Kari Gözile Gördüklerimiz Bir Biletçinin Şikâyeti Tramvay şirketinde biletçi- lik ederken birgün asabi bir hastalığa tutuldam. Doktora gittim. Bana vazifeye gitmek- liğim lâzım olduğunu söyledi. de: “Çok sinirli olduğum İçin ya ben birisini öldürürüm, Yahut birisi beni öldürür,, de- dim. Müdür Mösyö Bahar bu tümleyi kendisini ölümle teh- dit ettiğim şeklinde tefsir et- miş, Bu yüzden beni işimden çıkardı. Şirkette böyle haksızlıklara hergün tesadüf edilir. Hele kontrol memurları baksız ve esassız raporlarla hergün yüz- lerce vatman ve biletçiye ce- Za verilmesine sebep oluyor- lar. Millet Meclisindeki amele Meb'uslarımızın bu işlerle alâ- kadar olmaları lâzımdır. Tramyay girkeli sabık biletçilerinden 460 Osman Bir Nüfus Kâğıdı Hikâyesi Nüfus kâğıdımın - eskiliğinden Solayı tebdili için Beyoğlu Nüfus Dairesine 2 kânunuevvel 930 ta- Tihinde müracaat ettim, Fakat elân muvaffak olamadım. Bu ne Vitmez muameledir böyle, anlıya- Madım gitti. Beyoğlu İhtiyat Zabitlerinden Ahmet Fahri Son Posta: Bu karilmizin şi- kâyetini bir defa daha kaydet- Mmiştik. —Anlaşılanr © zamandan- berl bir İş yapılmamış. Ümit #deriz kl bu sefer bu muamele Cevaplarımız $ Bursa Setbaşında İsmail Bu Yaınız çokuzundur. Aynen de- Teetmek maalesef mümkün değil- dir. Hacmimizle —mütenasip bir Mektup Önderirseniz memnuniyetle dercedeceğiz Efendim. Mektubu- nuzu sakladık. $ Mütekalt zabit Talât Beyet Defterdarlıktan tahkik — ettik ve şu cevabı aldık: “ Yoklamaya gelmemiştir. Bu sebepten maaşı terkin edilmiştir. Defterdarlığa Müracaat — etsinler., Şu halde defterdarlığa müracaatiniz Vâzım gelmektedir. Karilerimizden Ricamız *“SON POSTA,, ya göndereceğiniz Mnektupların zarfları üzerine içindeki yazının mahiyetini işaret ediniz. — Bil- Mmece midir, Hanım teyzeye mi alttir, Adareyi ml alâkadar — eder, Müdürlüğüne mi hitap ediyor? Bu noktayı — kâydederseniz — vazifenmlel bolaylaştırmış olursunuz. Karilerimlz- den — bllhassa bu — noktoya dikkat #tnelerini tekrar rica ederiz. SON POSTA Di Meslek Arıyan Gençler Ve Aileleri Okusun Mektebi Bitirdiniz. Bir Meslek Arı- orsunuz. Karar Vermeden EvelBu azı Silsilesini Gözden Geçiriniz İmtihanlar bitti. Şımdı mıl:lebı bitiren bütün gençlerin bir endişesi vardır: Hangi mesleğe girmeli? Meslek #seçmek, evlenmek kadar güç ve mühimdir. Bu anda gencin vereceği karar bütün hayatı Üzerinde müessir olacak kadar ehemmiyetlidir. Onun için bu çağda gençler bir rehpere muhtaçtırlar. Onlarla danışıp fikirlerini almak isterler, Biz gençlere bu hususta rehperlik vazifesini yapmak ve onlara en salâhiyettar kimselerin fikirlerini bildirmek istedik. Muhtelif mesleklerde en ziyade muvaffak olmuş salâhiyettar zatlara müracaat ederek şu suali sorduk: *“Gençlere, mesleğinize intisap etmelerini tavsiye eder mi- siniz? Ederseniz onlara takip etmeleri lâzım gelen en doğru yolu gösterir misiniz? Müracaat ettiğimiz zatlar bu anketimize büyük bir ehem- miyet- verdiler ve cevaplarını bizzat yazdılar. Mesleğinizi seçmeden evvel bu anketimize verilen cevapları okuyunuz. Her meslekte muvaffak olmuş kimselerin fikirlerini öğreniniz, — Doktor Akil Muhtar B. diyor ki: “Tababet mesleğine niçin intisap ettiğimi hakkile tayin edemiyorum. — Lâkin şimdiki tecrübelerimle bir san'at inti- habı devresinde — bulunsam, çok düşünürdüm. Sonra yine hekim olmayı isterdim. Tababetin bin zahmeti var- dır amma, kendine aşk ile merbut olanları bahtiyar eder. Hekim, — mektebe girdiği günden — meslekten — çeki- leceği Ane kadar, mütemadi- yen çalışmıya, öğrenmiye ve yorulmıya mecburdur. Fakat üzüntüsüz — olursa — çalışmak, “daima ilerlemek, tekâmül ka- nununun İcabatındandır, şevk ve saadet verir, Bilhassa tıbbi fenler İnsanın dimağını - en yüksek kemal — derecelerine çıkarmıya müsaittir. Karanlık- tan aydinlığa götüren sarp lâkin emin yollardır. Hekimin Günleri Vicdanlı bir hekimin çok günleri cehennem azabı içinde geçer. İstırap çeken hastalara, ailelerine karşı bigâne kalmak için insanlıktan çıkmak Vâzım- dır. Halbuki iyi bir hekim ancak pek iyi bir İnsandan olabilir. Buna mukabil neka- hete giren hastalardan bazıla- vının gözleri öyle bir minnet- darlık hissile parlar ki bütün © devrenin azaplarını unutturur. Hekimin Gayesi Hekimliğe intisap edenlerin ondan sonra kararınızı veriniz. * olmak, esas gayelerini teşkil etmemelidir. Bu san'atle zen- gin olanlar nadirattandır. Mu- vaffak olanlar ancak kâfi bir refaha naildir. Bizde ise zavallı etibbanın bir kısmı mühimmi fakruzaruretle hayatını bitirir. Bunda cemiyetimizin iktısadi şeraiti büyük bir amildir. He- kimlerin biribirine karşı olan muameleleri diğer mühim bir sebep teşkil eder. Kabahat tababette değildir. Saadet Ve Maddiyal Mahaza hekimliğin kapısı üzerine (Saadetini sırf maddi- yatta arıyanlar buraya giremez.) Tâvhası asılıdır. Hekimlikte muvaffak olmak için yapılacak yegâne şey da- mek, bu suretle malümat ve mümareseyi mümkün — olduğu kadar kemale erdirmektir. Bu- nun, her zaman temini muvaf- fakiyet edip etmiyeceğini bi- mem, Lâkin bunsuz muvaffa- kiyetin gayrı kabil olduğuna imanım vardır. Tıpta Tekâmül Tıpta tekâmül bilhassa ta- biati mütalea etmekle kabildir. Bunu yalnız kitaplarla öğren- mek mümkün değildir. Tabia- atin lisanını ancak iyi hocalar öğretir. Belki müstesna kabi- liyetler bir tarafa bırakılırsa tahsili ciddi ve kâfi olmıyan- ların hakiki bir surette terakki — eeei Ğ ŞEÜİyeerereee A eaeDĞiRmT Ğ, ima çalıştâkak ve daima öğren- ı Akil Muhtar B. - | nız. başına kaldıkları zaman öğrenmek ve ilerilemek için muhtaç - oldukları — sermayeyi kendilerinde — bulmazlar — İse tembelliğe ve daha fenası şar- latanlığa saparlar. Cemiyetin faydalı bir unsuru olacakları yerde bir menbaı felâket ke- silirler. Bundan dolayı talebe- likten sonra mümkü olduğu kadar uzun bir zaman labora- tuvarlar ve hastanelerde asis- tan kalmak lâzımdır. Bu sa- yede — hastalıkları, hastaları ve onlara karşı yapılacak en münasip usulü tedavi ve mua- ml öğrenirler. *Bir Hocanın (Nasihatleri Genç refiklere verebilece- ğim en samimi ve müfit nasi- hat bu olabilir; ( Yalnız mükem- mel olmıya sarfı gayret ediniz, başkaları sizi arar bulur ve kademe kademe yükseltir.) En iyibropaganda Amilleri sizden faide gören hastalardır. Başka vsüllerle parlamak - istiyenler nihayet harap olup giderler, Gençlere Tavsiye Doktor olmıya teşebbüs e- den gençlerin kendilerini iyice tetkik etmeleri lâzımdır. Zekâ- ları hattı vasatiden yüksek ol- mıyanlar, çalışmayı ve ciddiye- ti sevmiyenler hekimlikten kaç- malıdır. Tam bir sıhhat bu yorucu meslek için şarttır. Söylenilen şeraiti haiz olan ve doğru yolu takip edebilen- lere muvaffakiyet ve sandet Kadın Ve Kalp İşleri Evlenmek Erkek Nasıl Bugün erkekler evlenmek- ten kaçıyorlar. Bunun birçok sebepleri var, Bunları burada izah edecek değilim. Fakat erkekler evlenmiyor diye kızlar ne yapsınlar? On- lar bekâr mı dursunlar? Erkek yüzü gormesinler mi? Ya seviyorlarsa? Ya sev- dikleri erkek evlenmek - iste- miyorsa o vakit ne yapsınlar? Netekim dün bir kızdan al- dığım mektupta deniliyor ki: “İki senedir. külüvüm olan bir erkeği tanıyorum. Ben onu çıldırasiye seviyorum. O da ba- na karşı lâkayıt değill Fakat sevdiğini söylemiyor. Tahkik ettim. Evlenmek istemiyormuş, onun için alâkasını ileri götür- mek istemiyormuş. Ne yapa- yım, bu genci evlenmiye nasıl ikna edeyim?,, Evlenmek istemiyen bir er- kekle evlenmek doğrusu güç iş. Erkekler vardır ki, farkına varmaksızın sürüklenir, nikâh dairesine kadar götürülürler. Nikâh yüzünü parmağına ge- çirdiği zaman, bunun, kendi arzusu hilâfında bir emri vaki olduğunu anlamazlar bile, Fakat bazı erkekler de var- dır ki, tehlikeyi uzaktan sezer ve kaçarlar. Fakat erkeği elde etmek istiyen kadın, onun hoşlandığı şeyleri öğrenmek ve ona sev- gisinin — şiddetini göstermek yolunu aramalıdır. Erkekler vardır ki merha- met saikasile evlenirler. Erkekler vardır ki sevgilisi- ni ağlatmamak, Üzmemek ve- ya kurtarmak için evlenirler. Bir erkek, sevilmiye karşı ilelebet lâkayıt kalamaz. Erke- ğin damarı kabarır, ondan aşk istiyen bir kızı reddetmeyip erkekliğine menafi bulur ve yola gelir. Evet, bir kadın bir erkeği daima yola getirebilir. Fakat böyle evlenmelerden hayır olur mu? Onu da Allah bilir. Hanımteyze Gün 30 26- Haziran-931 Hızır s2 Arabi Rumi 9 - Safer » 1950 18 Haziran -1347 yakit-eranlevasati | vakıt-ezani- vasatt Güney/08.45 | 4.30 | Akşamlt2.—| 1945 Öğle | 432 (12.16 | Yataı ı.njıı.ıı 832 11617 | lmsak | 6.25| 2. İkindi stemiyen Kand_ırılır? BLÜZ Müsabakamız Bilüz Vî/lrüisrabakamıı Başladı. Takip Etmeyi Unutmayınız. Blüz müsabakamız cuma günü başlamıştır. On beş gün devam edecek ve hergün bir blüz. resmi — neşredilecektir. Karilerimiz. 7 inci sayfada intişar eden blüz. kuponlarını toplıyacaklar. En ziyade be- gendikleri üç biüzu - bildire- ceklerdir. En çok rey kazanan blüzlara rey veren karileri- mizden Üüç kişiye birer blüz hediye edilecektir. Bedava bir blüz sahibi o- mak istiyorsanız bu müsaba- kayı takip etmeyi unutmayınız. İntişar eden blüz resimle- kesmiş olmamak — için karilerimize yedinci sayfaya kupon koyuyoruz. Her gün yedinci — sayfamında — intişar edecek. PATRON KUPONU Karilerimizin gösterdiği ar- zu düzerine (7)inci — sayfaya nakledilmiştir. Oradaki patron kuponlarını toplayacaksınız. rini çok para kazanmak, zençi> | ve tealisi mümkün olmaz. Yal- | tebşir edilebilir.,, Tefrikamız: No 13 — Tiyatro sever misiniz? Şazel sokağı. ——— > — Evet, Mösyö. Jorjet Eyfel kulesi — gibi KIBMIZI. FENERLİ EVLER z ilüe — li — Hayır, Mösyö, Jorjet hiçbir ilân yapmaz. BAL aa a R Cu — Parisli misiniz? Gayet kibar bir ev açmış- 'UHARR“" MARYSE CHOISY — Evet, Mösyö. tır. Meb'uslar, hatta nazırlar... (Framsrzca aalımıı 200,000 ci tab'ından tercüme edilmiştir.) Süküt. Evet, dostum. bstidat: Sıfır. geldi. —Romanları sever misiniz, Ak: e Müşabedeler : İtimat caiz Konşita bizi baş başa, bu | Matmazel ? jeti :a';g;:' .ı:::l'(?:.h Jf?l'il değil. Garip, garip, garip bir | adamla mukadderatımıza bı- — Hayır, Mösyö. sarhoştu. Mahlük. Azıcık ta oynatmış. (Bütün bu kayıtlar tabit tahte bir isimle. ) Ben herkesin beni gördüğü gibi görmekten hoşlanırım. kadın herşeyi kaydetti, birşey unutmadı. Munta- tam bir kadın. — Yüz frank, lütfen, dedi. Parayı alınca: — Tam size layık biri var, tvlâdım, bir kont, hakiki bir kont, dedi. durun biraz. Odadan çikti, tek gözlüklü, Retirli bir adamla beraber raktı. Kont hazretleri başladı: — Hava güzel, değil mi matmazel? — Evet, Mösyö, — Bu sene ilk bahar pek erken geldi. — Evet, Mösyö. Süküt. — Dansingi seviyor musu- nuz, matmazel? — Evet, Mösyö. — Her vakit dâans eder misiniz? — Hayır, Mösyö. — Çok okur musunuz? — Hayır, Mösyö. — Romancı ŞHınrl Bordo) yu tanır mısınız —Kimdir. 0? Konşita içeri girdi. Mülâkat bitmişti. Kadınla Kont dışarı çıktılar. Kulağımı kapıya ver- dim. Kont, merdivende, kadı- na fikirlerini hülâsa ediyordu : — Hayır, bu değil, bu hiç « Güzel gözleri var, Çok cici, güzel, mine filân falan... Fakat çok budala... Bir kelime konuşmiyor. ! ı Jorjet —sabahın — altısımdan itibaren sarhoş olur. Herkes bilir ki Jorjet evine se kabul etmez. Kendisinden kibar bir ka- din istiyen — meb'usa - Jorjet dedi ki: — Ben sana dünyanın «en kibar kahpesini takdim ede- ızfiıı ği jet i de gördü, tarttı, "k.oııı etti, sord şı — Ne istiyorsun? — “Çalışmak,, istiyorum. kibar kadınlardan başka kim- ! Ne yapabilirsin? Her şey. İhtisasın nedir? Her şeyde. — Peki. Hoşuma gitti, yarın sant Üçte gelir misin? M... Buraya gelecek. (Burada bir isim söyledi ki ben tanı- rım, siz tanırsınız, herkes — ta- nır, fakat öyle bir isim ki mutlaka — gizlemem — lâzım. Sa Dünya Köpek MARKALARA Şimdi soyun bakalım. — Soyunayım mı? — Tabil... Vücudünün biç'- mini — görmeliyim. Hişt, ça- buk ol. — Peki amma... — Soyun dedim sanal.. — Olamaz... Yani... Dur... Şey... ( Arkası var) Nalça DİKKAT