& filmi ile KÜŞAT ediyor. -i — ÖPSÜN!..., Üçüncü Osman memeyaye yapışan bir beşik çocuğu gibi memnundu, kötü kötü sımtı- yordu. — Gülnihalin “ teninden imtisas ettiği hararetle tepe- den tırnağa kadar 1sınmıştı. Orada: “ beri git Osman! , diyen ses yoktu, — aslanlar haykırmıyordu, — yılanlar — aslık çalmıyordu. O, nazlı ahusunu yakalamıştı ve saltanatının ilk hazzını ancak şimdi idrak ediyordu. Anasının — yanına — gelince gülümsedi, fakat hal ve hatır sormayı, el öpmeyi umnuttu: — Bak anne! - dedi - sana güzel bir kız getirdim. Valdenin, senelerden beri yaşadığı mahpes hayatında tek bir hulyası vardı. Bir gün gü- müş tekerlekli araba eski saraya gireceğini, ortaka- pıdı tacdar oğlu ile karşılaşa- cağını, alkışlar içinde elinin öpüleceğini düşünmekten ibaret olan bu hulya, onun için her elemi unutturan bir ilâç idi. Yıllarca ve yıllarca imtidat eden hicranların, astırapların, canlı bir ölü yaşayışına has olan acıların hepsini, hepsini işte bt hulya ile avutmuştu. Şimdi ©o büyük — hayal, kırılıyordu. Yıllardanberi yüzü- nü görmek, sesini — işitmek zevkinden — mahrum — olduğu tacidar oğlu elini öpmüyor, hatırını sormuyordu. Bu vaziyet, ihtiyar kadın için tahammül edilecek şeyler- den değildi. Bir valde sultan; çavuşlara, sulaklara, baltacılara maskara olamazdı. Ananeyi, teşrifat kanumunu, saray kaide- lerini, valdelik gurur ve hay- siyetini muhafaze etmek onun hakkı ve vazifesi idi. Binaen- aleyh asabilesti, hırçın bir ta- yırla incili nikabını açtı: — Aslanım! - dedi - kızı bı- rak, elimi öp! Yüreği kırık bir ana ağzın- dan çıkan bu emir, yatak oda- sındaki mahut amir ses kadar heybetli idi. Üçüncü Osman, © tehditkâr ses gibi bu müş- fik sesten' de ürktü, bilâ ihti- yar Gülnihalin kolunu bıraktı, salak salak kekeledi: — Öpeyim anne! Ve sonra, benliğinde vukua gelen bir aksülâmelle geri çekilerek homurdandı: — İlkin Gülnihal öpsün! Oğlunun iptida miskin bir inkıyat ve mütcakiben vahşi bir tahakküm göstermesi üze- rine Valde sultanın fersiz göz- lerinde iki katre yaş belirdi, melül melül etrafına bakındı. Hrkes, evet, herkes kendile- rini seyrediyordur. Eli öpülmi- yen ana, bir halayığın koluna asılan hünkâr, kul taifesine apaçık maskara — oluyorlardı. Valde sultan, bu Fecaati, bütün açıklığile gördü ve en yakın duran bir çavuşa emir verdi: — Kapıyı aç! Şimdi —tarihte görülmiyen bir manzara vücude geliyordu. Valde sultan, tacdar — oğlunun delâletile ve araba içinde de- ğü, bir uşağın yardımile ha- remden uzak bir noktada ara- badan inerek yaya olarak da- îruîııe gîdiyordu SON- POSTA c "on Posta » nın Tarihi Tefrikası: 22 HAREM DEHLİZLERİNDE “BAK ANNE, SANA BİR. klz GETİRDİM UZAT TA ELİNİ BU SÖZLERİ SÖYLİYEN ÜÇÜNCÜ OSMAN İDİ.. — İlkin Gülnihal Olsun.. Son Posta'n Bilmecesi Halledilen Bilmecemiz l23456180|0ll Pat Kogan Adeta Bir Harika Küçük Amerikalının Yapmadıgı Yok Gibi... ©o AM aA wW - Yeni Bilmecemiz 12345678 91011 Şimdi Holivutta Ceki Koga- | la mın yerini kardeşi Pat almıştır. Bu çocuk ağabeysine o kadar çok benzer ki onu her gören hayretle ağzını açıyor ve: — Ceki hâlâ büyümemiş mi diyor. Ceki Koganın kardeşi dört buçuk yaşındadır. Ağabeysi filme 5 yaşında başlamıştır. Bu küçük Ceki şimdi (Para- | munt) kumpanyası ile bir mukavele yapmıştır. Yakında Taklalı dari Bdi caktır. Küçük Ceki ağabeysi Gibi ; gişinir, zaçlarım ağakeri I si gibi tarar ve tıpkı onun gibi yürür. Müthiş bir iştihası vardır. Büyük “bir üdâm kadar” yalı Mükemmel yüzer. Denizin dir bine dalıp denizin dibindeki taşları — çıkarabilir. — gününü oyunla — geçirmez. — İngilizce, Fransızca, Almanca bilir. F- limde de Çok muvaffak olar içinde | Artık alkış yoktu, dua yol- tu ve en hazini bahşiş ta yok- tu. Kütle. kütle insanlar, vak- denin haklı iğbirarına hürmet ediyorlardı, — Padişahtan da korktukları için valde lehine | ses çıkaramıyorlardı. Fakat etrafa çil çil kuruş- çuklar, akçecikler saçılmadığı için hepsinin yüreğinde nisan yağmurundan mahrum kalan bür toprak melâli sızlıyordu. İhtiyar — valde, — arabadan iner inmez yürüdü, orta kapi- dan içeri girdi, lâkin sende- liyordu, hemen hemen yere düşmek üzere idi. Bereket ver- sin, kendi arabasındaki iki har | layık yetiştiler, ihtiyar kade> nn koluna girdiler, me |doğru götürmiye koyuldular, Güzergâhtaki —ak ve siya. ağalar, ne yapacalarını bilmi- yorlardı. Valdeyi karşılamak mi yoksa kayıtsız mı kalmak lâzım geleceğini takdir edemiyorlardı.| O, yeni saltanatın kudretli bbir. müdiresi olarak saraya giriyordu. Fakat saltanatın sahi- bi, onunla alâkadar olmamıştı, elini öpmemişti. Hatta arka- sından bile gelmiyordu. Ak ve siyah ağalar,cüceler ve diğer bendeler, bu müşkül vaziyette düşünüp dururlarken üçüncü Osman gene Gülnihab |le kolkola içeri ılxdl. huşunect- le bağırdı. — Put gibi ne duruyorur nuz, anamı odasına götürseni- zel lAıhıvıı! Fatih İntihabatı (Baş tarafı düncü ııyha dık başında gayet garip bir Gi ATEEREZ Burada zabıta bitaraflığını son derece muhafaza etmiştir. Bütün şikâyetler intihap en- cümeninde, bilhassa sandık ba- şında bulunan İhsan Beyde düğümleniyordu. — Defterlerde isimleri ve numaraları bulunarak encümen azası tarafından nüfus kâğıtları imzalanan halk san- dak başında reyini atarken çok bekliyordu. J" kazanmak ve sandığı daha az rey ile kaptmak istiyen İhsan Beyin bu tasibatını ve gayretkeşliğini l;ıı:detmemek mümkün değil- Belediye Reis Muayini Ve Vakıt Başmuhar- | , - el çabukluğu olmuştur. Ser- best fırkaya reyini — vermek için gelen bir vatandaş san- x;ı reyini atarken azadan birisir — Senin buradadır, al atl diyerek eline Halk fır- kasının pusulasını tutuşturmuş- tur. Sandık başında l»khyıı- lerden birisi - atılı Ü atılmış ve hays — Heı gün yapılan fenalık- ları gazetelerde okuyor, ağız- lardan dinliyor, fakat inanmı- yordum, Şimdi hakikati gözüm- le gördüm. Elindeki rey pusulasını aça- rak uzatti : — İşte pusulam Halk fırka- “bir çocuk Filmi , ismindeki | cağı tahmin edilmektedir. ZoNO UNA Soldın Sağa, Yukardan Aşağı: i—Ölüm saati (4) toprak(4) 2 — Cıs (3) uçan hayvan (3) 8 — Temel (4) urun değil(4) riri İntihap Mahallinde | Sordum. s.ı.'f"'....ıa.,o._ Saat iki buçukta belediye | S. fırkanın p rels muavini Hâmit beyle Va- leeeiıın. dıE;l gitti [vı s 2'. Üküki Hai Bi Glkeş ge benal orerta Mylulyordu: halline gelmişlerdir. Hâmit B. — Vah vah, moler oluyar- intihap encümeni masalarını | muş..? şöyle bir tetkik ettikten sonra | 127 Zabıt Varakası koluna Fatih kaymakamı Veli beyi alarak kilisenin içinde yarım saat kadar aşağı yukarı dolaşmış ve hararetle bir şey- ler konuşmuştur. Bu sırada Asım Bey sandık başına gelerek soruyor: hep: Serbestin, Serbestin, Serbestin cevabını — alıyordu, Asım B. bulunduğu — müdd. Halk fırkasının tek bir reyi bile girmemiştir. Sandık Başında Bir Hadise Hâmit ve Asım Beyler kili- se bahçesinde dolııukeıı san- Samatyada intihap süküm ve itidalle geçmiş ve binaen- aleyh tarafgirlikler çok ax ya- olmasına rağmen bi Ketanlar T düherleda adai bulunduğu halde yok denildiği için vaziyeti zabıt varakalar ile tesbit etmişlerdir. Zabıt vara- kaları ayrı ayrı tutulmuş ve bepsi ayrı ayrı imza etmişler- dir. Akşama kadar 127 zabıt varakası tanzim edilmiştir. Bu Bitaraflığın Sebebi Samatyadaki intihabın bu şekilde ve oldukça bitarafane olmasının sebebi çok lâtiftir. 4 — Musevi ismi (7) 5 — Hindistanda bir 6 — Allah (4) yaşdeğil (4) 7 — İkamet eden (5) 8 — Himaye, muhafaza et mek 9 — Hücum (4) sahil (4) 10 — Bir millet (3) namkı- nun içindeki çizgiler (3) Serbest fırkaya geçmiş olmaları ve bitaraflığın kismen olsun temininde âmil bulunmalarıdır. Serbest Fırkanın İki Ocağı Açıldı.. Şehremini nahiyesine mer- but Keçeci Karabaş — ve Muhtesip İskender mahallesi ocaklarının dün küşat merasi- mi yapılmıştır. Bu münasebetle nutuklar söylenmiş ve tezahü- rat yapilmıştır. Gül Camiindeki Mesele Cül Camii intihabına iştirak ettirilmiş Cibali tütün fabri- kası amelesi tarafinden müddel umumiliğe verilen üç istida (489T, 4898, 4899) numara- larile tahkikat icrası için vilâ- yete gönderilmiştir. Bu istida- larda 25 şer imza vardır. Hasan Vefa Beyin Şikâyeti... Geçen gün Kadıköyde, in- Hhap yerinde “Üveys,, ismin- de bir adam tarafından Ser- best Cümhuriye — fırkasının Merdivenköy ocak reisi Hasan Vefa Bey bir sopa ile yaralan- mıştı. Bu zat bize telefonla şu şayanı teessür hadiseyi bil- dirdi : “Başımı patlatmak için bu sopa yetişmiyormuş gibi bu adam, beraberinde Esat ve Çakır İsmail denilen kimseler- le ve davul zurnalarla evimin önüne geldiler. Mükemmel bir nümayiş yaptılar. Bu arada Serbest fırka liderine de bir havlı dnum yağdırdılar. Bu ne ldıı Tecdit ve tezyin VESTERN ııuıcmuc MAKİNASI ile teçhiz edilen MAJİK SİNEMASI öelimizdeki Perşembe akşamı nni lll şehirlö| | İlk defa Atlantis filminde rol alan ve bir kudret gösteren “Alis Fild, Fransız sinema âleminde yükselmiye bafr hyan çok sevimli bir yıldızdır. ERNEST C'in Zaferi ve şahesarl ve MAURİCE CHEVALIER ile JANETTE MACDONALT in temsili gürinleri - olup «a büyük sinema hadisesini teşkil eden ve İstanbul balkının büyük bir sabırsız- hılda beklediği şk Resmi Geçidi ve cnsalsirz film Önlhınıdekı Çarşamba — akşa- mından - itibaren MELEK VE Elyevm ALKAZAR SİNEMASINDA gmmıeıı BİR FAHİŞENİN HATIRATİ filmi o kadar açık ve e kadar serbest — tablolar? muhtevidir ki 18 yaşından dun gençlerin bu filmi gö” memeleri tavsiye olunur. Bir Tashih varakadır: enizde ( lum yoktur. 2 — Oğullarım terbiye ve tahsil görmüş — kimselerdir. | ETUAL SİNEMAS, İİEMSALSİZ ARTİS, DOLORES KOST! İORJ O'BRİEN tarafnı dönl edip el milyonler? mal olan NUHUN GEMı e İVAN kimseye tabanca çekmezler. * lilııııı iracsin Tashihini rica ederim. Kumkapıda ekmekçi Şakir Osman “SON POSTA,— Bu yazi- da çıkan isim, bir tertip hata- | Bu akşam sından ileri gelmiştir. Nişanca- | , xt 21,30 da da tabancayı çeken Halit isminde birisidir. Fakat ek- | MEKTUP 3 Perdelik iyes DARÜLBEDAYİ TE) mekçi Şakir Osman B.le alâ- kası yoktur. Yalnız Şakir B. in | oğlu Osman B. Halk fırkası için demetle re. «tarken gö rülmüş, halk bunu görerek bağırınış, fakat vakit geç ol- duğu için zabıt tutulamamıştır. MOSJOUKİNE — tarafından ERASOMR — gemeli edilen W.S. lhıı—z*“"“ e HACI MURA LİL BI