| kan DALGASI || İhtilâl Büyümüştü, Galata Semti Hakkı Mahfuzdur Genç Ermeni cevapr verdi: aç Direktöre, —herşeyi ane attım, Kâğdı da verdim.. Dü- #ünüyor. Hacı Nişan söze karıştı: D Flk.' V»'m '.ciyo" M tamamen asker çevirdi. ’A'hdıılır birer birer vurulu- 'Or, Sordu : — Efendiler, ne söylüyor? ÜĞL büyük bir kurnaz- & kaşlarını çattı. Yeleğinin Sebinden saatini çıkararak ce- Vap verdi : -— Direktör Ef! Efendiler, binanın her tarafına bomba- ""!' yerleştirildiğini ve her- Seyin hazır olduğunu söylü- Yorlar. Şu halde komitenin n ettiği vakit te gelmiştir. * üç dakika zarfında la- ©&& etmezseniz bombaların ha .— €e, son dakikalarımızı ya- findaki camiin avlusundan daşlıyan şiddetli bir - yaylım Ç6 Cirektörü titretti. Silâh şangırtisı ve ölüm fer- İatları — işitiliyordu. — Tüyleri Üperen direktör, elile dışarıyı tererek ! Fakat görüyorsunuz ; bu balde naı'eyeg gidebilirim ? Kirkor, ötekilerle müşave- Teden sonra cevap verdi: L:ı— Bankada şüphesiz — bir iliz baş vardır. Yanımıza bir hh::bıwı. Hade- Menin bir elinde İngiliz bay- Tağı, öteki elinde beyaz >bir Bayrak bulunur. Kapıdan çı- —ısını Bizim — arkadaşlara Söylerin. size ateş etmezler, ler de ateş etmiyeceklerdir. — Direktor de, artık btu -kan Ve ateş mahşerinden çıkmak BU >-du. Bu teklifi muvarık ldu. Masanın ÜÜzerinde duran kâğdı cebine soktu. Zile 'bastı. akat hademe gelmiyordu. Kirkor, yukarıya, tırasaya koştu. Oraya iltica eden me- Mürlar arasında — direktörün Öader ezini buldu. Direktör, mer- Venlerden Ünerken ve koöri- 'Orlardan geçerken gördüğl ath Mmanzaralardan ürküyor- Tarihi TM OLUÇ A Aman; ne müthiş adamdı bul. î"dıı kaban kavada, döndü YürşA bütün - heybetile üzerime üdü ve haykırdı: L'huğlhıyu yakalandın, kadı Ben, K — Haş akalanma- "zuuâ'ı':."""&" Mari L’:n. h ĞM ae hiç korkmamış ve Ürk- Ribi en tabil sesikile ce- rdira: Tine ateş verilecektir. Şu- | emin olunuz kiş Biz de.., Bu anda, bankanız ırkı; Sedlerini Mti kırılan cam- h müteakip kırılan cam- | Bayrakları görünce tabil Türk- | ğ NWo. 23 SN n dü Kanlı hadisenin elebaşıla- rından Hristofor Mikailyan | (Müstear ismi Samoel Fayn) du. Sokak kapısının eşiğinde mermer &: sökümüş ve bom- | balar yerleştiri!mişti. Bombala- rın — fitilleci, beyaz birer yılan gibi görünüyor ve bunların ya- | nında dört Ermeni, ellerinde | kibritlerle bekliyordu. Direktör, yüreği çarpa çar» | pa bunların üzerinden Fakat, asıl tehlike, sonra başlamıştı. İktısat. İşleri Yeni Kanunlarla Neler i İ D İtirazına Bakılıyor Yapılmak İsteniyor? Ankara, 2 (H.M) — İktisat | Harp Meydanını Andırıyordu Yazan: Ziya Şakir Caddenin alt — ve üst tarafla- rından mütemadiyen silâhlar patlıyor ve kurşun - vızıltıları, kulakları — yırtıyordu. Beyaz bayrakla İngilir bayrağı görü- durdu. Direktör, Emin olmak için birkaç saniye kapının önünde tevakkuf ettikten son- ra, duvar kenarını takip ede- rek Galata tarafına doğru ilerledi. Direktör, (Karaköy) fırınımın önünde ilk tesadüf ettiği kira arabasına binerek(Mabeyni hü- || mayun) n gidiyordu. Beşiktaşa gelir gelmez iki polis arabayı durdurdu. Beşiktaş caddesin- den, kuş uçurmuyorlardı. Za- vallı adam, derdini güç anlattı. nür görünmez ateş bir anda | Bir Dolandırıcı Aranıyor | | Bu adam, maruf ve meşhur | beynelmilel bir dolandırıcıdır. | na oturdu: Aslen Romendir, şimdiye kaâ- dar Jan Bazil, Dimitri, Mür- gülesku, Jan Yargülesku, Wal- Kaybolmuş Hayat Odanın yarı karanlığı içinde rarttığı, fakat çirkinleştireme- diği bir el uzattı; sonra, dır—1 sekleri üstünde — doğrularak, tükenmiş bir sesle: — Gel bakalım, dedi, se- ninle veda' şalım. Avak Boy. kastalin büşacal — Haydi " oradan, dedi, sen hepimizi gömeceksin! Bu sırada kapı açıldı ve | ford, Hanry |Douglas, Vital | ince bir kadın yüzü kapı ara- | Vasili, Nino Valabrega, Fran- | lığında göründü. suva Dömarvil, Prenses Dötre- | viz isimleri ile bir hayli dolan- ım ona : — Bizi yalnız birak, Nevin! durıcılıklar yapmıştır. Türkiye- | dedi. zabıtamız da ikaz edilmiştir. Amerikan Ekspres Kompa- ninin Paris şubesini mühim Bir sivil komiser, yukardan | miktarda dolandırmıştır. aşağı kadar direktörün üstünü aradıktan ve üzerinde silâh Mezkür banka, bu hırsın tutturana ayrıca 200 | bulunmadığına emin olduktan | dolar mükâfat vadetmektedir. sonra, Polisin birini arabacının yanına, diğerini de direktörün yanına bindirdi ve ancak bu mabeyne — gönderdi. Yollar, sıkı bir tarassut altın- ÇArkası var) | Parasız Staj Hukuk Mezunlarının Ankara, 2 (H.M) — -Hukuk; vekâleti son zamanlarda bazı — Mezunlarının parasız staj hak- kanun ve teşkilât projeleri bhazırlamaktadır. — Şu esaslar mevzubahis olmaktadır: | cat fabrikası- açması. 2 — İstanbulda- ve * bazı merkezlerde enstitüler; mese- lâ: İstanbulda, bir deri, Ay- | lik enstitüsü açılması. 3 — San'at mekteplerinin İktısat — vekâletine devri — ve | Adana, İzmir, İstanbul, Bursa- | €a birer mensucat mektebi ve Beykoz veya Yedikulede, bir dericilik mektebi tesisi. 4 — İş kanımunun kabı- | lünden sonra merkezde bir iş müdüriyeti umumiyevi ve bir | düriyet'eri nezdine mesai mü- | fettişleri tayini. A, Yazan: Lİ REİ Kılıç Ali îaşa_n!L Hatıraları kıyorsun, öyle mi? Ü n Te edim, sizin karınız beni seven bir kızı, sevgi- limi kaçırdım!.. kındaki - itirazları tetkik- edil- mektedir. Parasız staj usulü kaldırılarak, hazirandan itiba- | ren staj gören Hukuk mezun- 1 — Devletin bazı mensu- | Jarma maaş verileceği söylen- mektedir. Jirin ekserisi son- zamanlarda | — Ticaret işleri umum müdür- Tüğünden: 80 İkinci teşrin 330 tarihli kanun hükümlerine- göre vahk havzasıddaı Lir zeytinci- | Türkiyede İş yapmıya izinli - bu- lunan Belçika * tabüyetini — haiz (Kompani Öropcen de taba sos- yete aânotim Balj) şirketi bu kerre müracaatla Türkiye muamelâtını tatil ve tasfiye muamclâtına Jorj Davrö Ef.yi tayin eylediğini bildir- | miş olmakla mezkür şirketle alâ- ı kası bulunanların mumaileyh ve | icabında İstanbul mıntakası Tica» ret müdürlüğüne müracaat eyle- meleri ilân olunur. Ean yeni ve en kolay metot ile İngiliz- fen heyeti teşkili, senayi mü- | ceyi âz bir zamanda öğçetmeyi teahhüt ederim. İ *Son Posta,, G. Ü, B. kadar şiddetle sevdiğine inanımız ve bizim ayrılmamıza vasıta ol- mayınız $.. Bu sözüm fazla cür'etkârlıktı Amiral bıyıklarını büktü ve ha- karet eder bir şekilde güldü: — Sevmek ve sevilmek için atladı. | da idi. Her tarafı, asker ku- |» —— Limanımızın İhracatı Son Bir Ayda Neler (Sevkedildi? alstanbul limanından kânunu- saninin son haftasında 1,162,000 kilo buğday; 773000 kilo arpa; 4 sandık afyon, 185,000 kilo kâbuklu badem, 20,000 kilo kabuklu ceviz, 190,000- çuval Mandık ihraç edilmiştir. Dalyanlar - Randeman Vermiyorlar Kadın uzaklaştı. Hasta mınldandı: son günlerinde sevdiklerinden Biraz nefes aldı ve devam etti: — Kendimden ziyade onu düşünüyorum. Annesi hayatta olsaydı gam yemezdim, gözle- rimi dünyaya güle güle kapar- dım. Sen benim nazariyemi bilirsin: Ecel insana bir bahti- yadlık avnda gelirse okadar sıkıntı vermez. Ben hep mes'ut oldum v mes'udum. Geyet rahat yaşa- dim. — Hayatımdan — şikâyetim yok. Biraz erken evlenmiştim. Nevin dünyaya geldiği vakit | ben yirmi beşimde idim. Şüp- hesiz, ben de karımı uldattım, ben de vefasızdım, karımla benim aramda da facialar oldu, fakat o beni daima affetti ve ben de onu sakat zamanların- | da bile zerre kadar azalmıyan bir muhabbetle sevdim. Ne- vinle onun başucuna oturur ve Donu “güldürmek - için herşeyi | yapardım. Memleketimizdeki dalyanla- | MHutı biran gözlerini kapa- işlemez — ormuşlardır. - Sebebi sahiplerinin mütehassıs olme- maları iddiasıdır. Bunun - için âmeli mütehassıslar getirtile- geltir. Xe parlak macur mediler. Bir dere çukuruna h- | l&tıp attılar. Tam iki gün burada AÇ Ve susuz, inliye inliye yattım. | adam olmak, asılzade olmak, zen- | | gin olmak lâzımdır. Senin gibi isimsiz ve metelikaiz bir haydut ne sevebil e de sevilebilir! — Bu köpi | bir dereye atınız ve hiç durma- | dan koşarak güzel Verayı buraya getiriniz. Sil ettiler. lar, ve beni döve döve götürdü- rlar emre sür'atle itaat jemen Gzerime çulland:- Papa Onuncu Leon Ködür “Üç bitirmişti. — Omuzlarım düşmüş, avurtlarım birbirine geç- mişti. (Albano) dan geçiyordum. Çok yorulmuştum. Kıra çöküver- | dim. Kendi dertlerim ve iç özün- tülerimle başbaşa idim. Dalşgın, dalgin düşünüyordum. Arkamdı ve sırtımın dibinde bir ayak seri İşittim. Başımı kaldırdın: Avcı elbi- | seli; nur yüzlü bir adam. Teklif Çara Peesim | Jer. Fakat her nedense öldür. | ve tekellüfe Jlüzum görmeden tatlı tatlı sordu: — Çok kederli gözüküyorsun tan sönra, açlı: — Şimdi ben de onun ya- nına gideceğim, dedi: Hafif bir düşünceden sonra ilâve etti: j — Fakat ben sana ne diyecektim ? — — Galiba Nevinden bahse- decektin. —- Tamam. — Dinle bak. Ömrrümün sonuna geldim, fa- kat ondan daha evvel param | sonuna geldi. Kızım yalnız kalacek' ve ben sana güveni- yorum, ihtiyar kardeş | Onu nekadar sevi İyi bilmezsin. İhtiyarlı; bayallerimiz ve ihtiraslarımız müşterekli. Ben ona göslermeden bir satır mektup yazmazdım. Birile dansederken onu nekadar kıs- kanırdım. Ben sağken evlenmek istemedi. Benim gibi bir ihti- | yarın yanında bulunmayı, ken- di neslinin ahmak gençlerinin zevcesi o'muya daima tercih etti. Onu, küçük bir servetle, sana bırakıyoruim. Ben öldük- ten sonra derhal onu evlendir. | Kapı yine aralık olmuştu. | Nevinin başı göründu. Hasta, bir işaretle, kızımı çağırmıştı. Avni Bey, Nevini ilk defa görüyormuş gibi tetkik etti. Vaktile güzel bir kızmış, fakat şimdi nekadar solgun. Otu beşinde görünüyor. Geçkin bir varlık. Bitmiş artık. Hasta, sesinde bir şefkatla: — Yavrum, dedi, seni Avni Beye — bırakıyorum. — Ağlama. Ergeç olacak şey bu. Ölüm berkese mukadder. Fakat ba- na vadet: — mutlaka — evlene- ceksin ! Nevin, tevekkül içinde, vad- etti. Biraz sonra, ihtiyar kız, ediyordu. Sofadan — geçerken - büyük bir aynanın önünde durdu ve harap olmuş yüzünü yeni ha- misine gösterdi: — Evlenmek mi? dedi, za- “wallı babacığım | | Avni bey, bastanın karşı- | sında hissettiği azaptan daha | acı bir duygu içinde kaldı: — Öyle ise, dedi, bundan sonra da benim kızım olursun. — Hay hay, dedi, bundan | sonra da size bakarım, Sonra, içinden: “İşte benim bahtım!, diye — mırıldanarak, muzlarip ve mağrur bir eda; ile doğruldu. Bütün hayatınm yölü sonuna kadar - çizilmiş, gözünün — Ünühe gel yordu. Dünyada bir tek - vazife * yap- mak için yaşadığını tamâamile hissetti: İbtiyarların — arkadaşı olmak! Avat Beyi “teşyi ettikten sonra, babasının odasına doğ- | ru, mütevekkil, sessiz. adım- larla ağır ağır yürüdü, nihayetsiz Himayci Etfal cemiyeti Fa- | tih şubesinden: Himayei - Etal | cemiyetinin Fatib kazası şube- si senei hazıra heyeti umu- miye içtimamı cumâ gönü öğ- leden sonra saat iki de Fatih belediye merkezinde yapaca- gından mukayyet azanın teşrif- leri rica olunur. fümitsizlik beni | r I evlâdım ? — Bir rahip misiniz pederim, dedim. Güldü ve: — Belki evlâdım, dedi. Esasen — içimi dökmek için adam arıyordum.Bütün başımdan geçenleri, —Bütün — maceralarımı | anlattım. Dinledi, sonuna kadar hiç ağzını açmadan dinledi ve en nihayet şöyle dedi: — EFir amiralin karısını kaçır. makl. Hem de senyör Veneryo- munl.. Bütün hüznümü dudaklarıma toplıyarak cevap verdim: — Fakat aşk, mukçerem pes derim!.. — Aşk para ve kuvvettir. oğ- | Tem, dedi, güzel kadınların mik- | natısı para ve kuvvettir!.. | — Fakat, dedim; muhterem | peder, biz birbirimizi seviyorduk. e çıkar ? Belki Amiral d& İ seviyordu. Sevmek, * için bir hak değildir! Bu sırada uraktan uzağa bir- takırı yürültüler oldu. Biraz son- ra etralımızı bir sürü atlı küşattı. Hepsi atlarından inerek konuş- tuğum aveımın önönde hürmetle yerlere kapandılar. z Kardinallar, peskoposlar, pa- pazlar... Bu vaziyetten anlamak- ba geçikmedim ki konuştuğum 'onuncu Leondur, iye — kekeledi lll nt Arkas 'i