12 Kasım 1932 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

12 Kasım 1932 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

G Süyfa - a ee ae 1 Dünya Haâdiseleri | j—_—__________——__'_ Başını Alıp Kaçan Serseri Gemi Londra — Şimali kutup sa- hillerinde tetkikat yapmak - için geçen hafta yulı çıkan Bayşimo vaparu, eğer' tabir caiz- ise, da- gasını karada - birakarak. - başlı başıma kutup denizlerine doğru açılıp kaçmıştır, demek lâzımge- liyor. Bu garip hadise şöyle olmuştur: Bayşimo vapuru, kutup sahil- lerine vardığı zaman hava bir denbire bozmuş, barometre deh- şetli surette inmiş, müthiş bir fırtmanın: baş göstereceği anla- şıldığından gemi mürettebatı kâ- raya çıkarak- kamp — kurinuştur. *Filhakika — o gece şiddetli bir kar fırtınası — baş göstermiş ve hiç kimse çadırlardan başını de şarıya çıkaramamiıştır. Fakat er tesi sabah rüzgâr biraz dinip te kımıldamak imkânı hasıl olunca geminin bir rüzgâr tesirile açılıp Ufuklara doğru ilerlediği - görük müştür. — Serseri gemi, buzlu sahillerin halkı tarafından kızak- larla takip ediliyorsa da şimdiye kadar yetişmek mümkün olma- mıştır. Faşist Fırkasının Âzası Roma — Faşist Fırkası ida- ve meclisinin son içtimamda, fır- ka faaliyetinin raporunu okuyan umumi kâtip M. Staraz, umum aza yekünunun (2,411,133) kişiye baliğ olduğunu bildirmiştir. Bu- nuün haricinde fırkaya dahil o mak Üzere yapılmış 500 bin yeni talep vardır ki bu talepler pey- derpey tetkik edilerek neticelen dirilecektir. Yine Küçük Lindberg Meselesi Nis — İspanyanın Sevil şehe rinde yakalanan ve bir sarhoşluk anında meşhur tayyareci Lind- bergin çocuğunu kaçıranlardan biri olduğunu itiraf eden Ame- rikalı Jan Saüil ismindeki esra- rengiz adamın variyeti büsbütün karışık bir hal almaktadır. İs- panya polisi, bu adam hakkında tahkikat yaptığı zaman öğren- miştir. ki: Jan Salil İıpınyıyı gelmeden evvel Nis şehrinde bulunmuş, bir Amerikalının işlettiği otelde Üç ay gece bekçiliği yapmıştır. Fakat otel müşterilerine karşı fazla lâtibali davrandığı için va- zifesine nihayet verilmiştir. Jan Saül, bundan sonra yine ayni şehirde Kleyton isimli bir Amz- rikalı kolacının yanında - çalış- mıştır. Bir müddet sonra bu kalacı, geceleyin sokakta öldü- rülmüştür. Cinayete vazıyet eden zabıta — Kleytonun — ceplerinde, kendi el emeğile kazanamıyacağı kadar mühim bir para bulmuştur. Bundan dolayı İspanya zabıtası- nın Jan Saül hakkındaki alâkası gittikçe ciddileşmektedir. Fakat serseri adam, — Amerikalı bir hâkim huzuruna çıkmadan, ve yanında bir avukat bulunmadan herhangi bir suretle ifade ver- miyeceğini söylemekte ısrar et- mektedir. Yakında, Amerikaya sevkedilecektir. Kar! Marksın Bir Eseri Bulundu Leningrad — Fen akademi- sinin evrak mahzeninde şimdiye kadar açılıp tasnif edilmemiş milyonlarca evrakın son günlerde tetkikine başlanmıştır. Bunların içinde çok kıymetli ve şayanı- dikkat eserler bulunmuştur. Meo- selâ Karl Marksın 1847 de vazıp ta hiçbir. nüshası bulunam yan * Felsefenin sefaleti ,, isimli eseri ba cümledendir. Bu kitap, maruf muharrir - -Prudon'un “ Sefaletin ü , isimli eıerının bir mu- BARAMestANA dirmiye başladı — SON POSTA- —— Dünyada Olup Bıtenler 5e Çinde Bir İdam Sahnesi Dsang—Kıa-lng Diz Üstü Çokmuş Bağı- rıyordu: Çabuk Olun, Çabuk Öldürün!.. Ja pon yanın Çini istilâsından sonra Çinde da- hilt muharebeler nihayet bulmuş değildir. Bir kısım Mançurililerle Cin — gönüllüleri, yukarıda, — Ja- ponlarla — çarpı- şirken, — aşağıda —— da Çinliler kendi © aralarında — bo- ğgazlaşıyorlar, Bu müca deleler iki türlü: 1 Rakip jeneral kavgaları 2 — Komü- nizme karşı mü- cadele a Kabili inkâr değildir ki Çin de komünizm ilerli- yor. Bunun sebe- bi halkın içine düştüğü anlatı- ması mümkün olmuyan sefalettir. | Nankine karargâh kurmuş — olan Çin milli hükümeti de komünizmle müthiş bir mücadele yapıyor. Gün geçmiyor ki birkaç Çinli komünist idam edilmesin. Aşağıki sahne, Çinde komünistlerin nasıl feci şekilde öldürüldüklerini tas- vir ediyor: Şanghay polisinin otomobili kapıda durdu ve içinden bir Çinli indi. İsmi Dsang-Kia-İng'miş. Elleri kelepçelenmişti. Ayakları titrer gibi görünüyordu. 30 - 40 Çinlinin — beklediği bir — odaya sokuldu. Bunlar mahkemenin hak- larında vereceği hükmü bekliyor- lardı. Fakat Dsang-Kia-İng kendi akıbelinden şüpheye düşecek vazi- yette değildi. Beraberinde gelen silâhlı polisler, demir kapının kuvveti — değilmiş gibi — odanın çıkılacak tarafını tutmuşlardı. Birdenbire kapı açıldı. ve içeriye yeni bir polis memuru girdi. Elinde bir deste anahtar vardı. Dsang- Kia-İnge doğru ilerleyince herkes neticenin ne olduğunu anladı. Avrupalılar, Çinlilerin ölümden korkmadıklarını — iddia — öderler. Hatta, idam edilmiye gülerek gittiklerini görenler var. Dsang * Kia - İng'in ağzı açık duruyor, söz söylerken sesi vü- cudu titreyor, adeta vaziyetinden zevk alıyor gibiydi. Fakat hakika- ten zevkleniyor mu, yoksa korku- yor mu idi? Bunu anlamak müm- küön değildi. Polislerin başında, üzun müd- det Şanghayda vazife görmüş İskoçyalı bir müfettiş vardı. Mah- küma, idam edilmeden evvel bir şey yemek isteyip istemediğini sordu. Dsang - Kia - İng çorba, so- ğgöek balık, etli börek istedi. Ecnebi bir polis memurunu öldürmek cürmile mahküm olan bu Çinli komünist tevkif edildiği günden beri tek bir sigara içme- “miş, karnını doyuracak kadar yemek yememişti. Sıra sigaralara geline, arka arkaya bunları tellen- Evvelce üzerinden alınan eş- yayı getirip verdikleri vakit, bütün bunları birer birer gözden geçirdi, içlerinde bulduğu bir para sene- dini yırttı: — Haydi yola! Emri verildiği zaman da yerin- den sıçradı, ellerini kelepçeye uzatlı ve önünde bir mitralyoz bulunan yeni bir otomobile bindi. Mitralyoz, burada manası ol- mıyan bir vözdü. Fakat yeni Çin ceza kanunu, her Hedense buna lüzum gösteriyordu. Yolda, bir evin önünde duru- du. Burası, idam cezasının infa- zına nezaret edecek Çinli memw- run evi idi. O da otomobile atladı ve hep beraber bir çok pirinç tar- laları geçildi, Vang nehri aşıldı, ve Şanghay hapishanesinin önüne varıldı. Bütün idam cezaları bu- ndı tatbik oluııuyordu. Az sonra acemi bir fotoğ- rafçı geldi. Mah- kümun — resmini aldı. Fakat idam hazırlığından hiç- bir eser yoktu. Meğer bir kato- lik papasının ge- mesi bekleniyor- muş. Yeni Çinde şimdi anlaşılmı yan bir moda var- dır. Her idam mahkümu, — bir katolik — papas tarafından vaftiz ediliyor, — sonra kafası kesiliyor. Eğer mahküm pa- pasa derhal ita- at ederse İş ça- buk görülüyor, etmezte uzuyor. Az sonra bek- Tenen şişman bir papas geldi ve Dsang - Kia - İng, ile aralarında şiddetli bir. müna- zaa başladı. Katolik papaz, mah- küma İsanın resmini öptürmek istiyor; Çinli mahkâm bu resml çenesile itiyordu. İşin yürümiyeceğini — anlıyan papas, mahkümun yapması lâzım- gelen hareketleri kendisi yaptı. Bu sırada Dsang - Kia - İng diz Üstü çökmüş, bağırıyordu : “— Artık yeter, çabuk olun, çabuk öldürün ! Civarda aynıyan birkaç çocuk bizim tarafımıza koşuştular. Mah- küm yerden kaldırılarak dizüstü oturtuldu, cellât arkasına geçti ve kolunu sallamasile beraber geri çekilmesi bir oldu. Fışkıran kanın üzerine sıçramaması için... Çin mahkemesinin idam hük- mü infaz olunmuştu. — On Üç Aylık Sabit Takvime Doğru.. Yeni Takvimîâğînesinden İtibaren Tatbik Edilecektir Bir zamanlar, geçici bir he- ves gibi görünen #enenin on Üç aya taksimi meselesi, unutulmuş gibi kalmasına rağmen yürüyor, Amerikada başlıyan bu cereya- nin ameli kiymeti — anlaşılması üzerine, mesele, maruf İngiliz heyetçisi Moses Cotsvorth'e havale edilmiştir. Kırk senedenberi bu işlerle meşgul olan M. Moses, şimdi beynelmilel sabit tarihli takvim cemiyetinin umuml! reisi- dir. M. Mosesin emeli, öyle bir takvim yapmaktır ki bu takvim büötün dünya milletlerinin işine gelsin ve hepsi tarafından kabul olunsun, ayni zamanda, bu tak- vim ile hiçbir bayram, biçbir sa- yılı gün artık değişmiyecektir. Nisanın 10 unda tes'it edilen bayram, bütün böyle ve yüz sene- | sonra dahi yine 10 nisanda tes'it M. Moses edilecektir. M. Moses, kat'i ve ameli bır netice elde etmek için 50 den fazla memleketi dolaşmış takvim — esaslarını tetkik etmiş, Kari Mektupları I Bir Makine Mücidi Bendeniz Urfanın mülga ma- kinist mektebi müdüriyim. Şim- di de Hereke mensucat fabrika- sında çalışıyorum, On seneden fazladır bir mas | kine ihtirar için muhabere edi- yorum. Şimdiye — kadar - hiçbir kimseye meramımı anlatamadım. İhtira — beratını — alabilmek — için kanunun — maddei — mahsusasına göre -hareket — ediniz. diyorlar. Halbuki: Bendeniz ihtira beratı- ni almak için müracaat etmemi- şim ve etmiyorum. Hulâsaten müracaatlarım şu sözlerden ibarettir. Ben mesarif- siz ve bizzat hareket eder bir makine ihtira etmişim. Kaç bey- gir, veya kaç yüz beygir kuvve- tinde bir kuvvei muharrike emir buyuruluyorsa gelip imal edeyim. Ve bu sayime mukabil hiçbir Ücret talep etmiyorum. Makinist Kâzım Çankırıda Tahsile Gönderilen Talebeler Nasıl Seçilmiş? Çankırı Meclisi Umumisi her sene Kastamonu lisesinte ( 30 ) talebenin tahsilini deruhde etmeke tedir. Bu talebeler Çankırıya tabi müahtelif kazalardan seçilmekte- dir. Fakat bu sene İlgaz kaza- sında seçme İşi isabetli ya- pilmiş, belki fena bir tesadüf neticesi olarak bir tek köylü ve fakir çocuğu seçilmemiştir! Seçi- lenler hep tahsile kudreti olan- lardır. Bu hal köy maarifini ihmal #tmek demektir. Nazarı dikkati celbederim. N, K aa ) mektup gönderen İmzasıa karit imlze: — Holivuta mektup yazmıyaâ hâcet yoktur. Beyoğlunda Holi- vuttaki - kumpanyaların — ajanları | vardır. Onlarla görüşünüz. Sııı istediğiniz izahatı verirler. * Kırklarelinde tuhafiyoci Şükrü Et, yt P — Sizi dolandıran Tahir Ef. polis tarafından yakalanmış ve Adliyeye verilmiştir. Müddeiumur miliğe tekrar bir istida ile mürar caat ediniz efendim. * Küplücede Yokta Beyet Telâkkiniz yanlıştır. Bahsotti giniz tefrikada hiçbir kast yok" tur. Mümkün mertebe tarihe sa* | dık kalınmıya çalışılmıştır. x Çerkeşte Ziraat Bankasında İbr P him Hakkı Beye: g “Sabit takvim mo den acaktır. Seneler ıyhıwgıfh üzerinden M edilecektir. Bunun böylı olması | 1939 senesinin bir Iıı'lımıındııdu' Buylı bı' bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: