SÖN POSTA İ KAN DALGASI (l aydutlarda Ümitsizlik Ve Derin Bir Elem Başladı, Fakat Bu Sırada... ber ) Ne — yapacağır.. n-ııı! çe miyiz? — - Hristofor cevap verdi: — İşin sonunu ahncıya ka- bekliyelim diyorum... — İşin sonu- gelmezse?.. Buna Kirkor cevap verdi: - & tiriri İ Bir dakika süküt ile geçtik- , 0 Sonra, elindeki revolverin AM etti. « — Ben Amerikadan gelir & Sabin,, in ruhuna yemin a. — Oni intikamını Tcıya kadar n:lindu silâhı H Miyacağım. tofor, yavaş yavaş ba> kaldırdı: akkımızdır. Müye bile kacet yok. n Tvvetin bir kısmı dağılır hîm'dd' kalanları top- i geri çekilmeli, yeniden ..â:ınkhirdıhıhkuı aatlidir. Tıpka. bir kan dal- gibi.., Hacı Nişan, elindeki revol- '.llııııhuinelıııy;k ndan bir cıgara aldı: M Penim, biç ümidim kak Hristofor sordu: g. Bugün için mi? Yarın Pu b —N. bugün için.. me ya- İçin ?... H"ülnioı. sağ elile masanın trine bir yumruk vurarak &ğa kalktı ve haykırdı: y — Nişan.. sen, tsız bir adamsın... Hacı Nişan, dudaklarından eksik olmıyan tebessümü z daha genişleterek başını di. Cıgarasından bir nefes tikten sonra mutavazı bir cevap — vardı. — Ben belki çok yavaş bir mum, Fakat korkak deği- > Peki.. ümidini niçin ke- | *Orsun?... — Ne çıkar?.. Şu dakikada Plmiz müsaviyiz. Ya burada öleceğiz.. Ya buradan en beraber — parçalana- * Tarihi Tefrika No. 25 B ĞLez kınyorlar... Tarasaya iltica eden memur- ların artık tabü tuvamı kesil- mişti. Açlık, susuzluk, neticesi ölüme müncer olmak ihtimali Çocuk Bilmecemizi Doğru _l'_l_alledenler * 317 Muninmer B. ve Hanımlar. Birer Kitap Kazananlar Aydında aşağı Kozdibi maballesin- Yazan: A, —— OLUÇ ALİ REİ Kılıç Ali î;n—;—l'hhnlm İN " *t can çıkmayınca Ümit aşt O dakikada aklıma & “Şttin söylediği bir söz gek Müğy V3t reikin bana hediye , ı::'“ bakmış, bakmış ta 1 ! x;.';_hh; sihirlidirl. Dra- * udloııılıııı galip | .;::ı'l!lu bir — başından .'ı:' M Nlnd;'ı'.ç:hıııı hep V aei eat A "fı.:.u:_' ü=c=;= | Tesiri alunda, kalıcı şiddet- l yırdım ve bavda geniş. bir helezon çizdim. Bu kalhıç şöval- yelerin ince uzun kılıçlarına ben- zemiyordu. idir G Türk duğu besbelli idi- Evvelce de söy- üzerinde Turgut re- lediğim gibi taşıyordu. Servane isin damgasını bakkı varmış. Ben bu eğri l silâhşörlerin Türk kılıcını çekip üzerine atılır. atlmaz meyhane bullak oldu. MA hlıbııiı: şfm kı kıheımın git :ıı'ıîıî;ı:ı'n ı.lı'ııı.'ııınıd.ı çil yavru- dları gibi darmaduman oldular. Bir kumu Yazan: Ziya Şakir pısından çıkabilir. Bu suretle, hiç'olmazsa, beş on banka memuru kalıyor ve ekseriyeti teşkil eden reji me- murları giderek - başlarındaki tehdit kuvveti azalıyordu. Kir- kor koridorda dolaşan Aarka- daşlarından birini daha aldı, Tarasaya — çıktı. - Memurlarla görüştü. Yalnız reji memurlarmın, reji kapısından çıkıp gidebile- — 1 « İlân 3 satın geçmiyecektir, 2 — Her satır 4 kelime besap edi- lecel mukabilindedir. 4 — Her 3 artırdan fazlasına” 2 kupen ilâve edilmelidir. SON POSTA yı okuduktan sonra ilân kuponunu saklayı- mız. Bundan $ adedini ilânınız ile birlikte bir zarfa koyarak posta ile İdarehanemize gön- deriniz. İlânınızın gazeteye gir- mesi için bu kadan kâfidir. —— SON POSTA — BEDAVA İLÂN KUPONU 6 -Şubat - 1931 ESKİŞEHİR OKUYUCULARIMIZA — ktlir. , 8 -- Her ilâa $ adet Üün kuponu | $ -- Her kupon Üzerindeki tarihten ; bir hafta müddetle muteberdir. tstesyo- | Birer Mendil kazanınlır ' cekleri bakkında verilen kararı | , y Riharen menfaatinizi düşü- tebliğ etti. Bu esnada tör sir Edgar Vensanla Maksi- mofun geldiğini gördüler. | Arkası var|) Üsküdar Ö Hale Sinemasında — | 1ezzEml TATU VE şexERLEmE. ARK LER — Baklava, börek, pekslmet, be- ğ dem süneii, andüa Belvası, ağırü genye Mümessili: Vladimir Gaydarof | (.. ve ibtiyarlar için çok lezzetle ve zevkle yenir. Şişli Bomonti Mstasyonu İzset paşa sokağı namara $ Muhlle KA a e a S ği aei len MUHTEREM TÜCCARLAR — Güm- rük işlerinizde İstifade süret — teahilât ve teminat İstersenlz bahçekapı Agop- yan hamında İlhami Ahmet fırmasına verkale. de bakkal Mehmet çevuş mahdumi Necip, Gelenbevi orta mektebi 15 Mustafa Salm, Ankara Hessi - Üçlünci sml &1 Abdullah, Ortaköy Dereboyu 163 mumaralı apartımanda Halide, Aydın HANIMLAR TERZİHANESİ — Bah- Kazimpaşa hamı No, 12, Telelon anbul 4057 UŞAKTA : Kemahb zade Mehmet Asum Heyde her mevi Örakıç şarap, kenyak bulunar. gönci snaf 187 Melâhat, Beyeğin Tarlar Ü z A yi — Patih aakeri başı Firin sökak 14 AN Riza, Ankara | ylğğ l terhis teskeremi Beyoğlunda Erkek orta mektebi birlaci mmf ybettim. — Bulan — varen — aşağıdaki Sedat, Salihlide Avukat Hayri Bey göndermesini Insaniyet namına Eminbey — mahallı ederim. — Beyeğlu, telgraf tevri Fuat apartmanı Fehime, Askara Erkek ' memuru Seyfettin I'ıı—ı birinci snıf 289 Orhan, İstanbul di eRA Na aa Cevet, Ankara ÜN ZAYI—. Nüls kâğdımı, unvan teske- Hey yantasile | vi kaybettim, Hükümleri yoktur. Murat oğle Murat Nuruosmaniyede Safçu hap 9 Konya Erkek İieesi 609 Mehmet, Kuleli Askeri lisesi 911 Mehmet, Am- kara Erkek lisesi mm! 9, 38 Rauf, İnönü İlk mektebi talebesinden Sadettin, Ada- ma lisesi af 9 talebesinden 235 Salt Adena, Hsesi sınıf 9 Kemal, Ereaköy Kavakhbağ Zekiye, Ankara Erkek Hsesi va Hilmi, Eskişehir Escal snıf 2, 340 Abbas — Ankarn — İsönü — mektebi beşinci sınıf 293 Ridvan, — Edirse Erkek — lisesi ikinci simıf 217 — Meh- met, Ankara — Meçbul asker mek: tebi dördüncü ıf 98 Halü, Arka- va Ulucanlarda Anafarta mahallesi 5 Nimet, — Urzunköprü —postane yamında Albert, Edirne Kuraağaç iatasyonu tel- graf memuru Mustafa Bey kazı Nerahat, Edirae Osmanlı bankasmından Mestan B. kerimesi Muzaffer Hanun ve Beyler. Ümit sabun ve yağ deposu Ramazana mahsus — mülhiş tenzilât : Fişkin çamaşır ve Ay- vahk kokulu hamam sabunları Ekstra ekstra Ayvalık zeytinya; 65 Halin yı-ı..ı'.p hadidi yağı 170 Halis Urfa 150 En iyi, en temiz ve ucuz mal satan yegâne depodur. İstanbul Asmaaltı Zındanka- Pt Üçyol ağı No. 53 Hüseyin. Kıyyesi Kuruş 45 45 atıldılar. Size yemin ederim ki | dir. O zamanlar Türk korsan- an dakika sonra meyhanede bir | ları için İtalya, Fransa ve İspan- | tek sağ silâhşör kalmamıştı. ya sahillerinde Gdemir atmak, Fakat bunlar da kim?.. Kar- | oralarda şımda kılıçlarını sıyırmış sekiz ge- | hatta ta içeri köylere kadar git- mici peydahlandı. Dikkatle bak- | mek işten bile değildi. tım. Bir. tanesini gözüm — mırdı. Korsanlarla birlikte gemiler- Tanıdım. Bu adam, Turgut reisle | den birine bindik. Beni derhal birlikte kurtardığım ikâ Türk | lsç kasaraya götürdüler. Orada korsanından biri idi. Kendisini | bir rein oturmuş, düşünüyordu. Bizim geldiğimizi görünce ayağa kalktı. Hemen tanıdım: Bu, Tur- güt reisin ta kendisi İdi, — Ne var Hasan Kelle? diye sordu. Yüreğim heyecandan kabarı- — Bu kılıcı nerden buldun ? Başımı dikleştirdim ve ben de 'Türkçe cevap verdim: — Turgut reksin hediyesli. yordu. Beni Papanın silâhşörleri Bu eevabımı İşitince tek ke- | elinden kurtaran adam birkaç Hme İle: adım attı ve sordu: — Gell dedi. Ve sekiz gemici | — — Bu delikanlıyı tamıyor mu- beni aralarına aldılar. Meyhane- * sun rela? dedi. den çıktık. Sahile indik. Deniz | — Koca Turgutla gözgöze bakış- kıyısında dört gemi bekliyordu. | Uk. Heyecanım fazlalaşmı,tı. Tur- Fakat derhal anladım ki bun- | gut bir an tereddüt edir gibi lar Türk korsanlarının gemileri- | oldu. Beni tepeden tırnağa kadar günlerce kalmak ve | Bir Kadın Fahriye sorduk: — Hazretl Kadınlarla na- sılsın ? İçimizde kadın sergüzeştleri en zengin olan © idi. Cesur v;hııhı Maceraya mdnımx atılır ve ekseriya af, gari; ve bazan da tehlikeli ıl:l'm: Te İ h: — Evr mfudın paso | dedi. — Niçin? diye sorduk. Ayağa kalktı, ellerini cep- ü | lerine soktu. Enine boyuna bir dolaştıktan sonra, — birimizin önünde —durarak — anlatmıya başladı. ( Söz söylerken yalnız bir kişiye hitap etmek âdetidi.) — Kocasını çok seven evli bir kadına kur yapmıya baş- ladım. Benim nazariyeme göre en çabuk razı olanlar, bu nevi kadınlardır. Bir kere daha: — Niçin? diye sorduk. — Çünkü, — dedi, bumnlar, kalplerini kocala ına tamamile verdikleri için vücutlarını baş- kalarına terketmekte mahzur örmezler. Kocalarına karşı laydukları aşk, ihanetleri için en mükemmel mazerettir. ve kocalarına karşı tazminat ma- kamına geçer. Hem işin felse- fesini bir kenara bırakalım. Hakikat şudur ki bu kadm bir gün benimle başbaşa kalmıya razı ve evime geldi. Yapyalnızdık. bile savmıştım. Alelüsul evve- lâ ilk likör kadehini ağzına dayadım ve sonra, dudaklarını dudaklarımla kuruladım. Sonu- na kadar giden bir teşebbü- sün adi teferruatımı geçelim. fıkraları gibi anlatılması can sıkabilir. Tam bu sırada sokak ka- pısı çalındı. Benim Ayazpaşa- daki evimi bilirsiniz. Misafir odası sokak kapısının ta yamı başındadır; ve en kısa boylu adam, ayaklarının ucuna basa- ;rık pecereye kadar yükselse | içerisini rahat rahat — görür. | Fakat — perdeleri — kapamayı hükmetmeyiniz. de:e:. budalalık eulııüıîidm Kişadıği bi İ etmemişim. pi şuursuz olarak, penceye bak- tım ve sürgünün açık olduîu- nu - gördüm. — Kapıyı. — çalan adam pencereyi bir itse içeriyi seyredebilirdi. - Kadına işaret etlim, ayaklarımızın ucuna ba- sarak odadan çıkarken, Allah “belâsını versin, ceketimin düğ- mesi masa örtüsüne takıldı | süzdü ve gözleri belimdeki kılı- ca takıldığı zaman yüzünde tatlı ve manalı bir tebessüm belirdi! — Evet, dedi, tanıdım. Sonra emretti: I — Bizi yalnız b.rakınızl imde garip bir özüntü var- dı. Papa ve Amiral gibi Turgut reisin de beni kovması ihtimalini düşünüyordum. Turgut yürüdü, yanıma geldi. Kuvvetli ellerile amuzlarıma — Ne oldu? dedi. Cevap verdim : — Papaya isvan ettim | — Ya... Daha başica — Amiral Veneryayu - tahkir — Oh 1 Sonra ; — Venedik tersanesini yaktım. — Çok iyi... Fakat Fiely Emam va el | çeşBe dokünaklı söze, içimi çe kerek cevap verdim : — Evet rels; çok azap çek- tim, (Arkan var) Bu Sütunda Hergün Sergüzeşti l ve koca bir vazo yere düşe- rek parçalandı. Çare yok, kadına yukan kata îkmuuıı işaret ettim ve ben biraz vakit geçirdikten sonra, kıp!y_ı israrla — çalan zalrı ve derhal saymıya karar verdim. Kapıyi açtım. Bir sergü- zeştin següzeşt olabilmesi bu gelen zairin kim :dıi= tahmin ediniz! | — Kocası! diye hağırdık. | Fahri devam etti | j —E:ıl;ınü mı? diye sormaz mı? Fakat hiç öfkeli, telâşli filin Yüzü gü dim. Stdıu: pek — Hayır, dedim. Çıriniz içeriye, bakınız! | dedim. — Aman dostum, dedi, size de, kendime de okadar hakaret edemem. — Geliniz bir kahve içe- lim! dedim. Mj Ha.... O ıbl.hı mesele. İmemnuniye Dedi-ve içeri girdi. Benim yüreğim layordu. İki Şşeyden korkuyordum: Birincisi, ya kadın misafir oda- sında kendisine ait eşyadan birini unutmuşsa? İkincisi de ya misafir odasındaki likör şişesi, derhal "Eb-d m- | dırıı-'_l' Hususi pedel'ğ'.dı | kapalı idi ve odanın havasma sinmesi hiç te imkânsız olm- yan bir İâvanta kokusu, bu rayibayı tanıyan bir zevci çileden çıkarabilirdi. | — Bunları -düşünür düşünmez aklıma ani bir hile geldi. Tat- bik için büyük bir cesare! ve meharet lâzımdı. Göze aldır- dım, köşe başına doğru ba- karak: —AL. işte Hammelendi diye 5 — Hlıni, nerede? yi — İşte, işte, şimdi köşeyi döndü! Gidiyor. Yeüıı:bilirğniîl Adamcağız © tarafa doğru koşmıya başladı. Hemen içeri ürdim, kadmı evin mutfak Eııpısındaıı sokağa çıkardım. Bir. taraftan da — misafir odasımı düzeltmeyi unutmadım. Beş dakika sonra kapı çalındı. Karı koca beraberdiler. Kadın mutfak kapısından çık.nca be- nim ihtarıma göre hareket etmiş ve kocasını bulmuştu. Erkem memnundu: İrfanın — hakkı — varmıs, dedi, bizim hanım buralardı bir ahpabının evini arıyormuş, hatta sizin kapıyı da çalmış, açmamışsınız! b Si Hiç duymadım - bile lim. Kadın: a Ev::l.eb çok yavaş çalmıya Erkek : —Haydi şidi ya kühvemlii içelim ! dedi ve içeri girdiler. Kadın miafir odasına gi- rince bağırdı: — Ne sevimli oduuz varl Evinize ilk defa bugün geli- yorum. Kocam olacak - zata okadar yalvard:m, beni buraya getirmedi. Kısmet bugünmüş.