Kari Gözile Gördüklerimiz Zonguldak Madenleri Maden nizamnamesinin yetmiş birinci Maddesini tadil eden (606) mumara ve H Nisan (341) tarihli kanumun dördüncü “ddesi çu Üç fıkrayı ihtiva eder : 1 — Maden ümillertnin istihdam ede- “leri bilcümle memurin ve müstahdemin N ümele Türkiye Cümhuriyeti tebaasın- olacaktır. İ — Ancak memlekatte bulunamıyan Öiden mühendislerile fen memuru ve N8 ustalar ecnebi tebaasından ik calzdir. İ —Bu ecnebi mütehasmslar rela- de kendi mesleklerinden birer Tenci yetiştirmiye mecburdurlar.. kanunt — maddeler — karşısında İooruldaktaki bazı ecnebt şirketler, bu *ahate riayat etmemektedirler. Biöçok Türk mütehassıslar ve usta- L"l-v—ııııı-ı bir takım cenebi çalış- Nulmaktadır. Şimdiye kadar cenebilerin Rh hiç bir Türk gençi yetişmemiş- hal 779 mumara ve 23-6-930 tarihli a vilâyete bildirildi Ükctuat dikkati celbedildi. Fakat hiç letir göstermedi. Bu, niçin böyle t Terakki mahallesi gürcütepe (37) Yusaf Berberler Arasında Geçen sene berber cemiyeti teşekklil zaman biz de bizim gibiler için Müracaat mercli bulduk diye savin- ’.'_'_'- yapılan — valtlere inanıyorduk. 8tel yapılan — valtler çok çabuk W 'uldu. Gayeden, ayrınıldı. ve bugün Vergi dalresi şeklini aldı. Belediye Tenesiaden sanre, eçeiyetler altaij dddi Bükabilinde bir meayene elzdanı Bu a bunun azim faydalarımı göre- Banar Ömldile her ay müayyen miktâr MLAN cemiyotin tahalldanma - teslim “niye başladık. Cemlyetin — teşekküilü — yu exatlara Nüstenltti, Hasin biF Türk, cemiyet Murifetile tedavisi, öllilerinin tekfin ve yeni berber mektebi açmak.. lârın hiçbiri - yapılmadığı gibi bizim :5' kazançları bir güne ıuıfııı olan M'uıd" de kazançlarından — oldular. ©e muayyen miktar parayı her ay dar gelip ahrdı. Fakat Uç, dört Üdanberidir Ki biz. müğezalarımın gemiyetin — ayağına küdar parayı teslim ediyoruz. Ya N..."“' galışma gekli slah edilsin, _"—':'ıldmlıı_ Çünkü, istifade ede- Üdyer, ve Berber Hasan, Mehmet, şuı'ı. Ali Recep iddetli Cezalar .i:â— 0 - 1930 tarihli gazete- Aı.:< görülen — bir krada tik Tikada iki zencinin elek- kı"t idam edildiği yazılıyor. d, Müta kısas Allahın emri- bi “Acaba yburada da / böyle eza konulsa cinaye Sozalır mı? Yoksa ıııhığı y S , z İanaz P- Kanunlar devirlerin — ihtiyaç- I__ Röre — yapılır. Şiddetli ceralar, Üinde 'Eöirlerini kaybedebilirler. Meselk ıı...'ı,_ı-:m_a-ıam pek çok kimse karşısında gülüyorlar. *SON POSTA, NİN Tefrikası: No 55 S Arsen Lüpen'in Son Sergüzeşti emmmuu 80 İnsan Vücutlarına İlâhi Bir Şekil Vermek İçin Neler Yapıyorlar? İnsanlar son zamanlarda vü- cut güzelliğine fazla ehemmiyet vermiye başladılar. Filhakikâ medeni memleketlerde son ne- sillerin erkek ve kâdınlarında eskilere nisbetle çok bariz bir güzellik vardır. Bunu muayyen bedeni hareketlerle, idmanlarla temin ediyorlar. Bu hususta en ileri gidenler Almanlardır. Almanyada vücu- du — güzelleştirmek — usulünü öğreten mektepler vardır. Bu MUHARRIRİ MORİS LÖBLAN İMDAT GELİYOR Betu zorla gülümsedi: r kere yanılmışız işte, | Slür Ptallah — son - aldanışın ı:"' Pencereden baktı : Nehi, Fırtına devam ediyor. İ dehşet. Mazmafih, işe YA mecburuz. iw itiraz etti: < ge Yağmur altında m? yüre yok. 'bir Bi zamanda öyle müthiş ö süpürebilecek B llî esiyor, köklerin- ; secek maniler arıyordi Sa; a yordu. ha. Btaki altında dışan çıktır S Raalidedi kiş — e 3yezan var. Belki yağ- murdan sonra fırtına diner. Köprüye geldiler ve öte tarafa geçtiler. Sağa saparak, adada, güvercinliğe doğru yü- rüdüler. Raul, bir ay kadar evvel, güvercinlikte kendine mahsus bir anahtar yaptır- mıştı. Bu anahtarla güvercinliğin kapısını açtı. İçerde; elektrik telleri, kendiliklerinden düzel- mişlerdi. Işıkları yaktı. Hep birden mahzen katına indiler. Raul, iki kızkardeşe ve Beşuya birçok demir çubu! lar, alât ve edevat, bea... büyük örtüler göstererek an- lattı: — Mösyö Arnoldun fikri “|Vakit Ve N ! — Deniz kenarında — gaza veda, 2 — Vücuda güzellik te- mini siçin yapılan muhteli, hmke!ler.yap ge mekteplerde muhtelif bedeni hareketler ve mütenevvi dans- lar öğretilmektedir. Bu hare- ketlerden sönra vücut hakika- | ten ilâhi bir ahenk kesbediyor ve insan — güzeli çıkıyor. Biz, dünyada vücudunu en ziyade ihmal eden milletler- den biriyiz. Onun için de ek- serimizin vücutları çarpık, iğ- ri büğrü,” şekilsizdir. Gerek kadın, gerek erkek, hepimiz meydana fena değilmiş. Birbirine — kuvvetle — diki- miş iki bezle nehrin dibini ta- ramak istemiş. Fakat, bezler suyun içinde dalgalandığı için maksat bir türlü hasıl olma- mış. Halbuki bu oltamsı şe- yin ta suyun dibine kadar inmesi lâzımdır. Raul, bir takım demir çem- berler ve çerçiveler göstere- rek ilâve etti: — Fakat, bakinız, bunlar Mösyö Montesyönün kullandığı aletlerdi. Demin zikrettiğim mahzurdan salimdirler. Raul, duvarın kenarında duran bir merdivenden çıktı. ve suların hizasından bir bu- çuk metreye kadar yükseldi. Orada, tozlu küçük bir pen- cere vardı. Ral bunu açtı. İçeriye rüzgâr, dışarı havanın tazeliği ve suların sesi bir ande girmişti. l vücudumuzun güzelliğine #ina etmeliyiz. Bilhassa çocukları- mizin vücutlarını kat'iyen ihmal etmemeliyiz. Nihayet O da Anladı İstanbul yollarının çabuk bo- zulduğu görüldüğünden bele- diye, yollar için yeni bir inşa usulü aramaktadır. Bakalım bu 'işten nasıl bir netice alına- caktır. Beşunun da yardımile, Ra- ul,' bu demir çemberlerden birini pencereden geçirerek suya sarkıttı. — İyi, dedi, işte bunlar va- sıtasile suyun ta dipleri mü- kemmel taranabilir; adeta ağ- larla balık toplanır gibi. Küleden çıktılar. Yağmur nisbeten — hafiflemişti. — Orel nehri, Sene doğru akmıyacak | kadar alçalmış görünüyordu. Bir müvazene devresi geçirdik- ten sonra, ikisi arasında bir | mücadele başladı. Biri tabii mecrasını takip etmek istiyor, diğeri ona doğru kaynmıyarak bir anafor husule getiriyordu. Ve OÖrel nehri, Sen'le de- nizin karışmasından mütevellit | dalgaların istilâsı altında, mü- tereddit, kabarmış ve nihayet mağlüp olarak kaynağına doğ- ru ric'ate başlamıştı. İ iRıul bağırdı: Erkekleri Aldatan Kadınlar Aldatılan Erkekler Ne Yapmalı ? Biz şimdiye kadar erkekle- rin kadınları aldattığını zanne- derdik. Kadın aşk işinde dai- ma menfi vaziyettedir. Sever, fakat izhar edemez. Tanışmak ister, fakat teşebbüsün erkek tarafından gelmesini beklemiye mecburdur. Kadın teşebbüse geçerse itibarını, haysiyetini kaybeder. Onun için aşk ve sevda işinde teşebbüs daima erkek tarafından gelir ve aşk münasebetinin bozulması gene erkeğin teşebbüsile olur. Bu şerait dahilinde bir kadımın erkeği aldatması mevzubahis olamaz. -| Fakat dün Üsküdardan - bir mektup aldım. Bir delikanlı, bir kız tarafından aldatıldığını söylüyor: “Ben, diyor, kızı se- viyordum. Kendisine sevdamı izhar ettim. O da mukabele etti. Birbirimizle evlenmiye ka- rar verdik; ben ondan başka- sile evlenemezdim. O da ba- na ayni vadi tekrar etti. Fa- kat bir aydır kız ketti. Artık yamıma gelmiyor Halbuki — ben artık. evlen- mek üzere olduğumuzu zanne- diyordum. Onu hâlâ da . se- viyorum. Ne yapayım? ,, İşte bu genç, aldatıcı ka- dınlardan — birinin — kurba - nıdır.. Onün aşkı saf ve masumdur. Fakat kız, aşkında samimi değildir. O eğlenmek ihtiyacındadır. Bugün seninle, yarın başka- sile eğlenecektir. Onun için bir erkekle yaşamak mümkün değildir. Bu sebeple bununla evlenmek te - tehlikelidir. Evlenmek bu kadar basit bir iş değildir. Sizi sevdanızın hararetli bir zamanında ter- keden kadın artık size hayat arkadaşı olamaz. Evlenirken seçeceğiniz kızın bu tabiat- lerine dikkat etmek lâzımdır. Hanımteyze beni - ter- — Ne garip hadise. Taliü- miz var. Bu nevi tabiat hadi- selerinin pek nadir bir şey ol- duklarına kaniim. Eğer istifa- de etmek istiyorsak hiçbir teferruatı gözden kaçırmıyalım. Adayı koşarak — geçti ve karşı sahile çıkarak, Arnol- dun elinden kayarak kaçtığı moktada eğildi. Kayalar ara- sında boğulan su kütleleri, yu- karlara kadar - fışkırıyorlardı ve üç söğüdün bulunduğu sa- hayı suluyorlardı. Beşu ve iki kızkardeş, Ra- ulün — etrafından — ayrılmıyor ve merakla bakıyorlardı. Ra- ul, düşüncesini açıkça —mırıl- danıyordu: — Tahminim yanlış değilmiş. Eğer. ** tahminlerime gu ve. « <arzda cereyan edecek olursa herşey dahaj fazla vuzuh kesbedecek. Ve bu başka türlü de olamaz. | Kadınlar Erkekleri Ne- için Aldatır Bu elbiseyi her ev hanımı kolaylıkla yapabilir. Sade ve zarif bir şekli vardır. Etek, yukardan inen Üüç pasta ile bastırılmıştır. Ön kısım düğ- melidir. Yakanın beyaz bir dantelle süslenmesi her halde gözü alır. -— TAKVİM — * Gün $1 9-Teşrinievel-930 Hızır 156 Rumi 26 - Eylül - 1346 Vakıt-Ezani-Vasatf Akşam| 12.— (17.40 Yatsı | 180 2912 İmsak |1044 | 425 Arabi 16-Cemarzielevel-1345 Vakit-Ezani- Vasatı — Güneş 1223 6.4 Öğle | 621 1202 İkindi | 932 / 1513 Başka türlü olursa işin ne ni- zamı kalır, ne de mantığı. Yarım saat geçti. Uzakta, Sen üzerinde, dalgaların müca- deleleri gittikçe uzaklaşıyordu. Bir yarım saat daha. Nehir gittikçe daha süratle sakinle- şiyordu. Nihayet seviyesi — ta- mamile alçaldı. Yağmur da tamamile dinmiş ve herşey, günlük manzarasını almıştı. Raulk: — İşte, dedi, yanılmamışım. Bir kelime söylememiş olan Beşu dedi ki: — Senin aldanmamış olman için altın tozlarının meydana çıkması lâzımgelir. Riyazi ne- tice: hani altınlar, elendi ha- retleri? Raul sordu: — Seni — yalnz alâkadar ediyor? (Arkası var) altınlar mı