4 Mart — SON POSTA &_—_————_——_ ;—__——— İ 6AN DALGASI || Tahkik Heyeti Neticeye Varmak İçin Harıl Harıl Çalışıyordu.. Si Bu Hakkı Mahfuzdur ati iınd; yapıldığı takdir- w çirkin olacağı an- Miş ise de, müşteri, bu bikide 'tadil hususunda israr İ'nden. istenilen — tadilât "”!— Viyanadan ( Jozef Layn Kavf ) ismindeki ko- (';.Yoxıcıı vasıtasile İstanbulda Çi Silviyo ) namına yok F“uı Silviyoriçi, — ortada k.,:: Arabayı gümrükten çı- aa Mateo ile Mihal de ara- nereyo gittiğini bilmi- . Şimdi zabıta, bu işin ::ı“” düşmü.,m Bütün ta- Memurları, Beyoğlundaki arı dolaşmıya ve tah- hık Yapmıya başladılar. Tah- 4t uzun sürmeden mesele h. Arabanın şeklindeki Kai Giyetle, tekerleklerinin lâs- km:m'huı tahkikatı pek kolay- bay iştı. Yavaş yavaş, ara- keli Muhtelif zamanlarda, muh- Yerlerde görenler meydana "'lîıqr, ve bunların ifadeleri, ’*d.: hakikati aydınlatmıya ediyordu. Nihayet araba- "Yeîh;dcn geldikten sonra, Tatai, Eününe kadar, Şişlide Hapgi, Saddesinde (Hazaros) S nin arabalığında kaldığı *.hlhı.(. Bunun üzerine, ©o h derhal — taharriyat WĞE Fakat, iki ceki çapka p, Ermenice ve üç Rusça Mü Başka birşey bulu- Tahkikat tamik - olun- tün o tivardakiler, ge- ayı ve gerek araba- he A tanıyorlardı. İlk zaman- M '&Yyı idare eden, Sivaslı ’ g S'npyın) dı. Bunua 'asköyl Yervant "'lx“ lyan) yla ( Vir.ıh isminde de bir Fakat şimdi, ikisi 'dan yok - olmuşlardı. ı lq mı'(Ohıı'ıııcıG:ınpyın) kardeşi olduğu ’*) '“Mı aa Bu adam (Grav” Bartımanında — kapıe- Nd.' (Osep Topalyan ) q'.dı'd' bir yeğenleri — vardı. Bunlar, Yakalandı. İfadeleri aj 'kkh“ . Mığırdıcın ora- tlhgını itiraf ber, son zaman I"Wıu_n_f*mden haberdar u% iddia ediyorlardı. N birşey söyletmek "'Tî:' dY"ıe başkalarin- 'evam olunurken ::.. ..m';: (bahriye ne- Ha cisi) Baha B.in SS T Ranam R._umı.n. Pa 9 h""'ü ve gerek A bulundu. Sösterilen arabı y"zı""dl tünel cıvuın:ıı n ..'î tokağında oturan ğî fesmiye olunan bir ıq., 'çla Yervant ta u,_ hıqud';dlyodudı Azi ml h"”"" yüzlü ve —G düyüazaı kalmamıştı Rusçuklu Ramazan âğanın bu ifadesini, o civardaki sra- Yazan: Ziya Şakir bacılardan Mehmet ağada teyit eyledikten sonra diyorduki : ÇArkası var) Simit Narhı Belediye Altmış Para Koydu, Fiatlar Elli Parayı Buldu Belediye simitlere (60) para olarak narh koymuştu. Bu narh konulurken - simitlerin o zamanki gramları nazarı dik- kate alınmıştı. Simitçiler narh- tan sonra simitlerin gramlarını yarı yarıya indirmişler, bu suretle narhı hükümsüz bıral dır. Belediyenin bu ildeki simit ihtikârma mani olması beklenmektedir. TOMBALA!. Gazetemizin îkramıyeli Tombala (Baş tarafı 1 inel sayfada ) 2 — “SON POSTA, b kartların neşri hitam bulduktan sonra, tombala numaralarını ihtiva eden kutudan hergün DA YN ŞOMEKALN Lâvha C D KA Lâvha DA K AA Lâvha Dün (2) iki numara çekecek, ve gazetede ilân edecektir. 3 — Bu numaraları elinizde bulunan on iki karttan hangi- sinde bulursanız Üzerlerini çi- e E N ĞĞ ĞD İA ÖĞ No.2 No. 3 No.4 MÜHİM BİR NOKTA Bu müsabakaya uzak, yakın “SON POSTA ,, ailesine mensup — hiçbir kimse iştirak edemez. | kartı Başladı... 4 — Aradan bir müddet geçtiği vakit birçok numara çekilmiş olacaktır. O zaman kartlarınıza bakınız. Bunlardan bazılarının dolmıyı yaklaştığı- nı, bazılarında ise Ççizilmemiş bir miktar boş yer kaldığını göreceksiniz. Kendi kendinize düşününüz, acaba bu kartlardan hangisi daha çabuk dolacak, yâni kazanacak? Bittabi bilemeze'. niz. Bunu tayin etmek sadece talüm ve tesadülfün elindedir. Oyunun zevki de, heyecanı da işte asıl bu noktadadır. 5 — Tombala oyunu bu noktaya geldiği zaman, (SON POSTA) numaraları çekmiye fasıla verecek ve size şunu söyliyecektir : Lütfen elinizde bulutan on iki karttan hangisinin daha ça- buk dolacağına hükmediyorsa- sız onu alıkoyünüz, diğer on bir kartı yırtınız ve alıkoyduğunuz hergün — neşredilecek olan kuponlarla birlikte mat- baamıza getiriniz. veya gör deriniz. una mukabil mat- baa, intihap ettiğiniz kartı tasdik edecek, fazla olarak o karta mahsus bir “sıra,, numa- rası verecektir. 6 — Kartların tebdili mua- melesi hitam bulduğu gün “SON POSTA,, bütün karile- Fini şehrimizin en büyük sine- malarından birine çağıracak ve karilerinin huzurunda, Noter memurunun da kontrolü altın- da mütebaki tombala numara- larını çekecek, sinemada bu- lunmıyanların duymaları — için ertesi gün ilân edecek ve ka- zanan her kariine mutlaka bir hediye verecektir. Kaç Kıî»c Kazanacak ? Bin mi, beş bin mi, on bin mi burasını kestirmek bu da- kikada mümkün değildir. Fa- kat tekrar edelim: En çabuk dolacak olan kartı kaç kişi intihap ederse, okadar karie mutlaka bir hediye verilecek- tür. Bu karilerin adedi kaç olursa olsum ! Hediyelerimiz — Nelerdir? 7 — Hediyelerimiz arasında mühtelif kıymette olanlar var- dır. Birinci hediye nakten (150) liradır. İkinci bediye mükemmel bir gramofon makinesidir, çüncü hodıye 50) lira, dör- düncü hediye bür radyo maki- nesi, beşinci hediye (25 ) lira nakit, altıncı hediye bir altın saattir. Hediyeler arasında kıy- ııeh (so) Bira ile (15) lira ara- değişen erkek, kadın ve çn:vklırı ait pek çok eşya Hedıye Nasıl Dağıtılacak ? 8 — Tombala kâğıtları olan her kari mutlaka bir hediye kazanacaktır, fakat bu hedi- yelerin kıymetleri muhteliftir. Bunları nasıl taksim edeceğiz? “SON POSTA,, bunu da dü- şündü, ve iyi bir usul buldu. 9 —Matbaada kartınızı tas- dik ettirirken o karta mahsus | erkenden uyanmış, HİKÂYE Bu Sütunda Hergün AN Onu — niçin unutamadığımı ben de bilmiyorum. Aramızda eçen şeylere bir macera bile âeııneı. Bu, küçük, basit, alelâde bir hatıra.. Anlatayım: İzmirden geliyordum. — Se- yahatte yalnızlık kadar can sıkıcı birşey yoktur. Sabahleyin göverteye | çıkmıştım. Güneş henüz do- ğuyordu. Ruzgâr serindi. Mavi ve kurşuni sis yığın- ları suların sathında süzüle, süzüle ufka doğru yayılıyordu. Vapurda makinenin muttarit gürültüsünden başka bir ses yoktu. Gittikçe derinleşen bir vüs'at içinde yapa yalmız kal- mış bir insan gibidim. İçime bir hüzün çöktü. Biraz da üşümüştüm. Tekrar yatağıma ııııııınık. kamaramın pencere- sini sıkı sıkı kapatarak loşlu- gömülmek istedim. Ve tem- bel adm.ıırlı salona doğru idüm. ’ür(ü)ndı kimse yoktu. Yalnız, kamaralara — açılan — kapının anında küçük bir çocuk, be- ğeklerilc oynuyordu. Yapına sokularak çenesini okşadım. Gülen gözlerle bir benim yü- züme, bir de salonun mukabil köşesine baktı. Orada genç bir kadın kahvaltı ediyordu. Yolculukta fazla merasimpe- rest olmuya lüzüm yoktu. Du- vardaki zile dokunarak ona yakın bir masaya — oturdum. Küçük yolcu da gülümsiyerek yanıma sokuldu. Bu yaramazla pek çabuk ahbap oluüverdik. Bana bebeklerinin isimlerini söyledi ve onlara ait bazı vak'alar anlatmıya çalıştı. Gar- sona kahvaltımı ısmarladıktan sonra genç kadına, çocuğunu işaret ederek: — Ne sevimli ! dedim. Bu, konuşmak için iyi bir vesile oldu. Kadın, anne duygusile ondan şikâyet etti. Sonra havadan, yoldan, | vapurlardan bahsettik. Yalnız seyahat ediyorlamış. İki se- nedenberi ayrı oturan kocası şimdi onları bekliyormuş. Kahvaltıdan sonra ona de- nizin güzelliğinden bahsettim. Beraberce — güverteye çıktık. Parmaklıktan, — köpüklenerek birbirine karışan suların kay- naşmasına — baktık. — Tomris, mes'ut bir bir de seri numarası almıştınız. Kâğdınız. tombalayı l(ııındıgı zaman yine ayni günde, ayni ! sinema binasında bu seri | numaraları - üzerinden ikinci bir — kur'a çekilecek, ka- zandığınız hediyenin her cinsi bu kur'ada anlaşılacaktır. Meselâ kur'a kutusundan, farzedelim, — evvelâ (8) m- mara çekildi, hediyelerin liste- sine baktınız, bu (8) numa- ra da (150) lira yazılıdır. Şu halde bu (8) sıra No. sı kimde ise o (150) lira kazan- mış demektir. Kuponunuzu gösterip mükâfatı alacaksınız. Devam ediyoruz: İkinci olarak (12) numara çık- tı, hediye listesine baktınız, (12) numaranın hizasına bir altın saat konulmuştur. Demek bir altın. saat — kazanmışsınızdır. Kuponunuzu gösterip hediye- nizi alacaksınız. Meccanen Birde Sinema Seyredeceksiniz Yı kaydettik: Tertip Yazan: Necati Yusuf NE etrafımızda dalıp çıkan Yunus balıklarını göstererek bebeğini korkutmıya çalışıyor ve ellerini çırparak bizi güldürüyordu * Günümüz çok neş'eli geçti. Akşam, yemekten — sonra genç kadın Tomrisi yatırı yanıma geldi. Tuvaletini değiş- tirmiş, omuzlarına da bir şal atmıştı. — Bu akşam hiç salonda oturmak istemiyorum, dedi, Güvertenin kuytu bir köşe- sindeki hasır koltuklara otur- duk. Denizin karanlık sathındea gümüşi parıltılarla yanan ay ışığına Lakarak konuşuyoruz. Züzgâr omuzlarındaki şah sık sık ellerimin üstüre ai yor. Onu örtmek için daha an sokuluyorum. Kol'arım ir n için saçlarına, omuzların.. te- mas ediyor. Ve bir konyak daha içiyoruz. Bu, onun ilk içkisi, — Tomris olmasaydı. ben yaşyramazdım, diyar. Hayatın- da hiçbir saadet duymadığını heyecandan titriyen bir sesle uzun uzun anlatıyor. Onu hiç kimse anlamamış. Genç kızlı- ğının bütün emelleri, içinde kalmış. Gözlerinde iki damla Başı dayanacak bir yer arı; Ona, teselli edecek şeyler lüyorum. Bir ninni gibi dinli- yor ve gözlerinde hareli bir ışık yanıyor. Biraz daha soku- larak başını kolumun üstüne alıyoram. Bir çocuk gibi munis, göğsüme yaslanıyor. Vücudün. da hafif bir titreme, dudakla- rında yakıcı bir tebessüm do- laşıyor. Yüzümde nefesinin sı ğım daka yakından & yanımızda bir çocuk sesi; — Amnel diyor. Genç kadın kü lıkla yerinden sıçrıyor risi kucağına alarak kamarası- na doğru koş aklı- ken Onu öğleye doğru vapur boşalırken —tekrar gördüm. Kocasının — yanında — şen ve mes'uttu. Süratle dönerek ka- marama sokuldum. Ben vapuru terkederken etrafta yük taşı- yan hamallardan başka kimse kalmamıştı. ettiğimiz eğlenceye iştirak için hiçbir. zahmet yoktur. Yapa- cağınız bütün iş, kuponları ile birlikte tombala kartlarını kes- mek, sonra gazetede hergün beşredilecek - olan! numarala- ra bakarak kartları doldur- mak ve nihayet bir gün sinemaya —gelerek mütebaki numaraların çekilmesinde hazır bulunmak, fazla olarak hedi- yenizi almak ve meccanen bir de sinema seyretmektir. Maamafih sinemaya gelmek için, meselâ taşra karilerimizde olduğu gibi bir mecburiyet yoktur. Sünmada ada lar ertesi gün gazetede ilân edilecektir, bakar, anlar, kar- tınızın kazandığını görüsseniz elinizde bulunan seri numara- sını okuyarak, mükâfat listesi- ne bakar, hediyenizin ne ok duğunu da anlıyabilirsiniz. Dikkat Kuponlar ge' 4enin — baş