a Ç y a C İr a * k , Fuat Paşa, İzzet Paşanın Kafasına Hokkayı Fırlatıverdi Dur Seni De Doveyım De Belki Sadrazam Olursun Muharriri X | Her Hakkı Mahfuzdur — | —iR— Hem mademki kulunuza em- niyetiniz. yok; şu balde mü- saade buyurunuz. Mısıra gide- yim. Orada işlerim karmakarışık bir halde.. Hiç çlmazsa onları tesviye edeyim. Âcizane hizme- Üme ne zaman ihtiyacınız olursa ferman buyurunuz; yine koşar gelirim... Bu sözler, Abditihamide epey- | ce hiddet ve helecan vermekle beraber, yine itidal ve sekinetini muhafaza etti. Fuat Paşanın he- yecan ve asabiyetini mülâyimetle | teskin etmek istedi. İşi şakaya | bozarak: — Sen, bir bilirsin.. Ben, bin bilirim paşa... Hikmeti hükü- met, hükümeti bhikmet derler, bir şey vardır. Ben şu köşede oturuyorum amma, iğnenin de- | liğindende Hindistanı seyrediyo- | rum. Deliliği bırak. Bizi — biribirimizden — ancak ölüm ayırır. Ben seni dün, bugün tanımıyorum. — İstedikleri — kadar jurnal versinler. Bak, ben bunla- ra ehemmiyet veriyor muyum.. Hadi git köşküne.. Rahat rahat olur. Şuna, buna da uyma... Dedi ve Fuat Paşayı bu sı- retle taltif ederek köşküne gön- dermek istedi. Fakat Fuat Paşa, | huzurdan çıktığı zaman daha | hâlâ öfkesini yenememişti... O öfke ile doğruca İzzet Paşanın dairesine gitti. Kapıyı vurmıya ve içeri haber yollamıya lüzum görmeden İzzet Paşanın odasına | girdi. O esnada İzzet Paşa, ayak- ta duran Ahmet Celâlettin ve | Çerkes Mehmet paşalarla görü- şüyordu. Kapımnın birdenbire açı- larak Fuat Paşanın bir kasırga şiddetile içeri girmesi üzerine başlar.mı çevirdiler. Paşayı göz- leri dönmüş, dörtköşe — sakalı dimdik - kesilmiş, bir. halde gö- rünce, Celâleddin Paşa ile Meh- met Paşa, bir kenara çekildiler, İzzet Paşa, rengi bembeyaz kesi- lerek sandalyesinde adeta don- muş, kalmıştı. l Fuat Paşa, kapıdan girer gir- ı | mez hemen İzzet Paşanın masa- sına yürüdü: — Mel'un herif.. nedir senin bu yaptıkların?.. Diye masanın üstündeki hok- ka takmmını — kaptı. Kaldırınca İzzet Paşanın kafasına attı. İzzet Paşanın - fesi, yüzü, kolalı göm- leği, redingotu, mürekep - içinde kaldı. Bu esnada Çerkes Mehmet Paşa, geri geri çekilerek açık duran kapıdan usullacık kaçtı. Funt Paşa, <avanı çıklığı kadar dayak atlım diye bana imat Reşidi (Ferik) yaptır- yorsun ha Demek ki day uğurlu geliyor.. Dur, seni d peleyim de, belki sen de sadıra- | zam olursun.. Diye İzzet Pışının üzerine yürüyüverdi.. Ahmet Celâlettin Paşa, Fuat Paşanın çok sevdiği namuslu bir adam olduğu için paşanın bu sevgisine güvenerek derhal araya girmiş, onun hiddde- tini teskine çalışıyordu. İzzet Paşa, bu fırsattan istifade ederek der- hal kapıdan fırladı. O sıra da ( küçük —mabeyn ) dairesindeki odasında meşgul bulunan Abdül- hamidin huzuruna koşarak: — Efendimiz!.. Bakınız, Fuat | paşa, kulunuz beni ne hale koydu. Diye ağlarmya başladı. Ha- buki, Abdülhamit te fena halde öfkeli idi. Biraz evvel Fuat Paşa- nın gösterdiği dostane muamele- den müteessir. olmuştu. Bunun acısını çıkaracak adam arıyordu. İzzet Paşanın kazdığı kuyuya kendi kendine düştüğünü görünce öfkesi bir kat daha kabardı: — Oh olsun.. Yaptığınız işi, yüzünüze, gözünüze bulaştırma- yınız. Hem bu kıyafetle huzura çıkmıya utanmıyor musun.. Çık.. Diye bağırdı. Fuat Paşaya gelince, İzzet Paşa kaçtıktan sonra — oradaki koltuğa — yan — geldi, oturdu. Cebinden tabakasını kardı. Bir cigara yetle birkaç nefes çektikten son- ra, Celâlettin Paşaya hitaben: CENNET YOLU HENRY GÂRAT DÜZTABAN ve BASTIBACAK Bugün Sizi, OPERA sinemasına Davet ve son tewisilleri olan Kadın Avcıları filimini görmenizi rica ve ayni zamanda kahkahalı iki t ge- çireceğinizi lemin edi , orlar. İlâveten: Fox halihazır dünya havadisleri ç- | kendi — âldı. | Bir tanede Ahmet Celâlettin Pa- | şaya uzattı. Derin derin asabi- | — Bu hınur herif doğruca hünkâra gitmiş, ağzına geleni söylemiştir. Hünkârın hali malüm, belki bana birşey sormak ister. Rica ederim Paşa, git huzura çık.. Bak bakalım, bir iradeleri var mı? Dedi. Celâlettin Paşa, der- bal (küçük — mabeyin)e gitti. Abdülhamidi gördü. Bir çeyrek kadar sonra avdet ederek : — Efendimiz, selâm buyuru- yorlar... ( Delime söyle. İzzeti hu- zurdan kovdum. Müsterih olsun.. Artık evine gitsin, rahat etsin.. ) diye ferman buyurdular. Cevzişını getirdi ve, gitmiye hazırlanan Fuat Paşanın koluna girerek sarayın ( Cümle kapısı ) na kadar teşyi etti. Bir gün sonra, cuma idi. Faat Paşa, bermutat selâmlığa ı gitmiş, Abdulhııııl geçerken her zamanki mevkinde durarak hün- kârı selâmlıyordu. Abdülhamit geçerken hafifçe iğildi. Mütebes- sim bir çehre ile Fuat Paşaya selâm verdi. Acaba Abdülhami- ı din bu hareketi ııııııl mi idi.. Ve padişahın bu iltifatını gören Fuat Paşanın düşmanları, artık İLsen ilüğlüantüsiklür dakülileler devam edebilecekler midi ? ( Arkası var ) Boyoğlu, İstanbul ve Kadıköy HAVAGAZI ŞİRKETLERİ tarafından tebliğ edilen ilân Apartımanların merkezi — tezhin tesisatı İçin ecnebi kok kömürünün istimali lehine propazanda yapılmak- tadır ve bu kokün kül nispeti az oldu- gundan kullanılması muvafıktır denili- yor. Yıkanmış en eyi Ereğli kömürle- rim'n taktiri ile istihsal edilen gaz- hane koku filhakika eyi cinsten ec- nebi kok' kömürüne nispeton biraz daha fazin külü havidir. Fakat bu fark ancak bi fiat farkı ile ifade | olunmalıdır. Zira Milli bir. mahsul olan gazhane kokunu bilcümle evsafı beyti ve merkezi bütün teshin vasıtaları için snükemmel istimal oluna ilir. Ecaebi kok kömürü şimdi olduğa İbzibi mahzende teslim şartile tonu 28 | lira ve daba fazlaya satılırsa gazha- ne koku şimdiki fiatile ona mürac- cahtır, Binaenaleyh müşteriler, Milli mahsul olan gazhane kokunu - tercih | etmelid'r. —a gn Halkın pek sevdiği iki artist Cbarlotte Susa - Gustav. Fröhlieh |B — Yabncı Bir Bayrak * Altında namındaki şayanı bayret filminde RAMON ğayını hayret Fransızca sözlü ilmi; bütün İstanbul NOV'ARRO SUZY VERNON ile beraber dün akşam GLORYA'da gösterilen tamamen Fransızca sözlü ve şarkılı AŞIK RAHİBE (Seville'li Şarkıcı) filminde parlak muvaffakiyetler kazanmıştır. takdi:lere mazhar olmuştur. Ve bu filmin devamı bütün suvarelerde iştirak edecektir. *Glorya Caz,, pek büyük halkını müddetince ı —) ALİCE COCFA ve ANDRE ROAÂNNE'in temsili muhteşemi KOCAM BENİ Bakırköyünde Faydalı Ve Hayırlı Bir Müessese | ALDATIRSA ARTİSTİK Hanımefendi, eğer zevciniz sizi aldatıyorsa, bu filmi görünce onu tashih etmenin usulünü öğreneceksiniz Bakırköy doğum evi binası Himayei Etfal Cemiyeti Ba- kırköy şubesinin tesiz ettiği do- ğum evi halk için çok Faydalı olmaya başlamıştır. İki hususl hasta odası ile bir salon bir ameliyatane bir. doğum odası, takimhane, hastabakıcı, doktor odaları, ça- maşırhane, banyo, mutfak dalre- lerinden müteşekkil olan doğum evi muhitin en mübrem ihtiyaç- lınıdııı birisini temin e!mıılır Kurultay Müzakeresi Ha- raretli Bir Mahiyet Aldı (Baş tarafı 1inci sayfada ) basit bir andırma yoktur. Şeh- name bir destandır. Kodatkobi- likte efsaneyi ve destanı hatır- Jatan tek — bir kelimeye rastlan- maz. — Onun — bülün | cemiyet'n toplu bir devlet halim- de intizamla yaşamasını temine yarıyacak ahlâk! ve içtimal esas- ları bir araya toplamaktan ibaret- lir ve ona göre her şey cemiyet içindir ve cemiyet için olmalıdır. Şehname ile Kodatkobilik arasın- daki münasebet ikisinin de ayni vezinde yazılmış olmasına munha- sırdır. ,, Samih Rifat Bey aruz ve he- ce meselelerine do temas etmiş, Doğum için mücsseseye mü- racaat edenler büyük bir suhulet ve şefkat görmektedirler. Doğum evinin bir faydasıda çocuk bakı- mı üsüllerini halka tamim etmiş olmasıdır. İcap etlikçe annelere gocük bakımı ve doğum hakkın- da mükemmel ve faydah malüs mat — verilmektedir. Bakırköy Himayei Etfalinin — mesaisi çok şayanı takdirdir. gayesi | çok derin — ve ilmi — izahat vermiştir. Mütcakıben — Hasan | Âli Bey — kürsüye — geçmiş, halk ve divan edebiyatları ara- sımda — mukayeseler — yapmıştır. İdam! Dört Maznun Ölum Ce- zasına Mahküm Edildi İzmir, (Hususi) — Geçenlerde Ödemişte feci bir cinayet olmuş, Seyrek köylü Mehmet Ağa na- mında bir zat ile zevcesi ve hizmetçisi boğazlarından kesilmek suretile — öldürülmüştü. Ödemiş Ağır Cezasında cereyan eden muhakeme neticesinde, faillerden hancı Ali, Veli, Cafer ve Çallı Ömer idam, diğerleri hapis ceza- larına mahküm edilmişlerdir. eeet sinemasına celbediyor | l Ücuz Mahrukat — — Ditimizin halk edebiyatında özünü mümkün mertebe saklamış, mü- nevverlerin —eseri olan — divan edebiyatında — ise türkçenin nasıl — boözülmüş — bulunduğunu meydana koymağa çalışacağını söyliyerek İslâm dininin Türk âlemine yayılmağa başladığı za- mandan itibaren arapça ve faris- çenin dilimize nasıl karışmağa başladığını, münevverler arasın- da halkın aramadığı ve anla- madığı — için — sevmediği — ye- ni bir edebi dilin nasıl vücut bulduğunu izah etmiş, bilhassa Türk dili, Türk edebiyatı için karanlık bir devre olan Sek çuk devrinde saray erkânının iltifatlarına — kapılan — methiyeci şairlerin Türk dilinin bakımsız ve Türk edebiyatının sönük kalma- sına sebep olduklarını bildirmiştir. Kurultay yarın saat 14 te be- şinci içtimamı yapacaktır. 'SON POSTA Siyasi, Havadis ve Halk gazetesi İstanbul: Eski Zapliye Çatalçoşmu sokağı 2501 Telefon: İstanbul -- 20203 Posta kutusu: İstanbul - 741 Telgralı İstanbul SONPOSTA ABONE FİATİ Yevmi, Idare: | TÜRKİYE ECNEBİ | 1400 Kr. 1 Sene 2700Kr 750 , G Ay 1400 ,, 400 » 3 » 800 | y ea 300 , Gelen evrak geri verlimez ’ lânlardan " mes'uliyot alınınaz cvvap için mektuplara (6) kuruşluk pul ilâvosi Iazımdır. Adres değiştirilmesi (20) kuruştur. İ Gazetemizde çıkan resim ve yazılarıa — | bütün hakları mahiaz ve garetemize alitir. Belediye kışın memurlara u- cuzca mahrukat temin etmek için bir depo tesisine karar ver- l miştir,