b i- B Yerilmesini muvafık görüyorum. Üa Nuri eczaneleri civarile li Kari Gösile Gördüklerimiz Balıkosirli TBir_ Kariimizin Aldığımız ...ffğf ; A T el Za dzimt F Mer'i kanun İktjrasındandır. Balıkesir. birinci smf vilkyet- Ktay ÜöÜikdir. Olsa bile ahalizinin bar Yüayeş aatrrufa — rlayet - eylemeci İçla de et için olduğu gibi burası amdır. Meclisi umumt azar kendi — aralarında — verdikleri Jörml Müclbince haddi azam olarak H Çaşin encümel daim! azalarının ,y_’ z elilşer lira aldıkları gö _'":u hal mexmnleket ve milletin Üa wecesile m asip değildir. Dahi leketin münevver, muktesit ere sa YtT ve hamiyetinden — intihap lta era, G Yarfeçiği özerlerine aldıkları/ vatan F Ü samaı, Deccanen bile Ha edebilirler. afih zati ( N a işlerini terk ile ekier .__’Nln.ı.ııım gelen bu İ Masrafları için yevml pek y ŞYAZAf memurluklara misbetle t yt İşleri bulunan, tada bir veya —'nl—-. olar encür dalınt azala- ı_": yetmiş beş İira Ücret veya $ Nöylece kki verilmesi, bu fedakârlığın kabulli bence rarurldir. İdarel husüsiye — müstahdemininin aa Umum? muhasebeden masç Memurine alsbetle bir misli fazlar Onlara da ayni nisbet dalresinde zevatın beşar ve — Süretle vaki olacak teberruat fasarruflarla — da —— bütçenin RRÜlsürlüğü ve milletin fakrü zar Nııı.— hasebile mektebi yapılamıyan Sehalette kalan köylere mektep Mi temin edilmiş olur. Bunu, olarak ileri #ürüyorum. Karilerinizden : — Balıkesirde, Bükümet caddesinde billürcu Naci ğ Doktorsuzluk Vvelki gee saat 10,15 te E—'ıydı Ethem — Pertev, © semtte doktor ara- n%u&keıe bile baş vurdum. "lldı_ taharriyatım semeresiz N“ılbt:;no:m nııın dikka- Akaaray sakinlerinden Saim b Covaplarımız d gA'de Çivicihamamı civarın- a Ahraman mahallesinde Tur-> sokağında 15 numaralı evde D, Vöysi Beye : hg:":' İzmir sıhhiye müdüri- Pocukj, Püracaat edini: Anizin — bazılarıı ._.’__*mı.ı.ı. Gazimustafake- Fada Mahallesinde 28 numa- Muşlan oğlu Ali Beye: lı.,u Venet için mensup oldu- ı__“'vh iye müdüriyetine mü- liniz. HL ik Ziya Beye: $ mkine itimat ediniz. deş ada — Kizılkum . kar- Ş Derviş oğlu Mehmet İRC'k çocuklu. ailelere yi müzin aıhhiye mü “:nııu.ı adinler Dini p İ (Ballıkapı mahallesi- ı.r;*ıı;.li caddesinde Ahmet ye ..%_'-!- edersiniz. İzmir sıhhiye 'Yetine müracaat ediniz. Tef B Ve 60 İngilterede yeni Faşist fırkasının liderlerinden biri Musolini taklidi nutuk söylerken| Gandiyi Satın Aldılar Senelerdenberi Hindistanda silâhsız itaatsizlik mücadelesi pan ve Hintliler nazarında ir peygamber kadar büyük bir mevkii olan “Gandi,, niha- yet kendisini İngilizlere sattı, davasından - vazgeçti. Gandi iki senedenberi ha- piste idi. Kânunusaninin baş- langıcında Hintliler büyük bir milli nümayiş hazılıyorlardı. İngilizler Hint isyanını bastır- mak için evvelâ Londrada bir yuvarlak masa konferansı tertip etmişlerdi. Bu konferansa Hint milli kongresi mümessilleri de iştirak —etmişti. Bu kongre akim kaldı. Hindistanda ikinci bir konferans aktetmek Üüzere dağıldı. unun üzerine İngiltere de Gandiyi ve arkadaşlarını tah- liye ederek milli isyanın, bir müddet için, önüne geçmek istedi. Gandinin ve arkadaş- larının serbes - bırakılması, 25 kânunuevvelde yapılacak büyük nümayişin önünü aldı. İngiliz- ler bu muvaffakiyetten cesaret alarak doğrudan doğruya bir itilâf aktine teşebbüs ettiler. İkâ hafta evvel müzakere Hin- distan umumi valisinin evinde başladı. Zaten Gandinin bu müza-. kereye muvafakat etmesi, onun için davasından vazgeçi de-" mekti. Netekim bu müzakerat OÖluyor ? ç İngilizler Gandiyi!: Satın Aldılar - Romadaki İtilâfta İtalya Boyun Eğdi Londrada büyük bir istikbale| mazhar olan dünyanın sevimli artisi Şarlo istikbalcileri y selâmlıyar bir itilâf ile neticelendi ve bu netice Gandinin —davasını ter- ketmesi ile tezahür etti. Yapılan — itilâfin ana hatları şunlardır: 1 — Gandinin açtığı silâhsız itaatsizlik hareketine nihayet ve- rilecektir. 2 — Hindistanda İngilir ma- mulâtına karşı boykotaj yapılmı- yacak ve İngiliz m. masına müşkülât nkğîı- gösterilmiye- Gandinin halen mevkuf Mmuvaffakiyetle tetviç için Delhide yeni bir yuvarlak masa konteran- n için hazırlıklara başlamışlardır. Bitkünğtüye Ganll'de murakhar olarak İştirak edecektir. Gandinin yüzünden silâhsız mücadele- yi bırakmıya mecbur olan Bahri Anlaşma İngiliz Hariciye nazırile Bah- riye nazırının Paris ve Romaya yaptıkları seyahat muvaffakiyelle neticelendi. Romada bir - itilâf aktedildi ve bu suretle Londrada yapılan beş senelik bahri tahdidi teslihat itilâfmamesi müsbet bir neticeye bağlanmış oldu. Amerikanın teşebbüsü ile İn- giltere, Japonya, Fransa, Ameri- ka ve İtalya arasında beş sene- lik bahri bir tahdidi teslihat mu- kavelesi yapılıyerdi. - Londrada SERVER BEDİ wwue - . " SİKİMİZ — îıl.:'.': '“"':eı iugi nefsi görünüyordu. Öyl Bup inle nasıl evlenebiliriz ? Anlma çi annenin babamdan Biğta Tazındır. <öbam dedi ki: İçin Şistüden ayrılmak benim Ümle müsavidir. desem bu. Kafamızın dikine gidemeyiz. Bugün Müzeyyen hasta. İyi olacağına eminim. Fakat ben hastalığın fena akıbetleri ola- bilir. Fatoşun derdi büyük. Fazıl bunu söylerken bu bir kahkaha sahverdim ve bel- ki üç beş kere: — Fatoşun derdi büyük ha?. Dehşetl Fatoşun derdi büyük.. Hintliler > aşlıyan bu müzakere Fransa ile î'ı.îî,’i'.......a.ı.ı ihtilâf yüzünden akim kalınıştı. İtalya Bahrısefitte hâkim kalmak istiyor, ve Fransa ile bahri kuvvetlerde müsavat iddia ediyordu. Fransa buna razı olmadığı için itilâf neticelenmemişti. Hatta bu yüzden Cenevredeki tahdidi te: konferansının manası kalmamıştı. Bunun üzerine İngiliz nazırları evvelâ Parise gidip Fransayı, se- nede 40 bin ton noksan gemi şasına razı ettiler. ya geçtiler. Müsolini, iki İegiliz nazırının ayağına kadar gelmesine mukavemet edemedi. İngilizlerin Diye tekrar ettim. — Fazıl gülmüyordu. Mühim bir me- sele halledecek adamlar gibi ciddidi. Anlatmıya devam etti: — Annen gene sesini ç- karmadan dinliyor ve çok dü- şünceli görünüyordu. Babam devam etti: *— Hem de efendim, biz birbirimizden resmen ayrılacağız. Annen birden bire sordu : “— Ne demek istiyorsunuz Hayri Bey ? Te Yani, iki gözüm, hep bir evin içinde bulunacağız, demek - istiyorum, gözlerimiz birbirini görecek. Bu da birşey değil midir ? Nihayet kendisini İngilizlere satan Hint Lideri Gandi teklifini kabul etti. Bu suretle mesele halledildi. Yapılan — itilâfnameye — göre Fransa gemi inşaatında İtalyaya falk olacak ve beş sene zarfında bu faikiyetini muhafaza edecektir. talyayı bu meselede muvafa- kat cevabı vermiye mecbur eden en mühim sebep parasızlıktır. İtalya bahri programını - tatbik edebilecek —paraya malik de- gildir, İstikraz yapmak ihtiya- tındadır. Bu sebeple $i l seyi — gücendirmemek takip etmektedir. İngiliz nazırları Romanın bu zafından mahirane bir tarzda istifade etmişlerdir. Babam bana döndü : “— Ey, dedi, Efendi! senin dilin. yok mu? Bir saatten beri hep senden bahâediyoruz. Hâlâ bir kelime söylemedin. “— Benden — bahsetmiyor- sunuz. Ya kimden ? “— Kendinizden — bahsedi- yorsunuz. “— Ama sizin için. “— Bizim için ama evvelâ siz kendi meselenizi halledin de ondan sonra sıra bize gel- sin. Burada bana ne söylemek işer? Babam güldü: — Vallahi doğru be... dedi. Sonra annene döndü: Nasıl Bir Kızla Evleneyim: 'Mahallenin Dedikodu- sundan Boz ulan Aşklar Yeni kayan araretlerini |— A9 Mektupları anlıyamıyanlar, bir genç kızla bir genç erkeği başbaşa gör- düler mi, mırıldanır ve dedi- kodu yapmak ihtiyacını du- yarlar. Bilhassa evlerinde kom- şunun - kızıni tarassuttan baş- ka işleri olmıyan yaşlı kadın- ların en büyük alâkaları genç- ler üzerinde temerküz eder. Sanki mahallenin namusu onla- ra mevdu imiş gibi, mahalle kızlarının — hiçbir. hareketini gözden kaçırmazlar. Kızları- mız daimi surette bunların gizli tarassutları altında yaşarlar. Ahlâki — telâkkilerle —telifi mümkün olmıyan bu hareket bazan bir aileyi bozar, çok defa — sevdalıları - birbirinden ayırır. İşte, size mahalle dedikodu- sunun kurbanı olan gençlerden bir iki nümune : M. M. imzasile bir genç kız derdini şöyle anlatıyor: *“Bir buçuk senedenberi bir gençle sevişiyordum. Son zaman- larda komşularımız saadetimize tahammül edemediler. Münasebe- timizi aaneme, babama haber verdiler. Biz de bir müddet görüş- memiye çalıştık. Fakat dayana- madık, Tekrar buluştuk. Bu defa ailem tekrar haber aldı. Beni sıkı bir kontrol altına koydular. den çıkmama bile müraade etmi- yorlar. Hatta arkadaşlarımla bile görüşmeme razı olmuyorlar. Daha fecii, mektebimi terkettirdiler.,, * M. H. imzasile bi mektup : aldığım diğer *“Temiz bir aile kızile sevişi- yordum. Bu sevişmeyi çekemiyen muhitimiz, — etrafımızda — iftira- larla dolu dedikodu çıkardılar. Bu dedikodular ailenin kulağına gitti. Görüşemez olduk. Şimdi birbirimizi yalnız hayalen göre- biliyoruz. Bütün bu manialari aşmak mümkün değil midir? , Bu iki çocuk, insiyaklarına kapılmışlar. Belkide yuva kuracaklar. Fakat ne eski neslin, ne mahalle dedikoducula- rımın zihniyeti buna tahammül edemez. Onlar gençlere — seviş- mek hakkını veremezler. Maamafih hakikati söylemiş olmak için kaydedeyim ki, bu ço- cuklar henüz tahsil çağında gö- rünüyorlar. Henüz çocukluk aşkı addedilebilecek bu muvakkat ve geçici sevda yüzünden tahsillerini feda edemezler. * Amasyada A. K. Siz kadınlara ehemmiyet ver- mezsiniz. Onu bir sepet gibi yanınızda taşımak istersiniz. Ev- den ziyade işinize, kadından ziyade erkek arkadaşlara ehem- mes'ut bir « — İşiltiyor musun?.. - Bu gençlerin hakkı var. Onlar bizi bekliyorlar. Biz iyice gdüşünüp taşınalım. — Bakalım bizim — onların — saadetlerine mani olmıya hakkımız var mı? Bunun üzerine annen ayağa kalktı, kaşlarını çattı : *“— Ben de bu meseleyi rabatça düşünmeliyim. Acele- miz yok. Hele evvelâ şu kız iyi olsun! Dedi. O günlük okadarla kalmıştı. — Sonra bu bahis yine açıldı mı? — İki kere daha. — Hep hastalığımda mı ? — Hep hastalığında. Bak Karilerimizden aldığımız aşk mele- taplarını sirasile neşrediyoruz. Bu #ü- tunda hergün bir mektup neşredilecek ve baftada — bir defa Gençlik ve Ha- pünleyze sayfasında beş on mektap birden neşrolunacaktır. Çıkan mektup sahipleri — Idarehanemize — uğrıyarak mükâfatlarını alabilirler. * Sedat; Gözlerim, o gecenin, seni bana tanıttıran o müstesna gecenin füsununa doyamamış. El'an seni arıyor. Bazan de- rinleşen, bazan berrak bir su kadar şeffaf olan o ilâhi göz- lerin... İşte ©o gözler ki bana bilmediğim aşkm — musikisini fısıldadılar. Günler geçiyor. Fakat na- sıl? Kalbimde aşkın gün geç- tikçe artan harareti gözlerim- de, gözlerinin hiçbir. varlığın silemiyeceği hayali ile.... Sana aşkımın — büyüldüğünü — nasıl anlatayım ? Dinlediğim musikinin heye- canlı nağmelerinde, seyrettiğim tablonun nezih güzelliklerinde hep seni buldum. Güzel ve yüksek olan her varlıkta an- cak sen varsın.. Sende ..... O bir çift siyah inciler..... onlar oldukça..... ben senin ebedi Saltnla Bi Sörlü. vev: Sen de beni seviyor Karaman Tortan - zade Nall B. hünesi Si;ğğl;edın iniz. Hayatın daha ziyade sathi taraflarına ehemmi- yet veren basit, tahsili az, idare edilmekten hboşlanan bir - kızla evleniniz. Hanımleyze — TAKVİM — Gün 319 - Mart - 931 Kasınızı Azelk Rumt 18 * Şevval - 1869 | 26 - Şubat - 1347 — — Vakit-Ezanl- Vasatı | Vakıt-Ezani- Vasıt! yu— —— Güneşi 12 166 22 | Akşam'12.— 1607 Öğle | & 16 124 | Yatı | 130 h19.s7 İkindi| 9. S1 15 .40 | lnsak Wm ss| 4.44 dinle. Ertesi akşam yemekte bahsi annen açtı: *“— Hayri B., dedi, ben bu bahsi uzun uzun düşündüm. Doluya koydum olmadı, boşa koydum olmadı. Bunların za- ten aralarında birşey olduğu- nu ben de seziyordum ve bir rezalet kopacak diye ödüm kopuyordu. Hâlâ da bu korku içimde var. Ben müzeyyenin istikbalini çok düşünürüm. Bu kız benim başıma bir felâket getirecek diye daima korka- rım. Ben mi terbiye edeme- dim, o doğuşunda mı öyle idi, bilmem ; ben Müzeyyenin bazı huylarından... ,, (Arkası var ) I ! Wi SAT AOĞT BÜEYEEE MaRKDaN H nn | f SĞ |)