Dünyada Spor Namağlüp Zenci Yenildi Milânda icra edilen bir mü- sabakada tüy siklet sabık İtalya şampiyonu (Tamagnini ) maruf dünya şampiyonu zenci (A. Bravn)ı sayı hesabile mağlâp etmiştir. Bravn kendi sikletindeki bok- İ çıkarken hissettim. Öyleya, bir sörlerle bugüne kadar yüzlerce müsabeka yapmış, hepsinde de galip gelmişti. Bu münasebetle kendisine “na maglüp,, lâkabını SON POSTA 932 KIRALİÇASI ANLATIYOR , Keriman Hanım, En Çok Elişlerini Ve Sükünu Seviyor (Hayatta Gayesi De, İyi Bir Ev Kadını Ve İyi Bir Ana Olmaktır 1932 güzellik kıralıçasını gör- İ mek için Fındıklı apartımanından takmışlardı, fakat bu sefer İtalyan İ boksörlerinin karşısında yere se- rilmiştir. Olimpiyat Yolunda Löhavr, 6— (A.A.)—0O- limpiyatlara iştirak edecek olan Fransız heyeti, Nevyorka (o müte- veccihen La Fayet Transatlanti- ğine binmiştir. Meşhur Müsabaka Başladı Paris, 6 —(A. A.) — Fran- sa etrafında bisikletle devir mü- sabakası, Obu sabah saat 9 da yağmurlu bir havada başlamıştır. Kadın Cokeyler Paris, 3 (A. A.) — Dün meş- bur) Mezon Lafit meydanında at yarışı galası tes'it edilmiş ve Fransada ilk defa olarak kadınlar ata binerek yarışa iştirak etmiş- lerdir. Öğleden biraz sonra çıkan fırtınaya ve yağan yağmurlara rağmen yarış zamanında güzel bir güneş, bahsi müşterek yapıl- mamakta olduğu halde yine yarış meydanına şitap etmiş olan me- raklılardan O mürekkep kütlenin başları üzerinde parıldıyordu. Angelman Galip Geldi Pariste yapılan bir boks mü- sabakasında O Angelman © hasmı Hüguenini sayı hesabile mağlüp etmiştir. Nurminin Yeni Rekoru Helsingforsta yapılan bir ma- raton koşusunda Nurmi 2284 saatte birinci olmuştur. Bu derece, yeni dünya rekoru olup eski rekor 1920 Anvers Gk yine Finlandyalı ay)in yaptığ / ) o ptığı 2,32,352/5 saa Italyan Atletleri şme Komisyonu abiren İtal- Yayı 1932 olempiyadında temsil edecek atletleri seçmiştir. İçle- rinde Bekalli, Facelli, Bartolini, Furia, Lippi, Fanelli, Rokatti, omaa. Tabai gibi meşhur at vardır, Bir Tebliğ İstanbul Mıntakasından tebliğ edilmiştir; Son zamanlarda nizamnamenin değişmesi lâzimgeldiği hakkında vaki olan neşriyatın tesirile ge- rek klüplerimizin Ove gerekse müttefik o azanın O nizamnameye karşı olan hürmet hissi ve itaat lerinin duçar | tezelzül olduğu müşahede edilmektedir. Ahiren Aukarada in'ikat eden İttifakı umum! kongresi nizamna- memizde tadilât icrasına lüzum görmemiş olduğundan nizam ve intizama tâbi olmak ve ihtiyari itaat disiplinini kuvvetlendirmek esasları üzerinde yürtiyen sporcu- larımızdan gayrinizami bir hare- içeri girince hava (birdenbire değişi. o Hürriyetten istibdada geçişimi ilk defa (merdivenleri kıralıça, ancak kırallığın bir ya- digârıdır.. Beşinci katın kapsı önünde benim aradığım ve düşündüğüm biç kimse yoktu: Ne bir teşrifat nazırı, ne bir musahip ve ne de süslü, . cicili bicili » elbiselerile- | laş gibi dimdik duran kıralıçanın bendegâmı... Bu istibdat havası içinde kapı açılınca, kıralıça sade, te miz ve şık evliğile başını uzattı, gözlerile sordu.. Ve derhal an- ladı: — Büyürunuz efendim.. Bey- babam sizin geleceğinizi söyle- miş'erdi.. Beni, has bir Türk evine yaraşan temiz ve güzel bir odaya aldılar oturdum. Ortadaki masada (Keriman Hanımefendinin küçük (okördeşi hocasından fransızca dersi alıyor, başını kitaptan kaldırmadan oku- yordu : - Bönme mama, ti 68 tout pour moi | Dışarda tramvay ve otomuebil gürültüleri. Kıralıça biran için odaya girerek müsaade rica edi- yordu — Bir iki dakika lütfederse- niz.. Yapılacak provalarım var da.. — Estağfurullah efendim. Küçük “prens , durmadan, hocasına dersini veriyordu. Odanın dört köşesinde mul- telif resimler var. İleride Halis Beyin büyük bir portresi. Dipte süslü ve şık bir piyano.. saksılar, biblolar.. Kenarda uzun bir şez- long.. Koltuklar ve saire... Keriman Halis Hanım, birkaç dakika sonra odaya girdi ve karşı karşıya konuşmuya başladık. Türkiye yeni güzellik kıraliça- sına müsabakanın kendisinde ka- lan intibalarını sordum. Bedit bir güzellikle açılan ağ- zından bir musiki gibi ince ve ahenktar tonlar çıkararak cevap verdi: — Bu müsabakaya girmemi kuzenlerim üç #enedenberi müle- madiyen ısrarla istiyorlardı. Bil miyorum nasl (Ooldu?. Bir an karar vermiş - bulundum, bir yığın (oOÜümitsizlikle Omü sabakaya girdim. O İnsan One tuhaf oluyor ?.. Yaşayıştan, du- yuştan, nefes alış ve varlıktan birdenbire — siyriliyor, Oo mücerret bir cisim gibi kafasının ve hislerinin zebunu olarak yalnız müsabaka gürültü- lerile alâkadar olabiliyor.. Başka hiçbir şey, hiçbir hâdise ile meşgul olamıyor. Ümitsizliğim son dakikaya kadar devam etti.. Kıralıçalığıma ittifakla karar verilince ben de şaştım inanamaz oldum, ve şaşırdım da galiba... Keriman Halis Hanın birkaç saniye mefes alarak temiz bir gülüşle tebessüm etti ve pence- reden dışarı baktı, — En çok hoşlandığınız şey z. | medir? Hanımefendi. pi lk e mlm mmm i 932 kıralıçasının başka bir pozu — Dünyada sevdiğim en gü- meşguliyet “el işleri, dir. Gezmeyi, sinemayı ve tiyatroyu kat'iyyen elişlerime tercih ede- mem. Zaten ben daha ziyade sükülu © seven bir kızım. Arasıra vakit geçirmek için sine- zel | maya ve tiyatroya da giderim. Fakat müfrit bir alâka ile değil. — Musiki ve edebiyatla aranız nasıldır efendim? Her halde meş- gul olmuşsunuzdür? — Musikiye bayılırım. piya- noyu eh şöyle böyle çalarım. Zaten derslerimi de amcam Muhlis Sabahattin Beyden muntazaman | aldım. Şiirde de ekseriya Ab- | dülhak Hâmit Beyi okur ve çok beğenirim.. Abdülhak O Hâmit Beyin lisanı size müsait geliyor mu?.. — Daima onunla meşgul ol- duğum için, evet... Çünki Hâmit Beyde çok büyük bir şiriyet var., Onun ahengi ve kuvvetle hissettirdiği kalemi, bana çok yakın ve güzeldir. Bu sırada kapı açıldı. Ve Muhlis Sabahattin B. monoklusuu düzelterek içeri girdi. Elimi sı karken, bize şimdiye kadar din- ettiği operetlerinin en kuvvetli bir parçası gibi, kelimeleri süze söze ve bir demir gibi öttüre öltüre: — Beyefendi, dedi, biz ço- cuklarımızı hep şu eski ve asil terbiye ile büyüttük.. Eski usul bize (daha yakın ve cazip ok duğu için, tercihimizde hata et mediğimizi zannediyoruz. İşte siz de, Konuştuklarınızı bu- günkü şekle, bugünü lisana ifrağ | buyurun, Muhlis Bey, piyanonun yanına kadar gitti, birşey aradı ve buldu galiba.. Tekrar döndü, ve müsaade alarak çıktı, Muhlis Sabahattin Bey kapi dan çıkar çıkmaz, yeni kıraliça- | mıza sordun: — Türk musikisi için ne dü: şönürsünüz?.. Keriman Halis Hanım, başını nazlı bir kuş gibi hafifçe ar- kaya bıraktı, saçlarını büyük bir güzellikle omuzlarına düşürdü ve bir harika olan gözlerini açıp kapatarak: Türk musikisi, dedi. Ah bilseniz nekadar cana yakın ve güzeldir.. Bilhassa amcamın bir şiçek gibi şekil verdiği ve Avru- paileştirdiği musiki, bence tercih edilecek en kuvvetli ve harikulâ- de musikidir.. Kapı yavaşca tekrar açıldı Keriman Hanımefendinin ikinci küçük kardeşi girdi. e Elindeki kahve > tepsisine bakarak, ağır ağır yaklaştı ve kahvemi uzattı. Kahve biraz tabağa dökülmüştü; kıralıça tatlı ve okşayıı bir sesle kardeşine ihtar etti: — Bak, kahveyi döktün.. Dik- kat etmiyorsun? Küçük “prens, i müşkül va- ziyetten kutarmak için kıralıçaya yeni bir sual daha sordum: — Evliliğimi bekârlığa, yoksa bekârliği mi evliliğe tercih eder- siniz?.. Güzel kıraliçamız, beni önün- de buşu ve hürmetle eğecek bir güzellikle güldü: — Herhalde bekârlık bence giyilecek rahat ve sade bir kaf- tandır. — Bilhassa bu bekârlik İs- tanbulda geçecek olursa... Bilir misniz, beni İstanbuldan alıp ta dünyanın en güzel bir yerine gö- türseler, muhakkak, muhakkak ölürüm.. — Ya dünyaya erkek olarak gelseydiniz ne yapardınız? — Erkek olarak mı. Aman, erkek olmayı hiç istemiyorum. — Meselâ diyorum.. Faraza böyle birşey olsaydı. — O zaman iş değişirdi, bü- yöyüşüm, (o tahsilim, © yaşayışım tamamile bambaşka olurdu.. Size kisaca cevap vereyim: Herhalde iyi ve temiz bir erkek olmıya çalışırdım.. İkimiz de güldük. OKıralıça etekliğinin ucile oynıyarak soru- yordu.. Bir anda büyük çok bü- yük bir san'atkâr olmak isterim.. Öyle bir san'atkâr ki, birkaç fırça darbesile, bir iki renk- le bu bedii güzelliği zapte- debileyim, ve sonra, en büyük eserim diye göğsümü kabarta- bileyim. Kraliça ile tekrar konuşmağa başladık.. Seyahati 23 gün sü- recekmiş, babası Halis Bey kendi- sine refakat edecekmiş.. Sükünu ne kadar çok seviyorsa, hariku- lâde şeylerden okadar nefret ediyormuş. Birdenbire “Peki am- ma, sizde bir harikasınız ?,, diyecektim, sustum. Keriman Hâlis Hanımefendi bana verdiği fotoğrafını imzalar- ken, son bir sual daha sordum: — Hayatta hanımefendi? Bâşını çevirdi ve düşünmeden güyeniz nedir İ cevap verdi: | — İşi bir ev kadını ve iyi bir ana olmak istiyorum. Dedi. Apartımanın kapısından çıkar- ken iki hisle sarsıldım: müteessir olmuştum. Çünki bir mabudu terkediyodum, sevinmiştim; çünki artik bükümdarlığın esaretinden kurtulmuş, hürriyete kavuşmuştum. 5 Rağıp Şevki | mmm ör imi m İ “Bayfa 7 Bilmecemiz Geçen Bilmece - mizi Doğru Hailedenler (Dünkü nüshamızdan devam ) Mubıra defteri alacaklar: Galata Posta kutusu 1302 Fuat, İm tanbtl Kız Ortâmektebi talebesinden $il Hikmet, Tarsus Polis Komiseri oğlu Muzaffer Ruhi, Heybeliada Bedri ye İbrahim, Zonguldak merkez Malmü: dürü Tevfik Bey oğlu Hakkı, Bergama Mukuk Hâkimi İzzet Bey oğlu Fahir, Çorlu“ Askeri © hastahanc © operatörü Behçet Bey kızı İclal, Erenköy Tahta sokak munara 62 Ayhan Sami, Manisa Topçu Emir gabiti Temzi Bey * oğlu Kâniran, Trabzon Nah Baş mühendi- si Necmettin Bey kerimesi Melâbat Hanım ve Beyler. Birer albüm alacaklar: Haydarpaşa Balmumoy köşkünde Seniha Sadettin, Beyoğlu İkinci İlks mektep talebesinden 57 Nezahet, Cey han varidat kâtibi Remsi, Erenköy Kozyatağı Halit Beyin köp künde 48 Nermin, İzmir Karantina tramvay caddesi 541 Saat Rıza, Baw dirina sekiz evler İhsaniya mahallesi numara 20 Semiha, Salihli Mithatpaşa caddesinde Arif efendi kerimesi Has cer, Gaziosmanpaşa Örtamektebi ikin» Maliye ci siniftan Nafiz Suphi, dsiresindö Sadi Bey kızı Nida, remini Tatlıkuyu Gureba cade: in Boy 161 numara Müsnmer Salâha İ ve Hanımlar. Birer kart alacaklar; G osmanpaşa Ortameklebi talebe sinden 401 Mehmet, İstanbul 49 zuney mektep talebesinden 32 Yaşar, Anka ra Cebocide Döztyolda numara 90 Sabahat, Sıvas Nafıa mfbendisi Ağa Bey mahdumu Cemil, Bebek İlk Rure mektebi üçüncü sımftan Hıristo, Om Zaloğlu Ceridohane sokak doktor Rilat Salih Bey kızı Miral, İzmir Değirmen dağı Ziver Bey sokak numara 8 Murufa fer, Fatih Macar kadaşlar ©nddesi numara 52 İsmali, Topkapı Tramvay yolunda 119 numarada Galip, Şehremi- ni Tramvay esddesi 962/2 Münir oğu Şahabettin, Mustafa Kamal Paşa kürası Ükmektep beşinci sınıftan 294 Rukiye, Salibli Dava vekili Etem Bey kâtibi Kadir, Sivas İğinei fırka anbarında Zabit vekili Mustafa, Aksaray Taşa sap İmam sokak il Hüseyin Abdi, Çorlu Tapu Müdürü oğlu Mustafa, Va tih Kıztaşı Açıklar sokak 2i Tarık, İzmir, Rıhtım İdaresi memurlarından Ihsan, Adana Eski hamam mahallesin â0 berber İbrahim kızı Hayriye, Ada na Yeniadana matbaasında Rüştü Eskişohir posta kutusu 25 Vasfiye, Edremit tolgraf müvezzl Kemal Bey vasıtasile Necdet, Samsun Kâzım tu valet salonunda Vacip, Salihli bakkul Mehmet Rüştü efendi hemşiresi Yatına İstanbul Erkek Muallim Mektebi tale- * besinden 167 Melih, Ankara Hakimi” yeti Milliye omatbaasında mürettip Şükrü Bey oğlu Muzaffer, Eskişehir istasyon Cer müfettişi Adem Bey oğ- lu Kemal, Çorlu 174 üncü alay emir zabiti Cevat, Kartal İlüneköp birinsi sınıltari 62 Behçet, Darilşşafaka mek- i ikinci sınıftan 85 Adana Esat, İ Selânik Bankası stajyer Hüseyin Vie İ dani, Aukura otpazarı kule saati kar şısında 45 Muammer, Yozgat Zırsat Bankası Müdürü Nesimi Bey oğlu Suphi, Edirne Osmanlı Bankasında Mestan kerimesi Muzaffer, Adana Res şatbey mahelleşindo 115 sokak nüma- ra 120 İhsan, Ditzee merkez sczali üesinde Sinan, Susığırlık Borasit mi denleri ambar memuru İbrahin: Bey oğlu Salâhattin, Kalecik Necmi Do- gen, Adana Postahane cıvarında yeaf Yıldız. kiraathanesinde Celâl, söA Mahmut hoca mahdumu Selmas, Pala lı Demirci Hüseşin Efendioğlu Ömer Lai Beş ve 9”