Kari Gözile Gördüklerimiz İki Senedenberi Bitmiyen Bir Tetkik İki sene evvel Çubukllu is- kelesinde bir muallim bir te- cavüze uğramış, fakat müraca- at ettikleri zabıta memurları ise kendisini üç saat kadar za- bıta nezareti altına almışlardır. Bunun üzerine muallim polis müdürlüğüne ve Üsküdar müd- delumumiliğine müracaat et- miş, merkez memuru Şükrü, muavin — Salih, polis Şakir Efendilerin mahkemeye veril- mesine lüzum görülmüştü. Fa- kat maznunlar memur oldukla- rı için Beyköx kazası idare heyetine verildiler. Burada ise men'i muhakeme kararı aldılar. Muallim o zaman bu kara- ra itiraz ettiği için evrak Bey- oğlu — kazasına gönderilmişti Fakat aradan bu kadar zaman geçtiği halde henüz bir karar çıkmamıştır. Dahiliye Vekâle- tinin ve mülkiye müfettişliğinin nazarı dikkati eelbolııııııı'.M Muhtsrem Son Postaya 23-5-31 tarihli nüshanızda Kâmil Esat imzasile “ Milli Maçlar,, hakkında yazılan yazı- ya bir iki kelime ilâve etmek istiyorum. Kâmil Beyin fikir ve kana- atleri pek — doğrudur. İzmir takımları da dahil olmak üze- re Yunanlılarla bir sene içinde yaptığımız — oyunların — adedi belki de (10) a geçti. Yunan- hlarla futbolde yaptığımız bu temasların — fazlalı; herkesin yüzüne batıyor. Hem herşey- de olduğu gibi bu temaslarda da bir İtidal lâxımdır. İzmir: Bekir Sami Büyük Bir Lütuf! Şirketi Hayriye, halkı Bo- ğariçine teşvik maksadile yeni bir tarife yaptı ve geçen ay başından itibaren tatbika baş- ladı. Fakat şirketin ötedenberi yüzünü güldüren Üsküdarlılara karşı yaptığı büyük lütuf nedir bilir misiniz? Ancak yirmi pa- ra bir tenzilât! Ekrem öi Covaplarımız Üsküdarlı Ekrem Beye: Manzumenizi çok nükteli bul- duk. Fakat maalesef dercedemi- yeceğiz. Mazur görmenizi rica ederiz efendim, 14 maddelik mektup - gönde. ren karimize: İmzamız sarih adresiniz olma- diği İçin mektubunuzu dercet- mekte mazuruz efendim. g7 Karilerimizden Ricamız “SON POSTA,, ya göndereceğiniz mektupların zarfları Ürerine — içindeki yazımın mahiyotini İşaret ediniz. — Ril- mece midir, Hanım teyzeye ml alttir, idareyi ml alâkadar tahrir müdürlüğüse ml — hitap ediyor? Bu sektayı — kaydedersesiz — vazilemizi kolaylaşlırmış o'ursunuz. Karilerimiz- den — bilhassa bu —noktoya dikkat etmalerini tekrar rica aderir, eder, » SÖN POSTA Hayata Atılacak Gençler Ve Aileler Okusun Sizden Evvel Muvaffak Olanların Fikilerini Öğreniniz Talebenin İmtihanları bi atılmak için bir meslek seçmek mecburiyetinde bulunuyorlar. * Gençliğin bu müşkül vaziyeti karşısıda SON POSTA, bu gençlere rehberlik vazifesi yapabilmek için daha evvel hayata atılmış ve muvaflak olmuş zevat ile görüşmüştür. Bu gençlere tavsiyemiz şudur ki evvelâ büyüklerinin mütalealarını okusun, sonra her hangi bir mesleğe girmek teşebbüsünde bulunsunlar. Diş doktoru Rıfat B. diyor ki: 30 sene evvel bu mesleğe intisap ettim. Eczacı mektebini henüz ikmal etmiştim. Eczacı- lıkta istikbal göremediğim için dişçiliği tercih ettim. O zaman İstanbulda dişçi mektebi yoktu. Meclisi Tıbbiyeden basit bir imtihanla ruhsatname alınıyor- du. İşte ben de bu ruhsatname ile on sene kadar meslekte çalıştıktan sonra bu basit ma- lümatı kâfi görmiyerek tekem- mül için Parise gittim. Orada bir sene mektep ve hastane- lerde çalışarak &ll diplomamı da aldım. Fikrim şudur ki bu meslek- te her günkü terakkiyi adım, adım takip etmek lâzımdır. İş- lerde muyaffakiyet şarttır. Bu- nun için de fazla pratik ile beraber müşteriye nazik mu- amele etmek, incitmemek icap Dünyada Neler O Vai a * eder. Son hâdisat bu mesleğin kıymetini, şerefini ihlâl etti. Yeni Kanunla birtakım kalfa- lara, çıraklara diploma veril- diğinden meslek Adeta ticaret gibi rekabet vaziyetine girdi. İşte bu sebeple son zamanlar- da bu mesleğe rağbette azal- mıya başladı. Rekabet karşısında kazanç ta azalmıya başladı. Buhranın da bütün bunlara inzimam'le * dişçilerin — vaziyetinin — parlak olmadığı kendi kendine anla- şılir. Bilhassa İstanbulda müş- teri meselesi de günün en mühim — meselesidir. Halkın zengin ve memurin kısmı An- karaya nakletmiştir. Bunların yer'ne birçok mişse de bunların hepsi yok- , sulluk içindedir. Dişini” yaptı- ran pek azdır. Bütün bunlınl söyledikten sonra dişçiliğe in- muhacir — gel- . Birçok genç iııyılı atılmak ve ! Diş Doktoru Rıfat B_ tisap edecek gençlere tavsi- yem - şuduür: Kendileri evvelâ Tıp mesle- ğini tahsil etmeli sonra dişçili- ğe atılmalıdır. Zira bu suretle vüsi malümatla rekabet saha- sında kazanabilirler, ve mu- vaffak olurlar. Dişçi mektebi şayet başka bir şekil alip ta terakki saha- sında ilerlerse o zaman tabia- tile doğradan doğruya bu mek- â?i takip etmek maksada yet! eder. Harp Borçları Meselesinde İtalya Almanlara Güler Yüz Gösteriyor Berlin, 30 (A.A) — Hariciye nezareti ile Amoerika sefiri ara- sında noktai nazar teatileri faaliyetle devam etmektedir. Alman bükümeti — tarafından ittihaz olunan hattı harekete tevfikan — Paris — müzakeratı hakkında — tefsiratta — bulun- maktan içtinap — olunuyor. Ve Berlin matbuatı da, beyeti umumiyesi itibarile ayni ihti- razda bulunmakla beraber bu dereceye kadar asabiyet gös- termektedir. Maamafih, iyi malümat alan siyasi mehafilin verdiği malü- mata — nazaran — moratoryoma tâbi tutulacak senelik taksitin beş sene sonra tesviyesinin başkaca bu paradan bir kıs- minin — diğer memleketlerin emrine amade bulundurulması- nin Hoover plânından bekle- nen tesiri azaltacaktır. Almanya Ve İltalya Roma, 30 (A. A.) — Alman nazırlarının İtalyayı ziyaretleri hakkında M. Musolini tarafın- dan verilen — samimi — cevap a— KUCEKTAN KUCAĞA SERVER BEDİ — Bir elinle burnunun bir deliğini tıka, öteki deliğine bunu çek. Nerminin eli titriyordu. Yü- zünde korku ve tereddüt vardı. Sitemli ve titrek bir seşle : — Abla... dedi. — Ne 6? Korltuyor musun? Yoo.: Bana emaniyelin yok mu? I Hı&dl. ermin Nadirenin dediğini yaptı ve sordu: — Nedir bu abla ? — Canım.. Üzümü ye, bağı- nı sorma.. — Dokunmasın bana ? — Birşeycik olmaz. »Dışardan bir mandolin sesi geliyordu. Haykırmıya başla- Lıemımniyni bildirmiştir. Berline dün akşam gelmiş ve | gayet büyük bir memnuniyet hâsıl etmiştir. Londra, 30 (A. A.) — Al- man Başvekili M. Bruning ile Hariciye Nazırı M. Kurtius'un yakında Romaya - gidecekleri hakkındaki — haber Londrada pek büyük bir alâka uyandır- mışlır. Almanyada Heyecan Hambourg, 30 (A.A.) — Hamburg Darülfünun talebesi Versailles Muahedesi aleyhinde bir nümayiş tertip etmek iste- mişse de Darülfünun Emaneti bu nümayişi menetmiştir. Bu karara karşı talebenin şidetle protestoda bulunmasına intizar olunuyor. İtalya Ve Arnavutluk Rama, 30 ( AA ) — Arna- vutluk Meb'usan Meclisi Reisi M. Rocco Kotta, Başvekil M. Musoliniye gönderdiği bir telg- rafta Arnavut milletinin İtalya tarafından ödünç para veril- mesinden — dolayı — hissettiği dılar : — Nadire! Nadire! Kapıyı vuruyorlardı. Nermin” ve Nadire dışarı çıktılar. Halk el çirpiyordu : İspanyol dansı! İspanyol dansı! diye bağırdılar. Nadire : — Peki... — Soyunayım da geleyim, diye bağırdı. — Burada, gözümüzün önün- de soyun! dediler. Ortada boş bir yer açıldı. Herkes masaların üstüne, kapı eşiklerine, yerlere oturmuştu. yi Nadire ortaya geldi, başını 1lıı"lçiıui_ı. biribirine nt pkllı-l yordu. — 5 a >c> Breslavda Bir Hâdise YitBreslâv, 1 (A. A) — Ko- müniştler birçok — mağazaları yağma etmişlerdir. Tüccarlar mağazalarını kapamışlardır. Mısır Hanedanının Mezarları Belgrat, 30 (A.A.) — Sahık Hıdiv Abbas Hilmi Paşa, Oh- ri gölü civarında buralı olan Mısır hanedanının mezarlarını bulmak üzere hafriyat yapa- cağını söylemiştir. Almanyada Kalpazanlık Beriin, 30 (A.A) — Bütün Almanyada müthiş kalpazanlık mevcuttur. Bir kalpazan Ber- linde 10 marklık 10,000 kâğıt para sürmiye muvaffak olmuştur. Yeni Kanunu Esasi Madrit, 1 (A.A) — İspan- yanın yeni Kanunu Esasi İâyi- hasını kaleme almakta olan komisyon mesaisini bitirmiştir. Bu lâyihada İspanyanin mer- keziyet esasına müstenit bir cümhuriyet olduğu asalet un- vaclarının — kaldırıldığı beyan ediliyor. silkeliyerek — hafifçe — arkaya eğdi ve soyunmıya başladı. Bütün çamaşırlarını ve çorap- larını çıkardı, yakında oturan göehçlerden birinin kucağına altı, çırılçıplak soyundu, eline kastanyetler taktı ve mandolin çalan gence bir işaret çekti. Bütün — sesler — kesilmişti. Mandolin ve rakıs başladı. Nadirenin kemikleri sanki macondu. Yahut, bütün ke- mikleri, amudu fikarisi gibi boğum boğumdu ve hayret verici bir. kıvraklıkla, saniye- Hükmetmektir Talâktan Niçin Çekinmeli ? Talâk, iki tarafın iflâsını ilân eden son hükümdür. İki genç biribirine rasgelir, biribirine takdim edilirler, ta- nışırlar, dost olurlar, nihayet sevişirler. Biribirlerini idealize ederler. Daima biribirlerine yakın olmak — isterler. — Ayrılırlarsa, tekrar birleşecekleri zamana kadar saniyeleri sayarlar. Biribirlerinden — ayrıldıkları zaman kiminle beraber olur- larsa mes'ut değildirler. Birbirlerine — ellerinden ne gelirse yaparlar. Hor birisi lâhi bir şekilde diğerkâmdır- lar. Ne erkek, ne kadın âşık olduğu zaman iyi olduğu ka- dar, hiç bir zaman iyi olamaz. Nihayet — evlenmiye — karar verirler. Merasim yapılır. Ek- seriya merasim aşkın nihaye- tinin mukaddemesidir. Aralarında bir - değişiklik olur. Her insan gibi hetgâm ol- mıya başlarlar. Biribirlerine darılırlar, kavga ederler. İki taraf ta mümkün mertebe kendi hesabına fazla- sını elde etmiye çalışır. Beraber — oldukları canları fena halde sıkılır. Beraber — oldukları zaman tekrar — ayrılacakları — zamanı bulmak — için — saniyeleri — sa- yarlar, Artık ideal ve roman âle- minden — çıkarlar. İki taraf ta biribirini elde etmiye çalışmar. Biribirlerine rakip olurlar... Soluğu talâk — mahkemesinde alırlar. Talâk, hayata kendile- rini adapte etmek te iflâs ettiklerini ilândır. Bir kadın veya erkekle hayatın sonuna kadar âşık gibi değilse bile, arkadaş gibi beraber yaşamak mümkündür. Buna muvaffak olamıyanlar, — hayatta — iflâs edenlerdir. zaraan Hanımteyze Bulgarlar Ve Sulh Siyaseti Sofya, 30 (A.A) — Başve- kil M. Marinoff yeni kabineyi tasdik ettirerek kıralın nezdin- den çıkarken matbuata şu be- yanatta bulunmuştur. “Bulgar hemşerisinin bizden mucize değil, mümkün ve man- tıki. olan şeyler beklediğine kanüm. Bilhassa mali sahada pek müşkül şerait dahilinde işe başlıyoruz. Maahaza, nev- mit değiliz. Sulh ve sükünun ihlâli- için kimseye ve hiçbir vesile ile müsaade etmiyeceğiz. Memle- ketin itilâsım temin İçin ecne- ler alıyordu. Otuzuna yaklaşan bu kadının vücudunda hiçbir et parçesi sarkmıyordu; en giddetli hareketler esnasında bile, öne doğru eğilirken bile memeleri —göğsüne — yapışık düruyor ve ancak kendi daire- ' leri içinde titriyor ve aşağı düşmiyordu. Erkekler arasında büyük hayranlıklar ifade eden miril-, tılar, kelimesiz ve manalı ses- ler, iniltiler dolaşmıya başladı. Nadirenin çamaşırlarını kuca- ğında tutan genç, gömleğini kokluyor ve ipek robunu öpü- önren e N , cek ve Bi eden bir harici siyaset lâzımdır | BLÜZ Müsabakamız Blüz. müsabakamız bit üzeredir. Şimdiye kadar müsabakaya iştirak etmemiş olan karilerimiz, çıkan blüz resimlerini havi nüshaları ida- rehanemizden — tedarik — ede- bililer, Bedava blüz sahibi olmak, isterseniz bu müsabakayı takij ediniz. On beşinci blüz çıktıktan sonra bu resimleri kesecek, en - ziyade beğendiğiniz üç; resme ait kuponlara işaret koyarak idarehanemize gön-. dereceksiniz. Gelen — cevaplar tarafımız- dan tetkik edilecek, en ziyade beğenilen üç blüza rey ve kariler arasında kura çekile- | üç karie bedava Üüçi| blüz yaptırılacaktır. | Bu müsabakamıza taşra kı | rilerimiz de iştirak edebilirler. | Kuponu (7) inci sayfamızda bulacaksinız. Ö PATRON KUPONU || Karilerimizin gözterdiği ar« | | zu Üzerine ()) inci sayfaya | nakledilmiştir. Oradaki patron | kuponlarını toplayacaksınız. Selânikte Hâdiseler Selânik, 30 (A.LA.) — »| lamarya mahallesinden 2 bin şahıs Campbell Yal mahallesini istilâ ederek- “ia> tikam,, avazeleri İle Yahudile- re hücum etmişlerdir. » -— TAKVİM — | Gün s$1 3- Temmuz-931 Huzır 59 | Arabt Rumal 16- Safer - 1850 vakit-ezant-yasatl — Güneş'08.49 F_“ 20. Hariran <15679 u.ı.*ı 433 İ218 İkindi! 64 het devletlere Rakıs üç beş kere teki r (| edildi ve nihayet, yorgun dü-"| şen Nadire, kendisini yı | bulunan bir gencin ğına attı. Bütün vücudunu gererek, başını gencin kolları üstüne bırakarak uzandı. ğ Genç, nadirenin üstüne eği- | lerek onun boynunu ve göğ- | sünü öpüyordu. g Fakat, bu sırada, kapı | lmdı. Nadireyi kucağında tu-| tan geni ayıt — ihtiyari, Kömlaike Nadire: —. SA — Alı dedi, kii lirse gdd.ırmm a ğ —( Arkası var)