ya nazırının — verdiği sevap çu olmuştur: — Sırasında harbe segliz. — Süreyya kadar gide- | /— Avrupa Borcunu Ödeyor |Fransız Başvekili Hükümetin Borçları Ödemek Niyetinde Olduğunu Söyledi Paris, 13 — Fransız Başvekili M. Heriyo, parlâmentoda borçlar meselesi hakkında bir nutuk söylemiştir.. M. Heriyo, harp borçlarile, tamiral borçlarının ra- bitasını — hatırlattıktan — sonra, Amerika Reisicömhuru M. Ho- verin teklifinin Fransaya 16 bü- çuk, İngiltereye 9 buçuk, Be!çi- kaya 2 buçuk milyon liraya ve İtalyaya 1 milyon 800 bin İiraya malolduğunu «söylemiştir. M. He- riyo, Fransanın Alman kredisinin ıslahı. için tamirat borçlarında fedakârlıkta bulunduğunu söyle- miş, fakat bu Ffedakârlıkların mukabillerini görmediğini protes- to etmiştir. — Başvekil, İtalya- nım — borçlari vermiye — karar verdiğini — İngilterenin de Ame- rikadan — busust bir muamele teminine muktedir. olmasına rağ- men bunu yapmadığını anlatmış ve demiştir. kit Fransanın — daima harici menfaatı İmzasına riayet etme- sindedir. Ödememenin Amerika- da doğuracağı akisleri gör önün- de tutmakla beraber, Fransanın bütün siyaseti, İngiliz milleti ile aktedilen itimat itilâfina İstinat etmekte iken bu sırada İngilte- reden aytılmasının” Önüne geçmek icap etti. Hükümet bazı ihtiraz! kayıt ve şartlarla ödemek arzı sundadır, bütün meclis M. Heri- yoyu alıkışlamıştır. İngitera Ödeyor Londra, 13 — İngiltera hi- kümetinin yarın borcunun ödem mesi lehinde karar vermesi mub- temeldir. Son Tediye Vaşıngton, 13 — Tediyenin Avrupada doğurduğu müşkülâtı göz önünde tutan kongre azaları bu tediyenin son tediye olduğu kanaatındadırlar. Son — günlerde Rusya arasıuda dostlak misakı aktedildi. Böyle bir misakın —akdi Avrupa matbuatında muhtelif çekillerde tefsir edildi, leh ve aleyhte birçok münakaşalar yapıldı. B.lhassa Romanya, Franâanın bu teşeb- büsünü le bir zamanda muvafik görmedi. Bazı endişelere kapıldı. Fakat Fransiız başvekili M. Heriyonun, ver diği tatınin editi izahattan sonra vaz- yeti hoş görmekten olmadığını kabul etti. Resinlanla, Franaız, hariciye nezare- tinde Rusya Befirl M. Dögalovakinlı mlsakı İmsa edişini — gösterm Setirin yanındakl zat Pransız başvekili M. Heriyodur. Fransa ile Sövyet emi tecavüz ve Japonya, Çin-Rus Münasabatının Aleyhinde Eulunuynr Tokyo, 13 — Salâbiyettar bir zat. Çin - Rus — münasebatının — tekrar teessüsünü Japonyanın İyi karşılamı- yacağını söylemiş ve elhan — sulhunu bozan unsurların el birliği ettiklerini ilâve etmiş Japonya bu küvretler aleyhine açıktan açığa mevki alacaktır. İasbii bi | muhabereler.ne aşı çare | Müruru Zamana Uğrayan Muahedeler ! Viyana 13 — Beşler konferansın. da Almanyanın — silâhlanmak — husu- sunda bukuk müsavatının kabul edil- mesl Üzerine gazateler meşriyatta bulunarak diyorlar ki: — Bu, Versay' Sen Jermen ve Tiryanon — muahedelerinin — müruru Zamana uğraması — demektir. Ba muahedelerin yeniden tetkikinin bir mukaddemesidir. Kış - Facıaları Stokholm 13 — Göllerde ve ne- hirlerde —buz tabakalarıma benüz hafif olmasına ve memurların ihtar- larına rTağmen Patinaj meraklıları kaymaktadırlar. Bu yüzden 5 kişi boğu'muştur. Sabık Kaysere Suikast Mı? Amatersam, 13 — Hüviyeti meç- hul bir adam ruvelver ve bıçakla sabık Kayserin ikametgâhına öre ken hizmetçiler tarafından yakaıan- mıştır. Baynelmilel Telsiz Kongresi Madrit, 13 — Beynelmilel telli ve telsiz kongiresi, teli ve telsiz ait (Vüz mukavele Imzalıyarak — mesalaini — bitirmiştir. leyi lmzalıyan 75 devlet mu- baberelerin gizli tutulmasını temin etmeği taahhüt etmişlerdir. İngiliz - İran İhtilâfı Viyana 13 — Petrol mesele- sinden doğan, İngiliz-İran ihtilâ- fina burada fevkalâde eheminiyet verilmektedir. Gazeteler, — eğer kagiltere mukavelelerde İranın ar- zu ettiği tadilâtı yapmıyacak olursa vahim neticeler doğacağını, bi hassa eski İngilizİran düşmanlı- ğının tekrar uyanacağını yazmak- tadırlar, GARENAN TEFRİKA NUMARASI: 21 ŞEREERENIN CEPHE “MİLLİ GEEER — Müharriri: Binbaşı Farak ilk defa böyle bir eğlencede bulunuyordu. Ev- velçe barp seaginlerinin dillerde dolaşan sefahet Alemlerini işittik- çe nefret eder, milyonlarca İmsa- nın derin bir forugat ve feda- ıkârlıkla siperleri doldurduğu bir *zamanda böyle Roma ve Bizans (orji)lerine benzeyen #lemleri şatanlara — karşı çetin bir kin beslerdi. Daha (Şam)da iken büyük kumandanın —Arap dansözlerile ( Salihiyye ) küalarında yaptığı Şark usulü sefahat — âlemlerini işittikçe sinirlenirdi. t bu Almanya seyahatle- cepheden dönüş Berlin, Viyanadaki ten arı onun çelik gibi sert ve yay gibi sinirlerini yavaş yavaş balımumu gibi yumu- yatmıştı. İstanbulda adada ve maçkada Ditruba Hanıma salonunda mu- Burkhan ROMAN,, Cahit — GNUN kavemeti kırılan genç Erkânıharp şimdi cephede ve İş başında var- | Iğına hâkim olan kanaatları kay- betmişti. Girdiği ve yaşadığı alemlerin havasında yumuşatıcı bir tılam vardı. Genç Erkânharp ilk za- manlar dudaklarına — götürdüğü buzlu ve köpüklü şampanya ka- dehini dudaklarına — deydireceği sirada birdenbire irkilir, Gözleri- nin önüne Filistin siperlerinde bir damla kaynar suyun hasretini çeken neferlerin. kuru toprağa bonzeyen yüzleri gelir ve titreyen parmakları elindeki kadehi vaşça masaya bırakırdı. ya- Ve çok defa böyle bir eğlen- ce âleminden dönüşte yalnız ka- hnca derin bir nedamet duyar, ta kuleliden, harbiyeden beri ka- fasına yerleşen askerce kanaatlar rın İsyan eder gibi, anu itham eder gibi barekete geçtiklerini anlardi. Ve çok defa arkadaşla. rına yaptığı telkinleri hatırlardı. Daha harp başlamadan evvel silâh arkadaşları arasında konu- şurken askerlerin böyle alemlere girmelerini we şiddetle tenkit ederdi. — Bir zabit bir kumandan, herşeyden evvel kalbini zayif dü- şürecek hareketlerden çekinme- lidir. Derdi. Araplara İspanyayı kaybettiren Endülüs kadınlar ile İspanyol sefahatleridir. Ve bizi eski silâhşorluktan ayıran Bizans saraylarınin şarap ve harem alem- leri olduğuna şiiphe yok! derdi. Genç erkâmı harp bu kanaat- larında okadar mutaassıptı ki hatta bekârlığında arkadaşları onu bir Beyoğlu alemine bile davet et- mekten çekinirlerdi. Yanındaki Alm rengi kızının nar yuvarlak ve ni koyarak onun gşarubu çıplak koluna b pembe parımaki lür kadehten yur panya içen Binbaşı Faruk “şime bu sıcak, bu yumşak havayı te- neffüs ederken sinirlerinin gittikçe gevşediğini, gözlerlnin tatlı bir Hi rüyaya kanmak ister gibi kapam- dığını bissediyordu. Yeşil gözlü Poloner, piyano- nun yanında, Şeker xadenin şiş- man göbeği ile dolan sandal- yanın kenarında bulabildiği bir yere ilişmiş, bir aşk havası çalıyordu. Küçük salonu dolduran çiçek- lerin kokusunu, kadınların baygın, ezici, en yaşlı erkekleri gençleş- tirici lavanta ve podra kokuları bastırmıştı. Her beveketlerinde nefls bir koku dalgası savuran Üç güzel kadın gözlerini genç erkânı harbe dikmişler, onu bir yudum likör zevkile içmek ister ğibi bakıyor, sözülüyorlardı. Şeker zade çok mukavemet edemedi. Bir iki saat içinde çürük bir muşmula gibi koltuğa yığıldı. Şimdi üç genç kadın genç erkânı harbin etrafını almişlar, onu par- ister gibi ellerile ve çalamak gözlerile yiyorlardı. O zamana kad. dini yıpratmıyan Binbaşı Faruk üç kadımın birden uzatlığı şam- panya kadehlerini hatır kırmadan lar içki ile ken» (Kızları v Nasıl Aldatırlar ? “Bu memlekete tam kırk seno hizmet etmiş ve beni dört ya şımda İkea yetim bırakmış bir zabitin evlâdyım. Yirmi senedir ablamın himayesine sıgınarak ya- şiyorum. Sekiz ay evvel maaşımı almak Bzre mal müdürlüklerinden birim müracaat ettiğim zaman orada biri benimle alâkadar oldu. Son- ra beni ablamdan istedi. Nişam handık. Bir müddet iyi gçeçindik. Sonra vaziyetinin güçleştiğinden paraya şiddetle ihtiyacı olduğum dan bahsetti. Bu parayı bula» mazsa evlenmemize de — imkâa olmadığını suzişli bir lisanla söy- ledi. Eh.. — Artık kocam sayılmaz mı yal çıkardım boy« numdaki üç beşi bir yerdeyi bozdurdum. Kendisine verdim. bu yetmedi. Ayrıca 100 daha verdik. Gel zaman git zaman erkek çehizimi de birer birer alıp götürdü. Sonra ortadan kayboldu. Şimdi de başkası ile evlenmek üzere olduğunu haber aldım. Bu suretle hem istikbalim mahvoldu, hem de bin zahmetle biriktirdiğim ve evlenmek için hazırladığım paralarım da gitti. Bu adam hakkında ne yap- hğım âziımgeldiğini - bildirir misiniz ? 8. Kızım, bir defa bu zatı İstan- buldaki âmirine istida ile şikayot eder, keyfiyeti bildirirsin. Sonra da mahkemeye müre caat eder, aleyhinde dava açar- sın. Hem onun hakkından gelir- ler, bem de sana paralarını iade ederler. Bir ailenin harimine ka- dar girerek, bir genç kızı aldat. manın ne demek olduğunu ona gösterirler. * “19 yaşındayım. Ayni işte çar lıştığımız ben yaşta bir kızı gevi yorum. Kız da Bazan beni ssw- diğini, bazan sevmediğini söylik yor. Bazan kızıyorum, konuşme yorum., O vakit beni kendisile meşgul olmıya mecbur edecek ler yapıyor. Bu kızın beal ::ip ı.,ı:cydiğııi nasıl anliıya- yın?, KKHL Kız sizi sevdiğini daha nasıl anlatsın. — Boyaunuza — atılacak değil ya! HANUITEIYZE boşalttığı halde neş'esini kaybet miyordu. Geç vakte kadar eğ- lendiler. İki Alman kızı, Şeker zadenin (Benimki ) diye inbisar etiketl koyduğu Polonezin — rekabetine dayanamadılar. Gece yarısından sonra onları yalmız bıraktılar. Ve Şeker zade geniş koltukta nefis bir elli sekiz yaş uykusu çekerken yeşil gözlü Polonez genç zabiti hususl! kabinenin yar mındaki odaya geçirdi * İstanbulda- Rumeli hisarında bi başı Faruk bey refikası Narin hanımefeadiye Berlin - 1917 Kayzerhof Yavrum, Seni ve hepinizi öyle görece- ğim geldi kil barı henüz bitmemesi beni işlerimin çok üzür için ç um. Bu hafta olu gelecek hafta başında hare edeceğim muhakkak, Gözleri öperim. Bütün eve selâm. Faruk ( Arkası var )