24 Mart 1931 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5

24 Mart 1931 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

5S0ON POSTA Kari Gözile Cördük!erimiz Tebi Ve Türk İşçiler Si; AA Ker beki “::' u avallerin cevabını Olyak aün dünyanın - Alicenap Arupay dığı Türk, — kendini !ıx._’_' hoş göstermek - için hk Zamana kadar fedakâr- kendi Yapabileceği işi başka- et Tniyor. Kendi tebeasının ka ain “tMediği işleridir ki baş- Billetler tfradına yaptırıyor. Piamaşal erde bir vatandaşımız Sak l İ oför vesikası al- bi ':jı- Ret cevabı almış. "ıı..._" İ bi memlekette tenepi | Senebi şoför, binlerce Yarlar, ğ"m" adeta cirit oynu- Be.' “na ne dersiniz? soğktaş: Ahmet Nâzım Tok, Hayl OSTA: Denecek birşey akkınız var. C plar #vaplarımız —*n Püşada, Hamam cadde- Müşa ümarada M. Kemal Ef.ye: "")I Castınızı alâkadar mücs- Mlvxıguııı. Çünkü hatayı o 4_ İa Şin tashihi de ona düşer. SAA u tarzı harekettir. erkezBankas :"" hayatın uslahında bü- Çü bir amil olacaktır. PS R ka paramızın istikra» İ 'I.T.' temin edecek. önto ve faiz miktar- ni azaltacaktır. Uaae a hi dar simak, kete büyük hizmet demektir. —Aynca bir iş yapmaktır. Bu- Yüz lira verip alınacak İsse senedinin yarın bulacağını şim- bilmek mümkün de- F; Sat yüzde altı faizi mu- bilmelidir. 'Ğ'__"_-;kıd. hissedar yazıla- b_—'hy Hüsnü Beyin refi- Bi Berhum Semahat Hanı- Tuhuna — ithaf olunmak h—.::ll'hn yirmi beşinci günü öğle namazını Np_ Kızıttoprakta Zühtü Iı&::::ıhde mevlit — kıraat ü cihetle arzu buyu- teşrifleri. * TAKVİM — & BEŞ M24 . Mart - 931 Kazımı3e CoğyaM Rümt V.A:'."Ş- ve | n - Mart « 1307 V4 Vakat-Ezani- Vasatl M.20) Yatsa | L32 |19 s6 1549 | lansak 10 $8 6 17 —— a mğine aÜ Ed, XĞi Tefrikamız ' z ÂNTERVİL oszî'mll/îğlı ':iın:;ıu mükemmel bir tik, atile mukaddı - m addes va: L”'ıd.,l:' hafta başi bir defa L.m“ tükürmek, her ayın .“5. Ve sonuncu günü Hole büyük ğ llhı. renkli pencereden tekerlemelerini haykır- Akşam| N— 1823 Dünyada Neler Oluyor? l Köpeklere Tuvalet Ve Manikür YapanHususiBerber; ipek Çorap Nasıl Kurutulur ? - Dün- Köpeklere Mahsus Berber Dükkânında Bir Tuvalet Köpeklerin Berber Dükkânı Sinema aktrisleri köpeklere pek meraklıdırlar. Kazançla- ri da çok olduğu için bu köpeklere — sarfettikleri para, bir çocuğa sarfedilen para- dan pek çoktur. Köpeklere sarfedilen para- nn çoğu tuvaletlerine hasre- dilirmiş. Holivutta ilk defa olarak köpeklere mahsus bir berber dükkânı açılmıştır. Burada kö- peklere tuvalet, banyo, mani- kür yapılır. Kıllarını daimi buk- le” yapımaki için “hüsüsü 'haki- neler bulunur. Yukarda gördüğünüz resim bu berber dükkânlarından bi- rinde bir köpeğe yapılan buk- le tuvaletini göstermektedir. Postada Bir Tayin Ankara, 23 (Hususi) — Ve- fat eden Dimetoka posta müdürü Mehmet Ali beyin yerine Ankara başmüdür mu- avini Hâmit B. tayin edilmiştir. Foça Kaymakamı Menemen divanı harbince bir sene ağır hapse mahküm edilen Foça kaymakamı Lüfü Bey, —müddetini — İstanbulda geçirmek Üüzere Lura hapisa: nesine nakledilmiştir. ŞATOSU KORTLAĞI MÜTERCİMİ: Mes'ut Cemil maktan ibaretti. Bu iki esaslı vecibeden namus ve haysiyeti dolayısile vazgeçemezdi. Ha- yatı gerçi birçok seyyiat ile dolu idi. Fakat ayni zamanda mafevkattabia kanunlarla, ha- rekâtını son derece dikkat ve EN UZUN BOYLU ADAM Dünyanın en uzun adamların- dan biri lokantaya girince, hiz- metçi ona merdivenle yemek veriyor. Çünkü boyuna yetişmek mümkün değilmiş. ye Şirketlerde MUAMELELERİN TETKİ- KİNE BAŞLANDI İstanbul Ticaret müdüriyeti komiserlerinden Nahit Tahsin Bey şirketlerin blânçolarını tetkik etmiye başlamıştır. Bir kısım — şirketlerin — yaptıkları kârları hissedarlara tevzi etmi- yerek — müteakip — senelere devrettikleri görülmüştür. Şir- ketler bu - süretle para bulundurmak imişler. ellerinde istemekte ehemmiyetle mezxç ve ı etmişti. İşte bu şaşmaz intizam seciyesinin sevkile son vak'a- lardan sonraki ilk cuma günü saat on iki ile bir arasında koridorda üç aşağı, beş yukarı dolaşıyordu. Fakat görülmemek ve işiti- memek için azami dikkat ediyordu. Çıplak — ayaklarla kurt yenikli döşemeler üzerin- olduğu kadar geziniyordu. Ge- siyah — ipekten bürünüyor, de mümkün gürültüsüz niş ve bir mantoya ve En Uzun Adamı... İpek Çoraplar Islanıncg Böyle Kurutulurmuş Çorap Nasıl Kurutulur? Kadınlar, bütün dünyada yaz kış ipek çorap giyerler. Geçende Londrada bir sergi açıldı. Çorapların, sıhhat nok- takından hangi cinsinin faydalı olduğu tetkik edilmiş.İpek ço- rapların harareti çabuk - İsraf ettiği, bacakları üşüttüğü ve ekseriyetle bu yüzden romatiz- ma ve siyatik hastalıklarının husule geldiği anlaşılmış. Bunu ispat için de kadınların birine yaş ipek çorap, birine yaş yün —çorap giydirilmiş, bacakları hararete maruz bi- rakılmış. İpek çorabın daha çabuk kuruduğu — anlaşılmış. Herkese tavsiye ediyorlar: Kışın ipek çorap kullanma- yınız. Halı Kolleksiyonu Ticaret ve sanayi müzesi Türkiyede yapılan eski ve yeni halıların tam bir. kol- leksiyonunu yapmak için ye- niden birçok halılar almıştır. Bugün Türkiyenin en mak- bul halıları Kafkas mubhacir- lerinin Bergamada yaptıkları (Yağcı Bedir) denilen cinslerle Kemaliyede dokunan (Hüseyin Ef.) halılarıdır. Lâdik, Zağra ve Sivas halıları üçüncü de- ' recede gelmektedir. Te Misler — Otisin — verdiği yağı ihtimamla zincirlerine sürüyor- du. Vaktile şiddetle reddettiği bu. hediyeye şimdi korkudan Mmuhtaç olmuş ve bir akşam herkes yemekte iken Mister Otisin yatak odasından şişeyi aşırmıştı. Evvelâ bundan dolayı biraz vicdan azabı. duydu, fakat nihayet bu icadın kendi ga- yelötin “'da yardım” odebile- ceğini düşünecek kadar ma- kul oldu. ( Arkası var| Selma Hanımın Ölümü Tedavi Eden Doktorlar Ne Söylüyorlar? ( Baş tarafı 1 inci sayfada | ölmesi mes'uliyetini munhası- ran doktor Taptasa atfetti. Doktor Taptası, hastalığı anlamamakla, teşhisi pek geç koymak ve konsültasyon yap- mamakla itham etti ve mek- tubunu şöyle bitirdi: “Onun günahını Allah af- fetsin, ,, Hadişenin ehemmiyeti şısında biz ayrı ayrı alâ olan bu üç zat ile görüştük. Mütalealarını aldık. Bugün Ek- rem Behçet be sırasile Cemil Paşa ve Taptas beyin fikirlerini yazacağız. Ba- kınız Ekrem Behçet bey ne diyor : Telefonla Davet *“— Bir gün ansızın bana telefon edildi. Adres verdiler ve beni çağırdılar. Gittim. Arife günü idi. Halbuki genç kız daba evvel hastalanmıştı. Dört beş gün evvel bir Ame- rikan vapuruna, çaya ve dansa davetli imiş. Orada kendini üşüt müş, anjin olmuş. İlk tedaviyi Cemil Paşa yapmış. Tekrar bo- ğazı şişmiş. Taptası B. teda- viye başlamış. — Hergün iki defa gelmiş. Yanına gidip hastayı tetkik eder etmez vehbameti — derhal — anladım. hastaneye nakledilmesini söy- ledim ve: “ — Derhal konsültasyon lâzımdır. Cemil Paşa ve Tap- tas Beyle birlikte buluşalım Telefonla — görüşünüz. Tesbit ediniz. Bana telefon ediniz!,, dedim ve giderken de valde- sine tekrar, ihtilâtın — ehem- miyetini anlattım ve büyük da- marın iltihaplanmış olduğunu, cerahatin kana karışmak Üzere bulunduğunu söyledim. Sonra Haber Yok O akşam evde bekledim. Telefon Filân etmediler. Tam dört gün haber çıkmadı. Beni bu alileye tavsiye eden Nazire Hanıma telefon ettim. Merak ediyorum Cevaben dedi ki: “Onu hastaneye kaldırmışlar, ameliyat olmuş, çok ağırımış... Gücüme gitt. Acaba beni ça- gırdılar da niçin sonra haber vermediler. Hastalığın veha- metini söyledim. Konsültaes- yonu neden kabul etmediler? diyordum. Ayni gün akşama doğru kizin annesi — telefon etti, özür diledi. O gün akşam için hastaneye, konsültasyona gitmekliğimi telep etti. Kabul ettim ve gittim. Taptasın velce benim, hastayı görmüş olduğumdan — haberi — yoktu. Söylememişler M. Kemel B de orada-idi. Mösyö Taptas benim hastayı gördüğümün ertesi günü ameliyata İüzum göstermiş. — Halbuki — benim görmüş olduğum gün konsül- tasyon yapılsa idi, Mösyö Tap- tas ta tamamen benim fikrime iştirak ederdi. Esasen hasta: — Ölürüm, ameliyat yaptır- mam ! diyor, valdesi de kızının sözünü dinliyordu. İşte bu se- beple beni bertaraf etmişler, Taptasa bile benim noktai nazarımı söylememişler. İlk Konsültasyonda.. Genç kız hastaneye nakle- dildikten sonra ilk konsültas- yarın da yonda doktorlar ameliyat icrası için karar verememişler, bazıları itiraz etmiş. Ziya Nuri Paşayı çağırmışlar, karar — verilmiş, ameliyat yapılmış. Kan zehir- Hlenmiş, damar tamamen çürü- müş, benim ilk teşhisimde aldanmadığım — tezahür etmiş. Halbuki annesi kabul edeydi ve — konsültasyon — yapılsaydı tabiatile Taptas ta ayni ka- rarı kabul ekti, zannında- yım. Bir hastayı on hekim gi her hekirmin görd ân- teşhisler tamamen bir- birinin ayni olamaz. Bir kam- plikasyon — gözden kaçabilir. Bir hekim hastasını muhakkak kat'i bir şekilde teşhis etmiş- tir, diye iddia —olumamaz Bu işte kat'iyen Taptasın mes'- uliyeti yoktur. Günde iki defa gelmiş, — vazifesini — yapmıştır. İhmal Var Mı? İhmal ve teseyyüp te yoktur. Vazıh bizşey görmelidir ki teseyyüp veya kast olsun. Zira bu hastalık pek güç teşhis edilir. ve pek ender vukua gelir bir ihtilâttır. Ben de son defa Berlinde ( Nirhof ) has- tanesinde bu hastalıklara mah- süs pavyonlarda bu gibi vak'a- lara tesadüf ettim. Ehemmi: yetle nazarı dikkatimi celbetti. Orada profesörlere dedim ki: — Birde bu gibi ihtilâtat vaki — değildir. Bana - cevap verdiler: — Vakidir, — lâkin- gözü- nüzden kaçar. Mütehassısların eline düşmediğinden - başka suretle tedavi görür ve o su- retle neticelenir, farkına varıl- maz. Bunun Üzerinedir. ki ben bu hastada ehemmiyetle bu nokta üzerinde yürüyerek teş- hisimi yapmıştım. Belki ben de evvelce böyle bir hastayı göreydim bu ehemmiyeti ver- mez, kolay kolay hatırıma bile getirmezdim. Bu gibi vekayie tıp edebiyatında nadir tesadüf olunur. Görülüyor ki Taptasın hiç- bir kabahati yoktur. En büyük mes'uliyet valdededir. Ben (24) saat evvel hakikati söylemiş- ken niçin beni çağırmadı? Ni- çin tedaviyi geciktirdi? Harika Bekledik! Maahaza ikinci ameliyatı Tap- tasla birlikte yaptık. Halbuki hastalık artık dimağın damar- larını sarmıştı. Vehameti gör- dük. Bütün Ümitsizliğe rağmen bir harika bekliyerek herşeye başvurduk. Halbuki —ameliyat benim hastayı muayenemden (54) sa- at sonra yapılınıştır. (54) saat evvel damarı açsa idik belki kurtarırdık. Bu hastalıklarda (50) saatin pek büyük &hem- miyeti vardır. Ben gördüğüm zaman derecel hararet (38) di. Halbuki ameliyata karar ver- dikleri zaman derecei hararet (40) ın Üstünde imiş. Sonra anne hastane hakkın- da mütalcalar serdediyor. Ko- ca şehirde hastane mi yoktu. Mademki gidilen hastaneye iti- mat edemiyordu, başka has- tanelere götürebilirdi. Taptas ta oraya gelmiye ve ameliyat yapmıya mecburdu.

Bu sayıdan diğer sayfalar: