uhara Emirinin Bizi Karşılamıya Gön erdiği Memurları Eşkiya Soymuştu İyu aa a YAZANI M KÂZIM —K Kılavuz — ekmeği — alarak Öptü, başına sürdü. Sonra gebinden bir kâğıt para çıka- rarak çocuğa verdi. Demek ki Buharada da kâğıt para kullanılıyordu. Çocuğu geçer geçmez yol — boyuna çömelmiş bir sürü kadın İle karşılaştık; anlaşılmaz kelime- ler ile bir şeyler okuyarak dileniyorlardı. — Şark - şehirle- rinde seyahat ederseniz maal- esef bu manzara ile her za- man karşılaşırsınız. * Köyde pek az kaldıktan son- ra yola devam ettik ve akşam saat üçte “Kâmsan, şehrine vardık. Çarşı ve sokaklarda kadın erkek, çoluk çocuk he- men bütün halk dizilmiş, selâm veriyordu. Bizi şehrin muteber tüccarlarından birinin köşkün- de misafir ettiler. Hakikati halde kaldığımız yer bir köşk- ten ziyade süslüce, küçük bir Barayı andırıyordu. Direk — sü- tunları, duvarları, kapıları ve pescereleri — hep süslü ve na- kışlı idi. Yerlilerin mimarlıkta, marangozlukta boyacı- lıkta çok mahir oldukları gö- rülöyordu. ve * Buharada erkekler yeşil, mor, sarı kırmızı ve beyaz renkler- den yapılmış çiçekli bir çepken, Onun Gstüne bir bırka giyerler, Ayaklarına bizim Sürtlilerin pantalonlarını andıran paçaları işlemeli bir pantalon, başlarına da takke, külâh veya siyah kalpak geçirirler. - Bellerinde büyücek bir mendil veya şal Sarıldır. Konuşmaları, lehçe- leri ve âdetleri bizim Konya Givarının köylülerini çok andırır. * Ertesi sabah, 4 kânunusani 919, sabah saat (9,5) de (Kâ- san) dan ayrıldık. Şimali Gar- bi istikametinde düz ve geniş bir sahradan geçiyoruz. Demir- yoluna müvazi olarak yapılan bir yoldayız. Vakım demiryolu bozulmuş, fakat telgraf telleri duruyor, her hatvede medeni Aleme biraz daha yaklaştığımız meydanda. Saat (2,5) te (Hoca Mübarek ) denilen bir köye geldik. Buharada, Efganistanda ol- duğu gibi (Rabat) denilen bey- lik menzillerde kalmak mec- buriyeti yok. İstediğiniz yerde kalabilirsiniz. Buna mukabil Efganistanda bir yolcu mutlaka Rabatlarda kalmak ve orada gecelemek mecburiyetindedir. — Yolcuların köylere ve evlere kabulü en şiddetli cezaları muciptir. * Geceyi bu köyde ve eşraf- tan birinin evinde geçirdik. Burada öğ iğimize göre Bu- hara emiri bir menzil ilerde bulunan Kakır köyüne bizim için üç Ffayton göndermiştir. Demek ki artık hayvan sırtın- da koşımaktan kurtulacağır. Türkistanda Aktuabinks Şehri Fakat akşam üzeri başka bir- haber karşısında kaldık : Elli atlının teşkil ettiği bir haydut kafilesi bizim bulun- duğumuz köy ile Kakır ara- sında rastgeldikleri yolcuları soyduktan sonra Kakır köyün- de bizi istikbale gelmiş olan memurların da altınlı ve gü- müşlü kemerleri ile mirt hay- vanlarını gaspetmişler. Bu da ne demekti? Böyle payıtahta yakın bir noktada bükümet memurları- nn eşkiya tarafından soyul- ması bizim cidden hayretimizi mucip oldu. Kendi kendimize: — Acaba Buhara Emiri ile bgilizler arasında bizi yolda baskına uğratmak için bir plân mı tertip edilmiştir, di- ye düşündük. Filhakika — eşkıyanın bize yapılacak baskını efkârı umu- miyeden gizlemek için evvelâ hükümet memurlarına taarruz etmiş görünmesi imkân hari- cinde bir şey değildi. Ba Ve ziyet karşısında ilk işim bit- tabi kafilenin emniystini dü- şünmek oldu. İstanbuldan —ayrılırken ya- nunda güzel bir tabancam var- dı. Fakat bunu Kâbilde beni ziyarete gelen Efgan kabile- lerinden birinin reisine hediye etmiştim. ( Mabadı yarın) Dün .Koca Bir Türk Mahallesi Daha Kül Oldu 4 Baştarafı 1 inci sayfada ) Yangının Seyri Yangın İkinci Yeni sokaktan çıktıktan sonra muntazam bir seyir ile kısmen sağa, sola, kısmen de merkezden kenar- lara doğru genişliyerek bir taraftan — Akaretlerin — üstüne inen Kâğıtane caddesine, di- ğer taraftan Çiftebakkal de- nilen mahalde, Karakol soka- ğınm yarısına gelip dayanmış ve orada durmuştur. İtfajiye Ve Polisin Gayreti Yangın mahalline, Beyoğlu itfaiye —ve Bakırköy itfaiye grupları kâmilen gelmiş, bir kısmı yangının aşağı taraflara yani Beşiktaş kısmına sirayetinin önü- geçmek için mevki almış, diğer kısmı yangını söndür- mek İçin feâl bir surgite çalr şıyordu. Polis Müdürü, Beyoğ- lu kaymakamı Sedat, Belediye muavini Hâmit Beyler ve Vali Muhiddin Bey de orada idiler. Yangın Sekiz Kola Ayrıldı Saat 3-3,5 arasında yangın en şiddetli devrine başlamış, alevler sekiz kola ayrılmıştı. Bu sırada idi ki 16 ev birden yanıyordu. Etrafa sıçrayan kı- vılcımlar uzaktaki evlerin bile tutuşmasına sebep - oluyordu. Tabit Terkos borularında su yoktu. Büyük bir ümitsizlik başlamıştı. 'akat bu sırada muhtelif tedbirler de düşünülmüyor de- gildi. Bir aralık Beyoğlu Kay- makamı Sedat B. bomba kul- lanılmasını teklif edince der- hal yangın mahaline istihkâm müfrezesi çağırıldı. Müfreze saat dört buçuğa doj etişerek alevlerin da- ".İ;lk'y :ıııhıludıki evleri tahrip ettiler ye bu suretle de saat beşe doğru yangını sön- dürmek mümkün olabildi. Ülenler Var Tam saat beşti. Bombalar sayesinde yangının ömrü bit- | mişti. Fakat tam 75 evle 7 dükkân da kül olmuş bulunu- yordu. Şükür ki alevler ara- sında yanan olmadı, Yalnız evinde hasta yatan Teşvikiye muhtarı Fuat Bey telâş ve heyecandan mütevel- lit kalp sektesinden ansızın ölmüş, — vangını — fedakâram, söndürmiye uğraşanlardan biri de elektrik tellerinin temasile kül olmuştur. Bu arada yangının içine feda- kârane bir surette atılan itfaiye efradından Asım efendi sol kolundan, Mustafa efendi de yüzünden ve kısmen elinden yaralanmış ve yanmışlardır. Asım Efendinin başına dü- şen ateşler bir tahta parçası- dır ki başından yaralanmasına sebep olmuştur. Bunlardan başka bir pence- reden atılan büyük bir güğüm de bir çocuğun ağır surette yaralanmasına sebep olmuştur. Bu arada iki tarafı zabıta tarafından tutulmuş olan Kâğı- tane caddesinden geçen Polis Müdürü Ali Rıza Beyin başına kıvılcımlar düşmüş ve şapkası- nı yakmıştır. Ev Sigortalı Yangın çıkan Haşlm Beye ait evin 8000 ve eşyasının da 3000 liraya sigortalı olduğu anlaşılmaktadır. Bu gibi vak'a- larda — olduğu gibi - birçok insan ve bu arada ne idi- gü belirsiz kimselerin çapula koyulmasına mâni olmak için bir miktar asker getirilerek yangın sahası muhafaza altina alınmıştı. Hazin Manzaralar Yukarda söylediğimiz gibi yangın mahallinin civarı mah- eri bir » * arzediyordu. angın et eden — veya etmek tehlikesi gösteren ev- lerin — pencerelerinden — eşya kurtarmak — gayretile #sokağa fatılan aynalar, gardrop ve 'ıdohplır. kanape ve koltuk- ların büyük tarakalarla 80- düşmeleri ve parça- cidden hüzün veren ve iç sızlatan bir manzara teşkil ediyordu. Garip Rivayetler Bu arada, halk arasında ağızdan ağıza bir fısıltı do- laşıyor, yangının bir. kast eseri olduğu söyleniyordu. Bil- hassa, yanan evinin eşyası, in- atı yarım kalmış İtalyan se- xrelinhı yanındaki — bostana nakledilen Fatma atli Bir Ha- nım, sarih ithamlarda bulu- nuyordu, — Bizim evleri apartıman- lara kurban verdik, diyordu. Bu imin yanına yakla- şarak sorduk: — Ne kurbanit Hanım? Fatma Hanım göyle anlattı: — Birkaç defa evime bir Ermeni (i kalfası geldi. Yanyana olan iki evime talip oldu: — Senin evlerin iki bin lira ederse ben sana Üç bin lira vereyimi Diye israr ediyordu. Ben, evlerin babamdan kaldığını satmıyacağımı söyleyince: — Hanım evlerini satmıya bak. Burasımı böyle bırakmaz- lar. Yakacaklar, dedi. Yanan Evler Yangın Muradiye mahalle- sinin İkinci Yeni karakol, Kâğıt- hane ve Bayir sokaklarında- ki evleri kısmen yakmış ve yukarıda dediğimiz gibi kül olan evler 75i bulmuş, 7 de dükkân yanmıştır. Bu miktarıı bugün yapılacak yeni tetkikat- la artması da muhtemeldir. Yanan evler arasında Millet Meclisi Relsi Kâzım Paşa, Kırk anahtar namile maruf Halil, Birinci ticaret mahkemesi reisi S::ıe_lün, Sivas lisesi mua- Bıkî:.“fv.âm ?'â'”.m."r'î'î: Mektebinizi Seçmederi Bize * » * Sorunuz, İzahat Alınız Son Posta Karilerin Mektep Müşküllerini Ha İçin Kendilerine Çocuğunuzu Delâlet Etmektedir hangi mektebe vermek istiyorsunuz? Bi irmek sene tahsilinizi ikmal etmek üÜzere hangi mektebe gi istiyorsunüz ? Gazetemiz etmek Üüzere bütün gençlere ve cbeveyne rehb mektepler hakkında her malümatı vermiye amadedir Mektebinizi seçmeden €? vel bize sorunuz ve girmek istediğiniz mektep hak! bizden malümat isteyiniz. Yalnız cevap için ( 6 ) kuruşluk posta pulu leffetmefi unutmayınız. Evvelâ Tahsilinizi Bitiriniz Üçüncü Mektepten mezun Sabahaddin Efendiye: İlk Mektepten çıkar çikmaz meslek mektebi aramak doğru değildir. Bu tahsil ile ve bu Vütta gireceğiniz meslek mekte- inden herhalde kuüvvetli bir san'atkâr veya adam olarak çıka- mazsınız. lmdiki halde orta mektebe giriniz. Orta mektebi bitirdikten #sonra İntisap edece- ğiniz mesleği ve gireceğiniz mek- tebl kararlaştırırsınız. * Hangi Mektebe Gireyim? Tekirdağında Zeki Beye: Tahalle hevesinize rağınan vevi rahatsızlığınızın okumanıza müânl olması tecssüre şayandır. Fakat askeri mektepten gayri * herhangi bir mektebe — girebilir ııı.ıı. Yalnız bu sene — hiçbi' mektebe leyit meccant girebilt ceğiniz! zannetmiyoruz * Çocuğunuzu Okutunuz Mudanyada Girit muhacirle rinden Hüseyin oğlu İbrahilf Beye: Daha Ii sene dişinizi mkar orta — tabı bitirmesine gayret — etmelisinik Orta tahsili bitirmedikçe hiç bif mektebe girmesine imkân yok” tur. Bu sene muallim, — sskef mekteplerile ve liselere de med" cani leyit talebe kabul edilmi* yecektir. Çocuğunuzun tahsilini her halde yarıda bırakmamanıli rak çocuğunuzun Resminizi Bize Gönderiniz, * * * l Size Tabiatinizi Söyliyelim... Kemal Tayyar Beye: Bir kimseye ait gönderilen resimler muhtelif, hassaten rötuş- la olursa ayni kimse için yekdi- ğerine benzemiyen tahliller ya- pilmiş olabilir. Diğer taraftan yekdiğerinin ayal olan ve ayni zamanda tahlil olunan iki resim- de de biribirine benzemaz gibi ünen yazılara tesadüf edilebi- ye de; yekdiğerine zıt iki tah- lilden ziyade biri diğerinin ma- badi veya mütemmimidir. Çünkü karilerimizin fotoğrafları üzerinde gördüğümüz hususiyetleri ihlisar etmeyip te, hepsini bir anda yaz- mıya kalksak her gün ancak bir resmi gazeteye geçirmiş olabili- riz ki bu hal ile de fotoğrafları- nın akibetlerini sabırsızlıkla bek- liyen siz karilerimizi tebammül edilmiyecek bir intizara sevket- miş oluruz. Eskişehirde Leylâk hanım! (Fotoğrafının dercini arsu etsilyor ) Zeki ve alaycıdır. Kolay Küx, Batam eronlar. tarll istilna gösterir. Kendisindesi ehemmiyetle bahsedilmesinl ister. Tahakküme — tahammül edemez, daha ziyade tahak" küm etmeyi arzu eder, Kendini çabuk aevdirir ve kukandırır. * Eskişehirde Sünbül hanım -Fotoğrafının neşrinl arza etmiyor - Uysal ve samimidir. Arke- daşlarına olduğu gibi görün- mek ister. Kendi başına bir iş yapamaz, — muzaheret ve yardım bekler. Çabuk müte- essir olur ve gücenir ve ça | buk ta barışır. Adliye Vekâletinden: Fransızca ve Türkçe yazılmış ev- rakı adliyeyi okur ve makine ile süratle yazar bir mütereccim alına- caktır. Ücret maktuan (120) liradır. Memurin kanunundaki şartları haiz ve bu işe talip olan hanım ve bey- | A L v0 aei — g rg a. eç lerin 15 ağustos 931 tarihine kadar 4 İstanbul Cümhuriyet Müddeiumu- miliğine ve Ankaradaki taliplerin | Vekâlet İstatistik ve Neşriyat Mü- dürlüğüne müracaatları. Tayin *olunacak günde talipler arasında müsabaka yapılacaktır. — kolonyacı Şevki, kaymakam Aptullah, miralay Hamdi Bey- lerin evleri de bulunmaktadır. Bu arada Seyfullah Paşanın evi de yanmıştır. Alev harare- tinin ve bombaların tesirin- der Maçkadaki apartmanlarda bir tek sağlam cam kalma- ftar. Yan; sonra felâ- I:.hedelıum;f:;:u yapılmış, I camilere yerleştirilmişlerdir. Hizmetçi Kaçmış Y sebep olduğu söy” lenen.=ııçl y:n ın“zc:nıl" da ortadan hybcjnuı, bulu namamıştır. yangın yırind' iki Terkos memuru gö: fakat halkin biddetini onlar da bir tarafa savuşmuf”